14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA + CUMHURİYET 11 KASIM2001 PAZAR 12 PAZAR KOMJGU Emekli Büyükelçi Kostas Zepos, 11 Eylül saldırüarından sonra Türk-Yunan ilişkilerini değerlendirdi: ÖÖzgürlüğü sağlamalıyız 'Arap dünyası baskı altında' - Siz bir zamanlar Yunanistan 'ın BM Daimi Temsilcisi'ydiniz. Dolayısıyla ABD'dekidengeleriçokiyib'ûen bir diplomatsınız. Sizce ABD neden bu terörist saldınlara hedefoldu? - Bu konuda Washington'dan, aynca da Londra'dan pek çok açıkJama yapıldı. Açıklamalarda genellikle de, ABD ve Baölı ülkelere karşı, Filistin sorununun çözûlememesinden kaynaklanan büyük bir öfke ve hırsın kabardığı belırtıldi. Dolayısıyla da, onlarca yıl geçip bu konuda bir şey yapılmadığını gören Arap dünyasının aşın terörist gruplannı ve unsurlannı aşın şiddet ugulamaya özendirdıği söylendi.Böylece de gruplann Amerikan kapitalizmi ve Amerikan askeri gücünün simgelerine saldırdıklan ifade edildi. Bu görüş medeniyetler çatışmasına girme riskini taşır. Çûnkü Arap dünyasında, Batı'da biriken zenginliğin aslında kendi kaynaklanndan hortumlandığı inancı yerleşik. Ekonomik ve siyasi açıdan bakıldığında bu inanç kısmen doğrudur. Ama petrol üreten ülkelerin edindikleri muazzam zenginliğin sağladığı firsatlan kendi halklannın sosyal kalkınmalarında kullanamadıklan da bir gerçektir. Bütün bu görüşlerle yeniden bir tarüşma tuzağına yakalanma durumundayız. 'Pek çok masum insan ölecek1 - ABD, Afganistan 'a karşı savaş açü. Sizce bu savaşın ulusiararası meşru bir haklılığı var mı? - Şimdi karşımızda ulusiararası düzeyde yargı yetkilileri var. Ama onlar kendilerini sıradan polis düzeyine mi indiriyorlar? Bu harekâtlar acaba zekice, beceriklilikle ve adalet anlayışıyla mı yürûtülüyor, yoksa polisin bir suçluyu kovalaması manbğını mı taşıyor? Eğer polisin suçluyu kovalaması mantığından hareket ediliyorsa daha pek çok masum insan ölecek demektir. Cahil bir polis, bir bara girip içeride bir suçlu var zannıyla bardaki pek çok masum insanı silahını ateşleyerek öldürebilir. Bu harekâtlar böyle bir davTanışı mı sergjliyor? ABD, ömeğin Kâbirdeki patlamada pek çok sivilin ölmesinden duyulan üzüntüyü dile getirmişti. Peki, üzüntülerin ifadesini kabul edelim. Ama ölenleri de geri getirmez. Dileyelim de en kısa zamanda ABD önderliğindeki koalisyon gücü 11 Eylül olaylannın zanlılannı bulsun ve tutuklasın. - Afganistan operasyonundan sonra ABD 'nin, firsat bu firsattır diyerek Irak 'a da saldıracağı ve Saddam rejimini devirme planlan yaptığı haberleri yoğunlaştyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Böyle bir hareket çok yanhş ve akılsızca olur. Ben bunu, tslam Konferansı Zirvesi'nde alman kararlara saygı duyduğum için söylüyorum. Ama tabii dileyelim de, 11 Eylül saldınlannı düzenleyenlerin başka ülkelerde bağlantılan ortaya çıkmasın. Bu konuda somut kanıtlar ortaya çıkarsa o zaman ABD'nin, gerekli önlemleri almakta haklıhğı da belirlenir. Umanm, bu askeri harekâtlar başka ülkelere sıçramaz. TAVSANOGL U ve askeri koalisyon ortaklannm Afganistan 'a saldınları bütün hızıyla sürüyor. Biryandan lrak'ın da askeri harekâtların hedefı olacağı haberleri yoğunluk kazanıyor. Bütün bunlar olurken, 11 Eylül saldırılannm oriaya çıkaracağı yeni bir dünya düzeninin, bölgemizi ve Türkiye 'yle Yunanistan arasındaki ilişkileri nasıl etkileyeceği soruları soruluyor. Kıbrıs Rum yönetiminin AB kapısından kolaylıkla geçeceği kaygıları Ankara ve Lefkoşa 'nin kaygılarını aritınrken Ege 'nin sularında da belli bir serinleme olduğu gözleniyor. Özellikle 1999 depremlerinden sonra iyice sıcaklaşan PORTRE/ KOSTAS ZEPOS Emekli Büyükelçi 1931, Atina doğumlu. Yükseköğrenimini Grenoble ve Atina Üniversiteleri Hukuk Fakülteleri'nde tamamladı. Yunan Dışişleri Bakanhğı'na 1958'degirdL 1960-63 yıllarında Kıbrıs 'taki Yunan Büyükelçiliği'nde kâtip olarak çalıştu Daha sonra dörtyıl süreyle Londra Büyükelçiliği'ndegörevyaptu 1977-81 arası Dublin Büyükelçisi oldu. Atina'da merkeze dönünceKıbrıs ve Türkiye Dairesi başkanlıkları da dahil çeşitli önemli görevler üstlendL Türkiye ile Yunanistan arasındapatlak veren 1987Ege krizi sırasmda müsteşar yardımcısıydı. 1987-90 arası Yunanistan'ın BM Daimi Temsilciliği görevini yürüttü. 1990'da Dışişleri'nden istifa ettu 1991 'de Sol Ittifak Partisi 'ne katıldı. 1995-96 arası AB'nin Bosna-Hersek'teki ombudsmanı oldu. Son birkaç yıldır Türkiye-Yunanistan yakınlaşmasına katkılarda bulunan Türk- Yunan Forumu 'nun etkin üyelerinden. -11 Eylül'den sonra çok açık bir biçimde dünyadayeni bir düzen kuruluyor. Buyenidüzen sizce Türk-Yunan ilişkilerini ve dünyayı nasıl etkiler? KOSX\ ZEPOS - Düzen mi, yoksa düzensizlik mi demek da- ha doğru? Bu tepkim dünyanın bir kanşıklığa doğru sürüklene- ceği kaygısından kaynaklandı. Dünyada bellı standartlar. belli ya- şam düzenleri kuruldu. Dünyanın bazı yerlerinde bu standartlar daha yüksek. bazı yerlerinde de daha düşük kaldı. Bu yaşam bi- çimı özgürlük, kişilik haklanna, uygarlık, insanlık değerİenne say- gı biçiminde şekillendi. Bu yaşam biçınu, bu son gelışmelerle birlikte altüst olabılir, yok edılebüır. Kalkınmakta olan dünyada bu kriterlere ulaşma hedefı olduğunu biliyorum. Kalkınmakta olan dünyada insan haklanna saygı, özgürlüklere saygı ve hıç olmaz- sa bir mıktar refaha ulaşma özlemi vardır. 11 Eylül'de ışlenen o terör suçu bu saydığım kriterlere ulaşma eğilımini yok edebilir. Ama yine de ben iyimserim. Tehlikenin o kadar büyümeyeceği- ni ve bir şekilde bunu savuşturabileceğimizı düşünüyorum. Biraz önce saydığım yaşam kriterlen ve yaşam motifieri çer- çevesine Türk-Yunan ilişkilerini oturt- malıyız. Türk-Yunan halkının daha çok özgürlük sağlama, güven ve refahı sağ- lama perspektiflenni karşılayabilme- liyiz. Ama yine de ben ikili ilişkileri, dünya çapında önemli olan bu terör olayının önüne geçırmek niyetinde de- ğilim. Türk-Yunan ilişkilerine, bütün insanlığın yüz yüze olduğu bu sorun- dan daha fazla önem verme düşünce- si beni rahatsız ediyor. Her iki konu- nun da farklı boyutlan olduğu için ara- lannda kıyaslama yapmak istemiyorum. - Yunan tarafının yeni bir girişimi var. Yunanistan DışişleriBakanı Yor- go Papandreu üç büyük din arasın- da küresel bir diyalog açarak banşa, insanlığa katkıda bulunmayı amaç- lıyor. Buna TürkDışişleriBakanı Is- mail Cem 'den de destek geldiğini bi- liyoruz. Bu gelişmeyi nasıl değerien- diriyorsunuz? - Bu çok olumlu bir girişim. însan- lann yaşamlannda dinin önemini bi- lenler, hatta ateler de bu girişimi mem- nunlukla karşılayacaklardır. Çünkü 11 EylüTün olaylan dinler, uygarlıklar arasında bir çatışma bulunduğu izlenimini uyandır- dı ki bu izlenim çok yanlış. Bu da büyük dinlerin temsilcilerinin kendi kültürleri, kendi dünyalannda neler yaptıklan. neleri ba- şardıklannı anlatmalan gerekliliğini doğurmuştur. Bunun bütün dünya tarafindan da açıklıkla bilinmesi yararlı olacaktır. Bu din- ler, biraz farklı söylemler, felsefı çözümlemelerle aynı sonuca ula- şıyorlar. Dediğim gibi daha farklı bir düşünce biçimiyle bütün bu dinler ınsaıüığın mutluluğu, refahı, güvenhği ve özgürlükle- rine saygı konusunda hemfüdrler. Bu farkh dinlerin temsücileri olan dın adamlannın, ortak bir değerler paydasında kendilerini bağlamalannm zamanı geldi. - Bu sö'zlerinizden Amerikalı düşünür Samuel Huntington 'ın "Medeniyetlenn Çatışması" kuramına katılmadığınız mı an- laşılmalı? - Evet. Aynen öyle. Neyse ki onun bu kuramına katılmayan sa- dece ben değüim. Benim gibi pek çok kişi buna hiç inanmıyor. Ben Müslüman, Hıristıyan, Musevi, Budist yazarların bu yapay farklılaştırmayı reddeden yazılannı okudum. - Huntington 'ın makalesi ve o makaleden yola çıkarak ha- zırladığı kitabının oldukça tepeden bakan, burnu büyük, dik- te edici bir tavır içindeyazıldığı görüşüne katılıyor musunuz? - Tamamıyla katılıyorum. Aslında dünyadaki kültürler ve dinlenn tarifİerini yapması, değer unsurlannı vermesi bakımın- dan da yararlıydı. Ama vardığı sonuçlar tamamıyla yanlıştı. Ör- neğin, hem iyi bir Müslüman olabilirsiniz hem de çok çağdaş bir dünyada yaşayabilırsiniz. Benım Müslüman olan Arap dost- larım var. Dinlerine bağlılar. Ama herhangi bir ate, ya da bir Hıristiyan kadar da dünyaya açık çağdaş beyinleri var. Ben dı- ni inançlanmda dogmatik, yobaz değilim. Ama inançlarımdan, dinimin bana verdiği ruhsal zenginlikten hoşnurum. Bir Müs- lümanın ya da bir Yahudinin de kendi dininin öğretilerinin ona verdiği ruhsal zenginlikten hoşnut olduğundan da hiç kuşkum yok. Dolayısıyla da bütün dinlerin paylaşnklan değerlere doğ- ru insanlann arasında bir birleşme eğilimi olduğunu gözlüyo- rum. Ama bu birleşme eğilimi farkh biçimlerde kendini göste- riyor. - Her iki ülkede de bir endişe var. Yakın bir gelecekte ikili ilişkilerde yeniden olumsuz bir hava eseceği spekülasyonları yapûıyor. Sizbu konuda nasûbirdeğerlendirmeyapacaksınız? - Siz çok deneyimli bir gazetecisiniz. Siyasi kaygılannızı di- le getirmede de çok dikkatli, temkinli davranıyorsunuz. Şöyle ki, bu soruyu bana sorarken ya da aynı soru benimle birlikte başkalanna yöneltilirken iki tarafta da hareketlilik eksikliğin- den doğan bir sabırsızlık sezinliyorum. Gazeteciler de sıradan insanlar gibi sabrrsızlar. Her gün yeni bir gelişme olsun, yaşa- mın her saniyesinde gözle görülür hareketlilik olsun istiyorlar. Bir diplomat ya da benzer bir meslekten olan ise çok yavaş bir hareketlilik bile gözlese bunu değerlendirebıliyor. Son iki yıl- dır, iki Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Yorgo Papandreu yeni bir ışbirhği ve anlayış zemini yarattıklarından beri yakınlaşma süreci hızlanmıştı. Son zamanlarda bu süreçte bir yavaşlama mey- Ankara-Atina ilişkileriyeniden buzlanma dönemine girebilir mi? ABD 'nin Afganistan daki harekâtı ne olur? Bunun ardından Irak'a saldırıp Saddam rejimini devirir mi? Bütün bunları, ABD 'nin dengelerini çok iyi bilen Yunan diplomat, Emekli Büyükelçi Kostas Zepos 'la konuştuk. Zepos, emekli olmasına karşın hâlâ Türk-Yunan halklannın yakınlaşması için çaba harcayan sivil toplum kuruluşu Türk-Yunan Forumu 'nun etkin üyelerinden. 11 Eylül'den sonra dünyanın yeni bir düzene doğru gitmeyeceğini, aksine bir düzensizliğe sürüklenebileceğini söyleyen Zepos, "Türkiye'yle Yunanistan arasındaki işbirliği alanlarında çalısmalar artarak sürüyor " dedi. Zepos, Afganistan konusunda da ABD 'ye, sivil halka daha fazla zarar vermeden harekâtı bir an önce bitirmesi mesajını verdi. dana gelmesi, kimilerinde bunun durduğu biçiminde yanlış dü- şünceler oluşmasına yol açtı. Bu düşünceler tümüyle gerçek dı- şıdır. iki ülke, daha az gözle görülür biçimde işbirlıklerini sür- dürmektedırler. - Bu konuda somut bir örnek verir misiniz? - Örneğin bir yılı aşkın bir zaman önce iki ülke arasında va- nlan dokuz ortak anlaşma var. Bu anlaşmalar iki ülke parlamen- tolannın onayından da geçti. Dolayısıyla da bu anlaşmalar yü- rürlükte. Burîlann tam anlamıyla hayata geçebilmeleri için iki- li bir uzmanlar grubu çalışıyor. Burada hiç kimse gösteriş yap- mıyor. Zaten bu çalışmalarda da gösterişe. elaleme duyurmak için davul zurna çalmaya da gerek yok. Turizm, çevTe, ticaret, kültür, eğitim alanlarında işbirliği hızla sürüyor. Ben, ilişkile- rimizın gelişmesinde bir duraklama olduğu düşüncesine kesın- likle katılmıyorum. Böyle bir tehlike olabileceğinı de düşün- müyorum. Ama 11 Eylül'den sonra Ankara'dan yapılan, özel- likle Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan bazı açıklamalar beni kaygılandırdı Yine de Yunanistan hemen. bu açıklama- larda öne sürülen görüşleri geçmişte olduğu gibi reddettı. - Ne gibi açıklamalardı bunlar? - Örneğin, Yunanistan ve Kıbns'ta (Kıbns Rum kesimi) kara para aklama faahyetlerinin yeniden tespit edildiği gi- bi açıklamalar... Bunlar, hıçbir zaman kamtlanamamış ıddialardı ve bu iddı- alar yeniden gündeme getiriliyor. 11 Ey- lül olaylanndan sonra ortaya çıkan ve sizin de değindiğiniz gerginlik, garip ve üretken olmayan bir tavırla sömü- rühnek isteniyor kanısındayım. Abdullah Öcalan konusu - Ama burada size, Yunanistan 'da Abdullah Öcalan'ın kaçmlmasına yardımcı olan AlbayNakzakis 'in du- ruşmasının sürdüğünü hatuiatmakis- terim... - Evet, olabüir. Ben bu duruşmayı hiç izlemedim. llgüenmedim. O davayla adalet ilgileniyor, nasılsa... Öcalan'ın Yunanistan'dan gızlıce kaçınlmasma yardımcı olan kişiler hakkında Parlamento Soruşturma Komis- yonu soruşturma açmış ve bazı kişilerın de bu işe kanştıklannı tespit etmişti. Adalet yerini bulacaktır. - Kıbns Rum yönetimi, Ankara 'nm kara para aklama suç- lamalannm hemen ardından KKTC ve Denktaş yönetimini, "Esas kara para aklayan onlardır" sözleriyle suçladılar... - Ben bu işlerın ayrıntısına girecek değilim. Ama Kıbns (Rum yönetimi) hükümetinin bu suçlamalara karşı gayet kategorık bir dille yalanlamalar yaptığını bihyorum. îşgal altındaki KıbnsTa (KKTC) ilgili ne tür açıklamalar yap- tıklannı bilmiyorum. Öte yandan. bu dehşet vericı 11 Eylül sal- dınlannı düzenleyen teröristlerden oluşan grubun dünyanın eko- nomik başkentlerinde de yuvalandıklan belli. Buralardan da hem harekât hem parasal destek aldıklan bilinirken bırdenbire Kıb- ns'taki (Rum yönetimi) birtakım off-shore şirketlerden. burada kara para aklandığından söz ediliyor. Konumuz bu değıl ki. Ko- numuz, neyi konuştuğumuzdur. CHP İL KADIN KOLLARI'NDAN KONFERANS Ilımlıİslam desteklendi tstanbul Haber Senisi - Marmara Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Başkam Prof.Dr. Nilüfer Narn, Türkiye'de dinci odaklarm Islami temellere dayalı bir devlet kurma anlayışmdan sapmadıklan sürece sistemin içinde oknamalan gerektiğini sövledi. CHP Istanbul îl Kadm Kollan tarafindan Atatürk'ün 63. yıldönümü nedeniyle "Atatürk, Laiklik ve Kaduı Haklan" konulu bir konferans düzenlendi. CHP İstanbul II Merkezi'ndeki CHP istanbul II Kadın Kollan Başkam Döndii Babacan'm yönettiği konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Narlı, birçok tslam ülkesinde araştu-malar yaptığmı belirterek "Onlarm sorunlamla bizim sorunlanmız farklı. Türkiye, laik ve demokratik bir ülke ve bu ülkeler için de iyi bir model" diye konuştu. 1950'lerde olumlu demokratikleşme hareketlerine karşın tslamcı gruplann yeraltmda faaliyetlerini sürdürüp Demokrat Parti ile ittifaklar yaparak geliştiğini anlatan Narlı, Islamcılann 1961 Anayasasf ndanki örgütlenme haklannı da çok iyi kullandıklannı kaydetti. Narlı, 1982 Anayasası ile birlikte toplanma ve ifade etme özgürlüklennde gerilemeler olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: "Bölücülük ve aşın solculuğa karşı panzehir olarak da ıhmta ve tslamcı bir anlayış sistemce desteklendi. 1983 ANAP'la birlikte liberal ekonomik model söz konusu oldu. Devletçi anlayıştan liberal modele geçişle birlikte reel ücretkrde düşüş, gelir dağılınunda uçurumlar artti ve işsizük de aldı başını gitti. Sos>o-ekonomik bölünmeler artü. Bu noktada eğitime daha fazla önem verilmeli. Marjinal gruplann ve kent yoksuDannm sorunlan araştınlmalı. Çünkü çaresiz ve aç insan her türlü radikal e>1eme girebilir." Doğan: Herkesi birlik olmaya çağınyoruz Atatürk'ün 63. ölüm >ıklönümü dolayısryla Cem Vakn'nda duzenlenen etkirdikte Cem Vakfi Başkam İzzettin Doğan, Türkhe'nin bugün geldiği noktadan rahatsıznk duyduğunu belirterek "Herkesi Pir Sultan'm, Mevlana'nın çağnsma uyarak birlik obnaya çağmyorunr dedL Atatürk'ün Türid>« Cumhurtveti'ni kurarken iki önemli hususa dikkat errjğini ve ülkeyi bunlar üzerine oturttuğumı vıu^ulayan Doğan, " Bunlar laisizm ve cumhuriyetçüıktir. Ancak şu an her ikisini de görmek mümkün değü" dedL Laisizm ilkesini ayakta rutabilmek için kurulan Diyanet İşlerinde gereksiz yere yüz binlerce insanm banndmlmasmm yanmda, sadece Sünni mezhebini temsil etmesi sebebi>1e kurumun, İslam âkminin bürünlüğünü bozduğunu söyleyen Doğan, "Ozeflikle 1%5'lerden sonra laiklik ilkesi sekteye uğramışür. İslam ülkelerinde eğer dnı işleri>1e devlet işleri birbirinden aynlmazsa A\Tupah devlerJerle rekabet etmek imkânsızlasır" dedL Günümüzde irticanuı riirn çıplakhğryla gözler önünde olduğunu sözlerine eldeyen Doğan, yurttaşlar arasmda inanç aynmının yapıküğuu, gereksiz vüzlerce imam hatip üsesi ve Kuran kursu açıküğuu da \ urgula> arak Divanet İsleri'nin tamamıyla Kemanst görüşlerden uzaklaşüğuıı öne sürdü. Açıhş konuşmasuun ardmdan Galata Mevle\ihanesi'nden Çağdaş Me>1ana Aşıklan Grubu'nun Tasavvuf Musiki dinletisi gerçekleştiriktL Ardmdan da yine Galata Mevlevihanesfnden bir grup, semah gösterisi sundu. Halk ozanmm deyişJeriyk toplanü sona erdl (Fotoğraf: GÜL SÜLÜN)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle