17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi GenelYayınYönetmeni: İbrahim Y'tldız • Yazıışlen Müdürü: Sal- imAlpaslan •Sorumlu Müdûr: Fikret İlkiz • Haber Merkezı Müdûrü: Hakan Kara Istıhbarat Cengiz\ıldırım • Ekonomı Özlem^ü- zak 0 Kultür Egemen Berköz 0 Spor. Abdülkadir Yücelman # Makaleler. Sami Karaören • Dü- zeltme. Abdullah Vazıcı • Bılgı-Beiee Edibe Buğ- ra # Yurt Haberlen Mebmet Faraç # Avrupa Tem- sılcısı Güra\ Öz Yaym Kunılu: İlhan Selçuk (Başkan). Emre Kongar (Danış- man). Orhan Erinç, Hikmet Çefinkaja, Şükran Soner, İb- rahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsılcısı Mustafa Balba> Ataturk Bu]\an No- 125.Kat4.Bakanlıklar-Ankarafel 4195020(7hat). Faks: 4195027 • tzmır Temsıicısı Serdar Kızık, H Zı\aBK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117 • Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu. Inonu Cd. 119 S. No 1 Kat.l. Tel- 363 12 (1, Faks 363 12 15 Muessese Mıidürü: Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korufsan # Mu- ha^ebe Bülent Vener • Idare Hüsejin Gürer 0 Satij Fazilet Kuza REKLAM: P.M. Ltd. ŞtL • Gen< Mudur GüJbin Erduran # Koordınatö Rcha lşıtman#Gend\1üdurYrd Se\ da Çoban # Fınaiüman Mûdüni Çetiı Erduran Tei 0212 514 (T 53 - 51.1 8- 60-61. Faks 0212511 846? >3>ımla>iB: Venı Oun Haber .Ajansi. Basan: MED\ A Ofsel Vavıncılık AŞ TürkocaiıCad "9 41 Cag3İoğJ'U 34334 Lunbul PK 246 - Sırkecı 14435 tstanbul rO 212ı 512 05 05 (20 hatj Faks (0 212ı 513 85 9} w\vv, cumhunvet.com.tr 2OEKİM2OO1 lmsak:5.46 Güneş:7.14 Öğle: 12.56 Ikindi: 15.54 Akşam: 8.26 Yatsı: 19.46 Atmosfere karışan gaz bir daha kaybolmuyor. 30 miligram gaz bir kişiyi öldürmeye yetiyor Siyanür varsa insanlıkolmaz Yaşama doğal bakış SAADET USLU Günlük yaşamm giderek daha stresli hale geldiği şu günlerde doğal yaşam tekniklerine talep de arttı. Yogadan renklerle tera- piye kadar çeşitli şekillerde karştmıza çıkan doğal yöntemJerie sıkıntılann afılabileceği, hayata daha pozitif bakılacağı, uyku- suzluk gibi sorunlann ortadan kalkacağı belirfiliyor. Mutluluk becerisini (vivation) geliştiren Jim Leonard, insanlann duygu- lanyla banşık olması gerektiğini söylüyor. Yöntemin "soluk- lanma. meditasyon, gevşeme" gibi tekniklerle kişiye mutlulu- ğu hissettirdığıni söyleyen Jim Leonard, "Vivation'ın 5 öğesini insaniara öğretiyorum. Bunlar, "tam gevşeme, detaylı farkın- dalık, coşkuyla bütünleşme, ne yaparsanız yapm istemeniz ye- terlı' olarak sıralanıyor. Kişi olumlu-olumsaz duygulannı tam bir memnuniyetle kabul etmeyi öğreniyor." Evrensel ya- şam enerjisi olan reiki yöntemi ise ellerle etkisini gösteriyor. 1922 yılında Japon Mikao Usui tarafından bulunan yöntemin öğretmeni Gülcan Arpacıoğlu, reiki'nin kelime anlammı "rnh- sal şekilde yönlendirilmiş evrensel yaşam enerjisi" olarak be- lırtıyor. Arpacıoğlu, "Bunu günlük havatta karşüaştığınız so- runlarda, ruhsal-duygusal sıkıntılarınızda, fiziksel hastalık- ların tümünde kullanabilirsiniz" diyor. AYA' KIR1IGANDIRS İ Z I H A R E K E T S İ Z B I R A K A B İ L İ R Osteoporoz, kemiklerı daha zay/f hale getırerek kolayca kırılmalarına yol açar Zamanla en doğal hakkınız olan hareket ozgürlüğünü elınızden alır Sizı doğal yaşama koşullarından uzaklaştınr, başkalarına bağımlı kılar. Sadece kemıklerınızı değıl yaşamla bağlarınızı zayıflatarak kalıtelı yaşam şansınızı azaltır. Gelin, ilk adımı hemen atını En kısa zamanda bir doktora başvurarak osteoporozu daha yakından tanıyın, Unutmayın,"sap///<// bir yaşam" kendinize verebileceğiniz en güzel ârrnâğandırT H a f t a d a b i r g ü n ü k e n d i n i z e a y ı r ı n , OSTEOPOROZU DURDURUNO D U R D U R M A D A N SAGLlKLl YASA.M DOSTLARJ Osteoporoz ıle igiiı daha detaylı bılgı almak istjyorsamz: Aşağıdakı adrese admız. soyadmız, yaşın-z, lelefonunuz ve adresınız biidıren bir rrektupla başvurabılırsin.z. PK 218 LEVENT ISTANBUL ;ocv,qh®Msrı<8Ca irc V»ıtenoıtseSfatto» NJ US« TO' r '.~'i\ 3' ;='' J' V*-.;iSharpDcknellaçlar, Lfd Şf tZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu)- Istanbul Teknik Üniversi- tesi Metalurji Mühendisliği Bölü- mü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Is- nıail Duman. siyanürle altın aranmasma karşı çıkmamn insan- lık görevi olduğunu söyledi. Mühendislik ve Mimarlık Haf- tası etkinlikleri kapsamında Iz- mir Barosu Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilen "Türkiye'de Al- tın Gerçeği" konulu söyleşiye konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ismail Duman, siyanürle altın çıkarmanın tehlikelerine dikkat çekti. Duman şunları söyiedi: "1 metreküp siyanür gazı atmosfe- re bırakildığında bunun yarım metre küp düşmesi için 276 gün gerekiyor. Atmosfere karışan bu siyanür gazının sıfırlanma- sı mümkün değil, yani yok ol- • Prof.Dr. Ismail Duman, siyanürle altın aranmasına karşı çıkmamn insanlık görevi olduğunu söyledi. Prof. Dr. Duman, dünyaya bin 600 yıl yetecek altın bulunduğunu vurgulayarak altın çıkanlmasınm siyasi bir sorun olduğunu ifade etti. masına imkân yok. Toprak ve havaya karışan siyanür için de hiçbir emniyet sınırı yok" dedi. 2 mllyar ton zehlrll atık Prof.Dr.Duman hiçbir maden açıhnasa bile dünyaya bin 600 yıl yetecek miktarda altın bulundu- ğunu, nereden çıkanlacağının da teknik değil, siyasi bir sorun ol- duğunu belirtti. Duman, çokulus- lu şirketlenn. eski kıtanın sığ kat- manlanndaki bu madene göz dik- tiğini vurguladı. Türkiye'de 6 bin 500 ton altın rezervi olduğunu söyleyen Normandy gibi şirketle- re karşılık, Maden Tetkik Ara- ma'nın (MTA) bu oranı 200 ton olarak açıkladığına dikkat çeken Prof.Dr. Duman, şu bılgileri ver- di: "6 bin 500 tonun bepsini sat- sanız 65 milyar dolar elde eder- siniz. Bir altın madeninin orta- lama ömrü 10 yıl ve yıllık bir ton elde edilebilir. 10 yıllık fa- aliyeti boyunca 650 ton altın üretmek için 650 tesise ihtiyaç var. Cumhuriyet tarihi boyun- ca Türkiye'de üretilen maden atıklannın toplamı 26 milyon ton. Altınçağınagirdiğimizde bir yılda 160 milyon ton atık çı- kacak ortaya. 10 yıl sonra top- lanı zehirli atık miktarı da 2 milvar ton olacak." ERGAMA e-posta: [email protected]. tr Yaşam hakkımızı esirgemeyin tZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Siyanürle altın çıkanlmasına karşı yıllardır mücadele eden Bergamalılar, sa\aş ve terör ortamında yörede tonlarca siyanür bulunmasının bölgelerini açık hedef haline getırdiğüıi söylüyor. Kimyasal tehdidi yıllardu- yaşadıklannı kaydeden köylüler, yaşam hakkının kendilerinden esirgenmemesi gerektiğini \-urguladilar. Bergama'da işletilmek istenen altın madeninde şu an binlerce ton siyanür bulunduğunu söyleyen Pergamon Derneği Başkanı Sefa Taşkın. bu mıktardaki siyanürün teorik olarak 12 milyar insanı öldürecek güçte olduğunu kaydetti. 30 miligram siyanürün bir insanı öldürmeye yetecek güçte olduğunu kaydeden Taşkın, 2. Dünya Savaşı'nda Hitler'in Yahudilen hidrojen siyanür gazıyla öldürdüğunü, ABD'de de çok sayıda mahkûmun siyanür gazıyla idam edildiğini anımsattı. Taşkın, şunlan söyledi. "Bergama'da altı ayda yüzlerce ton siyanür kullanıldı. Siyanürlü altın nıadeni yasadışı çalışmasını sürdürürse 8 yılda yaklaşık 4 bin ton siyanür kullanılacak. Bu teorik olarak 12 milyar insanı öldürebilecek bir miktardjr." MESELA DEDIK ERDAL ATABEK Safsata bilim olursa... /nsanlann hayatlan boyunca "ka- 1 nıtlanması olanaksız şeylere inanması" olayını yaşadıklan bili- nir. En beklenmedik kişiler fala ina- nır ve çahşmalannı fala göre düzen- lerler. Pek çok kişi hayatını "astro- lojik bulgulara göre" düzenler. Burçlara inanmak neredeyse yay- gındır. "Burcuna göre" işe başla- yan, arkadaş seçen, kararlannı de- ğiştiren pek çok kişi vardır. Bu du- rumun pek çok nedeni olabilir, ama bir toplumda "safsata bilim olur- sa" ne olur? Eğttim gargara olur... Oafsata bilim olursa eğitim de kJ gargara olur. "Gargara", bildiğiniz gibi ağız- da çalkalanan, ama içilmeyen birsı- vı ile yapılır. Içilmediği için de sa- dece ağız ve boğaz açısından yara- n vardır, bedene bir etkisi olmaz. Eğitimimiz de bu biçimiyle anlaşıl- dığı gibi pek yaran dokunmayan bir gargaraya çok benzemektedir. Aynı bilgiler dönüp dolaşıp, daralıp ge- nişleyip aluııp verilmektedir, ama alana da verene de pek yaran olma- maktadır. Öğrenciler yıllar boyu okuduklan matematiği,fiziği,biyo- lojiyi pek öğrenemedikleri gibi bi- limin temeli olan pek çok konuyu da es geçtiklerine göre işin böyle oldu- ğunu -acı da olsa- kabul etmek ge- rekecektir. Tıpkı gargara gibi özüm- senmeyen, nedeni anlaşıJmayan, ne- den - sonuç ilişkisi kurulamayan bil- giler, yıllar boyunca çalkalanıp çal- OSTEOPOROZ K O N S E Y İ kalanıp sonra da içeri sokulmadan dışan atılı\erilmektedir. Böyle olunca da bilimin yerini safsatanrn almasında şaşılacak bir şey yoktur. Son yıllarda bu eğitimi alanlann karşılaştığı işsizlik durumunu da dikkate alarak yeni bir eğitim prog- ramı yapılmasında yarar olabilir. Böylece: Astronominin yerine "astroloji", biyolojinin yerine "ti- yoloji", matematik yerine "sata- matik", fizik yerine "mistik" gibi yeni dallar konulursa daha iyi ola- cağa benzer. Insanoğlu, bilindiği gibi yeniüği sever. TV'lere de yeni konular çıkar. Televizyonlar laklaka... T) ek çok safsata konusunuTV'ler A yaygınlaştırmadı mı? Çeşit çe- şit medyum, biyoenerji uzmanlan, bakıcılar, büyücüler, üfürükçüler, yıldız falcılan, içinize bakanlar, ku- lağınızdan anlayanlar boy boy, çeşit çeşit TVlerde çıkıp çıkıp durmadı- lar mı? Toplum bütün bunlan önce oralarda gördü. Şu aralar biraz du- rulmuş gibi görünüyorsa da başka "laklaka" konulan olduğu içindir. Bu kez de bilgisayar ve internet bu "laklaka" konulanyla dolup taş- mış durumda. "Neden böyle" diye de düşünmek gerekıyor. Demek ki insanlann bu konulara bir meraJa var ki TV'lerde, gazetelerde. şimdi de internette bu "laklaka" artarak sürüp duruyor. Bu gereksinme, in- sanlann olup bitene akıl erdirmek yerine ne olacağını öğrenivermek istemesi olmalı. Kafayı yorup dura- cağına bir uyduruğa inanıvermek dahakolay. îşin özü bu. "Şimdi bü- tün bunlar neden böyle oluyor" desen düşünmesı pek zahmetü, bir de alhndan kendi kabahatin çJcar mı? Bunlarla uğraşıp durmak hem yorucu, hem üzücü. Bakarsuı yıl- dızlara, baktrnrsuı falına, ne olmuş, ne olacakmış anlarsın. Sen de bu ense. onda da bu para \arken daha çok laklaka dinlersın, merak etme. Politikamız tatava... T) olitikamız geride kalu1 mı, o da 1 olur "tatava". Bildık temalar işlenip işlenip milletin önüne konur. Bizde politika demek, başkasının yaptığrnı hata olarak gösterip kendi hatalannı unutturmaya dayanır. Böyle bir "Seninki yanlış, benim- ki doğru" tahterevallisinde millet de orta yerde durup bir ona bakar, bir buna. Seçün zamanı gelince de bir buna oy verir, bir ona. Canı sıkı- hrsa gelecek sefere oyunu değiştirir, buna vermişse ona, ona vermişse buna oy vererek birbirine benzerki- şileri seçer. Bu nedenle de seçim so- nucunda değişen bir şey olmaz, "es- ki hamam, eski tas" oyunu oyna- nır. Ama yakınma hiç değişmez. Milletimiz seçtiği kişilere güven- mez, güvendiği kişileri de seçmez. Neden böyle yaphğı da bir türlü an- laşılmaz. Politikamız da böylece "tatava" olur. dızi tamamlanır. (Ar- kası yaruı, öbür gün, daha sonraki gün.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle