Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 2001 CUMAFTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Zira; medyadaki kimi saptamalar bineylerin ruhsal
sağlıklannı etkileyecek içerik ve nitelikte.
Ayda 203 milyon maaşı olan bir vergi memuaı, bu
ay enflasyon zammı olarak yüzde 5.8 zam görüyor.
Bu zamla eline topu topu 11 milyon geçecek. Çar-
şı pazar geziyor. Zeytinin kilosu bir milyon. Beyaz
peynirin 3-4 vs.
Ûfacık bir torbayı dolduramıyor.
Ama bugünden yapılan hesaplara göre milletve-
kili maaşlan 3 milyar 200 milyona yükseliyor. Yasa-
lann verdiği olanakian kullanarak emekli olduklann-
da ayiık maaş 4 milyar 200 milyonu buluyor.
Bu arada ikide bir Genelkurmay Başkanı'nın ma-
aşı ekranlara geliyor. 3 milyar 120 milyondan 3 mil-
yar 300 milyona yükselecekmiş.
Milletvekillerinin ölçüsü Genelkurmay Başkanı'nın
maaşı.
Oysa Merkez Bankası Başkanı'nın maaşı 15 mil-
yar!
Bir bürokrat 15 milyar alıyorsa, milleti temsil eden-
ler neden aynı ölçekte maaş almasınlar ve bu gerek-
çeyle, yasaya pekâlâ "Milletvekilleri maaşı Merkez
Bankası başkanı ile eşdeğerde hesaplanır" diye bir
hüküm koyabilirler.
Zamlan sağlayacak sorun ele alınırken bu olası
davranışa kanşmak, engellemek kimin haddine?
Anayasadaki değişikliğe dayanarak milletvekille-
rinin özlük haklannı (ödenek ve yolluklannın arttınl-
masını) düzenleyecek olan yasa TBMM'de görüşü-
lürken ufacık bir kâğıda bu içerikte bir önerge yazı-
lır, komisyon öneriye katılır, başkan da bir milletve-
kili, oya sunar önergeyi ve zammı alacak muhalefet-
ten iktidardan eller topluca havada!
üderler arasında sorana rastlamadık ya; ne ki, iki-
de bir yayımlanan kamuoyu araştınmalannda TB-
MM'ye ve milletvekillerine güvenin giderek azaldığı
bitdiriliyor. Kimi zaman bu sonuçtan ıstırap duyan ki-
mileri aralarında tartışıyoriar.
Son olarak ANAP lideri, partisinin düşük yüzdesi-
ne bir mazeret buldu. "fiüfün partilerin yüzde 10
barajının altında" kaldıklannı söyledi.
Fakat Mesut Yılmaz dahil bütün parti lideıieri ne
yüzde 10'un altında kalmanın nedenlerini açıklıyor
ne de bu türden bir tartışmaya önayak oluyorlar.
Acaba neden? özürierinin kabahatlerinden daha
büyük olacağından mı kaygılanıyorlar?
Ne var ki; milletvekillerinin savunulannda sağlam
bir öğe var. Milletvekili maaşlannı yükseltmek, mil-
letvekilinin suç işlemesi durumunda Yargıtay'da yar-
gılanmasını önlemek Avrupa Birliği dayatmalart lis-
tesinde yer almıyor ki...
Tribûnde izleyici
Demek oluyor ki; maaş arttınmı, dokunulmazlık-
lara dokundurmamak, Yargıtay'da zorlu yargılanma-
lar yerine TBMM kulislerinde olaylan istedikteri yö-
ne evirip çevirip aklanmak... AB koşullanna ve ölçüt-
lerine aykın değil.
Öyleyse? Maaşla ilgili tartışmalan körükleyenlerin
yedikleri naneye bak!
Kısacası, milletvekilleri üç fire vererek anayasa de-
gişikliğini sağlamadılar mı?
"AB yolunu açanz-Zamlan cebe atanz" doğrultu-
sunda başanlı bir sonuç almadılar mı?
Maaş zamlan 2002 bütçesine 6.5 trilyon yük ge-
tiriyormuş. Masal! Katrilyonlaria ölçüten bir bütçede
6.5 trilyonu sorun yapmanın âlemi var mı?
Kemal ÖerViş daha önce açıkladı; velakin IMF'nin
yeni dayatması devlet harcamalannın kısılmasını is-
tiyor.
Ek kaynak sağlamakta IMF'nin "çekimser" tutu-
mu doğrulanıyor.
Derviş'in, cebinde yeni dış kaynak listesiyle gelip
gelemeyeceği belli değil.
VVashington'da gereksinilen paralan "iç ve dış kay-
naklardan karşılayacak bir formül" üzerinde çalışıl-
dığından söz ediliyor.
Bu arada dışımızda bir şeyler oluyor. Orta Asya'yı
ABD'ye kaptırmamak, yaşam alanlanndaki yeni pay-
laşımda söz sahibi olabilmek için Putin (Rusya) ola-
ğanüstü şaşırtıcı -başanlı- manevralar yapıyor.
Ya biz? ABD'nin 3 Ekim'de NATO'ya bildirdiği is-
teklerden üzerimize düşenleri -zaten- 21 EylüTde
VVashington'a verdik.
Hükümetimiz uslu uslu tribûnde izleyici.
Uyusun da büyüsün ninni!
Kasımdaki toplantı öne alındı
Uçuşgüvenliği için ek
önlemlergündemde
ANKARA(Cumhuri-
vetBürosu)-ABD'dell
Eylül günü gerçekleşti-
rilen terörist saldınnm
ardından tüm dünyada
tartışmaya açılan uçuş
güvenliği konusu, önce-
ki gün bir Rus uçağının
Karadeniz'e çakılma-
sıyla önemini pekiştirdi.
Ulaştırma Bakanı Oktay
Viıral, 11 Eylül'dekisal-
dınlardan sonra uçuş
güvenliği konusunda
önlemlerin arttınldığını,
endişeye gerek olmadı-
ğını, ancak bazı nokta-
larda ek önlemlerin gün-
deme getirilebileceğini
söyledi.
Vural, Karadeniz'e
çakılan Rus uçağmda,
Türk hava sahasından
geçerken yapılan konuş-
malann kaydını istediği-
ni bildirdi. Türk Hava
Yollan (THY) yetkilile-
ri de, uçuş güvenliğinin
yüzde 99'luk bölümü-
nün "yerde" sağlanma-
sı gerektiğinin altuu çi-
zeıken "meydan güven-
BğT konusunun duyar-
lılıkla takip edilmesi ge-
rektiğini vurguladılar.
Ulaştırma Bakanı Vu-
ral. uçuş güvenliği ko-
nusunda ek önlemlerin
alınmasmın gündeme
gelebileceğini bildirdi.
11 Eylül'den sonra arttı-
rılaı önlemlerin halen
uygulandığını anlatan
Vural, Uluslararası Ha-
vacılık Örgütü'nün stan-
dartlannı Türkiye'ye
uyarlamak istediklerini
kaydetti. Vural, Milli
Havacılık Güvenlik Ku-
rulu'nun kasım ayında
yapılacak olan toplantı-
suıı, son gelişmeler doğ-
rultusunda öne çekme
gereksinimi duyduklan-
nı vurgularken toplantı-
nın bu ay içinde yapıla-
cağını bildirdi.
Vural, yer hizmetlerin-
den uçuş personeline ka-
dar her alanda güvenlik
sertifıkalannın yenilene-
ceğini, yolcu sorgulama
eğitiminin gözden geçi-
rileceğini, bilet kontrolü
yapan personelin, yolcu-
larla iletişime geçeceğini
ve kuşkulu kişilere rast-
lanması durumunda ilgi-
lilere bilgi vermesinin is-
teneceğini anlattı. Bütün
bunlann yeni bir maliyet
gerektirdiğini vurgula-
yan Vural, maliyet ana-
lizlerini de içeren kap-
samlı bir raporu gelecek
hafta Bakanlar Kuru-
lu'na sunacağını bildirdi.
Vural, Karadeniz üze-
rinden geçerken düşen
Rus uçağıyla ilgili geliş-
melerin de izlendiğini
belirtirken uçağın Türk
hava sahasından geçer-
ken yapılan konuşmala-
rın kaydını istediğini
söyledi.
Clintonyönetiminin DışişleriBakan Yardımcısı Talbott 11 Eylül sürecini değeıiendirdi
hedef siyasal îslamLEYLA TAVŞANOĞLU
ABD'nin eski başkanı BfflCBn-
ton yönetiminin Dışişleri Bakan
Yardımcısı Strobe Talbott, "11
Eylültarihinin Bush yönetimiiçin
döoüm noktası olacağından kuş-
kum yok. Vktnam ABD için bö-
lücü etkikr vapmışü. 11 Eyİül bir-
leştirici unsurolacaknr" dedi. Tal-
bott, ABD'nin bundan sonra siya-
sal tslamla mücadele edeceği ve
yeşil kuşaktan vazgeçtıği mesajı-
nı da verdi.
Türkiye Ekonomik ve Sosyal
Etütler Vakfi'nın (TESEV) davet-
lisi olarak geldiği Istanbul'da ön-
ceki akşam "Washington ve Dün-
ya: Amerikan Dış Potitikasında
Değşim ve Sürekiuİk'' konulu bir
konferans veren Talbott, sunumu-
na şöyle başladı: "11 EylüTdetı
önce buraya gehneyi planlryor-
dum. Ama 11 EylüU'den sonra,
geimem için daha fazia neden or-
taya çıktı. Bunfaırdan birisi yaşa-
mm,özeuHde uluslararası yaşamm
devamının gerekliliği, ikincisi de
11 Eylül'den sonraki yanhş algda-
malan ortadan kakbnp bu fad-
alann oluş nedenlerini öğrenebil-
mekthr." Akn'fsiyasetten çekildik-
ten sonra Yale Oniversitesi bünye-
sinde "Study of Globanzation"
(Küreselleşme Çalışmalan) adlı
bir düşünce üretme merkezi kuran
Talbott, sözlerini şöyle sürdürdü:
"11 Eylül'den sonra ne dünya, ne
ABD ne de ABD'nin dış poİitika-
sı eskisi gibi olacak. Bu tarih, ço-
ğumuza derin bir kötülüğün ger-
çek yüzünü gösterdl Kimilerimiz
bu yüzü hiç görmemişti. Yine 11
EyKiLtoplumumuza yenidenyapı-
lanma konusundaki vüksek bece-
risini hanrlabrken, dünyamızdaki
kültüıier,tophunlar ve dinler ara-
smdald anlaşmazhk ve yanbş an-
lamalan da işaret etnüştir."
Bush yönetimine övgü
tkiz kulelere saldınyı düzenle-
yenlerin dünyayı kutuplaştırmak
amacını gürfüklerini vurgulayan
Talbott, olayı ele alış biçimi ne-
deniyle Bush yönetimine övgü
yağdırarak şunlan söyledi:
"Bush yönetimi hemen harekete
geçmek ve öç alnıak yerine, ka-
rarhhk. basiret ve sabn yeğledL
V önetimin, göreve geldiği zaman
dış iUşküere, insan yönetimine sır-
ûnı çevireceği kaygüan vanü. A-
ma daha ilk deneyimde başanh
oJdu. tskm dünyasma karşıda ba-
siretiibirtutumizledL''
ABD yönetiminin, bu kararlı
tutumunda her taraftan destek al-
dığına işaret eden Talbott, "Çin
destekhyor. Iran'da mollalann te-
rörekarşıdhatflanetmeleri,terör
lannı sevmememe rağmen beni
memnun etti. Rusya'da Putin yö-
netimi, buvesileyle ABD'ye yakm-
laşmaya özen gösterdL Soğuk sa-
vaş sonrası çağmfîldrterive ger-
çekleri daha net befiriyor" dedi.
Bir askeri harekâtın karşı tara-
fin misülemelerine de yol açaca-
ğı uyansuıda bulunan Talbott,
uyanlannı şöyle sürdürdü: "Yok-
sullukla mücadele terorizmie de
savaşun olacaktır. Burada bir teh-
Kke var. Dünyada tatsız güçlerle
tatsızpazarhktaryapümakta, düş-
manımın düşmanı dostumdur, gi-
bi yanhş düşünceterden hareket
edümektedir. Sovyetier Afganis-
tan'a girdikierine bin kere pişman
oldular. Bundan sonra yeni Fran-
kenstein robodan yaratmayalım."
Talbott, daha sonra Türkiye'nin
pozisyonuna geldiği konuşmasın-
da şu görüşlere yer verdi. "Tero-
rizmk mücadelede, uzun vadede
Törkiye'nin çok önemli bir rolü
var. 11 Eylül'ün İdamia ilgisi yok,
deniyor. Ama Muhammet At-
ta'nın son yazdıklannı okuyunca
buna inanmak miimkün değiL Si-
yasi Islamla mücadelede Türld-
ye'ninönemibüyük.Laik, demok-
ratik Türkiye bu bölgede model
olacaktır.
"30 yıl önce Turldye'ye geldi-
ğimde Türkiye bizim küit mütte-
fîkûnizdL Keşke zamanında bu
bölgeye daha çok akıl ve para ya-
ünmıyapsaydık"
VbksuDuk-terorizm flişkia
Talbott, sunumundan sonra so-
rulan da yanıtladı. Teröriin, para-
ya ihtiyacı olan ülkelerle IMF
arasındaki ilişkilerle bir bağlan-
tısı olup olmadığı sorusuna Tal-
bott şu yanıtı verdi: "Bu ülkelere
yeterti ölçüdeparaverümiyor ola-
bilir. Burada başka bir tehUke,
çok para verdiğinizde bu panuun
başka yerlere kanahze edümesi-
dir. YoksuUuk ve terorizm arasın-
da doğrudan bir bağ olduğuna
inamvorum."
Talbott'un son söylediği şu
cümleler dünyanın artık gerçek-
ten eskisi gibi ohnayacağı mesa-
jını içeriyordu:
"Bölgenin yaran için Afganis-
tan'ıyeniden ayağa kakhrmahyız.
Toplumlan inşa etmek önemli.
Batan uluslar dünya coğrayasm-
da kara deükler oluşturuyorlar. I-
rak'taiseSaddamgidipyerinebir
başkası gelmeden bu bölgeye ra-
hat huzur vok."
Ismail Cem, ABD'ye ciüzenlenen saldınnın ardından dengelerin değiştiğini söyledi
NATO acîl olarak genişlemeliSOFYA (AA) - Dışişleri Baka-
nı Ismail Cem, ABD'ye karşı gi-
rişilen terörist saldınlann arduı-
dan dünyada yeni dengelerin
oluştuğunu belirterek, "11 Ey-
lüTde yaşananlar NATO'nun ge-
nişlemesini daha acfl ve erteJene-
mez hale getirdi'' dedi.
NATO Adayı Ülkeler Devlet
Başkanlan Zirvesi, Bulgaris-
tan'ın başkenti Sofya'da başladı.
NATO üyeliğine aday Bulgaris-
tan, Letonya, Slovenya, Estonya,
Arnavutluk, Slovakya, Litvanya,
Makedonya, Hırvatistan ve Ro-
manya devlet başkanlannın ka-
• Terorizmin uluslararası hukuki
tanımının net olarak yapılfnası ihtiyacına
dikkat çeken Cem, bu net tanımda ortak
bir dilin kullanılması gerektiğini söyledi.
tıldığı toplantının açılışı, Bulga-
ristan Cumhurbaşkanı Petar Sto-
yanov tarafından yapıldı. Açılış-
tan sonra ilk konuşmayı Bakan
Cem yaptı. Cem, Avrupa'da bah-
sedilen tehditlerin aslmda yeni
ohnadığını belirterek, bunlann,
"etnik ve ırkçı mffliyetçilik flete-
rorizm" başhklan altında topla-
nabileceğini söyledi.
"Terorizmin dini coğrafyası ve
hakhbğıyoktur" diyen Cem, tero-
nzme "klami terör" gibi sıfatlar
eklenmesinin, birlik ve beraberli-
ğe çok daha fazla ihtiyaç duyulan
bu günlerde gereksiz aynmlar ya-
ratacağına dikkat çekti. Cem,
uluslararası terorizmie başa çıka-
bihnek için NATO'nun genişle-
mesi gerektiğine işaret ederek,
"11 EylûTde yaşananlar NA-
TO'nun genişlemesini daha acflve
erteienemez halegetirdi" diye ko-
nuştu. NATO Genel Sekreteri
George Robertson da konuşma-
sında, terörist saldınlann ardın-
dan yaşanan yeni gelişmeleri de-
ğerlendirdi. Dünyanın hâlâ 11 Ey-
lül'de yaşanan olaylan yorumla-
maya çalıştığını belirten Robert-
son, "Çünkü. 11 Eyiül'deki facia
a^haöncekjbütü^ıİJdıiertmizive
hayaDerimizi yıkn" diye konuştu.
tstikrarsızlık ve baskı ortamının
terorizm için en uygun ortam ol-
duğunu belirten Robertson, "Çok
emikli devtederi destekkyip istik-
rarh bak getirmeliyiz" dedi.
Devlet Bakanı Derviş, yeni dışfınansmanın gelecek hafta netleşeceğini söyledi
G-7'de Türkiye ele abnaeak
WASHINGTON (AA) - Devlet
Bakanı Kemal Derviş, 2002 yılı
için Türkiye'nin ekonomisiyle il-
gili finansman profilini çıkarmak
üzere Uluslararası Para Fonu IMF
ve diğer kuruluşlarla görüştükle-
rini ve daha yüksek bir resmi fı-
nansman gereğinin kabul edildi-
ğini bildirdi. Derviş, Washing-
ton'da bugün G-7 ülkeleri zirvesi-
nin toplanacağını, Alman yetkili-
lerle de temasa geçildiğini ve bu
toplanhda Türkiye'nin de konu
olacağmı vurguladı.
Derviş, dün Türkiye'nin Was-
hington Büyükelçihği'nde düzen-
lediği basın toplantısında, 2002
dış fınansmanı için IMF ve Tür-
kiye'nin ekonomisiyle ilgili diğer
kuruluşlarla finansman profili çı-
karmaya çalıştıklanm belirtti.
Derviş, Washington'da Amerikan
hükümeti yetküileri, IMF ve Dün-
ya Bankası ile temaslannda, ma-
li önlemleri anlattıklannı belirte-
rek tamamen özel kanallardan ge-
lecek fınansmanın yeterli olma-
yacağı ve resmi kanaldan gelme-
si gerektiğinin vurgulandığnu ve
bu görüşün de muhataplan tara-
fından anlayışla karşılandığını
söyledi. Derviş, finansman konu-
su son safhaya gehneden dış fi-
nansmanın miktan ve
şekli konusunda
konuşmanın
hatalı olacağı-
nı belirterek
"Yarm (bu-
gün) kendi
aralannda tarbşacaklar ve hrda
kararverecekler. Gelecek hafta da
son kararlarverüecek" dedi. Der-
viş, Türkiye'nin borç ödemesi er-
telenmesi isteyip istemeyeceği
yolundaki bir soruya, "Geri öde-
meier var. ama esnekliğe bağh.
Türk ekonomisi açısından yararh
olacak şekilde ödeyeceğiz'' dedi.
2002 bütçe paketinin
ğj hazırlanması gerektiğini
*^söyleyen Derviş. "Belki
-A bazıhedeflerierteleme-
Nmiz gerekiyor. Ger-
çekçi şekilde neyin
/ , olup ounayacağmı
" f
2002'ye oturtmahyız''
dedi. Derviş, devletin
küçühnesinde perso-
nel azaltılmasına gidi-
lip gidihneyeceği so-
rusuna karşılık, "Bü-
yük sorun, maaşlarm
düşük olmasL Ancak yery-
erkadrolardaçokşişkm" dedi.
Derviş, programında olmama-
sına karşıhk, TSl 23.00'te ABD
Başkan Yardımcısı Dfck Cheney
ile bir araya geldi. Derviş, VVas-
hington'da rakamlar üzerinde tar-
hşmalara bu hafta devam edecek-
lerini belirtirken ne zaman Türki-
ye'ye döneceği konusunda bilgi
vermedi.
Kredi ekim sonuna kakfa
Bu arada, Derviş'in, Türk bası-
nından sonra yabancı basın için
düzenlediği toplantıda, görüşme-
lerinuzaması dolayısıyla 10. göz-
den geçirmenin ardından Türki-
ye'ye serbest bırakılacak 3 milyar
dolarlık dördüncü kredi dilimi
için ekim ortasında toplanması
beklenen IMF lcra Direktörleri
Kurulu'nun, bu toplantısmın ekim
ayı sonuna sarktığını söylediği Öğ-
renildi.
Düşen uçakta kurşun deliğl
• Baştarafi 1. Sayfada
ma deneyimleri olan
ABD, tsrail ve diğer ül-
kelerdeki meslektaşlan-
mızdan karakutunun çt-
kanhnasuun mümkün
olup olmadığma Uişktn
araşürma yapümasında
bize yanhmcı ohnalan-
m talep edjyoruz" dedi.
Israil ulaştırma bakan-
lığı sözcüsü, Israilli uz-
manlardan oluşan bir
ekibin araştırmalara ka-
tıhnak üzere bugün Rus-
ya'ya gideceğini duyur-
du.
Uçağın düşüşüne iliş-
kin ortaya atüan iddialar-
dan biri, Ukrayna donan-
ması tarafından atılan bir
fuzeyle kazara vurulmuş
ohnasıydı. Ukrayna Sa-
vunma Bakanı'nin ardın-
dan Devlet Başkanı Le-
onid Kuçma da, bu yön-
deki iddialan yalanladı.
Ancak Ukrayna Başba-
kam Kinakh dün yaptığı
açıklamada, uçağın Uk-
rayna füzeleri tarafından
kazara düşürülmüş ohna
ihtimalini reddetmedikle-
rini belirterek bu varsayı-
mın"dikkatealınmasıge-
rektigmi" söyledi. Beyaz
Saray sözcüsü Ari Fleisc-
her, "Şu anda, bunun te-
rorizmokhığunu gösteren
hiçbirbulguyok" diye ko-
nuştu. Daha önce Penta-
gon kaynaklan, uydu gö-
rüntülerine dayanarak
uçağın bir tatbikat yap-
makta olan Ukrayna bir-
liklerinin attığı füze sonu-
cu düşürüldüğünü açıkla-
mışlardı. Bir Pentagon
yetkilisi uçağın SA-5 ola-
rak da bilinen S-200 fü-
zesi tarafından hedefini
kaybederek uçağa kilit-
lenmesi sonucu vuruldu-
ğunu bildirmişti. ABD
kaynaklan arasında, füze-
nin tipine ilişkin tartışma
sürerken uçağın karadan-
havaya bir füze ile kaza
sonucu vurulduğu iddi-
alan güç kazanıyor.
Diğer yandan Rus-
Düşürülen sivü uçaklar
11 EyKl 1968: Fransız Havayollan'na
aitbiruçak, Akdeniz'de düstü, 95 kişi öl-
dü. Bir Fransız ya da Italyan gemisinden
yanl»şlıkla ateşlcnen füzenin uçağa ısabet
ettiği öne sürüldü.
21 Şubat 1973: Trabhıs-Kahire seferini
yqan Libya uçagı, Sina Çölü'nde Israil
uçaklannca vuruldu. 10S kişi öldü.
27 Haziran 1980: Italyan Havayolla-
n'na ait DC-9, Bolonya'dan Palermo'ya
giderken, Sicirya açıklannda havada infı-
lakettı. Uçağın Arnerikan ya da Fransız
uçaklanaca vurulduğu iddia edıldi. ABD
yalanladı, Fransa açıklama.yapmadı.
31 Ağustos1983: GüneyKoreHavayol-
lan'na ait Boeig 747, Sahalin adası üze-
rinde Sovyet jetlerince vurularak düşü-
riiidü. 269 kişi öldü.
3 Temnıuz 1988: tran'a ait Airbus tipi
uçak, Ender Abbas'tan Dubai'ye gider-
ken, Iran savaş uçağı sanılarak Amerikan
destroyeri Vincennes tarafından füzeyle
duşürüldü. 290 yoicu öldü.
26 Aralık 1998 ve 2 Ocak 1999: BM'ye
ait iki uçak, Angola'da UNITA gerillaİa-
nnca vurularak duşürüldü. 23 kişi öldü.
ya'nın Ukrayna'nın gü-
neyinde Sivastopol'daki
Karadeniz Filosu'nun
basın sözcüsü uçağın bir
Ukrayna füzesi tarafm-
dan vurulduğunu açıkla-
mış, ancak daha sonra fi-
lo yetkilileri bu açıkla-
mayı yalanlamıştı. Uk-
rayna askeri yetkilileri
de, kendilerinin tatbikat-
ta kullandıklan füzelerin
uçagı vuracak menzile u-
laşmasunn mümkün ol-
madığmı belirtmişlerdi.
Rusya Devlet Başkanı
VTadimir Putin Israil
Başbakanı ArielŞaron'u
arayarak üzüntülerini di-
le getirdi. Putin ve Şa-
ron'un olaym gerçek se-
bebini bulma konusunda
görüş birliğine vardıkla-
n belirtiliyor. ABD Baş-
karu George Bush'un da
Putin'i telefonla araya-
rak başsağlığı dilediği
bildirildi.
• 9
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Terör örgütlerinin devletler arasındaki ilişkllere
etkisi yeni değil. Son dönemde daha sık vurgulan-
dığı gibi bunun sancısını en çok Türkiye çekti, çek-
meye devam ediyor.
ABD'ye yapılan saldınnın ardından değişen dün-
ya politikalanna baktığımızda, 21.Vüzyriın en azın-
dan ilk on yılını terör olgusunun biçimlendireceği-
ni söylemek abartma olmaz.
En sıcak durum ABD-Rusya yakınlaşması. Te-
rörle mücadele zemini iki ülkenin şu aşamada Or-
ta Asya'ya aynı pencereden bakmasına neden ol-
du. Gelişmelerden kazançlı çıkacak taraf olarak
kabul edilen Rusya'nın terörle mücadele adı altın-
da yeni bir strateji çizdiği söylenebilir. Bunun sa-
tırbaşjannı şöyle vurgulayabiliriz:
1 - Oncelikle, yıllardır uğraştığı Kafkaslar'da da-
ha rahat hareket etmeye başlayacak. Buradaki
operasyonların insan haklanna aykınlığı iddialan
geri plana düşecek.
2- Kafkaslar'daki kimi örgütlerin terör destekçi-
si olduğunu ilan edip, bunlann öteki ülkelerde^
bağlantılannı da 'çözülmesi gereken sorun' haline
getirecek.
3- Çin'le 90'lann ikinci yansından itibaren kur-
duğu sıkı ilişkilere dokunmayacak, aksine geliştir-
meye çalışacak. Böylece Rusya, Doğu- Batı ara-
sında adını şimdiden koyamayacağımız bir yapı-
lanma oluşturabilir.
4- Orta Asya'da eski etkinliğini sürdürmek için
de yeni bir cephe kazanmış oldu. Rusya yetkilile-
ri Batı'ya bir şey söylerken rahatça, Biz ve Orta
Asya cumhuriyetleri' tanımını kullanabiliyoriar.
Orta Asya'da Ortadoğulaşmal
Şu aşamada ABD açısından en büyük tehlike,
Bin Ladin'in kendisine teslim edilmesi. Böyle bir
durumda günlerdir oluşturulmaya çalışılan terörpo-
litik geri çekilir, yeni bir süreç başlamış olur.
ABD, uzun zamandır "terörü destekleyen ülke-
ler" listesi ilan ederek deyim yerindeyse terörpoli-
tiğin bölgesel ömeklerini vermişti. Şimdi listele-
menin yeniden yapılacağını görüyoruz. önümüz-
deki dönemde bu yolla devletlerin yanı sıra ulus-
lararası şirketlerin de başı ağnyabilir.
Avrupa ülkeleri de terörpolitiği bir başka açıdan
kullanıyordu. Bir ülkenin içinde sorun oluşturan ki-
şi ve gruplan önce ülkesine kabul ediyordu. Onla-
ra, kamu düzenini bozmamalan kaydıyla her ola-
nağı sağlıyordu, hatta maaşa bağlıyordu. Ardından
da bu gruplann gündeme getirdiği sorunlan hedef
ülke için kullanıyordu. ABD-lngiltere hatnna oran-
la daha hantal bir yapıya sahip olan AB ülkelerinin
izlenecek yeni politika konusunda henüz karar ver-
mediklerini görüyoruz.
Türkiye ne yapacak?
oncelikle terör tanımının yapilmasını ve bu ko-
nuda çifte standart uygulanmamasını istiyoruz.
Hemen vurgulayalım, bu yetmez. Zira bu türta-
nımlar geniş bir torba gibidir. Içine istediğiniz za-
man istediğiniz şeyi koyabilirsiniz. Türkiye kimi
komşularıyla, Balkan ülkelerinin çoğuyla teröre
karşı işbiriiği antlaşmalan imzaladı. Bunlan yeni
döneme uyariamak gerekjyor.
önümüzdekı günlerde Rusya Çeçen örgütlerini,
Çin de Uygur örgütlerini "terörist" ilan etmeye ha-
zırianıyor. Bu konularda Türkiye'nin eteğinde taş
yok ama, hiç beklemediği suçlamalaria karşı kar-
şıya kalabilir.
Şimdilik Afganistan'ın etrafında dönen terörpo-
litiğin aynı zamanda petropolrtik, jeopolitik kav-
ramlan da içerdiğini görüyoruz. Bu gidişin deva-
mında, endişemiz, yanılmayı ditediğimiz durum şu:
Orta Asya ve Kafkaslar, Ortadoğulaşıyor!
ankcum©ttnetnettr
Dışişleri'ne güven mektubu
Ermenistaiij Türkiye'ye
diplonuttiktemsüciatadı
ANKARA(AA)-Er-
menistan, Karadeniz
Ğkonomik işbiriiği
Parlamenterler
Asamblesi (KEÎPA)
bünyesinde Türkiye'ye
diplomatik temsilci
atadı. Bu gelişmenin,
Türkiye ile Ermenistan
arasında "yeni bir dö»
nemin habercisi olarak
yonımlanmamasr ge-
rektiğini vurgulayan
Dışişleri Bakanlığı
yetkilüeri, "Bu, Türki-
ye veErmenistan iBşki-
lerini ikili düzeyde et-
kileyecek bir gelişme
değU" dediler.
Ermenistan'ın KE-
IPA Daimi Temsilcisi
Arsen Avak>an, çar-
şamba günü Anka-
ra'ya gelerek güven
mektubunu Dışişleri
Bakanlığı'na sundu.
îstanbul'da yayımla-
nan Agos Gazetesi Ge-
nel Yayın Yönetmeni
HrantDink, Karadeniz
Ekonomik Işbirli-
ği'nin, Türkiye-Erme-
nistan ilişkilerindeki
"en dddi süreç" oldu-
ğunu belirterek, "Artik
Ermenistan'ın Türki-
ye'debir bürosu vedip-
lomatik temsilcisi var"
diye konuştu.
DipkHnatikflişkmin
altbasamağı
KEl Sekretarya-
sı'nın Istanbul'da bu-
lunduğunu ha^tırlatan
Dink, bütün üyelerin
Sekretarya'da daimi
temsilci bulundurma
hakları bulunduğunu,
Ermenistan'ın da bu
çerçevede daimi bir
büro açarak kendi tem-
silcisini Istanbul'a
gönderdiğini kaydetti.
Avakyan'm KEÎ çerçe-
vesinde görevlendiril-
diğini, bu gelişmenin
"iki ülke arasındaki
diplomatik iliskilerin
kurulduğu" şeklinde
anlaşılmasımn hatalı
olacağını ifade eden
Dink, "Bu, Ermenis-
tan-Türkiye arasında
diplomatik iüşkilerkn-
nümasuun bir ait ba-
samağuu mı oluşturu-
yor" sorusuna şu yanı-
tı verdi: "Bana kahrsa
evet.. Bunu ümit et-
mek isteriz doğrusu.
Bir başlangıçtır... Er-
menistan'ın Türld-
ye'de küçük, bölgesel,
kısmi de oba birtemsil-
cisi, bir temsilciüâ var
eninde sonunda. Inşal-
lah arkası geür, bütün
alanlarda geKr."
Öte yandan Dışişleri
Bakanlığı kaynaklan,
Ermenistan'ın Türki-
ye'ye Karadeniz Eko-
nomik işbiriiği Teşki-
latı (KEİ) bünyesinde
diplomatik temsilci
atamasınm, Türkiye ile
Ermenistan ilişkilerini
ikili düzeyde etkileye-
cek bir gelişme olrna-
dığını bildirdiler.
Avakyan'ın Erme-
nistan tarafından daimi
temsilci olarak atandı-
ğını doğrulayan Dışiş-
leri kaynaklan, görev
tanımı itibanyla "gü-
ven mektubu" sunul-
masuıın söz konusu ol-
madığını kaydettiler.