28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11ŞUBAT2001PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Vrogpamdan sapfhııaıııab' • GÜRSU(AA)-MHP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, bazı açılışlara katilmak üzere geldiği Bursa'nın Gürsu ilçesinde yaptığı açıklamada ekonoraik istikrar programının mutlaka başanya ulaşması gerektiğini belirterek "Popülist yaklaşımlara ginneden, birtakım kesimlenn birtakım seslendirmelennı duyarak, ama o seslere kapılıp progranu hedeflerinden saptırmadan netıceye gitmek zorundayız" dedi. "fiÜMtefni • ANKARA (Camhariyet Bürosu) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Sağlam, Nâzım Hikmet'e yurttaşhk hakkı öngören kararnameyı 'gündem saptırma ginşımT olarak niteledı. Mehmet Sağlam dûn düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorulan ûzerine "Nâzım Hikmet acaba Tûrk vatandaşlığı istedi mi? O yönden de bakmak lazım" görüşûnü dile getirdi. F tfpine protesto: lOgözattı • Istanbul Haber ServH - Tutuklu yakınlannın her cumartesi Galatasaray Lisesi önünde yaptıklan F tipi cezaevi protestosu, dün de 10 kişınin polis tarafindan gözaltına alınmasıyla sonuçlandı. Galatasaray Lisesi önüne dön saat 12.00'de gelen 10 kişilik tutuklu yakını basın açıklaması yapmak istedi. Gnıba müdahale eden çevik kuvvet ekiplen Gûzel Şahin, Selvi Gülmez, lpek Bulut, Selma Kaan, Fatma Arslan, Celal Türkmen, Binnaz Türkmen, Ercan Erdoğan ve Emoş Erenler adlı tutuklu yakınlannı gözaltına aldı. *Başvırutar iki katarttf • ANKARA (AA) - tnsan Haklan Vakfi Başkanı Yavuz Önel dûn düzenlediği basın toplantısında, 'Ocak 2001-Türkiyelnsan Haklan Raporu'nu açıkladı. tnsan Haklan Vakfi Dokümantasyon Merkezi'ndeki toplantıya tnsan haklan Derneği Başkanı Hüsnü Öndül de katıldı. önel, son 1 ayda işkence konusunda vakıflanna yapılan başvurunun iki katına çıktığını söyledi. Amftç tarüşmalan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu, Sıvas olaylarının bir "Andıç"la yönlendirildiği iddıalannın gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Çakmakoğlu, FP Sıvas Milletvekili Abdüllatif Şener'in Andıç ve Sıvas olaylannı JÎTEM'in organıze ettiği yolundakı iddialarla ılgıli sorulannı Başbakan Bülent Ecevit adına yamtladı. Çakmakoğlu, Andıç hakkındaki açıklamanın Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafindan 2 Kasım 2000 tarihinde yapıldığını anımsatn. Türkeş'in beyannamesinde yer almayan 1.2 trilyon liralık servetin kaynağı açıklama bekliyor Kıışku MHP'ye uzandı• Eski bir MHP yöneticisi, "Avrupa'daki ülkücü demeklerden gelen paralar vardı. 9O'lı yıllarda MHP adaylanndan alınan paralar vardı. Bunlar partinin kasasına resmen kaydedildi mi? O dönemin yöneticileri bu konulan bilir" diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - MHP'nin eski lideri Al- parslan Türkeş'in mal beyan- namesinde yer almayan Ingil- tere'deki 1.2 trilyon liralık ser- vetin kaynağının sorgulamala- n MHP'ye uzandı. Siyasi Par- tiler Yasası (SPY) partilerin yardun ve bağış almasuu sınır- lıyor. Para trafığinde, varsa usulsüzlüklerin ortaya çıkanl- ması, MHP hakkında inceleme yapılmasmı gündeme getire- cek. MHP Genel Başkan Yar- dımcısı Şevket Bülent Yahnici, konuyla ilgili olarak "Biriddi- aname yok. Devam eden bir da- va_ Dava daha açılmış, bu tes- phler yapümış. değiL Aynca bi- n Ogikndh-miyor" dedi. Eski bir MHP yöneticisi "Av- rupa'daki ülkücü demeklerden geİen paralar vanh. 90'hyıflar- da MHP adaylanndan abnan paralar vardı. Bunlar partinin kasasına resmen kaydedildi mi? O dönemin yöneticileri bi- lir'' diye konuştu. Aynı kişi, Türkiye'de yaşanabilecek ola- sı olağanüstü gelişmelere kar- şı paralanmn parti hesaplann- da tutulmadığını söyledi. Türkeş'in kızı Ayyüce Tür- keş, kız kardeşlerinin babası- nın îngiltere'deki 1.2 trilyon- luk servetinin sahte belgelerle hesaplanna aktardıklan gerek- çesiyle suç duyurusunda bu- lundu. Ankara Cumhuriyet Savcısı Musa Türkay, yaklaşık 1 yıl süren soruşturmanm ar- dından dava açtı. Savcı Türkay tarafindan hazırlanan iddiana- mede, Türkeş'in banka hesa- bmda 575 bin mark, 845 bin dolar, 367 bin 549 sterlin bu- lunduğu kaydedildi. Özdbelge tddıanamede, Ayzrt Türkeş ile Umay Günay'ın ölümünden önce Türkeş'e boş bir kâğıda imza attırdıklan veya imzasını taklıt edip paralan kendi hesap- lanna aktardıklanna dıkkat çe- kiliyor. tddianamede, Umay Günay'ın ablası Ayzıt Tür- keş'in talimatı çerçevesinde ha- zırladığı özel belgeyle sterlin- leri hesabma aktararak kullan- dığı kaydedildi. Tddianamede, Ayzıt Tür- keş'in özel evrakta sahtecilik ve dolandıncılık suçlanndan 4 yıl 6 aydan 12 yıla kadar, Umay Günay'm ise 1 yıl 6 ay- dan 4 yıl 6 aya kadar ağır hap- si isteniyor. Dosyada yer alan birbelgede Türkeş'in imzasıy- la bankaya gönderilen yazıda hesabmdaki paralann Ayzıt Türkeş ve Umay Günay'ın he- saplanna aktanlmasının isten- digi ortaya çıktı. Türkeş'in ölümünden önce bulunduğu mal bildiriminde bu paralara ıhşkın herhangı bir bil- gi bulunmuyor. Bu nedenle ser- vetin MHP'ye ait olabileceği kuşkusu dile getiriliyor. 1.2 TRÎLYON f • IT tlk kadın şehitpüot Gök uğurlandı -T"' Komutanhğı'nda cenaze töreni dûzenlendL Şehft pflotan Müftülük Camisi'ndeki cenaze namazma, Hava Eğtöm KoıntıtamKiH^eneralBatmazDandiı^HavaKuvvetkri KonıutanhğıPersondBaşicamTümg.ErolOrta^CHPGeııd Başkanı Deniz Baykal, Kooya 3. Ana Jet Us Komutanı Tuğgeneral Rasm Asfaın, Antalya Garnizon Komutanı luğgeneraltsmaü Anct, Burdur Garnizon Komutanı Kurmay Atwy EngİB Şentörk, Burdur Vahs Kadir Koçdemir, Antalya mfletveidUeri Sülevman Coşkuner, Mustafaöz ve Hasan MadtfleşebJtDİlorunakrabalarvarkadaşlanveçoksayida vatandaş kaokh. Gdk'ün Türkbayrağma sanh taburudaha sonra eUer üzerinde Sanlar Mezarhğı'ndaki şehitliğe göduiUdü. Tabutunun üzerine Türk bayra^nın \-ani sıra asker kepi Qe beyaz bir duvak konuktuğu görükffi. Şehit püotun çerçeveti bir fotoğran da kortejin önünde, nipmh« Hava Pikıt îeğmen Kemal Karfatepe tarafindan taşmdı. Başbakan Ecevit, Atina'nın tavnnın 'acayip' olduğunu söyledi Yınıanistaıra Lozan yaıutı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Türkiye, Yunanıstan'ın, Kurtuluş Savaşı sırasmda Rumlara soykmm yapıldığına ilişkin savlara Lozan Banş Antlaşması'yla yanıt veriyor. Yunanistan'ın da imzaladığı antlaşmanın 59. maddesi, Yu- nanistan'ın, Kurtuluş Savaşı sırasında savaş hukuku dışına çıkarak sivillere büyük zararlar verdiğini ve tazminat ödemesi gerektiğini belirtiyor. Başba- kan Bülent Ecevit, Yunanis- tan'ın 14 Eylül'ü soykınmı an- ma günü ilan etmesini acayip bir tutum olarak karşıladıkları- nı, Atina'dan akılcı yaklaşım- lar beklediklerini bildirdi. Yunanistan'ın, 14 Eylül'ün, Anadolu'dakı Rumlara yöne- lık soykınmı anma günü olarak tescil edilmesi yönündeki giri- şımleri Ankara'nm sert tepki- sine neden oluyor. Başbakan Ecevit, dün gazetecilerin soru- lan üzenne, "Dünyadaakhba- şmda hiç Idmse bunu ckktiye olup olmayacağınm sorulması üzerine Ecevit, "Bu dddrye ah- nacak bir şey değiL Herhalde Yunanistan'da da akb başmda Idmseler bu acayip fîkri gün- demden çıkanrlar" dedi. Dı- • Yunanistan'ın, Rumlara yönelik soykınmı iddialan Ankara'nın sert tepkisine neden oluyor. Ecevit, "Yunanlann Anadolu'yu işgalleri sırasında halka ne kadar zulüm yaptıklan bilinen bir gerçektir, tarihi bir gerçektir. Ciddiye alınacak bir şey değil" dedi. almaz. Yünanlann AnadohTyu işgafleri sırasmda halka ne ka- dar zuhlnıyapüklan bümenbir gerçektir, tarihi bir gerçektir. Ciddiye alınacak bir şey değü" yanıtını verdi. Türkiye'nin bu konuda Yu- nanistan'a karşı bir gınşımınin şişleri Bakanlığı Müsteşan Büyükelçi FarukLoğoğhı, ön- ceki gün Yunanistan'ın Türki- ye Büyükelçısı Yannis Coran- tis'i bakanlığa çağırarak giri- şimden duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti. Tarihi belgeler, Yunanis- tan'ın saviannın hiçbir tarihi gerçeğe dayanmadığını, Kur- tuluş Savaşı sırasında asıl fela- ket yaşayan tarafın Anadolu Türklen olduğunu gösteriyor. 24 Temmuz 1923 'te imzalanan Lozan Banş Antlaşması'nın 59. maddesi, Yunanistan'm sa- vaş sırasında 'savaş hukuku' dışında tutumlarda bulunarak sivillere büyük oranda zarar verdiğini belgeliyor. Yunanis- tan da anlaşmayı imzalayarak sivillere büyük zarar verdikle- rini kabul ederek zarar ve ziya- m karşılamayı da taahhüt ettı. Ancak Yunanistan'm o dö- nemde tazminatı karşılayama- yacak durumda olması üzerine taraflar arasında anlaşma uya- nnca sorunlu bölge Karaağaç, Türkiye'ye bırakıldı. Alparslan Türkeş'in ser- veti tarnşma yaratb. Servet beyanda yok ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)- Eski MHP li- deri Alparslan Türkeş'in kızlan arasında miras kav- gasuıa dönüşen 1.2 tril- yonluk servetin ölümün- den önce verdiği mal be- yanlannda göriinmemesi dikkat çekti. 4 Nisan 1997'de ölen Türkeş'in son bildirdiği mal varbğı şöyle: 4Hazinuıl990: • tstanbul Yakacık'ta 300 metrekare arsa, 360 metrekare ev, • tzmir Özdere'de 450 metrekare arsa 100 metre- kare ev, • Oran'da 200 metreka- re ev, Fethiye'de koopera- tifhissesi, • Ankara'da eşine ait 100 metrekare ev, • 1984 model Mercedes otomobil, • 1982 model Audioto- mobil, • Emekli maaşı, • 25 adet bilezik, 60 adet cumhuriyet altını, • Muhtelif bankalarda 142 milyar lira mevduat. 199rdekimalbiklirimi: • Bandırma'da 400 met- rekare arsa, • Ayrancı'da eşine ait 136 metrekare ev, • 5 bilezik, • Bankada 2.5 milyar li- ralık mevduat, • Emekli maaşı, • Daha önceki arabalar yerine 1991 model Mer- cedes 190 ve 1991 Audi otomobil, • Altındağ'da 613 met- rekare arsa, • tzmir Konak'ta 153 metrekare daire hissesi, • Çankaya'da eşine ait 2 adet 133 metrekare daire, • Kooperatif hissesi, • 5 Cumhuriyet altını, 6 bilezik, • Nakit 2 milyar 611 milyon lira, 45 bin mark, 2 bin dolar, • 1 av tüfeği, • 2 Kınkkale tabanca, 1 Rus yapımı tabanca. -JmIRMIKIAYDEV ENGÎN aengin@doruk,nettr Adamcağız Avustralya'da traflk kazasında can vermiş. Ya- zılan çizilenden belli. Inançlı bir Müslümanmış. Demek ki inan- ana saygı duyup "fiJlah rahmet eylesin" deyip geçmek gerek. Ama geçilemiyor. Çünkü merhum, salt "inançlı fr Müslüman" değil, aynı za- manda "rütbeli bir Müslüman". Sakın kalkıp "Behey gafil ve ca- hJ gazeteci, Islamiyette rütbe, rransıp olmaz. Nereden çıktı bu riıtbe lafı" diye sormaya kalk- rrayın. Cenazesi gelmeden tartış- rrası başlayan; ülke dışına çıka- naçak cesetlerin tahnit edilme- soe ilişkin yüzyıllık Avustratya y»salan, Türkiye Dışişleri Ba- lonlığı'nın aracılığtyla delinen, tcprağa verileceği mekân için koskoca (sahi koskoca mı?) Ba- kjnlar Kurulu kararı çıkarılan; Cumhurbaşkanı Ahmet Nec- d»t Sezer'ın bir de cenaze ka- rarnamesi ile uğraşmasına yol Hamamdaki 'Sivil' - Orgütteki 'Sivil' açan, cenaze töreni en üst dü- zeyde devlet törenıni aratma- yan birine de "rütbeli Müslü- man" denmezse kime denir? Herhalde Yunus Emre'nin "Bir garip ölmüş dıyeler/üç günden sonra duyalar I soğuk su ile yu- yalar I şöyle garip bencileyin" dediği Müslümanlardan biri de- ğildi. Siyasal erk, dinsel erk, ma- li erk gibi en önemli "erkler"i efinde tutan bir zat idi. Nitekim ölümü, cenazesinin toprağa verileceği yer, cenaze töreni filan derken medyanın son dört - beş gününü işgal et- ti. Fırsat bu fırsattir diyen kimi kalem erbabı dayine döktürme- ye başladı: Tankatlar sivil top- lum örgütleridir. Sosyolojik inciler, tarihsel bul- gular sergilendi ve Osmanlı'nın "kahhar ve kerim" iktidannda, tarikatlann toplumsal dayanış- ma amaçlı halk örgüttenmeleri olduğu, günümüzdeki sivil top- lum örgütlerine denk düştükte- ri; günümüzde de birer sivil top- lum örgüti^larak algılanmalan gerektiği yazıldı, çizıldi. Bu ülkede sivilleşmeyi, yurt- taş bilincinin kök salmasını, yurttaşlık kültürünün gelişmesi- ni önemseyenleri de bir öfke al- dı. ••• Çocukluğumuzdaki cambaz- hanelerin, varyetelerin kapısın- da fıyat tabelası asılırdı: Asker - talebe 10, sivil - başıbozuk 15 kurvş... Anlardık ki toplum iki kesim- den oluşmaktadır Askerya da öğrenci olanlar ve siviller... O dönemde öğrencilerin de kokartlı kasketler taşıdıklan, kravat filan taktıklan ve saçlan- nın ille de üç numara ile tıraş edildiği anımsanırsa, Türkçede "sivir kavramı "üniformasız" anlamına geliyor. Nitekim yangın çıkan ha- mamdan peştamallara sanlıp sokağa kaçısanlar için de "Hep- si sivil vaziyette dışan fıriadılar" gibi tanımlar yapılırfdı). Eh.. "s/V//"sözcügünün (kav- rarntnın değil, sözcüğünün) di- limizdeki bu yaygın kullanımı veri alınırsa tankatlar elbette bi- rer "sivil toplum örgütieri"d\r. Ama böyle bir yargıya ancak mahalle kahvesi sohbetinde göz yumulur. "Stvil" sözcüğü- nü kavramsal içeriğiyle ete alıp, sosyolojik çıkanmlar yapıp, ta- rikatlann birer sivil toplum örgü- tü olduğunu ileri sürenlere de ya bıyık altından gülünür ya da öf- kelenilir. *•• Bu gazetenin yazariannın ço- ğu en az bir kez yazdı; kimileri (benim gibi kimileri) okurun sab- nnı taşırmak pahasına neredey- se haftada bir kez altını çızme gereği duyuyor Sivil toplum, özgür yurttaşlardan oluşur. Batı demokrasilerinde "sivil" denince akla gelen "üniforma- sız, yani asker olmayan" gibi saçma sapan bir tanım değildir. Sivil, devletin ve kilisenin er- kinden bağımsızlaşmış; kendi geleceğini kendi iradesiyle be- lirleyen özgür yurttaştır. Tarikatın bileşenlen bir pir, ya- şayan bir şeyh ve o şeyhe bağ- lı müritlerdir. Tarikat ehl-i denen müritler kendilerini yurttaş olarak değil, "kul" olarak tanımlarfar. Şeyhle- rine "gönüllü kölelik" ölçüsün- de bağfıdıriar. Iradelerini gönül- lü olarak şeyhe devretmişlerdir. Onlar "fa;/"durlar. Kullann oluşturduğu örgüte ise her şey denebilir ama.. sivil toplum örgütü denemez... Diyen varsa, onun hesabı başkadır... POUTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Yalancı Bahar... Süren bir çiçek kokusu, tertemiz yıkanmış yağmuriaria ağaç gölgelerinde yalancı bahan karşılıyor olmalıydı... Ağlayan bir çocuk sesi duyduğunuzda gece- de, büyük bir giz yüreğinizin derinliklerinde bı- rakılmış anılan toplar... Bir ses, bir ışık ve bir gürültü... Yalnızlığın resmidirönünüzdeduran.. yıllarön- cesinin acı dolu sayfalannda ölümdür kıskanç- lığın çürümüşlüğü içinde büyüyen!.. Karşımıza çıkan eski bir dost, biraz da alaycı gülümsemeyle "Nasılsın, yoktun ortalarda çok- tandır" dediğinde, kararmış günlerin belirsiz sa- atlerinde hal hatır sorar... Konstantinos Kavafis'in lyonya akşamlann- da, aynlık vakti gelip çattığında koyu bir keder kaplar içimizi... Artık eskisi gibi değildir aşklar!.. Ama aynlamazlar bir türiü! Yaseminden gerilmiş bir ten ve bir kış gece- si!.. ûzü ve sevinci yaşamın anılandır o saatle- rin... Utangaç bir bakış!.. Acaba kaçışın ilk habercisi midir? O saatlerde Vıaçeslav Ivanov'un ya da Tev- flk Fıkret'in insanlığa benzer gülümseyişleri, bir tanrı mezarının mermerine yaslanmış eski gü- zelliklerin göründüğü mekânlardır... Başını öne eğen, gözlerini kapayan kimdir bi- linmez!.. Bilinmediği için de sevginin hiç anlamı yok- turaslında!.. Biraz yürekli olmak gerekir!.. Hani o uzun 'yolarkadaşlığı vardır" ya şöyle yıl- larca süren!.. Sonra, terk ediş!.. Kaçış!.. ••• Tek başınızasınızdır artık!.. Anı defterierini kanştınrsınız!.. Onu karşınızda gördüğünüzde içinizden bir şeyier kopar!.. O ise hiç umursamaz, size başka anılarını an- lattri.. Bir tuhaf olursunuz, satıldığınızı ya da alda- tldığınızı hissedersiniz!.. Bu, yaşamın ta kendisidirL Kınlırsınız ama, içinize atarsınız!.. Sevda havasında, dünya gürültüsünden uzak, tannlann mavi günlüğüne sığınırsınız!.. Kırpışan kirpiklerın o kısa konuşması Valeri Briusov'un 'karşılaşması'n\ anımsatır yalnızlı- ğın içinde çırpınan insanlara... Havada bir çağrı dalgalanırl. İki arzunun çığlığı kopar sessizce!.. "Söyle kimsin, kimsin söyle?" Yanıt uzaklardan gelir "Ya sen?" Ama bu bir andır.. gelip geçer?.. Silinip gidişine bakarsınız kalabahğın için- de... Boğulan bir geçmiştir aynatara yansıyan o sa- atlerde... Dünya gürültüsünden uzak, tenha bir köşede avuntular bulursunuz kendinize... Gözlerde yanan el değmemiş bir gizse, Anto- nio Macha'nın "Sevgilim meltemdir söyleyen" dersiniz... Bir çığlık kopar bahçede!.. Bir yabanıl kuş havalanır!.. Bir şarkı duyulur!.. "Susuzluk mu, yoksa yolumun üstündeki su musun sen? Söyle bana, el değmemiş kızılyonca, canyoi- daşım benim..." ••• Bir ölüm haberiyle yıkılırsınız o anda!.. Islam Çupi'nin Namık Sevik için yazdığı ya- zıyı okuduğunuzda, zamanı geri kuran saati, yıl- lan geriye doğru şişiren garip takvimi ararsınız!.. Yoktur ikisi de!.. Düzenbazlar, üçkâğrtçılar ve rüzgâr gülleri ku- şatmıştır çevrenizi!.. O güzelim aşklar kaybolmuştur!.. Deniz kıyısına inersiniz!.. Gözlerinizi yumarsınız... Vural Saygılı ve Yılmaz Gümûşbaş'ın yaşa- ma kapanan gözlerinde eski 'Cumhuriyet'i, es- ki dostları ararsınız... Birer ikişer aynlıp gitmişlerdir aramızdan... Mavi bir gökyüzü attında yürürsünüz... Takvime bakarsınız... Bir fotoğraf ansızın alıp götürür sizi bilinmez kentlere... Bir sis çoğalır denizin üzerinden... Yaman bir sessizlik içinde boğazınız yanar, hü- zünler çoğalır çocuksu gülüşlerde... hikmet.cetinkayafa cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 KULTUR • SANAT 0.212 293 19 71 (3 HATI 1397 Afife Jale Ödülleni Cevat Fehmı Başkut En lyi YazBr Ödülü 16 ŞUBAT'TA BAŞLIYOR Cuma: 20.30, Cumartesi: 15.30-18.30, Pazar: 15.30 / ^ E T E S ^ Izmir Cad. Ihlamur Sok. 7/A Kızılay ( ,' > t t s e n , !] Gişe: (0-312) 417 76 76 S@s£(&?' EFES Pilsen'inlniltütTCsanalakaÜaUnartanksöıecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle