14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
J2S. KAS4M 20O1 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA JVLJJLJJ. U.K. kultur@cumhuriyet.com.tr 13 tstanbul Mozaikleri: I Kültür Servisi - Işın Aşar, Aya Sofya. Kariye, Fethiye ve Mozaik JMizesindeki mozaiklerdenoluşan birkoleksiyon. hazırladı. ICdeksıyonda yer alan mozaikler, özkrine bire bir bağlı kalınarak tuvale \e dekoratif objelere taşındı. Arnaç. her zaman göz önünde bulunamayan bu zenginliklerimizi geriş kitlelere tanıtmakve zenginlıklerimizin e\lerimize ginnesinı sağlamak. (Bilgi ıçin: 0212 24135 5 8) Hermann Hesse Edebiyat Ödülü Streemıwitz/ m • Kültür Servisi - Hermann Hesse Vakfi tarafinda» verilen Hermann Hesse Edebiyat Ödülü'ne. Marlene Streeruuitz'in 1999yıhnda yayımlanan 'Nachvvelt' adlı romanı layık görüldü. Kadınlann toplumdaki yeri, dışlanmışlığı ve femınizm üzeıine yaptığı edebi çalışmalanyla tanınan yazar. 20 bin mark değerindeki ödülün sahibı oldu. Avusturya'nın Baden kentınde 1950 yılında dünyaya gelen Streeruvvıtz'ın romanlannın yanı sıra çok sayıda radyo ve tiyatro için yazılmış eseri bulunuyor. ADT sezonu 'Bağdat Hatunu' ie açıyor • Kültür Servisi - Adana Devlet Tiyatrosu (ADT), yann Güngör Dilmenin yazdığı 'Bağdat Hatunu' adlı oyunla sezonu açacak. ADT'nin, Hacı Ömer Sabancı Kültür Sitesi'ndeb Devlet Tıyatrolan Sahnesi'nde, 4 hafta süreyle sahneleyeceği oyunda, 14. Yüzyıl'da Ilhanlı Hakanı'nın komutanJanndan Emir Çoban'ın kızı Bağdat Hatun'un, bütün ailesini gözden çıkararak kraliçe olabilme çabası anlatılıyor. Yazar Dilmen oyunda, ınsanlann, yasalan kendi çıkarlanna hizmet edecek şekilde uygulamasını ustaca eleştiriyor. IŞT'de yeni çocuk oyunları • Kültür Servisi - tstanbul Büyükşehir Tiyarrolan yeni sezonda repertuvanna çocuklar için üç yeni oyun daha kattı. Ümran Inceoğlu'nun yazdığı, Eftal Gülbudak ın sahnelediği 'Düşkr Sirki Başbyor' Üsküdar Musahipzade Celal sahnesinde seyredilebilir. Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde ise Burteçin Zoga'nın yönettiği Tom Stainer'ın 'Haydi Mars'a Gidelim' adlı oyunu sahneleniyor. Erhan Özçelik'ın yazıp yönettiği 'Kedi ile Pahaço' adlı oyun ise Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde seyredilebilir. 2. Uluslararası tzmir Ktsa Film Festivali • İZMİR (AA) - îzmır'de 2. uluslararası Kısa Film Festivali, yann başlıyor. Dokuz Eylül Ünıversitesi Güzel Sanatlar Sinema- T\ Bölümü ve Konak Belediyesı Kültür ve Sosyal Işler Mûdürlüğü'nün ortaklaşa dürenlediği festivalde 154 kısa film gö:1erilecek. Filmler, Özdemir Saiancı Kültür Merkezı, DESEM (Djkuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğıtim Merkezi) ve Konak Be.ediyesi Alsancak Kültür Merkezi gösterim salonlannda siemaseverlerin beğenisine surulacak. Festivale Türkiye'den 85, Fraısa'dan 24, Almanya'dan 16, Itaya'dan 4, A\r ustralya'dan 8, Poonya, lngiltere, îsveç, Rusya, Asrbaycan ve Gürcistan'dan 17 olnak üzere toplam 154 film kalıyor. Onur ödülünü Hilmi Etian'ın alacağı festival, 8 Anlık'ta sona erecek. 13. yılına ulaşan Uluslararası Film Festivali bu yıl Mahmut Tali Öngören anısına düzenleniyor Ankara'nın enrenkli günleriANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünya Kitle Iletişimi Araştırma Vakfı'nca düzenlenen 13. Ankara Uluslararası Film Festivali, renkli ve zengin programıyla bugün izleyici karşısına çıkacak. Festivalin 30 Kasım'da yapılacak resmi açılış törenine katılacak olan sinema örgütü temsilcileri, yönet- menler, oyuncular, sinema eleştir- menleri ve yazarlar, îstanbul'dan Ankara'ya 'Sinema Treni' ile gele- cekler. Film festivali nedeniyle dün She- raton Oteli'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan festival baş- kanı Çetin Öner, festivalin kurucu- su ve gazetemiz yazan Mahmut Ta- li Öngören'in anısına gerçekleştiri- len etkinliğin bu yıl ekonomik kriz nedeniyle ertelendiğini anımsattı. "Kültür ve sanat konusunda tasar- ruıa gjdilemez" diyen Öner, gelecek yıüarda aynı sıkıntılan yaşamak is- temedıklerini vurguladı. Emek Ödülü Akad'a verildi Yılmaz, Menekşe-1 Sokağı'nı 'Sanatçılar SokağV olarak düzenle- diklerini ve 1 Aralık'ta sanatçılann katılımıyla açıhşını yapacaklannı bıldirdi. Yılmaz, Sakarya, Izmir, Fevziçakmak caddelerı ile Sümer Sokak'ın da yayalara göre düzenlen- miş alanlar olması yönünde projele- ri bulunduğunu belirtti. Festivalin kuruculanndan AzizNe- sin'in adını taşıyan Emek Ödülü, bu yıl Türk sinemasının büyük ustası Lütfi Ömer Akad'a verildi. 2001 Kitle tletişim Ödülü'nü de TRT 2'de yayınlanan 'Genç Sinemacılar' iz- lencesi aldı. Feestivalin belgesel ve kısa filmler bölümünün açılışı bugün Menekşe Sokak 'taki Ekin Tiyatrosu 'nda yapılacak. Törende Türk sinema tarihini anlatan 'Yüzyıhn Tanıklan' adlı belgesel ile 'Max Goodman 'ın Son Filmi' adlı kısa film gösterilecek. Festival bu >ıl Ulusal Kısa Film Yanşması ile başlayacak. 89 filmin başvurduğu yanşmada ön elemeyi geçen 12 canlandırma, 55 deneysel ve kurmaca yapıt gösterime sunula- cak. Kısa film programında, yanş- ma dışında 25+ fümleri, Danish Vi- deo art toplu gösterimi, eşcinsellik konulu filmler, korku filmleri, Low- Fi video toplu gösterimi, Signal-de- Perte grubu filmleri ve Pierre Yves Clouin bölümlen sunulacak. Açılış filmi 'Yüzyılın Tanıklan'' Ulusal Belgesel Yarışma Bölü- mü'ne de bu yıl 52 yerlı belgesel başvurdu. Bunlardan 31 'i öneleme- yi geçti. Festivalin belgesel ve kısa filmler bölümünün açılışı bugün Menekşe Sokak'taki Ekin Tiyatro- su'nda yapılacak. Törende Türk sinema tarihini anlatan 'Yüzyı- lın Tanıklan' adlı belgesel ile \\lax Goodman'ın Son Filmi' adlı kısa film gösterilecek. Ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler'in Yavuz zırhlısının sö- külerek jilet fabrikasına gönde- rilişinı konu alan yasaklı filmi 'Kahraman Yavuz' belgeseli de 29 Kasım'da Ekin Tiyatro- su'nda gösterilecek. Daha sonra Ara Güler ile söyleşi yapılacak ve sanat- çının fotoğraflanndan oluşan bir ser- gı açılacak. Festival, 30 Kasım'da ünlü Italyan yönetmen Nanni Moretti'nın bol ödüllü son filmi 'Oğul Odası'nın Akün Sineması'nda yapılacak gös- terimi ile resmen açılacak. Sinema örgütü temsilcileri, yönetmenler, oyuncular, sinema eleştırmenlen ve yazarlar açılış törenine katılmak için îstanbul'dan trenle Ankara'ya gele- cekler. Trende, Arilla Dorsay, Tunca Arslan, Aytaç Arman, Berhan Şim- şek, Gülsen Tuncer, Halil Ergün, Hülya Koçyiğit, Muzaffer Tema, Ni- lüfer Aydan, Sezer Sezin, Süleyman Turan ve Yeşim Salkun'ın da arala- nnda olduğu çok sayıda sanatçı yer alacak. Festival bu yıl 'Fantastik Türk Filmleri' ve 'Yurtdışında Yaşayan Türk Yönetmenlerinin Filmleri'ni de konuk edecek. 'Dünya Sineması' bölümünde 22 ülkeden 45 film izle- yicilerin beğenisine sunulacak. Ay- nca yönetmenler Robert Bresson ve Andres Wajda'nın filmlerinden olu- şacak toplu gösterimler gerçekleşti- rilecek. 16 dalda ödül verilecek Festivalde, Lütfi Ömer Akad'ın fiLmlerinden oluşan bir toplu göste- rim düzenlenecek. Festivalin Ulusal Uzun Film Yanşması'nda toplam 16 dalda ödül verilecek. Bu bölümde gösterilecek filmler şöyle: 'Melekler Evi (Ömer Kavur), Yurtdışı Turnesi (Ayşe Polat), Dar Alanda Kısa Paslaşmalar (Serdar Akar), Yazgı ve ttiraf (Zekı Demır- kubuz),GöIgeAşklar(Nihat Seven), Güle Güle (Zeki Ökten), Renkli Türkçe (Ahmet Çadırcı), Abuzer Kadayıf (Tunç Başaran), Hemşo (Ömer Uğur), Balalayka (Ali Özgen- türk), Fotoğraf (Kazım Öz),OdaBe- ni Seviyor (Barış Pırhasan), Acı Gö- nül(ErsinPertan),Dava(Gani Şava- ta), Büyük Adam Küçük Aşk (Han- dan Ipekçı), Dansöz (Savaş Ay), Herkes Kendi Evinde (Semih Kap- lanoglu)'. Festivalin filmleri Kızıhrmak ve Kavaklıdere sinemalan ile Odeon Cineplex, Ekin Tiyatrosu, Türk în- giliz Kültür Derneğı, Alman Kültür Merkezı, Çağdaş Sanatlar Merkezi ve um:ag Salonu'nda izlenebilecek. Nâzım Amerika'danyana olabüir mü AYŞE EMEL MESCİ Yaratıcı sanatçılann ortak paydalanndan biri, özgün bir dünya oluşturabilme güçleridir. tnsanın ve evrenin özüne bir şimşek çakışı gıbi ulaşabil- me görü ve yeteneğinin üstüne, yaratımın yapı taşlan doğru seçihr, duygu harcına gerçeklik ka- tılır, ınsanın duyulanyla ruhunu bir biçimde bü- tünleştirecek bir ustalığa erişilirse, gündelik ha- yatın kabuğu çatlar, zamanın ve mekânın dışına taşan aşkın bir varoluşla bütünleşildiği duyumsa- nır. Onlann eserlerinde, insanı ınsan yapan derin- lerdeki o ortak özün bir biçimde duyumsanıver- mesini sağlayan güç, kısa vadeli perspektiflerin üstüne çıkan zaman dışı bir nitelığe bürünür, es- tetik ise hem ayaklannı kendi toprağına sağlam- ca basan hem de insanlığın bütün birikimini, bü- tün sanatlan kucaklamaya çalışan evrensel renk- lerle bezenır. Nâzım Hikmet de sayılan az olan bu tür yara- tıcılardan biridir. Onun şiirinde bana çarpıcı ge- len yönlerden biri de. çok güçlü bir müzıkalite- nin yanı sıra, birbirinı izleyen imgeler ve resim- lerın yarattığı şoklardan beslenen teatral bir gö- zün varlığının hıssedılmesıdir. Nâzım'ın şiir ev- renı. hem kendısinı çevreleyen toplumsal olayla- ra aynlmaz biçimde kenetlenir hem de bütün gün- delık gerçeklikleri ve görüşleri aşkın bir biçimde insan ruhunun -en başta da kendi ruhunun- ka- buklannı sıyınr, en yalansız derinliklere ulaşır bir solukta... Yonımculann çeklm gücü Sanatta, özellikle de müzik ve tiyatroda, sade- ce yaratıcılann değil, onlann eserlerini izleyici- ye ulaştıran usta yonımculann da "farklı bir dün- ya yaratma" gücüne sahip olduklan gözlemlenir. Bugüne dek bir yorumcu olarak ızlediğim ve din- lediğim Fazıl Say'da da beni en çok etkileyen özel- lik, bütün ruhu ve bedeniyle piyanoyla bütünleş- mesinin yarattığı o çekim gücü, o sürükleyicilik yeteneği olmuştur. Ama yeni bir evrenin kapılannı önünüzde aç- ma, dolayısıyla sizi de yenileme, gençleştirme yeteneğine sahip birinin dünyaya nasıl "reel po- lirika" sınırlan içinde, gündelik düzeyleri aşama- dan baktığını. daha doğrusu bakamadığım. bakıp da göremediğini öğrenince her şey bir anda bü- yüsünü yitınverir. "Göçebe yönetmen" statüsünde çalıştığım bir zamana denk geldiği için. Fazıl Say, Genco Erkal ve Sertab Erener'i sahne üzerinde bir araya geti- ren "Nâzun" adlı eseri izleme fırsatını bulama- ÇOCUKGÖZLERÎ- Nâzun'm şiirini okurken başlanna gelen felaketi bile anla>ama> an çocuk gözleri dikUdi karşıma. Afrika'da açlıktan, Irak'ta ilaçsızhktan ölen. Filistinde kurşunlanan, Metnam'da napalnı bombaJanyla ruruşan. Hiroşima'da külleri havaya savrulan, Arjantin'de faili meçhul cinav etlerle "temizlenen", Uzakdoğu'da körpecik bedenleri pazarlanan, tstanbul veya Nevv York sokaklannda yazgılarrv la baş başa bıraküan, Diyarbakır'da çöp tenekelerinden ekmek toplayan. Afganistan'da bir açhk ordusu. sonsuz ve hüzünlü bir göç türküsü gjbi bir savaştan diğerine sürüklcnen çocuklar... dım. "Bir Nâzım Hikmet bijografisi" özelhği ta- şıyan. Fazıl Say'ın besteleriyle şürlerin iç içe geç- tiği bu gösterinin görkemini anlatan yazılan oku- yabildim sadece. Bu arada Milliyet Sanat dergi- sının Kasım 2001 sayısında, üç sanatçıyla yapıl- mış bir söyleşi çıktı karşıma. Başlık atılmış: "Fa- zıl Sa>r : Nâzım Amerika'dan yana olurdu!" Deh- şet içinde sayfalan kanşnrdım, Fazıl Say'ın, Gen- co Erkal'ın, Sertab Erener'in bütün diğer söyle- diklerinı atlayıp, söyleşi içinde o bölümü buldum. Sorulmuş: "Nâzon'mAmerikanemperyalizmine, si> asilerin de Nâzım Hikmet'e karşı tavırlannı dü- şündüğümüzde. Kültür Bakanlığı destekU bu eser bir tabu\u yıktı diyebiür nüviz?" Fazıl Say yanıt vermiş: "Nâzun Hikmet bu olaylan görsey- di mutlaka Amerika'dan yana olurdu. Burada te- rör olgusuna karşı bir tavir var. Amerika dünyay- la birükte terörü yok etmek istiyor. Ve Amerika şu anda çok haklı. Durum 50 yıl önceki gibi değil. Şu 11 Ejiül olayında Amerika'ya gık bile denemez." "Keşke şu derghi hiç almasaydun" dedim ken- di kendime, "hiç değilse CD'yi gönül rahatüğıyla dinlerdim.'" Gözümün önüne Fazıl Say'ın pıyano- nun üstünde uçuşan kanatlan, çaldığı eserin ru- hunda yarattığı fırtınalann yüzüne, bütün bede- nıne yansıyışı, etrafına yaydığı atmosferin TV ekranını bile aşarak insanı sarmalaması geldi, sonra aynı sözler bir daha çınladı beynimde: "Şu 11 Eylül olayında Amerika'ya gık bile denemez". Piyanonun başında o çekım alanını yaratan duy- gu derinliğiyle dünyaya bakıştaki bu soğuk. bu in- sanın içini üşüten sığlık nasıl yan yana var olabi- lir diye sordum kendime, bir yanıt bulamadım. 'Çocuklar ölebilir yann...' Sonra Fazıl Say'ın bir başka yorumu çıktı kar- şıma. "O şiirde ("Nereden Gelip Nereve Gidiyo- ruz") olağanüstü güncel sözler var, eser de 11 Ey- lül sonrası gelişmelerle acayip güncelleşti („) bu- gün için yazılmış gibi oldu." Açıp baktım sözü edilen şiire: *(«.) Çocuklar ölebilir yann, / hem de ne sıtmadan, ne kuşpala- zmdan / düşerek de değfl kuyulara filan / çocuk- lar ölebilir yann /çocuklar sakalh askerler gibi öle- bilir yann, / çocuklar ölebilir yann atom bulutia- ruun ışığmda, / ne bir santim kemik, ne bir daro- la kan, / çocuklar ölebilir yann atom bulutiannın ışığmda / arkalannda bir avııç kül bile değil / ar- kalannda gölgelerinden başka bir şev bırakmadan / negatif resimcikler boşluğun karanlığınria." Kapalı (yazann niyetinin'yorumunun belli ol- duğu) metinlerin bile farklı okumalara açık oldu- ğunu, hele dizelerin çok çeşitli çağnşımlara kapı açabileceğini bilirim. Ama ben Nâzım'ın bu şi- ırini okurken, fondaki zaman ve mekân dışı kı- yamet görüntüsünün önünde, başlanna gelen fe- laketi bile anlayamayan çocuk gözleri dikildi kar- şıma. Afrika'da açlıktan, Irak'ta ilaçsızlıktan ölen, Filistin'de kurşunlanan, Vietnam'da napalm bom- balanyla tutuşan, Hiroşima'da külleri havaya sav- mlan, Arjantin'de faili meçhul cınayetlerle "te- mizJenen", Uzakdoğu'da körpecik bedenleri pa- zarlanan, tstanbul veya New York sokaklannda yazgılanyla baş başa bırakılan, Diyarbakır'da çöp tenekelerinden ekmek toplayan. Afganistan'da bir açlık ordusu, sonsuz ve hüzünlü bir göç tür- küsü gibi bir savaştan diğerine sürüklenen çocuk- lar... Korkunun, dehşetin, hüznün düğüm düğüm so- rular olup yerleştiği o çocuk gözlerine baktım, baktım, baktım Fazıl Say, sizın "çok haklı Ame- rika"nızı bir türlü göremedim. "gık dememeyi'' de içime sındiremedım. I Genç kalemler Cumhuriyet'te., SEVGİ FİLİZLERİ Iki elim yüreğimle avuçladım özlemleri sevgiyi ekledi sıcaklığını tenime sevdim ve savurdum çimene yeşersin diye HALUK YOLSAL SIĞINAK Anılardır savrulan çaresiz bir rüzgâria Hüzünlü bir eylülse yorgun mevsimlerden Acı bir yalnızlıksa dağlayan yürekleri Ölüm eşsiz bir yolculuktur özlemlerden Nice umutlardan yapılar yıkılmışsa içimizde Kinli bulutlar kapatmışsa sevgimizin güneşini Bütün şarkılar ayrılıkta bir gizse Ölüm tek sığınaktır anılardan girilen içeri. CANER YİĞİT Eskişehir'deki çocuk kütüphaneleri kapatıldı CAN R\CIOGLL ESKİŞEHİR- Eskişehir'deki Yenı- kent. Dumlupınar, Muzaffer Togay, Ü- nal, Namık Kemal, Atatürk Malhatun ve Osmangazi mahallelerindeki çocuk kütüphanelerinin kapısına, kürüphane memuru yetersizliği nedeniyle kilit \ıı- nıldu. Eskişehirlilere ve öğrencilere şehir merkezindeki II Halk Kütüphane- si hizmet vermeye çalışırken. bu kü- tüphanede de eleman sayısının 4'e dü- şürüldüğü ve bu yüzden hizmetlerde aksama meydana geldiği, az sayıdaki personelın büyük özveriyle çalıştıkla- n öğrenildi. Ilçeler ve beldelerdeki çok sayıda özellikle çocuklara yönelik kitaplann bulunduğu çocuk kütüphanelerinin ka- pandıklan veya kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduklan öğrenilirken ve Kültür Bakanhğı'nın 'kadro' yetersiz- liğini öne sürerek memur sıkıntısı bu- lunan kütüphanelere açık olmalan için atama yapmadığı belirtildi. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, 'HaDer GençHkMerkezi'ndeki' boş bir dükkânı, Kültür Bakanlığı'na kitabevi açması için ücretsiz tahsis etti. Uzun zamandır Kültür Bakanlığı'nın kitabe- vi açması için çalışmalar yapılan Es- kişehir'de, bu kez de eleman yetersiz- liği nedeniyle, kitabevinin açılması tehlikeye girdi. Kültür Bakanlığı. Hal- ler Gençlik Merkezı'ndeki ışyerinin kendilerine tahsis edihnesinden sonra, buraya satılması için değerli ve ucuz kitaplanndan gönderdi. Geçen yıl Te- pebaşı Belediyesi tarafindan onanlan bir kütüphanenin kapalı kalmaması ıçin atanan bir belediye çalışanı da, ki- tabevini düzenlemesi için, Kültür Ba- kanlığf nın açacağı kitabevinde görev- lendırildi. Ancak, bu belediye çalışa- nının kitabevinin düzenlenmesini ta- mamladıktan sonra, Tepebaşı bölge- sindekı kütüphanesine geri döneceği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle