15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2001 PAZAR • • • • 8 HABERLERIN DEVAMI G U N C E L CÜINEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada larını gık demeden harfi harfine uygularken- ser- gılediğimız "yüksekperformansa" hayran! Imzaladığımız toplam beş yıl gibi uzun süreli stand-by anlaşması ile bir başka rekorun da sa- hibı Türkiye. "Türk övün, çalış, güven". Ünlü sloganı dün- yadaki değişim rüzgârlarına hayran hükümeti- miz (hükümetlerimiz) sayesinde değiştirdik: "Türk; borçlarınla övün, IMF'ye güven." IMF'ye 32, dışarıya toplam 120 milyar dolar borcu günü geldiğinde sanki ödeyecek olan Türkiye değilmiş gibı: Finansman açığımızı kapatmamız için IMF'nin 10 milyar dolar ek kredi vereceği haberi Was- hington'dan geldiği gün; aydını, ekonomisti, medyası zil taktı, şıkır şıkır göbek attı. Eee, büyük borçla yüksek performans kuşku- suz ancak böyle sergilenir. . Kısacası ağlanacak halimize gülerek! Oysa: 10 milyar doların ucunu gösteren Köh- ler. yeni stand-by'dan söz ediyor. Yeni bir stand-by anlaşması demek; IMF'den yeni koşullar, toplumun sırtına yeni yükler de- mek. IMF'nin 10 milyar dolan parti parti vermeyi düşündüğü söyleniyor, Demek ki, IMF bugüne kadar izlediği polıtikayı ek kredi ıçin de uygula- yacak. Örneğin her üç ayda bir, ek dayatmalanna uy- gun davranıp davranmadığımızı denetledikten sonra, ek kredinin bir miktannı serbest bıraka- cak. Amerika'daki yönetimle IMF gibi yönetime kul-köle kuruluşlar arasındaki ağız birliğine na- sıl hayran kalmazsınız? Yeni stand-by anlaşmasını destekleyen ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill'in, "Türkiye'nın re- form politikalarını uygulamadaki 'performansınf çok güçlü bulması". ağız birliğinin VVashington kulislerinde saptandığını kanıtlamıyor mu? Dinleyen nerede? IMF neşesı bir gün sürdü. Hükümetın "yüksek performansı"n\n adı ta- sarruf! Nasıl bir performanssa?.. Toplumda soluk al- madan ezmediği tek bir kesim yok! Yeni vergi yoksa, uygulanan vergilerde artma var. Memuru da, işçiyi de, sade vatandaşı da ezi- yor. ölümüne tasarruf. Üstelik hükümet kendıyle çelişen kimi karar- ları uygulamaya hazırlanıyor. Işçılerde emeklılik yaşı 58-60 olarak düzenlen- di. Yeni önlemler 50 yaşını dolduran işçileri, is- tesin istemesin "resen emekliye" gönderiyor. Türk-lş Başkanı Bayram Meral, "Ülkeyi yö- netenler istek dışı emekliliğe başvurulmayaca- ğına söz vehyor ama, şimdi attığı imzaya sahıp çıkmıyor" derken haksızlığa. IMF'ye yüksek per- formasını kanıtlamak için hükümetin yaptığı yanlışlığa parmak basmıyor mu? 1950'lerde Celal Bayar'ın ekonomi anlayışı- na sahip çıkan iktidarlar; devletçiliğe yeğledik- leri serbest girişimciliği överken, "bırakın yap- sınlar, bırakın geçsinler" diyen ünlü liberal deyi- şi sık sık kullanırlardı. Bugünkü iktidar ise eleştiriyi, işçinin, memu- run sokağa dökülüşünü bırakın alanlarda top- lansınlar, bırakın bağırsınlar" mantığıyla umursa- mıyor. Halktan yükselen çığlıkları, ışçi, memur sen- dikalarından, demokratik toplum örgütlerinden yükselen sert eleştirileri dinleyen yok! Kendilerinden menkul bir benzetmeyle vatan kurtaran arslanların kulakları IMF'ye açık, top- luma sağır! Devleti hantallıktan kurtaracağı yerde vur aba- lıya örneği küçültmeye çabalayan Başbakan Ecevit; üç-dört sayfalık tasarruf önlemlerini üç- beş satırlık ayaküstü bir demeçle halka sindire- bileceğini sanıyor. Üstelik. artık inandırıcılığı kalmayan kimi söy- lemlerle, hükümet üyelerinin kimileriyle DSP'nin kuzu milletvekilleri dışında kimseyi inandırama- dığını, inandıramayacağını bile bile Başbakan; "Birkaç ay dişimizı sıkacağız. Ondan sonra eko- nomik bakımdan düzlüğe çıkacağtz" diye ses- leniyor halka. Toplum; bu hükümete güvenmeyi, bu hükü- meti övmeyi IMF'ye bıraktı. Çaresizliğine yanıyor. 'Büyük Birader' projesi • Baştarafı 1. Sayfada görüntü satabileceklerini ve böylece kısa sürede sistemin kendi masrafını çıkarabileceği- ni savundu. Sisteme ilişkin olarak EGM ile ortaklaşa hazırlanan protokol tas- lağında, kurumlar arasında ışbir- liği ve eşgüdümü sağlayacak, ya- pılacak alım ve ödemelerle ilgili işlemleri yürütecek karma ko- misyonun 7 üyesinin de EGM Is- tıhbarat Daire BaşkanJığı perso- nelinden oluşmasının öngörül- mesi dikkat çekti. Danışma Ku- rulu'nun ise RTÜK tarafından oluşturulacağı belirtilen taslakta, proje grubunda da EGM İstihba- rat Daire BaşkanJığı'nda görevli 6 personel ve RTÜK'ten 3 perso- nelin yer alması hükme bağlanı- yor. Taslağa göre proje grubu. sis- temin kuruluş mimansi v e altya- pısını tasarlayacak, gereklı dona- nımlan belirleyecek ve projenin gerçekleştirilmesınde göre\ ala- cak. Sistem. RTÜK teşkılatının bulunduğu yerlerde üst kurula ait binalarda, teşkilatı olmayan yer- lerde ise emnıyet müdürlüklerine ait bınalarda kurulacak. Sistemin kurulumu ıçın tüm kaynağı RTÜK sağlayacak. Ancak satın alma işlemlerim emniyet perso- nelinden oluşacak karma komis- yon gerçekleştirecek. RTÜK, 6 üyesi emniyet perso- nelinden oluşacak proje grubuna da maLzeme alımı. gezi, ulaşım, konaklama ve benzeri giderler için avans tahsis edecek. Siste- min kurulması % e işletımi büyük ölçüde EGM personeli tarafindan yapılacak. RTÜK işletım giden olarak da her yıl Emniyet Genel Müdürlüğü"ne kaynak aktaracak. EGM birimlerine kurulan tüm donanım da EGM"nin malı ola- cak. Üst kurulda bu konuya ilişkin yapılan ilk oylamada bazı üyele- rin protokole etık yönüyle karşı çıkması üzerine karar alınama- mıştı. Kurulun önümüzdekı gün- lerde konuyu yeniden ele alabile- ceği belirtiliyor. Nuri çolakoğlu: Gelirlerimiz yüzde 60 azaldı AJVKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yaym kuru- luşlan, reklam gelırlen iizerinden ahnan paylar iJe uydu kiralannın düşürülmesini istiyor. Radyo ve Televizyon Yayıncılan Dernegi Başkanı Nuri Ço- lakoğlu, ekonomik knz nedeniyle radyo ve tele- vizyonJarın bu yıl yüzde 40 ile 60 arasında gelır kaybına uğradığım bildirdi. Alnıan bilgiye göre, televizyonlann 1999 yılında 233 milyon dolar, 2000'de 453 milyon dolar olan reklam gelirleri, 200] 'in 10 aylık döneminde 206 milyon dolara düşfü. Radyolann da geçen yıl 77 milyon dolar olan reklam gelıri, bu yılın ilk 10 aymda yan yan- ya azalarak 36 milyon dolara geriledi. Radyo ve televizyonlardan 2001 'in Ocak-Ekim döneminde 8 trilyon lira eğitime katkı payı, 801 milyar lira da özel işlem vergısi olarak tahsil edildi. 4 milyon dolar uydu kirası veriliyor Radyo ve Televizyon Yayıncılan Derneği Başkanı Nuri Çolakoğlu, büyük kanallann yılda 3.5-4 mil- yon dolara ulaşan miktarlarda uydu kirası verdikle- rine işaret etti. Bırçok kanalın sıkınhda olduğunu, bu kirayı ödeyemediği için HBB'nin uydu üzenn- den yaptığı yaymlann kesildiğini anlatan Çolakoğ- lu, Türk Telekom'un dolar üzennden aldığı uydu ki- ralannın Türk Lirası'na çevrilmesi ve uygun bir in- dirime gidilmesini istedilderini söyledi. Bu konuda yapftklan başvuruya yanıt beklediklerini belirten Çolakoğlu, "Televizyon ve radyoların bu yıl orta- lanıa yüzde 40-60 arasında geİir kaybı var. Isteği- miz kabul edilirse televizyon ve radyoların sırtın- dan önemli bir yük kalkmış olacak" diye konuş- ru. Radyo Televizyon Yayıncılan Meslek Birliği (RATEM) Başkanvekili Yusuf Gürsoy da yayın ku- ruluşlannın reklam gelirleri üzennden alınan RTÜK payının yüzde 5'ten 2'ye düşürülmesi, eğitime katkı payı ve özel işlem vergisinin de kaldmlmasına iliş- kin bir rapor hazırladıklannı bildirdi. Gürsoy, uydu kiralannın indirilmesini de içeren raporu Başbakan v e Başbakan yardımcılanna sunmak üzere randevu istedilderini ve şu anda cevap beklediklerini söyledi. Michael Deppler'la görüştü Dervişyeni niyet mektubunu anlattı Haber Merkezi - IMF, Dünya Bankası ve G-20 ülke- lerinin yıllık toplantılanna katılmak üzere Kanada'nın başkenti Ottawa"da bulunan Devlet Bakanı Kemal Derviş, IMF Avrupa Bölüm Başkam Michael Depp- ler'a Türkiye"nin hazırladığı yeni niyet mekrubu hak- kında bilgi verdi. Ottavva'da üç ayn toplantıya katılan ve bu toplantılarda birer konuşma yapan Derviş, tero- rizmin finans kaynaklannın kurutulması, ekonomik polirikalar gelişrinlmesi ve küreselleşmenin yarattığı sorunlarla mücadele konulanndaki görüşlerini aktar- dı. Toplantılann ardından ikili temaslara başlayan Derviş, ilk görüşmesini IMF Avrupa Bölüm Başkanı Deppler'la yaprı. Derviş, Deppler'a Türkiye'nin hazırladığı yeni niyet mekrubu ve kamu harcama reformu paketindeki düzenlemelerle ilgili bilgi verdi. Ftipi eyleminde 13 gözaltı1 ' <-* amacıyla tutuklu ve hü- kümlü kadınlara kart gönderen çeşitli kadın örgütierine üye kadınların bir bölümünün acıklama >apmalanna güvenlik güçleri izin vermedi. Dağılmak üzere olan göstericilerden 13 kadın, karga tulumba gözaltına alındı. Gözal- tına ahnanların. savcılıkça yapılan sorgularmın ardından serbest bırakıldığı bildirikli. Kadın örgütlerince basın mensuplanna dağıtılan ya/ılı açıklama- da devletin F tipi cezaevleri ve bücrelerde yaşanan tecridin yarattığı sorunlar konusunda çözüme yanaşmadığı belirtilerek "Yeni yasa tasarısı ile 'ifade hak- kı'na kısıtlamalar ve hapis cezaları geliyor" denildi. (ALPER İZBUL) Köy-Kent'e destek GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada "Ülkeyi yeni yüzyıllara biz taşıyacağız. Ey ahali, biz iktidara gelmezsek ne olur bu mem- leketin hali? Hıç düşündün mü? Sen bize oy ver, ge- risini koyver..." İktidara geldik. Ülke sevgımiz o kadar büyüktü ki, onun bir çakıl taşını bile başkasına vermek isteme- dik, hep yandaşlarımıza verdik. Dönem zenginlerı- mizi yarattık. Yarattık ki bir gün düşersek dara, el- veda dersek iktidara, onlar sayesinde var olmayı sürdurelım! Yükümüzü zor taşıyacaksa deve, Tabiı yapanz ülke için her şeyı seve seve... Muhalefete geçince de partınin başından gitmek bilrnedik. Nıye? Ulke sevgısi diye... Öteki ülkelerde bir puan az oy alan, bir saat geç- meden gıderken partisinın başından, biz pişkın pış- kin demeç verdik: "Halkımız bu kez bize muhalefet görevi verdi. Bu görev de çok şereflidir. Halkımız bu, yapar yapar. Şimdi muhalefette kalın der, ılende yeniden çağınr. Hem ilk denemede olacak diye bir şey yok. Bazı projelerimiz var, onlan ikincigelişte deneriz..." Memleket deneme tahtası ya... Iktidar-muhalefet, sıyası yaşamımıza yapacaksa bir ilave, Her şeye katlanınz ülke için seve seve... Devam aynı söyleve Bu ülke için nelerı yapmadık seve seve... En çok da büyük kentlenn rant getıren yerlerıni sevdik. Ken- tin merkezinde olsun varoşunda olsun, boş buldu- ğumuz yeri kapatıp, beton diktik. Dıktik ki, memle- kette dikili bir şeyler olsun. Belediye başkanı seçe- ceksek. kaçak yapıya bir kat daha ilave kat izni ve- recek olanları tercih ettik. Bızim ıçin hazırlanmışsa çerçeve, içıne ülkeyi koyanz. seve seve... Bir de bu ülkenın doğusundan çok batısını sev- dik. Doğusundaki kentler ıçin verilen özel yatırım olanaklarından yararlanıp onlan batıda yaşadığımız yerler ıçin kullandık. Tabıı seve seve... Her şey ıçın hazır kisve, Ülke için seve seve... Baktık ki deniz bittı. Artık sevecek bir şey kalma- dı, bu kez ülkenın olanaklarını satmaya giriştik... Ta- bii seve seve... Tarım mı? Vay ne gerek var şimdi? Çiftçimizden bir dönem için vazgeçebiliriz, seve seve... Devlet mı? Yav, zamanında çok işimize yaradı a- ma, şımdı madem kı boşaltılacak bir şey kalmadı. Onu da küçültürüz seve seve... IMF'den yeni para geliyor. Ama bu para karşılığı kemer sıkmak gerekıyor. Sıkma görevi de iki kesi- me veriliyor: Devlete ve halka! Neden tasarruf yapılıyor? Para gelecek diye! Peki gelen para ne olacak? Galiba bir yerlere gi- decek seve seve... Orhan Veli, somurtuyor gibi görünse de hınzır hın- zır bakıyor, söyleniyor: Nelerini sevmedık bu vatanın, Kimimiz çilesinı, Kimimiz filesini... Kimimiz çok sevdı açılış kordelesını, Ayrıca kendısı ıçın demokrasi mucadelesinı... Kimimiz sebeplensın diye sulale, Bırakmadı vatanda tek bir lale... Ülke sevgisı hepsınin tek esıni, ,, t Tutmak zor bu işin çetelesini... • - • * ** Devam aynı söyleve, •--• ^ Bu ülke için seve seve! [email protected] ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dünya Bankası 'nın Türkiye Temsilci- si Ajay Chhibber, IMF gibi Dünya Bankası'nın da Türkiye'ye mali des- tek sağlamaya devam edeceğini söy- ledi. Başbakan BüJent Ecevit'in Köy- Kent projesine büyük önem verdikle- rini kaydeden Chhibber, bu projeyi fi- nanse edeceklerini de bildirdi. Chhibber. dün Başbakanhk'a gele- rek Başbakan Ecevit ile 30 dakika sü- ren bir görüşme yaptı. Başbakanlık çı- kışmda gazetecilerin sorulannı yanıt- layan Chhibber, Ecevit ile Köy-Kent projesini görüştüklerini söyledi. Pro- jenin kırsal kalkınmayı öngörmesi ne- deniyle Dünya Bankası tarafindan çok önemsendiğini vurgulayan Chhibber, "Bu projeyi finanse etmek için ya- pılan çalışmalar sürüyor. 2002 yılı yazına kadar bu projenin finansı- nın gerçekieştirileceğini umut edi- yorum" diye konuştu. Bu projenın di- ğer ülkelere de model olabileceği inancında olduklannı belirten Chhib- ber, özellikle Mesudiye'deki başanlı uygulamalara işaret etti. Chhibber, "Türkiye'nin diğer kesimleri de bu projenin uygulanmasını ister. Biz bunları finanse edeceğiz" dedi. Chhibber, IMF'nin Türkiye'ye yöne- lik desteğinin anımsatılması üzerine, "IMF Türkiye'ye daha çok destek olma kararı verdi. Dünya Bankası olarak biz de ayrıca mali destek sağ- lamaya devam edeceğiz" dedi. J&İSVİÇRE HASTANESİ Cumhuriyet AL GÖZÜJVI SEYREYLE / IŞIL ÖZGENTÜRK erkan öğur ismail h. demircioğkı \ .10Kasnn2001// 'azaıtesı Saat: 20: Ife AK Taksiın ilet Sattş^reıien: Taksiın Cumhuriyet <* fâaıp Kulübü TH: 0212 252 38 81 4 Biietix * Cağn Mcrkczi: 0 216 454 15 55 V.AKM *' Tcl:.0 212 25l 56 00 ı Bil2İTeI:0212 235 02 03 • Baştarafı Arka Sayfada ayılar armudu ve balı çok severler. Yavru ayı balın tadını annesi sayesinde öğrenir, ar- mudun da. Dişi ayının işi bununla da bitmez, yavrulannı umak kıyısına o indirir. Yavru a>ilarsuyu görünce çıl- dınrlar, hemen koşup birbirlerini ıs- latmaya başlarlar. Dişi ayı onlann bu halini görünce yüzünde derin bir memnuniyet mnak kıyısına uzanır, dıkkatini bir an yitirmeden yavrula- nnın oyununu izlemeye başlar. Ayı yavrulan bütün ya\Tular gibi çok oyuncudur. Bir türlü suya ve oyuna do>mayı bilmezler. Ama güneş düş- meye başladığında dişi ayı, onlann ovıınunu keser. Şimdi en önemli ha- yat derslerinden birinin vaktidir. Yav- ru ayüar balık avlamayı öğrenmeli- dirler. Güneş ışıklannın egik olarak geldiği öğleden sonralan, ırmaktaki balıklann su yüzeyinden pınl pınl net bir biçimde göründüğü zamandır. yanı tam av zamanı. Işte bu zaman di- şi ayı bü\-ük bir sabuia ırmağı gü- müş rengine bulayan sazanlan avla- maya başlar. Bu- süre sazanı takip ed- er ve birden yıldırım gibı bir hızla eğilir, sazanı kapar. Ya^Tular onu dik- katle ızlerler. fİiçbiri çenesüıi suya daldınp o kocaman sazanı avlamaya cesaret edemez. Öylece durup anne- lerini izlerler. Tabii bu arada dişi ayı yakaladığı balıklan kıyıya fırlatır. Kıyı balık dolar ve yavrular en güzel Dişi ayıları severim yiyeceklerinden birinin balık oldu- ğunu akıllanna ilk. o gün yazariar. Yavru ayının düşmanlartm öğren- mesi ye tek başına avlanması zaman ister. Öyle bir iki ay değil, bir yıla ya- km birzaman içinde, >avrularpuma- nın puma, tüfekli yaratığın da bir av- cı olduğunu öğrenirler. Tek başına balık avlamalan ise uzun ve yorucu çalışmalar sonunda gene bir yıl ıçin- de gerçekleşir. Bu zaman içinde dişi ayı her gün onlan ırmak kıyısına ge- tirir ve tek tek çalıştınr. Yavru ayıla- nn balık avlamalannı izlemek dün- yanm en keyifli işlerinden biridir. Çoğu zaman yakaladıldannı sandık- lan balık. hop diye kendini yeniden suya atar. Bizimkiler öfkelenirler. küçük pençelerinin ne işe yaradığını merakedıp, çenelerıni buakıppençe- leriyle sazanlann üstüne yürürler. Annenin onlara gösterdığı sabır, öğ- retme becensı ınarulmazdır. Dişi ayı her zaman ıyi bu- hayat öğretmenıdir. Yavrulann tek başına dolaşmalan ve eş aramalan ıçin daha uzun za- manlann geçmesi gerekir. îlk yıluı sonunda annenin hazırladığı gü\en- lı kovukta hep bu-likte annelerıne sa- nlıp kış uykusuna yatarlar. Aylar ge- çer. baharda yavrular ve anne uyanır. Ve yeniden yollara düşerler. Hep bir- likte bal dolu kovanlara salduırlar. sazan balıklannı hup hup yutarlar ve yavnılar usul usul ergen birer ayı olma- ya doğru yol alu"lar. Şimdi ben bu hikâ\e\a neden an- latıyorum? Gördüğünüz gibi sürek- li ortada bir dişi ayı ve yavrular var. Erkek ayıdan hiç ses seda yok. O sadece başlangıçta vardı. Dişi ayı- yı ilk gördüğünde mamlmaz biçim- de kur yaptı. Yerlere yuvarlandı, taklalar attı, sonunda dişi ayı pes dedi ve birleşme oldu. Bırleşme olur oknaz, daha dişi a\ ı tam ken- dine gelmemişken bızım erkek ayı silkelenip kalktı ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Dişi ayı kaden- nin bu olduğunu bilerek onun arka- sından baktı, baktı. İşin açıkçası şu, geçenlerde genç bir gazeteci bayan bana. "erkek-ka- dın eşitliği hakkında ne düşündü- ğümü" sordu. Kendisine bu ayı hi- kâyesini anlattım ve dedim ki, "Ge- netik kodlarunızın avılarla a\ nı ol- duğunu düşünürsek bivolojik bir dev rirn olmadan kadın-erkek eşit- liğinden söz etmemiz bile gereksiz. Durum ortada." Sız ne düşünüyorsunuz bılmem a- ma. elımze bu" firsat geçince Dısco- ver> r Channel'de ya da National Ge- opraphce kanaluıda bir ayı belgeseli izlevin bana hak vereceksiniz. DENETDE Başkanı Ergüven: Yolsuzlukla mücadelede samimi değilller ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Dev - let Denetim Elemanlan Derneği (DENETDE) Genel Başkanı Atılay Ergüven, yolsuzlukla mücadele edenlerin sa- mımı olmadıklannı be- lirterek yolsuzluk suç- lanrun çete suçu kapsa- mından çıkanlmasına tepkı gösterdi. Ergüven. DENETDE Merkezi'nde düzenle- diği basın toplantıstnda gazetecilerin. 4422 Sa- yılı Çıkar Amaçh Suç Örgütleri ile Mücadele Yasası'nda yapılması düşünülen değişiklık- lerle ilgili görüşlerinin soruhnası üzerine. ya- pılan değişikliklerle çe- te suçu kapsamından çı- kanlan yolsuzluk suçla- nnın Türk Ceza Kanu- nu'nun 230-240 ve dı- ğer maddeleri kapsamı- na girmesi sebebiyle, daha önce çıkanlan af yasası kapsamnıda de- ğerlendırileceğini söy- ledi. Yolsuzluklarla mü- cadele ettiğıni söyle- yenlerin samimi okna- dıklannı iddia eden Er- güven, "Bu, kaleciyi kale direğine bağlaya- rak şut atnıaya ben- zer. Bir taraftan yol- suzluklarla mücadele erfiğinizi söyleyeceksi- niz. diğer taraftan da yolsuzluk faillerini tahkikata uğratma- mak için her türlü ya- sal düzenlemeyi yapa- caksınız" diye konuş- tu. Denetim elemanla- nnın göre\Ierini yapar- ken zaman zaman her türlü baskı ve şiddete maruz kaldıklannı an- latan Ergüven, son za- manlarda denetim ele- manlanna baskı Iann yoğunlaştığını kaydetti. Devlet Bakanı Ke- mal Derviş'in "Kamu bankaları reformu, son altı ayın en önem- li reformu" şeklindeki sözlerini hatu-latan Er- güven, "Sayın Derviş, ülke ekonomisini iyi- ce çıkmaza sürükle- yerek kamu bankala- rını yabancı sermaye- ye sorunsuz ve ucuz devir için zemin mi hazırüyorsunuz" diye konuştu. seyreyle2002(5yahoo.com Sayısal Loto çekildi 2 kişiye 261'er milyar Haber Merkezi - Sayısal Loto'nun bu haftaki çekilişinde kuponlarında 7,9,11,36,43 ve 48 ra- kamlannı işaretleyen iki kişi, 261 milyar 439 mil- yon 610 bin lira ikramiye kazandı. Çekilişte 5 bi- lenler 1 milyar 106 milyon 790 biner lira, 4 bi- lenler 9 milyon 970 biner lira, 3 bilenler ise 990 biner lira ikramiye almaya hak kazandı. Milli Pi- yango idaresüıden yapılan açıklamaya göre, bü- yük ikramiyeyi paylaşan talihliler kuponlanru Malatya ve Izmir Konak'tan yatırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle