18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM2001 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA DİZİ Değişenbirdünyada İŞÇİSINIFI Hangi Devrimi KimlerYapacak^ S E R V E R T A N I L L M arx ve Engeb'in 1848'de yayımladıklan Komünist Parti Bildirisi. kapitaliz- min yıkılmaya mahkûm olduğunu söylerken, onu yıkma görevini de başta işçi sınıfına verir; yeni dûzeni, sosyalizmi proletarya» kuracaktır. Bugün de geçerlı mi bu saptama? Bır görüş. ışçı sınıfının, ücretle ça- lışanlar arasında artık üstün durum- da olmadığını, gelecekte ise hiç ol- mayacağını savunuyor: ona göre si- yasal ve sosyal değişımler, "toplu- mun bütünûyle'' ve o "bütûn 1901" düşünülmelidir. Konu, lehte ve aleyhte tartışmala- ra yol açmış halde. İşçi sınıfının ve emefiln bunalımı A ncak. tartışmayasononluyılla- / l nn şu pek önemli olgusundan kalkarak girmeli: Özellikle de 1970'lerin ortasından beri, emek dünyası bir bunalımı yaşıyor. İşçi sı- nıfının ortaya çıkıp eyleme geçişin- den bu yana belki en keskin olanıdır o. Ne var ki, söz konusu bunalımın temellerini anlamak da pek karma- şıktır; çünkü. aynı dönemde, bırbi- rinden oldukça farklı derın dönü- şümler emek dünyasını, giderek emekçi ve sendikal hareketi alabıl- diğine etkiledi. Göze ilk çarpan. hiç kuşkusuz ser- mayenin yapısal bunalımı oldu ve özellikle 70'1i yıllardan başlayarak kapitalist ekonomileri bütünlüğüne sarstı. Bu bunalım, başka sonuçlann yanı sıra, en başta sermayeyi, dev boyutlarda yeni bir yapılanmaya gö- türdü. Emek dünyasını derinliğine çarpan. önce budur. İşçi hareketinde geriye çekilişin bir ikinci nedeni, Sovyetler Birli- ği'nın ve Doğu Avrupa'daki yapının çöküşü oldu. Bu yıkılışla beraber, e- mek dünyasında, yanlış da olsa *sos- yatizmin sonu" düşüncesi yayılma- ya başlar. Söz konusu çökiüş, uzun vadede düşünüldüğünde, hiç kuşku- suz olumlu öğeler taşır; çünkü, yeni tipte bir sosyalist tasannın, bütünüy- le yeni temeller üzennde ele alın- ması ımkânını yaratmıştır: bu yeni tasan, aynca "tek bir ülkede sosya- lizm" tezinı. bu Stalınci tezi redde- derken, Manc'ın kaleminde dile ge- len temel öğeleri de göz önünde tut- manın kapısını açmış bulunuyor. Ne var ki, daha da yakın bir plan- da, emekçi sınıfının ve işçi hareke- tinin önemli fraksiyonlan, bu rejim- lerin yıkılışını "sosyalizmin sonıT olarak da gördüler; yerleşikdüzenin meddahlanna göre ise, bu, Marksiz- min de sonu idi. Dahası var: Hiç de yerinde olmayan bir adlandınşla "sosyaHst Wok"un çöküşüyle, önde gelen kapitalist ülkeler, emekçilerin sosyal hak ve kazanımlannı hoyrat- çatasfiyeye giriştiler. Böylece. 80'li yılların sonunda, Sovyetler Birli- ği'nin ve Doğu Avrupa rejimlerinin yıkılışı, işçi sınıfına büyük bir dar- be vurdu. Öte yandan, bir başka siyasal ve ideolojik sürece tanık olduk: O da sol'un, eylemini sermaye düzenine tabi kılarak sosyal demokratlaşması idi. Bu "sosyal demokrat uyuşma", sendikal ve siyasal sol'u alabildiği- ne sarstı ve emekçi sınıfın içınde ka- çınılmaz yankılara yol açtı. Çökertilen "sosyal devlet' 1 u olurken şu da oldu: 70'li yıl- lann sonlanndan başlayarak yeni liberalizmin dev adımlarla ya- yıhşı ve sosyal devletin (wetfaresta- te) derin bunalımı, bizzat sosyal de- mokrasirün gerileyiş sürecini başlat- tı; onun müdahale biçimi, artık yeni liberal yöntemlere yaklaşmıştır. Kapitalist ülke- lerde siyasal eyle- me yön verenler ise bu yöntemler- dir: Istenenler de, sanayide yeni ya- pılanmalar, hızla özelleştirmeler, devletin ağırlığı- nın azalışı, serma- yenin dünya ça- pındaki örgütle- riyle (örneğin Milletlararası Pa- ra Fonu ve Dünya Bankası) eşza- manlı olarak malî ve parasal politi- kalar kabul etme, emekçilerin sos- yal haklannı par- çalayıp yok etme, sol sendikacılığa karşı mücadele, "postmodern" bır kültür adına aşırı bır sübjektıvizm ve bireyciliğı pro- paganda etme, son olarak da serma- yenin değerleri ve çıkarlanna zıt bü- tün sosyalist öne- riler karşısında doğrudan düş- manlık, vb. Sermaye, "yapı- sal bunahmı rı na yanıt diye, -Tor- dizm'den Toyotiz- me geçiş" dıye ad- landınlan- bizzat üretim yöntemine ilişkın değişildik- leri yoğunlaştıra- rak yanıt vermeye çalıştı. Böylece, emek- çi sınıf daha par- çalanmış, çeşit- lenmiş ve karma- şıklaşmıştır. Bu sı- nıf, bir yandan, demir-çelik sana- yisinde olduğu gi- bi birçok sektör- lerde daha kalifi- ye ohnuş; bir yan- dan da, birçok sektörde kalifiye olmaktan çıkmış ve iğretileşmiştir. Bu değişiklikler, eskiden olduğun- dan daha fazla farklılaştırmıştır emekçilerin oluşturduğu bir sınıfı. Isçl sınıfına düsen... n ununla beraber, günümüzde, - Jj Habermas, Gorz ve Ofife gibi- "işçi sınıûnın asıl rolünun bittiğiııi'' söyleyenlerin tersine, XX. yüzyıldan XXI. yüzyıla geçtiğimız şu tarih ke- sitıhde, "emeğiyle yaşayan sınıfın başta gelen çabası, çeşitli emek ke- simleri arasında mevcut "bir sınıftan ohnamn" bağlannı saglamlaştırmak olmalı. Söz konusu olan, mübadele değerlennin yaratılışında temel bir rol oynayan emek kesımleriyle; üre- tım eyleminde kenarda kalmış ama iğreri koşullar yüzünden sermayeye ve onun sosyalizasyondan soyutla- nan biçimlerine potansiyel olarak di- renip karşı koyan kesimler arasında bağlan örmektir. Bu iki ücretli kesim arasındaki bağlan kurup güçlendirmek, bugün, dünya çapındaki yapısal işsizliğe karşı çıkmak ve çağımızdaki kapita- lizmin yıkıcı ve zararlı niteliğini -da- ha da açık biçimde- gün ışığına çı- karmak için zorunludur. Böylece, e- mek dünyasını çarpan bunalımın ge- rektiği biçimde anlaşılması, işçi ha- reketini doğrudan etkileyen bu deği- şikliklere bir bütün olarak bakmak- tan geçıyor. Söz konusu değişiklik- leri anlamak ise, bir yüzyıl bitip bir yenisi başlarken karşımıza dikilen güçlükleri göğüslemek için bir sınıf- sal tasan hazırlamakta mutlak bir ön- celiğe sahip. — *•- ryf' f Yeni liberalizmin maskesl Feni libera- lizm, bunlan yaparken yüzüne "Uerici" ve "mo- dem" bir maske geçirmeyi de ba- şarmıştır. Geçmiş- te sosyalist söy- lemde "sol" ve "ilerid" terimleri -en azmdan po- tansiyel olarâk- eşanlamlı ohnuş- lardır. Ilerleme fikri modern bi- lince egemen ol- muş ve sol ideolo- jivepratik,bufik- rin en tutarlı ifade- si olarak karşılan- mıştır. Oysa, 1980'lerin ortala- nndan başlayarak, bütün bunlar kö- kunden değişikli- ğe uğramıştır; X- IX. yüzyıldan be- riilkkez,burjuva- zi, "saldırgan bir ideokrfjr ile do- nanmıştır: Yineli- beralizm, mo- dernleştirme ve dinamizme yar- dımcı bir güç ola- rak kendisini sun- mayı başarmış; iş- çileri, solu ve sen- dikalan tutucu- lukla, teknik iler- lemeye düşman- lıkla ve geleceği - anlık yararlar adı- na- feda etmekle suçlamıştır. Bu olurken, ilerleme fıkrine güven de sarsılmıştır. An- cak, bir gerçek de şu ki, yeni libera- lizmin terkisine aldığı teknik dö- nüşümler, "özgür yaraüşm ekono- mia''ni değil, u- cuz emek gücü- nün ekonomisini doğurmuştur. Sö- mürünün yoğun- luğu artmıştır. Ça- lışanlann patron- lanna bağîmlılığı büyümüş ve üc- retler azalmıştır; yahıız gelişmekte olan ülkelerle eski komünist devlet- lerde değil, 90'lı yıllann ortasından başlayarak çoğu Batılı ülkelerde olan budur. Şunu da söylemeli: Kapita- lizm, bir dünya sistemi niteliğini art- tırdığı ölçüde, kaçuııhnaz olarak da- ha sert ve daha kaygısız oluyor. çetln sorular... Fukuyama'nın ortaya attığı u ist- rihin sonu"ndan sonra, tarih ye- nıden başlar. Çetin bir soru da soru- lur: Geçerliğıni yitiren asıl kimdir? Sosyal devletin ölümünün arkasın- dan, dünya daha adil, daha özgür de- ğildir; üstelik, yurttaşlannözgürlük- leri en azından önemli bir güvence- den yoksun kalmıştır. Öte yandan, bir görünende şu: Sol'dan insanlar, yeni dünya düzeninin kötülüklerine karşı çıksalar da, muhalefetlerini kendı ideolojüeriyle yapmazlar. Şöy- le sesler yükselmeye başlar: "Sol şu- nu bilmelidir ki. bir devrim adına ha- reket eden Marksist tasan ölmüştür. Kuşkusuz devrimkr olacak, ama Marksist geleneğin sosyalist devrim- leri değildir onlar. Yeni KberaBzme karşı tek seçenek vardır: Tabandald ihtiyaçfauı dik getiren kendiüginden hareketkr!" Daha adil yeni bır top- lum, "dünyanın çeşitli ulusal, etnik ve kültüreJ harekederinin bir kanşı- mından çıkmak gerekir" Bu hareketlerden çoğu -düpedüz- genci bir nitelik taşısalar da, sol'dan insanlar onlan mahkûm edecek gü- cü kendilerinde bulamazlar; çünkü, bizzat sol, moral ve psikolojik diren- cini yitirmiştir. Sosyalizmin gelenek- sel ilkeleri oünadan, sol'un ilericı olanla gerici olanı belırlemede açık ve belli ölçütleri olamazdı ve öyle olunca da. altüst olmuş bir dünyada "ulusaL etnik ve küMrel" hareketle- rin rolü üstüne cıddi bir çözümleme- ye gidemezdi. Yukanda belirttiğimız türden fîküier şöyle ya da böyle kök- leşinceye kadar, açıktır ki, bir yandan yeni liberalizmin saldınlanna taham- mül edilecek, bir yandan da etnik ha- reketler desteklenecekti; bu arada, ilk firsatta Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile temas kurmak için çalışılacaktı. Hatırlatmak da gerekir: 1905 ve 1917 Rus devrimlerini yapmış olan kitleler de Marksist fıkirlerden esin- lenmemışlerdi. insanlar, Bolşevik- leri izlediler: Lenin'le Trotsky sos- yalizm üzerine çaplı bir kuram ge- liştirdikleri için değil, Bolşevikler banş, toprak ve sosyal adalet dıye belli hedefler ortaya koyduklan için! Önemli olan ideolojik kadar somut bir programdır da. BolşevikleT, kit- lelerin çıkarlannı dile getirmeseler- di; Marksist olmasalar ve devrimci süreçle sınıf mücadelesinin dinami- ğini -olağanüstü bir sezişle- yakala- masalardı, kuşkusuz her şey farklı olurdu. Baskıya karşı mücadeleye "yeni birtophım" adına mücadele eşlik et- medikçe, başansızlık kaçuuknazdn-. En kötü olam ise şudur Kitlelerin bilincinde ilerici ütopyalan itibar- dan düşürmek, onlann yerini gerici ütopyalann ahnasına götürür. Açık bir hedef olmazsa ne strateji hazn-- lanabilir, ne de taktik! "Yeni bir tophun" nasıl yaratıla- caktır? YARIN: "DEVRİM" DEYİNCE NE ANLAŞILMALI? Galeri • Sergi w w w p 11. İSİA.NBLL SANA1 FLAR1 ' r a r e ISTANBUL ART FAIR Nadia ARDİTTİ Moiz BENEIRA Zenin BÖLÜKBAŞI Robert di CREDİCO CıhltGÜRAYDIN Zeynep SAN Tûrfcan TORUMTAY TÛYAP ISTANBUL ŞERGİ SARAYI TEPeBAşTClSTKAT galeri BİNYIL FERRUHBAŞAGA MEHMETGÜLER ŞÜKRÜKARAKUŞ ZEKAÎORMANCI ISTANBUL SANAT FUAAl arfstISTANBUL ART FA1R OCTOBER / 9-14 / EKİM 2001 njTAf isTtma s»c! s»wıı rcrEMjı TtiTV KIMUL tJOUimol HİM1 TIFtUjl 11MEHMETGÜLER Kitap iınza gûnü 9EkunSaaLİ5.00 IİODİ sanat MUHSİNKUT Resim JAÇKIE TENGİZNAN Hekyel 8- 14Eldm2001 TUYAP ISTANBUL SERGİ SARAYI TEPEBAŞI - ALT KAT İSMAİL BİRETRENG-İ AHENK SERGİSİ 1 - 27 EKİM 2001 Galenmız Pazar Dıştnda Hergun 10 00-19 00 Arası Açıktır Mûzhetlye Cd. No.36 BEŞİKTAŞ - İST. Td: 227 86 40-227 03 28 KARSU TEKSTİL GALERİSİ ORHAN TAYLAN 9- 14 EKİM 2001 Gazetecitef Sitesi Yazariar Sk. No26 80300 Esentspe / ISTANBUL T * (212) 2 M 83 »9 / Ftüt: (0218) W7 H 44 www.ga«ery«lurau.cam.lr PtŞMANLIKLAR, HAYALLER, DEĞİŞEN GÖKLER 23 EYLÜL - 27 EKİM 2001 HALUK AKAKÇE BERKANT AKSOY KUTLUĞ ATAMAN SAMİ BAYDAR ERİM BAYRI LUKAS DUWENHÖGGER AYDAN MURTEZAOĞLU FÜSUN ONUR EBRU ÖZSEÇEN AHMET SOYSAL MURAT ŞAHtNLER MORÜVVET TÜRKYILMAZ KÜRATÖR: N. FULYA ERDEMCI tstlklal Cad. EUuunn Pua|ı 258/203 Bryoğlo tstanbul 0212 245 15 OS lnfoekani.com GÖRÜŞ MUZAFFER TUNÇAG • Inşaat Mühendisleri Odası Genel Başkanı ', Alganistan'dan Çıkarılacak Dersler New York'taki ikiz kuleleri ve Pentagon'u tah- rip eden saldınlardan sonra, ABD başkanı'nın Af- ganistan'ı hedef alması, uluslararası siyasetin ne denli oynak bir zeminde hareket ettiğini göstern yor. ABD, düne kadar beslediği Taleban'ı duşmart ilan etmekte tereddüt etmiyor, Amerikan halkının büyük çoğunluğu da bu ikıyüzlü siyasete aldırma-! dan savaş çığlıklarını destekliyor. ABD'deki bu değişimi olağan karşılamak gere* kiyor. Dünya hâkimiyetini hedefleyen girişimlerinT de büyük devletler için her şey geçerlidir. Dünya* nın bu bölgesinde de hedef, Afganistan ve Pakis» tan üzerinden Orta Asya petrollerinin ve diğer de- ğerli hammaddelerin sıcak denizlere ulaştınlma- sıdır. Yakın geçmişte ve günümüzde ABD ile Sov- yet (bugün Rusya) yönetimi arasındaki çekişmeT nin maddi temeli budur. Dış güçlerin iç desteği : Yerli destekçiler, büyük devletlerin herhangi bir, bölgede hegemonyalarını pekiştirmekte olmazsa olmaz öğelerdir. 1978'de Moskova'dan Afganis- tan'a bir gecede getirilen Babrak Karmal gibile-' ri ile Amerikan'ın Pakistan'ı kullanarak yarattığf Taleban, dış güçlere hizmet için yetiştirilmiş kişi ve örgütlerdir. Tüm bunlardan çıkarılması gereken önemli ders, dış güçlere bel bağlayarak bir yere vanla- mayacağı, ne denli iyi niyerli olunursa olunsun, so- nunda ülkeye zarar verileceğidir. Afganistan'da da böyle olmuştur. Sovyetler Birliği'ne dayanaral^ Devlet Başkanı Davut'u 1978 yılında darbe ile yı- karak iktidara gelen Muhammed Taraki, Hanzul- lah Amin ve Babrak Karmal liderliği, 1979 yılı so- nunda kapılan Sovyet birliklerine açmıştır. Sovyet-, ler'ın Afganistan'a bilfiil girmesiyle de bugünkiî gelişmelerin önü açılmış, ABD de Sovyetler'e kar-- şı Pakistan'da "mücahit" yetiştirmeye başlamış? tır. Böylece, dışarıdan kurtarıcı beklemek hevesi bir kere daha emperyalizmin işine yaramıştır. Türkiye için dersler ' Tüm bu gelişmelerden Türkiye için ders çıkar^ mamız gerekmektedir. Geçmişte ülkemizde dq bazı devrımcilerin ve darbecilerin dışarıdan, Sov- yetler'den gelecek bir destekle Türkiye'de düzen değiştirmeyi beklediklerini biliyoruz. Bu beklenti- nin gerçekleşmemesinin bizler için hayırlı olduğu- nu, dünyadaki benzer gelişmelere bakarak söy-ı leyebiliriz. Ancak günümüzde de Kürt milliyetçi hareketi- nin bir kısmında ve bazı "sivil toplum" örgütlerin-; de benzeri beklentilerin sürdügünü gözlemliyoruzJ Kürt hareketi adına ABD Cumhurbaşkanı'na mek- tup yazıp yardım istenmesi, bazı "sivil toplum"ör- güt temsilcilerinin ABD Dışişleri Bakan Yardımcı- sı S. Talbott ile Ankara'daki ABD Büyükelçili-^ ği'nde gizlice görüşüp Türkiye'yi şikâyet etmeleıl ri, Almanya Savunma Bakanı'ndan Türkiye'yö ambargo istemleri, yine bazı "sivil toplum" örgüt^ lerinin AB ve ABD kaynaklı "<5rgüf/er"den beslen- meleri, (Bunun içine Fethullahçılan da katabilirsi-5 niz) dışandan kurtuluş beklentilerine bazı örnek j lerdir. ^ Irak'a müdahale mi? Özellikle Kürt milliyetçisi hareketlerin dış ilişki- lerinde bölgenin geleceği için çok dikkatli olma- lan gerekmektedir. Saddam'ın Kuveyt'i işgalindeıt bırkaç gün önce, ABD'nin Bağdat'taki bayan bü- yükelçisınin, "Bu Irak'ın iç sorunudur, bizj ilgilen-, dirmez" dediğini anımsatınm. ABD'de iktidariar üzerinde etkili bir köşe yaza- rı olan W. Safire'in 24 Eylül tarihli New York Tl- mes gazetesindeki yazısı da dikkatli bir şekilde( inelenmelidir. Safire. Ladin'in adamlannın Kuzey Irak'ta Saddam tarafından yetiştirildiğini savlaya- rak Irak'ı hedef göstermektedir. ABD'nin, bu ba-^ hane ile Kürtleri de kullanıp Kuzey Irak'tan Sad- dam'ı devirmek üzere girişeceği harekâtın ülke- mize nelere mal olacağını söylemeye bile gerek yok. Geçmiş on yılda bölgede ortaya çıkan olu- şumlara ve neler yitirdiğimize bakmak yeterli. Bu nedenle, siyasi iktidar, halkın büyük çoğun-' luğunun ABD'nin körüklediği bir savaşı destekle-. mediğini de göz önüne alarak ülkemizi yeni serü- venlerden korumah, buna uygun olarak bölge ül- keleriyle iyi ilişkilerini geliştirmelidir. Son söz de ABD ve AB destekçilerine. ÇıkacaK bir savaştan kimse kârlı çıkmayacaktır. Bunun ai- tında tıpkı Afganistan'da olduğu gibi hepimiz ka- lınz. Sizleri özel olarak kurtarmaya gelen olmaz, sizi yainızca kullanan olur. Bunu aklınızdan çıkar- mayın. \ KÜLTÜR • SANAT tıycrtrooyunevı0212 2516060 www.tiyatrooyunevi.com N.V.GOGOL YÖNETEN MaUr Göntiny SAHNE TASARIM] daadc Uon IŞDC YûfacJ Aynm OYUNaiAR. iCTtnt Ökttm, Hatan MITU. Ayçı Dtmgaa, Alptr DenJk^o, Ecc Erojhı, ETTCT Yma, EHf Opgm, AB Öanen, tUUr Gjnfiray 12 Ekim Cuma Saat: 20.30 /13 Ekim Cumartesi Saat: 18.30 İBHetlerglşedc. I Rezervasyon: 0212 254 96 96 İİSM2.KAT I TarUbMi Bulvan Ns: 120-122, B«yojlu EFES PUsen'üıkültüıvesanatakatkılanaıtaraksüıecek. İlanlarınız İçin (0212) 293 89 78 perareklam@superonline com [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle