Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1. EKİM 2001 SALI
+
CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI / ekonomi@cumhutiyetcom.tr 13
IPT kayit dışıyı
nasaya yatmh
I Ekonomi Servisi-
lavlet Planlama
Ttşkilatı (DPT), son
yilarda kayıt dışı
etonominin dev
b»yutlara ulaştığına
işıret ederek, buna karşı
"jüçlü bir siyasi
inde"ile tüm kamu
kırumlan arasında
sağlanacak eşgüdüm ve
yzygın bir otomasyon
a£ı ile etkin bir
nücadele yürütülmesini
isedi.DPT'nin
hazuladığı raporda,
scruna bugüne kadar
çczüm getirilemediği
gibi, sorunun birbirini
besleyen mekanizmalar
içmde sûrekli büyüdüğü
kaydedildi.
bvîçre'ye yeni
Svvissair
• CENEVRE (AA) -
îsviçre, Swissair'in iflas
etmesi üzerine, yeni bir
ulusal havayolu
kurulması için geçici
işbirliği komisyonu
oluşturdu. Komisyonun
ilk toplantısında,
tsviçre'nin bölgesel
havayolu Crossair'in,
Swissair fılosundan 26
kısa ve 26 uzun mesafe
uçağını devralması ve 28
Ekim'de ismi resmen
sona erecek Svvissair
uçuşlannın
devamlılığının
sağlanması öngörüldü.
pnm manmı
• ANKARA (ANKA) -
Üretim ve istihdamı
destekleyici, emek
maliyetini azaltıcı
nitelikteki önlemler
kapsamında işsizlik
sigortası primlerinin
birer puan indirilmesi
benimsendi. Buna göre,
2002 yılı başından
itibaren, çalışanlann
ücretlerinden alınan
yüzde 2 oranındaki
işsizlik sigortası primi
yüzde 1 'e inecek.
Işverenlerin yüzde 3 olan
katkısı yüzde 2'ye,
devletin yüzde 2'lik
katkısı da yüzde l'e
düşecek.
Hatkaarza40
banka aracı
• ANKARA (ANKA) -
Hazine'nin yann
yapacağı halka 182 gün
vadeli bono satışına
Merkez Bankası şubeleri
ile 40 banka ve 9 aracı
kurum aracılık yapacak.
Bonolann satışına
aracılık yapacak banka
ve aracı kurumlar
arasında Akbank,
Alternatifbank,
Anadolubank, Bank
Ekspres, Bayındırbank,
BNP-Ak Dresdner Bank,
Citibank, Demirbank,
Denizbank, Dışbank,
EGS Bank, Etibank,
Fibabank, Finansbank,
HSBC Bank, Iktisat,
Kentbank, Koçbank,
Tarişbank yer ahyor.
Türk Henkel'den
yemyatmm
• İSTANBUL (AA)-
Türk Henkel Kimya
Sanayii AŞ, 15 yıldır
servis verdiği yapı
kimyasallan alanında
üretim yapacak ikinci
tesisini Tuzla Organize
Deri Sanayi Bölgesi'nde
hizmeteaçh. Türk
Henkel Kimya Sanayii
AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel
Müdürü Dr. Can Paker,
Türk Henkel'in
Türkiye'de ihtiyaç
duyulan kaliteli yapı
konseptine katkıda
bulunmayı hedeflediğini
söyledi.
GarantHntesa
görüşmeleri
• ROMA (AA) -
Garanti Bankası ile
ortaklı görüşmeleri
yapan Italyan Intesa BCI
grubu, "Her şeye
rağmen Garanti ile
görüşmeler devam
ediyor ama şu anda
yatınm yapacak zaman
değil" dedi..
4 çalışana bir emekli düşmesi gerekirken, 2 çalışana bir emekli düşüyor
Hükümetin emeklilik açmazıBANUSALMAN
ANKARA - IMF'nin kamu har-
camalarının ulusal gelir içindeki
payının 2.5 puan düşürülmesi iste-
mi doğrultusunda gündeme getiri-
len kamu çalışanlarının emekli
edilmesi mali açıdan yeni açmaz-
lar getiriyor. Emekli olanlann sayı-
sı artarken, yeni işe alman memur
sayısının azaltılması Emekli San-
dığı'nın mali dengelerini alt üst
ediyor. En az 4 çalışana 1 emekli
düşmesi gerekirken, Türkiye'de
1999'dan itibaren 1.9 çalışana 1
emekli düşüyor.
Kamuda çalışan yaklaşık 250
bin kişinin emekli edilebileceği sa-
vı ise öğretmen, polis açığı ve hiz-
metli gibi emekli olunca da yakla-
şık aynı maaşı alacak olan kişilerin
zaten emekli oluyor olması nede-
niyle gerçekçi bulunmuyor.
4 yılda ciddi artış
Devlet, bu kadar çahşanı emekli
etmesi durumunda ise 6 milyar li-
radan 18 milyar liraya kadar çıkan
emekli ikramiyelerini ödemek için
nakit süaşıklığı yaşayacak. Bu du-
rum ise emekli ikramiyelerinin
taksitlere bölünmesi ya da Hazine
arazisi gibi başka yöntemlerle
ödenmesi kuşkularını doğuruyor.
Alınan bilgiye göre 2001 yılında
Faturalar
asgari
ücreti
geçti
ANKARA (ANKA) - Ekonomık
krizin patlak verdiği şubattan bu ya-
na, devalüasyona bağlı olarak yaşa-
nan zam dalgası sonucunda, elektrik,
su, telefon, tüpgaz gibi olmazsa ol-
maz nitelikteki giderlerin aylık asga-
ri tutan, yüzde 100'ün üzerindeki ar-
tışla 123 milyon liraya ulaşarak asga-
ri ücreti yakaladı.
Dört kişilik bir ailenüı harcama
miktarlan esas alınarak yapılan he-
saplamaya göre, telefonda ayda orta-
lama 300 kontörlük telefon görüşme-
si yapan bir ailenin şubatta 8 milyon
430 bin lira olan aylık telefon fatura-
sı ekimde 12 milyon 390 bin liraya u-
laşü. Aylık elektrik tüketimi ortalam
100 kilovat saat olduğu varsayılan
dört kişilik bir ailenin tüketim bedeli
ve vergiler de dahil elektrik faturası
şubattaki 7 milyon 693 bin liralık dü-
zeyinden ekimde 14 milyon 822 bin li-
raya yükseldi.
Tüpgaz tüketimi 6 milyon 350 bin
lıradan 15 milyon 100 bin liraya çıkar-
ken doğalgaz tüketimi de aylık 27 mil-
yon 689 bin liradan 60 milyon 428 bin
liraya ulaştı. Aylık tüketimi 30 met-
reküp olan bir aileye ekim ayı fiyatla-
nyla 20 milyon liralık su faturası ge-
liyor. Tüm harcamalar toplandığında
4 kişilik bir ailenin zonınlu harcama-
lara ilişkin aylık faturalannın toplamı
123 milyon liraya ulaştı.
emekli olanlann sayısında son 4
yıllık sürece göre ciddi bir artış
gözleniyor. Emekli Sandığı verile-
ri, 2000 yılmın tamammda toplam
61 bin 157 kişi emekliye aynlırken
2001 yılının bitmesine daha 3 ay
varken, emekli olan sayısının bu
düzeyi yakaladığı kaydedildi.
Emekli olanların sayısı 30 Eylül
2001 itibanyla 60 bin 694 kişiye
ulaştı. Emekli Sandığı'nın emekli-
lik işlemlerini yetiştirebilmek için
hafta sonları da çalıştığı öğrenildi.
Devletin, 250 bin kişiyi emekli
edebilmesi için en düşük 6 milyar
liralık ikramiye üzerinden 1.5 kat-
rilyon liralık nakit ödeme yapması
gerekiyor.
İkramiye yfikfi arttı
Ortalama emekli ikramiye öde-
mesinin 12 milyar lira olduğu var-
sayılsa da, bu rakam 3 katrilyon li-
raya yükseliyor.
Emekli Sandığı'nın iştirakçi sa-
yısı yüzde 50 azalırken, emekli
olan sayısının yüzde 200 arttığına
dikkat çekildi. Bu durum ise san-
dığın mali yapısında, dolaylı ola-
rak da bütçede yeni açmaz yaratı-
yor. Veriler, 1980 yılmda 3.3 olan
aktif pasif dengesinin, 1990'da
2.7'ye gerilediğini, 1999 yılında
ise 1. 9'a düştüğünü ve halen bu
durumun korunduğunu ortaya ko-
yuyor.
Emekli Sandığı iştirakçilerinin
30 Eylül 2001 itibanyla, 2 mil-
yon 267 bin 231 çahşandan, yal-
nızca 7 bin 147'si 60 yaşrndan bü-
yükken, 34 bin 723'ü 54-55 yaşla-
nnda, 291 bin 802 kişi de 42-53
yaş grubunda yer alıyor. Yani 1
milyon 933 bin 559 çalışan 42
yaşm altında bulunuyor.
ABD ve Avrupa'da şirketler 'kasanın mevcudunu' korumaya çalışıyor
En az hasarla kurtulma yollarıEkonomi Servisi -
Küresel ekonomik
durgunluğun ve
dünyayı saran savaş
söylemlerinin
getirdiği yükle
sarsılan şirketler,
"kazadan en az
yarayla" kurtulmanın
yollannı anyor.
Birçok büyük
firmanıngünü
kurtarma peşinde
olduğu kaydedilirken,
maliyet hesaplannda
görülen daralmanın
özellikle kadro
sayısnıa yansıdığı
bildirildi.
The Economist
dergisinde yer alan bir
makalede, ekonomik
gerileme döneminde
şirket yönetim
sistemleri
değerlendirildi.
Makalede, böyle
dönemlerin "hata
kabul ermediği"
belirtilerek, bu yılki
şirket politikalannın,
kâr üzerine değil de
"kasanın mevcut
durumunun"
korunması üzerine
kurulduğu kaydedildi.
General Motors Genel
Müdürü Rick
Wagoner,
Economist'e yaptığı
açıklamada, "tşi gün
gün planlamak
üzerine odaklanmak
zorundayız" diyerek,
uzun döneme ilişkin
belirlemeler
yapmanın imkânsız
oldugunu vurguladı.
Aynı şekilde British
Ainvays Strateji
Direktörü David
Spurlock, mevcut
durumlannı korumak
için yeni uçaklara
yönelik sermaye
yatırımlannı
kestiklerini ve fazla
mesaileri kaldu-maya
yöneldiklerini belirtti.
Spurlock, bu
yöntemle, işten
çıkarmanın getirdiği
yüklü tazminat
kaybınm da önüne
geçildiğini dile
getirdi.
Makalede, hizmet
sektöründe vasıfsız
elemanlann işten
çıkanldığı
belirtilirken Alcatel
gibi şirketlerin geçici
işlerde çalışanlann
işine son verdiği ifade
edildi.
11 Eylül saldırısı dünya ekonomilerini felç ederken kimi şirketlerin de yıldızı
parladı. Belçika'da Anvverp kentinde Vandeputte Safety Solutions adlı şirket
bio teröre karşı gaz maskesi siparişlerini yetişriremiyor.
Yeni önlemler
Şirkeüer
zorda
Ekonomi Servisi -
Küresel ekonomik dur-
gunluğun ve "savaş rüz-
gârlan"nın büyük şir-
ketler üzerindeki olum-
suz etkisi artarak devam
ediyor.
ABD'nin üçüncü bü-
yük çelik üreticisi Beth-
lehem Steel iflastan kur-
tulmak için dün konkor-
dato ilan ederken Alman
Commerzbank, yüz yılı
aşan tanhinde ilk kez iş-
çi çıkarmaya karar verdi.
Bethlehem Steel yöne-
tim kurulundan yapılan
açıklamada ithal ve ucuz
çelikle rekabet edileme-
diği gerekçesiyle iflastan
korunma için mahkeme-
ye başvurulacağı bildiril-
di. Almanya'nındördün-
cü büyük bankası Com-
merzbank ise açıklama-
sında, maliyetleri düşür-
mek ve rekabet gücünü
arttırmak için 3400 çah-
şanın işine son verilece-
ğini bildirdi.
Rüşveti arttıran taşeronlaşmanın rantını, aralannda Albayraklar'ın da olduğu 6 şirket paylaşıyor
BEDAŞ vurgunu hızla büyüyorFATMA KOŞAR
Elektrikte rüşveti toplumsallaştıran
taşeron uygulamasınm yargıya taşın-
ması yönünde hazırlıklar sürerken
rantı 5-6 şirketin "gözde elemanla-
rıyla" paylaştığı bildirildi.
îstanbul'un AvTupa yakasında
elektrik dağıtım işini sürdüren Boğa-
ziçi Elektrik Dağıtım AŞ'den (BE-
DAŞ) endeks okuma, bildirim ve fa-
tura kesme ihalelerini yaklaşık 10 yıl-
dır aynı gruplann farklı isimlerle kur-
duğu şirketlerin aldığı öne sürülürken
son olarak ihale kazananlar arasında
îstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin
"işleriyle zenginleşen" Albayrak-
lar'a ait Sistem InşaatTurizm Sanayii
ve Ticaret Limited Şirketi de bulunu-
yor. Bu arada, Enerji Yapı Sendika-
sı'run avukatı Gökhan Candoğan
Boğaziçi EDAŞ'ın yöneticileri hak-
kında "görevi kötüye kullandıkla-
n " gerekçesiyle suç duyurusunda bu-
lunacağını açıkladı. Mali Suçlan
Araştırma Kurulu da (MASAK) ko-
nuyu gündemine almaya hazırlanıyor.
Boğaziçi EDAŞ'ın geçen yıl yaptı-
ğı endeks okuma ihalesinde; Beyoğ-
lu-Çağlayan-Sanyer bölgesini Star-
kom Mühendislik Müteahhitlik San.
Tic. Ltd. Şti., Bayrampaşa-Gazios-
manpaşa bölgesini Keban Inşaat Ta-
ahhüt Ticaret Limited Şirketi, Gün-
Candoğan: Sosyal haklar için yatırım sart
Dürüst çalışan kapı dışarı
Avukat GÖkhan Candoğan, daha
çok düşük tüketim göstererek yapılan
yolsuzluklann dürüst çalışan işçüeri
de mağdur ettiğini ifade etti. Iş huku-
kuna göre taşeron şirketlerde
çalışan işçilerin haklanndan
Boğaziçi EDAŞ'ın asıl so-
rumlu oldugunu belirten Can-
doğan, geçen yıl 300-400 sen-
dika üyesi çalışanın işten çıka-
nldığûn söyledi.
Boğaziçi EDAŞ'ın çalışün-
lanlar üzerinde denetimi oldugunu
kaydeden Candoğan şu bilgileri ver-
di:
"8-9 yıldır izin kullandırüma-
dan, ücretini tamamıyla alamadan
çalıştırılan çok sayıda işçi örgütle-
nerek haklannı aramaya başlayın-
ca işten çıkanldı. Bu çalışanlardan
7'si adına Boğaziçi EDAŞ'a örnek
dava açtık."
Taşeron şirketlerin mali bi-
lançolarınnı incelenmesi-
ni isteyen Candoğan, "Bu
uygulamaya son verilme-
li! Boğaziçi EDAŞ'ın, sos-
yal hakları, güvencesi
olan işçiler çalıştırmak
için yatırım yapması ge-
rekiyor. Zarannı büyütmemek ve
üstlerine şirin görünmek için bunu
yöneticiler yapmıyorlar, ancak bu
yatırım 3-5 yılda geri döner. Ka-
çakla, trilyonlar birkaç sermaye
grubuna akıyor" diye konuştu.
gören-Bakırköy-Sefaköy bölgesini
Sistem înşaat, Beyazıt-Avcılar-Kum-
burgaz'ı da BAY-EM Inşaat adlı şir-
ket aldı. Boğaziçi EDAŞ'ın bu yılın
mayıs ayuıda düzenlediği kesme iha-
lesinde de; birinci bölgeyi yine Star-
kom, ikinci bölgeyi Sistem, üçüncü
bölgeyi Keban ve dördüncü bölgeyi
de Karalar adlı şirket kazandı. îstan-
bul'un Avrupa yakasında, uygulama-
nınbaşladığı 1990'lıyıllannbaşuıda
yüzde 13 olan kayıp-kaçak oram yüz-
de 24'lere çıkarken Boğaziçi EDAŞ
2000 yılı itibanyle 3.9 trilyon lira za-
rar etti. Bu arada, Boğaziçi EDAŞ'ın
ortalama yüzde 90'lık hissesine sahip
TEDAŞ'ın sayaç okuma, bildirim ve
fatura kesme konulannda sürekli ih-
bar aldığı; toplu işyerlerinde düşük
tüketim gösterihnesinin bile soruştur-
ma konusu yapıldığı öğrenildi. TE-
DAŞ müfettişlerinin konuyla ilgili 5-
6 soruşturma yürüttüğü belirtiMrken
bu soruşturmalann açıklanması çağ-
nsı yapıldı.
ilk aşamada tahsilatlann sürekli
düşmesi sonucunda kurumun zarar et-
mesine seyirci kalan yöneticiler hak-
kında suç duyurusunun bir hafta için-
de yapılacağını belirten avukat Gök-
han Candoğan taşeron şirketlerin ba-
zılannın, hâlâ bordro imzalattıgı hal-
de hiç ödeme yapmadan işçi çalıştır-
mayı sürdürdüğünü kaydetti. Kimi ça-
lışanlardan çeşitli gerekçelerle para
kesildiğini, maaşlann düzensiz öden-
diğini ifade eden Candoğan, toplu
kullanımın olduğu bazı iş merkezle-
riyle anlaşma yapan şirketlerin işi
"birkaç gözde personelle" yürüttü-
ğünü, paylaştığını anlattı. TEDAŞ
müfettişlerinin soruşturmalanna dik-
kat çeken Candoğan, kamuoyunun
aydınlatılmasını istedi. Candoğan,
Cumhurbaşkanlığı'ndan Enerji Ba-
kanlığı'na TEDAŞ'a ve konuyu gün-
demine almaya hazırlanan MASAK'a
yolsuzluk zincirinin işleyişini anlatan
dosyalar sunmaya hazn-landıklannı
kaydetti.
İŞÇİNİN EYRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Sosyal Kriz
Sosyal kriz kimin umurunda? Savaş var. Siyasi
kriz hep var. Bankalar, günlük para krizi, borçla-
rın ödenebilmesi hepsinden önemli. Nasılsa ör-
gütsüz, suskun toplumda, sessiz yoksullardan bir
zarar gelmez...
Hafta sonu Friedrich Ebert Vakfı'nın düzenledi-
ği "Sosyal krize karşı destekprogramlan" konulu
toplantıda, kamu-özel, sivil toplum örgütleri, bi-
lim insanlarının konuyla ilgili uzmanlannın katılımı
ile gerçekleştirilen tartışmalarda, içinde yaşadığı-
mız altüst oluşun boyutları gözler önüne serildi.
Prof. Ayşe Buğra'nın tebliğ sunuşu ile gerçek-
leştirilen tartışmalardan bir köşe yazısının izin ver-
diği ölçüde alıntılarla, yoksulların sessizliğinin asıl
korkulması gerekli bir durum olduğuna dikkatini-
zi çekmek istiyorum..
* Krize karşı ortaya konulan ekonomik önlem-
lerin tamamı para-banka meselelerini çözmeye
yönelikti. Krizin üretim ve bölüşüm süreçleri üze-
rindeki etkisi kısa sürede bütün çarpıklığı ile orta-
ya çıktı. Eldeki verilerin eksikliğine rağmen işsiz-
lik, yoksulluk, sefaletin ürkütücü boyutlara ulaş-
tığı görüldü.
* Farklı kesimlerden sayıları giderek artan bir
grup işsizlik, yoksulluk tehdidi altında. Söz konu-
su yoksulluk, dar gelirii, düşük yaşam standardın-
da olma anlamı ile sınırlı değil. Toplumdan soyut-
lanmayı, toplum dışına itilmeyi içeriyor. Hiç kim-
senin görmezlikten gelemeyeceği boyutlara var-
mış yoksulluğu ekonomik kriz ağırlaştırdı, su yü-
züne çıkardı. Ne krizin kendısi ne de ortaya çıkar-
dığı yoksulluk, kriz öncesi durumun yapısal özel-
liklerinden bağımsız değil.
* Toplumsal dışlanmaya yol açan uluslararası ve
ulusal nedenler, yoksulluğun ilerde de devam et-
mesine yol açacak nitelikler içeriyor. Ayrıca yok-
sulların sessiz ve etkisiz olmalan da, onların kar-
şı karşıya bulundukları sorunlara yönelik çözüm-
lerin ortaya çıkmasının önünde engel oluşturuyor.
Bir kısırdongüyle karşı karşıya kalıyoruz.
* Ihracata yönelik kalkınma gelişmekte olan ül-
kelerin önündeki tek anlamlı büyüme stratejisi ola-
rak görülünce iç pazara yönelik üretim önemıni
kaybetti. Emeğin maliyeti belirleyici değişken
olunca da düşük ücret, iş yaşamını düzenleyen
kuralların gevşekliği önkoşul haline geldi.
* Sermayenin baş döndürücü hareketliliği, spe-
külatif nitelikli hareketlilik inanılmaz ivme kazan-
dı. Yüzde 95'e yakını spekülatif nitelikte hareket-
lerin hacmi, dünya ticaret hacminin 50 katına u-
laştı. Gerçek ekonomiler büyük ölçüde sermaye
giriş çıkışlarının etkilerine açık hale geldiler.
* Türkiye'nin 1980'lerde giriştiği ihracat hamle-
sinın rekabet unsuru ucuz emekti. Ne dış pazar-
lardakı konumun korunması ne de çalışanların du-
rumu açısından iyi olmayan bir politikanın sakın-
calan çok çabuk ortaya çıktı. Sermaye hareketle-
rinin tamamen serbest bırakılması ise fevkalade
zamansız bir karardı. Uluslararası sermayenin ge-
lişmekte olan ülkeleri krize sürükleyen etkileri,
Türkiye'yi boğazına kadar iç ve dış borca batmış,
denetlenemeyen bir bankacılık süreci içinde or-
taya çıktı. (1999'da bankaların aktifleri içinde ka-
mu kâğıtları yüzde 66'ya ulaşmıştı. Yani üretimi ve
istihdamı arttıran kredi vermekten çok, devlete
eski devlet borçlarının faizlerinin ödenmesi ama-
cıyla kredi verir hale gelmişlerdi.)
* Türkiye'de çalışanlar modem kapitalist birtop-
luma özgü sosyal hakların yasal çerçevesi, güven-
cesi de olmadan tam bir kapitalist krizin içine düş-
müşlerdi. Ekonomik krizin bu kadar yaygın ve şid-
detli oluş nedeni de bu.
* Krizin uzun dönemde yapabileceği tahribatı
azaltmak için, işsizliğin olabildiğince engellenme-
si önemlidir. Bunun için de zor durumda olan, a-
ma kurtanlması mümkün işletmelerin hem destek-
lenmesi hem de desteğin bir ölçüde istihdama
bağlanması düşünülebilir. Işsiz ve yoksullaşan
ailelerin sağlık hizmetlerini kısmalarını veya ço-
cuklarını okullarından almalarını önlemek için bu
alandaki devlet harcamalarının mutlaka arttırılma-
sı gerekmektedir.
* Ülkenin uzun dönemli gelişmesinin kısa dö-
nemli borç ödeme planlanna kurban edilmemesi
gerektiği IMF yetkililerine anlatılabilmelidir. Yoksa
ortaya yeni borç, ödeme programlan konması ge-
rekecektir. önceliklerin yerine oturması son dere-
ce önemtidir. Sermaye hareketlerini düzenleyen
kurallann gözden geçirilmesi, aşırı hareketliliği,
spekülatif yatırımcılığı caydırıcı önlemlerin alın-
ması gereklidir.
* Türkiye'nin teknolojiye ve eğitime yatırım yap-
madan, üretici yatırımları desteklemeden dış pa-
zarlarda rekabet etmeye kalkması, onu kaçınıl-
maz olarak ucuz, vasıfsız ve vazgeçilebilir emek
ülkesi haline getirecektir. Sahip olduğu büyük iç
pazarına sırtını dönmüş bir gelişme politikasının
mantığı yoktur. Bugünkü tamamen alacaklı çıkar-
larına, finans kesimine endekslenmiş öncelik ya-
pısına karşı, tanm ve sanayi üretici çıkartannı dik-
kate alan, toplumsal ittifakın sağlarûiığı çözümler
için, toplumun sesi çıkmayan kesimlerinin talep-
lerinin ağırlığının siyasette duyulabiteceği örgüt-
lülüklere, cephe oluşumuna gereksinim vardır.
Yardım sözü
hâlâ lafta
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - Hü-
kümet, 2002 yılına ka-
mu harcamalannda
büyük kısıtlamalar ge-
rektirecek biçimde dar
bir bütçe hazırlaması-
na karşın, ne IMF'den
ne de G-7'lerden bek-
lediği destek sözünü
hâlâ alamadı. IMF
Başkanı Hörst Köh-
ler'in ek kaynak konu-
sunda umut vermeyen
açıklaması, yüzde
6.5'lik faiz dışı fazla
koşulunun yerine geti-
rihrıesi için yapılacak
kısıtlamalarda adımlar
atıhnasun istediklerini
gösterdi. Türkiye'nin
2002 yıh için 9 milyar
dolarlık dış kaynağa
gereksinimi olduğu
belirtiliyor. Türkı-
ye'nin 5.5 milyar do-
larlık IMF'ye olan
2002 yılında ödenmesi
gereken borcun da er-
teleneceği varsayılırsa,
bununla birlikte gele-
cek dış kaynak ancak
2002 yılının kamuya
ait 16 milyar dolarlık
dış borcunu karşılama-
ya yetecek. Yani Türki-
ye'ye dış kaynağın
borçlann ödenebilirli-
ği dışında bir katkısı
söz konusu olmayacak.
Dış kaynak arayışlan,
IMF, Dünya Bankası
ve G-7'ler ile dış borç-
lanma olmak üzere
farklı biçimde sürdürü-
lüyor.