Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi(â cumhuriyet.com.tr 13
Özel finans kurumlannda kara para incelemesi sürerken yeni yasal düzenlemelerin gelmesi bekleniyor
Tasarrfıfçu ortadakaldıFATMAKOŞAR
Bankacılık Düzenleme ve Denet-
leme Kurulu'nun (BDDK) "kapBma
kilit vurduğıT Ihlas Finans, binlerce
tasarrufçuyu mağdur bırakırken göz-
ler "ükküte skınüsı" yaşadıklan bi-
linen diğer özel finans kurumlanna
(ÖFK) çevTİldi. 350 bıni thlas Fi-
nans'ta olmak üzere 970 bin civann-
da hesabın bulunduğu ÖFK'ler,
2000'in Kasım ayında yaşanan malı
krizin ardından likidite sıkıntısı ya-
• "îslami esaslara göre bankacılık yapma" iddiasıyla faaliyet gösteren özel finans
kurumlannda Mali Suçîar Araştırma Kurulu'nun kara para incelemesi sürerken yeni yasal
düzenlemeler gündemde.
leplerini karşılayamadan sadece kâr
payı dağıtıyordu.
Aralık 2000'de thlas Finans'ı göze-
time alan BDDK, genel durumu "bü-
yûk ve karmaşık ekonomik ilişkiler
andrinin profesyoneilikteo uzak bir
anlayışla sürdürülmesi" biçımınde
özetlerken mağdur olan özellikle kü-
çük tasarruf sahiplerinin mahkeme-
şamaya başladı. Mali Suçlar Araştır-
ma Kurulu'nun (MASAK) "kara pa-
ra incelemesini" sürdürdüğû ÖFK'le-
re, 1997 yılından bu yana şube açma
izni verilmiyor.
Kasım ayında yaşanan mali krize
3 milyar dolarhk sermaye yapılan ve
120 şubeyle yakalanan ÖFK'lerden
Ihlas Finans, uzun süredir ödeme ta-
ye gitmek ya da şirketle anlaşmak dı-
şında bir çaresi yok. Daha önce "ib-
tiyati haciz" aldıran ya da alacak da-
vası açan tasarrufçulara öncelikli ala-
cak hakkı yaratılması karşısında, fa-
aliyet durdurma karan ile tûm hesap
sahiplerinin hak arama şansı eşitlen-
di. îhlas Finans'ın 6 yıl süren ve BD-
DK'nin müdahalesiyle resmen sona
eren "İslami bankacdık" serüvenin-
de "varhklannı grupfirmalannaak-
tardığı'' da anlaşıldı. Bir anlamda içi
boşaltılan kurumun hesaplan devlet
güvencesinde bulunmuyor.
Bankacılık Kanunu kapsamında
faaliyet gösteren ve yeni yasal dü-
zenlemelerin gündeme gelmesi bek-
lenen ÖFK'lerde MASAK, kara pa-
ra incelemesini sürdürüyor. MA-
SAK'm mercek altına aldığı
ÖFK'lerde BDDK'nin de rutin ince-
lemeleri sürûyor.
3 milyar dolarlık sermaye bûyüklüğüyfe dlkkat çeken özel finans kurumlanna özal'ın başbakanlığı döneminde izln verildi
Kâr payııım 18 yıEık serüveniANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- Bankacılık Düzenleme ve Denet-
leme Kurulu'nun Ihlas Finans'ın
battığını açıklamasmın ardından, Is-
lami sermayeli şirketlerin ortaklık-
larmın bulunduğu 6 özel finans ku-
ruluşu da mercek altına alındı.
Ihlas Finans, son dönemde batan,
medyayla bağlantılı 4. finans kuru-
luşu oldu. TurgutÖzal'ın başbakan-
lığı döneminde, 1983 yılında açıl-
malanna izin verilen özel finans ku-
ruluşlannın toplam büyüklüğü 3
milyar dolan aşıyor. Devlet güven-
cesi taşımadıklan için bankalardan
daha riskli durumda bulunan özel
finans kurumlarının faaliyetlerinin
temeli "kâr-zararpaylaşunı" ekse-
nine oturuyor.
Türkiye'de özel finans kurumlan
özellikle dinci kesimlerin birikimle-
rini yönlendirmek ve onlara "faiz*
yerine "kâr payı" adı altında rant
sağlamak amacıyla oluşturuldu.
Özel finans kurumlan kurulması,
Turgut Özal'ın başbakanlığının ilk
günlerinde ülke gündemine taşın-
maya başladı. Özal'ın göreve gel-
dikten sonra hazırladığı ilk karar-
namelerden biri olan özel finans ku-
rumlannın kurulmasına izin veril-
mesine ilişkin 16 Aralık 1983 gün
ve 83/7506 sayılı kararname, döne-
min Cumhurbaşkanı Kenan Evren
tarafindan imzalandı.
Hedeflerden bir diğeri aralannda
Suudi Arabistan ve Kuveyt'in de
bulunduğu Islam ülkelerinin Türki-
ye'de yatınm yapmalan ve girişim-
de bulunmalanmn sağlanmasıydı.
Kararnamenin yürürlüğe girme-
sinin ardından hazırlanan Hazine,
Dış Ticaret ve Merkez Bankası teb-
liğlerinin yürürlüğe girmesiyle
1985 yılmda Al Baraka Türk ve Fa-
isal Finans, 1989'da Kuveyt Türk
Evkaf, 1991 yılmda Anadolu Fi-
thlas Finans'ın sahibi Enver
Ören'in yaym kuruhışlan ara-
sında TGRT, Türldye gazetesi
ve İHA bulunuyor.
nans, 1995 yılında Ihlas Finans ve
son olarak da 1996 yılmda Asya Fi-
nans Kurumu faaliyete geçti.
6 kuruluş, 121 şube
Özel finans kurumlannm Türki-
ye'de toplam 121 şubesi var. Aktif
toplamlan 1997 yıl sonunda 412.9
trilyon lirayken 1999 yıl sonunda 1
katrilyon 414 trilyon liraya çıktı.
Dolar bazında aktif toplamlan da
aynı dönemde 2 milyar dolardan 3
milyar dolara çıktı. 1998 yıl sonu
itibanyla bütün bankalann aktif top-
lamının yüzde 2'si özel finans ku-
rumlarının iken bu oran 1999 yıl so-
nunda yüzde 2.33'e ulaştı.
Ihlas Finans, son dönemde batan,
medyayla bağlantılı 4. finans kuru-
luşu oldu. Ihlas|ın en büyük hisse-
dan olan Enver Ören'in yayın kuru-
luşlan arasında TGRT, Tûrkiye ga-
zetesi ve İHA bulunuyor.
• Korkmaz Yiğlt'in sahibi oldu-
ğu Bankekspres, Tasarruf Mevduatı
Sigorta Fonu'na devredilmişti. Yi-
ğit, Kanal 6 ile sonradan kapanan
Yeni Yüzyıl gazetesinin sahibiydi.
• DinçBilgin'in sahibi olduğu Eti-
bank ile Ceylan Holding'in sahibi
olduğu Bank Kapital'e el konul-
muştu. Bilgin, aralannda Sabah, Ye-
ni Binyıl ve atv'nin de bulunduğu
medya kuruluşlannın Ceylan Hol-
ding de CTV'nin sahibiydiler.
• El konulan Interbarîk'ın sahibi
CavitÇağlarda medya patronuydu.
DÜNYA EKONOMİSİNE BÂKIŞ / ERGIN YEDIZOĞLU LONDRA
II. Bush Dönemi: Muhafazakâr Restorasyon-1
Yeni ABD yönetiminin, kimi
özelliklerine, birbiri ardına atma-
ya başladığı adımlara bakınca,
yalnızca Clinton döneminin de-
ğil, 1960'larda gelişen "liberal
(ilerici - E.Y.) küttürün" etkilennı
de silmeyi, adeta muhafazakâr
bir restorasyon hedeflediğı gö-
rülüyor. Önünde birçok engeller
olmasına rağmen, bu restoras-
yon gerçekleştiği takdirde, yal-
nızca ABD'nin toplumsal/kültürel
yapısında değil, uluslararası gü-
venli ortamında da önemli deği-
şikliklere şahit olabiliriz.
Restorasyon girişiminin üç ana
eksen üzerinden ileriediği görülü-
yor Birincisi, yönetimin en önem-
li noktalanna doğrudan büyük şir-
ketlerin saflanndan gelen kadro-
laryerteşti. Ikincisi, din-devlet iliş-
kilerinde, devlet politikalan, dini
kurumlann etkinliğini arttırma yo-
lunda şekilleniyor. Üçüncüsü: Dış
politikada ABD hegemonyasını,
"lidertiğin daha güclü bir bi-
çimde gerçekleştirilmesi" kon-
septi altında, uluslararası ilişkiler-
de, var olan anlaşmalara aldırma-
dan, tek taraflı (unilateral) davran-
ma eğilimi güçleniyor.
Bakanlıklar şirketlere...
Bush yönetimi şekillenmeye
başlar başlamaz, iktidar merkez-
lerine yerleşen kadrolann niteliği
hemen dikkati çekti. II. Bush yö-
netiminin zirvesindekiler, hem
Reagan - Bush döneminden
gelme "muhafazakâr eski tüfek-
ler" (Dünya Ekonomisine Ba-
kış 14/01) hem de Clinton döne-
mindekilerin aksine "mektepli"
(esas olarak akademik becerile-
rinden dolayı yükselmiş) değil
"alaylı" (esas olarak, en alt dü-
zeyden başlayıp yönetim kade-
melerinde, sadakati, güvenilirliği
ve sistemli çalışmasıyla yavaş ya-
vaş yükselmiş) kadrolardan olu-
şuyor. Ömeğin Clinton yönetimi-
nin kadrolannın yüzde 30'u Har-
vard ve Yale üniversitelerinden
geliyordu, elini sallasan doktora-
lı uzmana çarpıyordu. Yalnızca
Beyaz Saray'da Oxford - Rho-
des burslu altı uzman vardı. Was-
hington Post'tan Ignatius'un işa-
ret ettiği gibi Clinton ekibi, bir
"akıllılaryönetimiydi"ve 1960'lar
kuşağının en parlak örneklerin-
den oluşuyordu. II. Bush hükü-
metinde, "Ivy Leage "den (en
saygın üniversiteler) gelme yal-
nızca iki bakan var. Oxford - Rho-
des bursuyla yetişmiş uzman
yok, yalnızca eğitim sekreterinin
doktorası var, o da fizik dalında.
Yeni kadrolar, öncekileri gibi dü-
şünce insanı olmakla değil, örgüt
adamı olmakla övünüyoriar
(Franklin Foer, Tovvards a Soci-
ology of Bushies, The New Re-
public 05/02/01). Bu ise Foer'a
göre başlı başına bir yönetim sti-
lı değişikliğine işaret ediyor. Ken-
dine aşın güvenli, kaotik, bireyci
ve "alternatif", kriz ortamına yat-
kın Clinton kadrolan yerine, tem-
kinli, düzen ortamını tercih eden,
muhafazakâr "örgüt adamlann-
dan" oluşan, dolayısıyla esnekli-
ği düşük bir kadro II. Bush'un
kadrosu. Bu açıdan, krizlerde ani
refleks göstermeleri kolay olma-
yacak.
Bu kadrolann hemen tümünün
şirketlerin bünyesinden yetiştiği
ve burada yükseldiği görülüyor.
Yazar-gazeteci, Moly lrwin, The
Boston Globe'da bunlann bir
dökümünü yaptı, işte, hangi ci-
ğerlerin hangi kedilere emanet
edildiğini gösteren kimı Örnek-
ler Dick Chaney (Başkan Yar-
dımcısı, kimilerine göre gerçek
başkan) dev petrol şirketi, Halli-
burton Inc. Yönetim Kurulu; Ba-
ine Chao (Çalışma Bakanı) yatı-
tim kurulu; John Ashcroft (Ada-
let), ilaç sanayii, Scherin-Plough;
Colin Powel (Devlet) eski gene-
ral, sonra American Ön Line Yö-
netim Kurulu, halen konferans
başına 100 bin dolar alıyor. Ann
Veneman (Tanm) Monsanto
bünyesindeki Calgene Yönetim
Kurulu Cargill gibi diğer genetik
ürün firmalannca da desteklendi;
Donald Rumsfeld (Savunma)
General Instruments Corp. ve
dev ılaç firması Seaıie, Asea
Brovvn Bovveri (müteahhitlik),
Rand Corporation yönetim ku-
rullan, Smtth Barney (borsa ya-
tınm) danışma kurulu. Sağlık Ba-
kanı Tommy Thompon'un se-
çim kampanyasına da sigara şir-
keti Philip Morris 72 bin dolar
vermiş (Globe 10/02).
Sosyal hizmetter de
tarikatJara havale
Bush'un siyasi doktrini, Stali-
nist komünizmden köktendinci
Hıristiyanlığa dönmüş yazar
Martin Olasky'nin "ŞefkatliMu-
Bush yönetimi kadrolannın niteliğiyle dikkat çekti.
nm bankacısı, Bankof America
Başkan Yardımcısı, North West
Airlines, Dole Foods, Cok>rox
Yönetim Kurulu; Paul O'Neill
(hazine) dev alüminyum şirketi
Alcao Yönetim Kurulu, daha ön-
ce, International Papers Co,
Kodak ve Lucent Technoiogies
yönetim kurullan; Norman Mi-
neta (ulaştırma) Lockheed Mar-
tin (uçak, savunma) Başkan Yar-
dımcısı, Boeing, General Elect-
ric, Greyhound, Lockheed,
Unrted Airlines, USP'nin des-
teklediği Meclıs Ulaşım Komitesi
Başkanı. Gale Northon (iş işleri-
çevre) petrol şirketlerinin çevreci-
lere karşı kurduğu bir vakfın yö-
netim kurulu, daha önce de kâğıt
ve orman ürünleri şirketlerinin
kurduğu benzer bir vakfın yöne-
hafazakâriık" kitabı üzerine kuru-
lu. Bu kitabın önsözünü de Bush
yazmış fThe Observer 04/02).
Bush'un ikinci akıl hocası ise
1960'lann sivil hareketlerinin AB-
D'nin ahlaki değerieri ve toplum
yapısı üzerindeki etkilerini eleşti-
ren krtaplar ve dergi yayımlayan
Myron Magnet Incil'de yazan
her şeyin doğrudan gerçeği söy-
ledigini kabul eden "evangeli-
cal", köktendinci akımın önde
gelen temsilcHerinden biri olan,
kürtaja ve eşcinsellere düşman-
lığıyla da bilinen Ashcroft da
adalet bakanlığına getirildi.
İlk uygulaması, aile planlaması
bağlamında kürtaj konusunda
yardım, tavsiye sunan uluslara-
rası kuruluşlara mali yardıma son
vermek (Interpress 31/01), en
etkin hamilelik önleme ilaçların-
dan birini de yasaklamak (The
Guardian 08/02) olan "evange-
lical" Hıristıyan Bush'un uzun dö-
nemli projesi, dini kurumlann
ABD toplumu içindeki etkisini art-
tırmak. Bu amaçla II. Bush yöne-
timi, "1960'lann yıkıcı etkilerini"
ve kronik işsizlik, uyuşturucu kul-
lanımı, evîilik dışı hamilelik vb.
"toplumsal hastalıklann" teda-
visini diğer bir deyişle sosyal hiz-
metleri "inanç temelli" yardım
kurumlannm eline transfer etmek
istiyor.
Ylne bu amaçla, Beyaz Saray
bünyesinde inanç temelli yerel
cemaat örgütlerine sosyal yardım
hizmetleri sağlamalan için verile-
cek fonları yönetmek üzere bir
büro kuruluyor, başına da "evan-
geiical" hareketin önderierinden,
kriminoloji profesörü John Dilu-
lio'yu getiriyor. The Guardian ın
bildirdiğine göre adalet, eğitim,
sağlık, çalışma bakanlıklanndan
da kendi bünyelerinde benzer ya-
pılanmalara gitmelerı istendi.
The New Republic'ın son sa-
yısından, bu girişimin olası etki-
lerini inceleyen yazılara bakarak
şu tespitleri yapmak mümkün:
Müslüman ve Yahudi cemaatle-
rini de kapsayan bu uygulama,
bir taraftan öncelikle Cumhuri-
yetçi Parti'nin taban örgütü gibi
çalışan Güney Baptist Kilisesi
merkezlerine yarayacak. Ikincisi,
her inancın kendi özel koşulları
olduğu için aynmcılığı kışkırta-
cak. Dini inançlan olmayanlar ve
çeşitli dini inançlar tarafindan dış-
lananlan, örneğin eşcinseller, di-
ğer dinlerin üyeleri, kimi Hıristi-
yan tarikatlar beyaz ırkın üstünlü-
ğü prensibini benimsediği için si-
yahlan ve siyahlaria evlenenleri
dışlayabilecek. Üçüncü olarak
Sciantoloji Kilisesi gibi Nazi dü-
şüncesine yakın tarikat, islam
ulusu (Yahudi düşmanı, siyah ırk-
çısı) gibi birçok diğer tarikat bu
program dahilinde mali destek
alacak, etkilerini yayma olanağı
bulacak. Nihayet sosyal yardım
almayı çeşitli tarikatlann ibadet
rituellerini kabul etmeye bağlı kı-
lacak. Sonuç olarak, bir taraftan
savunma ve eğitim hariç tüm
devlet harcamalannda büyük bir
kesintiye gitmeye hazırlanan
Bush yönetimi, devletin dini des-
teklemesi ve ABD toplumsal ya-
şamında dini kurumlann etkisini
arttırmak için yılda yaklaşık 8 mil-
yar dolariık bir ek fonu devreye
sokmaya hazırianıyor.
Bu yazının II. bölümüne çar-
şamba günü yayımlanan Global
Politikültür köşesinde devam
edeceğim.
Beş kuruluş faaliyette
ÖFK'lerin mali
sistemdeki yeri
• Al Baraka Türk,
Anadolu Finans, Asya
Finans, Faisal Finans,
Kuveyt-Türk Evkaf,
faaliyet gösteren
OFK'ler.
• 1983 yılında
açılmalanna izin
verilen özel finans
kuruluşlannın toplam
büyüklüğü 3 milyar
dolar civannda.
• Türkiye genelinde
thlas'ın da dahil
olduğu 6 kurulusun
120 civannda şubesi
bulunuyor.
• ÖFK'lerin aktif
toplamlan 1997 yıl
sonunda 412.9 trilyon
lirayken 1999 yıl
sonunda 1 katrih/on
414 trilyon liraya çıktı.
Dolar bazında aktif
toplamlan da aynı
dönemde 2 milyar
dolardan 3 milyar
dolara çıktı.
• 1998 yıl sonu
itibanyla bütün
bankalann aktif
toplamının yüzde 2'si
özel finans
kurumlarının iken bu
oran 1999 yılı sonunda
yüzde 2.33'e ulaştı.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Vergide Adalet
Bir ülkenin yönetiminin vergi anlayışı, o yönetimin
hak ve adalet anlayışının aynasıdır; onu yansrtır. Dev-
letin adaleti, vergı uygulamasıyla tanımlanır.
Tarih boyunca böyle olmuştur. Maliye ders kitapla-
nnda, haksız ve adaletsiz uygulamalanylatarihe en acı-
masız vergi zalimi olarak geçen hükümdarlann başın-
da kim gelır dersiniz? Batı kaynaklannda adı Tamerla-
ne olarak yazılan bizim Timurlenk.
Yinelemekte yarar var. Çağdaş demokrasinin yo-
lunu açan en önemli etkenlerden biri, vergi konusun-
daki tartışmalardır. Verginin kimlerden alınacağı ve na-
sıl harcanacağı, ekonominin siyaset ile kesiştiği en bü-
yük kavşaktır. Bu konu bizde hemen hiç gündeme gel-
mez. Ancak unutulmasın ki yaklaşık iki yüzyıl önce AB-
D'nin kuaıluşunun temelinde, bu tartışma vardır.
• • •
Hükümet vergi borcu olanlara, yani vergisini verme-
yenlere büyük kolaylıklar getirdi. Emlak ve çöp vergi-
leri dışında kalan tüm vergi borçlan, yıllık yüzde üç ge-
cikme faizi ve 18 aya yayılan taksitlerie ödenebilecek-
tir.
Devletin toplam vergi alacağının yaklaşık beş katril-
yon lira olduğu belirtiliyor. Bu tutar, 48.4 katrilyon ola-
rak bağlanan 2001 yılı bütçesinin toplam ödenekleri-
nin yüzde 10'undan dahafazladır; devletin 2001 yılı top-
lam personel giderierinin de yüzde 41.7'si kadardır.
Toplanmayan vergiler aynca, 2001 yılı için 31 katrilyon
olarak öngörülen toplam vergi gelirlerinin de altıda bi-
ri dolayındadır. Bu sayılann kanrtladığı çok şey var. Eko-
nominin kayrt dışı olan bölumü birtarafa, hükümet, ka-
yıtlı ekonominin vergi olanaklannı da tam olarak deger-
lendirmiyor; vergi toplayamıyor.
Kaldı ki geçmiş bir deneyim, 1997 deneyimi, sağ-
lanan bu geç ödeme kolaylığının hiç de başanlı olama-
yacağını kanıtlıyor. Belirtildiğine göre, kamu kesiminin
2.5 katrilyon vergi borcunun tahsili olanaklı değildir.
Toplam içinde özel kesimin borcu 2.4 katrilyon liradır.
Yetkililer, bunun 500 trilyonunun da tahsilinin olanaklı
olmadığını belirtiyor. Geriye 1.9 katnlyon kalıyon bunun
ya yalnızca 500 trilyon kadar bir bölümünün tahsil
edilebileceği söylenryor. Yani, toplam vergi alacağının
onda biri dolaytnda bir bölümü tahsil edilebilecektir;
ödeme kolaylıklan bunun için getiriliyor. Benzer bir öde-
me kolaylığının yapıldığı 1997'de tahsilat oranı, yüzde
13 dolayında kalmıştı. Bu yılın tahsilat beklentisi, bek-
lenti olmanın ötesine kolayca geçemez. Çunkü,
1997'de ekonomi, yüzde 8.3 ile son on yılın en yüksek
büyüme oranını yakalamıştı. Vergi borçlannın öden-
mesinin beklendiği gelecek 18 ayda ekonomide bu öl-
çüde büyüme beklemek en azından gerçekçi olmaz.
Kolayiıklara karşın, bu vergi alacaklannın bu ölçude bi-
le tahsili çok güç olacaktır.
Devlet, vergi borçlanna getirdiği kolaylıklaria, haksız
ya da eşitlik anlayışından uzak bir tutum sergiliyor ve
ekonominin iki kesimini cezalandınyor.
Kesimlerden biri, geliri kaynağından kesilerek ver-
gilendinlen maaşlı ve ücretiilerdir Sayılan 10 milyo-
na yaklaşan emeğiyle geçınenlenn, yani ucretlı ve ma-
aşlılann, gelirvergileri, onlardahagelirierini görmeden
kesiliyor. Bu nedenle de emeğiyle geçinenlerin vergi
borçlusu olma lüksü ya da olanağı yoktur. Onlar, vergi
kolaylıklanndan yararianamaz. Yetmedi; bu kesim, ek
olarak ödedıği dolaylı vergileri, yani KDV ve benzeri sa-
tış işlemi vergilerini de ahşveriş sırasında ödemiş bu-
lunuyor. Gülmeceye bakın, getirilen vergi kolaylığın-
dan, bu vergileri ödeyenler değil, halktan toplayıp da
maliyeye yatırmayanlar yararlanacaktır.
Vergi kolaylıklan getirilerek haksızlık yapılan ikinci
toplum kesimi de vergisini zamanında ödeyen dürüst
işverenlerdir Hükümet bunlan da vergilerini zama-
nında verdikleri için cezalandınyor; bin pişman edi-
yor; "Siz de verginizi zamanında ödemeyin" demeye
getiriyor.
•••
Bunlar sonuçlar. Aslında vergi konusundaki adalet-
sizlik çok daha derindir; vergi adaleti kökunden bozuk-
tur ve duzeltilmiyor. Bunun en açık göstergesi, varsıl-
yoksul ayınmı yapmayan dolaylı vergilerin toplam
vergilenn içindeki payıdır ve bu pay giderek artıyor.
Gerçekten de gelir, kurumlar ve motoriu kara taşıtlan
gibi servet vergilerinden oluşan doğrudan vergilerin
toplam vergiler içindeki payı, 1998'de yüzde 46.6;
1999'da yüzde 45.4 olmuştur. Bu oran verilerin yayım-
landığı 2fJ00 yılının ilk on ayında da yüzde 41.1 'e düş-
müştür. Buna karşılık KDV, akaryakıt vb. alım-satım
vergilerinin toplam içindeki payı da aynı uç yılda sıra-
sıyla yüzde 63.4, yüzde 64.6 ve yüzde 69.9'a ulaşmış-
tır. Neresinden bakılırsa bakılsın, bu vergi yapısının,
vergilerde aranan ekonomik güce göre vergi alınma-
sı ilkesiyle uzaktan-yakından bir ilgısi yoktur. Asgari
ücretin bile yüzde 15 vergilendirildiği bir ortamda bu
vergi yapısı, dar ve sabit geliriileri ezmektedir. Hükü-
met son uygulamalanyla bu ezilmeyi daha da pekişti-
riyor.
e-posta: yakup@metu.edu.tr
Aradığmız kişiye daha hızlı
ulaşmanız için yeni bir numara...
(0216) 585 85 85
(0216) 395 45 15 olan numaramızı
(0216) 585 85 85 olarak değiştirdik.
Bizi aradığtnjzda istediğiniz kişiye direkt ve daha hızlı ulaşabilmeniz
için yeni bir numaramız var. Bundan böyle aradığmız kişinin
dört haneli yeni dahtli numarasfnı biliyorsanız, santral numaramızın
son dört hanesi yerine bu numarayı (0216 585 XX XX) tuşlayarak
istediğiniz kişiye doğrudan ulaşabiiirsiniz. Aradığınız kişinin
dahili numarastnı bilmiyorsanız {0216} 585 85 85'i arayarak
santralden bu numarayı öğrenebilirsîniz. Yeni numaramızla
artık daha da yakınız.
ArçeiikA.Ş 81719 Tuzia/lstanbu! Faks:(0216)585 85 80