Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26 KASIM 2001 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
/ ekonomi(5 cumhuriyet.com.tr 11
üganda'nın sıtma
iacısinek
İKAMPALA(AA)-
Afrika ülkesi Uganda,
sıtmayla. genetık yapısı
değı$tınlmiş, ınsanlara
sıtma parazitini
bulaştırmayan "güvenli
sineklerle" mücadele
edecek. Uganda Virüs
Araştırmalan Enstıtüsü,
Dünya Sağlık Teşkilatı
(WrİOl.LondraBılımve
Teknoloji Kraliyet Koleji
ile Amerikan
üniversitelerinin ortak
olarak yüriiteceği
araştırmaya 1 milyon
dolann üzerinde bır
bütçe aynldı.
OPECyine
kısıım istedi
• CEZAYİR(AA)-
Petrol thraç Eden Ülkeler
Teşkilatı(OPEC)
Başkanı Şekip Halil,
düşen petrol fıyatlannın
istikrara kavuşması için
kartel dışındaki petrol
üreticisı ülkelerden
üretimlerini kısmalarını
istedi. Halil, OPEC üyesi
olmayan ülkelerin günlük
ham petrol üretimlerini
500 bın varil kısmalan
halinde. OPEC'ın de
günlük ham petrol
üretiminı 1.5 milyon varil
azaltacağını bıldirdi.
Zeytinyağına
avans fiyatı
• İZMİR (Cumhuriyet)
- Tariş Zeytinyağı Birliği,
2001-2002 işyıh" 5 asit
baz zeytinyağı" brüt alım
avans fiyatını 2.5 milyon
lira olarak açıkladı.
Birlik aynca, ürününü 14
Aralık tarihine kadar
getiren ortaklanna, 300
bin lira "yok yılı ortaklık
destekleme primi"
verecek. Birlik Başkanı
CahitÇetın, 2001-2002
iş yılı tahmini zeytinyağı
rekoltesinin 65 bin ton
olduğunu belirtti.
2 yıl öncenin
içme suyu fiyatı
• KAYSERİ(AA)-
Kayseri Büyükşehir
Belediyesi Su ve
Kanalizasyon Idaresi
(KASKl) Genel
Müdürlüğü, 10
metreküpe kadar su
tüketen yaklaşık kırk bin
abonesine, 2 yıl önce
belirlenen fiyat tarifesini
uygulayacak. KASKl
Genel Kurulu'nda alman
karara göre, metreküpü
711 bin liraolan içme
suyu fiyatına, 20
metreküp su kullanan
aboneler için aylık yüzde
3, 30 metreküp için aylık
yüzde 4, bu rakamın üstü
için ise aylık yüzde 5
oranında zam yapılacak.
Adana da
indiPime' giriyor
• ADANA (AA) - Adana
TıcaretOdası(ATO)
Başkam Şaban Baş,
Istanbul ve Ankara'dan
başlatılan '"indirim
günlerini" Adana'ya da
yansıtmak için 27 Kasım
tarihinde bir "indirim
komisyonu"
kurulacağını bildirdi.
tndirimle birlikte
sağlanacak sıcak para
girişinin piyasayı
hareketlendireceğini
söyleyen Baş, ekonomik
sıkıntının halkın para
harcamaktan
korkmasından da
kaynaklandığını belirtti.
Irak'ın petrol
şikâyeti
|BAĞDAT(AA)-Irak
hükümeti, Birleşmiş
Milletler Yaptınmlar
Komitesi'ndeki ABD'li
ve îngiliz yetkililerin Irak
ham petrolünün
fiyatlamasına iki aydır
onay vermemesinden
şikâyetçi oldu. Irak Petrol
Bakanlığı'ndan bir
yetkilinin açıklamasına
göre, Irak ham
petrolünün fiyatlannın
geriye yönelik
uygulanması, Irak
petrolü alıcılarını
olumsuz yönde etkiliyor
ve petrol ihracatının
sekteye uğramasına
yol açıyor.
Meclis'e sunulacak tasanya göre internet üzerinden yapılan satışlar Tüketici Yasası'na giriyor
TüketiciyeyenihaklarFATMAKOŞAR
Sanayi ve Ticaret Bakanlı-
ğı'mn son şeklini vererek Mec-
lis'e sevk edilmek üzere Başba-
kanlığa gönderdiği Tüketici Ya-
sası Tasansı; tüketiciye yeni hak-
lar, üretici, satıcı ve kredi veren
kuruluşlara da yeni sorumluluk-
lar getiriyor. Buna göre, internet-
ten yapılan satışlar yasa kapsamı-
na almacak, kredi kartlan tüketi-
ci kredisi kapsamında değerlendi-
rilecek, garanti süresi 1 yıldan en
az 2'ye çıkanlacak ve tek taraflı
sözleşmelerdekı tüketici aleyhi-
ne olan hükümler geçersiz sayıla-
cak.
A\Tupa Bırliği'ne (AB) uyum
çerçevesinde 31 Aralık 2001 ta-
rihine kadar yasalaşması bekle-
nen tasan, "şirketierin ve kredive-
renlerin baskısnia" değiştiril-
mezse özellikle kredi kartı kulla-
nıcılan ile taksitli satışlarda "te-
merriit faizine düşen" borçlulan
sevindirecek.
Çünkü tasan, her iki alanda da temer-
rüt faizine smır getiriyor. Buna göre, te-
merrüt faizi, sözleşmenin yapıldığı tarih-
te geçerli olan gecikme faizinin en faz-
la yüzde 50'si kadar olabilecek.
"Mal tanımının yeniden yapıldığT ta-
sanya göre konut da yasa kapsamına alı-
nacak. Böylece, satın aldığı konutu
"ayıph" çıkan tüketici, yüksek resim,
harç ve vergi ödeyerek ticari dava aç-
mak yerine sadece pul parasıyla tüketı-
• Kredi kartlan da tüketici kredisi
kapsamında değerlendirilecek.
Böylelikle bugünlerde yüzde 400'lere
varan oranda temerrüt faizi uygulayan
bankaların önü kapanıyor. Temerrüt
faizi, gecikme faizinin sadece yüzde
50 fazlası uygulanabilecek.
• Taksitli satışlarda temerrüde düşen
tüketiciye sağlanan haklar genişletiliyor;
Borç hesaplanırken "vergiler dahil Türk
Lirası cinsinden peşin fiyatı" dikkate
alınması zorunluluğu getiriliyor. Yani
satıcı, döviz cinsinden bir hesap yaparak
fiyatı şişiremeyecek.
ci mahkemelenne gidebilecek.
Sanayi ve Ticaret Bakaru Ahmet Ke-
nan Tannkulu yaptığı yazılı açıklama-
da, AB mevzuatına uyum gözetilerek
hazırlanan tasannın en kısa sürede yasa-
laşacağını kaydetti.
Haksız sözleşmetere son
Banka, sigorta, doğalgaz, elektrik, su
gibi alanlarda tek taraflı olarak hazırla-
nan ve imzalatılan sözleşmelerin haksız
koşullanna ilişkın düzenlemeler getiren
tasanya göre; kurum lehinde, tüketici
aleyhinde olan hükümler geçersiz sayı-
lacak. Banka ve sigorta şirketlerinin ya-
nı sıra telefon, su, elektrik, doğalgaz hız-
meti veren tGDAŞ, ÎSKÎ, Aktaş Elekt-
rik, Boğaziçi Elektrik gibi kurumlann
da sözleşmelerini yeniden düzenleme-
si gerekecek.
4077 sayılı Tüketici Yasası'nın kapsa-
mı şöyle genişletiliyor:
• Konut ve tatil amaçh taşınmazlar ve
elektronik ortamda hazırlanan yazılım.
REAUDEN HALK EKMEĞE SEÇENEK
90 bine ekmek
Ekonomi Servisi - Halk
Ekmek bayileri önünde
oluşan kuyruklarla gün-
deme giren "ekmek fi-
yadan" indirim kampan-
yalarınm konusu oldu.
Hipermarketler zinciri
Real, kendi fınnlannda
ürettiği 250 gramlık ek-
meğin satış fiyatını 8
Kasım'dan itibaren tüm
mağazalannda 90 bin li-
raya indirdi.
u
ÖzeI indirim" kam-
panyası çerçevesinde fir-
ma, Izmit, Bursa ve Ga-
ziantep şubelerinde 500
gramlık, îstanbul Kar-
tal'daki şubede ise 400
gramlık ekmeği 175 bin
liraya satmaya başladı.
Metro AG firmasınm
iştirakleri arasında bulu-
nan Real Hipermar-
ket'ten yapılan açıkla-
mada, ekonomik kriz
döneminde, firmanın
tüketicilere ekmeği en
uygun fiyatla sunarak
aile bütçesine katkıda
bulunmayı amaçladığı
belirtildi.
Real, ekmek fiyatla-
nnda başlatılan indirim
kampanyasının farklı
ürünlerde de uygulan-
maya başlayacağını du-
yurdu.
KONUKOĞLU VE TARİŞ
Krize inat yatırmı
ANKARA (ANKA) -
Ekonomideki olumsuz-
luklar Gaziantepli sanayi-
ci Konukoğhıailesinin ya-
tınm şevkini kıramadı.
Konukoğlu ailesinin teks-
til şirketi Sanko, yaklaşık
40 trilyon liralık yatınm
karanaldı.
Sanko Tekstil îşletme-
leri AŞ Gaziantep'teki ku-
maş boyama ve terbiye ile
iplik üretim birimlerinde
gerçekleştireceği 35.2 tril-
yon liralık genişleme ya-
tınmı için Hazine'den teş-
vik belgesi aldı. Sanko,
Adıyaman'da kurulu yıl-
lık 8271 ton kapasiteli pa-
muk ipliği üretim tesisle-
rinde yapacağı 3.7 trilyon
liralık modernizasyon ya-
tınmını da teşvik belgesi-
ne bağlattı.
Tariş'in yatinmı
Tariş Pamuk Tarun Sa-
tış Kooperatifleri Birliği
de tzmir Atatürk Organi-
ze Sanayi Bölgesi'nde
18.3 trilyon liralık genişle-
me yatınmına gidiyor. Ta-
riş, teşvik belgesi kapsa-
mında gerçekleştireceği
bu yatınmla pamuk ipli-
ğinde mevcut yıllık 4407
tonluk üretim kapasitesini
2 bin ton arttıracak.
ses, görüntü ve benzeri gayri
maddi mallar da yasa kapsamı-
na alınıyor. Tüketici, aldığı ko-
nutla ilgili sorun yaşadığında sa-
dece ticari dava açabiliyordu,
şimdi ise tüketici davası açabile-
cek.
i/ Ayıplı malın neden olduğu
zararlardan dolayı ölüm ve yara-
lanmalar meydana geldiği du-
rumlarda veya kullanımdaki di-
ğer mallarda hasar oluşması du-
rumunda, tüketicinin tazminat
isteme hakkı da sağlanıyor.
\/ Kredi kartlan, tüketici kre-
disi kapsamında değerlendirili-
yor. Bununla temerrüt faizine
sınır getirilirken alınacak mal ve
hizmetten bankanın sorumlu tu-
tulması anlamına geliyor.
Kredi verende sorumlu
Kredi kartıyla alınan mallarda
ıade olduğunda, banka "Ben ka-
nşmam,paramı ahnnT diyeme-
yecek, müşterek sorumlututula-
bilecek.
Temerrüt faizi konusunda da tüketici
kredisinde olduğu gibi oranı tek taraflı
olarak değiştiremeyecek. En çok, gecik-
me faizinin yüzde 50 fazlasını isteyebi-
lecek.
i/ Tüketicinin başını çok ağntan ka-
pıdan satışlar, bakanlığm iznine bağla-
nıyor. 7 günlük cayma süresi içinde mal
veya hizmet karşılığında tüketiciden her-
hangi bir ad altında ödeme yapması ve-
ya tüketiciyi borç altına sokan herhangi
bir belge vermesi istenmeyecek.
ı/ Tüketicinin oluşturduğu her türlü
sözleşmede yer alan haksız koşul ve ko-
şullar, tüketiciyi bağlamayacak.
Borçlu dövize yenilmeyecek
•* Taksitli satışlarda temerrüde düşen
tüketiciye sağlanan haklar genişletili-
yor; iki taksidini ödemediği için temer-
rüde düşen tüketici, kurumun keyfi ola-
rak belirleyeceği faiz oranını ödemek
zorunda kalmayacak. Aynca, ödeneme-
yen borç hesaplanırken Vergiler dahil
Türk Lirası cinsinden peşin fıyatT dik-
kate alınması zorunluluğu getiriliyor.
Yani satıcı, döviz cinsinden bir hesap
yaparak fiyatı şişiremeyecek.
V Gizlı reklamı yasaklayan ve rek-
lamlarda yer alan iddialann reklam ve-
ren tarafından kanıtını öngören düzen-
lemeler yapılıyor.
ı/ Aldatıcı reklamlara karşı uygula-
nan idari yaptınmlann ayn ayn veyabir-
likte uygulanmasına olanak sağlamyor.
*/ Tüketici örgütlerince açılacak da-
valarda bilirkişi ücreti bakanlıkça karşı-
lanacak.
DÜNYA EKONOMİSİNE BAKIŞ / ERGÎN YILDIZOĞLU LONDRA
"Gezegenimizdeki temel eşrtsiz-
likleri ortadan kaldıracak muazzam
bir gelişme ve dayanışma aracı!"
1920'lerde radyo, 1960'larda datele-
vizyon için söylenen bu sözler (Mars-
hall McLuhan, 1970: Global Village)
daha sonra internet için de kullanıldı.
Ancak büyük şirketler ve piyasa meka-
nizması, radyo ve TV'ye yüklenen
umutları boşa çıkarttı. Stanford Üni-
versitesi'nden hukuk profesörü Law-
rence Lessig'e göre şimdi sıra inter-
nette. "Yeni yasalar ve düzenleme-
ler, internetin yeni buluşlar için kü-
resel bir çerçeve sunan özgün ya-
pısını, özel mülkiyeti koruma baha-
nesiyle parçalıyorlar" (Foreign Po-
licy, Kasım 2001).
İnternet ve ticaret
1990'lann ortasında internet hızla
yayılarak bir "kültürel ikona", "bir
teknolojik Mesih" düzeyineyükseldi.
O zaman "bilişim otoyolu" projesine
hem siyasi hem de ideolojik büyük ya-
tınm yapan Clinton yönetiminin baş-
kan yardımcısı Al Gore'a göre inter-
net herkese açık, evrensel, istediği-
ni söyleme olanağı sunan bir küre-
sel iletişim aracıydı. Bu altyapı Ati-
na Demokrasisi'ni anımsatan yeni
bir dönemi, dijital bir agoranın do-
ğuşunu muştuluyordu. Üstelik yeni
bir yaşam alanı "sibernetik bir uzay"
sunan internet, "yeni ekonominin"
altyapısı oiarak da teknolojik devrimin,
yeni bilgi çağının kanıtıydı.
Internetetümbuözelliklerinyüklen-
mesine olanak veren, onun çok özgün
bir özelliğiydi. Telefon hatlarının taşı-
dığı kodun oluşturduğu "sibernetik
uzay", bu hatlara bağlanma ücretini
ödeyen herkesin serbestçe kullanımı-
na açık ortak bir alan, bir tür kamu-
sal alan sunuyordu. Ancak, Ocak
2000'de bu köşede "Kaybolan Ütop-
ya: İnternet" başlıklı yazımda işaret
ettiğim gibi bu sibernetik alan hızla
özel şirketler tarafindan parçalana-
rak sömürgeleştirilmeye, elektronik
ticaretin, özel mülkiyetin hizmetine ve-
rilmeye başlanmıştı. Bu bir özgürlük-
ler alanı olarak internetin de sonunun
başlangıcını haber veriyordu. Internet-
te, 1993'te ticari noktalann toplam
içindeki payı yalnızca yüzde 4.6 iken,
bu oran daha 1996'da yüzde 50'ye
ulaşmıştı bile. Medyanın ilgisi de hız-
İnternet ve Mülkiyet
la, internetin kültürel öneminden, sun-
duğu ticari olanaklara doğru kaydı.
1995'te ABD basınında bilişim otoyo-
lu üzerine 5.526, elektronik ticaret üze-
rine de 950 haber ve yorum çıkarken,
1999'da bilgi otoyolu yazıları 842'ye
gerilemiş, e-ticaret yorumlan 20.641 'e
yükselmişti. "Yeni ekonomi" fantezi-
sinin herkesin gözlerini kamaştırdığı
yıllardı bunlar.
Kamusal alan fcayboluyor
"İnternet Kuşatma Altında" baş-
lıklı yazısına "İnternet kimin malı" so-
rusuylabaşlayan,
Prof. Lessig, ^ a -
kın zamana ka-
dar kimsenin
değildi" dedik-
ten sonra inter-
netin ilk yıllannda
yarattığı umu-
dun, şimdi hızla
değişmeye baş-
layan yapısın-
dan ve yok ol-
maya başlayan
kamusal alanla-
rından kaynak-
landığınıvurgulu-
yor. Lessig inter-
netin üç kat-
mandan oluştu-
ğunadikkatçeki-
yor. Ortada inter-
netin çekirdeği
olan, yazılım
kodlarından
oluşan internet
protokollerinin uygulandığı katman
var. Bu katman bir kamusal alan su-
nuyor, çünkü kimsenin mülkü değildi
ve kimse burayı denetleyemiyordu.
1984'te ABD'de uygulanmaya konan
bir yasa, telefon şirketlerinin hatlar üze-
rindeki denetimlerini kaldırmış, her is-
teyene, bu hatlara istediği gereci (tele-
fon, faks, PC vb.) bağlama özgürlüğü-
nü getirmiş. Telefon şirketleri bu hatla-
rın kullanımı için kira alabiliyorlar, ama
bu hatlarda yaşayan kod katmanın-
dan geçen bilgiye/veriye hiçbir şekil-
de karışamıyorlar.
Bu kod katmanının altında telefon
kablolarındara, PC'lerden oluşan fizik-
sel katman var. Bu katman özel mülki-
yet konusu. Ortak kod katmanının üze-
rinde de içerik katmanı var (metinler,
müzik, resim vb). Bu katmandakilerde
özel mülkiyet konusu olabiliyor. Işte
bugün internetin bu yapısı değişi-
yor, ortadaki kod katmanı ise büyük
bir tehdit altında.
Fiber optik kablolar sayesinde inter-
net yeni, çok daha hızlı bir biçim alma-
ya başladı. Ancak sorun da burada
başlıyor. internet bu yeni biçimini alır-
ken, interneti düzenleyen yasalar da
değişiyor. Hızlı, geniş bant (boradband)
iletişim sunan kablo şirketleri, aynı an-
da bu kablolar-
dan geçen bilgi-
leri. koddüzeyi-
ni ızlemeye, ay-
nştırmayavede-
netlemeye ola-
nak sunan tek-
nolojileri de dev-
reye sokuyorlar.
Çünkü yeni yasal
çerçeve, kablo
şirketlerine, fiber
kablonun kulla-
nımına ilişkin
mutlak bir kont-
rol veriyor. Örne-
ğin, bu şirketler-
den Cisco, "po-
licy based ro-
ufers"(yönlendi-
rici programlar)
aracıhğıylahangi
içerikli mesajla-
rın, hatlardan
hangi hızda ge-
çeceğini, hatta hangilerinin bloke edi-
lebileceğini saptayabiliyor. Böylece de
Lessig'e göre, "geieneksel olarak ka-
musal alana şüpheyleyaklaşan", onu
"israf olarak gören eden, ABD hukuk
sistemi" bir ortaklaşa alan olan kod
katmanının hızla, parçalanarak özel
mülkiyet konusu olmasına, denetim al-
tına alınmasına yol açıyor.
Hızla parlayan ve sönen yıldız
Lessig'in işaret ettiği bu gelişmeyi
medya ve telekomünikasyon alanın-
daki tekelleşme süreciyle birlikte düşü-
nürsek, internatin, yani hızlı ve özgür
iletişimin, hatta en üstteki içerik kat-
manının tümüyle bu uluslararası te-
kellerin denetimi altına geçmekte oldu-
ğunu söyleyebiliriz. Forrester Rese-
arch (Nasdaq) isimli araştırma şirketi-
nin 17 Mayıs 2001 tarihli basın açıkla-
masına göre internet ikinci aşamasına
girerken, Web'in de günleri sayılı. "Es-
ki aptal internet", yerini akıllı bir inter-
nete bırakıyor. Bu da kablo şirketleri-
nin denetlediği hızlı internetten başka-
sı değil.
Lessig, "Hiç beklenmedik bir hız-
la başlayan internet devrimi, yine
hiç beklenmedik bir hızda sona er-
di" diyor ve ekliyor; "Bu ağın üretti-
ği yaratıcılık patlamasını hiç kimse
beklemiyordu. Bu yaratıcılık patla-
masının bu kadar çabuk ve kökten
bir şekilde çökebileceğini ise çok
az sayıda insan görebildi". Interne-
te ilişkin hiç öngörülmeyen bir başka
gerçek daha var! Ipsos-Reid adlı ulus-
lararası araştırma şirketinin 13 Haziran
2001 tarihli basın açıklamasına göre
dünya nüfusunun yalnızca yüzde 6'sı
internete bağlı. Üstelik ABD, Kanada,
Isveç, Hollanda gibi en zengin ülkeler-
de internete bağlı olmayanların yüzde
30'dan daha fazlası, bağlanmayı da
düşünmüyor. 30 ülkeyi kapsayan
araştırmanın sonuçlarına göre interne-
te bağlanmayanların yüzde 4O'ı, inter-
netin kendileri için gerekli olmadığına
inanıyor; yüzde 33'ünün bilgisayarı
yok; yüzde 25'i ilgilenmiyor. Diğer bir
deyişle internete katılım hızı da yavaş-
lıyor, hatta duraklıyor.
Peki teknolojinin otonom bir varlığa
sahip olmadığını, aksine toplumsal ve
kültürel bir ürün olduğunu, içine doğ-
duğu toplumun sosyo-ekonomik iliş-
kileri, sınıf matrisi tarafindan beliriene-
ceği gerçeğini neden hemen unutu-
veriyor ve ona ütopik bir anlam yük-
lüyoruz? Bu sorunun cevabını James
W. Carey ve John J. ûuirk'in 1973 ta-
rihli "The History of Future" (Gelece-
ğin Tarihi) denemelerinde bulabiliriz:
"Gelecegin ideolojisi, bugünün te-
mel problemlerinden, zenginlik ve
toplumsal statü üzerindeki çatış-
malardan kaynaklanan problemler-
den kaçarak, bu problemlerin tek-
noloji sayesinde çözüleceği varsa-
yılan bir gelecek düşüncesine (fan-
tezi-E. Y.) sığınmaya olanak veren bir
tür 'yanlış bilinç' biçimi olarak işlev
görebilir..."
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Ekonomide İlerleme'
Avrupa Birliği (AB) tarafindan hazırlanan, diğer
aday ülkelerle birlikte Türkiye'nin durumunu da de-
ğerlendiren ve 13 Kasım'da açıklanan İlerleme
Raporu'nun özellikle ekonomiye ilişkin bölüm-
leri, kamuoyundayeterincetartışılmadı. Birçokko-
nuda olduğu gibi önemsenmedi; deyim yerindey-
se rafa kaldınldı. Bu vurdumduymazlık değişik
nedenlere bağlanabilir; o ayrı.. ancak, AB'nin kimi
saptamaları, Türkiye için büyük önem taşıyor
ve bu nedenle de tartışılmaları gerekiyor.
Rapor, uygulanmakta olan ekonomi politikaları-
nı "aşırı ölçüde güncel", yani "orta dönemli geliş-
me anlayışından uzak" buluyor. Hükümetin kısa
dönemli makroekonomik istikrara öncelik ver-
diği, oysa "orta dönemli gelişmenin sağlıklı bir fe-
melinin kurulması gerektiği" vurgulanıyor; örnek
olarak da bankacılık, tarım ve kamu işletmeleri ko-
nusundaki yeniden yapılanma yetersizlikleri ve-
riliyor (s.68).
Orta dönemli gelişme konusundaki öneri ise
gerçekten çarpıcıdır. Hükümet bütçe öncelikle-
rini, orta dönemli düzenleme çerçevesinde
"eğitim, sağlık, sosyal hizmetler ve kamu altyapı-
sı alanında yeteıii yatırımları gerçekleştirmek üze-
re, yeniden tanımlamalıdır."
Yetersizlikler bununla sınırlı kalmıyor. Türkiye'nin
kimi temel ya da kolay işleri yapamadığı; süreç-
leri başaramadığı, örneğin "tarım topraklannın
birulusalkayıtsisteminikurmadığı" belirtiliyor. Bu-
nun gibi, çogu konuda sayısal verilerin yani "ista-
tistiklerin " yetersiz olduğu üzerinde duruluyor. Oy-
sa çağımızda, ekonomik ve toplumsal yapı ile ilgi-
li doğru verilerin derlenmesi ve kamuoyuna yansı-
tılması gerekir. Çünkü bireylerin bilgi edinme hak-
kının sağlanması ve karar alma yeterliliklerinin
artması buna bağlıdır. Aynı gereklilik, hükümetin
doğru ekonomi politikası kararları alabilmesi için
de geçerlidir. Ek olarak rapor, kara para konusun-
daki yasal düzenlemelerin daha etkin uygulan-
ması gerektiğini vurguluyor.
Rapor, Türkiye'de tartışılamayan bir konuya da
değiniyor. Türkiye'nin, Dünya Bankası'nın isteği ya
da dayatmasıyla uygulamaya koyduğu "doğrudan
gelirdesteği politikasının, kimi temel özelliklerinin
Avrupa Birliği'nin yürürlükteki uygulamasından
farklı olduğunu" açıklıyor. Ülkeyi yönetenler, gele-
ceğe yönelik hiçbir tutarlı politika geliştirmeden,
yeterince araştırma ve çalışma yaptırmadan ve bir
olup-bitti biçiminde uygulamaya koydukları doğ-
rudan gelir desteğiyle, tanm kesimini geleceği
belirsiz, giderek yıkım olabilecek bir sürece sok-
muşlardı. Bu başıboş yıkım politikasının AB ile bi-
le ters düştüğü görülüyor.
Hükümetin ekonomi politikası yetersizlikleri yal-
nız bunlar değil. AB genişleme raporu, "kimiadım-
laratıldıysa da" diyor, "sosyalpolitika ve istihdam
alanındaki yasal düzenlemelerin tamamı AB mük-
tesebatı ile uyuşmuyor". örnek olarak, "yeni" çı-
karılan "Ekonomik ve Sosyal Konsey konusunda-
ki yasanın, sağlıklı bir sosyal diyalog koşullarını
yaratmayı başaramadığı" veriliyor.
Raporda, "bölgesel kalkınma konusunda hiçbir
ilerleme sağlanmadığı" belirtildikten sonra, "bu
konuda ve yapısal reformlann uygulanması ama-
cıyla gerekli yasal düzenlemelerin yapılması" is-
teniyor.
Rapor, ek olarak, 30 Eylül 2001 tarihinde "aday
ülkelerin onayladığı ve onaylamadığı" uluslarara-
sı sözleşmelerin listesini veriyor (s.78). Kolayca
anlaşılabileceği gibi Türkiye, toplam 18 olan bu
sözleşmelerin yalnızca yedisini imzalamış; 11 'ini
imzalamamıştır. Türkiye'nin uluslararası sözleşme-
leri onaylama oranı, göreli olarak gerçekten çok dü-
şüktür. Öbür aday ülkelerin imzalamadığı sözleş-
me sayısı ise 2-3 dolayında kalmaktadır. Çoğu in-
san haklan ve demokratikleşme alanında olan söz-
leşmelerin içinde ekonomiye ilişkin olan üçü, Ye-
ni (revize) Avrupa Sosyal Şartı, Kişisel İletişim
Hakkı ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar
Uluslararası Sözleşmesi Türkiye tarafindan
onaylanmamıştır.
Türkiye, özellikle emekçi kesimlerin yararına
olabilecek birçok düzenlemeyi yapmıyor; yıllardır
yapmamakta direniyor. Emekçilerin hakkını ver-
medikçe de, AB'ye tam üyelik yolunda ilerleyeme-
diği gibi, kendi içinde de ilerleyemiyor, yerinde sa-
yıyor.
[email protected]
Petrol-is Sendikası
Ozelleştirme
îdaresi iflas etti
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Petrol-Iş
Sendikası, Genel Baş-
kanı Mustafa Öztaşkm.
Ozelleştirme Idaresi
Başkanlığı'mn (ÖÎB)
iflas ettiğini savundu.
ÖlB'nin 1985-2000 dö-
neminde, 6 milyar 876
milyon dolar gelir elde
ettiğini, aynı dönemde
9 milyar 533 milyon do-
lar harcadığını vurgula-
yan Öztaşkın,
"ÖİB'nin ozelleştirme
bilançosu 2 mihar 657
milyon dolar açık verdT
dedi.
Öztaşkın, "ÖtB'nin,
Eylül 2001 'de yapoğı
açıklamada, ozelleştir-
me amaçh yapılan har-
camalar. Hazine'ye ak-
tanna ve diğer kulla-
mmlar toplamı da 9 mil-
yar 533 mirvon dolarola-
rak gösterümiştir. Oysa,
4046 sayıh yasa gereğin-
ce. özeDeştinne tahsilaö
hiçbir biçimde Hazi-
ne'ye borç ödemeleri
için aktanlamaz" dedi.
özelleştirmenin tam
bir fiyaskoyla sonuç-
landığını kayadeden
Öztaşkm, kâr eden ku-
ruluşlann gelirlerinin
kendi yatınmları için
kullanmalarma da
ÖıB'nin izin vermedi-
ğini belirtti. Öztaşkm,
harcama kalemlerine
ilişkin şu sorulara yanıt
verilmesini istedi:
• ÖtB'nin açıkladı-
ğı bültende, kredi biçi-
minde verilen borçlar
821 milyon dolar olarak
gözüküyor. Bu borçlar
kime, ne için verilmek-
tedir?
^ Ozelleştirme geli-
rinden yapılan ödeme
319 milyon dolar olarak
açıklandı. ilgili kuru-
luşlar hangileri?
• Hisse senedi ahmı
gıderlerinin 134 milyon
dolar olduğu bildirildi.
ÖİB neden hisse alıyor?
^ 98 milyon dolar
olarak açıklanan dene-
tim-danışmanlık-ilan-
reklam toplam kimlere
savruldu?
^ Diğer kullanımlar
nedir? Ne kadar komis-
von verilmektedir?