23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1. EKİM 2001 SALI + CUMHURİYET SAYFA EKONOMI / ekonomi@cumhutiyetcom.tr 13 IPT kayit dışıyı nasaya yatmh I Ekonomi Servisi- lavlet Planlama Ttşkilatı (DPT), son yilarda kayıt dışı etonominin dev b»yutlara ulaştığına işıret ederek, buna karşı "jüçlü bir siyasi inde"ile tüm kamu kırumlan arasında sağlanacak eşgüdüm ve yzygın bir otomasyon a£ı ile etkin bir nücadele yürütülmesini isedi.DPT'nin hazuladığı raporda, scruna bugüne kadar çczüm getirilemediği gibi, sorunun birbirini besleyen mekanizmalar içmde sûrekli büyüdüğü kaydedildi. bvîçre'ye yeni Svvissair • CENEVRE (AA) - îsviçre, Swissair'in iflas etmesi üzerine, yeni bir ulusal havayolu kurulması için geçici işbirliği komisyonu oluşturdu. Komisyonun ilk toplantısında, tsviçre'nin bölgesel havayolu Crossair'in, Swissair fılosundan 26 kısa ve 26 uzun mesafe uçağını devralması ve 28 Ekim'de ismi resmen sona erecek Svvissair uçuşlannın devamlılığının sağlanması öngörüldü. pnm manmı • ANKARA (ANKA) - Üretim ve istihdamı destekleyici, emek maliyetini azaltıcı nitelikteki önlemler kapsamında işsizlik sigortası primlerinin birer puan indirilmesi benimsendi. Buna göre, 2002 yılı başından itibaren, çalışanlann ücretlerinden alınan yüzde 2 oranındaki işsizlik sigortası primi yüzde 1 'e inecek. Işverenlerin yüzde 3 olan katkısı yüzde 2'ye, devletin yüzde 2'lik katkısı da yüzde l'e düşecek. Hatkaarza40 banka aracı • ANKARA (ANKA) - Hazine'nin yann yapacağı halka 182 gün vadeli bono satışına Merkez Bankası şubeleri ile 40 banka ve 9 aracı kurum aracılık yapacak. Bonolann satışına aracılık yapacak banka ve aracı kurumlar arasında Akbank, Alternatifbank, Anadolubank, Bank Ekspres, Bayındırbank, BNP-Ak Dresdner Bank, Citibank, Demirbank, Denizbank, Dışbank, EGS Bank, Etibank, Fibabank, Finansbank, HSBC Bank, Iktisat, Kentbank, Koçbank, Tarişbank yer ahyor. Türk Henkel'den yemyatmm • İSTANBUL (AA)- Türk Henkel Kimya Sanayii AŞ, 15 yıldır servis verdiği yapı kimyasallan alanında üretim yapacak ikinci tesisini Tuzla Organize Deri Sanayi Bölgesi'nde hizmeteaçh. Türk Henkel Kimya Sanayii AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Dr. Can Paker, Türk Henkel'in Türkiye'de ihtiyaç duyulan kaliteli yapı konseptine katkıda bulunmayı hedeflediğini söyledi. GarantHntesa görüşmeleri • ROMA (AA) - Garanti Bankası ile ortaklı görüşmeleri yapan Italyan Intesa BCI grubu, "Her şeye rağmen Garanti ile görüşmeler devam ediyor ama şu anda yatınm yapacak zaman değil" dedi.. 4 çalışana bir emekli düşmesi gerekirken, 2 çalışana bir emekli düşüyor Hükümetin emeklilik açmazıBANUSALMAN ANKARA - IMF'nin kamu har- camalarının ulusal gelir içindeki payının 2.5 puan düşürülmesi iste- mi doğrultusunda gündeme getiri- len kamu çalışanlarının emekli edilmesi mali açıdan yeni açmaz- lar getiriyor. Emekli olanlann sayı- sı artarken, yeni işe alman memur sayısının azaltılması Emekli San- dığı'nın mali dengelerini alt üst ediyor. En az 4 çalışana 1 emekli düşmesi gerekirken, Türkiye'de 1999'dan itibaren 1.9 çalışana 1 emekli düşüyor. Kamuda çalışan yaklaşık 250 bin kişinin emekli edilebileceği sa- vı ise öğretmen, polis açığı ve hiz- metli gibi emekli olunca da yakla- şık aynı maaşı alacak olan kişilerin zaten emekli oluyor olması nede- niyle gerçekçi bulunmuyor. 4 yılda ciddi artış Devlet, bu kadar çahşanı emekli etmesi durumunda ise 6 milyar li- radan 18 milyar liraya kadar çıkan emekli ikramiyelerini ödemek için nakit süaşıklığı yaşayacak. Bu du- rum ise emekli ikramiyelerinin taksitlere bölünmesi ya da Hazine arazisi gibi başka yöntemlerle ödenmesi kuşkularını doğuruyor. Alınan bilgiye göre 2001 yılında Faturalar asgari ücreti geçti ANKARA (ANKA) - Ekonomık krizin patlak verdiği şubattan bu ya- na, devalüasyona bağlı olarak yaşa- nan zam dalgası sonucunda, elektrik, su, telefon, tüpgaz gibi olmazsa ol- maz nitelikteki giderlerin aylık asga- ri tutan, yüzde 100'ün üzerindeki ar- tışla 123 milyon liraya ulaşarak asga- ri ücreti yakaladı. Dört kişilik bir ailenüı harcama miktarlan esas alınarak yapılan he- saplamaya göre, telefonda ayda orta- lama 300 kontörlük telefon görüşme- si yapan bir ailenin şubatta 8 milyon 430 bin lira olan aylık telefon fatura- sı ekimde 12 milyon 390 bin liraya u- laşü. Aylık elektrik tüketimi ortalam 100 kilovat saat olduğu varsayılan dört kişilik bir ailenin tüketim bedeli ve vergiler de dahil elektrik faturası şubattaki 7 milyon 693 bin liralık dü- zeyinden ekimde 14 milyon 822 bin li- raya yükseldi. Tüpgaz tüketimi 6 milyon 350 bin lıradan 15 milyon 100 bin liraya çıkar- ken doğalgaz tüketimi de aylık 27 mil- yon 689 bin liradan 60 milyon 428 bin liraya ulaştı. Aylık tüketimi 30 met- reküp olan bir aileye ekim ayı fiyatla- nyla 20 milyon liralık su faturası ge- liyor. Tüm harcamalar toplandığında 4 kişilik bir ailenin zonınlu harcama- lara ilişkin aylık faturalannın toplamı 123 milyon liraya ulaştı. emekli olanlann sayısında son 4 yıllık sürece göre ciddi bir artış gözleniyor. Emekli Sandığı verile- ri, 2000 yılmın tamammda toplam 61 bin 157 kişi emekliye aynlırken 2001 yılının bitmesine daha 3 ay varken, emekli olan sayısının bu düzeyi yakaladığı kaydedildi. Emekli olanların sayısı 30 Eylül 2001 itibanyla 60 bin 694 kişiye ulaştı. Emekli Sandığı'nın emekli- lik işlemlerini yetiştirebilmek için hafta sonları da çalıştığı öğrenildi. Devletin, 250 bin kişiyi emekli edebilmesi için en düşük 6 milyar liralık ikramiye üzerinden 1.5 kat- rilyon liralık nakit ödeme yapması gerekiyor. İkramiye yfikfi arttı Ortalama emekli ikramiye öde- mesinin 12 milyar lira olduğu var- sayılsa da, bu rakam 3 katrilyon li- raya yükseliyor. Emekli Sandığı'nın iştirakçi sa- yısı yüzde 50 azalırken, emekli olan sayısının yüzde 200 arttığına dikkat çekildi. Bu durum ise san- dığın mali yapısında, dolaylı ola- rak da bütçede yeni açmaz yaratı- yor. Veriler, 1980 yılmda 3.3 olan aktif pasif dengesinin, 1990'da 2.7'ye gerilediğini, 1999 yılında ise 1. 9'a düştüğünü ve halen bu durumun korunduğunu ortaya ko- yuyor. Emekli Sandığı iştirakçilerinin 30 Eylül 2001 itibanyla, 2 mil- yon 267 bin 231 çahşandan, yal- nızca 7 bin 147'si 60 yaşrndan bü- yükken, 34 bin 723'ü 54-55 yaşla- nnda, 291 bin 802 kişi de 42-53 yaş grubunda yer alıyor. Yani 1 milyon 933 bin 559 çalışan 42 yaşm altında bulunuyor. ABD ve Avrupa'da şirketler 'kasanın mevcudunu' korumaya çalışıyor En az hasarla kurtulma yollarıEkonomi Servisi - Küresel ekonomik durgunluğun ve dünyayı saran savaş söylemlerinin getirdiği yükle sarsılan şirketler, "kazadan en az yarayla" kurtulmanın yollannı anyor. Birçok büyük firmanıngünü kurtarma peşinde olduğu kaydedilirken, maliyet hesaplannda görülen daralmanın özellikle kadro sayısnıa yansıdığı bildirildi. The Economist dergisinde yer alan bir makalede, ekonomik gerileme döneminde şirket yönetim sistemleri değerlendirildi. Makalede, böyle dönemlerin "hata kabul ermediği" belirtilerek, bu yılki şirket politikalannın, kâr üzerine değil de "kasanın mevcut durumunun" korunması üzerine kurulduğu kaydedildi. General Motors Genel Müdürü Rick Wagoner, Economist'e yaptığı açıklamada, "tşi gün gün planlamak üzerine odaklanmak zorundayız" diyerek, uzun döneme ilişkin belirlemeler yapmanın imkânsız oldugunu vurguladı. Aynı şekilde British Ainvays Strateji Direktörü David Spurlock, mevcut durumlannı korumak için yeni uçaklara yönelik sermaye yatırımlannı kestiklerini ve fazla mesaileri kaldu-maya yöneldiklerini belirtti. Spurlock, bu yöntemle, işten çıkarmanın getirdiği yüklü tazminat kaybınm da önüne geçildiğini dile getirdi. Makalede, hizmet sektöründe vasıfsız elemanlann işten çıkanldığı belirtilirken Alcatel gibi şirketlerin geçici işlerde çalışanlann işine son verdiği ifade edildi. 11 Eylül saldırısı dünya ekonomilerini felç ederken kimi şirketlerin de yıldızı parladı. Belçika'da Anvverp kentinde Vandeputte Safety Solutions adlı şirket bio teröre karşı gaz maskesi siparişlerini yetişriremiyor. Yeni önlemler Şirkeüer zorda Ekonomi Servisi - Küresel ekonomik dur- gunluğun ve "savaş rüz- gârlan"nın büyük şir- ketler üzerindeki olum- suz etkisi artarak devam ediyor. ABD'nin üçüncü bü- yük çelik üreticisi Beth- lehem Steel iflastan kur- tulmak için dün konkor- dato ilan ederken Alman Commerzbank, yüz yılı aşan tanhinde ilk kez iş- çi çıkarmaya karar verdi. Bethlehem Steel yöne- tim kurulundan yapılan açıklamada ithal ve ucuz çelikle rekabet edileme- diği gerekçesiyle iflastan korunma için mahkeme- ye başvurulacağı bildiril- di. Almanya'nındördün- cü büyük bankası Com- merzbank ise açıklama- sında, maliyetleri düşür- mek ve rekabet gücünü arttırmak için 3400 çah- şanın işine son verilece- ğini bildirdi. Rüşveti arttıran taşeronlaşmanın rantını, aralannda Albayraklar'ın da olduğu 6 şirket paylaşıyor BEDAŞ vurgunu hızla büyüyorFATMA KOŞAR Elektrikte rüşveti toplumsallaştıran taşeron uygulamasınm yargıya taşın- ması yönünde hazırlıklar sürerken rantı 5-6 şirketin "gözde elemanla- rıyla" paylaştığı bildirildi. îstanbul'un AvTupa yakasında elektrik dağıtım işini sürdüren Boğa- ziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BE- DAŞ) endeks okuma, bildirim ve fa- tura kesme ihalelerini yaklaşık 10 yıl- dır aynı gruplann farklı isimlerle kur- duğu şirketlerin aldığı öne sürülürken son olarak ihale kazananlar arasında îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin "işleriyle zenginleşen" Albayrak- lar'a ait Sistem InşaatTurizm Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi de bulunu- yor. Bu arada, Enerji Yapı Sendika- sı'run avukatı Gökhan Candoğan Boğaziçi EDAŞ'ın yöneticileri hak- kında "görevi kötüye kullandıkla- n " gerekçesiyle suç duyurusunda bu- lunacağını açıkladı. Mali Suçlan Araştırma Kurulu da (MASAK) ko- nuyu gündemine almaya hazırlanıyor. Boğaziçi EDAŞ'ın geçen yıl yaptı- ğı endeks okuma ihalesinde; Beyoğ- lu-Çağlayan-Sanyer bölgesini Star- kom Mühendislik Müteahhitlik San. Tic. Ltd. Şti., Bayrampaşa-Gazios- manpaşa bölgesini Keban Inşaat Ta- ahhüt Ticaret Limited Şirketi, Gün- Candoğan: Sosyal haklar için yatırım sart Dürüst çalışan kapı dışarı Avukat GÖkhan Candoğan, daha çok düşük tüketim göstererek yapılan yolsuzluklann dürüst çalışan işçüeri de mağdur ettiğini ifade etti. Iş huku- kuna göre taşeron şirketlerde çalışan işçilerin haklanndan Boğaziçi EDAŞ'ın asıl so- rumlu oldugunu belirten Can- doğan, geçen yıl 300-400 sen- dika üyesi çalışanın işten çıka- nldığûn söyledi. Boğaziçi EDAŞ'ın çalışün- lanlar üzerinde denetimi oldugunu kaydeden Candoğan şu bilgileri ver- di: "8-9 yıldır izin kullandırüma- dan, ücretini tamamıyla alamadan çalıştırılan çok sayıda işçi örgütle- nerek haklannı aramaya başlayın- ca işten çıkanldı. Bu çalışanlardan 7'si adına Boğaziçi EDAŞ'a örnek dava açtık." Taşeron şirketlerin mali bi- lançolarınnı incelenmesi- ni isteyen Candoğan, "Bu uygulamaya son verilme- li! Boğaziçi EDAŞ'ın, sos- yal hakları, güvencesi olan işçiler çalıştırmak için yatırım yapması ge- rekiyor. Zarannı büyütmemek ve üstlerine şirin görünmek için bunu yöneticiler yapmıyorlar, ancak bu yatırım 3-5 yılda geri döner. Ka- çakla, trilyonlar birkaç sermaye grubuna akıyor" diye konuştu. gören-Bakırköy-Sefaköy bölgesini Sistem înşaat, Beyazıt-Avcılar-Kum- burgaz'ı da BAY-EM Inşaat adlı şir- ket aldı. Boğaziçi EDAŞ'ın bu yılın mayıs ayuıda düzenlediği kesme iha- lesinde de; birinci bölgeyi yine Star- kom, ikinci bölgeyi Sistem, üçüncü bölgeyi Keban ve dördüncü bölgeyi de Karalar adlı şirket kazandı. îstan- bul'un Avrupa yakasında, uygulama- nınbaşladığı 1990'lıyıllannbaşuıda yüzde 13 olan kayıp-kaçak oram yüz- de 24'lere çıkarken Boğaziçi EDAŞ 2000 yılı itibanyle 3.9 trilyon lira za- rar etti. Bu arada, Boğaziçi EDAŞ'ın ortalama yüzde 90'lık hissesine sahip TEDAŞ'ın sayaç okuma, bildirim ve fatura kesme konulannda sürekli ih- bar aldığı; toplu işyerlerinde düşük tüketim gösterihnesinin bile soruştur- ma konusu yapıldığı öğrenildi. TE- DAŞ müfettişlerinin konuyla ilgili 5- 6 soruşturma yürüttüğü belirtiMrken bu soruşturmalann açıklanması çağ- nsı yapıldı. ilk aşamada tahsilatlann sürekli düşmesi sonucunda kurumun zarar et- mesine seyirci kalan yöneticiler hak- kında suç duyurusunun bir hafta için- de yapılacağını belirten avukat Gök- han Candoğan taşeron şirketlerin ba- zılannın, hâlâ bordro imzalattıgı hal- de hiç ödeme yapmadan işçi çalıştır- mayı sürdürdüğünü kaydetti. Kimi ça- lışanlardan çeşitli gerekçelerle para kesildiğini, maaşlann düzensiz öden- diğini ifade eden Candoğan, toplu kullanımın olduğu bazı iş merkezle- riyle anlaşma yapan şirketlerin işi "birkaç gözde personelle" yürüttü- ğünü, paylaştığını anlattı. TEDAŞ müfettişlerinin soruşturmalanna dik- kat çeken Candoğan, kamuoyunun aydınlatılmasını istedi. Candoğan, Cumhurbaşkanlığı'ndan Enerji Ba- kanlığı'na TEDAŞ'a ve konuyu gün- demine almaya hazırlanan MASAK'a yolsuzluk zincirinin işleyişini anlatan dosyalar sunmaya hazn-landıklannı kaydetti. İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Sosyal Kriz Sosyal kriz kimin umurunda? Savaş var. Siyasi kriz hep var. Bankalar, günlük para krizi, borçla- rın ödenebilmesi hepsinden önemli. Nasılsa ör- gütsüz, suskun toplumda, sessiz yoksullardan bir zarar gelmez... Hafta sonu Friedrich Ebert Vakfı'nın düzenledi- ği "Sosyal krize karşı destekprogramlan" konulu toplantıda, kamu-özel, sivil toplum örgütleri, bi- lim insanlarının konuyla ilgili uzmanlannın katılımı ile gerçekleştirilen tartışmalarda, içinde yaşadığı- mız altüst oluşun boyutları gözler önüne serildi. Prof. Ayşe Buğra'nın tebliğ sunuşu ile gerçek- leştirilen tartışmalardan bir köşe yazısının izin ver- diği ölçüde alıntılarla, yoksulların sessizliğinin asıl korkulması gerekli bir durum olduğuna dikkatini- zi çekmek istiyorum.. * Krize karşı ortaya konulan ekonomik önlem- lerin tamamı para-banka meselelerini çözmeye yönelikti. Krizin üretim ve bölüşüm süreçleri üze- rindeki etkisi kısa sürede bütün çarpıklığı ile orta- ya çıktı. Eldeki verilerin eksikliğine rağmen işsiz- lik, yoksulluk, sefaletin ürkütücü boyutlara ulaş- tığı görüldü. * Farklı kesimlerden sayıları giderek artan bir grup işsizlik, yoksulluk tehdidi altında. Söz konu- su yoksulluk, dar gelirii, düşük yaşam standardın- da olma anlamı ile sınırlı değil. Toplumdan soyut- lanmayı, toplum dışına itilmeyi içeriyor. Hiç kim- senin görmezlikten gelemeyeceği boyutlara var- mış yoksulluğu ekonomik kriz ağırlaştırdı, su yü- züne çıkardı. Ne krizin kendısi ne de ortaya çıkar- dığı yoksulluk, kriz öncesi durumun yapısal özel- liklerinden bağımsız değil. * Toplumsal dışlanmaya yol açan uluslararası ve ulusal nedenler, yoksulluğun ilerde de devam et- mesine yol açacak nitelikler içeriyor. Ayrıca yok- sulların sessiz ve etkisiz olmalan da, onların kar- şı karşıya bulundukları sorunlara yönelik çözüm- lerin ortaya çıkmasının önünde engel oluşturuyor. Bir kısırdongüyle karşı karşıya kalıyoruz. * Ihracata yönelik kalkınma gelişmekte olan ül- kelerin önündeki tek anlamlı büyüme stratejisi ola- rak görülünce iç pazara yönelik üretim önemıni kaybetti. Emeğin maliyeti belirleyici değişken olunca da düşük ücret, iş yaşamını düzenleyen kuralların gevşekliği önkoşul haline geldi. * Sermayenin baş döndürücü hareketliliği, spe- külatif nitelikli hareketlilik inanılmaz ivme kazan- dı. Yüzde 95'e yakını spekülatif nitelikte hareket- lerin hacmi, dünya ticaret hacminin 50 katına u- laştı. Gerçek ekonomiler büyük ölçüde sermaye giriş çıkışlarının etkilerine açık hale geldiler. * Türkiye'nin 1980'lerde giriştiği ihracat hamle- sinın rekabet unsuru ucuz emekti. Ne dış pazar- lardakı konumun korunması ne de çalışanların du- rumu açısından iyi olmayan bir politikanın sakın- calan çok çabuk ortaya çıktı. Sermaye hareketle- rinin tamamen serbest bırakılması ise fevkalade zamansız bir karardı. Uluslararası sermayenin ge- lişmekte olan ülkeleri krize sürükleyen etkileri, Türkiye'yi boğazına kadar iç ve dış borca batmış, denetlenemeyen bir bankacılık süreci içinde or- taya çıktı. (1999'da bankaların aktifleri içinde ka- mu kâğıtları yüzde 66'ya ulaşmıştı. Yani üretimi ve istihdamı arttıran kredi vermekten çok, devlete eski devlet borçlarının faizlerinin ödenmesi ama- cıyla kredi verir hale gelmişlerdi.) * Türkiye'de çalışanlar modem kapitalist birtop- luma özgü sosyal hakların yasal çerçevesi, güven- cesi de olmadan tam bir kapitalist krizin içine düş- müşlerdi. Ekonomik krizin bu kadar yaygın ve şid- detli oluş nedeni de bu. * Krizin uzun dönemde yapabileceği tahribatı azaltmak için, işsizliğin olabildiğince engellenme- si önemlidir. Bunun için de zor durumda olan, a- ma kurtanlması mümkün işletmelerin hem destek- lenmesi hem de desteğin bir ölçüde istihdama bağlanması düşünülebilir. Işsiz ve yoksullaşan ailelerin sağlık hizmetlerini kısmalarını veya ço- cuklarını okullarından almalarını önlemek için bu alandaki devlet harcamalarının mutlaka arttırılma- sı gerekmektedir. * Ülkenin uzun dönemli gelişmesinin kısa dö- nemli borç ödeme planlanna kurban edilmemesi gerektiği IMF yetkililerine anlatılabilmelidir. Yoksa ortaya yeni borç, ödeme programlan konması ge- rekecektir. önceliklerin yerine oturması son dere- ce önemtidir. Sermaye hareketlerini düzenleyen kurallann gözden geçirilmesi, aşırı hareketliliği, spekülatif yatırımcılığı caydırıcı önlemlerin alın- ması gereklidir. * Türkiye'nin teknolojiye ve eğitime yatırım yap- madan, üretici yatırımları desteklemeden dış pa- zarlarda rekabet etmeye kalkması, onu kaçınıl- maz olarak ucuz, vasıfsız ve vazgeçilebilir emek ülkesi haline getirecektir. Sahip olduğu büyük iç pazarına sırtını dönmüş bir gelişme politikasının mantığı yoktur. Bugünkü tamamen alacaklı çıkar- larına, finans kesimine endekslenmiş öncelik ya- pısına karşı, tanm ve sanayi üretici çıkartannı dik- kate alan, toplumsal ittifakın sağlarûiığı çözümler için, toplumun sesi çıkmayan kesimlerinin talep- lerinin ağırlığının siyasette duyulabiteceği örgüt- lülüklere, cephe oluşumuna gereksinim vardır. Yardım sözü hâlâ lafta ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Hü- kümet, 2002 yılına ka- mu harcamalannda büyük kısıtlamalar ge- rektirecek biçimde dar bir bütçe hazırlaması- na karşın, ne IMF'den ne de G-7'lerden bek- lediği destek sözünü hâlâ alamadı. IMF Başkanı Hörst Köh- ler'in ek kaynak konu- sunda umut vermeyen açıklaması, yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla koşulunun yerine geti- rihrıesi için yapılacak kısıtlamalarda adımlar atıhnasun istediklerini gösterdi. Türkiye'nin 2002 yıh için 9 milyar dolarlık dış kaynağa gereksinimi olduğu belirtiliyor. Türkı- ye'nin 5.5 milyar do- larlık IMF'ye olan 2002 yılında ödenmesi gereken borcun da er- teleneceği varsayılırsa, bununla birlikte gele- cek dış kaynak ancak 2002 yılının kamuya ait 16 milyar dolarlık dış borcunu karşılama- ya yetecek. Yani Türki- ye'ye dış kaynağın borçlann ödenebilirli- ği dışında bir katkısı söz konusu olmayacak. Dış kaynak arayışlan, IMF, Dünya Bankası ve G-7'ler ile dış borç- lanma olmak üzere farklı biçimde sürdürü- lüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle