18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 2001 CUMAFTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 19 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Zira; medyadaki kimi saptamalar bineylerin ruhsal sağlıklannı etkileyecek içerik ve nitelikte. Ayda 203 milyon maaşı olan bir vergi memuaı, bu ay enflasyon zammı olarak yüzde 5.8 zam görüyor. Bu zamla eline topu topu 11 milyon geçecek. Çar- şı pazar geziyor. Zeytinin kilosu bir milyon. Beyaz peynirin 3-4 vs. Ûfacık bir torbayı dolduramıyor. Ama bugünden yapılan hesaplara göre milletve- kili maaşlan 3 milyar 200 milyona yükseliyor. Yasa- lann verdiği olanakian kullanarak emekli olduklann- da ayiık maaş 4 milyar 200 milyonu buluyor. Bu arada ikide bir Genelkurmay Başkanı'nın ma- aşı ekranlara geliyor. 3 milyar 120 milyondan 3 mil- yar 300 milyona yükselecekmiş. Milletvekillerinin ölçüsü Genelkurmay Başkanı'nın maaşı. Oysa Merkez Bankası Başkanı'nın maaşı 15 mil- yar! Bir bürokrat 15 milyar alıyorsa, milleti temsil eden- ler neden aynı ölçekte maaş almasınlar ve bu gerek- çeyle, yasaya pekâlâ "Milletvekilleri maaşı Merkez Bankası başkanı ile eşdeğerde hesaplanır" diye bir hüküm koyabilirler. Zamlan sağlayacak sorun ele alınırken bu olası davranışa kanşmak, engellemek kimin haddine? Anayasadaki değişikliğe dayanarak milletvekille- rinin özlük haklannı (ödenek ve yolluklannın arttınl- masını) düzenleyecek olan yasa TBMM'de görüşü- lürken ufacık bir kâğıda bu içerikte bir önerge yazı- lır, komisyon öneriye katılır, başkan da bir milletve- kili, oya sunar önergeyi ve zammı alacak muhalefet- ten iktidardan eller topluca havada! üderler arasında sorana rastlamadık ya; ne ki, iki- de bir yayımlanan kamuoyu araştınmalannda TB- MM'ye ve milletvekillerine güvenin giderek azaldığı bitdiriliyor. Kimi zaman bu sonuçtan ıstırap duyan ki- mileri aralarında tartışıyoriar. Son olarak ANAP lideri, partisinin düşük yüzdesi- ne bir mazeret buldu. "fiüfün partilerin yüzde 10 barajının altında" kaldıklannı söyledi. Fakat Mesut Yılmaz dahil bütün parti lideıieri ne yüzde 10'un altında kalmanın nedenlerini açıklıyor ne de bu türden bir tartışmaya önayak oluyorlar. Acaba neden? özürierinin kabahatlerinden daha büyük olacağından mı kaygılanıyorlar? Ne var ki; milletvekillerinin savunulannda sağlam bir öğe var. Milletvekili maaşlannı yükseltmek, mil- letvekilinin suç işlemesi durumunda Yargıtay'da yar- gılanmasını önlemek Avrupa Birliği dayatmalart lis- tesinde yer almıyor ki... Tribûnde izleyici Demek oluyor ki; maaş arttınmı, dokunulmazlık- lara dokundurmamak, Yargıtay'da zorlu yargılanma- lar yerine TBMM kulislerinde olaylan istedikteri yö- ne evirip çevirip aklanmak... AB koşullanna ve ölçüt- lerine aykın değil. Öyleyse? Maaşla ilgili tartışmalan körükleyenlerin yedikleri naneye bak! Kısacası, milletvekilleri üç fire vererek anayasa de- gişikliğini sağlamadılar mı? "AB yolunu açanz-Zamlan cebe atanz" doğrultu- sunda başanlı bir sonuç almadılar mı? Maaş zamlan 2002 bütçesine 6.5 trilyon yük ge- tiriyormuş. Masal! Katrilyonlaria ölçüten bir bütçede 6.5 trilyonu sorun yapmanın âlemi var mı? Kemal ÖerViş daha önce açıkladı; velakin IMF'nin yeni dayatması devlet harcamalannın kısılmasını is- tiyor. Ek kaynak sağlamakta IMF'nin "çekimser" tutu- mu doğrulanıyor. Derviş'in, cebinde yeni dış kaynak listesiyle gelip gelemeyeceği belli değil. VVashington'da gereksinilen paralan "iç ve dış kay- naklardan karşılayacak bir formül" üzerinde çalışıl- dığından söz ediliyor. Bu arada dışımızda bir şeyler oluyor. Orta Asya'yı ABD'ye kaptırmamak, yaşam alanlanndaki yeni pay- laşımda söz sahibi olabilmek için Putin (Rusya) ola- ğanüstü şaşırtıcı -başanlı- manevralar yapıyor. Ya biz? ABD'nin 3 Ekim'de NATO'ya bildirdiği is- teklerden üzerimize düşenleri -zaten- 21 EylüTde VVashington'a verdik. Hükümetimiz uslu uslu tribûnde izleyici. Uyusun da büyüsün ninni! Kasımdaki toplantı öne alındı Uçuşgüvenliği için ek önlemlergündemde ANKARA(Cumhuri- vetBürosu)-ABD'dell Eylül günü gerçekleşti- rilen terörist saldınnm ardından tüm dünyada tartışmaya açılan uçuş güvenliği konusu, önce- ki gün bir Rus uçağının Karadeniz'e çakılma- sıyla önemini pekiştirdi. Ulaştırma Bakanı Oktay Viıral, 11 Eylül'dekisal- dınlardan sonra uçuş güvenliği konusunda önlemlerin arttınldığını, endişeye gerek olmadı- ğını, ancak bazı nokta- larda ek önlemlerin gün- deme getirilebileceğini söyledi. Vural, Karadeniz'e çakılan Rus uçağmda, Türk hava sahasından geçerken yapılan konuş- malann kaydını istediği- ni bildirdi. Türk Hava Yollan (THY) yetkilile- ri de, uçuş güvenliğinin yüzde 99'luk bölümü- nün "yerde" sağlanma- sı gerektiğinin altuu çi- zeıken "meydan güven- BğT konusunun duyar- lılıkla takip edilmesi ge- rektiğini vurguladılar. Ulaştırma Bakanı Vu- ral. uçuş güvenliği ko- nusunda ek önlemlerin alınmasmın gündeme gelebileceğini bildirdi. 11 Eylül'den sonra arttı- rılaı önlemlerin halen uygulandığını anlatan Vural, Uluslararası Ha- vacılık Örgütü'nün stan- dartlannı Türkiye'ye uyarlamak istediklerini kaydetti. Vural, Milli Havacılık Güvenlik Ku- rulu'nun kasım ayında yapılacak olan toplantı- suıı, son gelişmeler doğ- rultusunda öne çekme gereksinimi duyduklan- nı vurgularken toplantı- nın bu ay içinde yapıla- cağını bildirdi. Vural, yer hizmetlerin- den uçuş personeline ka- dar her alanda güvenlik sertifıkalannın yenilene- ceğini, yolcu sorgulama eğitiminin gözden geçi- rileceğini, bilet kontrolü yapan personelin, yolcu- larla iletişime geçeceğini ve kuşkulu kişilere rast- lanması durumunda ilgi- lilere bilgi vermesinin is- teneceğini anlattı. Bütün bunlann yeni bir maliyet gerektirdiğini vurgula- yan Vural, maliyet ana- lizlerini de içeren kap- samlı bir raporu gelecek hafta Bakanlar Kuru- lu'na sunacağını bildirdi. Vural, Karadeniz üze- rinden geçerken düşen Rus uçağıyla ilgili geliş- melerin de izlendiğini belirtirken uçağın Türk hava sahasından geçer- ken yapılan konuşmala- rın kaydını istediğini söyledi. Clintonyönetiminin DışişleriBakan Yardımcısı Talbott 11 Eylül sürecini değeıiendirdi hedef siyasal îslamLEYLA TAVŞANOĞLU ABD'nin eski başkanı BfflCBn- ton yönetiminin Dışişleri Bakan Yardımcısı Strobe Talbott, "11 Eylültarihinin Bush yönetimiiçin döoüm noktası olacağından kuş- kum yok. Vktnam ABD için bö- lücü etkikr vapmışü. 11 Eyİül bir- leştirici unsurolacaknr" dedi. Tal- bott, ABD'nin bundan sonra siya- sal tslamla mücadele edeceği ve yeşil kuşaktan vazgeçtıği mesajı- nı da verdi. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfi'nın (TESEV) davet- lisi olarak geldiği Istanbul'da ön- ceki akşam "Washington ve Dün- ya: Amerikan Dış Potitikasında Değşim ve Sürekiuİk'' konulu bir konferans veren Talbott, sunumu- na şöyle başladı: "11 EylüTdetı önce buraya gehneyi planlryor- dum. Ama 11 EylüU'den sonra, geimem için daha fazia neden or- taya çıktı. Bunfaırdan birisi yaşa- mm,özeuHde uluslararası yaşamm devamının gerekliliği, ikincisi de 11 Eylül'den sonraki yanhş algda- malan ortadan kakbnp bu fad- alann oluş nedenlerini öğrenebil- mekthr." Akn'fsiyasetten çekildik- ten sonra Yale Oniversitesi bünye- sinde "Study of Globanzation" (Küreselleşme Çalışmalan) adlı bir düşünce üretme merkezi kuran Talbott, sözlerini şöyle sürdürdü: "11 Eylül'den sonra ne dünya, ne ABD ne de ABD'nin dış poİitika- sı eskisi gibi olacak. Bu tarih, ço- ğumuza derin bir kötülüğün ger- çek yüzünü gösterdl Kimilerimiz bu yüzü hiç görmemişti. Yine 11 EyKiLtoplumumuza yenidenyapı- lanma konusundaki vüksek bece- risini hanrlabrken, dünyamızdaki kültüıier,tophunlar ve dinler ara- smdald anlaşmazhk ve yanbş an- lamalan da işaret etnüştir." Bush yönetimine övgü tkiz kulelere saldınyı düzenle- yenlerin dünyayı kutuplaştırmak amacını gürfüklerini vurgulayan Talbott, olayı ele alış biçimi ne- deniyle Bush yönetimine övgü yağdırarak şunlan söyledi: "Bush yönetimi hemen harekete geçmek ve öç alnıak yerine, ka- rarhhk. basiret ve sabn yeğledL V önetimin, göreve geldiği zaman dış iUşküere, insan yönetimine sır- ûnı çevireceği kaygüan vanü. A- ma daha ilk deneyimde başanh oJdu. tskm dünyasma karşıda ba- siretiibirtutumizledL'' ABD yönetiminin, bu kararlı tutumunda her taraftan destek al- dığına işaret eden Talbott, "Çin destekhyor. Iran'da mollalann te- rörekarşıdhatflanetmeleri,terör lannı sevmememe rağmen beni memnun etti. Rusya'da Putin yö- netimi, buvesileyle ABD'ye yakm- laşmaya özen gösterdL Soğuk sa- vaş sonrası çağmfîldrterive ger- çekleri daha net befiriyor" dedi. Bir askeri harekâtın karşı tara- fin misülemelerine de yol açaca- ğı uyansuıda bulunan Talbott, uyanlannı şöyle sürdürdü: "Yok- sullukla mücadele terorizmie de savaşun olacaktır. Burada bir teh- Kke var. Dünyada tatsız güçlerle tatsızpazarhktaryapümakta, düş- manımın düşmanı dostumdur, gi- bi yanhş düşünceterden hareket edümektedir. Sovyetier Afganis- tan'a girdikierine bin kere pişman oldular. Bundan sonra yeni Fran- kenstein robodan yaratmayalım." Talbott, daha sonra Türkiye'nin pozisyonuna geldiği konuşmasın- da şu görüşlere yer verdi. "Tero- rizmk mücadelede, uzun vadede Törkiye'nin çok önemli bir rolü var. 11 Eylül'ün İdamia ilgisi yok, deniyor. Ama Muhammet At- ta'nın son yazdıklannı okuyunca buna inanmak miimkün değiL Si- yasi Islamla mücadelede Türld- ye'ninönemibüyük.Laik, demok- ratik Türkiye bu bölgede model olacaktır. "30 yıl önce Turldye'ye geldi- ğimde Türkiye bizim küit mütte- fîkûnizdL Keşke zamanında bu bölgeye daha çok akıl ve para ya- ünmıyapsaydık" VbksuDuk-terorizm flişkia Talbott, sunumundan sonra so- rulan da yanıtladı. Teröriin, para- ya ihtiyacı olan ülkelerle IMF arasındaki ilişkilerle bir bağlan- tısı olup olmadığı sorusuna Tal- bott şu yanıtı verdi: "Bu ülkelere yeterti ölçüdeparaverümiyor ola- bilir. Burada başka bir tehUke, çok para verdiğinizde bu panuun başka yerlere kanahze edümesi- dir. YoksuUuk ve terorizm arasın- da doğrudan bir bağ olduğuna inamvorum." Talbott'un son söylediği şu cümleler dünyanın artık gerçek- ten eskisi gibi ohnayacağı mesa- jını içeriyordu: "Bölgenin yaran için Afganis- tan'ıyeniden ayağa kakhrmahyız. Toplumlan inşa etmek önemli. Batan uluslar dünya coğrayasm- da kara deükler oluşturuyorlar. I- rak'taiseSaddamgidipyerinebir başkası gelmeden bu bölgeye ra- hat huzur vok." Ismail Cem, ABD'ye ciüzenlenen saldınnın ardından dengelerin değiştiğini söyledi NATO acîl olarak genişlemeliSOFYA (AA) - Dışişleri Baka- nı Ismail Cem, ABD'ye karşı gi- rişilen terörist saldınlann arduı- dan dünyada yeni dengelerin oluştuğunu belirterek, "11 Ey- lüTde yaşananlar NATO'nun ge- nişlemesini daha acfl ve erteJene- mez hale getirdi'' dedi. NATO Adayı Ülkeler Devlet Başkanlan Zirvesi, Bulgaris- tan'ın başkenti Sofya'da başladı. NATO üyeliğine aday Bulgaris- tan, Letonya, Slovenya, Estonya, Arnavutluk, Slovakya, Litvanya, Makedonya, Hırvatistan ve Ro- manya devlet başkanlannın ka- • Terorizmin uluslararası hukuki tanımının net olarak yapılfnası ihtiyacına dikkat çeken Cem, bu net tanımda ortak bir dilin kullanılması gerektiğini söyledi. tıldığı toplantının açılışı, Bulga- ristan Cumhurbaşkanı Petar Sto- yanov tarafından yapıldı. Açılış- tan sonra ilk konuşmayı Bakan Cem yaptı. Cem, Avrupa'da bah- sedilen tehditlerin aslmda yeni ohnadığını belirterek, bunlann, "etnik ve ırkçı mffliyetçilik flete- rorizm" başhklan altında topla- nabileceğini söyledi. "Terorizmin dini coğrafyası ve hakhbğıyoktur" diyen Cem, tero- nzme "klami terör" gibi sıfatlar eklenmesinin, birlik ve beraberli- ğe çok daha fazla ihtiyaç duyulan bu günlerde gereksiz aynmlar ya- ratacağına dikkat çekti. Cem, uluslararası terorizmie başa çıka- bihnek için NATO'nun genişle- mesi gerektiğine işaret ederek, "11 EylûTde yaşananlar NA- TO'nun genişlemesini daha acflve erteienemez halegetirdi" diye ko- nuştu. NATO Genel Sekreteri George Robertson da konuşma- sında, terörist saldınlann ardın- dan yaşanan yeni gelişmeleri de- ğerlendirdi. Dünyanın hâlâ 11 Ey- lül'de yaşanan olaylan yorumla- maya çalıştığını belirten Robert- son, "Çünkü. 11 Eyiül'deki facia a^haöncekjbütü^ıİJdıiertmizive hayaDerimizi yıkn" diye konuştu. tstikrarsızlık ve baskı ortamının terorizm için en uygun ortam ol- duğunu belirten Robertson, "Çok emikli devtederi destekkyip istik- rarh bak getirmeliyiz" dedi. Devlet Bakanı Derviş, yeni dışfınansmanın gelecek hafta netleşeceğini söyledi G-7'de Türkiye ele abnaeak WASHINGTON (AA) - Devlet Bakanı Kemal Derviş, 2002 yılı için Türkiye'nin ekonomisiyle il- gili finansman profilini çıkarmak üzere Uluslararası Para Fonu IMF ve diğer kuruluşlarla görüştükle- rini ve daha yüksek bir resmi fı- nansman gereğinin kabul edildi- ğini bildirdi. Derviş, Washing- ton'da bugün G-7 ülkeleri zirvesi- nin toplanacağını, Alman yetkili- lerle de temasa geçildiğini ve bu toplanhda Türkiye'nin de konu olacağmı vurguladı. Derviş, dün Türkiye'nin Was- hington Büyükelçihği'nde düzen- lediği basın toplantısında, 2002 dış fınansmanı için IMF ve Tür- kiye'nin ekonomisiyle ilgili diğer kuruluşlarla finansman profili çı- karmaya çalıştıklanm belirtti. Derviş, Washington'da Amerikan hükümeti yetküileri, IMF ve Dün- ya Bankası ile temaslannda, ma- li önlemleri anlattıklannı belirte- rek tamamen özel kanallardan ge- lecek fınansmanın yeterli olma- yacağı ve resmi kanaldan gelme- si gerektiğinin vurgulandığnu ve bu görüşün de muhataplan tara- fından anlayışla karşılandığını söyledi. Derviş, finansman konu- su son safhaya gehneden dış fi- nansmanın miktan ve şekli konusunda konuşmanın hatalı olacağı- nı belirterek "Yarm (bu- gün) kendi aralannda tarbşacaklar ve hrda kararverecekler. Gelecek hafta da son kararlarverüecek" dedi. Der- viş, Türkiye'nin borç ödemesi er- telenmesi isteyip istemeyeceği yolundaki bir soruya, "Geri öde- meier var. ama esnekliğe bağh. Türk ekonomisi açısından yararh olacak şekilde ödeyeceğiz'' dedi. 2002 bütçe paketinin ğj hazırlanması gerektiğini *^söyleyen Derviş. "Belki -A bazıhedeflerierteleme- Nmiz gerekiyor. Ger- çekçi şekilde neyin / , olup ounayacağmı " f 2002'ye oturtmahyız'' dedi. Derviş, devletin küçühnesinde perso- nel azaltılmasına gidi- lip gidihneyeceği so- rusuna karşılık, "Bü- yük sorun, maaşlarm düşük olmasL Ancak yery- erkadrolardaçokşişkm" dedi. Derviş, programında olmama- sına karşıhk, TSl 23.00'te ABD Başkan Yardımcısı Dfck Cheney ile bir araya geldi. Derviş, VVas- hington'da rakamlar üzerinde tar- hşmalara bu hafta devam edecek- lerini belirtirken ne zaman Türki- ye'ye döneceği konusunda bilgi vermedi. Kredi ekim sonuna kakfa Bu arada, Derviş'in, Türk bası- nından sonra yabancı basın için düzenlediği toplantıda, görüşme- lerinuzaması dolayısıyla 10. göz- den geçirmenin ardından Türki- ye'ye serbest bırakılacak 3 milyar dolarlık dördüncü kredi dilimi için ekim ortasında toplanması beklenen IMF lcra Direktörleri Kurulu'nun, bu toplantısmın ekim ayı sonuna sarktığını söylediği Öğ- renildi. Düşen uçakta kurşun deliğl • Baştarafi 1. Sayfada ma deneyimleri olan ABD, tsrail ve diğer ül- kelerdeki meslektaşlan- mızdan karakutunun çt- kanhnasuun mümkün olup olmadığma Uişktn araşürma yapümasında bize yanhmcı ohnalan- m talep edjyoruz" dedi. Israil ulaştırma bakan- lığı sözcüsü, Israilli uz- manlardan oluşan bir ekibin araştırmalara ka- tıhnak üzere bugün Rus- ya'ya gideceğini duyur- du. Uçağın düşüşüne iliş- kin ortaya atüan iddialar- dan biri, Ukrayna donan- ması tarafından atılan bir fuzeyle kazara vurulmuş ohnasıydı. Ukrayna Sa- vunma Bakanı'nin ardın- dan Devlet Başkanı Le- onid Kuçma da, bu yön- deki iddialan yalanladı. Ancak Ukrayna Başba- kam Kinakh dün yaptığı açıklamada, uçağın Uk- rayna füzeleri tarafından kazara düşürülmüş ohna ihtimalini reddetmedikle- rini belirterek bu varsayı- mın"dikkatealınmasıge- rektigmi" söyledi. Beyaz Saray sözcüsü Ari Fleisc- her, "Şu anda, bunun te- rorizmokhığunu gösteren hiçbirbulguyok" diye ko- nuştu. Daha önce Penta- gon kaynaklan, uydu gö- rüntülerine dayanarak uçağın bir tatbikat yap- makta olan Ukrayna bir- liklerinin attığı füze sonu- cu düşürüldüğünü açıkla- mışlardı. Bir Pentagon yetkilisi uçağın SA-5 ola- rak da bilinen S-200 fü- zesi tarafından hedefini kaybederek uçağa kilit- lenmesi sonucu vuruldu- ğunu bildirmişti. ABD kaynaklan arasında, füze- nin tipine ilişkin tartışma sürerken uçağın karadan- havaya bir füze ile kaza sonucu vurulduğu iddi- alan güç kazanıyor. Diğer yandan Rus- Düşürülen sivü uçaklar 11 EyKl 1968: Fransız Havayollan'na aitbiruçak, Akdeniz'de düstü, 95 kişi öl- dü. Bir Fransız ya da Italyan gemisinden yanl»şlıkla ateşlcnen füzenin uçağa ısabet ettiği öne sürüldü. 21 Şubat 1973: Trabhıs-Kahire seferini yqan Libya uçagı, Sina Çölü'nde Israil uçaklannca vuruldu. 10S kişi öldü. 27 Haziran 1980: Italyan Havayolla- n'na ait DC-9, Bolonya'dan Palermo'ya giderken, Sicirya açıklannda havada infı- lakettı. Uçağın Arnerikan ya da Fransız uçaklanaca vurulduğu iddia edıldi. ABD yalanladı, Fransa açıklama.yapmadı. 31 Ağustos1983: GüneyKoreHavayol- lan'na ait Boeig 747, Sahalin adası üze- rinde Sovyet jetlerince vurularak düşü- riiidü. 269 kişi öldü. 3 Temnıuz 1988: tran'a ait Airbus tipi uçak, Ender Abbas'tan Dubai'ye gider- ken, Iran savaş uçağı sanılarak Amerikan destroyeri Vincennes tarafından füzeyle duşürüldü. 290 yoicu öldü. 26 Aralık 1998 ve 2 Ocak 1999: BM'ye ait iki uçak, Angola'da UNITA gerillaİa- nnca vurularak duşürüldü. 23 kişi öldü. ya'nın Ukrayna'nın gü- neyinde Sivastopol'daki Karadeniz Filosu'nun basın sözcüsü uçağın bir Ukrayna füzesi tarafm- dan vurulduğunu açıkla- mış, ancak daha sonra fi- lo yetkilileri bu açıkla- mayı yalanlamıştı. Uk- rayna askeri yetkilileri de, kendilerinin tatbikat- ta kullandıklan füzelerin uçagı vuracak menzile u- laşmasunn mümkün ol- madığmı belirtmişlerdi. Rusya Devlet Başkanı VTadimir Putin Israil Başbakanı ArielŞaron'u arayarak üzüntülerini di- le getirdi. Putin ve Şa- ron'un olaym gerçek se- bebini bulma konusunda görüş birliğine vardıkla- n belirtiliyor. ABD Baş- karu George Bush'un da Putin'i telefonla araya- rak başsağlığı dilediği bildirildi. • 9 G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Terör örgütlerinin devletler arasındaki ilişkllere etkisi yeni değil. Son dönemde daha sık vurgulan- dığı gibi bunun sancısını en çok Türkiye çekti, çek- meye devam ediyor. ABD'ye yapılan saldınnın ardından değişen dün- ya politikalanna baktığımızda, 21.Vüzyriın en azın- dan ilk on yılını terör olgusunun biçimlendireceği- ni söylemek abartma olmaz. En sıcak durum ABD-Rusya yakınlaşması. Te- rörle mücadele zemini iki ülkenin şu aşamada Or- ta Asya'ya aynı pencereden bakmasına neden ol- du. Gelişmelerden kazançlı çıkacak taraf olarak kabul edilen Rusya'nın terörle mücadele adı altın- da yeni bir strateji çizdiği söylenebilir. Bunun sa- tırbaşjannı şöyle vurgulayabiliriz: 1 - Oncelikle, yıllardır uğraştığı Kafkaslar'da da- ha rahat hareket etmeye başlayacak. Buradaki operasyonların insan haklanna aykınlığı iddialan geri plana düşecek. 2- Kafkaslar'daki kimi örgütlerin terör destekçi- si olduğunu ilan edip, bunlann öteki ülkelerde^ bağlantılannı da 'çözülmesi gereken sorun' haline getirecek. 3- Çin'le 90'lann ikinci yansından itibaren kur- duğu sıkı ilişkilere dokunmayacak, aksine geliştir- meye çalışacak. Böylece Rusya, Doğu- Batı ara- sında adını şimdiden koyamayacağımız bir yapı- lanma oluşturabilir. 4- Orta Asya'da eski etkinliğini sürdürmek için de yeni bir cephe kazanmış oldu. Rusya yetkilile- ri Batı'ya bir şey söylerken rahatça, Biz ve Orta Asya cumhuriyetleri' tanımını kullanabiliyoriar. Orta Asya'da Ortadoğulaşmal Şu aşamada ABD açısından en büyük tehlike, Bin Ladin'in kendisine teslim edilmesi. Böyle bir durumda günlerdir oluşturulmaya çalışılan terörpo- litik geri çekilir, yeni bir süreç başlamış olur. ABD, uzun zamandır "terörü destekleyen ülke- ler" listesi ilan ederek deyim yerindeyse terörpoli- tiğin bölgesel ömeklerini vermişti. Şimdi listele- menin yeniden yapılacağını görüyoruz. önümüz- deki dönemde bu yolla devletlerin yanı sıra ulus- lararası şirketlerin de başı ağnyabilir. Avrupa ülkeleri de terörpolitiği bir başka açıdan kullanıyordu. Bir ülkenin içinde sorun oluşturan ki- şi ve gruplan önce ülkesine kabul ediyordu. Onla- ra, kamu düzenini bozmamalan kaydıyla her ola- nağı sağlıyordu, hatta maaşa bağlıyordu. Ardından da bu gruplann gündeme getirdiği sorunlan hedef ülke için kullanıyordu. ABD-lngiltere hatnna oran- la daha hantal bir yapıya sahip olan AB ülkelerinin izlenecek yeni politika konusunda henüz karar ver- mediklerini görüyoruz. Türkiye ne yapacak? oncelikle terör tanımının yapilmasını ve bu ko- nuda çifte standart uygulanmamasını istiyoruz. Hemen vurgulayalım, bu yetmez. Zira bu türta- nımlar geniş bir torba gibidir. Içine istediğiniz za- man istediğiniz şeyi koyabilirsiniz. Türkiye kimi komşularıyla, Balkan ülkelerinin çoğuyla teröre karşı işbiriiği antlaşmalan imzaladı. Bunlan yeni döneme uyariamak gerekjyor. önümüzdekı günlerde Rusya Çeçen örgütlerini, Çin de Uygur örgütlerini "terörist" ilan etmeye ha- zırianıyor. Bu konularda Türkiye'nin eteğinde taş yok ama, hiç beklemediği suçlamalaria karşı kar- şıya kalabilir. Şimdilik Afganistan'ın etrafında dönen terörpo- litiğin aynı zamanda petropolrtik, jeopolitik kav- ramlan da içerdiğini görüyoruz. Bu gidişin deva- mında, endişemiz, yanılmayı ditediğimiz durum şu: Orta Asya ve Kafkaslar, Ortadoğulaşıyor! ankcum©ttnetnettr Dışişleri'ne güven mektubu Ermenistaiij Türkiye'ye diplonuttiktemsüciatadı ANKARA(AA)-Er- menistan, Karadeniz Ğkonomik işbiriiği Parlamenterler Asamblesi (KEÎPA) bünyesinde Türkiye'ye diplomatik temsilci atadı. Bu gelişmenin, Türkiye ile Ermenistan arasında "yeni bir dö» nemin habercisi olarak yonımlanmamasr ge- rektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanlığı yetkilüeri, "Bu, Türki- ye veErmenistan iBşki- lerini ikili düzeyde et- kileyecek bir gelişme değU" dediler. Ermenistan'ın KE- IPA Daimi Temsilcisi Arsen Avak>an, çar- şamba günü Anka- ra'ya gelerek güven mektubunu Dışişleri Bakanlığı'na sundu. îstanbul'da yayımla- nan Agos Gazetesi Ge- nel Yayın Yönetmeni HrantDink, Karadeniz Ekonomik Işbirli- ği'nin, Türkiye-Erme- nistan ilişkilerindeki "en dddi süreç" oldu- ğunu belirterek, "Artik Ermenistan'ın Türki- ye'debir bürosu vedip- lomatik temsilcisi var" diye konuştu. DipkHnatikflişkmin altbasamağı KEl Sekretarya- sı'nın Istanbul'da bu- lunduğunu ha^tırlatan Dink, bütün üyelerin Sekretarya'da daimi temsilci bulundurma hakları bulunduğunu, Ermenistan'ın da bu çerçevede daimi bir büro açarak kendi tem- silcisini Istanbul'a gönderdiğini kaydetti. Avakyan'm KEÎ çerçe- vesinde görevlendiril- diğini, bu gelişmenin "iki ülke arasındaki diplomatik iliskilerin kurulduğu" şeklinde anlaşılmasımn hatalı olacağını ifade eden Dink, "Bu, Ermenis- tan-Türkiye arasında diplomatik iüşkilerkn- nümasuun bir ait ba- samağuu mı oluşturu- yor" sorusuna şu yanı- tı verdi: "Bana kahrsa evet.. Bunu ümit et- mek isteriz doğrusu. Bir başlangıçtır... Er- menistan'ın Türld- ye'de küçük, bölgesel, kısmi de oba birtemsil- cisi, bir temsilciüâ var eninde sonunda. Inşal- lah arkası geür, bütün alanlarda geKr." Öte yandan Dışişleri Bakanlığı kaynaklan, Ermenistan'ın Türki- ye'ye Karadeniz Eko- nomik işbiriiği Teşki- latı (KEİ) bünyesinde diplomatik temsilci atamasınm, Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini ikili düzeyde etkileye- cek bir gelişme olrna- dığını bildirdiler. Avakyan'ın Erme- nistan tarafından daimi temsilci olarak atandı- ğını doğrulayan Dışiş- leri kaynaklan, görev tanımı itibanyla "gü- ven mektubu" sunul- masuıın söz konusu ol- madığını kaydettiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle