14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 KASIM 2001 PAZARTES OLAYIAR VE GORUŞLER olay.gorus a cumhuriyet.com.tr Kültürümüz ve Bakanlığımız Yazar, müzik eleştirmeni f Ik Kültür Bakanımız Talat I SaitHabmn'la başlayan otuz yıJlık süreçte belki otuz kül- tür bakanı geldi geçti. Beş yıl öncesinin sadece bir yaz dö- neminde bu koltuğa dokuz bakanın oturduğunu anunsanz. Sa- yının kabank olnıası şu bakımdan dikkat çekicidır: Her kültür bakanı- nın kendince bir "kültüreJ yaldaşmıı" olduğuna göre, ülkenin kültür poli- tikası zikzaklı bir yol izlemiş demek- tir. BüyiLk ozanınuz Cahit Külebi. bakanJann değışipdurmasını önem- semezdi. Şöyle derdı Külebi.''Tür- kiye,iki kiiltür bakanı tanımjşör: Bi- nndaHasanÂE Yücd, OdndsideHa- san Âli Y"iicel.r Gelip geçen bakan- lann bir kusmı. belırli bir kültür po- litikası uygulamak niyetinde değil- di; bürokratik işlenn kazasız belasız yüriimesi yetiyordu onlara. Kimile- ri ise kendi görüşleri dogrultusunda köklü bir kültür hareketi yaratmak amacıyla, örneğin "operavebalege- nel müdiir yardırncüığır ' görevine, Et ve Balık Kurumu mezbahasında "kesim şefüği'' yaptnış bir bürokra- tı atamakta diretiyordu. Bu ilginç ko- nuya birkaç yıl önce Cumhuriyet'te- ki bir yazımda değinmiş, opera ve ba- le sanatlan ile kesim şefliğinin bağ- daşan taraflanru pek anlayamadığı- mı belirtmiştim llgili bürokrat, be- ni telefonJa arayarak aydınlatıcı bil- giler vermek inceliğini göstermişti: "Kesim şefGğinden geldiğim doğru- dur, ama biUniz ki ben şu anda KiU- tür BakanJığı'nda daire başkanryım, bu mevkün bir iist kademesi ise ge- nel müdür yardımcıbğıdır, memuri- yette hep yükseldiğim için operada- ki bu göreve layığım, aniaşılmayan ne var bunda?" Kesim şefliği olayı bir "uç ör- nek"tir, genellenemez. Türkiye, Ho- tanto kabilesi değildir. Ulusal kültür birikimimiz. bakanlık işlerinin epey üzerindeki bir düzeyi sergiler, hatta bakanhğı da etkileyecek kadar zin- dedir: Tek başına şiirgeleneğimiz, 20. yüzyılda uluslararası düzeyin baş kö- şesine oturmuştur. Plastik sanatlar- da ve müzikte, Batı dünyasının 600 yılda başardığını biz 60 yıla sığdır- dık. Şairlerimiz, yazarlanmız, beste- cilerimiz, çalgı ve şan sanatçılan- mız, ressamlanmız, yontuculanmız, tiyatrocularımız, sinemacılanmız ve çizerlerimiz, cumhuriyet dönemi ku- şaklan olarak sanattnı yedi düvele ka- bul ettirdi. Halkımızın yaratıcıhğırn hiçbir güç engelleyememiştir. Kül- tür Bakanlığı 'ndan bizim beklediği- miz, ulusal kültür birikimini göz önünde bulundurmasıdır. Her insan gibi bakanlar da gökten "meiâike" olarak inmediğine göre, dört yıldan beri kültür bakanlığı ya- pan Sayın İstemihan Talayın bazı eksik gedikleri, yanlış uygulamala- n olmuştur. Bu nedenle kendisini "skı markaja" alan köşe yazarlan bi- le. "Türk Bestecilerinin Eser Üreti- mini Teşvik" projesı kapsamında ba- kanhğın 15 bestecimize sipariş etti- ği eserlerin ilki olan "Nâam" dola- yısıyla ona alkış tuttular. Sıradaki ikincı eser, Yalçm Tura'nın "4. Sen- foni"siydi. Eser sıparişi verilen öte- ki bestecilerimiz ise şu adlardan olu- şuyor: Ühan Usmanbaş,NevidKodal- h, Muammer Sun, Çetin IşıközJü, Okan Demiriş, İstemihan Taviloğlu, Sefanan Ada,Turgav Erdener, Kâm- ran Ince, Ertuğ Korkmaz, Hasan Uçarsu,Muhiddin Dürrüoğhı, Sinan Savaşkan. Kuşkusuz ki proje, bestecilerimiz için özendiricidir, müzik sanatıru destekleyicidir. Ama onun arkasın- dan gelen iki yeni bakanlık projesi varki, önemsenecek değerdedir: "Ço- cuk Şarkılan YanşmasT ile bütün illerimizde kurulması öngörülen "Kültür Bakannğı Çocuk ve Genç- KkKorolarvGençfikOrkestraları'' gı- nşüni. Çocuk Şarkılan Yarışması, önceki hafta Ankara'da yapılan gü- zel bir ödül töreniyle sonuçlandı. Bi- rincilik, ikincilik, üçüncülük ödülle- rinin yaru sıra, 17 "başan ödülü" ve- rildi. Birkaç milyarlık küçük bir kay- naklagerçekleştirilen bu proje, 25 rnil- yon çocuğumuza uzanması bakımın- dan aslında dev bir adımdır: Tazeli- ğini birçok yönden yitirmiş bulunan çocuk şarkılan dağanmızın yeniden çiçek açması sağlanmış, çocuklan- mızın bağnaz düşüncelere kapılma- sını engelleyen en etkili eğitsel yön- temlerden biri devreye sokulmuştur. Çocuk şarkılan geleneği, bütün uy- garülkelerdeki gibi bizim temel eği- timizde de önemli yer tutar. Cumhu- riyetimizin "Kunıhış'' döneminden başlayarak sevinç ve coşkuyla hep bir- likte uçarcasına söylenen çocuk şar- kılanmız umut aşılardı. Şimdi ya- nşma fırsatıyla kazanılan bu güze- lim 20 çocuk şarkısının kaset halin- de, notalanyla birlikte 3 bin 500 mü- zik öğretmenine gönderilmesini bek- liyoruz. Eğitim fakültelerinde "sınıf öğretmenliği'' bölümlerindeki on binlerce öğrenci de öğrenmelidir on- lan. Kültür Bakanlığı'nınil merkez- lerinde kurmaya başladığı çocuk ve gençlik korolan ile gençlik orkestra- lan projesi ise yeni kuşaklann mü- zikal disiplin içinde örgütlenerek halkla bütünleşmesini öngören hari- ka bir buluştur. Çocuk Şarkılan Ya- nşması'nın ödül törenindeki konuş- masında bu konuya değinen Sayın is- temihan Talay'ın verdiği bilgilere göre, bakanlık şimdiden 13 ilimiz- de çocuk ve gençlik korolan kur- muş, bu amaçla birçok ilimize piya- no göndermiştir. Bütün illerimize yayılacak olan topluluklan çalıştı- ran müzik öğretmenleri, geçen ma- yıs ayında yapılan ilk seminerden başlayarak düzenli biçimde eğitile- cektir. Proje, 125 milyargibi küçük bir kaynakla gerçekleşmektedir. Alt- yapı donanımlan, işleyiş biçimi ve etkinlikleriyle sağlıklı planlandığı belli olan bu topluluklann kurulma- sı düşüncesini kimin üretip yaşama geçirdiğini merak etmeye başladığı- mız sırada Bakan, projelerin üçünü de aynı uzmanın hazırladığını belirt- ti ve onun adını açıkladı: Müsteşar Yardımcısı Hüse\1n Akbulut. Sayın Akbulut 'u Çumhurbaşkan- lığı Senfoni Orkestrası'run keman sanatçısı olduğu 25 yıl öncesinden be- n izleriz. ÇSO Yasası'na göre or- kestra genel kurulunun oylanyla bu köklü kurumun yöneticiliğine geti- rilmiş, orkestra müdürlüğü yaptıgı dönemde konser etkinliklerine yeni boyutlar kazandırmıştır: Elli bin An- karalının ızledigi "Hpodrom konser- leri"ni, beş bin kişilik spor salonla- nndaki özel etkinlikleri, ÇSO'nun haftalık konserlerine gelen üç bin müzikseveri geri göndermemek için konser salonu ruayesine "sineviz- yon" yerleştirmeyi icat eden odur. Daha sonra Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü'ne atanan Akbu- lut, başanlannı bu kurumda da sür- dürmüştür. Bugün Ankara'da opera ve bale temsillerinin biletleri 15 gün önceden satışa çıkar ve birkaç saat- te tükenir. Öci yıl önce atandığı müs- teşaryanhmcılığı görevinde üretip ya- şama geçirdiği "proje"Ier ise bizim için sürpriz değildir. Çünkü Akbu- lut da bir "uç örnek"tir. Kesim şefi olgusunun öte ucunda yer alan bir "müzikal örgütlenme şefi"nin karşı- suıdayız bu kez. Peki, birinin yara- tıp kültürürnüze kazandırdığı proje- leri, başka biri gelip keser biçerse ne olacak? "Kurumsallaşma" denen ve hukuki dayanağı olan yönetmelik- leri oturtamadıkça nereye vanr kül- türel kazanımlann sonu? Yann Ak- bulut gider, "Karabuluflar gelir. Altında Kültür Bakanı Talay'ın im- zası bulunan bu projeleri başka bir bakan ortadan kaldınverir. Nedir gü- vencemiz? Bizim Kültür Bakanlığı 'ndan bek- lediğimiz, yaratıcı çalışmalann önü- nü kalıcı biçimde açmasıdır. Beste- cilerimizin yeni eserleri seslendiril- meli, çocuklanmızın söylediği şar- kılar bütün illerimizden yükselmeli ve bu gelışimin çığ gibi büyümesi- ne kimse engel olamamalıdir. "Şar- ia söyleyen Türkiye'' çok mu görii- lüyor bize? ARADABİR Prof. Dr. UÇKUN GERAY tst. Üni. Orman Fakültesi İşte Siyasetin Hali Bu! Ülke sloganlarla, sloganlar dıştan gönderilen da- yatmalaria yönlendirilmeye çalışılıyor. Ayaklannın üze- rinde durup bu ülkenin soaınlarına özgün çare geliş- tiren siyasetçi yok denecek kadar az. Hemen hemen hepsi ABD'nin, Almanya'nın, Fransa'nın acentası gi- bi. Batı da zaten bunu istiyor. Köleleştirilmış beyinler, robotlaşmış insanlar etiyor. Medya da Batı'nın açmaz- lannı, yeni planlannı, özeleştirilerini örtünce ortam si- yasetçinin sömürüsü için tamamlanıyor. Sloganlarla devlet yönetiliyor, dedik: Bakanlık sa- yısı azaltılsın, devlet küçültülsün, bölge kuruluşları kapatılsın, lojman da ne demekmiş, eğitim tesisleri tunzme açılsın, resmı arabalar satılsın. Bunlar kadar büyük çarpıtma ve aldatmaca mümkün değil. Hepsi yıkıcı, zira yansız saptamalara dayanmıyor. Devlet kendini planlamamışsa siyasetçi böyle sar- saklıklar yaşar, dıştan esen yalan rüzgârlannı yedek- leyerek sloganlarla toplumu yönetmeye kalkar. Bir örrtekle yukarıdakilere açıklık kazandıralım. Varan Bir: Orman Bakanlığı ile FAO anlaşıyorlar ve bir miktar parasal destek sağlanarak bir proje başla- tılyor. İlk görüşmeler ne zaman başladı bilmiyorum, ama projenin harekete geçtiği tarih 2001 yılının başı. Uljsal danışmanlar, eş uzmanlar belirleniyor, iş tanım- lan yapılıyor ve yedi çalışma grubu kuruluyor. Proje- nin adı "Türkiye Ulusal Ormancılık Programının Ha- zıranması Projesi". Yaklaşık beş yıldırbu sektörde ya- pısal değişim ve reform gerektiği şeklindeki yaygın dü- şüncenin cevabını hazırlamak da bir fırsat... Rapor- lar hazırlanacak, durum değerlemesi yapılacak; po- litı<a, öncelikler, kurumsal düzenlemeler önerilecek; seçenek (alternatif) senaryolar oluşturulacak, bunlar tartışılacak, yetkililere sunulacak.. ve sektöre yeni bir yajı tasarfanarak eylem akışına bağlanacak. Dolayı- sı\1a, bu arada orman ışletmeleri, bölgesel örgütler, genel müdürlükler, iş bölümü, motivasyon sorunu, mev- zuat boşlukları, araştırmaların organizasyonu da.. gczden geçirilecek ve bunlara yeni bir biçim verile- ce<. Bu süreç iyi niyetle devam ediyor ve Temmuz 2C02'de bitirilmesi planlanıyor. Varan iki: Aynı bakanlık, 6.11.2001 tarihli Bakan- larKurulu karanna veBaşbakanlık'ın 9.7.2001 tarih- li osnelgesine dayanarak "Orman Bakanlığı Yeniden Y&ılanma ve Norm hadro Araştırma Projesi" çalış- misına başlıyor. Bu çalışma, Orta Doğu Amme Ida- resı Enstrtüsü gözetiminde gerçekleştirilmek üzere bırekibe sözleşmeyle yani para karşılığı veriliyor. 9.5 a^süreli bu çalışma da Temmuz 2002'de bitirilmek istîniyor. Özetle, projeöen Orman Bakanlığfnın etkin, veimli ve çağdaş bir >apıya kavuşturulması bekleni- ycr. Proje ekibinde, temel kadroda, ormancı uzman yod.. Yaparım yahu cenilecek, kolaya alınacak, ku- la^an dolma bilgilerie üstesinden gelinecek bir sek- to- değil ormancılık. 3irçok özelliği itibarıyla hiçbir se-^öre benzemeyen. kolay anlaşılamayan bir sek- to- Ne kadar eleşt'ırirsen'ız eleştirin, ama ormancılık kırdluşlannın öteki pek çok bakanlıktan daha köklü birKimi var. Cesarete, cürete bakın. Sanki Belçika'dan gemiş Kenya'yı planlayan beyaz edası... Neyse, bu işr bir başka yanı. Yaran Ûç: 2001 yılıKasım ayında ise bir dış kredi buabilmek için yedi karilyonluk tasarruf yapmak üze- re zamların, vergilerin yanına bölge müdürfüklerinin ka:atılması da konuluyor. Doğru mu, değil mi.. ne ka- dffdoğru, hangi kuruluşlariçin doğru, bunlar kalkar- sa/erine hangi mekarizma konulur, bu mekanizma- nırtanımı ve sorumluljğu nedir? Hiçbir şey bilinmi- ycr Zaten bilinmediği çındir ki sorun araştırılıyor ve arsştırılmalı. Ama önefni yok. dışarıdan ısmarlandığı içr "kapatılsın" deniyor. Peki, şimdi bu üçlü kıska- cırortalamasını bu ba<anlık nasıl alsın da sonuç ül- ke;ıkarına olsun! jurada önemli olannokta, devletin devletten, si- yasetçinin devletten haberinin olmamasıdtr. Ayrıca arştırma gereksinimi (htiyacı) açık olduğu halde ka- ranuşi kararalınması /e bunlann dayatma halinege- tr.-nesidir. Yoksa, belk de gerçekten Orman Bakan- lıŞDölge müdürlüklernin yeni bir biçim alması, da- raniması.. uygun olabilr. Şu enerji, para ve zaman sa- vuganlığına bakın. Ay-ıı ülkede, aynı konuda, birbi- nraen habersiz, birbimi beklemeden söylenenlere, ysıianlara bakın!.. -erşeyiyleayıp birteblo... Bakın aranızdayeniyet- rm kırsal kaikınmadan >e yönetimden de haberli, ken- örie bir şeyler vehmeden yetenekler var. Bu güç- ler:en de mi yararlananıyorsunuz? 2 886 Sayıh Devlet Ihale Yasası'nın değiştirilmesi Tür- kiye gündeminin en acil konulanndan biri oldu. Yıllardırdeğiştinle- ceğı söylenen ve bir türlü yapılarnayan yasa değişik- lıği bu İcez AB'nin ve IMF'nin dayatmalan sonu- cu ivedilikle ele alındı. Ya- sada yapılacak değişiklik- lerin, uluslararası ticare- tin işlerliğinin kolaylaştı- nlması ve ihalelerde şa- ibelerin azaltılması ama- cına yönelik olduğu anla- şılıyor. Kimsenin, ulusal yarar- lara zararverilmeden, ulus- lararası ticaretin işlemesi- nin kolaylaştınlması ve ihalelerde şaibelerin orta- dan kaldırümasına yöne- lik olarak yapılacak deği- İhale Yasası Değişirken... Aytekin ZfYLAN şıkliklere birdiyecegi ola- maz. Ancak bu arada, ge- nellikle bütün uygar ulus- lann kamu ihale yasala- nndan ve kısmen de olsa halen yürürlükte bulunan 2886 sayılı yasada bulunan ve ülkelerin bilim ve tek- noloji yeteneklerinin yük- seltiünesini ve sanayi alt- yapısının gelişmesini des- tekleyen hükümlerin ay- nen korunması da hayati önem taşımaktadır. Dim- yat'a pirince giderken ev- deki bulgurdan olunma- malıdır. Yürürlükte bulunan 2886 sayıh Devlet îhale Yasası'nın ülkemizin bi- Emekli General lim ve teknoloji yeteneği- nin yükseltilmesını des- tekleyen, hiç uygulanma- mış veya sınırlı olarak uy- gulanan bazı maddeleri bulunmakla beraberyasa- nın esas amacı, Kasım 1995 tarihli DPT Türki- ye- AT Mevzuat Uyumu Özel Öıtisas Komisyonla- n raporunda da belirtildi- ğı gibi, "kamu matiyesi- nin konınmasıdır' 7 . Taslak yasada "miffi" sözcüğü çıkanlmış, millı firma ibaresi yerine "yer- li istekli" deyimi kullânıl- mıştır. Heryerli istekhnin üretici olacağı düşünüle- meveceĞinden taslak vasa- SES-1885 0RTA0YUNCULAR 29 KASIMDAN BAŞLAYARAK Ferhan Şensoy'un KÖKÜ Bİ7Tİ ZIKKIM ZULAOA MM\ EKONOMIK GULDURU bir buçuk perde FERHAN ŞENSOY-TARIK PAPUÇCUOĞLU-RASIM OZTEKİN-LEVENT ÜNSAL CEIAI BELGİLSERAP GUNAYDIN-ALİ ÇATALBAŞ-ORHAN ERTÜRK PINAR ALSAN-RESUL OKKAN ÖZKAN AKSU-SAYGIN DELJBAŞ-ELİF DURDU ORÇUN KAPTANÖZ6E ÇATTKKAŞEBRU SOYUERDENECE ERDOĞUŞNATALJ IZKÜBARÜVS ve Artız Kuş GAGOŞ Ferhan Şensoy' un SAHIBINDEN SATILIK BİRİNCİ EL ORTAOYUIMU cumartesi 120:00 - pazar / 15:00 Anton Çehov / Ferhan Şensoy FİŞNE PAHÇESU Cüfdürü cuma / 20:00 Ferhan Şensoy FERHANGl ŞEYLER perşembe / 20:00 Bifet Satış Yerlerl: Ortaoyuncular Gişesi / 0 212 251 18 65 / VAKKORAMALAR / Taksfm, Suadfye, Akmerkez İSVİÇRE HASTANESİ "GerçekSamtın Yanında" 6ZEL da kullanılan "yerK istek- H" deyimi bir üretıcı tanı- mı ohnayabilir. O zaman da bu istekhnin fıyat avan- tajından yararlanması doğ- ru değildir. Aynca herhangı bir mal veya hizmetin ülke içinde üretilmiş ulusal teknolo- jiyle.geliştirilip üretihne- si halinde ülkelerin kaza- nacağı ekonomik, sosyal, bilimsel ve teknolojik ka- zançlar her zaman, ülke içinde ancak yabancı bir teknoloji kullanılarak ya- pılan bir üretime nazaran daha yüksek olur. Bu ne- denle ulusal teknolojiyle geliştirilmiş ürün teklifle- rine daha yüksek bir fiyat avantajı, örneğin yüzde 25 gibi, sağlanması uygun- dur. Ülkelerin ulusal tek- noloji yeteneklen ancak ulusal teknoloji üretimi özendirilırse yükselebilir. Me\cut De\let Öıale Yasa- mızda ulusal teknoloji üre- timıni özendirmek için kullanılabilecek tek mad- de 28/4 maddesidir. Yerli firmalara ulusal ve özgün teknolojiyle ürettikleri ürünler için daha yüksek oranda avantaj \eriünesi uluslararası kurallara da uygundur. Çünkü devlet- lerin Ar-Ge desteği yap- malan kabul edikruş bir uluslararası kuraldır. Öte yandan ürünlerin tekno- loji geliştirme (tasanm), üretim, pazarlama ve satış sonrası hizmetlerden olu- şan dört halkalı değer zın- ciri içinde en fazla katma değeri sağlayan bölüm tek- noloji geliştirme süreci- dir. Türkiye ancak özgün teknoloji geliştirebildiği takdirde rekabet gücünü arttırabihr, ekonomisini canlandırabilir ve sosyal huzura kavuşabüir. Bu ne- denle amaç üücenin bilim ve teknoloji yeteneğinin yükseltilmesi olmalı ve ihale yasası buna olanak sağlamalıdır. Asünda yasa koyucu yü- rürlükteki yasanın 28'4 maddesini. yeni yasada da aynen koruyabilir. DPT'nin Türkiye-AT Mevzuatı Uyumu Ihtisas Komisyonu Raporu bu maddenin AB ile imzala- dığımız Gümrük Birliği Anlaşması'na aykın ol- madığını belirtinekte, ben- zerbirkoruma hükmünün AB üUcelerini yabancı fir- malara karşı korumak için AB mevzuatında bulun- duğunu ve bu maddenin Türkiye'nintopluluğatam üye oluncaya kadar değiş- tirihnemesini önennekte- dir. Yasal durumun ulusal firmalara sağladığı bu ola- nak kullanıhnazken, uy- gulamada yerli firmalar aleyhine ve yabancı fir- malann lehine olan daha başka hususlar da bulun- maktadır. Örneğin. • Dış alım ihalelerine yabancı firmalar dolar, DM vb. dövizler bazında tekhf v ermektedir. Ancak iç ihalelerde yerli firmalar döviz bazında teklif vere- memekte ve enflasyona karşı teklif fiyatlan koru- namamaktadır. Bu durum- da yerli firmalar, ihale de- ğerlendirmesi ve işin sü- resi birkaç ay sürebilecek işlerde muhtemel kur far- kı ve enflasyon risklerini fiyatlanna eklemekzorun- da kahnaktadır. Öıale de- ğerlendirmesi esnasında ise yabancıfirmalanndö- viz fiyatlan ihale tarihin- deki kur üzerinden yerli firma fiyatlanyla karşı- laşûrümaktadır. Doğal ola- rak, yerli firmalann TL teklifleri, fiyatlanna dahil edihniş olan 3-5 aylık kur ve enflasyon farklan nede- niyle, üıale tarihinde ya- bancı firma fiyatlanndan daha yüksek çıkmakta ve yerli firmalar aleyhine bir haksız rekabet doğmakta- dır. • Dış alım ihalelerinde yabancı firmalara akredı- tif açılarak ödeme yapıl- makta ve yabancı firma- lar mallannı yüklediğin- de ihale tutannın yüzde 80 ile yüzde 100'ünü al- maktadırlar. Yerli firma- larise mallan tesüm edip, montajı ve geçici kabulü tamamladıktan sonra öde- me için en az 1 ay, hatta ge- nelliİde 2-3 ay daha fazla beklemektedirler. Türkli- rasının yıllık yüzde 80 de- ğer yitirdiği göz önüne ah- nırsa, yerli firmalann fi- yatlan en az ayda yüzde 6- 7 kayba uğramaktadır. • Yabancı firmalar al- dıkları işleri yüzde 3-6 mertebesinde kredilerle fi- nanse edebilirken, yerli firmalar döviz bazında yüzde 12-14, TL bazında ise yüzde 80-90 faizlı kre- dilerle finanse edebilmek- tedirler. Sonuç olarak, gü- nümüzde ülkelerin sosyal refah düzeyleri sahip ol- duklan rekabet güçlerine, rekabet gücü de ülke ola- rak sahip olunan ulusal teknolojik düzeye daha çok bağımlı oldu. Bu ne- denle Türkiye her durum- da bilim ve teknoloji dü- zeyini yükseltmeyi amaç- lamah, bunun için de, ge- hşmiş her ülkenin geçmiş- te ve zamanımızda yaptı- ğı gibi Devlet Öıale Yasa- sı'nı ulusal teknoloji geliş- tirilmesini özendirecek doğrultuda düzenlemeli ve mevcut Devlet thale Yasası'ndaki 28/4 madde hükmünü yeni yasada da aynen korumahdır. Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı İLHAN SELÇÜK Yüzbaşı Selahattin'in Romanı Yüzbaşı Selıhüttin'in Romıoı yalzuz kendısınm değil, bir kuşagın romanıdu Bu romanda değ«r yargılanyla birlikte çöken OsmanJı împaratorluğu yenne yeni bu ımparatorluk humak isteyenlenn dranu ve devietın çökûşıinü durdunnak ısteyen bır asker kuşağının fedakârbk destanı yer alır Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 •^ kitap kulûbû (34334)Cağa)oğlu-lsta/ibul Te): (212)514 01 96 fahs KW Slf'nıın soMr: "Çmtt* %tı' haks Mpfffr Mik IMÎ «ktfMjuık Cumhuriyef k ı t a p ) a r ı Miyase İlknur BAHÇE BIZIZ GÜL BİZDEDİR Geçmişten Günümüze Alevi Mizaht YEM ÇIKTI Mızah adı venlen sıhirlı dun>a>a yabancı olaniaıa, espn özgıırlüğûnun tadına \-aramayan ham ervaha. bu tataptakı kımı anekdot ters gelebılır Anadolu'nun enguı hoşgörusünde yaşamın anlamına nûktenuı tadıyla tuzuyla katkıda bulunan kültürün özgürlüğunû bılenler ıçındır bu derleme... Bır toplum kendı kendısıyle alabıldığıne alay etmek olgımluğuna kavuştuğu zaman uygariıga kapılannı açntış olur" tLRANSELÇUK p"Cum(Hjrtye( Çağ Pazarlama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41 ^ kitap kulûbû (34334)Cağa/oğlu-lstanbul Tet (212)514 01 96 İSTANBUL6.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT Dosya numaraları. borçlu ısım ve adresleri ile borç miktarlan aşağıda belirtılmiştir. Yapı \e Kredı Bankası AŞ taraflndan -TL alaca- ğın (x) tahsili için aleyhınize yapılan ıcra takıbmde gön- derilen ödeme emri tebliğ edilmemış \e zabıta tahkikatı netıcesinde de yeni adresmızin tespitine ımkân bulunma- dığından ödeme emrinin ilanen tebliğine karar verilmiş- tir. Yukanda yazılı borcunuzu masraflan ıie birlikte kanu- ni süreye 15 gün ilavesiyle 22 gün içinde ödemeniz bor- cun tamamına \eya bır kısmına \eya alacakhnın takıbat hakkına veya ımzaya bır ıtırazınız olursa yıne 22 gün içinde açıkça bıldırmenız aksi halde senedın sLzden sadır olmuş sayılacağı, imzayı reddettiğıniz takdirde merci önünde yapılacak dumşmada hazır bulunmanız bulun- madığmız takdirde ıtırazınızın kaldınlacağı 74. madde mucibinde mal beyanında bulunmanız, mal beyanında bulunulmaz veya hakıkate aykın beyanda bulunulursa cezalandınlacağınız. borç ödenmez veya itıraz edilmezse cebn ıcraya devam edıleceğı, ödeme emrinin teblığı ma- kamına kaın olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Dosya No Borçlular ve Adresleri Borç miktarlan. avukutlık üereti \e ıcra masraflan 2000 20669 L'fur Akıncı 1. 705.303.650. TL'nin 05.06. 2000 tanhinden ödenince- ye kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faizi, faizin yüzde 5 gider vergisı. kredı karti üyelık sözleşmesı gere- ğı avukatlık ücretı ve gider vergisı, ıcra masraflanyla bir- likte (diğer kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun siste- me girmeyen harcamalanna dair hakkımız saklı kalarak) tahsili Mimar Sinan Mah. M. Akif Ersoy Cad. Anıl Apt. No: 128 KörfezKocaeli 2000 20668 Ersın Özcan 4. 657.435.842. TL'nın 05.06. 2000 tanhinden ödenince- ye kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faızi. faizin yüzde 5 gider vergisi, kredı kartı üyelık sözleşmesi gere- ği avukathk üereti ve gider vergisi. ıcra masraflanyla bir- likte (diğer kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun sıste- me girmeyen harcamalanna daır hakkımız saklı kalarak) tahsili. Mımar Sinan Mah. M. Akıf Ersoy Cad. Anıl Apt. No: 128 KörfezKocaeli 2000'20667 Yahya Kayıhan 2.962.413.432 TL nin 05 06.2000 tanhinden ödenınceye kadar işleyecek yıllık yüzde 135 temerrüt faızı, faizin yüzde 5 gider vergisı. kredı kartı üyelik sözleşmesi gere- ğı avukatlık üereti ve gider vergisı, icra masraflanyla bir- likte (dıger kredi hesaplanna fazlaya ve borçlunun sıste- me gınneyen harcamalanna daır hakkımız saklı kalarak) tahsili. Basın: 69716
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle