Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19EKİM2001 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Demirerden
seçim çağnsı
• İstanbul Haber
Servisi - 9.
Cımıhurbaşkanı Süleyman
Demirel, Türkiye'nin
hiçbir gün durmadan
erken seçime gitmesi
gerektiğini söyledi.
Demirel, Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in
referandum isteğini "Her
yiğidin kendine göre bir
yoğurt yiyişi vardır. Orta
yerde hukuki bir yanlış
yok. Sıyası kısmını ise ben
tartışmıyorum" şeklinde
değerlendirdi.
Aygün: Parasım
biz verelim
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Ticaret Odası
Başkanı Sinan Aygün,
görevli memurlann ücret
almamalan durumunda
halkoylamasının
finansmanını karşılamaya
hazır olduklannı söyledi.
Halktan korkan bir
Meclis'in olamayacağını
sa\
r
unan Aygün, "Türkiye
teslimiyetten dolayı can
çekişiyor" dedi. Ulkenin
yatınm çöplüğü haline
geldiğini belirten Aygün,
"Şu anki bütçeyle
yatınmlann bitmesi ancak
100 yıl sonra mümkün"
diye konuştu.
Bi, Bakû-Ceyhan
IANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Enerji ve Tabü Kaynaklar
Bakanı Zeki Çakan,
İtalyan "ENI" firmasmın,
Bakü-Tiflis-Ceyhan
(BTC)HamPetrolBoru
Hattı Projesi'nın detay
mühendıslik aşamasına
yüzde 5 oranında
katılması konusunda
anlaşıldığını bildirdi.
Çakan, ENI'nin
katılımının BTC
Projesi'ne olan desteğin
artarak devam ettiğinın
bir göstergesi olarak
değerlendirdiğini bildirdi.
Humlar bizle niye
anlaşsın?'
• İstanbul Haber
Servisi - Kuzey Kıbns
Türk Cumhuriyeti
(KKTC)Başbakanı
Derviş Eroğlu, Güney
Kıbns'ınAB'ye
girmesinin, "AB'nin,
adanın bölünmüşlügünü
tescil etmesi" anlamına
geleceğini, bu durumda
KKTC'nin de
Türkiye'nin gölgesinde
varhğını devam
ettireceğini söyledi.
Eroğlu, "RumlannAB'ye
2004'te girmeleri kesin,
niye Türklerle anlaşma
yapsmlar" dedi.
Bakan, emniyetle
• tstanbul Haber
Servisi - Içişleri Bakanı
Rüştü Kâzım Yücelen,
îstanbul'da iki polisin
şehit edilmesi olayına
kanşan isimlerin
belirlendiğini
söylemesine karşın,
Emniyet Genel Müdür
Yardımcısı Feyzullah
Arslan'ın, olayın
araştınldığını belirtip
örgütün kesin olarak
tespit edilemediğini
söylemesi dikkat çekti.
Medya kavgası
Meclis'te
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Doğan ve Ûzan medya
gruplarının birbirlerine
yönelttikleri suçlamaların
incelenmesi için Meclis
araştırması istendi. Bir
grup AKP millervekili ve
ANAP'lı Sebgerullah
Seydaoğlu'nun imzasını
taşıyan dilekçe, TBMM
Başkanhğı'na verildi.
Ecevit Köşk'e çıktı... YSK Başkanı Algan, TBMM Başkanı İzgi'yle görüştü
Gerilimi düşürme çabalarıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Halkoylamasından kaçış için
TBMM'de formül aranırken Başbakan
Bülent Ecevit, dün Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'le yaptığı görüş-
meden sonra gerilimi düşüren mesaj-
lar verdi. YSK Başkanı Tufan Algan
da, dün TBMM Başkanı Ömer tz-
gi'yle yaptığı görüşmeden sonra,
"Cumhurbaşkanı, 86. maddeyi
TBMM'ye geri gönderebilir. Bunun
sakıncası yok" açıklamasını yaph.
34 maddelik anayasa değişikliği pa-
keti Resmi Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe girerken 86. maddenin hal-
koylamasına götürülmemesi için çö-
züm arayışlan dün de sürdü. Yeni bir
anayasa değişikliğinin riskli olacağını
düşünen hükümette, "Cumhurbaşka-
nı bu maddeyi tek başına TBMM'ye
geri gönderebilir. Biz de bir işlem
yapmayız. kadük olur" görüşü öne
çıktı. Sezer'in bu formüle yanaşma-
ması durumunda, tek maddelik bir
anayasa değişikliğiyle referandum yo-
lunun kapatılabileceği kaydedildi.
Başbakan Ecevit dün öğleden sonra
Köşk'e çıkarak Cumhurbaşkanı Se-
zer'le haftalık olağan görüşmesini
yaptı. 20 dakika süren görüşmeden
sonra TBMM'ye gelerek grup toplan-
tısında konuşan Ecevit görüşmeye
ilişkin şu açıklamayı yaptı: "Ben bu
konuya hiç değinmedim. Bu konu
Sayın Cumhurbaşkanı ile TBMM
arasındaki bir konudur. Onun için
huzurunuzda da bu konuya değin-
meyeceğim. Türkiye'nin yeni bir ge-
rilime tahammülü yoktur."
TBMM Başkanı Omer Izgi, çözüm
arayışlannı yoğunlaştınrken dün Mec-
lis'e gelen YSK Başkanı Tufan Algan
ile yaklaşık 4 saat süren bir göriişme
yaptı. İzgi'yle son gelişmeler konu-
sunda görüş ahşverişinde bulundukla-
rını anlatan Algan, kriz ortamında ül-
kenin referandumla meşgul edilmeme-
sine dönük yollann neler olabileceğini
değerlendırdıklerini söyledi. TBMM
Başkanı Izgi'nin 86. maddeyi eski ha-
lıne gerirecek bir düzenlemeye gide-
ceklerini anlattığını kaydeden Algan,
Cumhurbaşkanı'nın 86. maddeyi
Meclis'e gönderip gönderemeyeceği-
nin sorulması üzerine, "Meclis'e geri
gönderebilir. Cumhurbaşkanı'na
yasalan kısmen veto etmesine ilişkin
89. madde değişikliği yürürlüğe gir-
di. Bu konuda hukuki bir sakınca
yok" dedi.
Ciller referandum istedi
Muhalefet liderleri
anayasapazarlığında
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - TBMM
Partilerarası Uzlaşma
Komisyonu'nun anayasa
değişikliginde ikinci pa-
ket hazırlığı sürerken
muhalefet partileri pazar-
lık konularını yeniden
masaya getırdi. DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çil-
ler, mülervekillerine "kı-
yak emekülik ve maaş"
öngören 86. maddenin
doğrudan halkoyuna su-
nulmasında ısrarh olduk-
lannı belirtırken SP Ge-
nel Başkanı Recai Ku-
tan, Necmettin Erba-
kan'ın siyasi yasağını kı-
saltacak maddeyi ikinci
pakete ekletmek için ye-
niden girişimde buluna-
caklannı açıkladı. AKP
yöneticıleri ise Recep
Tayyip Erdoğan'a mıl-
lervekili seçilme yolunu
açabilecek maddeyi yeni-
den görüşmek için, içtü-
züğe dayalı farkh yorum-
lan tartışmaya açtı.
Partilerarası Uzlaşma
Komisyonu üyeleri, ikti-
dann ardından dün de
muhalefet partilerinin li-
derlerini ziyaret etti. Ko-
misyon Başkanı Yüksel
Yalova, Meclis'ten çıkan
33 maddenin dışında, da-
ha önce alt komisyonda
kabul edilen 14 madde-
nin öncelikle değerlendi-
rilmesi için uzlaşma ara-
dıklannı vurguladı. Yalo-
va, "Elbette bu 14 mad-
de ile sınıru kalmayaca-
ğız. Bunun dışındaki
maddeleri değiştirmeye
de hazmz" dedi.
DYP üderi ÇıUer, mil-
lervekili maaşlanyla ilgili
86. maddenin halkoyuna
sunulmasından yana tav-
rını dile getirdi. lcranın
başı olarak Cumhurbaş-
kanı'nın verdiği mesajın
dikkate alınmasını iste-
yen Çiller, "Biz böyle
bir ortamda 86. madde-
nin doğrudan doğruya
millete götürülmesi te-
zini benimsiyoruz" gö-
rüşünü savundu.
Komisyondaki "usul"
tartışmasmda AKP'li
üyelerin, reddedilen
maddelerin yeniden gö-
rüşülmesine ihşkin for-
mülleri gündeme getir-
dikleri öğrenildi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
m.kart(â superonline.com.tr
PİAR GALLUP araştırmasına katılanlann yüzde 84'ü 'kıyağa' hayır dedi
Yıırltaş Sezer'e güveniyortstanbul Haber Senisi - PİAR
GALLUP'un ekim ayında yaptığı ka-
muoyu araştırmasına göre Türk halkı,
yüzde 84.7 oranla millervekili maaş ve
özlük haklanyla ilgılı düzenlenen ana-
yasa maddesini reddediyor. Bu oranın
dünya kamuoyu araştırmalannda çok
ender rastlanan yüksek oran olduğuna
dikkat çeken PİAR GALLUP kurucu-
su ve CHP Bilim. Kültür Platformu
Başkanı Bülent Tanla, "Millervekil-
leri ve iktidar, maaş ve özlük hakla-
nnda ısrar ederek hem halka ters
düşüyorlar hem de demokrasi. siya-
set ve siyasetçiye olan güvenin yok
olmasına neden oluyorlar" dedi.
PlAR GALLUP'un yaptırdığı Ekim
2001 tarihli kamuoyu araştırmasında
en çok güven duyulan kurum, yüzde
78.5 ile yine Cumhurbaşkanhğı. Ku-
rumlara duyulan güven sıralamasında
Kurumlara duyulan güven
Cumhurbaşkanlığı
Silahlı Kuvvetler
Polis Teşkilatı
Başbakan
Parlamento
Milletvekilleri
Ekim
1999
51.2
65.1
51.7
33.9
21.2
16.5
Ekim
2000
78.9
74.5
60.2
23.8
22.3
15.7
Ekim
2001
78.5
74.6
60.9
12.6
11.7
Milletvekili maaşları ve özlük hakları
ile ilgili değişiklik hakkındaki düşünceler
Kabul etmeyenler
Kabul edenler
Cevap vermeyenler/Pikri olmayanlar
Toplam
84.7
11.6
3.7
100.0
Silahlı Kuvvetler yüzde 74.6 ile ikinci,
polis teşkilatı 60.9 ile üçüncü sırada
yer alıyor. Güven konusunda sırayı
Başbakan yüzde 12.6, Parlamento
yüzde 11.7, milletvekilleri yüzde 8.8
oranlarıyla takip ediyor. Ekim 1999 ve
Ekim 2000 tarihlerinde yapılan araştır-
ma sonuçlanyla karşılaştınldığında
başbakan, parlamento ve mületvekille-
rine güven oranı giderek düşüyor.
Araştırmaya göre kamuoyunun yüzde
74.6'sı halkoylaması sonuçlannın hü-
kümete güvensizlik anlamma geldiğini
düşünüyor. Araştırmada, millervekili
maaşlan ve özlük haklan ile ilgili ana-
yasa maddelerini kabul etmeyenler
yüzde 84.7 oranındayken kabul eden-
ler yüzde 11.6 olarak belirlendi.
Araştırmanın sonuçlannı değerlen-
diren Tanla şunlan söyledi: "Kamu-
oyunda miüetvekilleri hakkında
'kendi çıkarlannı koruyan, kendilerini
düşünen' kanaati hâkimdir. Topluma
saygüı, ilkeu* ve yararlı davranan ku-
rumlara güvenin yüksek olduğu gö-
rülmektedir. Buna karşıbk hüküme-
tin ve bazı milletvekillerinin topluma
karşı olan sorumluluk ve saygılannı
kaybetmiş olduğu sonucu, kamu-
oyunda artık yaygın hale gelmiştir."
IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin@doruk.net.tr
Önümuzdeki günlerde bir si-
nemanın önünden geçerken
ya da gazetelerin sinema say-
falarına bakarken "Büyük
Adam, KüçükAşk" diye bir fil-
me rastlarsanız, kendinize bir
iyilik yapın. işiniz varsa ertele-
yin; bir bilet alıp o sinemaya
dalın. Her şeyin kabalaştıgı;
savaş gibi kaba gücün en son
aşaması olan bir tehdidin bi-
zim ve tüm insanlığın kapısını
çaldığı şu günlerde inceliklerle
örülmüş bir sinema filminin ta-
dını çıkarın.
Sinemadan çıktıktan sonra,
telefon edip, e-mektup yazıp,
faks yollayıp bana teşekkür et-
menize gerek yok.
Bu bir seyirci yazısı. Filmin
sinematografik özelliklerini,
varsa kusurlannı, eksiklerini si-
nema eleştirmenleri yapsın.
Sanat eleştirmenleri filmi iste-
dikleri gibi didiklesinler; ister
göklere çıkarsınlar, ıster yerin
dibine batırsınlar, ister hem öy-
le hem öyle yapsmlar. Bu be-
nim işim değil...
Bu bir seyirci yazısı.
Filmi Handan Ipekçi üret-
miş. Senaryosunu yazmış, ya-
pımcılığını üstlenmiş ve yönet-
Büyük Adam, Küçük Aşk
miş. Yani baştan sona, tepe-
den tırnağa onun ürünü. Film
gösterımı başlamadan önce ta-
nıştırdılar. Şöyle bir selamlaş-
madan ibaretti. isabet. Filmin
sonunda karşılaşsaydık boy-
nuna sarılır, sonra gözlerinin içi-
ne bakıp "sağ olun" derdim. O-
la ki münasebetsiz kaçardı...
Elimize tutuşturulan tanıtım
broşürcüğünde filmin konusu-
nu da özetlemişler:
"Tüm yakınlannı, köyüne ya-
pılan bir operasyonda kaybe-
den 5 yaştndaki küçük Hejar'la,
huzurevine yatma hazırlığı için-
deki dul yargıç emeklisi Rifat
Bey'in yolları Istanbul'da kesi-
şir. Insani ilişkilerin derinliklerin-
de, etnik farklılıkların önemini
kaybettiği bir film..."
Özet doğru. Ama alabildiği-
ne eksık. Dahası yetersız.
Gösterımden önce seyirci-
lerle tanıştırılan filmin kamera-
nın önündeki ve arkasındakı
kahramanları adına yönetmen
Handan Ipekçi, kısa (bence
fazla kısa) bir konuşma yaptı.
"Sevgi üstüne bir film yapmak
istedik" dedi.
Haklı. Sevgi üstüne bir film
yapmış. Dediği doğru.
Ama eksik. Dahası yetersiz.
"Büyük Adam, Küçük Aşk"
elberte "sevgi üstüne" bir film;
elberte insan ilişkilerinin derin-
liklerindedolananbirfilm.Ama
bunu Türkiye'nin hâlâ kanayan
bir yarasını izlek alarak yapıyor:
Kürt sorununu!..
Işte bu yürek ister.
Hayır. DGM savcısı korkusu
yüzünden yürek istemez. O
aşılır. Olmadı aşılmaz bedeli
ödenir.
Ama Türklerin ve Kürtlerin
saflannda, milliyetçiliğin en ka-
basından en ince dozlarına ka-
dar her türünün kol gezdiği bir
ülkede, "Kürt gerçeğı"r\\ böy-
lesi inceliklerle ele almak yürek
ister.
Sanıyorum pek çok aydın
"Türk" ve pek çok aydın "Kürt"
bu filmi beğenmeyecek. llgiy-
le, soluksuz izleyecekler. Ama
sinemadan çıktıktan sonra ıti-
razlarını dillendirecekler. Itiraz-
ları büyük olasılıkla sinema sa-
natına ilişkin olmayacak. Kürt
sorununu, senarist ve yönet-
men Handan Ipekçi'nin ele alı-
şındaki bakış açısına itiraz
edecekler.
Etsinler.
• • •
Gençliğinde drama sanatıy-
la epey buluşmuş, bu sanata
bulaşmış, onun tuzaklarıyla bo-
ğuşmuş, "neyapılması"gerek-
tiğini değılsebile, "neyapılma-
ması" gerektiğini bilecek kadar
deneyım biriktırmiş bırıyim.
Ipekçi'nin görsel bir sanat
olan sinemada, senaryosunun
düğümlerini "dil" üstüne kur-
ması başlı başına bir cesaret.
Hiç Türkçe bilmeyen küçücük
Hejar ile bu ülkede Türkçeden
başka dil konuşulmasına katla-
namayan emekli yargıç Rifat
Bey arasındaki dilden kaynak-
lanan anlaşmazlık'ın aşılması.
artık iki kişi arasındaki bir ilişki-
nin değil, iki halk arasındaki iliş-
kinin derinliklerine ulaşıyor.
Değişim, küçücük Hejar'ın
bilincinde yaşanmıyor. Bir de-
ğişim, bir dönüşüm için o he-
nüz pek küçük. O sadece öldü-
ğünü bilmediği -söylenince
ölümü bilmediğinden anlam-
landıramadığı- anneciğine ka-
vuşmak istiyor.
Oysa yaşamının sonbaharın-
daki ve o güne dek değer yar-
gılarından, siyasal tercihlerin-
den hiç kuşkulanmamış, o yüz-
den de onlan hiç sorgulama-
mış Rifat Bey değişiyor ve dö-
nüşüyor.
Rifat Bey'deki değişimin si-
nema diliyle seyirciye aktarıl-
ması, bence yüzlerce sayfalık
"Kopenhag 67çüt/eri"nden,
diplomasi dilinin mızmızlığıyla
kaleme alınmak zorunda ka-
lınmış İnsan Hakian Evrensel
Bildirgesi'nöen çok daha an-
lamlı.
• • •
Bu bir seyirci yazısı. Sinema
ve sanat eleştirmenleri yazıla-
nnı hazıriayadursunlar. Siz, si-
zin gibi bir "sey/'rc/"nin sözleri-
ne kulak verin. Önümuzdeki
günlerde bir sinemanın önün-
den geçerken "Büyük Adam,
KüçükAşk" diye bir filme rast-
larsanız, kendinize bir iyilik
yapın. İşiniz varsa erteleyin; bir
bilet alıp o sinemaya dalın.
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Çocuklar Açlıktan
ÖlmesinL.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)
'16 Ekim Dünya Gıda Günü'nöe yaptığı açıkla-
mada 800 milyon kişinin açlık çektiğini, her yıl
15 milyon çocuğun açlıktan öldüğünü bildirdi...
Aynı gün ABD uçaklan Kâbii'i bombalıyor, ay-
nı zamanda havadan fındık ezmesi, bisküvi atı-
yordu...
Peki açlıktan etkilenen ve ölen çocuklar, han-
gi ülkelerde bulunuyor?
Afganistan, Burundi, Çad, Etiyopya, Mada-
gaskar, Nijerya, Tanzanya, Yemen gibi geri kal-
mış Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkeler-
de!..
Dünyada açlık çeken 800 milyon kişi, hem
beyinsel hem de fiziksel gelişimlerini tamamla-
yamıyor...
FAO raporunda, bu konunun altı çizilirken
şöyle deniliyor:
"Besin yetersizliği çeken insan sayısının Av-
rupa ve Kuzey Amerika 'daki nüfustan fazla ol-
ması, açlığın dalga dalga çoğalması, ulusların
banş ve refahını tehdit ediyor..."
Bugün dünyada açlık çeken 800 milyon kişi-
nin 200 milyonunun çocuk olması dikkat çe-
kici değil mi?
Pakistan'da yaşayan 1 milyonu aşkın Afgan
göçmen de açlıkla karşı karşıya!..
BM Türkiye FAO Daimi Koordinatörü Aifredo
VVitschi Cestari, açlık tehlikesinin en çok ço-
cukları etkilediğini vurgularken şöyle diyor:
"Roma'da yapılan (1996) Dünya Gıda Zirve-
si'nde aç insanlann sayısını 800 milyondan 400
milyona indirmek için söz verdik..."
Aradan yaklaşık 5 yıl geçmiş. Ancak dünya-
daki açlık hızla yayılıyor...
• • •
16 Ekim Dünya Gıda Günü'nde Türkiye'de
etkinlikler düzenlendi...
Ne yazık ki medyamız, etkinliklerde gündeme
getirilen konulara sanınm 'haber değeri olma-
dığı' gerekçesiyle fazla yer vermedi!..
Türkiye'yi yönetenler, ülkede aç insanlann sa-
yısının giderek arttığının farkında değiller!..
Istanbul'un göbeğinde çöp bidonlarında yiye-
cek artıklan arayan çocukları görmüyor hiç kim-
se!..
Türkiye'de hayvancılık da öldü!..
Bakın Tarım ve Köyişleri Bakanı Hüsnü Yu-
suf Gökalp ne diyor:
"Türkiye gıda üretimi açısından kendineyeter-
li olmakla beraber, hayyansal protein tüketimi
bakımından gelişmiş ülkelerdeki ortalamanın
gerisinde kalmıştır..."
Türkiye'de insanlar aç!..
Ülkemizde ekonomik bunalım tüm ağırlığıyla
sürüyor!..
Türkiye nüfusunun yüzde 15'i günlük 1 dola-
nn (1 milyon 600 bin lira), yüzde 38'i de 1.5 do-
lar (2 milyon 400 bin lira) gelir elde ediyor...
Bu ne demektir?
Türkiye'de 35 milyondan fazla kişi en temel
gıda maddelerini bile karşılayamayacak durum-
da...
Acı ama gerçek?
Tüketici Koruma Derneği Başkanı Mehmet
Sevim, bakın ne diyor:
"Dünyanın en variıklı 225 kişinin toplam ser-
vetinin sadece yüzde 4 'üyle tüm dünya nüfusu-
nun asgari gıda, su ve sağlık gereksinimleri kar-
şılanabilir. ABD'de ve AB'de 1 yılda parfümler
için harcanan toplam parayla tüm dünya nüfu-
sunun gıda sorunu çözümlenebilir. 2000 yılı iti-
barıyla dünyada silahlanmaya harcanan paranın
sadece yüzde 1V bile açlık sorununu ortadan
kaldırabilir."
* • •
Afganistan'daki Birleşmiş Milletler yetkilileri-
nin açıklamalarınıbilmem televizyon ekranların-
dan izliyor musunuz?
Diyorlar ki:
"Bir ay sonra kış bastıracak. Tek gıdalan ek-
mek ve çay olan Afgan halkı, savaş sürerse aç-
lıktan ölecek!.."
Silahlanmaya harcanan paranın yüzde 1'iyle
tüm dünyada yaşayan 800 milyon insanın aç-
lıktan kurtulacağı bir dünya istemek suç mu?
800 milyon aç insandan 200 milyonu çocuk
bu dünyada!..
Her yıl açlığa bağlı olarak ölen 15 milyon ço-
cuk ise 5 yaşın altında!..
Toklar açların halinden anlamıyor!..
Utanç verici bir durum değil mi?
hikmet.cetinkaya a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
CHP sandık istedi
Kurtuluş için
seçim kaçınılmaz
MUTLU SERELİ
ANKARA - "Parti
denetmenlerinin" ör-
güt denetimlerini ta-
mamladığı ve yönetici-
lerin de Türkiye gezile-
rini başlattığı CHP'de,
erken seçim istendi.
CHP yönetimi, erken
seçim isteğini ilk kez
açıkça dile getirdi. Er-
ken seçim olasılığını ve
bu konuya CHP'nin
yaklaşırnını değerlendi-
ren Algan Hacaloğlu,
seçimin kaçımlmaz ha-
le geldiğine inandıkla-
nnı bildirdi. Ekonomi-
nin içinde bulunduğu
çıkmazın ve parlamen-
tonun işleyemez hale
gelmesinin 2002 yılının
ilkbahannda bir seçimi
gündeme getireceğüıi
anlatan Hacaloğlu, an-
cak ABD'nin Afganis-
tan'a saldınsı ve diğer
bazı görünmeyen ne-
denlerle bu tarıhin bir-
kaç ay ertelenebileceği
öngörüsünde bulundu.
Hacaloğlu, en geç 1 yıl
içinde Türkiye'nin
önünde seçim göründü-
ğünü, CHP olarak seçi-
mi istediklerini belirtti.
Demokrasinin kurtu-
luşu için seçimin kaçı-
nılmaz hale geldiğine
dikkat çeken Algan Ha-
caloğlu, "Parlamento
kendini yenilemelidir
ve sîyasete güven taze-
lenmeudir. Aksi halde
Türkiye'nin sıkmüla-
n artarak devam ede-
cektir" diye konuştu.