Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16EKİM2001 SALI
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Çiller Seçim Kolluyor
Gazeteci, haberin faili ya da öznesi değil, izleyi-
cisi ve yansıtıcısıdır. Ama bu kuralın da istisnalan
var. Nitekim pazargünü, Milliyet'in foto muhabir-
lerinden Yurttaş Tümer'in ayağının üstünden Tan-
su Çiller'in kullandığı taksi plakalı bir araba geç-
ti.
Arabayı DYP Genel Başkanı'nın kullanıyorolma-
sı da, Tümer'in ayağını ikinci plana itti, herkes
"Tansu Hanım, Mahmut Bey taksi durağına bağlı
bir arabanın direksiyonunda ne anyor" sorusunu
sordu.
Oysa Tansu Hanım bu gibi girişimleri sıklaştırdı
son zamanlarda. kâh çarşı pazar dolaşıyor, kâh
orada burada halkın arasına karışıyor, kâh bazı
bölgelerde miting düzenliyor, kâh kimi kentleri zi-
yaret ediyor.
Nitekim Tansu Hanım, Yurttaş Tümer'in ayağı-
nın üstünden araba ile geçmeden bir gün önce,
Trakya mitingindeydı, ondan bir gün önce de Gir-
ne Amerikan Üniversitesi 2001 -2002 öğrenim yılı
açılış dersini vermek üzere K/bns'taydı ve bu ve-
sile ile Lefkoşa'da Rauf Denktaş'ı da ziyaret etti.
Bu gezi sırasında uçakta görüştüğüm Çiller, se-
çimin ya da iktidar değişiminin kaçınılmazlığına
inanmış, bunu çabuklaştırmak için elinden geleni
yapıyor.
"Artık Türkiye'nin hamurunu öğrendim" diyen
Çiller, seçime de, geniş tabanlı hükümette yer al-
maya da. bir azınlık iktidarını kurmaya da "evet"
diyor.
• • •
Gözlemler, şu anda parlamentoda bulunan par-
tiler içinde, başkanının kim olacağı hâlâ belli olma-
yan AK Parti dışında bir tek Çiller'in DYP'sinin oy-
lannı arttıracağını ve barajı geçebileceğini göste-
riyor.
Bu durumda nas/l seçime gidilebileceği önem-
li bir sorun, ayrıca herkes paıiamentodaki partile-
rin seçime gitmeden önce, barajı ındirmek isteye-
ceklerini biliyor.
DYP Genel Başkanı böyle bir davranışa kesin-
likle karşı. O, barajı ındirmenin ülkeye ihanet ola-
cağını, Türkiye'nin bundan böyle üçlü değil, beş-
li, altılı koalisyonlarla yönetilemez hale geleceğini,
böyle bir davranışın seçimde adalet ve istikrar iki-
lisinden ikincisini zedeleyeceğini düşünüyor.
Tansu Çiller'e göre, bu iktidarın devamı olanak-
sız. Çünkü Ecevit hükümeti, ülkenin ne ekonomi-
sini yönetebiliyor ne de dış politikasını.
Son olaylann Türkiye için bir fırsat olduğunu, a-
ma iktidarın hareketsizliği, çekingenliği ile bu du-
rumu yönetemedığini ileri süren Çiller, "ikizkuleler
olayından sonra Başbakan 'ın birçok konuda inisi-
yatifi ele alması gerekirdi, ama bunlaryapılamadı,
yetki için Meclis'e başvurmadan daha bir gün ön-
ce, 'Macerayaatılmayacağız' diyoıiardı, ama son-
ra hem de yalnızca Afganistan 'la sınıriı olmayan ki
burası yanlış oldu, yetki için başvurdular, arada ne
olmuştu, Derviş'e IMFpara vermeyeceğini söyle-
mişti, bunun üzerine tavır değıştirdiler, bu da hay-
siyet kıncıdır" diyor.
• • •
"Başbakan düzeyinde girişimlerde bulunmaya-
rak dış polıtikada fırsatı kaçırdık" diyen Çiller, hü-
kümetin ekonomiyi de yönetemedigini söylüyor.
"Bütün tahminlerim tuttu" diyor Tansu Hanım,
"Cari açık 10 mityar dolar olur dedim, onlar 2.8 'de
ısrar ettiler, peki ne çıktı, 9.8". Tansu Çiller iddialı;
- Ben de diyor, 1994'te kriz yaşadım, ama üre-
timi ve ihracatı arttırarak bunu kısa sürede aştım.
Tansu Çiller'in mitinglerini ve gezilerini izleyen-
ler. özellikle kırsal kesimde tarım üreticisinin dik-
kate değer bir ilgi gösterdiğini söylüyorlar DYP
Genel Başkanı'na.
Gözlemler şu yönde, "Olası bir seçimde silip sü-
pürür diyemeyiz ama oylannı arttınp öbürtehnin
önüne geçebilir".
Son seçimlerin en büyük mağluplarından biriy-
di, iktidannda yıpranmıştı, ama öyle görünüyor ki
Çiller toparlanmış, yeni seçimin ardından Türki-
ye'de yine rol sahibi olmaya soyunmuş.
Polıtikada ünlü bir söz vardır: "Yalnız ölülerdön-
mez." Ne kadar da doğruymuş meğer.
RTÜK üyesi Müftüoğlu:
Konol 7'nin irtica
bağlantısı araştırdmalı
BAHARTANR1SENTR
ANKARA-Radyove
Teleyizyon Üst Kurulu
(RTÜK) üyesi Güneş
Müftüoğlu. Kanal 7'nin
Almanya'daki bürosun-
da yaymcılık dışında irti-
cai faaliyetlerde bulun-
duğu belirtilen kişilerin,
Türkiye'deki Kanal 7 ile
bağlantısının araştınlma-
sı gerektiğini bildirdi.
RTÜK üyesi Güneş
Müftüoğlu, kurulda, Al-
manya'da kablolu yaym
\apan Kanal 7 televizyo-
nunun yerleşik olduğu
tetnsilciliğinde amacı dı-
şında faaliyetlerde bulu-
nulduğu konusunu, MÎT
\ e Dışişleri Bakanlığı'na
bildirmeyi tartıştıklanru
kaydetti.
" Yajında bir şey yok,
ama orada bizün tartış-
tığımız, istni geçen kişi-
lerin doğrudan Kanal
7 ile ilişkisi var mı. o ko-
nuda araştırma yapüa-
cak sanıyomm" dedi.
RTÜK Başkanı Nuri
Kayış da, Almanya'daki
olayın Türkiye'deki Ka-
nal 7 üe bağlantısı olup
olmadığını devletin di-
ğer kurumlannın araştı-
rabileceğine işaret etti.
Açıklama
I Haber Merkezi - Gazetemizde 15 Ekim 2001
tarihinde "Milli Görüş'e radyo izni yok" başhğıyla
yayımlanan haberle ilgili yazılı bir açıklama yapan
Kanal 7 Televizyonu Kurumsal tletişim Yönetmeni
Mustafa Kaya, "Kanal 7 merkez ofis ve diğer ofıs-
leri tele\izyon yayıncılığı dışında herhangi bir amaç-
la kullanıLrnamaktadır" dedi. Kaya, haber üzerine
RTÜK Başkanı Nuri Kayış Ta görüşüldüğünü belir-
Krek, "Kayış, bilginin yanlış olduğunu, RTÜK'ün
televızyonlarla sadece yayın ihlali durumunda ilgi-
lenebileceğini" bildirdi.
20 Ekim'de ölüm orucu eylemine başlayan 99 kişiden 28'i hayatını kaybetti
Onlar artık yaşamıyorALPERTURGUT
F tıpi cezaevlen ve tecnde karşı 20
Ekim 2000 tarihinde 13 ayn cezaevin-
de ölüm orucuna başlayan 99 kişilik 1.
ekıbın direnişı sona erdi. Ölüm orucu
eylemi artık 2, 3,4, 5, 6 ve eyleme en
son giren 39 kişilik 7. ölüm orucu eki-
bı tarafindan sürdürülüyor. Eylem sı-
rasında ilk ekipten "Hayata Dönüş"
operasyonuyla birlıkte 28 tutuklu ve
hükümlü yaşamını yitirdi, çok sayıda
kişi sakat kalıp hafızasını kaybetti. Bu-
güne dek cezaev lerinde ve dışanda tam
75 kışınin can verdiği eylem, bir hafta
sonra 1. yılıru dolduracak.
Ölüm orucu 1. ekibinin ilk kayıpla-
• Ayşe Baştimur'un Ankara'da yaşamını
yitirmesiyle ölüm orucu eylemleri sona eren ekibin
direnişı 343 gün sürdü. Ekibin hayattaki 71 üyesinden
çoğu ise sakat kalıp hafızalarını kaybetti.
n 20 cezaevine yönelik "Hayata Dö-
nüş" operasyonu sırasında yaşandı.
Bayrampaşa, Çanakkale, Ümraniye,
Uşak, Ceyhan ve Bursa cezaevlennde
kalan 1. ekipteki Ahmet İbili, Hasan
Güngörmez, İrfan Ortakçı, Fidan
Kalşen, Berrin Bıçkılar,Yazgülü Gü-
der Öztürk, Fırat Tavuk, Murat Öz-
demir,Ali İhsan özkan,Aşur Kork-
maz. Ali Ateş ve Halil Önder yaşam-
lannı yıtirdiler. Böylelıkle 13 cezaevin-
de eyleme başlayan 99 kişilik ekip, tam
12 kayıp vererek 87 kişiye inmiş oldu.
Aylar süren eylemde ilk ekibin ceza-
ev indeki üyelen Cengiz Soydaş,Adil
Kaplan, CaferTayyar Bektaş. Fatma
Ersoy, Fatma Hülya Tümgan, Hati-
ce Yürekli, Abdulİah Bozdağ, CeJal
Alpay ve Veli Güneş de hayatlarını
kaybettıler. Sağlık nedeniyle tahliye
edildıkten sonra eylemlerine dişanda
devam eden Sevgj Erdoğan. Osman
Osmanağaoğlu, Gülay Kavak. Ümüş
Şahingöz. Zeynep Arıkan Gülbağ,
Ali Rıza Demir ve Ayşe Baştimur'un
da son nefeslerini vermesiyîe 1. ölüm
orucu ekibinin kayıp sayısı toplam
28'e çıkmış oldu. Baştimur'un Anka-
ra'da yaşamını yitirmesiyle eylemleri
sona eren ekibin direnişi 343 gün sü-
rerken ekibin geri kalan 71 üyesinden
çoğu ise sakat kalıp, hafizalannı kay-
betti. Hayata Dönüş Operasyonu önce-
sinde 7 kişınin yaşamını yitirdiği 104
kişilik ikinci ekip ve 5 kışinin hayatını
kaybettiği 57 kişilik üçüncü ekibin ey-
lemleri ise sürüyor.
75 kayıp
Hayata Dönüş Operasyonu'nda 2'si
asker 32 kişi, ölüm orucunda ise 22 si
cezaevinden 17'si dışardan 39 kişi öl-
dü. Eylemde sırasında tbrahim Erler
F tipi cezaevinde. Kazım Gülbağ ise
Almanya'da kendilerini yakarak ya-
şamlannı yitirdiler. Destek açlık gre-
\indefd Cafer Dereli'nin yurtdışında
ülkücülerin saldınsı sonucu, tutuklu
Mustafa Coşkun'un ise tedavi edilme-
diği için ölmesiyle eylemin kayıp bi-
lançosu 75'e ulaştı.
Human Rights Watch:
Reformlar
yeterli
değil
LONDRA (ANKA) -
Dünyanın önde gelen in-
san haklan kuruluşlann-
dan Insan Haklan Izleme
Komitesi (Human Rights
Watch), Türkiye'de ger-
çekleştirilen anayasa deği-
şikliklennın "gerçek bir
reform olmadığını"
açıkladı. Insan Haklan
Komitesi'nin Türkiye
Araştırmacısı Jonathan
Sugden, "İnsan Haklan
İzleme Komitesi Türki-
ye'de gerçek reform
meydana geldiğinde
yüksek sesle karşılaya-
cak. Ancak bu henüz ol-
madı" dedi.
Financial Times gazete-
sine bir mektup gönderen
Jonathan Sudgen, gazete-
nin Insan Haklan İzleme
Komitesi'nin Türkiye'de
yapılan anayasa değışik-
liklerini iyi değerlendir-
mediği yolundaİü eleştiri-
sine yanıt verdi. Sugden,
anayasa değışikliklerinin,
"yazarları eezaevine
göndermeye devam et-
mek için polis, savcılar
ve mahkemelerin elinde
yeterli araçlar bıraktığı-
nı. idam cezasının ko-
nınduğunu" savundu.
Anayasa değişiklikleri-
nin Parlamento'da onay-
lanmasının 48 saat içeri-
sinde meydana gelen ge-
lişmelerin "eylem" ten-
minin en geniş biçimde
yorumlanacağını göster-
diğini belırten Jonathan
Sugden, söz konusu geliş-
meler olarak, "bir gaze-
tecinin 20 aya tnahkûm
olması, bir derginin ka-
patılması, bir yazann ki-
tabının yasaklanması,
bir davetiyeyi Türkçe ve
Kürtçe yazdıran sendi-
kacılar hakkında dava
açılması ve Afganis-
tan'da gözaltına alınan
İngiliz gazeteci için açık-
lama yapan İHD üyeleri-
nin gözaltına alınnıası-
m" örnek gösterdi.
Şeriatçı terör
örgütü Hizbullah
militanlannın
çapraz ateşc
alarak şehit ettiği
iki polisin cenaze
töreni kanunsuz
olaylara sahne
oldu. Tekbir
geririldi, yasadışı
örgüt işaretleri
yapıldı. Bütün
bunlann dışında,
yakınlarının
kaybını
yüreklerinde
duyan küçükjer.
kaybettiklerinin
resimleri ellerinde
göz>aşı dökfüler.
(Fotoğraf: AA)
Cenaze töreninde İBDA-C işareti yapıldı, tekbir getirildi
BakanYücelen'e protesto
ÖZKAN GÜVEN
Küçükçekmece'de şeriatçı terör
örgütü Hizbullah üyeleri tarafin-
dan pusuya düşürülerek şehit edi-
len iki polis memuru toprağa ve-
rildi. Istanbul Emniyet Müdürlüğü
binasında düzenlenen törende şe-
hit yakınlan, îçişleri Bakanı Rüş-
tü Kâzım Yücelen'e "Şerefsiz,
yalan söyleme" diye bağırarak
protesto etti, cenazeler
taşırurken "tekbir ge-
tirdi", terör örgütü IB-
DA-C'nin işaretini
yaptı.
Küçükçekmece Ilçe
Emniyet Müdürlüğü •
Araştırma Büro Amirligi'ne bağlı
si\il polis ekibinin önceki gün Hiz-
bullah terör örgütü tarafindan pu-
suya düşürülmesi sonucu Musta-
fa Koçak ve Köksal Bulut adlı
polis memurlan şehit olmuş, Mus-
tafa Bilicik adlı polis de agır ya-
ralanmıştı. Şehit polislerin cena-
zeleri dün öğle saatlerinde Vatan
Caddesi'ndeki Istanbul Emniyet
Müdürlüğü binasuıın bahçesine
getinldı. Koçak\eBulut'uncena-
zelen getinlirken yakınlan fena-
lık geçirdi.
Törene, îçişleri Bakanı Rüştü
Kâzım Yücelen, Emniyet Genel
Müdürü Kemal Önal, Istanbul
Milletv ekilleri CelalAdan, Aydın
Ayaydm, 1. Ordu Komutanı Orge-
neral Çetin Doğan, Cumhuriyet
Başsavcısı Ferzan Çitici ile şehit
polislerin yakınlan ve meslektaş-
• Istanbul Emniyet Müdürlüğü binasında
düzenlenen törende şehit yakınlan, îçişleri
Bakanı Rüştü Kâzım Yücelen'e "Şerefsiz,
yalan söyleme" diye bağırdı.
uğradı.
'Siz ne işe yararsınız?'
Yücelen konuşurken "Şeref-
siz... Yalan söyleme", "Neden
katilleri saldınız", "Adalet isti-
yoruz", "Siz ne işe yararsınız?"
diye bağıran şehit yakınlan emni-
yet görevlileri tarafindan güçlükle
kontrol altına almabildi. Yücelen
konuşmasında, bu tür saldmlann
polısi yıldmnayacağı-
m belirterek "Devletin
tekliği ve bölünmez
bütünlüğü korunma-
ya devam cdilecek-
tir" dedi. Koçak ve
Bulut'un cenazeleri el-
lan katıldı.
Istanbul Emniyet Müdürü Ha-
san Özdemir, yaptığı konuşmada
saldınyı gerçekleştirenlerin en kı-
sa sürede yakalanacağını ve şehit-
lerin karunm yerde kalmayacağını
söyledi.
Hasan Özdemir'in ardından
kürsüye gelen Îçişleri Bakam Rüş-
tü Kâzım Yücelen ise törene katı-
lan şehit yakınlarının protestosuna
ler üzerinde cenaze araçlanna gö-
türüldüğü sırada törene katılanlar,
"tekbir" getirdi. Topluluk, o sıra-
da şeriatçı terör örgütü ÎBDA-
C'nin işaretini yaptı. Şehit polis-
lerden Mustafa Koçak'ın cenazesi
Yozgat'a gönderilirken Köksal Bu-
lut da Edirnekapı Mihribah Sultan
Camii 'nde kılınan öğle namazının
ardından Edirnekapı Şehithğı'nde
toprağa verildi.
İHDVE AF ÖRGOTO RAPORU
Türkiye
işkenceden
vazgeçmiyor
• IHD Genel Başkanı Hüsnü Öndül,
2000 yılının ilk 6 ayında gözaltına alınan
15 bin 980 kişiden 263'ünün, 2001
yılının ilk 6 ayında gözaltına alınan 21
bin 812 kişiden 435'inin işkence
şikâyetinde bulunduğunu söyledi.
İ H
?'
n i n
ASLMAN . , , , , , ,
ABACIOĞLU nndankatkatfazlao^
—-—— duğu duşunulebuır
İZMIR - Uluslarara- (jec
ji
sı Af Örgütü ve tnsan öte yandan, 1999 yı-
Haklan Derneği rapor- jmm ^ 6 ayında Cum-
lan,Türkiye'deişkence- hunyet savcılannın dü-
nin yaygmhğını korudu- şüncelerini açıklayanlar
ğunu gösteriyor. İnsan hakkında toplam 372 yıl
Haklan Derneği'nin bu 6 ay hapis cezası ister-
yılın ilk alh ayıru değer- ken 2000 yılının ilk 6
lendiren raporuna göre ay
ında 813 yıl 8 ayhapis
geçen yılın aynı döne- cezası istediklerinı,
miyle karşılaşönldığın- 2001 yılında ise düşün-
da gözaltına alınma ve celerini açıklayan 1519
gözaltında işkence olay- kişi için 3 bin 125 yıl 4
lannda artış yaşandı. a
y hapis cezası istendi-
Uluslararası Af Örgü- ğmı kaydeden Öndül,
tü'nün Türkiye ile ilgili "Cumhuriyet savcıla-
raporlanndada işkence- rının ifade özgürlüğü
nin hâlâ çok yaygın ol- alanındaki bu tutumu-
duğu \urgulandi. nu açıklamakta zor-
ÎHD Genel Başkam landığımızı itirafetme-
Hüsnü Öndül, derne- liyiz" dedi.
ğın Ocak-Haziran 2001 *Öte yandan Uluslara-
raporunu değerlendiren rasıAfÖrgütü'nün.Tür-
açıklamasında, 2000 yı- kıye ile ılgılı Ocak-Ha-
lının ilk 6 ayında gözal- ziran 2001 dönemini
tına alınan 15 bin 980 ki- içeren raporunda, insan
şiden 263'ünün, 2001 haklan savunuculan
yılının ilk 6 ayında gö- üzerindeki baskının art-
zaltına alınan 21 bin 812 tığına, ifade özgürlüğü
kişiden 435'inin işken- üzenndeki kısıtlılığın
ce şikâyetinde bulundu- sürdüğüne, işkencenin
ğunu söyledi. yaygın olmasına karşın
Türkiye'de resmi ra- işkencecilerin pek azı-
kamlara göre her yıl gö- nin yargılanabildiğine
zaltına alınanlann sayı- dikkat çekildi.
sının ortalama üç yüz İşkencenin "hâlâ
bin civannda olduğuna yaygın" olduğu belirti-
dıkkat çeken Öndül, İen raporda, "2001 yüı-
"İşkencenin gözaltı nin Uk yansında Lİus-
uvgulaması ile bağlan- lararası Af Örgütü. ÜJ-
tısı düşünüldüğünde kenin değişik kesimle-
sa\ısal olarak, hem gö- rinden işkence ve kötü
zaîtına alınan insan sa- muamele bildirimleri
yısı, hem de işkence gö- almaya devam etti" de-
ren insan sayısının. nıldı.
NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Birçok yerde şu soruyla karşı-
laşıyoruz: Neden Islam dünyası
bu kadar geri? Neden Taleban
örgütü Islamiyet adına bu kadar
vahşi uygulamalara kalkışabili-
yor? Geçenlerde bir TV kanalın-
da tartışırken ilahiyat profesörle-
rinden Süleyman Uludağ, "Tale-
ban uygulaması Islam dışı sayıl-
maz. Onların yaptıklarına Islamın
katı bir uygulaması demek daha
doğru olur" dedi.
Kadınlara uygulanan yasakla-
ra bakılınca, birçok Islamcının
kadınlar konusunda söyledikleri-
ni anımsamamak mümkün mü?
Kadını, ikinci sınıf gören anlayış,
birçok Islamcının kafasında yer
etmiştir. önemli olduğu söylenen
birçok Islam düşünürü bile daya-
ğa varıncaya kadar kadına yapı-
lan kötü muameleyi bir bahane
bularak savunabiliyor.
Bunlardan Profesör Muham-
med Kutub, "Islam Etrafındaki
Şüpheler" kitabında aynen şun-
ları söylüyor: "Bir başka yönden
bazen karıkoca münasebetleriyle
ilgili olarak psikolojik sapıklık ha-
îslam Dünyasının Tartışması Gereken...
letleri vardırki o zaman ancak bu
yol, yani dayak fayda verir. Psiko-
loji katiyetle ifade eder ki yukarı-
da saydığımız terbiye yollarının
kendine bir fayda temin etrnedi-
ği şahıs (Burada kadın kastedili-
yor) -ekseriya- 'mazoşizm' adını
verdikleri psikolojik cinsi sapıklı-
ğa musab olur (düşer).
Buyüzden onun mizacı hissi ve
manevi şiddetli bir muamele gör-
dükten sonra düzelir. Ve normal
duruma gelir... Şüphesiz sapıklı-
ğın her türlüsü erkeklerden daha
çok kadınlarda görülen hallerdir
(Çünkü erkekler umumiyetle 'sa-
dizm' sapıklığına musab olur. Sa-
dizm işkence yapmaktan zevk al-
maktır.)"
"Eğer kadın, bu tür sapıklığa
musab ise dayak onun için bir
ilaçtır, onun arzulannı doyurur.
Dayaktan sonra mizacı normale
avdet eder ve işler istenilen tarz-
da yürür." (Bkz. Oral Çalışlar, Is-
lamda Kadın ve Cinsellik, Cum-
huriyet Kitapları, s.68) Muham-
med Kutub'un bu düşünceleri,
birçok Islamcı yazar ve araştır-
macı tarafından ifade edilir. Islam
tarihini gözden geçirdiğimizde de
erkek egemen düşünceyi bütün
çıplaklığıyla görürüz. Erkek ege-
menliğinin ölçüsü ilkelliğin de te-
mel ölçülerinden biridir.
•••
Kadın sorunu dışında, uygar-
lığın temel anlayışlarına karşı da
Islam dünyasında ciddi bir dire-
niş vardır. Insan haklan, temel öz-
gürlükler, Islam dünyasının soru-
nu değil gibi bir anlayış bu dün-
yada egemen durumda. Bunun
nedenlerini tartışabiliriz. Tabii bu
arada, Islamcılar kadın sorunu
dahil, birçok konuda çağdışı gö-
rüşlerini Islamın temel kaynakla-
rına dayandırmaya gayret eder-
ler.
Aslında, birçok dinin ve inanı-
şın kaynaklarına yönelirseniz,
kendi ihtiyacınıza uygun veriler
bulabilirsiniz. örneğin Hıristiyan-
lıkta da boşanma yasağını Kato-
likler Incil'e dayandırırlar. Sorun,
kaynaklara hangi gözle ve hangi
niyetle baktığınıza bağlı. Eğer
kaynaklara eşit ve özgür bir dün-
ya için.. gelişmiş bir dünya için
bakarsanız, ona uygun veriler bu-
lursunuz; katı ve sert bir dünya
için bakarsanız, o zaman da böy-
le şeyler bulabilirsiniz.
Taleban'ın yaptığı da bu. Kay-
naklara bakıyor, onları çağdışı bir
gözle yorumluyor ve çağdışı bir
kafayla uyguluyor. Islam dünya-
sının, Taleban'la ortaya çıkan ve
bir ilkellik görüntüsüne bürünen
uygulamayı inceleyerek ciddi
dersler çıkarabileceğini düşünü-
yorum. Unutmayalım ki Ceza-
yir'de yine Islamiyet adına katli-
am işleniyor, Türkiye'de Hizbul-
lah olayında gördüğümüz vah-
şetlere tanık oluyoruz.
• • •
Suudi Arabistan'da, Iran'da da
en temel insan hakları Islamiyet
adına ihlal ediliyor. Islam dünya-
sına toptan baktığımız zaman
ciddi bir uygarlık sorunuyla yüz
yüze geliyoruz. Bunun neden-
lerini Islam dünyası enine boyu-
na tartışmak zorunda. Burada
uygulamadan gelen yanlışların
yanında, ciddi bir yorum sorunu
olduğunu da kabul etmek
gerekir.
• • •
Batı dünyasındaki haksızlık-
lara, acımasızlıklara, her şeyin
maddi çıkara dönüşmesine
bakarak Islam dünyası kendisini
rahatlatmasın. Oradaki kötülük-
ler, Islam dünyasındaki ilkel
görüntülere bahane olamaz.
Hazır bu konu dünyanın gün-
demine gelmişken ciddi bir
özeleştiri için harekete geçilsin.
Bu vesileyle belki bazı konular e-
nine boyuna tartışılabilir. Ya da
daha önce olduğu gibi sor-
gulamayan aktarmacılıkla durum
idare edilir. Sorgulama Islam
dünyasının yararına. öyle
düşünüyorum.