Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ŞUBAT 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
Tarikat Demokrasisi
Cumhurıyet Yayınları'ndan çıkan "Bir
Cumhuriyet Düşmanının Portresi ya
da Fethullah Gülen Hocaefendi'nin
Derin Misyonu" adlı kitabı 2. baskıya
ulaşan hukukçu, yazar Emin
Değer'e göre, Türkiye'de "tarikat
demokrasisi" geçerli. Bu yüzden de,
Esad Coşan'ın Süleymaniye'nin
bahçesine gömülmesine ilişkin
hükümet kararnamesi hiç de "hayret
verici" değil. Emin Değer,
kararnameye hayret edenlere
hayret ediyor: "Hayrete hacet yok.
Korkut Özal, cumhurbaşkanlığı
yapmış kardeşi Turgut Ozal'/n
politikaya girmeden önce
Nakşibendi tarikatının şeyhi Mehmet
Zahid Kotku'dan
destur aldığını açıkladı. Korkut
Özal'a göre Kotku, Turgut Özal'a
demiş ki: 'Sakın ola, tarikatınızı
siyasete alet etmeyin.' Oysa
Kotku'nun şöyle birsözü var: 'Ey
oğul, sen tek başına kaldığında
gerçeği bulamaz, şaşırırsın. Gerçeği
bulmak, doğru yola girmek için bir
şeyhe tabi olacak, şeyhin
söyledikleri doğrultusunda hareket
edeceksin.' Tarikatın ilkesi bu.
Şeyhin verdiği emrin dışına
çıkılamaz, onun doğrultusunda
siyaset yapılır, tarikat demokrasisi
de böyle işler."
IS1K KANSU
Hukukun Ustunlugunu Isteyenlere
SSK'nin sağlık hizmetlerini piyasalaştırmaya
yönelik kanun hükmünde kararname hakkında
Anayasa Mahkemesi'nce verilen yürütmeyi
durdurma karanna karşın, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı aynı kararnameye
dayanarak "Sağlık Işleri Yönetmeliği"n\
yürürlüğe sokmuş, hatta kimi hastaneleri bu
yönetmelik gereği "işletme"ye dönüştürmüştü.
Danıştay, Birleşik Sağlık-lş Sendikası'nın
başvurusu üzerine bu yönetmelik hakkında
yürütmeyi durdurma kararı verdi. Sendika genel
sekreteri Fıgen Yolcu, yönetmeliğin ne anlama
geldiğini şöyle yorumluyor.
"Yönetmelikle getirilen sistem, halk sağlığını
serbest piyasa koşullanna terk etmekte,
küreselleşme hikâyesi ile kamu mallannı yerii -
yabancı sermayeye peşkeş çekmekte, ucuz
emek pazan yaratmakta ve çalışanlann mevcut iş
güvencelerini ortadan kaldırmakta, devletin
sağlık ve sosyal güvenlik sistemine ilişkin görev
ve sorumluluğunu özel sektöre devretmekte,
devletin sosyal kimliğini yok etmektedir."
Yolcu, Danıştay'daki davayı da ülke insanlannın,
demokrasi ve adaletin, sosyal devletin ve
hukukun üstünlüğünün kazandığını vurguluyor.
Şimdi iktidara düşen iş, son yolsuzluk
operasyonlarındaki yöntemler nedeniyle sık sık
dile getirdikleri "hukukun üstünlüğü"nü yerine
getirmek ve "işletme" yapılan SSK hastanelerini
kamusal hizmet veren yapıya geri döndürmek
olmalı.
Yılmaz Gümüşbaş
Yılmaz Gümüşbaş, gazeteciliğin sonbahanna
tanık olmanın hüznünü taşırdı. Donuk kış elbet
geçecek, ilkbahara, zerdali tazeliğinde varacaktık
ama...
Yılmaz Gümüşbaş, ağabeydi. Kimi zaman yol
göstericiliği ile, kimi zaman haksızlıklara karşı
anlamlı ve derin suskunluğu ile, kimi zaman
gazetecilerin haklannı nasıl savunacaklannı
kanıtlayan önderliğiyle... Yılmaz Gümüşbaş,
Cumhuriyetçiydi. Cumhuriyet devriminin temeli
Sıvas'tan kalkıp Cumhuriyet'in başkentine gelen
bir halk çocuğu olarak yaşam biçimini
Cumhuriyetçiliğin devrimci saatinin tiktaklanna
kunmuştu.
Yüreği bir kuş gibi durdu, ardında onurlu, duru,
emek dolu bir yaşam bırakarak.
Tek Gıda-lş, Ziraat Mühendisleri
Odası, KİGEM, Türk Tarım
Orman-Gıda Sen, Tütün
Eksperleri Derneği, Tütün
Platformu Sigara Sağlık Ulusal
Komitesi, Tüketici Hakları
Derneği ile Türkiye Ziraat
Odaları Birliği, önceki gün
Izmir'den tütün ekicisine
"Tütününe sahip çık" çağnsı
yaptılar:
TütünfticisininSeçeneği
"Ey tütün üreticisi, ekmeğine
sahip çık! Sen fakirieştikçe,
yabancı tütün üreticisi
zenginleşecek. TEKEL satılırsa,
artık tütün almayacak. Bu da
daha az ürün, daha az gelir
demektir. Avnıpalısı, Âmerikalısı
kendi ülkesinde sigarayı
yasaklıyor, ama çiftçisi aç
kalmasın diye destekleme
alımlanna devam ediyor.
Sana gelince de destekleme
alımını zoha kaldırtıyor.
Çünkü, sen yok olursan, kendi
çiftçisi ayakta kalacak. Bu oyuna
gelecek misin?"
Sendikalar ile meslek
örgütleri, tütün üreticisinin
karşı karşıya kaldıgı
seçenekleri de sıralıyorlar:
"Ya kendi toprağının
efendisi olacaksın ya da
yabancı sigara tekellerinin
kölesi. Tercihini yap!
Unutma, şimdi buna hayır
demezsen, yann çokgeç
olacak!" .-
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞÎPAL
SSK'den Bağ-Kur'a Geçiş
Soru: 1995 yılında SSK'den emekli oldum ve bana emek-
li aylığı bağlandı. Emekli aylığımı alırken, kısa bir
süre önce bana SSK'den gelen bir yazıda 1985 yı-
lında bir anonim şirketin kurucu ortağı olduğum
için, 1985 yıhndan sonra Bağ-Kur sigortalısı ol-
' mam gerektiği ve SSK sigortalılığımın bu tarihten
sonra iptal edildiği ve 1995 yıhndan bu yana bana
ödenen ve 4 milyarı aşan emekli ayüğımın adıma
borç kaydedildiği bildirildi. SSK sigortalısı oldu-
ğum günden emekli olduğum güne kadar hiç ara
fuv'iTttJtvermeden SSK'ye primlerim eksiksiz ve kesiâtisiz
ödenmiştir. Sorularım:
1) Bir SSK sigortalısı, bir anonim şirketin kurucu
ortağı olamaz mı?
2) Anonim şirket ortağı olunduğunda, SSK sigor-
talılığı sona erip, Bağ-Kur sigortalısı olmak zorun-
lu mudur? (l.Y.)
YANIT: 1) Bir SSK sigortalısının anonim şirket kurucu or-
tağı olmasına yasal bir engel yoktur.
2) Bağ-Kur Yasası'nın 24. maddesi "sigortaü sayılanlar ve
sayılmayanlar" ile ılgilidir. Bu maddede Bağ-Kur sigortalı-
sı olması gerekenler ile gerekmeyenler belirlenmiştir. Bu be-
lirlemede:
"Kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanılarak ku-
rulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve
herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın ken-
di adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
(...)
b) Kolektif şirketlerin ortakları,
c) Adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer or-
takları,
d) Limited şirketlerin ortakları,
e) Sermayesi paylara bölünmüş komandite şirketlerin ko-
mandite ortakları,
0 Donatma iştirakleri ortakları,
g) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ile yönetim ku-
rulu üyeleri"
Bağ-Kur Yasası'na göre Bağ-Kur sigortalısı olmak zorun-
dadır. Yasanın aynı maddesi uyannca bu konumda olanlardan:
"a) 18 yaşını doldurmamış olanlar,
b) Türk asıllı yabancılar hariç, yabancı uyruklular,
c) Kananla veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak ku-
rulu sos\ al güvenlik kuruluşlarına prim veya kesenek öde-
yenlerle, bu tür kuruluşlardan malullük veya yaşlılık ay-
lığı ile daimi tam işgöremezlik geliri almakta olanlar (Dul
ve yetim aylığı veya Sosyal Sigortalar KuruımTndan geçi-
ci veya sürekli kısmi işgöremezlik geliri alanlar hariç),
d) Tarım işi yapanlar (tarım sanatlanna ait işleri yapan-
lar hariç)"
Bağ-Kur sigortalısı olamazlar.
Sosyal Sigortalar Kurumu'na sigortah olarak prim ödeme-
niz, Bağ-Kur sigortalısı olmanıza engeldir.
Bağ-Kur Genel Müdürlüğü'nün 22.9.1987 günlü, 279 sayı-
lı genelgesinde (sayfa:6/e) konu şöyle açıklanmaktadır:
"(—) Kurumumuza tabi sigortalılığın başlayacağı tarih-
te veya daha önceki tarihten itibaren diğer sosyal güven-
lik kuruluşları kapsamında bulunanlann bu kuruluşlar-
daki sigortalılıkları mecburi veya isteğe bağlı olarak de-
vam ettiği sürece Bağ- Kur Kanunu kapsamına alınmaya-
caklardır."
Yasa ve genelgedeki açık anlatımdan SSK sigortalılığı sü-
rerken anonim şirket kurucu ortağı olanlar, Bağ- Kur kapsa-
mına alınmaz ve SSK sigortalılığı geçerli sayılır.
SSK'den Bağ-Kur'a geçiş, ancak SSK sigortalılığının son
bulnıasıyla olur.
CHP'nin İki Ayn Yüzü
CHP'nin iki ayn yüzü var...
llki, CHP Ekonomi Masası'nın haf-
talık raporlarına yansıyan yüz...
Yani?
"IMF'ye tutsak neo-liberal siyaset
ve ekonomiyi" eleştiren, endüstri böl-
geleri yasataslağındaki hükümleri "ye-
ni kapitülasyon" diye tanımlayan, ül-
kenin topraklannın talan edildiğinden
yakınan, boryataklannın özelleştirilme-
sinin "ulusal çıkarlar ve kamu yaranna
aykın" olduğuna değinen yüz...
Yani?
Yurtçapında6 ok'a sahip çıkan, ba-
ğımsızlıkçı; yeni değil, aydınlanma
devriminden bu yana "Anadolu so-
lu"nu biçimlendirmiş CHP tabaninın
istemlerini parti aynasına yansıtan
yüz... Ikinci yüzde ise partinin sağa
kaymadığını, "yenidenyapılandığı"n\
söyleyen önder kadro beliriyor. "Ye-
niden yapılanma" zaten başlı başına,
CHP'nin ilk yüzünde yerden yere vu-
rulan "neo-/ıbera/;zm"in, "yeni sağ "ın
anahtar sözcüğü değil mi? Öyle...
Nitekim, "Bilim, Yönetim ve Kültür
Platformu"na seçildiğinin duyuruldu-
ğu gün tutucu bir televizyon kanalı-
na çıkıp "CHP 6 ok çizgisinde kaldı-
ğı sürece başanlı olamaz. Bu çizgi
terk edilmeli" diyen "danışman" pro-
fesörler, aynı anahtarla "yeniden ya-
pılanma"nm kapısını aralamıyorlar
mı? Öyle... CHP'nin ilk yüzünde; ül-
kenin sömürgeleşme sürecine karşı
çıkan; ulusal, kamusal çıkarları kol-
lamanın, laik ve halktan yana olma-
nın "devrimci cumhuriyetçilik" anla-
mına geldiğini kavramış CHP'liüyeya
da yandaşm görmek istediği parti
görüntüsü çiziliyor. Birincı yüzünü
-önder kadronun ifadeleriyle- "bağ-
naz, devleti ve bir sınıfıyücelten, an-
lamsız, dogmatik sol" diye inkâr eden
ikinci yüz ise birınci yuze bir türlu
oturtulamayan eğreti bir maske...
HAYVANLAR İSMAIL GÜLGEÇ
j'ıi f'
igulgec@yahoo.com
KlM KtME DUM DUMA BEHİÇAK behicakuı turk.net
HAKBİ SEMİH POROY semihporoyuı yahoo.com
KEDÎ LEVO APTÜÜKA
KARTAL 1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Sayı: 2000/641
Mahkememizin yukanda esas numarası beürtilen davasında davacı
Binalı Guzelarslan vekili tarafından davalı Handan Güzelarslan aley-
hine şıddetli geçımsizlik sebebıyle dava açılmış olup, davalıya tebli-
gata y arar adresi tespıt edilerek davetiye tebliğ edilemediğinden, ila-
nın gazetede yayunJandığı tarihten itibaren 7 gün sonra tebliğ yapıl-
mış sayılacağından, davalı Handan Güzeiarslan'ın tebliğden itibaren
10 gün ıçınde davaya karşı cevaplaruıı bildirmesi, tayin edilen
28.3.2001 günlü saat 11 2O'dekı oturumda hazır bulunması veya ken-
disini bir vekille temsil ettırmesı, duruşmada hazır bulunmadığı ya da
kendısini bir vekille temsil ettirmediği takdirde HUMK'nin 213 ve
377. maddelen uyannca yargılamanınyokluğundayapılarakkarar ve-
nleceği da\ etiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 7700
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 12 Şubat
KECECIZADB FUAT PASA..
İ86S'P4 BU6UN,ÜHLÛ fr£W.ET AOAMt^KEÇECİZAÜB FUAr PAÇA
TÜ.GENÇUĞİNDE TtP Ö&HBHİMINI mMAMLI^ARAK HEKİM OLAN KEÇSCl
•ZAl>E,DAHA SONRA tMPt-OHAATLIĞI YB6LSMİÇTI'. Btl MESLEf£T£ KtSA
, 1861'PE PE SAPBAZAMUSA YÜKSELMlÇTİ.ANCAK, YONE-
TtME HEK FlltSATTA tCASlŞAN rHHl AYPfN PAPlÇAH A8OULAZIZ,OMUN
BHt YIL SOMtA İSTİFASINA MEPBÜ OIMUÇTU. 186TT£, İKtNCİ KEZ AY-
Nt GOfZEVE GETlfZıLEN PAŞA, ZEYfî YÖMETİM YAMUSf PADlŞAHLA
-YILLAR.CA UĞlZAÇMlŞTt. BÜYÜK HEŞtr PAŞA VE ALI PAŞA İLE
BİRLİKTE, 7ANZİMAT PEV&NİN EN ÖfJpE GELENPEI/LEV
APAMLARINOAN SAYtLAN FUATPAÇA,ÜUC£pe eATtLt
LAÇMA ANLAYIŞtNI YEfZLEŞrmMEYE: ÇAUŞANiA
&İRIYPİ. HAZtPCEVAPLIĞl VE ESpKzi.ee/ İSE
YILLAG SONRA
YAKLAŞIM
HIFZI TOPUZ
BizAvrupalıDeğil miyiz?
Louis-Harris Araştırma Enstitüsü'nün yaptığı bir
kamuoyu araştırmasına göre Avrupalılann çoğunlu-
ğu şımdılik Avrupa Birliği'nden hoşnut değil. Bekle-
diklenni bulamamışlar. Gelişmelere kuşkuyla bakıyor-
lar.
Araştırma sekiz Avrupa ülkesinde, yani Fransa, In-
giltere, Almanya, Italya, Ispanya, Hollanda, Lüksem-
burg ve Yunanistan'da yapılmış. Ankete yanıt veren-
lerin 56'sı Avrupa Birliği'nin kurulması yolunda yapı-
lan çalışmaları yeterli bulmadığını belirtiyor. En az
hoşnut olanların başında Yunanistan geliyor, onu
Fransa ve Ingiltere izliyor.
Avrupa Birliği parası Euro'ya karşr da çoöunluk
kararsızlık içınde. Fransa'da, İHollanda'da velspan-
ya'da bu paradan hoşnut olmayanlann oranı olduk-
ça yüksek. Euro gelecek yılın başında kullanılacak.
17 Şubat 2002'de de Avrupa paraları geçerli olma-
yacak.
Bir Avrupa Devletleri Federasyonu'nun kurulma-
sına Ispanyolların yüzde 56'sı, Franstzların yüzde
55'i, Yunanhların ve Lüksemburgluların yüzde 51'i
sıcak bakıyor. Ingiltere'de ise bu oran sadece yüzde
22.
Anket sonuçlanna göre Almanlann yüzde 54'ü,
Hollandalılann yüzde 76'sı birliğin genişletilmesini, Tür-
kiye ile Doğu Avrupa ülkelerinin katılmalannı istemi-
yor. Onlar bu ülkelerin katılmasıyla birliğin kurulma-
sının gecikeceği kanısındalar. Türkiye'nin ve Doğu Av-
rupa ülkelerinin birliğe katılmasını ısteyenlerin oranı
ise yüzde 13'ü aşamıyor.
Neden bizim katılmamıza karşılar? Biz hiç mi Av-
rupalı değiliz? Türkiye'de, özellikle büyük kentlerde
Avrupalı gibı düşünen, Avrupalı gibi giyinen, Avrupa-
lı gıbı yaşayan insanlara Avrupalılar hiç kötü gözle bak-
mıyorlar. Onların din anlayışlan da Avrupalılann umu-
runda değil. Avrupa Birliği zaten bir Hıristiyan dev-
letlertopluluğu değil ki. Bu konu çok tartışıldı ve gün-
demden çıkarıldı. Hem de Avrupalı olmayanlara kö-
tü gözle mi bakıyorlar? Çinlileri, Hintlileri küçümsü-
yorlar mı?
Ben 49 yıldan beri Avrupa, Afrika, Asya ve Ameri-
kan ülkelerine gider gelirim. 25 yıl sürekli Fransa'da
yaşadım, UNESCO'da çalıştım, hiçbir ülkede, hiçbir
konferansta Turk olduğum için küçümsenmedim.
Aksine, dini, sıyasal eğilimi, inançlan ve kökeni neolur-
sa olsun herkesin bana uygarca davrandığını gördüm.
Hele Türkiye'ye gidip gelmiş olanlar bana her zaman
ulkemızı ve insanlanmızı çok sevdiklerini ve Atatürk
devrimlerine büyük hayranlık duyduklannı anlattılar.
Ama ne var kı, hiç kimse bızde insan haklanna
gösterilen saygısızlıktan, eşitsiz davranışlardan hoş-
lanmıyor. Biz tam "Aman her şey yolunda gidiyor,
geçmiştekı o/ay/ar unutuldu, itibanmız yükseldi, hem
de futbolda Avrupa Şampiyonu olduk, bizden büyük
yok, artık bizi Avrupa Biriiği'ne kabul ederler" diyo-
ruz, bir de bakıyoruz ki cezaevleri olayı patlak ver-
mış. Televizyonlarda ve başında bunlann ağırlığı var.
F tipi cezaevlerinin koşulları kimseyi ilgilendirmiyor.
Avrupalılar yalnız açlık grevinde ölenlerin ve öldürü-
lenlenn sayısına bakıyorlar.
1915 Ermeni sürgününde biz haklı olalım olmaya-
lım, onu kimselere anlatamıyoruz. Avrupalılar "Şu
kadar insan ölmüş mü, ölmemiş mi" diye soruyorlar.
Biz "Ortada bir suç varsa bunun faturasını biz mi
ödeyeceğiz?" diyoruz, ama onlar da "Gelin, eskiden
bir hata yapıldığını ve bundan üzüntü duyduğunuzu
belirtin" diyorlar.
Bütün dünya "Şu Kıbns işini bir tatlıya bağlayın"
diyor, biz "Kabahat onlarda" diyoruz ve derdimizi an-
latamıyoruz. Güneydoğu Anadolu sorunlan Avrupa
kamuoyunu az mı bulandırdı? Arkasından Susurluk
olayı çıktı. Onun ardından Hizbullah olayları duyul-
du. Onlann arkasından cezaevleri sorunu çıktı.
Bızı sevenler çoğunlukta, ama bu tür olaylarla fe-
na puan topluyoruz. Diyeceksiniz ki "Almanlar Yahu-
dilen yok etmediler mi?" Ettiler, ama sonra üzüntü-
lerini bıldirdiler. Ikinci Dünya Savaşı'ndan sonra ku-
rulan Almanya'nın ve yeni kuşaklann bundan hiçbir
sorumluluğu yoktu.
Diyeceksiniz ki "Fransızlar Cezayir'de yüz binler-
ce insanı kurşuna dizmediler mi?" Dizdiler, ama bu-
gün Fransızlar eski yöneticilerden bunun hesabını
soruyorlar.
Diyeceksiniz ki "Ingilizler, Fransızlar, Portekizlilerve
Belçikalılar Kara Afrika ülkelerinde bunca zenciyiyok
etmediler mi?" Ettiler, ama bunlann da hesabmı ver-
diler.
Diyeceksiniz ki "önce Fransızlar, sonra da Ameri-
kalılar Vıetnamlılara az mı kan kusturdular?" Kustur-
dular, ama bunların da hesabı soruldu.
Diyeceksiniz ki "Ispanyollar ve Ingilizler, sonra da
Amerikalılar, Amerika'nın yerii halklannı yok etmedi-
ler mi? Ingilizler Avustralya'nın yerii insanlannın top-
raklannı ellerinden almadılar mı? Israilliler Filistinlile-
ri kendi topraklanndan kovmadılar mı?" Kovdular,
ama bunun da hesabı soruluyor.
Hesap vermesıni bilmek gerek, ama işlenmeyen suç-
ların değil. Barışa bu yollardan gidiliyor. Avrupa'nın
değer ölçülennde din değil, bunlar ağırlıkta. Onemli
olan, Avrupa Biriiği'ne girip girmemek değil, uygar-
lık koşullarına uymak.İnsan haklanna, hiç aksat-
madan saygılı olmak.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAM
SOLD\N SAĞA:
1/ Gerçekleşti-
nlmesı düşünü-
len etkinlikler 2
bütünü. 2/ Ku-
maş üzerındeki
benek...Kahve- 4
ci tepsisi. 3/ Bir
organımız... Te-
kıl ikinci kişi
adılı...Kaulmış,
ulanmış parça.
4/lçkibardağı...
'—Kızı":Or- 9
han Kemal ın
romanı. 5/ Kendınden
geçmek, sarhoş olmak.
6/ Aşk ateşi... Tropikal 2
Amenka'da yaşayan, ta- 3
vuğa benzer bir kuş. II 4
Borsada belli miktarda-
ki hısse senedini belırt-
mekte kullarulan ışlem
birimi... "Edouard—":
Ünlü Fransız ressam. 8/
Hawaii Adalan'na öz-
gü, gıtara benzer dört tellı çalgı. 9/ " — ince bir yolda-
yım ' Gıdiyonım gündûz gece" (Âşık Veysel)... Gece.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Çın'ı Batı'ya bağlayan eskı ticaret yolu. 2/ Argoda
gizli yer... Benzer yapıdaki hücreler topluluğu. 3/ Bir
nota... Adrn durum elderinden biri... "Eve ekmekle --
- götürmeyi /' Böyle havalarda unuttum" (Orhan Veli).
4/ Aralanndaki akrabalık ılışkıleri nedeniyle yasalar ya
da gelenekler tarafından evlenmelen yasaklanan kişi-
lerarasındakı cınsel ilişki... Lütesyum elementının sim-
gesı. 5/ Eskı İran inanışmdaki karanlık ve kötülûk tan-
nsı 6/ " — Yücel": Şairimız... Kendisine inanılan, su-
verilen kimse. 7/Notadadurakişareti...Korunmak için
birine bırakılan eşya. 8/ Sürülmeden bu^kılmış tarla.
9/ H. R. Gürpınar'ın bir romanı... Saka kuşu.