Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 KASIM 2C01 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Seçimden
kaçiyortar'
• MERSÎN(AA)-Eski
SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçın.
hiikümetın IMF'den 10
nıilyar dolar ek kredi
sözünü alınca seçim
söylemlerinden
vazgeçtığıni savunarak
•'Bu olursa 1982
Anayasası'ndan beri ilk
kez seçım, zamanında
yapılacak. Bunlar
seçımden kaçıyorlar" diye
konuştu. Türkiye'de tüm
kesimlerın mutsuz
olduğunu savunan
Karayalçın, hükümetın
dev letı küçültme
polıtıkasının geri teptiğinı.
özel sektörün
küçültüldüğünü anlattı.
Atatürk anıtı
açılıyor
• Haber Merkezi-
Avrupa Atatürkçü
Düşünce Dernekleri
Federasyonu (Avrupa-
ADD) tarafindan yapılan
yazılı açıklamada,
Almanya'nın Bad
Kreuznach kentınde. 30
Kasım günü Atatürk anıtı
açılacağı bıldırildi.
Açıklamada, Atatürk'ün
1917yılındakaldığı
Parkhotel Kurhaus
otelindekı odanın da
"Atatürk Odası" olarak
açüacağı belirtildi.
Diyanetten
ramazan uyarısı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Diyanet tşlen Başkanı
Mehmet Nun Yılmaz,
ramazanın başlamasıyla
birlikte yurttaşlann
türbelere akın ettiğinin
görüldüğünü belirterek
türbelerde yatan
kişiliklerin insan üstü
varlıklar gibi algılanıp
onlardan medet
beklenmesinın îslam
dinine aykın olduğunu
söyledi.
Kriz üyelikten
ediyondu
• ANKARA (ANKA)-
Emniyet Genel
Müdürîüğü'nün 2000
Kasım krizi ve dolarda
meydana gelen artış
nedeniyle Uluslararası
Polis Orgütü'ne aidatını
ödeyememe tehlikesiyle
karşılaştığı ortaya çıktı.
Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün üyesi
bulunduğu Interpol'e olan
aidat ücretinin
ödenebilmesi için tahsis
edilen ödenek yetersiz
kalınca oluşan fark bütçe
ıçi aktanmla çözüldü.
TKP tabetası asıldı
• İstanbul Haber Servisi -
Adını geçen haftaki
olağanüstü kongresinde
Türkıye Komünıst
Partisi'ne (TKP) çeviren
Sosyalist İktidar
Partisi"nin(StP)yeni
tabelası Beyoğlu İlçe
Örgütü'ne asıldı. Basın
açıklaması yapan TKP
Genel Başkanı Aydemir
Güler, "komünizmle
mücadele" denilerek
Türkıye'nin bir yoksulluk
ve yoİsuzluk cehennemi
haline getirildiğini
savundu.
ODP'de yol ayrımı
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosn) -
ÖDP içinde yer alan
"Sosyalist Politika"
grubu. partiden
koptuğunu duyurdu.
ÖDP'nin "Susurluk"
dışında Türkiye'deki
siyasal gelişmelerin
hiçbırine ilişkin ciddi
karnuoyu oluşturamadığı
savunularak partinin
"asgari direnç"
konumunda olduğu öne
sürûldü.
'Ecevit çağın gerisinde' sözlerine DSP ve MHP'den sert tepki geldi, ANAP sahip çıkmadı
Hükümette Mumcu isyanıANKARA (Comhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Büknt Ece-
vit'e ^çağmgerignde" suçlama-
sıru yönelten ve "kalkınmayı
köydenbaşlatacağız, açıklama-
lannınbayağıbir yalan olduğu-
nu" söyleyen ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Erkan
Mumcu ya DSP ve MHP'den
sert tepkı geldı. Mumcu'ya par-
tisi de sahip çıkmadı.
Mumcu'nun Izmir'de, "Çö-
zünı için yeniden yapılanma"
programını anlattığı toplanhda
Başbakan Ecevit'i hedef alan
sert açıklamalar yapması
DSP'lileri çıleden çıkardı. DSP
Grup Başkanvekilı Aydın Tü-
• DSP yöneticileri, "genel başkan yardımcısı" sıfatını taşıyan Mumcu
konusunda ANAP lideri Yılmaz'ı harekete geçmeye çağırdı. MHP.
Mumcu'nun sözlerinin "iktidar sorumluluğuna yakışmadığmı" ifade
ederken ANAP ise sözlerinin "Mumcu'yu bağladığını" açıkladı.
men. "SaymYıhnaz'ınyapma- cu, önce konuşuyor, sonra dü- lerin ANAP'ın değil, Sayın
sı gereken bir şeyler olduğuna
inamvorum.Genelbaşkanveki-
K sıfatı olan bir kişinin ileri ge-
ri konuşuyor olnıası bizi rahat-
SHedryor" dedi. Genel Başkan
Yardımcısv Tayfon tçü de, "bu-
güne dek hep sustuklannı. an-
cak arokbirilerine haddini bü-
dirmek gerektîğinr \-urgula-
dı. DSP Genel Sekreteri Hasan
Gülay da "Siyasetçi önce düşü-
nür, sonrakonuşur.Saym Mum-
şünüyor" dedi.
MHP Grup Başkanvekilı
Mehmet Şandır. Mumcu'nun
sözlerini "yakışıksız" buldu-
ğunu söyledi. Şandıı, "Söyle-
diği sözün anlamını bilmesi la-
am.BirBaşbakan'a yalancı'
denilemez. ANAP iktidarda
olan bir partidir. Bu sorumhı-
hığa uy gun da%Tanması gerekir.
Bu açıklamalar iktidar sorum-
luluğunayakışmryor. Bu görüş-
Mumcu'mm kişisel görüşleri
olduğuna inanmakistiyorum"
diye konuştu.
Devlet Bakanı Yılmaz Ka-
rakoyunhı Mumcu'nun genel
başkan yardımcısı olmasının,
tüm konuşmalarının parti gö-
rüşü gibi değerlendirilmesi an-
lamına gelemeyeceğini söyle-
di. Bayındırlık ve Iskân Baka-
nı Abdülkadir Akcan, *O ken-
disini önce bir değerlendirsin'1
dedi. ANAP Grup Başkanve-
kili MhatGökfouhıt ise "Mum-
cu'nun betirttiği, Başbakan'ın
şahsryia ilgiü değüdir,onun sa-
hip olduğu zihniyetle flgili ve
genel bir tanunlama yapmış-
Or." dedi. Gökbulut, "Erkan
Mumcu'nun kişisel düşünce-
leri mi" sorusuna da a
Hayır,
Mumcu'nun her söylediğini
kişisel düşüncesi olarak yo-
rumlayamayız, partinin genel
başkanveküidir, yorumu yan-
hş olan bir cümle. Gerçekte
de 21. yüzyılda kalkınmayı
köylerden başlatarak Türki-
ye'nmsonınlannıçözemeyiz''
diye konuştu.
Prim ödemesinden vazgeçildi
Ayçiçeğinde
kriz sinyali
• Daha önce Bakanlar Kurulu karanyla prim
ödemesi kapsamındaki "kütlü pamuk. yağlık
ayçiçeği ve zeytinyağı" hükümetın açıkladığı
kısıtlama paketiyle kapsam dışına çıkanldı.
BAM SALMAN
ANKARA -Hüküme-
tin açıkladığı kısıtlama
paketiyle soya fasulyesi
ve kalitesiz yağ üretimin-
de kullanılan kanola bit-
kisi dışında prim ödeme-
si yapılmaması öngörül-
dü. Böylece, 6 Kasım
2001 tarihlı Resmi Ga-
zete'de yayımlanan Ba-
kanlar Kurulu karanyla
prim ödemesi kapsamın-
daki "kütlü pamuk, yağ-
hk ayçiçeği ve zeytinya-
ğı" kısıtlama paketiyle
kapsam dışına çıkanldı.
Türkiye Zıraat Odalan
Birliği Başkanı Famk
Yücd, Cargill firmasinın
tohumunu ürettiği kano-
lanın desteklenıp ayçiçe-
ğinin kapsam dışına çıka-
nlmasını eleştirdi. Soya-
nın tohumunun da dışa-
ndan geldigine dikkat çe-
kildı.
Destekkme prim
ödemesine sınırlama
Hükümetin açıkladığı
kısıtlama paketınde, en-
düstriyel bitkilerde ulus-
lararası fiyatlann el\ eriş-
lilıği göz önünde bulun-
durularak destekleme pnm
ödemelerinin yalnızca so-
ya fasulyesi ve kanola ile
sınırlı tutulmasının karar-
laşunldığı bildırildı. Ancak
Resmi Gazete'de 6 Kasım
2001 tarihinde yayımla-
nan kararnamede. "kütlü
pamuk,yağhkayçiçeği, so-
ya fasulyesi. kanolave zey-
tinyağT üretıcılenne veri-
lecek prim tespıtınde Dev -
let Bakanı KemalDerviş'ın
görüşü üzerine Tarım Ba-
kanı Hüsnü YusufGökalp
ile Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı AhmetKenan Tann-
kulu yetkılı kılınmıştı. Tür-
kıye Ziraatçiler Derneği
Başkanı tbrahim Yetkin,
yenı bir kararname çıkarıl-
mışken Tarım Bakanı'nın
devTe dışı bırakılarak böy-
le bir uygulamaya gidil-
mesini "inanılmaz" ola-
rak nitelendirdi.
Haane'nin oyunu
Yetkin, bu karann ardın-
daki Hazine'nin ödenek
oyununu şöyle anlattı: "Ta-
nm Bakanhğı bu destekle-
meler için 300 trihon lira
istetnesine karşın Hazine.
2002 bütçesinde 200 tril-
yon lira ayırdL Bu vihn des-
teklenıekrindende 147 trO-
\on lira ödemeleri var. Bu
ödeme\i gelecekyü bütçe-
sinden yapacaklar. Kalan
53 trüyoa lirayia ne\ı des-
tekle>ebilirler. soyn ile ka-
nolayı seçmişlerT
Yûcerden eleştiri
Türkiye Ziraat Odala-
n Birliği Başkanı Yücel
ise kanolanın ayçiçeği ya-
ğı yapımında kullanılan
bır bıtki olduğunu, Car-
gıll'ın tohumunu ürettiği-
nı belırtirken şu uyanlar-
da bulundu:
u
Kafa'teh* bir
yağ değiL L zun zaman-
dn- sokuluvordu. Geçen
yıl prim kapsanuna alın-
nuşû.Bu\ılayciceğinikal-
dırnuşlar. Ayçiçeği hem
fa\ dah hem pahahbir üre-
rjm. Bunu da primle des-
teklemhorsunuz, tama-
men dışa bagımh hak ge-
teceksiniz. Kurakhk ne-
denhie zaten fıyan artO.
PazarCargifl'in etine geç-
ti Rusya dağıürken l k-
ra>na'dakikooperatif ara-
zileri eski sahiplerine ve-
rikti, ama depoları çoku-
luslu şirketler satın akü.
L rerki 70 dolardan ayçi-
çeğini Cargill'e satryor.
Türkiye'ye Cargill, 360
dolardan saüyor."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
T&BTL&RÎMız:
s
AlRAUK
) ŞOSV^L
(
m.kart(â superonline.com.tr
Hükümet baraj ve tercih sistemi konusunda farklı düşünüyor
Seçim Yasası çatlağı
ANKARA (Cumhurhet Büro-
su) - Başbakan Bülent Ecevifin
"zihnindenbile geçirmekisteme-
diğuıi" söylemesine karşm hü-
kümet ortaklan ANAP ve MHP,
Siyasi Partiler Yasa-
sı (SPY) ile Seçım
Yasası (SY)değışik-
liği konusunda çahş-
malannı sürdürüyor.
Ortaklar arasında ba-
raj, seçim ittifakı ve
tercih sistemi konusunda görüş ay-
nlıklan bulunduğuna dikkat çe-
kilirken değişikliklerin partile-
rarası uzlaşma komisyonunda yıl-
başından sonra gündeme gelebi-
leceğibildirildı. HADEP'ınMec-
lis"e girmesini ıstemeyen MHP,
barajm düşüriilmesi ve seçim it-
tifakına karşı çıkıyor. ANAP Ge-
nel Başkanı Mesut Yılmaz. bara-
jın indiriknesi konusunda ısrarlı
AA.ADEP'in Meclis 'egirmesini istemeyen MHP,
barajın düşürülmesi ve seçim itâfakına karşı çıktyor.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, barajın
indirümesi konusunda ısrarlı olmadıklannı belirat
olmadıklannı belirtti.
Partilerarası Uzlaşma Komis-
yonu'na sunmak üzere bir çalış-
ma başlatan MHP ise yüzde
10'luk barajın düşürülmesine ke-
sinlikle karşı çüayor. Barajın yüz-
de 7-8'lere düşürülmesi duru-
munda siyasetin daha da parça-
lanacağı ve çok partili koalısyon-
lara yol açılacağı görüşünü sa-
vunan MHP, barajın daha da aşa-
ğılara çekılmesi du-
rumunda HADEP' in
TBMM'ye gırme-
sinden korkuyor.
MHP, barajm mev-
cut haliyle korunma-
sını istiyor. DYP'nin
BBP ya da ATP, ANAP'ın HA-
DEP ya da CHP'nin HADEP ile
seçim ittifakına gidebileceği ola-
sılıklannı değerlendiren MHP,
bu uygulamanın sakıncalanna
dikkat çekiyor.
IRMIKI AYDIN ENGİN aengin(g doruk.net.tr
Bu Kıbns netameli konu.
Alışılmışa, hete hele resmi gö-
rüşe aykın laf ettinız mi üstünü-
ze çullanıyoriar. Savcılar işe-şim-
dilik- kanşmıyor. Ama savcılara
gerek de kalmıyor.
Kıbrıs sorununu "milliyetçi"
çerçevelerde kavrayıp savunan-
lar...
Kıbns'tan beslenenler ve Kıb-
ns'ta "beslenenler"...
Kıbns'taki çözümsüzlükten si-
yasa! çıkar sağlayanlar...
'Türk'ün Türk'ten başka dos-
tu yoktur" zırvasına inananlar...
Ülkenin dış politikasını "ulusal
çıkar sağlamak"tar\ ıbaret za-
vallı bir düzeye indirgeyenler...
Avrupa Birliğı'ni emperyalist bir
örgütlenme olarak tanımlayıp
"/Ve yap/p edip dışında kala-
lım"\ savunan ve "emeğin, ba-
nşın, hukukun ve demokraslnin
Avrupası" gibi çok daha soylu
ve zoriu bir hedefe ulaşmak üze-
re kolları sıvamaktan yan çızen-
ler...
Kıbrıs söz konusu oldu mu
kenetleniveriyoriar.
Kaleme kâğıda sanlanlar, bıl-
gisayarm başınaçokenler "çat-
lak ses" çıkaranı koşe yazısı, e-
mektup, faks bombardımanına
Bedel Ne, Kim Ödeyecek?
tutuyorlar. Sövüp saymayı tar-
tışma sanıyorlar ve sövüp sayan
yanıtlaria karşılaşmayınca Na-
sıl mahvettim herifi" diye kos-
taklanıyorlar...
"Çatlak ses "in sahibine ise iki
seçenek kalıyor:
Ya yılıp, sinip, olmadı bıkıp su-
sacak...
Ya da doğru bildiğini, gere-
ğinde bedei ödemeyi göze ala-
rak savunmayı sürdürecek...
Bu koroya bugün de malze-
me sunalım. Yani "Kıbrıs için
bedei ödemek"ten söz edenle-
re karşı çatlak ses yükseltmeyı
sürdürelim...
• • •
llkin ve neredeyse durup du-
rurken Dışişleri Bakanı tsmail
Cem konuştu:
- Kıbns için ağırbedeller öde-
merniz gerekebilir...
Diplomatik dille söylenmiş bir
cümleydi. Kımileri "Bedel öde-
meyi göze alacağız ve Kıbns
politıkamızdan ödün vermeye-
ceğiz"diye anladı. Kımileri de "/s-
mail Cem, aba altından sopa
göstehyor. AB'ye değil, içeriye
sesten/yor. Gelin ödün verelım,
yoksa bedeliağırolacakdeme-
ye getıriyor" diye tercüme etti-
ler.
Ancak ardından konuşan
MHP'nın "önder"iDevletBah-
çeli artık yorumlamaya gerek
bırakmayacak bır açıklık getirdi:
- Kıbns için gerek/rse en ağır
bedelleri ödemeye hazınz!..
Eh, "Kıbns fatihi Karaoğlan"
olarak hâlâ siyasal rant sağma-
ya çabalayan başbakanımız da
Kıbns'ta iki toplumun banş için-
de bir arada yaşamasının müm-
kün olmadığının altını çizdi;
AB'nin savunduğu "tek Kıbns"
çözümü uygulandığında, Rum-
lann Türklerı katliama (=Toplu-
ca yok etme, cankınmı) uğratrna-
sının kaçınılmaz olacağını ha-
ber verdi.
Yani AB'nin de Kıbrıslıların da
(Rum yada Türkfark etmıyor, bu-
tün Kıbrıslıların da) ve Birleşmiş
Milletlerin de KKTC'nin variığı-
nı kabul etmekten, Kıbns'ta iki
egemen devletin oluşturacağı
gevşekdokulu bır "konfederas-
yon devlef'e razı olmaktan öte
umarian, çıkarlan yok.
Bu boyle olacak. Türkiye baş-
ka çözumlen kesinlikle kabul et-
meyecek. Zorlaıiarsa ağır be-
deller ödemeye hazır...
Yeni bır şey ögrenmedik. Ama
nice yıllardır ezberlediğimizi bir
kez daha yinelediler.
Tamam, anladık...
•••
Amaşimdi...
Şimdi Kıbns için öngörülen
çözümun lyi ya da kötü, haklı ya
da haksız, doğru yada yanlış ol-
duğunu "hiiiiiiççç" tartışmaksı-
zın, sormak hakkımız olsa gerek:
Bir. Bu bedel nedir?
İki: Bu bedeli kim ödeyecek?
Yağıp gürieyenlerbızi yanıtlar
mı bilemem. Pek sanmıyorum.
Ama onlann yanrtını beklemeden
de "görûnen köyû" tantmlamak
mümkün.
ödenecek bedel, en kestir-
me, en özet anlatımıyla: Türki-
ye'nin AB üyeliğinden kesin
olarak vazgeçmesidir.
Ve...
Bedel buysa ödeyecek olan
da belli: Türkiye...
Nedersmiz, bu bedeli mi öde-
yelim, yoksa Kıbns için Türk mil-
liyetçilennin de Rum milliyetçi-
lerinin de önerdikleri çozümleri
bır yana ıtip Kıbns'ıyla, Türki-
ye'siyle, Yunanistam ile, Alman-
ya'sı, Fransa'sı, Portekız'i, Bel-
çika'sı, ispanya'sı, italya'sı, vb.
ile "emeğin. hukukun, banşın
ve demokrasinın Avrupası"n
üretmek gibi zahmetlı, uzun erim-
li ama kalıcı çözümler mi araya-
hm?
Sahi ne dersiniz?
• • •
Mahcup ve pişkin bir not:
Dunkü Tırmık'ta Brecht'in "Üç
Kuruşluk Opera "sındaki "önce
ekmek, arkadan geiırahlak" di-
zesini "YığitAna" oyununa ya-
kıştırmışım. Tabii uyanık ve as-
!a kaçirmayan ve hiç affetmeyen
Cumhunyet okuru anında uyar-
dı. (Toplam 13 e-mektup, iki te-
lefon),
Savrukluğumun mahcubıye-
ti ile ve fakat bu dizenın, sava-
şan askerierin peşinde ekmek
arayan, ister istemez savaşın
sürmesini isteyen Yığıt Ana'nın
ağzına da pek yakışacağını sa-
vunan bir pişkinlikle düzeltiyo-
rum...
POLİTİKA GÜINLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'•••ÇılgmKadmtapOrmanı
Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük, ka-
buğu koparılmış yaralar gibiydi...
Bir kadın kendi mutluluğunu yakalamaya çalış»-
yordu o akşam...
Uykuların derınliğinde renklerle parlayan gece,
Pedro Salinas'ın bağlarını koparmış kelimelerinde
bırbirinı tanımlayan yüzlerle karşılaşıyordu...
Paul Eluard'ın serin ağaçlan altında dolaşırken
mutluluğun peşinde koşan kadın, erkeğin "Ben hiç
âşık olmadım hayatım boyunca" demesini içine sin-
diremiyordu...
Işte onun için de suskundu...
Suskunluk zaman zaman çılgınlığa dönüşüyordu...
Kadın bu yüzden sık sık soruyordu:
"Sonsuzluğun acısı nasıl çekilir, hüznün insanı
kahreden durağanlığı nasıl geçiştirilir, anlat foana?"
Erkek ise bir türlü anlatamıyordu...
Kadın usteliyordu:
"Susma konuş!"
Bu olup bitenleri izleyen Paul Eluard, kadına şöy-
le seslenmişti:
"Sen eski sevgiline dön!"
Kadın sonsuzluğun acısıyta bir alaca şafakta uyan-
dığında. kuşlar çıplak ağaçlann dallanna konuyor-
du...
Renklerle parlayan gecelerin sabahlan başka olu-
yordu...
Mihail Yuryeviç'in gizli tapınağı ruhunu tutuklu-
yor, bu sırada paimiyeler hüzün yüklü gemicileri
uğurluyordu...
Kadın o anda yine soruyordu kendi kendine:
"Acaba eski sevgili şimdi nerede?"
Sığındığı limandaki erkek ise olup bitenlerin far-
kındaydı...
O susuyor hiç konuşmuyordu...
Kadınsa suskunluk karşısında giderek çılgınlaşı-
yordu!...
• • •
Eski sevgili yıllardır "Çılgın Kadınlar Ormanf nda
dolaşmaktan bıkmıştı...
Yazdığı notlara baktı...
Bunları kaç yıl olmuştu mavı kaplı deftere yazalı?
Anımsamadı!..
"Denn gözlerini kapa. Gece kanatlanır gözlerin-
de... Bıraz Pablo Neruda oluyorsun yorgun ak-
şamlarda; bıraz da Attila Jozsef oluyorsun aşkın
güzellığini tadarken...
Gecenın kanat çırptığt derin gözlerin, belki
ölümsüz bir akıntıyı taşıyor...
Tren alıp götürüyor benı...
Sanagelıyorum...
Kim bilir, belki bugün kavuşmak üzere...
Alnımda yangın söner böylece...
Bir sis bulutu inıyor denıze doğru, kuşlar havala-
nıyor çatıların üzerınden...
Kapı komşum Senghor. öfkeli bir kasırgada, şim-
şeğin gürültüsunde kayboluyoransızın...
Oysa ben, Miguel Hernandez'i bulup çıkanyo-
rum sessızliğin ıçinden...
Su kenanna götürmek istiyorum seni; fışkıran de-
nizi andıran türkünü dinlemeyi...
Sahi Philip Larkin'i tanır mısın?
Aşk. o sözü sık sık edilen göz kamaştıncı ışık...
Ve dinle, uzun sevişmelerin ardından; sus, ko-
nuşma, duymasın hiç kimse:
'Aşklar akıp gidiyor şu akarsu gibi; akıp gidiyor
aşklar..'
Istersen kapat perdeleri...
Işıklan yakma, gözlerin bana yeter'...
Yüz yuze duralım böyle. elin elimde kalsın, bizi Apol-
linaire kıskansın...
Bak kıpış kıptş gözlerindir kımıldayan dallar; tüm
güzelliğinden.tatlılığından heryanda bir şeyler var...
Şimdi otur yanıma, bir şeyler çalsın gramofon...
Kış iyı, gökyüzü mavı; onu ver bana, ver geri...
Izin kâğıdımsın benim; izinsızlığımsın, nöbetim...
Senin aşkın sırtımdaki giysi...
Marsılya'da denn ve sessız bir akşamın boşluğun-
da, tüm hüzünleri topluyonjm sarhoş gemıci çığ-
lıklannda...
Bembeyaz masalarda evrenin gökkuşağı rengine
kin ve korkuyu saklıyoruz usulca...
Ne bir kıskançlık gölgesi, ne kötücül düşünceler
varçevremizde...
Biraz Nikolay Zabolotski ve biraz da Edip Can-
sever'le konuşuyoruz...
Bir genç kız geçiyor yanımızdan, iri siyah gözle-
riyle keskin bakışlarfırlatarak...
Içimızde taptaze bır sevımlilık, avuçlanmızda bir
tutku yaz güneşinden kalma...
İnanmak istiyorum, bu yürek oyuncak değildir...
Belki yıkıcılargeldileryıktılarduvarlan, belki dete-
mel kaldı geriye birkaç tuğla kınğı...
* • •
Kadın eski sevgiliyi düşünüyordu bir pazar sa-
bahı...
Telefonla onu aradı:
"Nerelerdesin, ne yap/yorsun?'"
Bir deniz kıyısında buluştular...
Uzun uzun konuştular...
Kadın, eski sevgiliye sordu:
"Ben seni terk ettikten sonra neleryaptın?"
Erkek, "Bıraktığın yerde bekledim seni" deyip
ekledi:
"Gecenin esintilerinde yıldızlan saydım, bulut-
iaria avundum. Işıksıztepelerin ağaçlannda titreşen
arzularla kıvrandım."
Kadın, gülumsedi:
"Burnun sürtüldü mü bari?"
Erkek sustu!..
Kadınsa şöyle dedi:
"En büyükacıyı sen yaşattın bana, en büyükmut-
luluğu da. O yüzden de sana yeniden geri dönü-
yorum..."
Erkek:
"Sahi mi?"
Kadın:
"Sahi ama birkoşulla. Eğer değiştiysen, ilişkimi-
ze sahip çıkmayı kabulleneceksen..."
Birbirlerıne baktılar. Sarılıp öylece kaldılar. Hiç ko-
nuşmadılar. El ele tutuşup yürüdüler.
Onlan sadece balıkçıi kuşları izlediL
hikmet.cetinkaya ' cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
hD saldırıyı kınadı
• İstanbul Haber Servisi - İHD Istanbul
Şubesi'ne geçen perşembe günü Zeki Genç
tarafindan gerçekleştirilen silahlı saldın, dernek
üyeleri tarafindan kınandı. İstanbul Emniyet
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada da
HADEP İstanbul 11 ve Şişli İlçe Başkanlığı'nda
2 kişiyı bıçak ve silahla yaraladıktan sonra
İHD İstanbul Şubesi'ne aynı yöntemle
girince yakalanan Genç'e 'antisosyal kişilik
bozukluğu' teşhisi konduğu belirtildi.