22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EKİM2Û01CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ydsuduğu • ANKARA (CTumhuriyet Bürosu) - AjnkaraDGM Cvunhunyet Savcılığı'nın Bağ-Kur'daki yolsuzluk id<üalanna ilişkin yiirûttüğü soruşturma kapsamında 5 kişi tutuklandı. Ankara Ernniyet Müdûrlüğü Kaçakçüık ve Organize Suçlar Şube Müdûrlüğü ekiplerince dün DGM'ye sevk edilen 9 kişiden Bag-Kur Ankara İl Müdürlüğü'nde görevli Doğan Erdal ve Şaban Altan ile Kırşehir II Müdürlüğü'nde çalışan Cengiz Tangüler'i "rûşvet alma", Süleyman Cebi ve Selami Türk'ü ise "rüşvet venne" suçundan tutukladı. Karayalçm: Yeni parti yakmda • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, yeni oluşumun hazırhklannın hemen hemen tamamlandığını belirterek, "Şimdi, kısa bir süre sonra yeni oluşum çalışmalannı tamamlayacak ve Türk toplumunun önüne Sayın Erdal Inönü'nün başkanlığında çıkacak. Eli kulağında, gün yakın" dedi. Karayalçın dün akşam Sosyal Demokrat Hareket dergisinin 5. kuruluş yıldönümü nedeniyle yemek verdi. Karayalçın, yemekte yaptığı konuşmada, yeni oluşum çalışmalannı tamamladıktan sonra Türk toplumunun önüne Erdal Inönü'nün başkanlığında çıkacağını söyledi. Karakoyunhı'dan zamyopumu • BALIKEStR(AA)- Devlet Bakanı Yılmaz Karakoyunlu, "Milletvekilleri maaşlanyla ilgili düzenleme yapıldı diye, anayasada yapılan diğer 34 maddelik değişikliği hiç yapılmamış gibi görmeyi dogru bulmuyorum" dedi. Balıkesir Halk Eğitim Merkezi Korosu'nca verilecek Türk Sanat Müziği Konseri'ni izlemek üzere dün Balıkesir'e gelen Karakoyunlu, gazetecilerin sorulannı yanrtladı. Karakoyunlu, milletvekili maaşlannda yapılan düzenleme hakkındaki görüşünün sorulması üzerine, "Ben, kanunun bu maddesinin değiştirilmesinde yanlışlık bulmuyorum" dedi. Esrar operasyonu • ADIYAMAN(AA)- Adıyaman Veysel Karani Camii yanında park ettiği 277DV882plakah otonobilinde bekleyen Mehmet Doğan, polis otosunu görünce kaçmaya çalmnca, takibe alınarak durduruldu. Otomobilde yaplan aramada, 7 kilo 50€gramtoz esrar bulındu. Doğan'ın, ilk sorpısundan sonra çıkaıldığı mahkemece tutudandığı, olayla ilgili bir dşinin arandığı belrtildi. ftrtojikAğ toftontrtan • btanbul Haber Servisi -Avrupa Konseyi'nce Tanbya Oteli'nde, Çevre Baianlığı evsahipliğinde düsnlenen "Özel Korımaya Değer Alanlar Ozainde Zümrüt Ağı'nın ICırılması Uzmanlar Gnou" ve "Pan-Avrupa Ekdojik Ağı Geliştirme Uzaanlar Komitesi" nıüterek toplantılan sona erd Çevre Bakanı Fevzi Ayîkm, Avrupa Konseyi yetalilerine, büyük önem venikleri Zümrüt Ağı çahmalannı devam ettmek için uluslararası ırıaı desteğe ihtiyaçlan b-uınduğunu ilettiklerini bikrdi. Mümtaz Soysal: Değil Kıbns'ı, Ege adalannı bile versek AB'ye üye olamayacağız Avrupa ikilioynuyorİstanbulHaberServisi- Es- kı Dışişleri Bakanlanndan Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Avrupa Birliği'nin Türki- ye'ye karşı ikili oynadığını belirterek, "DeğflKıbns'ıEge Adalannı bile versek, AB'ye gi- remeyeceğiz'' dedi. Aydın Ba- ğımsız Milletvekili Sema Piş- kinsût de yapılan anayasa de- ğişiklikleri- nin yalnız- ca bir adım ol- duğunu savuna- rak, "Bunun yerkşmesi için niyet ve si- yasal irade olmabdır. Bu yokşu an- da" diye konuştu. Marmara Üniversitesi'nin lstan- bul Ticaret Odası'nda düzenlediği "AB'ye Adayhk Sfirecinde Türid- ye'de tnsan Haklan Eğitimi ve Uy- gulamalan" konulu toplantıda ko- nuşan Prof. Dr. Mümtaz Soysal, Türkiye'nin dayatılan koşullan faz- lasıyla yerine getirmesi durumun- da bile AB'ye alınmayacağını sa- vundu. Türkiye'nin AB'ye üye ol- mak için "yaİvanr" duruma düştü- ğünü vurgulayan Soysal. "Türld- ye'nin anayasası var. Biz anayasa- vnm uygulayahm, gereklerini yerine getirehm. Avrupa'nın kapıana öyie gjdeiun" dedi. Türkiye'nin Kıbns sorununa AB'nin talepleri doğrul- tusunda yaklaşsa da AB'ye alınma- yacağını savunan Soysal, "Ne ya- parsak yapahm AB uyum süredni öne sürerek Türkiye'yi kabul etme- yecektir" diye konuştu. 'AB normlan benimsenmeir Sema Pişkinsüt ise konuşmasın- da AB programının Cumhuriyet programına büyük katkısı olacağı- nı belirterek, her iki programın bir- likte yürütülmesi gerektiğini söy- ledi. Cumhuriyet programının yü- rümesi için demokrasinin olmazsa olmaz koşul olduğuna dikkat çeken Pişkinsüt, şöyle devam etti: "1980 darbesinin sözdedemokrasi progra- mı bizi bugünlere getirdL AB norm- lan tophun olarak benimsenmeü- dir. 1982 Anayasası demokrasiyi ze- deleyici niteliktaşryor. Demokrasi B- derlercuntası amndadır. Egemenlik balka verilmeti, kabbmiı demokra- siye gecilmetidir." Anayasa değışikliklerini yeterli bulmadığını söyleyen Pişkinsüt, şunları söyledi: "Uygulamalara yansımayan davramşlar ya da ora- dan buradan küçük maddeler ha- Knde yapılan değişikükler, AB'nin gözünü boyamaya yönelik olarak değeriendirüir. Oysa bizim, özünde ve bu işin temeünde değişikliğe ih- tryaanuzvar." ODTÜ öğrencilerinden, ANAP lideri Mesut Yılmaz'a öfkeli sorular ve protesto: Konuşacak yüzünüz yokANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz, AB konferansına katılmak için gittiği ODTÜ'de öğrecilerin öfkeli soru ve protestolan ile kar- şılaştı. Yılmaz kürsüde katılım- cılann sorulannj beklerken söz alan bir ünversiteli, "Sayın Yıl- maz, bu vatanı satonız, Ülkeyi sa- vaşa sürüklüyorsunuz. Buna izin vermeyeceğiz. Sizingibileribu ülkeden ataca- ğE"dedi. ANAP Genel Başkanı Yıl- maz, Konrad Adenauer Vak- fi'nın katkılan ile ODTÜ'de düzenlenen AB konferansında üniversitelile- rin sorulan ve protestolan ne- deniyle sıkıntı- — • " ~ ~ ~ ~ - " " lı anlar yaşadı. Sorulannda IMF programı ve hükümetin ekonomi politikalannı sorgulayan öğrenci- ler ABD'ye verilen desteği eleş- tirdiler. Bir öğrenci Turgut Özal'ın Körfez Savaşı sırasında söylediği "1 koyup 3 alacağtz" sözlerini anımsatarak "Bunun gerçek olmadığmı herkes gördü. • Mesut Yılmaz, ODTÜ'de düzenlenen AB konferansında üniversitelilerin sorulan ve protestolan nedeniyle sıkıntılı anlar yaşadı. Yılmaz kûrsüdeyken bir öğrenci 'Konuşacak yûzünüz yok' deyince sinirlenen Yılmaz, 'Terbiyesizlik yapma' diye konuştu. Size künseinanmryor. Sizise Tür- Idye'yi savaşa sokmak istiyorsu- nuz. Intirlik'ten füzeler masum halklara karşı kullaıulacak. Sizin gibi bu vatanı satmak isteyen in- sanlan bu ülkeden atacağtz" de- di. Sorulan dinledikten sonra ko- nu dışındaki eleştirileri yanıtla- mayacağını söyleyen Yılmaz'a öğrencilerden birinin "Konuşa- cak yüzünüz yok" demesi ANAP Genel Başkanı Yıl- maz'ı sinirlendirdi. Yılmaz, öğrenciye dönerek "Bak genç kardeşim, ben bu- raya 30 sene önce öğrenci olarak gel- dim. Senin gibi ken- dini göstermek için densizUk yapan bir sürü adam vardı o zaman burada ve bugün onlann hiç- biribiryeregeleıne- diler. Hiçbir şey bil- "~~"^"^ — ~ miyorsansusmasuu biL Terbiyesizlik\apma" diye ko- nuştu. Yılmaz toplantıdan aynlır- ken, çevresindekilere, "Ben bu tür şejiere ahşkınım. Herhaldete- levizyon kanallan var diye böyle davranduar" dedi. Sosyalist Iktidar Partisi üyesi olduklan öğrenilen öğrencilere Jandarma müdahale etmedi. Yılmaz,ODTÜ'dedüzenlenen konferansta öğrencflerin tepldsi nedeniylezoranlaryaşadL(AA) Bütçeden öğrencibaşına aynlanpay 1993ydında 2600 dolar iken bugün 1170 dolar Üniversiteler darboğazdaANKARA(CumhuriyetBü- rosu)-Üniversitelerarası Kurul Başkanı Prof. Dr. Rna Ayhan, devlet üniversitelerinin darbo- ğazda olduğunu belirterek, bu darboğazm hem öğrenciler için yeni kontenjanlar yaratıl- masnu engellediğini, hem de üniversitelerin kaynaklanru kuruttuğunu söyledi. Devlet ve vakıf üniversitele- rinin rektörleri ve temsilcile- rinden oluşan Üniversitelera- rası Kurul dün toplandı. Kurul Başkanı ve Gazi Ünıversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayhan, yak- laşık 3 saat süren toplantmın ardından. gazetecilerin sorula- nnı yanıtladı. Toplantıda, özel- likle devlet üniversitelerinin durumunun değerlendirildiği- ni belirten Prof. Dr. Ayhan, şunlan kaydetti: "Devtetümversheleridarbo- ğazdadır. Buna bir örnek ver- mek gerekirse, 1993 yıhnda öğ- renci başına bütçeden aynlan pay 2 bin 600 dolar düzeyin- deydi BH miktar 2001 yıbnda 1170 dolara düşmüştür. Dünya ortalamasımn 3 bin 370 dolar olduğunu dikkate alacak olur- sak,nekadarbü>ük bir darbo- ğazda olduğumuz dana iyi an- laşıhr. Bu darboğaz hem öğren- cikrimiz için kontenjan >arat- mamızı engellemekte, hem de üniversitelerimizin kaynakia- rmı kurutmaktadır. Bu koşul- lar aHmda üniversiteler 2005 yıhnda hedeflcdikleri sayida öğretim üye» yetiştirememe tehBkesiyle karşı karşıyadır." Yasa değişikliği gerekli Üniversitelerin sıkınnJannın sadece ekonomik konularda olmadığını belirten Prof. Dr. Prof. İmamoğluna VVolfgang paul' ödülü İstanbul Haber Servisi - Alexander von Humbold Vakfı'nm, bu yıl ilk kez verece- ği "VVolfgang Paul" ödülünü Sabancı Üni- versitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ataç Imamoğlu aldı. Alman Alexander von Humbold Vakfı, bu ödülü Alman uyruklu olmayan, kendi alanında uluslararası ûn yapmış her disip- linden ve her ülkeden bilim adamı ve aka- demisyenleri aday gösteriyor. Ödülün ama- cı, birinci smıf kalitede yenilikçi araştır- malar yürütühnesine ve genç araşOrmacı- lann da bu çalışmalara entegre edilmesine olanak sağlamak. Vakıf, ödülü alan kişıye 2001-2003 yıllan arasında araştırma yap- mak için 4 milyon mark verecek. Ayhan, bütçe harcamalannın üniversitelerinin inisiyatifınde olmadığını belirterek, bunun kolaylaştınlmasııu istedikleri- ni anlattı. Yükseköğretim Ya- sası'nda yapılacak değişüdik- lere ilişkin hazırlanan tasanda yer alan konulann da toplantı- da görüşüldüğünü kaydeden Ayhan, tasannın Meclis'te ka- bul edilmesi halinde öğrend- lerin daha iyi olanaklarla öğre- nim göreceklerini söyledi. Prof. Dr. Ayhan, öğretim üyesi adaylannın merakla bek- lediği doçentlik sınav jürileri- nin oluşturularak kurulda onaylandığını bildirdi. Ayhan, oluşturulan jürilerin en kısa zamanda doçent adaylanna bildirileceğini söyledi. SODEV ve TÜSES tarafından kurulan okulun açılışı 11 Ekim'de İnönü tarafindan yapılacak Sosyal demokrasi dersleri başhyorİstanbulHaber Servisi- Sos- yal demokrasinin anlaşıhnası- na ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla SODEV ve TÜSES tarafindan kurulan sosyal demokrasi okulunun beşinci dönem dersleri 11 Ekim'de başlıyor. Ercan Karakaş, sağ kesimin Sovyetler dağıldıktan sonra "ideolojikr bitti, sol çöktü" di- ye bir propaganda başlattığını belirterek, "Biz böyle bir sü- reçte TÜSES'le birtikte sosyal demokrasi okulunun gerekh* olduğuna karar verdik" dedi. Karakaş, sol ideolojinin ve sosyal demokrasinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla geçen sene sosyal demokrasi okulunu oluştur- duklannı söyledi. Bugüne dek 150'ye yakın insanın bu kurslara katıldığını, 120 kişinin de sertifika alma- ya hak kazandığını belirten Karakaş, şöyle konuştu: "Biz bu çahşmayı çok önemsiyoruz, çünkü özeffikle de Türkiye'de hepimizin bUdiğj gibi sosyal de- mokrasi bir krizvasıyor, parla- mentoda temsil edilmiyor. sos- yal demokraüar yeniden bir oluşum, yeni bir parti yarat- mak uğraşındalar. Böyle bir dönemde, sosyal demokrasi ideolojisinin bütün boyutlany- la bu seminerlerde ele ahnma- sı çok yararh olacak." t Kadro yetiştirilemedi' Okulda, sosyal demokrasi- nin evrensel ve ulusal tarihi- nin, temel ilkelerinin, sosyal demokraside ekonomi, küre- selleşme, sosyal demokrasi- nin örgütlenme anlayışı, kül- tür anlayışı, kadınlara bakışı, banş politikalannın ele alındı- ğnıı ifade ederek, derslerin de tartışmalar biçiminde sürdü- rüldüğünü söyledi. Bugüne kadar sosyal demokrasiyle il- gili bu çapta sistematik bir eğitim yapılmadığma dikkat çeken Karakaş, "Maalesef sosyal demokraside iddiah partiler, geçmişte özeüikle gençleri kadro olarak yetiştir- mek üzere eğhime önem ver- mediler. Halbuki çağdaş sol partüerde, partinin ideolojisi- nin tam olarak benimsenme- si, Okelerin tam olarak kavran- ması için parti içi eğitim zo- nınhı. Işte bu partilerin yapa- madığı eğitimi biz iki vakıfola- rak başlatük ve başanyla de- vam ediyoruz" diye konuştu. Açılışını Erdal Inönü'nün yapacağı ve derslerin Bilgi Üniversitesi'nin Taksim'deki binasında devam edeceği okulda Dr. Bülent Kahraman. İstanbul Ticaret Odası Genel Sekreteri Dr. Mehmet Kaba- sakal, Prof. Dr. TanerBerksoy, Prof. Dr. Burhan Şenatalar, Prof. Dr. Meryem Koray, Prof. Dr. Zafer ÜsküL Prof. Dr. Ay- dm Uğur, Doç. Dr. Fatmagül Berktay, Dr. Mensur Akgün, Gazeteci-Yazar Can Baydarol, SODEV Başkan Vekili Aydm Cıngı ders veriyor. GÖRÜŞ SONMEZ TARGAN Parti (2)Cumhuriyet'ın 10 Nisan 2001 günlü sayısında "Parti" başlığı ile yazdığım yazıda, kurulmak iste- nen bir parti, toplumsal, tarihsel ve hatta sınıfsal bir istemin gereği olarak doğuyorsa ancak yaşa- ma şansının olabilecegine değinmiştim. Son de- rece olumlu ve yoğun eleştiriler aldığım bu yazının daha da geliştirilmesi konusunda da öneriler gel- mişti. Zaman su gibi akıp gidiyor. Sözünü ettiğim ya- zının geliştirilmesi 2 Ekim 2001 günlü Cumhuri- yet'te çıkan bir haber üzerine yeniden güncelleş- ti. Haberde Erdal Inönü'nün önderliğinde kurul- ması amaçlanan yeni partinin bu ay içinde açıkla- nacağı belirtiliyordu. Yeniden ilk yazıya dönmek istemiyorum ama bu parti kurma girişiminde de yine bir yanlış yapılıyor düşüncesindeyim. Nedeni, parti kurmak için yola çıkan kadrolann öznel niyetleri ne olursa olsun, parti öncelikle hangi sınrf ya da toplumsal kesimin nesnel ve evrensel istemlerinin temsilcisi olacak, bunu açık ve net biçimde ıfade etmek zorundadır. Bu ifade edişin biricik yolu da öncelikle parti izlen- cesinin bir toplumsal sözleşme gibi, kamuoyuna deklare edilmesiyle gerçekleşir. Başka bir anlatım- la, dar kadrolar tarafindan hazırlanan parti izlen- cesi, daha parti kurulmadan toplumun en geniş duyarlı ve özellikle örgütlü kesimlerine, aydınlan- na, bilim insanlanna, iletişim organlanna iletilerek tartışmaya açılmasına olanak verilmelidir. Bu yapılmıyorsa, bu parti daha doğarken ken- dini önerilere kapalı tutuyor, katılımcılığı reddedi- yor demektir. Legal bir parti bile olsa, bu tutumuy- la, parti içi demokrasiye daha başından sınırlama- lar getirmek gibi bir egilimin ıçine giriyor demektir. Kaldı ki illegal partüerde biie izlence herkesin gö- rüşüne açıktır. Çünkü illegal partüerde bile gizlilik© izlence için değil kadrolar için yeğlenen bir çalış- ma yöntemidir. örnegin kurulduğu günden beri il- legal koşullarda çalışmaya itilmiş Türkiye Komü- nist Partisi (TKP) bile 1973 yıhnda hazıriadığı en son izlence (program) taslağını sosyal demokrat kesım- ler dahil en geniş toplum kesimlerine ileterek gö- rüş ve öneriler almaya özel bir özen göstermişti. Demek ki bir partinin en temel toplumsal senet ve tarihsel belgesi olan izlencesini kapalı ya da sı- nırlı sayıda çevreye açık tutmak şöyle dursun, ge- rekirse bir gazete ilanıyla tüm kamuoyunun bilgi- sine sunmak gerekir. Bunu biz söylemiyoruz, ger- çekten ciddi bir parti örgütlemesı bekleniyorsa dogru olanı da budur. Bunu yapmadığı için çok iddiah doğan ama son- radan ufalıp kaybolan nice parti deneyleri ile do- ludur Türkiye'nin siyasal tarihi. örneğin özgürtük ve Dayanışma Partisi'ni (ÖDP) ele alalım. Kurulma aşamasında çok büyük bir toplumsal rüzgân ar- kasına alarak siyaset sahnesine çıkan bu parti, özellikle izlence konusunda çok ciddi hatalar yap- tığı için bugün en geniş toplum kesimlerini kucak- lamak şöyle dursun kendi kadrolannı bile tutamaz duruma gelmiştir. Yeri gelmişken bir önemli konunun daha altını çizmemiz gerekecek. Bir partiyi siyasal erke taşı- yacak en temel güvencelerden biri onun yönetsel kadrolannın güçlü, birikımli ve temiz olması koşu- luysa, ikincisi, izlencesinin sade, açık ve istemleri açısından net ve yaşamla uyuşuyor olmasında aranmalıdır. Izlencede düş ürünü istemlereyer ve- rilmemeli, siyasal erke gelince yapılmak istenen- lerin attı açıkça çizilmelidir. Bu nedenle parti izlen- celeri bilim insanlannın özgün çalışmalarının bir ürünü olmaktan çok, o parti hangi sınrfa yöneliyor- sa onun temsücilerinin ortak çahşmalanyla somut- lanmalıdır. Çünkü parti izlencesi, bir toplumsal ke- simin hem sınıfsal istemlerinin, hem dünya görüş- lerinin bir sentezi olarak kamuoyuna deklare edil- mesi gereken en temel tarihsel sozleşmedir. Onun içindir ki parti izlenceleri, daha sonraki yıllarda de- ğişikliğe uğratılmak istense bile, partilerin en yük- sek organı olan genel kurullarda ancak yaşama ge- çirilebilmektedir. Bu durum sağ, sol tüm partiler- de geçeriiliği olan bir genel kuraldır. Şimdi yazının başında değindiğimiz habere ye- niden dönerek yazımızı noktalamak istiyorum. Bir süredir birçok basın ve iletişim organlannda Erdal Inönü'nün önderliğinde kuruldu, kuruluyor biçi- minde haberlerie kurulması düşünülen bir partiyi salt bu haberlere bakılarak ciddiye almaya bilmem olanak var mı? Devlet Bakanı Giirel: GüneyKıbrıs \ sııç odağı oldıı ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel, Güney Kıbns Rum Yönetimi'nin (GKRY) Doğu Akde- niz'de terör, suç ve ka- ra para aklama merke- zi haline geldiğini söy- ledi. Devlet Bakanı Gü- rel, dün düzenlediği basm toplantısında, uluslararası terorizm- le mücadelenin öne- mine dikkat çekti. 11 Eylül terörist saldın- lanndan sorumlu tutu- lan Usame bin La- din'in ve diğer terör örgütlerinin paralan- mnGKEY'deaklandı- ğımn ABD tarafindan kanıtlandığını vurgu- layan Gürel, "Başka kanıt aramaya gerek var mı? Kim ne y-apı- yorsa hesabuu verme- K" dedi. Avrupa Birliği'nin (AB) terör konusunda- ki çifte standardını dd eleştiren Gürel, peK çok irtica ve terör ör-? gütünün bu ülkelerda palazlandığma ve terör1 suçlulanmn da Türki-1 ye'ye iade edilmediği-' ne dikkat çekti. Abdullah Öcalan'ui' GKRY pasaportu ile "müttefik Yunanis-i tan'm himayesindet Kenya'ya kaçınldığınl arumsatan Gürel, ""Vih nanistan'ın Türki-j ye'deki terör eylemlerH ne üs oluşturduklanj himayeleri de büin J mektedh"" dedi. < 'Kara para aklama) merkezi oldular' < Gürel. ABD ve ulus-, lararası örgütlerin res-* mi raporlanndâ GKRY'nin Doğu Ak-; deniz'de terör, suç ve kara para aklama mer- kezi haline geldiğinin tüm kanıtlanyla yer al- dığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle