Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 KASIM2001 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DSPTi Atahan
yaşamını yîtfrdi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Geçirdığı beyın
kanaması nedeniyle bir
süredir Bayındır
Hastanesi'nde tedavi
gören DSP Hatay
Milletvekili Namık
Kemal Atahan, dün
akşam saatlerinde
hayatını kaybetti. 1946
Hatay doğumlu olan
Atahan, Istanbul
Ünıversitesı Hukuk
Fakültesi'ni bitırdi. Hatay
Barosu Başkanlığı da
yapan Atahan, 18 Nisan
seçımlerinde DSP'den
Hatay Milletvekili olarak
parlamentoya girdi.
Atahan, evli ve 3 çocuk
babasıydı.
Ayşenur Demirel
dışarı çıktı
• İstanbul Haber Servisi -
Egebank davasında
tutuklu yargılanan ve
hakkında tahliye karan
verilen Yahya Murat
Demirel'in eşi Ayşenur
Demirel (Esenler),
Bakırköy Kadın ve Çocuk
Tutukevi"nden serbest
bırakıldı. Işlemlerin
tamamlanmasının
ardından önceki gün saat
23.45 sıralarında
cezaevinden çıkan
Demirel, basın
mensuplanna yapnğı
açıklamada, çok mutlu
olduğunu belirterek
"Adalet geç de olsa yerini
buldu" dedi.
Krizesomut
öneni yok
• İstanbul Haber Servisi
-ANAPKadıköyllçe
Başkanlığı tarafindan ilçe
merkezınde düzenlenen
"Serbest Kürsü
Programı"na katılan
ANAP istanbul
Milletvekili Güneş Taner,
Türkiye'nin son iki yıldır
hak etmediği bir
ekonomik krizle karşı
karşıya bulunduğunu
ifade etti. Taner, krizin
çözümü için halka yeterli
açıklama yapümadığını
ve somut çözüm
önerilerirun
getirilmediğini ileri sürdü.
Öcalan'm
fotoğraflan
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
îmrah Cezae\i"nde yatan
PKK lıderı Abdullah
Öcalan'ın kaldığı odanın
ve havalandırma
avlusunun fotoğraflannın
Almanya'da örgüt yanlısı
bir gazetede
yayımlanmasıyla ilgili
olarak Adalet
Bakanhğı'ndan bir
açıklama yapıldı.
Açıklamada, Öcalan'ın
fotoğraflannın, Dışişleri
Bakanlığı'nın yazısı
üzenne Avrupa Insan
Haklan Mahkemesi'ne
(AİHM) hükümet
görüşlerine delil olarak
sunulmak üzere
gönderildiği bildirildi.
Küçükarmutlu
açidaması
• İstanbul Haber Servisi -
Küçükarmutlu'daki pohs
operasyonunun ardından
göziltına alınan,
aralirında olayda
yariananlann da
buhnduğu 13 kişinin,
korsan gösteri ve yasadışı
paruart asma eylemlerine
kan-tıkları öne sürüldü.
Gözıltına alınanlardan
üçüıün ölüm orucu
eylencısi olduğu,
opeasyon sırasında
yanlanan bıri ölüm orucu
eylencisi ikı kişinin ise
hasunelerde tedavilerinin
sûröiğü belirtildi.
Ankara DGMSavcısı Kızdarslan, ülkenin geleceğinin ipotek altına alındığını savundu
Savcıdan Ata'ya şikâyetANKARA (CumhuriyetBü-
rosu) - Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer, Atatürkün dün-
ya tarihine damgasını vurmuş
ölümsûz bir lider olduğunu be-
lirterek bugün yokluğunun da-
ha fazla duyumsandığını söy-
ledi. Devlet Bakanı ve Başba-
kan Yardımcısı De\1et Bahçe-
K, Atatürk'ün irade gücü, ba-
ğımsi2İık aşkı. cesareti, disip-
lın ve kararlılığının tüm devlet
\e siyaset adamlanna örnek
olması gerektiğini bildirdi. An-
kara DGM Cumhuriyet Savcı-
sı Hakan Ktalarslan, ülkenin
yoğun bir ekonomik bunaluna
sokulduğunu, devletle ilgili pek
çok karann emperyalist ülke-
• Ankara DGM'deki anma töreninde konuşan Cumhuriyet Savcısı Hakan
Kızılarslan, devleti yönetenleri sert bir dille eleştirdi. Kızılarslan, Atatürk'ün
gençliğe hitabesinde söylediği şeylerin bugün gerçekleştiğini bildirdi. Eski
Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcısı Nusret Demiral da çizdiği yolda
yürünmediği için Atatürk'ten özür dilenmesi gerektiğini kaydetti.
lerce dikte ettirildiğini belirte-
rek "Ulkeyi yönetenler akhkla-
n kararlarda nıilB düşüncele-
ri ve ülkenin ihtiyaçlanndan
öte kendikrini bağh gördükle-
ri iç ve dış oluşumlann değer-
lerini esas ahr otanuşve Türk in-
sanının emegini, ekmeğini ve
geleceğini ipotek alüna abnak-
tan kaçınmaz hak getmişkr-
dBr" dedı.
Cumhurbaşkanı Sezer, Ata-
türk Kültür, Dü ve Tarih Yûk-
sek Kurumu'nca düzenlenen
"Türkheve Dünya'da Atarürk-
çü Düşünce" paneline katıldı.
Sezer, Atatürk'ün yaşamı, dü-
şünce sisteminin temel öğele-
ri, ilke ve devrimlerini tüm yön-
leriyle çocuk ve gençlere öğ-
retmeleri gerektiğini vurgula-
dı.
Atatürkçü düşünce yöntemi-
nin benimsenmesi ve yaşatıl-
masının aydınhk yannlara ulaş-
mada güvence olduğunu anla-
tan Sezer. "Bugün hepimize
düşen görev.Atatürkçülüğü ak-
hn ve bitimin öncülüğünde ge-
liştirerek geleceğe taşımak,
Cumhuriyeti yüceltecek. atı-
hmlan gerçekkştirmek ve ulu-
sal değerkrimizle birlikte çağ-
daş uygarhğa katkıda buhın-
mayı sürdürmektir" dedi.
Atatürk'ün cumhuriyetle
Ekonomi zirvesi
lerore
karşı
ortak
hareket
tstanbul Haber Servi-
si - Teronzme karşı mü-
cadelede uluslararası iş-
birliği ve dayanışmanın
gerektiği vurgulanarak.
terörün evrensel bir ta-
nınunuı yapıhnası isten-
di. Bu konuda. Avru-
pa'nın çifte standart güt-
rüğü vurgulandı.
Marmara Grubu Stra-
tejik ve Sosyal Araştır-
malar Vakfi'nca Dede-
man Oteli'nde düzenle-
nen "4. Avrasya Ekono-
mi Zirvesi"nin son gü-
nünde terorizm ele alın-
dı. Devlet Bakanı Yıhnaz
Karakovunlu, laık de-
mokratik Türkiye Cum-
huriyeti'nin örnek bir
model olduğuna dikkat
çekerek Cumhuriyet yurt-
taşı olmanın evrensel bir
sorumluluk gerektirdiği-
ni söyledi. Kültür Baka-
nı İstemihan Talay da te-
ronzme karşı uluslarara-
sı mücadelede, laik Tür-
kiye modelınin özel bir
önemi olduğunu anlattı.
CİZMEDEN YUKARI MUSAKART
[email protected]
İnönü: Gençlerin önü açılmalıANKARA (ANKA) - Prof. Dr.
Erdal İnönü, Atatürk'ün kaleme
aldığı Nutuk çerçevesinde Kur-
tuluş Savaşı'nı ve koşullannı an-
lattı. inönü, Atatürk'ün üslubu-
nu Napolyon'a benzetti.
Uluslararası Rotary 2430 Böl-
ge Rotaryenleri'nin düzenledi-
ği toplantıda, Kurtuluş Savaşı
ve Atatürk üzerine konuşan Er-
dal inönü, büyük bilim ve siya-
set insanlanndaki ortak özellik-
lerin hızlı ve doğru öngörü ile ön-
lerine koyduklan büyük hedef-
ler olduğunu kaydetti. Kurtuluş
Savaşı'nı Nutuk üzerinden özet-
leyen inönü, Atatürk'ün Sam-
suna çıkmasıyla birlikte asken
kimliğine, siyasi kimliğin de ek-
lendiğini kaydetti.
Babası İsmet tnönü'nün ''Ata-
türk'ün siyasi dehası, askeri de-
hasından üstündür" sözlerini
anımsatan Erdal inönü, Ata-
türk'ün en önemli ayıncı özel-
liklerinden birinin edebi gücü
olduğunu belirtti.
Atatürk'ün edebi niteliğini Na-
polyon ve Jefferson'la karşılaş-
tıran Erdal inönü, Nutuk'un ta-
rihçiler tarafuıdan temel başvu-
ru kaynağı ohnasının bu edebi
güçten kaynaklandığını savundu.
inönü, günümüz sorunlan-
nın Kurtuluş Savaşı dönemi ka-
dar ağır olmadığını savundu.
Türkiye demokrasisini yönete-
cek kadroların bulunduğunu
kaydeden inönü, bu kadrolann
iş başına geçmesiyle Türki-
ye'nin sorunlanndan kurtulaca-
ğım kaydetti.
inönü, "\etişmişkuşaklar.genç
insanlar kendikrini göstermek
istiyoıiar. Ortam buna müsait
Kimse çıkmazsa ben çıkacağım.
Mesele bir grup, takım obna an-
layışında yaüyor" dedi.
bağnazlıktan ve dogmalardan
uzak çağdaş bir toplum yarat-
mayı düşündüğüne dikkat çe-
ken Sezer, Cumhuriyet'in 20.
yüzyılın en kapsamlı çağdaş-
laşma tasanmı olduğunu bildir-
di. Laikliğin cumhuriyetin ku-
ruluş felsefesinin özü ve de-
ğiştirilemez niteliği, ulusal bir-
liğin temel taşı olduğunu belir-
ten Sezer. "Cumhuriyetie ya-
şamımıza giren demokrasi kül-
türünü yaşam biçimi olarakbe-
nimsemeli ülkemizin demok-
ratik. laik ve sosyal bir hukuk
devleti otmasının önünde duran
tüm engeDeri hep birlikte kal-
djrmanyız" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yarduncısı Devlet BahçeK. kü-
çük olumsuzluklar karşısında
ümitsizliğe düşenlerin içinden
çıktıklan ulusu "hor ve hakir"
görenlerin Atatürk "ün çeşitli
sözlerini tekrar tekrar okuma-
lan gerektiğini söyledi.
Atatürk Yüksek Kurulu üye-
sı Ord. Prof. Dr. Reşat Kaynar,
Atatürk için ordu ve dının po-
liukaya kanştınlmamasının esas
olduğunu belirterek "Ordunun
poatikaya kanşmad^ına' e\ et'
diyorum, ama ikincisine 'evet'
diyemeyeceğim'' dedı.
'Gaflet içine düşüldü'
10 Kasım nedeniyle dün ,\n-
kara DGM'de de anma töreni
düzenlendi. Ankara DGM
Cumhuriyet Savcısı Hakan K>-
zılarslan. bugün birtakım iç ve
dış güçlerin üUce üzerinde Os-
manlı Imparatorluğu'nun has-
tahklı yapısını yaratmaya çahş-
tığını belirtti. Atatürk'ün 80yıl
önce çizdiği yolda yürümeye
daha çok gereksinım duyduk-
lannı anlatan Kızılarslan şöy-
le konuştu:
"Bu güçlerin pek çok konu-
da lasmen başanlı olduklan ve
Cumhuriyet öncesi dönemin
birtakım hastahkh unsurian-
nın halen günümüz Türidye-
si'nde ana sorunlan olnştur-
maya başladığı da bir gerçek-
tir. Yüce önderin Türk gençB-
ğine yapnğı konuşmasında da
öngördüğü konular birer reaB-
te olarak karşunızda beürnüş-
tir. Ülke yoğun bir ekonomik
bunahma sokulmuş, devletk il-
gili pekçok karar birtakım em-
peryalist ülkelerce dikte ertiri-
Br hak getirilmiş. ülkevi yöne-
tenler akhklan kararlarda mil-
B düşünceleri ve ülkenin ihti-
yaçlanndanötekendilerinibağ-
h gördükkri iç ve dıs oluşum-
lann değerkrini esas ahr ounuş
ve bu amaçla pek çok milli de-
ğeri ve Türk insanmuı emeği-
ni, ekmeğini ve geleceğini ipo-
tek alüna ahnaktan kaçınmaz
hale gelmişkrdir. Bu konuda
kasü ohnayanJarsa gaflet ve da-
lakt içine düşmüşkrdir.'*
Eski Ankara DGM Cumhu-
riyet Başsavcısı Nusret Demi-
ral, yılda bir gün olsa da Ata-
türk'ün çizdiği yolda yürün-
mediği, bir dizi yanlış yapıldı-
ğı için özür dilenmesi gerekti-
ğini kaydetti.
IRMIKI AYDIN ENGİN aenginCg doruk.net.tr
En sonda söyleneceği en baş-
ta söyleyeceğim:
Kıbns'ı kurtarmanın da Tür-
kiye'yi Kıbrıs'tan kurtarmanın
da yolu, Kıbns'ın Avrupa Birti-
ği'ne tam üyeliğınden geçiyor.
Ustelik bu, "Kıbns kördüğü-
mü"nün çözümü için var olan
"tek" yol.
Açıklayayım.
llkokulda öğrenciydim. öğ-
retmen hepimizi sıraya sokup
caddeye saldı. Onun öğrettiği
gibi hep birlikte bağırdık:
- Kıbns Türktür, Türk kala-
caktır!..
Ortaokulda öğrenciydim. Öğ-
retmen hepimizi sıraya sokup
caddeye saldı. Onun öğrettiği
gibi hep birlikte bağırdık:
- Va taksim, ya ölüm!..
Lisede öğrenciydim. Öğret-
men hepimizi sıraya sokup cad-
deye saldı. Onun öğrettiği gibi
hep birlikte bağırdık:
- Kızılpapaz Makarios, EO-
KA'cı Grivas, kendine bir me-
zarkazL.
Üniversitede öğrenciydim.
Yukan sınıflardan birileri, her-
kesi toplayıp Beyazrt Meyda-
nı'na sürdüler (Ben kaytardım.
Ama merakımı yenemeyip ke-
nardan izledim). Herkese ne
söyleneceğini bellettiler ve baş-
larına geçip bağırttılar:
- Kıbns bizim canımız, feda
olsun kanımız!..
Kıbns'ı Kurtarmak - Kıbns'tan Kurtulmak
Çiçeği bumunda gazeteciy-
dim. Yüzünü görmeden adını
ezberlediğim Rauf Denktaş
basın toplantısı yaptı. İzledim:
"Eşit haklı iki toplum prensi-
bini çiğneyen, Enosis'in baş
destekçisi (=Kıbns'ın Yunanis-
tan'a bağlanması) Makarios'un
dayatmalanna asla ödün verrm-
yeceğiz" dedi. Yazdım. Yayın-
landı.
Bir gazetenin yazıişleri mü-
dürüydüm. Ankara Bürosu ha-
ber geçti:
"Faşist Samson'un birdar-
be ile meşnı Kıbns hükümeti-
ni devirmesi, Türkiye'nin ga-
rantöriük hakkını kullanması için
yeter sebeptir" deniyordu. Bı-
rinci sayfaya yerteştrdim. Yayun-
ladık.
1974 yazındaTürk Silahlı Kuv-
vetleri Ada'ya çıktı. Birkaç gün
sonra Yunanistan'daki faşist
"Albaylar Cuntası" gümbür
gümbürdevrildi. Sevindik. Kıb-
ns ta darbeci ve Yunan şovenis-
ti Samson iktidan devrildi. Da-
ha çok sevindik.
Ardından, "Kıbns Türklerinin
can ve malgüvenliği kesin ola-
rak sağlanıncaya kadar Türk Si-
lahlı Kuvvetleri Kıbnsfa kalacak-
tır" dendi.
Düşünmeye başladık. Diplo-
masi dilinde "güvenliğin tam
olarak sağlanması" deyişinin ne
anlama geldiğini anlayacak ka-
dar meslekte kıdem kazanmış-
tık.
Düşündüğümüz gibi çıktı:
"Federasyon... Yok yok iki top-
lumlu konfederasyon... Ikiligö-
rüşmeler yapalım... Hayır Bir-
leşmiş Milletleraracılığıyla gö-
rüşelim... En iyisigüven arttın-
cı önlemler paketini konuşa-
lım... Yok bu böyle olmayacak,
masadan kalkalım... Tamam
peki, masaya yeniden otura-
lım... Hayıroturmayalım, ayak-
taduralım..."
Yeter!..
Bütün çocukluğum, gençli-
ğim, yetişkinliğim ve artık yaş-
lılığım Kıbns kördüğümünün çö-
zümü üstüne sürekli değişen
hedefter, politikalaria geçti, ge-
çiyor.
Sahiden yeter.
Bir sorun eğer 45 yıldır çözü-
lemiyorsa, tersine gitgide çet-
refilleşiyorsa, durup sil baştan
düşünmek gerekmiyor mu?
•••
Türkiye "Kıbns'ı ilhak edece-
ğim, yani kendime bağlayaca-
ğım" diyor mu?
Hayır.
Türkiye, Yunanistan'ın biryo-
lunu bulup Kıbns'ı kendine bağ-
layacağından kuşkulanıyormu?
Evet.
Türkiye, Yunanistan'ın Kıb-
ns'ı kendine bağlamasıyla, gü-
neyde çok önemli bir askeri teh-
ditte karşılaşacağı kanısında mı?
Evet.
Türkiye. Kıbns Türklerinin can
ve mal guvenliğınden kendini
sorumlu görüyor mu?
Evet.
Türkiye, Kıbns Türklerinin ikin-
ci sınrf değil, adanın eşit haklı
yurttaşlan olmalannı savunuyor
mu ?
Evet.
Pekiiiii...
Kıbns (Dikkat! Kıbns Rum ke-
simi değil, bırzamanlann ege-
men devleti, bugünün çözüm-
süzlük kıskacında kıvranan ada-
sı Kıbns) Avrupa Birliği'ne tam
üye olursa, tam üyelik adanın
kuzeyiyie, güneyiyle tümünü
kapsarsa ne olur?
• • •
Sırayla irdeleyelim:
AB üyesi Yunanistan, bir baş-
ka AB üyesı Kıbns'ı kendine
bağlamaya kalkışabilir mi?
Kıbns'takı Rum millıyetçileri,
eşit haklı AB yurttaşı Kıbns Türk-
lerine yönelik bir asımilasyon
(=eritefek yok etme) politikası uy-
gulayabilir mi? Onlann mal ve
can güvenliğini tehdrt edebilir;
yurttaşlık haklannı kısrtsız kullan-
malannın önüne geçebilir mi?
AB üyesi Kıbns, güneyden
Türkiye'ye yönelmiş bir askeri ve
siyasal saldın tehlikesi oluştu-
rabilir mi?
Adanın iki halkı arasında on
yıllardır beslenen düşmanlıkla-
nn aşılması, onlann ancak bir üst
siyasal şemsiye attında buluş-
malanndan geçmez mi?
Türkiye'nin Kıbns Türkleri için
beslediği bütün kaygılar, AB'nin
tam üyesi Kıbns Cumhuriye-
ti'nde büyük ölçüde ortadan
kalkmaz mı?
Böylece yeryüzunün -galiba-
en eskı siyasal uyuşmazlığı bü-
tün taraflann benimseyebilece-
ği bir çözüme kavuşmaz mı?
Türkiye, artık ulusal bir sorun
olmaktan çoktan çıkıp, diplo-
matik ve hele hele ekonomik bir
yük haline gelmiş Kıbns'tan böy-
lece kurtulmaz mı?
Yani AB'nin tam üyesi bir Kıb-
ns' la hem Kıbns, hem Türkiye
kurtulmuş olmaz mı?
• • •
Bu yazıda savunulanlann ter-
sinidüşünenlerçıkacak, biliyo-
rum.
Ama tersıni savunanlar. sa-
vunduklarını kanıtlamakla yü-
kümlüler.
POLİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
İnatçı Aşk...
Acılı gözler aramaktan yorulmuş, sevecenliğın
titrek kumaşı içinde büyülenişin hüznü içinde
kalmıştı...
Kendi türkülerinden habersiz bir gece başlıyor-
du...
Solgun bir ışıkta Wallace Stevens'ın sonsuza
dek yalansız aşkını konuşan, kadın ve erkek bir an-
da kavgaya tutuşuyorlardı...
Koskoca bir kentin ışıkları sönmüştü...
Çiçek dıkenleri köreltip duran karanlık dalganın
sargacı, sanki sallanan kocateknenin kaygan öpü-
şünde inatçı aşka meydan okuyordu...
Erkek "Gitme" diyordu kadına. Korku, titreyen
aşk çeşidiydı. Kadın, ayakta duruyor, gözlerini kı-
sarak bakıyordu...
Gözlerinde bir giz yanıyordu el değmemiş!..
Arrtonio Machado'nun nefretı ve öfkesi donmuş
yıldızları anımsatıyordu...
Kuytu çan kulelerinde alabildiğine çalıyordu
çanlar. Kaybolmuş mevsimlerde o bilinen şarkılar
duyuluyordu...
Konstantinos Kavafis in Akdeniz akşamlann-
da, aynlık vakti gelıp çattığından koyu bir kader kap-
lıyordu ıçimızi...
Acaba ozu ve sevinci yaşamın anılan mıydı o sa-
atler?
Peki başını önüne eğen utangaç tavırtar ser-
gileyen bir kadın, çocuksu hıçkırıklarla ne anlatmak
istıyordu bizlere?
Bir öpüşün bıtkin tadı karşısında darmadağın
olmuştu kadın ve erkek!..
Uykusu sıcak kasabada Jose Gorostiza'nın
kadınları esmer yüzleriyle acıları kuşanıp, elmala-
rın süzülmüş suyunu yudumluyorlardı erkekleri
beklerken!..
• • •
Koskoca kentin ışıklan sönmüştü...
Kadın saçlartnın okyanusunda ıçli türkülehe,
her ulustan güçlu ınsanlarla, sonsuz sıcaklığın yan
gelip yattığı, uçsuz bucaksız gök üzerinde yarın-
ları düşünüyordu...
Kadın, "Gelecek için ne planlıyorsun" diyordu.
Erkek geleceğe ilişkin karannı vermişti. Gelecek,
takvim yapraklarında belirlenmezdi...
O anda gökyüzünden kopup gelen bir sevda
bulutu odanın ıçıne girdi...
Tartışma sürüyordu...
Kadın, "Sen bana güvenmiyorsun" dedi. Erkek
de "Sen bana" dıye cevap verdi...
Bir şiirdi kadının avuçlan içinde sakladığı...
Bir aşktı yüreğinin derinliğinden kopup gelen...
Kadın konuşuyordu:
"Ben bir başka erkekle bile sevişirken hep se-
ni düşledim..."
Erkek kızdı:
"Ne demek oluyor bu?"
Kadın:
"Siz erkekler hep birbirinize benziyorsunuz za-
ten. Bunu anlamanız için önce kadınları tanıma-
nız gerekir..."
Erkek gözünu tavandaki lambaya dikti...
Dedi ki:
"Bir başka erkekle sevişirken beni düşünüyor-
muş!.."
Kadın yerinden kalktı...
Kitaplığayöneldi...
Robert Desnos'un bir şiir kitabının sayfalannı
çevirmeye başladı...
Kadın erkeğin saçlannı okşarken "Sana deli gi-
bi tutkunum" dedi. Erkek yanrt verdi: "Bu tutku hep
sürsün isterim benimkisi gibi..."
Kadın gülümsedi:
"Sence aşk vahşi midir?"
Erkek:
"Galiba öyle!"
Kadın Desnos'un 'Peri Masalı' şiirini okumaya
koyuldu o anda:
"Çok eskıden günlerden bir gün
Seviyordu bir adam bir kadını
Çok eskiden günlerden bir gün
Seviyordu bir kadın bir adamı
Çok eskiden günlerden bir gün
Bir kadın ve bir adam
Sevmiyorlardı kendilerini seven kadını ve
adamı
Günlerden bir gün
Belki de bir tek gün
Bir kadın ve bir adam sevdiler birtiherini"
• • •
Erkek kadının yüzüne baktı...
Kadınsa, balkona çıktı...
Gökyüzünde yıldızlar buz kesmişti...
Kadının içinden hüzün bulutlan geçiyordu...
Dedi ki:
"Bu akşam benim yine ruhum üşüyor..."
Erkek, kadına seslendi:
"Ozaman balkonda durma, gelyanıma otur, saç-
lannı okşar, burnundan öper, ruhunu ısıtınm!.."
hikmet.cetinkaya « cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Hikmet ÇETİNKAYA
TROYA'dan İYONYA'ya
Mitolojik Aşklar Cografyası
Bir ayda 2. Basım
<r
Jüü4ft oe.
G ü n i z i Y a y ı n c ı l ı k
Tel: 0212-512 42 19 Faks: 512 11 72