Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 EKİM2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ
Değişenbirdünyada
İŞÇİSINIFI
Hangi Devrimi
KimlerYapacak^
S E R V E R T A N I L L
M
arx ve Engeb'in 1848'de
yayımladıklan Komünist
Parti Bildirisi. kapitaliz-
min yıkılmaya mahkûm olduğunu
söylerken, onu yıkma görevini de
başta işçi sınıfına verir; yeni dûzeni,
sosyalizmi proletarya» kuracaktır.
Bugün de geçerlı mi bu saptama?
Bır görüş. ışçı sınıfının, ücretle ça-
lışanlar arasında artık üstün durum-
da olmadığını, gelecekte ise hiç ol-
mayacağını savunuyor: ona göre si-
yasal ve sosyal değişımler, "toplu-
mun bütünûyle'' ve o "bütûn 1901"
düşünülmelidir.
Konu, lehte ve aleyhte tartışmala-
ra yol açmış halde.
İşçi sınıfının ve emefiln
bunalımı
A ncak. tartışmayasononluyılla-
/ l nn şu pek önemli olgusundan
kalkarak girmeli: Özellikle de
1970'lerin ortasından beri, emek
dünyası bir bunalımı yaşıyor. İşçi sı-
nıfının ortaya çıkıp eyleme geçişin-
den bu yana belki en keskin olanıdır
o. Ne var ki, söz konusu bunalımın
temellerini anlamak da pek karma-
şıktır; çünkü. aynı dönemde, bırbi-
rinden oldukça farklı derın dönü-
şümler emek dünyasını, giderek
emekçi ve sendikal hareketi alabıl-
diğine etkiledi.
Göze ilk çarpan. hiç kuşkusuz ser-
mayenin yapısal bunalımı oldu ve
özellikle 70'1i yıllardan başlayarak
kapitalist ekonomileri bütünlüğüne
sarstı. Bu bunalım, başka sonuçlann
yanı sıra, en başta sermayeyi, dev
boyutlarda yeni bir yapılanmaya gö-
türdü. Emek dünyasını derinliğine
çarpan. önce budur.
İşçi hareketinde geriye çekilişin
bir ikinci nedeni, Sovyetler Birli-
ği'nın ve Doğu Avrupa'daki yapının
çöküşü oldu. Bu yıkılışla beraber, e-
mek dünyasında, yanlış da olsa *sos-
yatizmin sonu" düşüncesi yayılma-
ya başlar. Söz konusu çökiüş, uzun
vadede düşünüldüğünde, hiç kuşku-
suz olumlu öğeler taşır; çünkü, yeni
tipte bir sosyalist tasannın, bütünüy-
le yeni temeller üzennde ele alın-
ması ımkânını yaratmıştır: bu yeni
tasan, aynca "tek bir ülkede sosya-
lizm" tezinı. bu Stalınci tezi redde-
derken, Manc'ın kaleminde dile ge-
len temel öğeleri de göz önünde tut-
manın kapısını açmış bulunuyor.
Ne var ki, daha da yakın bir plan-
da, emekçi sınıfının ve işçi hareke-
tinin önemli fraksiyonlan, bu rejim-
lerin yıkılışını "sosyalizmin sonıT
olarak da gördüler; yerleşikdüzenin
meddahlanna göre ise, bu, Marksiz-
min de sonu idi. Dahası var: Hiç de
yerinde olmayan bir adlandınşla
"sosyaHst Wok"un çöküşüyle, önde
gelen kapitalist ülkeler, emekçilerin
sosyal hak ve kazanımlannı hoyrat-
çatasfiyeye giriştiler. Böylece. 80'li
yılların sonunda, Sovyetler Birli-
ği'nin ve Doğu Avrupa rejimlerinin
yıkılışı, işçi sınıfına büyük bir dar-
be vurdu.
Öte yandan, bir başka siyasal ve
ideolojik sürece tanık olduk: O da
sol'un, eylemini sermaye düzenine
tabi kılarak sosyal demokratlaşması
idi. Bu "sosyal demokrat uyuşma",
sendikal ve siyasal sol'u alabildiği-
ne sarstı ve emekçi sınıfın içınde ka-
çınılmaz yankılara yol açtı.
Çökertilen "sosyal devlet'
1
u olurken şu da oldu: 70'li yıl-
lann sonlanndan başlayarak
yeni liberalizmin dev adımlarla ya-
yıhşı ve sosyal devletin (wetfaresta-
te) derin bunalımı, bizzat sosyal de-
mokrasirün gerileyiş sürecini başlat-
tı; onun müdahale biçimi, artık yeni
liberal yöntemlere
yaklaşmıştır.
Kapitalist ülke-
lerde siyasal eyle-
me yön verenler
ise bu yöntemler-
dir: Istenenler de,
sanayide yeni ya-
pılanmalar, hızla
özelleştirmeler,
devletin ağırlığı-
nın azalışı, serma-
yenin dünya ça-
pındaki örgütle-
riyle (örneğin
Milletlararası Pa-
ra Fonu ve Dünya
Bankası) eşza-
manlı olarak malî
ve parasal politi-
kalar kabul etme,
emekçilerin sos-
yal haklannı par-
çalayıp yok etme,
sol sendikacılığa
karşı mücadele,
"postmodern" bır
kültür adına aşırı
bır sübjektıvizm
ve bireyciliğı pro-
paganda etme, son
olarak da serma-
yenin değerleri ve
çıkarlanna zıt bü-
tün sosyalist öne-
riler karşısında
doğrudan düş-
manlık, vb.
Sermaye, "yapı-
sal bunahmı
rı
na
yanıt diye, -Tor-
dizm'den Toyotiz-
me geçiş" dıye ad-
landınlan- bizzat
üretim yöntemine
ilişkın değişildik-
leri yoğunlaştıra-
rak yanıt vermeye
çalıştı.
Böylece, emek-
çi sınıf daha par-
çalanmış, çeşit-
lenmiş ve karma-
şıklaşmıştır. Bu sı-
nıf, bir yandan,
demir-çelik sana-
yisinde olduğu gi-
bi birçok sektör-
lerde daha kalifi-
ye ohnuş; bir yan-
dan da, birçok
sektörde kalifiye
olmaktan çıkmış
ve iğretileşmiştir.
Bu değişiklikler,
eskiden olduğun-
dan daha fazla farklılaştırmıştır
emekçilerin oluşturduğu bir sınıfı.
Isçl sınıfına düsen...
n ununla beraber, günümüzde, -
Jj Habermas, Gorz ve Ofife gibi-
"işçi sınıûnın asıl rolünun bittiğiııi''
söyleyenlerin tersine, XX. yüzyıldan
XXI. yüzyıla geçtiğimız şu tarih ke-
sitıhde, "emeğiyle yaşayan sınıfın
başta gelen çabası, çeşitli emek ke-
simleri arasında mevcut "bir sınıftan
ohnamn" bağlannı saglamlaştırmak
olmalı. Söz konusu olan, mübadele
değerlennin yaratılışında temel bir
rol oynayan emek kesımleriyle; üre-
tım eyleminde kenarda kalmış ama
iğreri koşullar yüzünden sermayeye
ve onun sosyalizasyondan soyutla-
nan biçimlerine potansiyel olarak di-
renip karşı koyan kesimler arasında
bağlan örmektir.
Bu iki ücretli kesim arasındaki
bağlan kurup güçlendirmek, bugün,
dünya çapındaki yapısal işsizliğe
karşı çıkmak ve çağımızdaki kapita-
lizmin yıkıcı ve zararlı niteliğini -da-
ha da açık biçimde- gün ışığına çı-
karmak için zorunludur. Böylece, e-
mek dünyasını çarpan bunalımın ge-
rektiği biçimde anlaşılması, işçi ha-
reketini doğrudan etkileyen bu deği-
şikliklere bir bütün olarak bakmak-
tan geçıyor. Söz konusu değişiklik-
leri anlamak ise, bir yüzyıl bitip bir
yenisi başlarken karşımıza dikilen
güçlükleri göğüslemek için bir sınıf-
sal tasan hazırlamakta mutlak bir ön-
celiğe sahip.
— *•- ryf' f
Yeni
liberalizmin
maskesl
Feni libera-
lizm, bunlan
yaparken yüzüne
"Uerici" ve "mo-
dem" bir maske
geçirmeyi de ba-
şarmıştır. Geçmiş-
te sosyalist söy-
lemde "sol" ve
"ilerid" terimleri
-en azmdan po-
tansiyel olarâk-
eşanlamlı ohnuş-
lardır. Ilerleme
fikri modern bi-
lince egemen ol-
muş ve sol ideolo-
jivepratik,bufik-
rin en tutarlı ifade-
si olarak karşılan-
mıştır. Oysa,
1980'lerin ortala-
nndan başlayarak,
bütün bunlar kö-
kunden değişikli-
ğe uğramıştır; X-
IX. yüzyıldan be-
riilkkez,burjuva-
zi, "saldırgan bir
ideokrfjr ile do-
nanmıştır: Yineli-
beralizm, mo-
dernleştirme ve
dinamizme yar-
dımcı bir güç ola-
rak kendisini sun-
mayı başarmış; iş-
çileri, solu ve sen-
dikalan tutucu-
lukla, teknik iler-
lemeye düşman-
lıkla ve geleceği -
anlık yararlar adı-
na- feda etmekle
suçlamıştır. Bu
olurken, ilerleme
fıkrine güven de
sarsılmıştır. An-
cak, bir gerçek de
şu ki, yeni libera-
lizmin terkisine
aldığı teknik dö-
nüşümler, "özgür
yaraüşm ekono-
mia''ni değil, u-
cuz emek gücü-
nün ekonomisini
doğurmuştur. Sö-
mürünün yoğun-
luğu artmıştır. Ça-
lışanlann patron-
lanna bağîmlılığı
büyümüş ve üc-
retler azalmıştır; yahıız gelişmekte
olan ülkelerle eski komünist devlet-
lerde değil, 90'lı yıllann ortasından
başlayarak çoğu Batılı ülkelerde olan
budur. Şunu da söylemeli: Kapita-
lizm, bir dünya sistemi niteliğini art-
tırdığı ölçüde, kaçuııhnaz olarak da-
ha sert ve daha kaygısız oluyor.
çetln sorular...
Fukuyama'nın ortaya attığı u
ist-
rihin sonu"ndan sonra, tarih ye-
nıden başlar. Çetin bir soru da soru-
lur: Geçerliğıni yitiren asıl kimdir?
Sosyal devletin ölümünün arkasın-
dan, dünya daha adil, daha özgür de-
ğildir; üstelik, yurttaşlannözgürlük-
leri en azından önemli bir güvence-
den yoksun kalmıştır. Öte yandan,
bir görünende şu: Sol'dan insanlar,
yeni dünya düzeninin kötülüklerine
karşı çıksalar da, muhalefetlerini
kendı ideolojüeriyle yapmazlar. Şöy-
le sesler yükselmeye başlar: "Sol şu-
nu bilmelidir ki. bir devrim adına ha-
reket eden Marksist tasan ölmüştür.
Kuşkusuz devrimkr olacak, ama
Marksist geleneğin sosyalist devrim-
leri değildir onlar. Yeni KberaBzme
karşı tek seçenek vardır: Tabandald
ihtiyaçfauı dik getiren kendiüginden
hareketkr!" Daha adil yeni bır top-
lum, "dünyanın çeşitli ulusal, etnik
ve kültüreJ harekederinin bir kanşı-
mından çıkmak gerekir"
Bu hareketlerden çoğu -düpedüz-
genci bir nitelik taşısalar da, sol'dan
insanlar onlan mahkûm edecek gü-
cü kendilerinde bulamazlar; çünkü,
bizzat sol, moral ve psikolojik diren-
cini yitirmiştir. Sosyalizmin gelenek-
sel ilkeleri oünadan, sol'un ilericı
olanla gerici olanı belırlemede açık
ve belli ölçütleri olamazdı ve öyle
olunca da. altüst olmuş bir dünyada
"ulusaL etnik ve küMrel" hareketle-
rin rolü üstüne cıddi bir çözümleme-
ye gidemezdi. Yukanda belirttiğimız
türden fîküier şöyle ya da böyle kök-
leşinceye kadar, açıktır ki, bir yandan
yeni liberalizmin saldınlanna taham-
mül edilecek, bir yandan da etnik ha-
reketler desteklenecekti; bu arada,
ilk firsatta Uluslararası Para Fonu ve
Dünya Bankası ile temas kurmak
için çalışılacaktı.
Hatırlatmak da gerekir: 1905 ve
1917 Rus devrimlerini yapmış olan
kitleler de Marksist fıkirlerden esin-
lenmemışlerdi. insanlar, Bolşevik-
leri izlediler: Lenin'le Trotsky sos-
yalizm üzerine çaplı bir kuram ge-
liştirdikleri için değil, Bolşevikler
banş, toprak ve sosyal adalet dıye
belli hedefler ortaya koyduklan için!
Önemli olan ideolojik kadar somut
bir programdır da. BolşevikleT, kit-
lelerin çıkarlannı dile getirmeseler-
di; Marksist olmasalar ve devrimci
süreçle sınıf mücadelesinin dinami-
ğini -olağanüstü bir sezişle- yakala-
masalardı, kuşkusuz her şey farklı
olurdu.
Baskıya karşı mücadeleye "yeni
birtophım" adına mücadele eşlik et-
medikçe, başansızlık kaçuuknazdn-.
En kötü olam ise şudur Kitlelerin
bilincinde ilerici ütopyalan itibar-
dan düşürmek, onlann yerini gerici
ütopyalann ahnasına götürür. Açık
bir hedef olmazsa ne strateji hazn--
lanabilir, ne de taktik!
"Yeni bir tophun" nasıl yaratıla-
caktır?
YARIN: "DEVRİM" DEYİNCE
NE ANLAŞILMALI?
Galeri • Sergi
w w w p
11. İSİA.NBLL SANA1 FLAR1 '
r a r e
ISTANBUL ART FAIR
Nadia ARDİTTİ
Moiz BENEIRA
Zenin BÖLÜKBAŞI
Robert di CREDİCO
CıhltGÜRAYDIN
Zeynep SAN
Tûrfcan TORUMTAY
TÛYAP ISTANBUL ŞERGİ SARAYI
TEPeBAşTClSTKAT
galeri BİNYIL
FERRUHBAŞAGA
MEHMETGÜLER
ŞÜKRÜKARAKUŞ
ZEKAÎORMANCI
ISTANBUL SANAT FUAAl
arfstISTANBUL ART FA1R
OCTOBER / 9-14 / EKİM 2001
njTAf isTtma s»c! s»wıı rcrEMjı
TtiTV KIMUL tJOUimol HİM1 TIFtUjl
11MEHMETGÜLER
Kitap iınza gûnü
9EkunSaaLİ5.00
IİODİ
sanat
MUHSİNKUT
Resim
JAÇKIE
TENGİZNAN
Hekyel
8- 14Eldm2001
TUYAP ISTANBUL SERGİ SARAYI
TEPEBAŞI - ALT KAT
İSMAİL
BİRETRENG-İ AHENK SERGİSİ
1 - 27 EKİM 2001
Galenmız Pazar Dıştnda Hergun
10 00-19 00 Arası Açıktır
Mûzhetlye Cd. No.36 BEŞİKTAŞ - İST.
Td: 227 86 40-227 03 28
KARSU TEKSTİL GALERİSİ
ORHAN TAYLAN
9- 14 EKİM 2001
Gazetecitef Sitesi Yazariar Sk. No26 80300 Esentspe / ISTANBUL
T * (212) 2 M 83 »9 / Ftüt: (0218) W7 H 44 www.ga«ery«lurau.cam.lr
PtŞMANLIKLAR, HAYALLER, DEĞİŞEN GÖKLER
23 EYLÜL - 27 EKİM 2001
HALUK AKAKÇE
BERKANT AKSOY
KUTLUĞ ATAMAN
SAMİ BAYDAR
ERİM BAYRI
LUKAS DUWENHÖGGER
AYDAN MURTEZAOĞLU
FÜSUN ONUR
EBRU ÖZSEÇEN
AHMET SOYSAL
MURAT ŞAHtNLER
MORÜVVET TÜRKYILMAZ
KÜRATÖR: N. FULYA ERDEMCI
tstlklal Cad. EUuunn Pua|ı 258/203 Bryoğlo tstanbul 0212 245 15 OS lnfoekani.com
GÖRÜŞ
MUZAFFER TUNÇAG •
Inşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı ',
Alganistan'dan
Çıkarılacak Dersler
New York'taki ikiz kuleleri ve Pentagon'u tah-
rip eden saldınlardan sonra, ABD başkanı'nın Af-
ganistan'ı hedef alması, uluslararası siyasetin ne
denli oynak bir zeminde hareket ettiğini göstern
yor. ABD, düne kadar beslediği Taleban'ı duşmart
ilan etmekte tereddüt etmiyor, Amerikan halkının
büyük çoğunluğu da bu ikıyüzlü siyasete aldırma-!
dan savaş çığlıklarını destekliyor.
ABD'deki bu değişimi olağan karşılamak gere*
kiyor. Dünya hâkimiyetini hedefleyen girişimlerinT
de büyük devletler için her şey geçerlidir. Dünya*
nın bu bölgesinde de hedef, Afganistan ve Pakis»
tan üzerinden Orta Asya petrollerinin ve diğer de-
ğerli hammaddelerin sıcak denizlere ulaştınlma-
sıdır. Yakın geçmişte ve günümüzde ABD ile Sov-
yet (bugün Rusya) yönetimi arasındaki çekişmeT
nin maddi temeli budur.
Dış güçlerin iç desteği :
Yerli destekçiler, büyük devletlerin herhangi bir,
bölgede hegemonyalarını pekiştirmekte olmazsa
olmaz öğelerdir. 1978'de Moskova'dan Afganis-
tan'a bir gecede getirilen Babrak Karmal gibile-'
ri ile Amerikan'ın Pakistan'ı kullanarak yarattığf
Taleban, dış güçlere hizmet için yetiştirilmiş kişi
ve örgütlerdir.
Tüm bunlardan çıkarılması gereken önemli
ders, dış güçlere bel bağlayarak bir yere vanla-
mayacağı, ne denli iyi niyerli olunursa olunsun, so-
nunda ülkeye zarar verileceğidir. Afganistan'da
da böyle olmuştur. Sovyetler Birliği'ne dayanaral^
Devlet Başkanı Davut'u 1978 yılında darbe ile yı-
karak iktidara gelen Muhammed Taraki, Hanzul-
lah Amin ve Babrak Karmal liderliği, 1979 yılı so-
nunda kapılan Sovyet birliklerine açmıştır. Sovyet-,
ler'ın Afganistan'a bilfiil girmesiyle de bugünkiî
gelişmelerin önü açılmış, ABD de Sovyetler'e kar--
şı Pakistan'da "mücahit" yetiştirmeye başlamış?
tır. Böylece, dışarıdan kurtarıcı beklemek hevesi
bir kere daha emperyalizmin işine yaramıştır.
Türkiye için dersler '
Tüm bu gelişmelerden Türkiye için ders çıkar^
mamız gerekmektedir. Geçmişte ülkemizde dq
bazı devrımcilerin ve darbecilerin dışarıdan, Sov-
yetler'den gelecek bir destekle Türkiye'de düzen
değiştirmeyi beklediklerini biliyoruz. Bu beklenti-
nin gerçekleşmemesinin bizler için hayırlı olduğu-
nu, dünyadaki benzer gelişmelere bakarak söy-ı
leyebiliriz.
Ancak günümüzde de Kürt milliyetçi hareketi-
nin bir kısmında ve bazı "sivil toplum" örgütlerin-;
de benzeri beklentilerin sürdügünü gözlemliyoruzJ
Kürt hareketi adına ABD Cumhurbaşkanı'na mek-
tup yazıp yardım istenmesi, bazı "sivil toplum"ör-
güt temsilcilerinin ABD Dışişleri Bakan Yardımcı-
sı S. Talbott ile Ankara'daki ABD Büyükelçili-^
ği'nde gizlice görüşüp Türkiye'yi şikâyet etmeleıl
ri, Almanya Savunma Bakanı'ndan Türkiye'yö
ambargo istemleri, yine bazı "sivil toplum" örgüt^
lerinin AB ve ABD kaynaklı "<5rgüf/er"den beslen-
meleri, (Bunun içine Fethullahçılan da katabilirsi-5
niz) dışandan kurtuluş beklentilerine bazı örnek
j
lerdir. ^
Irak'a müdahale mi?
Özellikle Kürt milliyetçisi hareketlerin dış ilişki-
lerinde bölgenin geleceği için çok dikkatli olma-
lan gerekmektedir. Saddam'ın Kuveyt'i işgalindeıt
bırkaç gün önce, ABD'nin Bağdat'taki bayan bü-
yükelçisınin, "Bu Irak'ın iç sorunudur, bizj ilgilen-,
dirmez" dediğini anımsatınm.
ABD'de iktidariar üzerinde etkili bir köşe yaza-
rı olan W. Safire'in 24 Eylül tarihli New York Tl-
mes gazetesindeki yazısı da dikkatli bir şekilde(
inelenmelidir. Safire. Ladin'in adamlannın Kuzey
Irak'ta Saddam tarafından yetiştirildiğini savlaya-
rak Irak'ı hedef göstermektedir. ABD'nin, bu ba-^
hane ile Kürtleri de kullanıp Kuzey Irak'tan Sad-
dam'ı devirmek üzere girişeceği harekâtın ülke-
mize nelere mal olacağını söylemeye bile gerek
yok. Geçmiş on yılda bölgede ortaya çıkan olu-
şumlara ve neler yitirdiğimize bakmak yeterli.
Bu nedenle, siyasi iktidar, halkın büyük çoğun-'
luğunun ABD'nin körüklediği bir savaşı destekle-.
mediğini de göz önüne alarak ülkemizi yeni serü-
venlerden korumah, buna uygun olarak bölge ül-
keleriyle iyi ilişkilerini geliştirmelidir.
Son söz de ABD ve AB destekçilerine. ÇıkacaK
bir savaştan kimse kârlı çıkmayacaktır. Bunun ai-
tında tıpkı Afganistan'da olduğu gibi hepimiz ka-
lınz. Sizleri özel olarak kurtarmaya gelen olmaz,
sizi yainızca kullanan olur. Bunu aklınızdan çıkar-
mayın. \
KÜLTÜR • SANAT
tıycrtrooyunevı0212 2516060 www.tiyatrooyunevi.com
N.V.GOGOL
YÖNETEN MaUr Göntiny SAHNE TASARIM] daadc Uon IŞDC YûfacJ Aynm
OYUNaiAR. iCTtnt Ökttm, Hatan MITU. Ayçı Dtmgaa, Alptr DenJk^o,
Ecc Erojhı, ETTCT Yma, EHf Opgm, AB Öanen, tUUr Gjnfiray
12 Ekim Cuma Saat: 20.30 /13 Ekim Cumartesi Saat: 18.30
İBHetlerglşedc.
I Rezervasyon: 0212 254 96 96
İİSM2.KAT
I TarUbMi Bulvan Ns: 120-122, B«yojlu
EFES PUsen'üıkültüıvesanatakatkılanaıtaraksüıecek.
İlanlarınız İçin (0212) 293 89 78 perareklam@superonline com perareklam@perareklam.com.tr