15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 KASIM 2C01 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Seçimden kaçiyortar' • MERSÎN(AA)-Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın. hiikümetın IMF'den 10 nıilyar dolar ek kredi sözünü alınca seçim söylemlerinden vazgeçtığıni savunarak •'Bu olursa 1982 Anayasası'ndan beri ilk kez seçım, zamanında yapılacak. Bunlar seçımden kaçıyorlar" diye konuştu. Türkiye'de tüm kesimlerın mutsuz olduğunu savunan Karayalçın, hükümetın dev letı küçültme polıtıkasının geri teptiğinı. özel sektörün küçültüldüğünü anlattı. Atatürk anıtı açılıyor • Haber Merkezi- Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu (Avrupa- ADD) tarafindan yapılan yazılı açıklamada, Almanya'nın Bad Kreuznach kentınde. 30 Kasım günü Atatürk anıtı açılacağı bıldırildi. Açıklamada, Atatürk'ün 1917yılındakaldığı Parkhotel Kurhaus otelindekı odanın da "Atatürk Odası" olarak açüacağı belirtildi. Diyanetten ramazan uyarısı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet tşlen Başkanı Mehmet Nun Yılmaz, ramazanın başlamasıyla birlikte yurttaşlann türbelere akın ettiğinin görüldüğünü belirterek türbelerde yatan kişiliklerin insan üstü varlıklar gibi algılanıp onlardan medet beklenmesinın îslam dinine aykın olduğunu söyledi. Kriz üyelikten ediyondu • ANKARA (ANKA)- Emniyet Genel Müdürîüğü'nün 2000 Kasım krizi ve dolarda meydana gelen artış nedeniyle Uluslararası Polis Orgütü'ne aidatını ödeyememe tehlikesiyle karşılaştığı ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün üyesi bulunduğu Interpol'e olan aidat ücretinin ödenebilmesi için tahsis edilen ödenek yetersiz kalınca oluşan fark bütçe ıçi aktanmla çözüldü. TKP tabetası asıldı • İstanbul Haber Servisi - Adını geçen haftaki olağanüstü kongresinde Türkıye Komünıst Partisi'ne (TKP) çeviren Sosyalist İktidar Partisi"nin(StP)yeni tabelası Beyoğlu İlçe Örgütü'ne asıldı. Basın açıklaması yapan TKP Genel Başkanı Aydemir Güler, "komünizmle mücadele" denilerek Türkıye'nin bir yoksulluk ve yoİsuzluk cehennemi haline getirildiğini savundu. ODP'de yol ayrımı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosn) - ÖDP içinde yer alan "Sosyalist Politika" grubu. partiden koptuğunu duyurdu. ÖDP'nin "Susurluk" dışında Türkiye'deki siyasal gelişmelerin hiçbırine ilişkin ciddi karnuoyu oluşturamadığı savunularak partinin "asgari direnç" konumunda olduğu öne sürûldü. 'Ecevit çağın gerisinde' sözlerine DSP ve MHP'den sert tepki geldi, ANAP sahip çıkmadı Hükümette Mumcu isyanıANKARA (Comhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Büknt Ece- vit'e ^çağmgerignde" suçlama- sıru yönelten ve "kalkınmayı köydenbaşlatacağız, açıklama- lannınbayağıbir yalan olduğu- nu" söyleyen ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu ya DSP ve MHP'den sert tepkı geldı. Mumcu'ya par- tisi de sahip çıkmadı. Mumcu'nun Izmir'de, "Çö- zünı için yeniden yapılanma" programını anlattığı toplanhda Başbakan Ecevit'i hedef alan sert açıklamalar yapması DSP'lileri çıleden çıkardı. DSP Grup Başkanvekilı Aydın Tü- • DSP yöneticileri, "genel başkan yardımcısı" sıfatını taşıyan Mumcu konusunda ANAP lideri Yılmaz'ı harekete geçmeye çağırdı. MHP. Mumcu'nun sözlerinin "iktidar sorumluluğuna yakışmadığmı" ifade ederken ANAP ise sözlerinin "Mumcu'yu bağladığını" açıkladı. men. "SaymYıhnaz'ınyapma- cu, önce konuşuyor, sonra dü- lerin ANAP'ın değil, Sayın sı gereken bir şeyler olduğuna inamvorum.Genelbaşkanveki- K sıfatı olan bir kişinin ileri ge- ri konuşuyor olnıası bizi rahat- SHedryor" dedi. Genel Başkan Yardımcısv Tayfon tçü de, "bu- güne dek hep sustuklannı. an- cak arokbirilerine haddini bü- dirmek gerektîğinr \-urgula- dı. DSP Genel Sekreteri Hasan Gülay da "Siyasetçi önce düşü- nür, sonrakonuşur.Saym Mum- şünüyor" dedi. MHP Grup Başkanvekilı Mehmet Şandır. Mumcu'nun sözlerini "yakışıksız" buldu- ğunu söyledi. Şandıı, "Söyle- diği sözün anlamını bilmesi la- am.BirBaşbakan'a yalancı' denilemez. ANAP iktidarda olan bir partidir. Bu sorumhı- hığa uy gun da%Tanması gerekir. Bu açıklamalar iktidar sorum- luluğunayakışmryor. Bu görüş- Mumcu'mm kişisel görüşleri olduğuna inanmakistiyorum" diye konuştu. Devlet Bakanı Yılmaz Ka- rakoyunhı Mumcu'nun genel başkan yardımcısı olmasının, tüm konuşmalarının parti gö- rüşü gibi değerlendirilmesi an- lamına gelemeyeceğini söyle- di. Bayındırlık ve Iskân Baka- nı Abdülkadir Akcan, *O ken- disini önce bir değerlendirsin'1 dedi. ANAP Grup Başkanve- kili MhatGökfouhıt ise "Mum- cu'nun betirttiği, Başbakan'ın şahsryia ilgiü değüdir,onun sa- hip olduğu zihniyetle flgili ve genel bir tanunlama yapmış- Or." dedi. Gökbulut, "Erkan Mumcu'nun kişisel düşünce- leri mi" sorusuna da a Hayır, Mumcu'nun her söylediğini kişisel düşüncesi olarak yo- rumlayamayız, partinin genel başkanveküidir, yorumu yan- hş olan bir cümle. Gerçekte de 21. yüzyılda kalkınmayı köylerden başlatarak Türki- ye'nmsonınlannıçözemeyiz'' diye konuştu. Prim ödemesinden vazgeçildi Ayçiçeğinde kriz sinyali • Daha önce Bakanlar Kurulu karanyla prim ödemesi kapsamındaki "kütlü pamuk. yağlık ayçiçeği ve zeytinyağı" hükümetın açıkladığı kısıtlama paketiyle kapsam dışına çıkanldı. BAM SALMAN ANKARA -Hüküme- tin açıkladığı kısıtlama paketiyle soya fasulyesi ve kalitesiz yağ üretimin- de kullanılan kanola bit- kisi dışında prim ödeme- si yapılmaması öngörül- dü. Böylece, 6 Kasım 2001 tarihlı Resmi Ga- zete'de yayımlanan Ba- kanlar Kurulu karanyla prim ödemesi kapsamın- daki "kütlü pamuk, yağ- hk ayçiçeği ve zeytinya- ğı" kısıtlama paketiyle kapsam dışına çıkanldı. Türkiye Zıraat Odalan Birliği Başkanı Famk Yücd, Cargill firmasinın tohumunu ürettiği kano- lanın desteklenıp ayçiçe- ğinin kapsam dışına çıka- nlmasını eleştirdi. Soya- nın tohumunun da dışa- ndan geldigine dikkat çe- kildı. Destekkme prim ödemesine sınırlama Hükümetin açıkladığı kısıtlama paketınde, en- düstriyel bitkilerde ulus- lararası fiyatlann el\ eriş- lilıği göz önünde bulun- durularak destekleme pnm ödemelerinin yalnızca so- ya fasulyesi ve kanola ile sınırlı tutulmasının karar- laşunldığı bildırildı. Ancak Resmi Gazete'de 6 Kasım 2001 tarihinde yayımla- nan kararnamede. "kütlü pamuk,yağhkayçiçeği, so- ya fasulyesi. kanolave zey- tinyağT üretıcılenne veri- lecek prim tespıtınde Dev - let Bakanı KemalDerviş'ın görüşü üzerine Tarım Ba- kanı Hüsnü YusufGökalp ile Sanayi ve Ticaret Ba- kanı AhmetKenan Tann- kulu yetkılı kılınmıştı. Tür- kıye Ziraatçiler Derneği Başkanı tbrahim Yetkin, yenı bir kararname çıkarıl- mışken Tarım Bakanı'nın devTe dışı bırakılarak böy- le bir uygulamaya gidil- mesini "inanılmaz" ola- rak nitelendirdi. Haane'nin oyunu Yetkin, bu karann ardın- daki Hazine'nin ödenek oyununu şöyle anlattı: "Ta- nm Bakanhğı bu destekle- meler için 300 trihon lira istetnesine karşın Hazine. 2002 bütçesinde 200 tril- yon lira ayırdL Bu vihn des- teklenıekrindende 147 trO- \on lira ödemeleri var. Bu ödeme\i gelecekyü bütçe- sinden yapacaklar. Kalan 53 trüyoa lirayia ne\ı des- tekle>ebilirler. soyn ile ka- nolayı seçmişlerT Yûcerden eleştiri Türkiye Ziraat Odala- n Birliği Başkanı Yücel ise kanolanın ayçiçeği ya- ğı yapımında kullanılan bır bıtki olduğunu, Car- gıll'ın tohumunu ürettiği- nı belırtirken şu uyanlar- da bulundu: u Kafa'teh* bir yağ değiL L zun zaman- dn- sokuluvordu. Geçen yıl prim kapsanuna alın- nuşû.Bu\ılayciceğinikal- dırnuşlar. Ayçiçeği hem fa\ dah hem pahahbir üre- rjm. Bunu da primle des- teklemhorsunuz, tama- men dışa bagımh hak ge- teceksiniz. Kurakhk ne- denhie zaten fıyan artO. PazarCargifl'in etine geç- ti Rusya dağıürken l k- ra>na'dakikooperatif ara- zileri eski sahiplerine ve- rikti, ama depoları çoku- luslu şirketler satın akü. L rerki 70 dolardan ayçi- çeğini Cargill'e satryor. Türkiye'ye Cargill, 360 dolardan saüyor." ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART T&BTL&RÎMız: s AlRAUK ) ŞOSV^L ( m.kart(â superonline.com.tr Hükümet baraj ve tercih sistemi konusunda farklı düşünüyor Seçim Yasası çatlağı ANKARA (Cumhurhet Büro- su) - Başbakan Bülent Ecevifin "zihnindenbile geçirmekisteme- diğuıi" söylemesine karşm hü- kümet ortaklan ANAP ve MHP, Siyasi Partiler Yasa- sı (SPY) ile Seçım Yasası (SY)değışik- liği konusunda çahş- malannı sürdürüyor. Ortaklar arasında ba- raj, seçim ittifakı ve tercih sistemi konusunda görüş ay- nlıklan bulunduğuna dikkat çe- kilirken değişikliklerin partile- rarası uzlaşma komisyonunda yıl- başından sonra gündeme gelebi- leceğibildirildı. HADEP'ınMec- lis"e girmesini ıstemeyen MHP, barajm düşüriilmesi ve seçim it- tifakına karşı çıkıyor. ANAP Ge- nel Başkanı Mesut Yılmaz. bara- jın indiriknesi konusunda ısrarlı AA.ADEP'in Meclis 'egirmesini istemeyen MHP, barajın düşürülmesi ve seçim itâfakına karşı çıktyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, barajın indirümesi konusunda ısrarlı olmadıklannı belirat olmadıklannı belirtti. Partilerarası Uzlaşma Komis- yonu'na sunmak üzere bir çalış- ma başlatan MHP ise yüzde 10'luk barajın düşürülmesine ke- sinlikle karşı çüayor. Barajın yüz- de 7-8'lere düşürülmesi duru- munda siyasetin daha da parça- lanacağı ve çok partili koalısyon- lara yol açılacağı görüşünü sa- vunan MHP, barajın daha da aşa- ğılara çekılmesi du- rumunda HADEP' in TBMM'ye gırme- sinden korkuyor. MHP, barajm mev- cut haliyle korunma- sını istiyor. DYP'nin BBP ya da ATP, ANAP'ın HA- DEP ya da CHP'nin HADEP ile seçim ittifakına gidebileceği ola- sılıklannı değerlendiren MHP, bu uygulamanın sakıncalanna dikkat çekiyor. IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr Bu Kıbns netameli konu. Alışılmışa, hete hele resmi gö- rüşe aykın laf ettinız mi üstünü- ze çullanıyoriar. Savcılar işe-şim- dilik- kanşmıyor. Ama savcılara gerek de kalmıyor. Kıbrıs sorununu "milliyetçi" çerçevelerde kavrayıp savunan- lar... Kıbns'tan beslenenler ve Kıb- ns'ta "beslenenler"... Kıbns'taki çözümsüzlükten si- yasa! çıkar sağlayanlar... 'Türk'ün Türk'ten başka dos- tu yoktur" zırvasına inananlar... Ülkenin dış politikasını "ulusal çıkar sağlamak"tar\ ıbaret za- vallı bir düzeye indirgeyenler... Avrupa Birliğı'ni emperyalist bir örgütlenme olarak tanımlayıp "/Ve yap/p edip dışında kala- lım"\ savunan ve "emeğin, ba- nşın, hukukun ve demokraslnin Avrupası" gibi çok daha soylu ve zoriu bir hedefe ulaşmak üze- re kolları sıvamaktan yan çızen- ler... Kıbrıs söz konusu oldu mu kenetleniveriyoriar. Kaleme kâğıda sanlanlar, bıl- gisayarm başınaçokenler "çat- lak ses" çıkaranı koşe yazısı, e- mektup, faks bombardımanına Bedel Ne, Kim Ödeyecek? tutuyorlar. Sövüp saymayı tar- tışma sanıyorlar ve sövüp sayan yanıtlaria karşılaşmayınca Na- sıl mahvettim herifi" diye kos- taklanıyorlar... "Çatlak ses "in sahibine ise iki seçenek kalıyor: Ya yılıp, sinip, olmadı bıkıp su- sacak... Ya da doğru bildiğini, gere- ğinde bedei ödemeyi göze ala- rak savunmayı sürdürecek... Bu koroya bugün de malze- me sunalım. Yani "Kıbrıs için bedei ödemek"ten söz edenle- re karşı çatlak ses yükseltmeyı sürdürelim... • • • llkin ve neredeyse durup du- rurken Dışişleri Bakanı tsmail Cem konuştu: - Kıbns için ağırbedeller öde- merniz gerekebilir... Diplomatik dille söylenmiş bir cümleydi. Kımileri "Bedel öde- meyi göze alacağız ve Kıbns politıkamızdan ödün vermeye- ceğiz"diye anladı. Kımileri de "/s- mail Cem, aba altından sopa göstehyor. AB'ye değil, içeriye sesten/yor. Gelin ödün verelım, yoksa bedeliağırolacakdeme- ye getıriyor" diye tercüme etti- ler. Ancak ardından konuşan MHP'nın "önder"iDevletBah- çeli artık yorumlamaya gerek bırakmayacak bır açıklık getirdi: - Kıbns için gerek/rse en ağır bedelleri ödemeye hazınz!.. Eh, "Kıbns fatihi Karaoğlan" olarak hâlâ siyasal rant sağma- ya çabalayan başbakanımız da Kıbns'ta iki toplumun banş için- de bir arada yaşamasının müm- kün olmadığının altını çizdi; AB'nin savunduğu "tek Kıbns" çözümü uygulandığında, Rum- lann Türklerı katliama (=Toplu- ca yok etme, cankınmı) uğratrna- sının kaçınılmaz olacağını ha- ber verdi. Yani AB'nin de Kıbrıslıların da (Rum yada Türkfark etmıyor, bu- tün Kıbrıslıların da) ve Birleşmiş Milletlerin de KKTC'nin variığı- nı kabul etmekten, Kıbns'ta iki egemen devletin oluşturacağı gevşekdokulu bır "konfederas- yon devlef'e razı olmaktan öte umarian, çıkarlan yok. Bu boyle olacak. Türkiye baş- ka çözumlen kesinlikle kabul et- meyecek. Zorlaıiarsa ağır be- deller ödemeye hazır... Yeni bır şey ögrenmedik. Ama nice yıllardır ezberlediğimizi bir kez daha yinelediler. Tamam, anladık... ••• Amaşimdi... Şimdi Kıbns için öngörülen çözümun lyi ya da kötü, haklı ya da haksız, doğru yada yanlış ol- duğunu "hiiiiiiççç" tartışmaksı- zın, sormak hakkımız olsa gerek: Bir. Bu bedel nedir? İki: Bu bedeli kim ödeyecek? Yağıp gürieyenlerbızi yanıtlar mı bilemem. Pek sanmıyorum. Ama onlann yanrtını beklemeden de "görûnen köyû" tantmlamak mümkün. ödenecek bedel, en kestir- me, en özet anlatımıyla: Türki- ye'nin AB üyeliğinden kesin olarak vazgeçmesidir. Ve... Bedel buysa ödeyecek olan da belli: Türkiye... Nedersmiz, bu bedeli mi öde- yelim, yoksa Kıbns için Türk mil- liyetçilennin de Rum milliyetçi- lerinin de önerdikleri çozümleri bır yana ıtip Kıbns'ıyla, Türki- ye'siyle, Yunanistam ile, Alman- ya'sı, Fransa'sı, Portekız'i, Bel- çika'sı, ispanya'sı, italya'sı, vb. ile "emeğin. hukukun, banşın ve demokrasinın Avrupası"n üretmek gibi zahmetlı, uzun erim- li ama kalıcı çözümler mi araya- hm? Sahi ne dersiniz? • • • Mahcup ve pişkin bir not: Dunkü Tırmık'ta Brecht'in "Üç Kuruşluk Opera "sındaki "önce ekmek, arkadan geiırahlak" di- zesini "YığitAna" oyununa ya- kıştırmışım. Tabii uyanık ve as- !a kaçirmayan ve hiç affetmeyen Cumhunyet okuru anında uyar- dı. (Toplam 13 e-mektup, iki te- lefon), Savrukluğumun mahcubıye- ti ile ve fakat bu dizenın, sava- şan askerierin peşinde ekmek arayan, ister istemez savaşın sürmesini isteyen Yığıt Ana'nın ağzına da pek yakışacağını sa- vunan bir pişkinlikle düzeltiyo- rum... POLİTİKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA '•••ÇılgmKadmtapOrmanı Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük, ka- buğu koparılmış yaralar gibiydi... Bir kadın kendi mutluluğunu yakalamaya çalış»- yordu o akşam... Uykuların derınliğinde renklerle parlayan gece, Pedro Salinas'ın bağlarını koparmış kelimelerinde bırbirinı tanımlayan yüzlerle karşılaşıyordu... Paul Eluard'ın serin ağaçlan altında dolaşırken mutluluğun peşinde koşan kadın, erkeğin "Ben hiç âşık olmadım hayatım boyunca" demesini içine sin- diremiyordu... Işte onun için de suskundu... Suskunluk zaman zaman çılgınlığa dönüşüyordu... Kadın bu yüzden sık sık soruyordu: "Sonsuzluğun acısı nasıl çekilir, hüznün insanı kahreden durağanlığı nasıl geçiştirilir, anlat foana?" Erkek ise bir türlü anlatamıyordu... Kadın usteliyordu: "Susma konuş!" Bu olup bitenleri izleyen Paul Eluard, kadına şöy- le seslenmişti: "Sen eski sevgiline dön!" Kadın sonsuzluğun acısıyta bir alaca şafakta uyan- dığında. kuşlar çıplak ağaçlann dallanna konuyor- du... Renklerle parlayan gecelerin sabahlan başka olu- yordu... Mihail Yuryeviç'in gizli tapınağı ruhunu tutuklu- yor, bu sırada paimiyeler hüzün yüklü gemicileri uğurluyordu... Kadın o anda yine soruyordu kendi kendine: "Acaba eski sevgili şimdi nerede?" Sığındığı limandaki erkek ise olup bitenlerin far- kındaydı... O susuyor hiç konuşmuyordu... Kadınsa suskunluk karşısında giderek çılgınlaşı- yordu!... • • • Eski sevgili yıllardır "Çılgın Kadınlar Ormanf nda dolaşmaktan bıkmıştı... Yazdığı notlara baktı... Bunları kaç yıl olmuştu mavı kaplı deftere yazalı? Anımsamadı!.. "Denn gözlerini kapa. Gece kanatlanır gözlerin- de... Bıraz Pablo Neruda oluyorsun yorgun ak- şamlarda; bıraz da Attila Jozsef oluyorsun aşkın güzellığini tadarken... Gecenın kanat çırptığt derin gözlerin, belki ölümsüz bir akıntıyı taşıyor... Tren alıp götürüyor benı... Sanagelıyorum... Kim bilir, belki bugün kavuşmak üzere... Alnımda yangın söner böylece... Bir sis bulutu inıyor denıze doğru, kuşlar havala- nıyor çatıların üzerınden... Kapı komşum Senghor. öfkeli bir kasırgada, şim- şeğin gürültüsunde kayboluyoransızın... Oysa ben, Miguel Hernandez'i bulup çıkanyo- rum sessızliğin ıçinden... Su kenanna götürmek istiyorum seni; fışkıran de- nizi andıran türkünü dinlemeyi... Sahi Philip Larkin'i tanır mısın? Aşk. o sözü sık sık edilen göz kamaştıncı ışık... Ve dinle, uzun sevişmelerin ardından; sus, ko- nuşma, duymasın hiç kimse: 'Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi; akıp gidiyor aşklar..' Istersen kapat perdeleri... Işıklan yakma, gözlerin bana yeter'... Yüz yuze duralım böyle. elin elimde kalsın, bizi Apol- linaire kıskansın... Bak kıpış kıptş gözlerindir kımıldayan dallar; tüm güzelliğinden.tatlılığından heryanda bir şeyler var... Şimdi otur yanıma, bir şeyler çalsın gramofon... Kış iyı, gökyüzü mavı; onu ver bana, ver geri... Izin kâğıdımsın benim; izinsızlığımsın, nöbetim... Senin aşkın sırtımdaki giysi... Marsılya'da denn ve sessız bir akşamın boşluğun- da, tüm hüzünleri topluyonjm sarhoş gemıci çığ- lıklannda... Bembeyaz masalarda evrenin gökkuşağı rengine kin ve korkuyu saklıyoruz usulca... Ne bir kıskançlık gölgesi, ne kötücül düşünceler varçevremizde... Biraz Nikolay Zabolotski ve biraz da Edip Can- sever'le konuşuyoruz... Bir genç kız geçiyor yanımızdan, iri siyah gözle- riyle keskin bakışlarfırlatarak... Içimızde taptaze bır sevımlilık, avuçlanmızda bir tutku yaz güneşinden kalma... İnanmak istiyorum, bu yürek oyuncak değildir... Belki yıkıcılargeldileryıktılarduvarlan, belki dete- mel kaldı geriye birkaç tuğla kınğı... * • • Kadın eski sevgiliyi düşünüyordu bir pazar sa- bahı... Telefonla onu aradı: "Nerelerdesin, ne yap/yorsun?'" Bir deniz kıyısında buluştular... Uzun uzun konuştular... Kadın, eski sevgiliye sordu: "Ben seni terk ettikten sonra neleryaptın?" Erkek, "Bıraktığın yerde bekledim seni" deyip ekledi: "Gecenin esintilerinde yıldızlan saydım, bulut- iaria avundum. Işıksıztepelerin ağaçlannda titreşen arzularla kıvrandım." Kadın, gülumsedi: "Burnun sürtüldü mü bari?" Erkek sustu!.. Kadınsa şöyle dedi: "En büyükacıyı sen yaşattın bana, en büyükmut- luluğu da. O yüzden de sana yeniden geri dönü- yorum..." Erkek: "Sahi mi?" Kadın: "Sahi ama birkoşulla. Eğer değiştiysen, ilişkimi- ze sahip çıkmayı kabulleneceksen..." Birbirlerıne baktılar. Sarılıp öylece kaldılar. Hiç ko- nuşmadılar. El ele tutuşup yürüdüler. Onlan sadece balıkçıi kuşları izlediL hikmet.cetinkaya ' cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 hD saldırıyı kınadı • İstanbul Haber Servisi - İHD Istanbul Şubesi'ne geçen perşembe günü Zeki Genç tarafindan gerçekleştirilen silahlı saldın, dernek üyeleri tarafindan kınandı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada da HADEP İstanbul 11 ve Şişli İlçe Başkanlığı'nda 2 kişiyı bıçak ve silahla yaraladıktan sonra İHD İstanbul Şubesi'ne aynı yöntemle girince yakalanan Genç'e 'antisosyal kişilik bozukluğu' teşhisi konduğu belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle