25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 KASIM 2001 PAZAB 14 JvUJLJL UJtt. kuttur@cumhuriyet.com.tr Tiyatro Yazarlan Derneği'nden açıklama KûltürServisi - Tiyatro Yazarlan Der- neğı. önceki gün bır duyuru yayımlaya- rak son günlerde tiyatro dünyasında ya- şananlan kınadığını açıkladı. "Devtetin 'asayişi koruma' iddiasıyla sanatı zûıcirlemeye kalkması, bugün Türkiye için gerekB rotayla yüz yüze çe- fişen bir ilkeUiktir" ifadesınin kullanıl- dığı açıklamada. Zafer Diper'in Merzi- fon'da sahnelemeye çahştığı Cuma Boy- nukara nın oyununun engellenmesi kı- nandı. Devlet Tiyatrolan'nda yetki karma- şası olduğu ve kurumun mevsim başın- da karaya oturduğu belirtilirken Nâzım Hikmet yılı nedeniyle sahnelenen oyun- lann, ucuza kaçıldığı gerekçesiyle eleş- tirildiği açıklamada, "Sahne sanatlan- mızın amiral gemisi sayageldiğimiz Dev- let Tiyatrolan; geçen kış ve yaz boyunca sünen yaıüış uvgulamaJar sonucunda, mevsim başında karaya oturdu. Amiral gemisüıi yüzdürmeye çahşmakta olan yeni geneİ müdür, büyük bir handikap- la karşı karşıya; yetki yetersizliğL Nâzım Hıkmet'in 'Geçım için takma adla yaz- dım, günün birinde faili aman açığa çık- masın' diye alaya aldığı metiıüerin bile piyasayasürüiüşünü üzükrek izlivoruz. Lütfen dikkat!" ıfadesi kullanıldı. Koç AllianzFotoğrafYanşması sonuçlandı Küttür Servisi- Bu yıl konusu 'Çarşı-Pazar' ola- rak belirlenen Koç Allianz 8. Geleneksel Fotoğ- raf Yanşmasrnın sonuçlan belli oldu. Yanşmanın ödül töreni 22 Kasım'da saat 18.30'da Koç Allianz Oditoryumu'nda yapdacak. Aynı gün ödûl kaza- nan ve sergilenmeye değer görülen eserler de Odi- toryum'da sunulacak. Ara Gükr, Şaldr Eczacıbaşı. tzzet Keribar, Sabit Kalfagil, Ersin Alok. Kamfl FıratEren Güvener ve M. Kemal Olgaç"tan oluşan seçici kurul 'Siyah- Beyaz\ 'Negatif Baskı' ve 'Saydam' dallannda yaptığı değerlendirmede, ilk üç sıraya giren yanş- macılann belirlenmesinin yanı sıra 15 renkli, 26 saydam ve 13 siyah-beyaz fotoğrafi da sergilenme- ye değer buldu. 'Siyah- Beyaz' dalında birinciliği Mehmet Erhan Gürhan, ikincilığı Mustafa Demirbaş. üçüncülü- ğü tbrahim Zaman; 'Negatif Baskı' dalında birin- ciliği AşkmAzman, ıkıncılığı ServetSezgm, üçün- cülüğü tbrahim Zaman; 'Saydam' dalında ıse bi- rinciliği Saner Gülsöken. iküıcihği FarukErtunç. üçüncülüğü Yüsuf Danyertikazandı Sanat eserleri için uluslararası bir atölye Kültür Servisi-Türkiye'de ilkkez, Sabancı Üniversitesi bünyesinde 'S*- nır Tanunayan Restoratörler'ın ış- birliği ile yannsaat 18.30'da sanat eserlerinin teşhisi ve restorasyonu için uluslararası çapta bır eğitım ve geliştırme atölyesi açılıyor. Kültür Bakanı istemihanTalay ta- rafından açılacak olan Sabancı Uni- versitesi'nin Karaköy'deki Iletişim Merkezi'nde faaliyet gösteren 'Sa- nat Eserlerinin Teşhisi ve Restoras- yonu Amaçü Uluslararası Eğitim ve Gelişim Atölyesi'nde minyatürden ikonaya, tarihi kitaplardan hat eser- lerine, yağhboya resimden gravüre kadar uzanan geniş bir yelpazede sanat eserlerinin tamir ve bakımı ya- pılacak. Merkezi Fransa'nm Avignon şeh- rinde bulunan' Sınır Tanunayan Res- toratörler', dünya çapmda faaliyet gösteren bir sivil toplum kuruluşu. Temel amaçlan ıse kültürel amtlan korumak ve restore etmek, bu eser- leri koruma anlayışını geliştirerek yaygınlaştırmak ve halkı bilınçlen- dırerek gelecek nesıllere mıras kal- masım sağlamak olarak tanımlanı- yor. John Boorman, Spielberg ve Lucas'ın çocuklara yönelik fılmleriyle sektörün zarar gördüğünü düşünüyor SinemanınğeleceğiASLISELÇUK SELANİK-42. Uluslararası Selanık Fılm Festivali'nin Uluslararası Jüri Başkanı, film- lerinın toplu göstensı > apılan yönetmen John Boorman basın toplantısında, sinemanın gün geçtikçe daha düşsel öğeler içermeye başla- dığını belırrtr "Sinemanın ğeleceği düşlerde, efsanelerde, hayallerde bannıyor. Andreı Tar- kovski ve Krzystof Kieslowski'nin filmlerin- de bu düşsel metaforlan görebiJirsiniz, sanınm sinema bu y öne doğru ileriiyor. Eğer bir fîlmin metaforik bir anlaümı yoksa, bence o fılm, fılm değeri taşımaz. Sinemanın güç kaynağı şiirsel metafordur ve doğnıdan doğruya bilinçaltına seslenir." Sınemasında mıtolojıden, efsa- nelerden, doğa üstünden asla vaz- geçmedığini belırten Boorman: "Efsaneler, doğaüstü, bihnmey en hep beni cezbetmiştir. Eğer bir füm efsanevi, mistik bir içerik taşımıyor- sa, o sadece resimli bir anlatımdır. Bir çizgi ronıandır benim gözümde. Excalibur fihnim- de düşe, efsaneye çok yaklaştun 'Emerald Forest" (Zümrüt Ormanı), "Zardoz" (Taş Tann) çahşmalanmda da yaşamın içinde- ki mistisizmi görürsünüz "Deh\erance / Kurtuluş" ta da çok beürgin ohnayan bir esrarengiz, doğaüstü anlaüm vardır." 1960'lardaki ortam George Lucas'm yeni yetme çocuklara yöne- Kkfihnleriyiedeğişime uğradı,zarargördü. Şim- di ya HoDywood için yüksek bütçeh' dev ya- pımlaryapmak zorundasmız ya da küçükbüt- çeh' bağnnsız çahşmalar. Her geçen yıl para bulnıak gittikçe zorlaşıyor. Amerikan sineması, tüm dün- yayı ticari yapımla- nyia egemenKği amnaahnışdu- rumda. Fakat birvandanda oradan çok özgür, bağmısız, güçKi çahşmalar da çıtayor." 11 Eylül 'den sonra ABD 'de yaşanan krize pek değınmek ıstemeyen Boorman, son filmi "The Tailorof Panama/ Panama Terasi"nden örnek verdı: "Panama Terzisi, uzman casus John Le Carre'nin yaşamından ahnmışor. Le Carre, ABD'nin Panama'yı komünistlere karşı nasü koruma arana aldığı- n anlatn: Panama dtşm- da da ABD'nin bu koruma poütika- sıyiaigi- Boorman, film çek- meye 60'larda başladı- ğını vurguladı: "1960larda çokfark- h bir ortam, ruh vanh. Sinema devamlı gelişi- yordu, insanlar değişik, yeni şeyler izlemek isti- yorlarcb. Sinema, ne ya- akki Steven Spielberg ve h' pek çok örnek verüebilir™" Kendısını ıkınci sımf(?) bir yönetmen ola- rak gören John Boorman: "Fumlerimin birer başyapıt olduklannı düşünmüyorum doğru- su. Fellını, Kurosavva. Bergman ve D. W. Gnf- fıthgibiııstalannyanındabenimkflerbiraltba- samakta duruyoriar. Sessiz sinemayı da çok se- verim, Sergeı Eisenstein ve GriCfith'in fılmle- rini örneğin.'' Da\id Work Gnffıth (Intoleran- ce Hoşgörüsüzlük) üzerıne bir belgesel de çe- ken yönetmen "Çağdaş sinema hâlâ onun si- nema dili, anlaümı ile yapdıyor" dedi. 'Füm çekmek bana göre bir keşiftir 1 Kendini bır kâşıfolarak tanımlayan John Bo- orman, şöyle devam etti: "Ügimi çeken şeyleri buhnak için çok yoJculukettim. Hep değişiktür- lerdefihnJerçekmeyi yegtedim. Fîhn çekmekba- na göre bir keşiftir. Kendûni bir kâşifolarak gö- rüyorum.'' Jüri Başkanı Boorman, bu yıl ulus- lararası yanşmadaki filmlerin ortak temasını da -ulusal kimhk arayışı- olarak tanımladı "Ge- neffikle aa çeken insanlar,çıkış >T)Dan ara- yan bireyleranlaühvor. tnsanlarulu- sal kimliklerini anyorlar, bu ara- yış boyunca da onlann deği- şimkrine tanık oluyoruz. Lluslararası yanşmada ilk veya ikinci filmkrini çeken yönetmenlerin fîbnleri yer alıvor. Ük ve ikinci çaoşma ol- malannın ötesinde yönetmenin öegün bakışıçokönem- K. L nutmayın ki Orson Wel- les'in 'Citı- zen Kane YurttaşKa- ne'i de bir üknTmdL." DUNDEN YARINA NURÎ İYEMTepebaşı Tüyap İstanbul Sergi Sarayı ARŞİV VE BELGELEME 19-27 Kasım 2001 RETROSPEKTİF SERGİ 29 Kasım-13 Aralık 2001, saat 10.00-20.00 Türkiye'de ilk kez büyük bir arşiv çalışması başlatılıyor. Âmaç; sanatta 68. yılını dolduran büyük usta Nuri İyem'in eserlerini biraraya getirmek, digital ortamda arşivlemek, resim sahiplerine Nuri lyem tarafından onaylanan sertifika vermek ve bu resimlerden büyük bir retrospektif sergi oluşturmak. Nuri İyem resmine sahip olanların (özel koleksiyon sahipleri ve kamu kuruluşlan) Evin Sanat Galerisi'ne başvurularını bekliyoruz. Nuri İyem resimleri, daha sonra bir kitapta sanat dostlarıyla buluşturulacaktır. NURİ İYEM RESİMLERİ ARŞİV/ BELGELEME PROJESİ RETROSPEKTİF SERGI Arşıv ve belgeleme projesı ıçın resim toplama çahşması Tepebaşı TUYAP IstanbuJ Sergı Sarayında, 19-27 Kasım 2001 tarihlennde saat 10 00-16.00 arasında yapdacaktır Tel 0212 251 02 28-29 PROJE VE SERGI ORGANiZASYONaj EVİN SANAT GALERISI | Hamam Sokak Ertalay Apt 12' 1 Bebek 80810 istanbul Tel (0212) 265 81 58 Fax- (0212) 257 76 75 http:/ wwwevin-art.com galen@evm-art.com Resimlerin tümü Koç Allianz tarafından sigortalanacaktır. Allianz ( i Apple Bilkpm Y O R U M lETROSTEKTlr SERCİ ' Katkılarmdan dolayı teşekkurlerımızı sunuyoruz Ustanın gülmece kitaplan 13 ciltte toplandı Adam Yayınlan'ndan Aziz Nesin serisi Igm B/R DEU S*Z ADAM oım Kültür Servisi - Gülmecenin büyük ustası Aziz Nesin'in bütün zamanlann başyapıtlan arasında yerini alan tüm gülmece kitaplan, 13 cilt olarak Adam Yayınlan'ndan çıktı. Nesin'in sende 'Yüz Liraya Bir Deü', Biz Adam Olmayız', 'Namus Gaa', 'Ah Biz Eşekler', 'Gözüne Gözlük', 'Bir KoltukNasıl Devrilir', 'Koltuk', 'Toros Canavan', "Kazan Töreni', Ölmüş Eşek', 'Mahallenin Kısmeti', 'Hangi Parti Kazanacak', 'Nah Kalkuunz', 'Gözünüz Aydm Efendim', 'Memleketin Birinde', 'Gıdı Gıdı', 'Kör Döğüşü', 'Büyük Grev', 'Kalpazanhk Bfle Yapdamryor', 'Vatan Sağolsun', 'tnsanlar Uyamvor', 'Seyahatname', 'Fil Hamdi'", 'Damda Deli \ar', 'Deüler Boşandı',k Geriye Kalan', 'It Kuyruğu', 'Yedek Parça','Sosyaüzm Geöyor Savulun', 'Rıfât Bey Neden Kaşnuyor', 'İhtilaU NasüYaptik','Bay Düdük', 'Havadan Sudan'/NazîkAlet', 'Aferin', 'Mahmut ile Nigar', 'Hoptirinam' adlı bugüne kadar toplam 3.019. 400 adetsatan 37 gülmece kitabı bulunuyor. Aziz Nesin'm yapıtlarrnın telif haklanndan elde edilen gelir, kımsesiz çocuklann bakımı ve eğitimi için harcanmak üzere 1972 yılında kurulan Aziz Nesin Vakfî'na bağışlanıyor. OKIMA LAMBASI ENİS BATUR Şinek Gözüyle Bakmayı Öğrenebilecek miyiz? Dostum Hâmid Farazande. Iran'dakı entelek- tüellenn, Huntington ve Fukuyama gibi 'reçete- ci düşünür'len gereğınden fazla ciddıye aJmalann- dan yakınıyor. Türkiye'de çok mu farklı durum? Kestirmeci "fez"lerortayaatan, her durumda dört- köşe açıklamalar getırmeyi bılen küresel falcılara her yerde, her vakit ilgi duyulmuştur. Tutarlıhkları var mı yok mu, ona bıle dönüp bakılmıyor genel- lıkle. Işte Edvvard Said örneği: Birkaç yıl onceydi, Arap dunyasının ABD'ye asla diklenmeyeceği ke- hanetinde bulunmuştu; 11 Eylül yorumlanna ba- kıyorum, o sözlerine gönderme yapmıyor tabıı. Tarihsel gelışmelen bırıncı dereceden etkıleye- cek büyük olaylar patlak verdığınde, herkes güve- nılir 'durum değerlendirmeleri' ile karşılaşma ge- reksinmesı duyar - doğal kaçınılmaz bir beklenti bu. Bazı ortamlarda duşunce üretımi hemen yoğunluk kazanır: Donanımlı, bırikimli üyeleri sayıca az olma- yan toplumlarda, peş peşe yorumlar ortaya çıkar, yan yana dızilırler. Bu koşullarda nıcelık de onem- lı olur, ne yazık ki: Bır bakış çoğulluğu, bır çözüm- leme zenginliğı oluşabilmesi için, farklı perspektif- lerden, farklı 'disiplin'lerden beslenen kişilerin sö- zalmaları, kendilerıni ifade etmeleri ciddi birölçü- ler dizisi yaratır karşımızda oluşmuş sisin ıçinde. Ikiz Kulelerin yıkılırken oluşturduğu kalın duman perdesı, bır tek fiziksel açıdan "göz gözü görmü- yor" durumu yaratmış değıldı: Simgesel açıdan da bır duvar çıktı önümuze: Ne olmuştu tam, neden olmuştu, daha sonra ne(ler) olacaktı, bu sorular oian- • ca ağırlıklanyla üzenmize çöktülerdi. Nicedir "aydın"lann gerekırlığı tartışma konusu. Vasat kanaat sahıplen açısından bakıldığında, ay- dının gereksızlıği ayan beyan ortada. Turkıye gıbı, birkaç yüz (yaklaşık altıyüz, denıliyor) köşe yaza- nnın, ekranlan kaplayan tartışma programlannın ge- dikli birkaç yüz "kronik konuğu"nun her gun top- luma kanaat fışkırttığı ülkelerde, aynca aydınlara gereksınım duyulabılir mi? Dokuz hafta once, yeni yüzyılın çehresini, gidi- şatını genış ölçüde etkileyecek bır gün yaşandı. O gün bugün, yıllannı kendı alanlannda duşünsel dü- zeyde derinleştirmeye ayırmış pek çok aydının fi- kır kürsusüne çıktığı gozlemlendı: Rene Girard'dan Muhammed Arkun'a, Umberto Eco'dan John le Carre'ye, Saramago'dan Adonis'e Sontag'dan Baudrillard a gıden bır yelpazede, apayn uzman- lık alanlarından, dünya görüşünden hız alan çağ- daşlanmızın, soz konusu dumanın dağılmasınaya- bana atılamayacak katkılarda bulundukları goz- lemlendı. Bır defa daha "aydınlara gereksinme kal- mamıştır" goruşünün gudük kalış/na tanık olduk böy- lece. Gelgelelım, bu düşüncelerin kamuoyunu yönlen- direbilmesi, loş bölgeleri aydınlatabılmesı için on- lara bır de kulak verılmesı gerekir. Duşunce yenne reçete- kanaat üretmeyı yegleyen ortamlarda ku- lak tıkamayı yegliyor kımıleri. 11 Eylul travması bağlamında, Türkiye'nın basın yayın organlan, yer- kürenin farklı köşelennden çıkıp gelen temellendi- rilmış duşunce alıştırmalarını genellıkle yoksayma eğilimını benimsedı. Sığ ve yapay gundem mad- delerıne kılitlendı sayfalar, ekranlar. Sozüm ona tartışma zemınleri de, reçetecı düşünürlerin dıpsiz (iki anlamda da) savlarıyla biçimlendirildi, sonuç- ta 'çoğul bakış'm önüneset çekilmişoldu. Son çey- rek yüzyılı, aydın duşmanlığını başlıca var oluş ge- rekçesi haline getırmış kışılenn güdumunde geçı- ren ülkemizin belkı de yazgısı bu. Üniversitesi nicedir çökertilmiş, basını nicedir nıteliksel açıdan büyuk erozyon hareketlerine ma- ruz kalmış, ıfade özgürlüğü bağlamında basınç fa- nusu altında kalakalmış bır ülke, belli bir noktadan sonra, yalnızca düşünce üretımınde kısırlaşma teh- lıkesiyle karşıkarşıya durmuyor demek: Üretilen düşüncelerle ilışkiye girmesi, onlardan beslenme- si de ister istemez sınırlanıyor. Bıri ötekının ne öl- çüde belirleyıcisidır, vann sız hesaplayın. 11 Eylül, insan gözü'nün yeterlıliğını şupheli kı- lan dönum noktalanndan biri olarak Tarih'e geç- meye şimdiden hak kazandı, diyebilınz, sanıyo- rum. Insanın, benzetme tuhaf gelebılir, artıksınekgö- zü'nü kullanmayı oğrenmesi, bır durumu bütün cepheleriyle okumaya davranması gerek. 11 Eylül sonrasında filozoflar, sıyasetbılimciler, bıyologlar, iletişimciler, tarihçiler ve kültür tarihçi- leri, strateji uzmanlan ve ıktısatçılar, edebiyat ve sa- nat dunyasının temsilcileri sözaldıkça, bıze bır odak çeşıtlemesı hazırladılar. Gerçeğın karmaşık bunyesine ancak yeni bir okuma bıçimıyle dokunabılınz. SİNEMA-MRİH BULUŞMASI'NDİI BUGÜN • BEYOĞLU ALKAZARda saat 12.00 ve 14.15'te 'Anlaşıkü mı Arkadaşun?'. saat 16.30'da 'Yakanş', saat 18. 45 te 'Yaşam Pnıan', saat 21.15'te 'Kutsal Hafta' adlı filmler gösterilecek. (0 212 293 24 66) • BEYOĞLUATLAStasaat 12.00de 'Vukan Kavşağı', saat 14.15 ve 18.45'te 'Hanele', saat 16.30 ve 21.15 te 'lyi Akşamlar Mr. VaDenberg' adlı filmler ızlenebilir. (0 212 252 84 76) • LEVENT SİNEMA TÜRSAKta saat 12.00'de 'Son Sözleşme', saat 14.15'te 'Şehir Sakin'. saat 16.30 ve 21.15'te 'San Kirazlar', saat 18.45'te '_Clkesi' adlı filmler gösterilecek. (0 212 244 52 51) • ALMAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 12.00'de 'BenKendimin Patronu'. saat 14.15'te 'Majın Tarlası', 'Şoför', 'Bize Kemiklerimizi Verin'. saat 16.30'da 'Mezardan Bir Çığnk', saat 18. 45'te Babamın Evinde' adlı fılmler izlenebilir. (0 212 249 20 09) • AKM'de saat 14.15'te 'Gerilla Sav^şımn 50 Yıh', 'Vıoleta Friedman', saat 16.30'da 'Struma', 'Kalabahkken' adlı filmler gösterilecek. (0 212 251 56 00) • BOĞAZİÇİ ÜMVERSİTESİ'nde saat 14.15'te 'Odisa'danEdine'ye', 'Si>«hBeyaz', saat 16.30'da 'ÂşıkGarip', 'Biz', saat 1845'te 'Suranı Kalesi Destam' adlı filmler ızlenebilir. (0 212 263 15 00) • BİLGİÜNTVERSİTESİ'nde saat 14.15'te 'Balodaki Kemanlar', saat 16.30'da 'Victoire' adlı filmler gösterilecek. (0 212 28616 60)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle