Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19EKİM2001 CUMA
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALt SİRMEN
"ABD mali kriz içinde ve Carter'dan beri kö-
tü yönetiliyor, sistemi iflas etmiş durumda, ula-
şım, enerji, eğitim, sağlık sistemlerinin tamamı
ile altyapı ve sanayii çöküş halinde. ABD'de
halkın yüzde 8C'ini dar gelirliler oluşturuyor ve
bunların durumu 1977'ye oranla çok daha kö-
tü. IMF ve bugünkü politikalar devam ettiği,
Walt Street ve Federal Reserv sistemi mevcut
hâkimiyetlerini sürdürdükleri sürece, ABD'de
kimse tırmanma beklemesin.
Böyle giderse belki Bush bile görev süresini
tamamlayamadan çekilmek zorunda kalır.
Sadece ABD değil, Ingiltere, Almanya, Fran-
sa ve Italya bile çöküş halinde....
...1930'larda Roosevelt düşmanlıkları bitir-
mek ve kolonyalizmin izlerini silmek istiyordu...
Dünyada ABD'nin ve Avrupa'nın kalkınması,
diğer ülkelerin kalkınmalarına bağlıydı. Şimdi
de aynı. Fakat ABD ve Avrupa iflasın eşiğine
geldiği gibi, Güney Amerika'yı da mahvettiler.
Meksika eskisi gibi değil, Panama, Ekvadorar-
tıkyok. Kolombiya mahvoldu vb....
• • •
Afrika ABD'nin gözleri önünde, Ingilizler ve
ABD'deki bazılan tarafından kitle ölümlehyle
resmen ortadan kaldınlıyor. Mesela Başkan'ın
babası Bush, Kanada'nm önceki başbakanıy-
la birlikte, Barrick Gold adlı firmalarıyla Kon-
go 'ya yerleşmiş durumda ve burantn zengin al-
tın ve elmas yataklannı sömürüyorlar. Bunlar
ve çokuluslu şirketler Afrika'nın her tarafında
özel ordular kuruyor ve Afrika halklarını birbir-
lerine kırdınyorlar. Bu şekilde hem Afrika'nın
zengtnliklerini çalıyor hem de nüfusunu azaltı-
yorlar.
öte yandan Asya 'da yeni oluşumlar var. Rus-
ya, Çin, Hindistan hatta bunlarla birlikte Japon-
ya yeni oluşumlar içinde. Şanghay işbiıiiği ör-
gütü kuruldu. Bu arada Çin'den başlayıp As-
ya'dan Avrupa 'ya uzanacak ulaşım hatları üze-
rinde çalışılıyor. Güneydoğu Asya ülkeleri ben-
zer tarzda işbirliği planlıyorlar. Asya 'da çok bü-
yük nüfus var. ABD de Güney ve Kuzey Kore 'yi
barıştırıp buradan başlayacak bir ulaşım hattıy-
la, Sibirya üzehnden Avrupa'ya ulaşabilir. Bu
hattaki ve diğer ülkelere, borç değil, kredi ve-
rerek onları kalkındırabilir ve bu şekilde malla-
rına daha geniş ve zengin pazarlar açabilir.
• • •
Böyle dönemlerde dünya savaşlan çıkanlır. 1.
Dünya Savaşı 'nı Asya 'daki benzer oluşumların
önünü kesmek isteyen Ingilizler çıkarttı... 2.
Dünya Savaşı'nı aynı maksatla Almanlar çıkar-
dı. Şimdi ABD ve Ingiltere içindeki güçler, As-
ya 'daki gelişimleh engellemek için dünya sava-
şı çıkarmak istiyorlar. Ağustos bunun için en uy-
gun aydır. Bu savaşın adını da Batı ile Islamın
savaşı koyacaklar. Bu savaşı engellemeliyiz."
Yukarıdaki satırları okuduktan sonra, haklı
olarak sorabilirsiniz:
- Kim bu adam yahu, neler söylüyor bu?
Belki de komplo teorisi tutkunu bir Amerikan
düşmanının sözleri olarak bunun üzerinde dur-
mayabilirsiniz de.
Ancak yukarıdaki konuşmanın 24 Tem-
ımuz'da, ABD'de 2004 seçimlerinde Demokrat
başkan aday adayı Lyndon Larouche tarafın-
dan yapıldığını ve o günden bu yana internet
sayfalarında gezdiğini belirtmek isterim.
11 Eylül olayının bizzat ABD'nin içindeki güç-
ler tarafından düzenlendiğini iddiaedenlerden
değilim. Ama bu olayların en çok ABD'deki ki-
mi güçlerin işine yaradığına inanıyor, bu olası-
lığın kolay göz ardı edilir cinsten olmadığını sa-
nıyorum.
Siz ne dersiniz?
Köyedönüşdavası
• BATMAN - Batman'ın Beşiri ilçesi Yolveren
köyünden 1993 yılında Almanya'ya göç etmek
zorunda kalan Yezidiler, geri dönebilmek için
yaptıklan başvurunun kabul edilmesinde korucu
engeliyle karşılaştı. Yezidilerin, köyü
boşaltmayan korucular hakkında mahkemeye
başvurması üzerine başlayan davada, yeniden
keşif yapılması kararlaştınldı. 8 yıl önce
Almanya'ya yerleşen Yezidiler, bir süre önce
Batman'a gelerek köylerine geri dönmek için
yetkililere başvurdular. Yezidiler, olumlu yanıt
almalanna karşın korucu ailelerinin köyden
çıkmak istememesi üzerine Batman Asliye
Hukuk Mahkemesi'ne başvurdular. Dûn görülen
davanın ilk duruşmasında mahkeme, yeni bir
keşif yapılmasına karar vererek duruşmayı 21
Kasım'a erteledi.
Esrarengiz saldrılar
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo
ve Televizyon Ust Kurulu'nun (RTÜK)
garajında, kadın personele ait araçlann
lastiklerinin şişlendiği ve camlaruun kınldığı
yönündeki şikâyetler üzerine araştırma
başlatıldı. Özellikle kadın çalışanlann
arabalannın hedef alınması kurumda, saldınyı
yapanlann aşın dinci gruplar olduğu
söylentilerine yol açtı. RTÜK'ün garajına
yalnızca kurum personeline verilen özel
manyetik kartlarla girilebiliyor. Bu kartlara
sahip olanlar dışında RTÜK'ün Personel
Yardımlaşma Vakfı (TELVAK) çalışanlan da
garaja inebiliyor. RTÜK'te 300'e yakın kişi
çahşırken TELVAK çatısı altında da 100'e
yakrn işçi bulunuyor.
TSK'de çtfte lojmana son
• ANKARA (ANKA) - Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde Olağanüstü Hal Kararnamesi
nedeniyle bu bölgede görev yapan subaylara
tanınan çifte lojman uygulamasına son veren
yasa tasansı Milli Savunma Komisyonu'nda
kabul edildi. Milli Savunma Bakanı Sabahattin
Çakmakoğlu, subaylann olağanüstü halle ilgili
kararnameye dayanarak iki lojman
kullanabildiklerini belirtti.
Devlet Bakanı Nejat Arseven, valiliklere 'insan haklan genelgesi' gönderdi
İşkenceyiönleyin
Devlet Bakanı Arseven.
ANKARA (AA) - Insan hak-
lanndan sorumlu Devlet Baka-
nı Nejat Arseven, il ve ilçeler-
dekı insan haklan kurullann-
dan öncelikle can ve mal gü-
venliği, işkence ve kötü mu-
amelenin önlenmesi ve masu-
miyet ilkesinin korunmasuıı is-
tedi.
Nejat Arseven, valiliklere
gönderdiği genelgede, Türkiye
Cumhuriyeti'nin anayasada be-
lirtildiği gibi insan haklanna
saygı temeli üzerine kurulu de-
mokratik, laik ve sosyal bir hu-
kuk devleti olduğunu kaydetti.
Arseven genelgede, insan hak-
lannın korunması ve ihlalleri-
• Arseven genelgede, can ve mal güvenliği, işkence
ve kötü muamelenin önlenmesini istedi. Genelgeye
göre insan haklan kurullan. uluslararası denetime açık
olan insan haklan konusunda kendi iç teftiş ve
denetim mekanizmalannı eksiksiz işletecekler.
nin önlenmesi için kurumsal
yapılaşmaya önem verildiğini
ve bu çerçevede insan hakla-
nndan sorumlu Bakanlık ile
TBMM İnsan Haklan încele-
me Komisyonu'nun kuruldu-
ğunu anımsattı.
İnsan haklan kurullanntn
çok yararh çahşmalar yaptığı-
na işaret eden Nejat Arseven,
insan haklan konusunda halkın
doğru bilgilendirilmesine ve
bilinçlendirilmesine önemli
katkı sağladığını kaydetti.
BakanArseven. kurullardan,
can ve mal güvenliği, işkence
ve kötü muamelenin önlenme-
si, masumiyet ilkesinin korun-
ması gibi birinci kuşak haklar-
dan, çahşma haklan ve sağlık
hizmetlen gibi ikinci kuşak
haklar ve çevre temizliği gibi
üçüncü kuşak haklann ele alın-
masını ve korunmasuıı istedi.
Genelgeye göre, insan hakla-
n kurullan, uluslararası dene-
time açık olan insan haklan ko-
nusunda kendi iç teftiş ve dene-
tim mekanizmalannı eksiksiz
işletecekler. Insan haklan der-
si veren öğretmenler bilgilen-
dirilecek.
Çocuk, özürlü ve kadınlann
sorunlanna öncelik verilecek.
insan haklan kitaplıklan oluş-
rurulacak. İnsan haklan konu-
sunda yerel medya aracılığıy-
la halk bilgilendirilecek.
Okullarda konuya ilişkin
tanıtıcı resim, şiir ve kompo-
zisyon yanşmalan düzenlene-
cek.
Bayrampaşa Cezaevi'ndeki 1615 görevli, tutuklulara karşı kötü muameleyle suçlanıyor
'Hayata Dönüş'e dava
Kötü muamele
12bin
Mşiye
soruşturma
• îçişleri Bakanı Yücelen,
1995-2001 yıllan arasında
işkence yaptığı tespit
edilen ve kötü muamelede
bulunan toplam 12 bin 735
personel hakkında adli ve
idari soruşturma açıldığını
bildirdi.
ANKARA (ANKA) - îçişle-
ri Bakanı Rüştü Kazım Yüce-
len, insan haklan ihlallerinın
anmda araştınldığını belirterek
"Karakollarda ve emniyet
müdürlüklerinde gözaltına
alınanlar devletin sorumlulu-
ğu altındadır" dedi. Yücelen,
1995-2001 yıllan arasında iş-
kence yaptığı tespit edilen ve
kötü muamelede bulunan top-
lam 12 bin 735 personel hakkın-
da adli ve idari soruşturma açıl-
dığını bildirdi.
Yücelen, SP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet Bekaroğ-
lu'nun işkence iddialanyla ilgi-
li soru önergesine verdiği yanıt-
ta, Türkiye'de sistematik işken-
ce yapılmadığını kaydederek
"Eğer böyle bir uygulama ol-
saydı, işkence yaptığı iddia
edilen görevliler hakkında
hiçbir soruşturma yapılmaz-
dı" dedi. "Türldye'de işkence
yapıldığına ilişkin çok kap-
samlı bir karalama kampan-
yası sürdürüldöğünü" savu-
nan Yücelen, Adli Tıp Kunı-
mundan alınan raporlarda işken-
ce yapıldığına dair hiçbir bulgu-
ya rastlanmamasma karşın, bel-
li kesimlerden temin edilen dok-
tor raporlan ile işkence iddiala-
nnın desteklendiğini ve ulusla-
rarası camiada da bir koz olarak
kullaruldığını belirtti.
SİBEL KIZILIŞIK
ECEVtT KILIÇ
Bayrampaşa Cezaevi'nde 19Aralık
2000 tarihinde düzenlenen ve 12 tu-
tuklunun ölümüyle sonuçlanan "Ha-
yata Dönüş Operasyonu"'nda 1615
jandarma ve infaz koruma memuru
hakkında "tutuklu ve hükümlülere
kötü davranmak" ve "görev i körü-
ye kullanmak" suçundan dava açıldı.
Ancak iddianamede tutuklu ve hü-
kümlülerin nasıl öldüklerine dair tek
bir cümle yer ahnadı.
Eyüp Cumhuriyet Savcısı Cafer
Koman, hazırladığı iddianamede,
operasyonun arduıdanjandarmanın tu-
tuklu ve hükümlüleri döverek dışan
çıkardığını belirterek, bu kötü muame-
lenin, sevk sırasında da sürdüğünü ifa-
de etti. Savcı Koman, 1615 asker ve in-
faz koruma memurunun bu eylemle-
rinden dolayı "tutuklu ve hükümlü-
lere kötü davranmak" suçundan ce-
zalandınlmalarını istedi.
Koman, cezaevindeki son aramamn
7 Aralık 2000 tarihinde yapıldığmı ve
arama tutanağmda cezaevinde herhan-
gi bir silah bulunmadığmın belirtildi-
ğini kaydederek, silahlann cezaevine
bu son aramadan sonra sokulduğunu
iddia etti. Jandarma ve infaz koruma
memurlannın cezaevine silah sokul-
masına göz yumduklarını ileri süren
Koman, görevlilerin "görevi kötüye
kullanma" suçunu işlediklerini vur-
guladı.
Adli Tıp raporlannın cezaevi ope-
Hayata Dönüş Operasyonu'nda Bayrampaşa'da 12 kişi yaşamını yitirmişti.
rasyonu gerçeğini ortaya çıkarmasma
karşın 12 tutuklu ve hükümlünün ölü-
müyle ilgili olarak hâlâ dava açılma-
dı. Adli Tıp raporlan, tutuklu ve hü-
kümlülerin, silah ve işkence ile öldü-
rüldüklerini belgelemesine karşın
Cumhuriyet Savcısı Koman, operas-
yona katılan görevliler hakkında yal-
nızca cezaevine silah sokulmasına göz
yumduklan için dava açtı. Adli Tıp Ku-
rumunun Bayrampaşa Cezaevi'nde-
ki operasyonla ilgili hazırladığı rapor-
da 5 tutuklu ve hükümlünün uzak atış
sonucu, 5 tutuklunun ise gaz ve sinir
bombalanmn çıkardığı yangın nede-
niyle öldükleri belirtihnişti.
Banş, F tipine karşı eyleminin 170'inci gününde yaşamını yitirdi
Sessiz ölümler 40'a yükseldi
ÎZMİT (Cumhuriyet) -
Kandıra F Tipi Cezaevi'nde
ölüm orucunda bulunan Ali
Ekber Banş eyleminin
170. gününde yaşamını yi-
tirdi. Ölüm orucu eylemin-
de yaşammı yitirenlerin sa-
yısı40'a yükseldi.
"Hayata Dönüş" operas-
yonunun ardından tutuklu
bulunduğu Gebze Özel Tip
Cezaevi'nden Kandıra F Ti-
pi Cezaevi'ne nakledilen
Komünist Partisi înşa Örgü-
tü (KP-1Ö) üyesi Ali Ekber
Banş (30) 15 gün önce kal-
dınldığı Izmit Devlet Hasta-
nesi'nde dün yaşamrnı yitir-
di.
Tunceli'nin Mazgirt ilçe-
sinde 1971 'de dünyaya ge-
len Banş, evli ve bir çocuk
babasıydı. Banş'ın cenaze-
si, yapılacak otopsi sonrası
ailesi tarafından alınarak
toprağa verilmek üzere
memleketine götürülecek.
Cezaevlerinde ve dışan-
da F tipi cezaevlerine karşı
başlatılan ölüm orucu eyle-
mı yann birinci yıluu dol-
duruyor. 19 Aralık 2000'de
ülke genelindeki 20 ceza-
evine aynı anda düzenlenen
"Hayata Dönüş" operas-
yonunda 36 kişi yaşamını
yitirmişti. Operasyon sıra-
smda ateşli silah kullanıldı-
ğı ortaya çıkmış, otopsi ra-
porlanna göre bazı tutuklu
ve hükümlülerin kasıtlı ola-
rak yakıldığı belirlenmişti.
"Hayata Dönüş" operas-
yonu bu operasyonun ardın-
dan Istanbul, Ankara, Izmir,
Trabzon, Kocaeli ve Mer-
sin'de başlatılan ölüm orucu
eylemleri, eylemlere destek
veren tutuklu ve hükümlü
yakınlan ve 2 askerin de
aralannda bulunduğu top-
lam 74 kişi yaşammı yitir-
di.Tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan, devletin duyarsızlı-
ğının ölümleri arttırdığını
söylediler.
Kopuslarm nedeni
AKP'de
'masony
kavgası
BÜLENT SARIOĞLU
ANKARA - Adalet
ve Kalkınma Partisi'nin
(AKP) kuruluş sürecin-
de bazı kopuşlann perde
arkasında "masonluk
kavgasımn" yattığı öğ-
renildi. 2 yıl boyunca
Recep Tayyip Erdo-
ğan'ın sağ kolu olarak
yeni oluşumun mimarlı-
ğım yapan lsmail Kah-
raman'ın "3 kurucu-
nun mason olduğu" ge-
rekçesiyle Erdoğan'la
restleştiği belirtildi.
REFAHYOL dönemin-
de bakanlık yapan Istan-
bul Milletvekili lsmail
Kahraman, FP dönemin-
de Erdoğan kadrosunun
en önde gelen ismi olarak
yeni parri hazırlığına baş-
İamıştı. Kahraman, yeni
oluşumun parhleşme sü-
recinde aniden Erdo-
ğan'dan kopru. Kahra-
man'ın itiraz konulanyla
ilgili olarak siyasi kulisle-
re yayılan gerekçe, dün
SP'nın yayın organı Mil-
li Gazete'de "Kulis An-
kara" köşesinde Kahra-
man 'ın adı kullanılmadan
gündeme getirildi. Kahra-
man'ın, Erdoğan'ın kar-
şısına çıkıp "Ben ömrü-
mü bunlarla mücadele-
ye adadım. Nasıl bunla-
ra listede yer verirsiniz"
diye itiraz ettiği, ancak
"Böyle kabul ediyorsan
gel, kabul etmiyorsan
sen bilirsin" yanıtını al-
dığı belirtildi. Kahra-
man'ın itiraz gerekçesi-
nin, bin profesör, biri
spor kökenli üç "ma-
son"un kurucu üye yapıl-
masından kaynaklandığı
iddia edildi.
An istifa etti
Parti ilk
fıreyi'verdi
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Parti içi mu-
halefetle erken tanışan
AKP, ilk firesini verdi.
Emekli kurmay albay ol-
ması nedeniyle "Erdo-
ğan'ın kurmayı" olarak
nitelenen Konya Milletve-
kili HüseyinÂn, AKP'yi
ve liderini suçlayarak isti-
fa etti.
Dün parlamentoda ba-
sın toplantısı düzenleye-
rek ıstifasmı açıklayan
An, AKP ve Erdoğan'a
yönehkşu açıklamalarda
bulundu: "Partide hasta-
lık meydana geldi. İmri-
yazh niiller\ekilleri, ikin-
ci sınıf milletvekilleri gi-
bi aynm oluşru. Biz bu
çirkinlikleri biliyoruz.
Demokrasi mücadelesi
vermek için kışladan
geldim. Ama ne siyasi
partilerin ne de siyasetin
kıymeti harbiyesi yok-
rur. Kışladan geldim, bü-
miyordum, kışladan
çıkmca öğrendim."
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Ekonomik kriz öyle boyutlara u-
laştı ki, bakanlıklar bile harcamaları-
nı kesmek zorunda kalıyorlar. Ba-
kanlıklar bile diyorum, çünkü düne
kadar Maliye Bakanlığı'nın aylık har-
cama tablosuna yansıyan rakamlar,
devlet kuruluşlarında bir tasarruf ça-
bası olmadığını gösteriyordu. Devle-
tin gelirlerinin ödeyeceği faizlere yet-
memesi, devletin küçülmesi gerek-
tiği düşüncesini daha da güçlü bir
şekilde gündeme getirdi. 2002 büt-
çesine yansıyan rakamlara bakılırsa,
devletin ekonomik alanda küçülme-
si daha çok memurların maaşlarının
düşürülmesi şeklinde hayata geçiri-
lecek.
Devletin ekonomik alanda küçül-
tülmesi, uzun süredir tartışılıyor. Bir
kesim; devletin ekonomik alanda kü-
çültülmesinin, yoksul kesimlerin ve
çalışanlann aleyhine olacağını, zen-
gin kesimlerin ise işine yarayacağını
düşünüyor. Bu nedenle devletin kü-
çültülmesine yönelik özelleştirmele-
re bu çevreler karşı çıkıyorlar. Onlar
bu eleştirileri, son yıllardaki özelleş-
tirmelerin çapaçul bir şekilde yapıl-
masını da örnek göstererek haklı ol-
duklarını söylüyorlar. özelleştirilen
Devleti Küçültmek(!)
bankaların içinin boşaltılarak yeni-
den devletin sırtına yük olması, Tür-
kiye'de özelleştirmelere karşı çıkan-
lara haklılık kazandırdı.
• • •
Özelleştirmelerde yapılan yolsuz-
luklara ve çapaçulluğa rağmen şura-
sı da bir gerçek ki, devlet ağır, han-
tal bir gövde olarak ekonomik buna-
lımın temel unsurlarından biri olma-
ya devam ediyor. Üstelik devlete yön
veren egemen anlayış, ekonomik
tercihleriyle de bu hantallığı ağırlaş-
tıran bir rol oynuyor. Bütçeyi gözden
geçirirseniz, vergilehmizden alınan
paraların önemli bir kısmı kültür, eği-
tim ve sağlık gibi temel hizmetlere
gitmiyor. Büyük kalemler, üretime
yönelik olmayan devlet hizmetlerine
gidiyor.
Devletin ekonomik alandaki yatı-
rımlan, maalesef siyasi iradenin ter-
cihleri yüzünden ekonomik olmak-
tan çıktı. KlT'ler, devletin ekonomik
alandaki beceriksizliğinin ya da dev-
letin ekonomik alana girmesinin ge-
reksızliği nedeniyle büyük bir yük ha-
line dönüştü. Bu nedenle devletin
ekonomik alandan çekilerek hizmet-
ler alanına girmesı ve bu yüklerden
kurtulması gerekiyordu. Türkiye, ne
yazık ki bu değişimi sağlıklı bir şekil-
de yapamıyor. Devlet, bu ülkeyi yö-
netenlerin tercihleri nedeniyle hantal
ve pahalı bir devlet görünümünden
kurtulamıyor.
• • •
"Devlet küçülüyor" diye manşetle-
rin atıldığı gün, gazetelerde küçük
bir haber dikkatlerden kaçmış olabi-
lir. Ben hatıhatayım: Kars, Bitlis, Van
ve Hakkâri valilikleri, Güneş Tiyatro-
su'nu bu illerde oynayacağı "TerkEt-
medi Sevdan Beni" adlı oyunu ya-
sakladılar. Devlet Tiyatrosu, Opera
ve Balesi Çalışanlan Vakfı (TOBAV)
bu yasaklamayı kınadığını açıkladı.
Aslında, hemen her gün Türkiye'nın
dört bir yanında yasakçı devlet zıh-
niyeti egemenliğini sürdürüyor.
Devletin küçülmesinin asıl, siyasi
ve sosyal yaşamımızda gerçekleş-
mesi gerekiyor. Zaten bu durum de-
ğişmeden ekonomik küçülme de
çok fazla bir anlam ifade etmeyecek.
Bir devlet yetkilisi, henüz görmeden
ve ne olduğunu bilmeden bir tiyatro
oyununu yasaklama yetkisini elinde
tutabiliyorsa o devlet küçülmez. Bir
sanat eserini keyfi bir şekilde yasak-
lama yetkisini hâlâ yargıç ve savcı-
nın yerine geçen bir devlet görevlisi
elinde tutuyorsa, o ülkede devlet kü-
çülmez.
•••
Neden küçülmez? Çünkü devlet
görevlileri, hâlâ toplum üzerinde bir
egemen güç olarak görüyorlar ken-
dilerini. Kanunlar ve ellerindeki ola-
naklar onlara bu gücü veriyor. Dev-
letin ekonomik olarak küçülmesin-
den daha önemlisi, devlete yön ve-
ren anlayışın köklü bir değişikliğe uğ-
raması. Size küçük bir örnek: Araba-
nızla gece karanlığında yolda gidi-
yorsunuz, bir anda yolunuz kesiliyor,
elinde el feneri bulunan polisler ışığı
gözünüze tutuyor, "Ruhsat ve ehli-
yet" diyor.
Şaşkınlık içinde ehliyetinizi ve ruh-
satınızı uzatıyorsunuz. Bir suçluluk
duygusuyla devlet görevlisine bakı-
yorsunuz.
Böyle bir uygulamayla dağ başın-
da jandarmalar tarafından durduru-
larak da karşılaşabilirsiniz. Işte bu
uygulama Türkiye'de bir türlü küçül-
meyen devleti ifade ediyor. Dünya-
nın hiçbir gelişmiş ülkesinde güven-
lik görevlileri rastgele yurttaşları çe-
viremezler. Bunun için şüpheli bir du-
rum olması gerekir ya da bir ihbar ol-
ması gerekir.
Biz de ise her yurttaş potansiyel bir
suçlu gibi kabul edilerek günün ve
gecenin her saatinde, derede, dağ-
da, şehir içinde bir anda çevrilebilir
ve hesap vermek zorunda bırakılabi-
lir. Işte ülkemizdeki devlet anlayışı
budur. Devletin görevlileri güçlü ve
egemendir. Yurttaş ondan korkar ve
kendisini onun karşısında ezik hisse-
der.
•••
Devletin küçülmesi tartışmaları bu
gerçeklik içinde düşünüldüğü za-
man bir anlam kazanır. Sorun ekono-
mik olmaktan çok siyasidir.