Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM2001 S A L I * * * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
'e"" IMF ve Dü nya Bankası'nın sağladığı önemli
ka"tkı 11 Eylül'den sonra kuş oldu: "Uçtu gitti!"
Başbakan başta ABD, Batılı koalisyon ortakla-
nmıza uyarıda bulunurken bir gerçeği işte böyle-
c& çe<inmeden itiraf etti.
LJzun süredir pek çok çevre "çöküşten" söz açı-
yor. Ama başırnızdaki koalisyon bu sözcükten öy-
esine nefret ediyor ki, söylenmesine değil, ima
eoJi Imesine bile dayanamıyor.
Buna karşın Başbakan da sonunda "çöküşü"
Katpui etti.
Ustelik güncel yaşamımızı allak bullak eden bir
konuda, ekono>mide.
Meğer kasım ve şubat krizlerinden sonra tem-
muz ve ağustos aylarında ekonomide tam gaz
"olumlu gelişmeler başlamış", amma...
Başbakan der ki; 11 Eylül'de de bu "gelişmeler
ç&ktü!"
Ecevit bu kez hayli renkli. Öyle ki, anlatımlarına
göre ekonomideki yalın kötüye giden durumdan
bizi çekip çıkaracak ancak ünlü bir futbol adamı,
örneğin Fatih Terim ya da Mustafa Denizli ola-
oilir.
Zira Başbakan ekonominin ortada kaldığını söy-
erken "ABD gereksinmelerimizi kabul buyuruyor,
topu G-7'lere atıyor. Pası alan G-7'ler topu bu kez
MF'ye atıyor" diye konuşuyor.
Ya IMF ne yapıyor? Aramızdaki para maçında
zamandan çalmak, Türkiye'yi şimdilik oyalamak
çin önce Başkan Yardımcısı Krueger, "Türkiye'ye
ne gerekiyorsa yaptık" dedi. Arkasından, G-7'le-
in vuruşuyla ayagına gelen topu Başkan Köhler
taca attı: "Ek kaynak şimdilik erken."
Denizli IMF'nin karşı takımın oyununa benzer
tutumu karşısında ne yapardı? Ikinci devrede
oyuncu değiştirir, -Rize maçında olduğu gibi- so-
nucu lehimize çevirmeyi başarırdı.
Velakin bizim antrenörden (Ecevit) böyle birde-
ğişiklik yaparak gol atma kısırlığı çeken Derviş'i
oyun dışına alması beklenebilir mi?
Haşa! Tam tersi bir hava yaşanıyor. Taktik deği-
şik. Ecevit karşı kaleye doğru topu vuruyor. Bizim
takımda yer almasına bakmayınız, Derviş ise
IMF'yle birlikte oynuyor. Karşıdan kulağınafısılda-
nanlara göre top sürüyor. Geri dönüp kendi kale-
sıne şut hatta gol atıyor.
Bekledim de gelmedin
Ecevit, son günlerde ABD'den G-7'lere hemen
Dütün Batı âlemine durumumuzu özetler görünen,
ne var ki, daha çok ilk uyarı işaretleri içeren, bir ba-
kıma da tehdit havası içeren demeçler veriyor:
"Türkiye'nin ekonomik gereksinmelerini karşıla-
mak bütün ülkelehn yarannadır." Ya gerekeni yap-
mazlarsa? Türkiye için "gerekli 'hatırlatmalarda'
bulunacak"mış\ Demek ki ek para gelmez ya da
gecikirse Ecevit'in yapabileceği ancak ve ancak
"hatırlatma!"dan ibaret! Ne hallerdeyiz, görün.
Ama bir şeyler çok açık. Bu yıl gibi gelecek yıl
daumutsuz. Türkiye, Ecevit'egöre "külliyetli mik-
tarda (en azından 8-9 milyar dolar) katkıya" yani ye-
ni ek kaynaklara gereksiniyor.
Umutlanmızın birer ikişer iğdeye döndüğünü,
resmi bir ağızdan Başbakan'dan öğrendik: "Şim-
di Istanbul'da oteller bomboş, diğer tuhstik yöre-
'erde de tunst sayısı azaldı."
Durumun özeti mi? Başbakan'dan buyurun:
"Savaş kritik durumda olan ekonominin üzerine
tuzbiberekti!"
Bir yandan ekonominin düzlüğe çıkması, en
azından daha da kötüye gitmemesi için Batı'dan
haber veya hareket bekleniyor.
Afgan savaşına asker gönderecek miyiz, gön-
demneyecek miyiz? Karara varabilmek için (belki
yann belki yarından da yakın) "ABD'dekiaskeriir-
tibat heyetimizden" gelecek bilgiler öteki önemli
beklentimiz.
Bekle derviş (Kemal değil Bülent) bekle, belki
muradına kavuşursun!
Kofkaslar'da üçlü
'güvenliky
ittifakı
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - ABD,
Türkiye ve Gürcistan,
güvenlik alanında üçlü
işbirliğine gidiyor. Taraf-
lararasında sağlanan an-
lasna uyannca Kafkas-
lar"da istikrar ve tero-
rianle mücadele için üç
ülke birlikte daha etkin
bir işbirlığı sürecı başla-
tacak. Bu çerçevede
ABD ve Türkiye, Gür-
cıstan'a yaptıklan askeri
yardımı geliştirecek.
Rasya'nın artan baskısı
\e Abhazya'daki çatış-
nular nedeniyle sıkıntılı
ginler geçiren Gürcis-
t2i, Ankara'mn girişi-
myle oluşturulan ABD-
Tirkiye-Gürcistan gü-
vmlik işbirliği ile rahat
urfes alacak.
Cumhuriyefe bilgi
vaen Gürcü kaynakJan,
anlaşma ile üç ülke ara-
sda güvenlik alanında-
t ışbirliğinin daha güç-
tbir çerçeveye kawşa-
cşını kaydettiler. Türki-
\tnin Gürcistan'ın istik-
Ei ve güvenliği için
ctemli katkılar sağladı-
şnı. Gürcistan ordusuna
yrdımlarda bulunduğu-
E. belirten Gürcü yetki-
Ler. bugün gelinen aşa-
Eida bu işbirliğinin da-
ha da güçlenmesinin
önem kazandığını söyle-
diler.
Rusya'nın 11 Eylül'de
yaşanan trajik saldınyı
kendi çıkarlan için kul-
lanmak istediğini ve Ab-
hazya'daki saldınlann
arkasında olduğunu öne
süren Gürcü yetkiller şu
görüşleri dile getırdiler:
"Ruslar resmi olarak
toprak bütünlüğümü-
zü savunduklarını
açıklıyorlar, ancak bu-
nun tersi yönde faali-
yetlerde bulunuyorlar.
İhtilafın başından beri
lojisrik. hatta askeri
yardım ile aynlıkçüan
destekliyorlar. Hatta
Çeçen teröristlerin bu-
raya gelmelerine yar-
dımct oluyorlar. Amaç-
ladıklan Gürcistan'ın
istikrarsızlığı ve bu yol-
la üzerimizde kontrol-
lerini arttırmak."
Edinilen bilgilere göre
Türk Silahlı Kuvvetle-
ri'nin (TSK) son 4 yılda
Gürcistan Silahlı Kuv-
vetleri'ne yaptığı yardım
14 milyon dolan aştı.
Gürcistan'da bir askeri
üssü onaran ve askeri bi-
nalar inşa eden TSK,
Gürcistan'a son olarak 2
helikopter hibe etti.
KUZCUNCUK'ta
SATILIK MÜSTAKİL EV
3. katta toplam 120 nr, doğalgaz
kombıli, ebeveyn banyolu. bahçeli,
manzaralı. dekorasyonlu 135 milyar TL.
Tel: 0 212 • 513 84 60
Kıyak9
Sezer'i aşamadı.4NK4RA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Mılletve-
killerinin "maaş zammı
ve kıyak emekliliği",
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer'e takıldı.
Cumhurbaşkanı Sezer,
AB yolunda önemli açı-
lımlar getiren yürürlükle
birlikte 35 maddelik ana-
yasa değişikliği paketinin
34 maddesini onaylarken
mılletvekillerinin özlük
haklannı düzenleyen 86.
madde değışikliğinin hal-
koyuna sunulmasını "uy-
gun buldu". Bu tavırla
Sezer. parlamentonun son
dakika manevrasıyla mıl-
letvekili maaşını en yük-
sek devlet memuru olan
Başbakanlık Müsteşan
maaşuıa endekslemesine
dönük yasal düzenlemey-
le ikna olmadığını da or-
taya koydu. Sezer. bu
maddeyi halkoyuna sun-
ma gerekçesiyle ilgili
"millervekillerine yöne-
lik olumsuz eleştiriyi
önlemek" açıklamasıyla
yetınirken halkoyuna gö-
türme yetkisine ilişkin
hukukı tartışmalann önü-
nü kesebilmek için 175.
maddeden doğan "tek
bir maddeyi de doğru-
dan halkoyuna sunabil-
me" yetkisine ilişkin
uzunca bir açıklamaya
yer verdi.
Cumhurbaşkanı Sezer,
10 gündür hukukçulanna
incelettiği anayasa deği-
şikliği paketini dün ak-
şam saatlennde, "kıyak
maaş ve emeküliğe ana-
yasal güvence" sağlayan
86. madde değişikliği dı-
şında onayladı. Sezer. tek
bir maddeyi veto etmesi
durumunda, bu bütün pa-
ketin de v etosu anlamına
geleceği içın halkoyuna
gitmeyi tercih etti.
1982 Anayasasfnda
yapılan bir değişiklik, ilk
kez cumhurbaşkanı tara-
fından halkoyuna götürü-
lüyor. 1987 yılında Tur-
gut Özal'ın başbakanlığı
döneminde, siyası ırade-
nin istemi doğrultusunda
siyasi yasaklarla ilgili hal-
koyuna başMirulmuştu.
Sezer, anayasamn 34
maddesini onaylama ge-
rekçesını, "temel hak ve
örgürlükleri geliştirip
genişletmesi, bu alanda
çağdaş gelişmelere ko-
şut iyileştirmeler yap-
ması. katılımın arttîrıla-
rak çoğulcu demokratik
anlayışın gelişmesine
katkıda bulunması ve
hukukun genel ilkeleri-
ne uygun bulmasına"
dayandırdırdı.
Gerekçe: Eleştiriler
Sezer, 86. maddeyi ise
"TB\IM üyelerinin öz-
lük haklannı ilgilendir-
mesi ve üyelere yönelik
her türlü olumsuz eleş-
tiriyi önlemesi amacıy-
la" halkoyuna sunulma-
İktidardan w
halkoyıına' tepki
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer'ın "referandum" karan
siyasette büyük tartışma yarattı. Ba-
zı parti yöneticileri, halkoylamasını,
parlamenter sistemle yan başkanlık
modelini karşı karşıya getiren tarihi
bir dönemeç olarak niteledi. AKP dı-
şındaki parti yöneticileri Sezer'e tep-
ki göstererek Cumhurbaşkanfnı
"parlamenter sistemi yıpratmak-
la" suçladı.
CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal, yasa ile, milletvekillerinin, cum-
hurbaşkanının bu yasa düzenlemesi-
ni madde halinde referanduma sun-
masının mümkün olmayacağını dü-
şündüklerini belirterek "Anayasa-
mızın 175. maddesi cumhurbaş-
kanının böyle bir uygulamaya
başvurubilecegini açıkça tanzim
etmiştir" dedi.
MHP Grup Başkan\ekili İsmail
Köse, TBMM'de kabul edilen ve
milletvekili maaşlannın alt sınınnı
Başbakanlık Müsteşan maaşına çe-
ken düzenlemeyi anımsatarak "Sa-
nırım.bunun Anayasa Mahkeme-
si'nce iptal edilebileceği ve yeni bir
yasayla maaşlann arttınlacağı yö-
nünde bir kaygı oluştu. Buna gö-
re, vatandaşlanmız, vicdanlarına
göre bir karar verecekler. Kendi
vekillerini hangi konumda
görmek istiyorlarsa aç susuz mu
dolaşacaklar, insan gibi mi yaşay-
acaklar, ona vatandaşlanmız
karar verecek" dedi.
DYP Grup Başkanvekili Turhan
Güven, yürürlükmaddesinin. "Hal-
koylamasına sunulması halinde
tümüyle oylanır" hükmünü anım-
satarak Sezer'ın karannın tartışma
yaratabileceğini sa\xındu.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Bülent Akarcalı. Meclis'te yapılan
bir yanlışın daha büyüğünün Cum-
hurbaşkanı'nca yapıldığını sa^oına-
rak "Son derece yanlış bir karar"
diye konuşru. Akarcalı, sorunun
uyum yasalannın çıkanlması sıra-
sında çözümlenebileceği, şu anda
böyle bir kararın yersiz olduğunu ve
bir daha düşünülmesi gerektiğini
kaydetti. Akarcalı, bu referandumun
Meclis ile Cumhurbaşkanı arasında
rekabete dönüştürülmesinin, siyase-
ti yok edeceğini de savundu.
Cumhurbaşkanınm karan DSP
içinde çeşitli yorumlara yol açtı. Mil-
lervekilleri referanduma gidilmesi-
nin ciddi bir rejim sorunu yaratabi-
leceği kaygısını dıle getirdiler. Anka-
ra Millenekili Liuç Gürkan, "Re-
ferandum sadece 21. dönemin de-
ğil, parlamentonun ve parlamen-
ter demokrasinin tartışüacağı bir
referanduma dönüşebilir. Bu ne-
denle anayasa değişikliğinden ye-
ni bir anayasa değişikliği ile vazge-
çilmesi ciddi olarak düşünülmeli-
dir" dedi.
AKP Grup Başkam ekıli Mehmet
Ali Şahin ise Cumhurbaşkanı'na
destek \erdi "Bu 37 maddelik pa-
ket aynen geçseydi böyle bir mese-
leyle karşılaşmayacaktık" diyen
Şahın, "Fazla tamah zarar getirir"
görüşünü dile getırdı.
SP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Bekaroğlu, halkoyuna su-
nulan maddenin "parlamenter sis-
temin oylanmasının göstergesi ol-
duğunu" söyledi. "Sezer'ın siya-
set adamı, devlet adamı olmadığı-
nı gösterdi bu karar" diyen Beka-
roğlu şunlan söyledi: "Siyasetçile-
rin yerin dibine batınldığı bir yer-
de demokrasi olmaz. Hukuk mad-
delerini bilmekle de demokrat
olunmuyor. Bu bir siyasi basiret
örneği değildir. Cumhurbaşkanı
popülizm yapıyor"
Meclis'in 6
serüveni
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Millervekil-
leri, ayncahklı emeklılik
ve ödenekleri için 1971 yı-
lından beri 10 kez yasa çı-
kardı. Anayasa Mahkeme-
si, anayasamn "hukuk
devleti ve eşitük ilkeleri"
gereği 9 kez iptal karan
verirken; 4 yasayı onayla-
yarak bu alandâkı rekoru
elinde tutan eski Cumhur-
başkanı Süleyman Demi-
rel kendısuii "TBMM
yıpratılnıamabdır" diye
sa\ündu.
Ayncahklı emeklüikle
ilgili ilk yasa 3 Temmuz
1971 tarihinde çıkanldı.
Daha sonraAnayasa Mah-
kemesi'nce venlen iptal
kararlan nedeniyle 1979,
1986, 1988, 1990, 1992,
1994,1995, 1997 ve 2000
yıllannda 9 ayn yasa daha
çıkanldı. 1994, 1995,
1997 ve 2000 tarihlerinde-
kı yasalar, cumhurbaşkan-
lığı döneminde Demirel
tarafindan onaylandı.
Bu yasalardan 9' u Ana-
yasa Mahkemesi'nce iptal
edılırken 2000 tarihli son
yasa hakkında Ankara 13.
Bölge Idare Mahkeme-
sı'nde açılan dava sürüyor.
Anayasa değişikliğin-
den önce son yasanın çıka-
nlma süreci TBMM'deki
dengeler açısından duyar-
lı bir döneme getirilmişti.
Cumhurbaşkanlığı süresi-
nın "5+5" olarak düzenle-
nip Demirel'in bir dönem
daha seçilmesine ilişkin
anayasa değişikliği tartış-
ması sürerken çıkanlan
yasa, 2000 yıh başında
Demirel'in onayına sunul-
muş. o da onaylamıştı.
Halkoylaması
ay
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Cumhur-
başkanı Sezer'in millet-
vekillerinin "ayncaükh"
maaş düzenlemesini içe-
ren 86. madde değışiklığı-
nı halkoyuna sunma kara-
nnın Hesmi Gazete'de ya-
yımlanmasırun ardından 4
ay sonra halkoylaması ya-
pılması gerekıyor. Hukuk-
çular, TBMM'nin, Se-
zer'in çekincelenni orta-
dan kaldıracak bir düzen-
leme yapılması durumun-
da, halkoyuna gerek kal-
mayacağını bildirdiler.
Anayasa Değişiklikleri-
nin Halkoyuna Sunulması
Hakkında Kanun'a göre
süreç şöyle işleyecek:
- Cumhurbaşkanlığı ka-
rannın Resmi Gazete'de
yayımını izleyen 120.
günden sonraki ilk pazar
sonra
günü yapılması gerekiyor.
-Yasa gereğince halkoy-
laması işlemlen Yüksek
Seçim Kurulu'nun yöne-
tim ve denetiminde ger-
çekleştınlecek.
- Halkovlamasındapro-
paganda süreci, oylama-
dan 67 gün önce başlaya-
cak.
Galatasaray Cniversite-
si Öğretım Uyesi Erdo-
ğanTeziç.TBlVlM'nin ye-
ni bir düzenleme yaparak
halkoylamasını ortadan
kaldırabileceğinı söyledi.
Teziç, "Halkoylamasının
Türk ekonomisine geti-
receği külfetten sıyrıl-
manın tek yolu, Mec-
lis'in 86. maddeyi yeni-
den görüşmesi ve tekrar
oylaması veya geri çek-
mesi. Başka çözüm yolu
yok" dedi.
sını uygun bulduğunu bıl-
dirdi.
Cumhurbaşkanı Sezer,
TBMM Başkanhğı'na
gönderdiği 34 maddenin
onaylandığı ve bir mad-
denin halkoyuna sunul-
masını içeren yazıda,
"halkoyuna götürme"
yetkisine de açıklık getir-
di. Sezer, "anayasamn
değiştirilmesi, seçimlere
ve halkoylamasına ka-
tüma"yı düzenleyen ana-
yasamn 175. maddesinın
fıkralan arasındaki çelış-
kilere ise bu maddenin
TBMM Anayasa Komıs-
yonu'ndaki görüşme tu-
tanaklanna görderme ya-
parak açıklık getirdi. Se-
zer, 175. maddenin 4. fik-
rasmda "zorunlu olarak
halkoyuna sunma" ilke-
sinın düzenlendiğinı, 5.
fıkrada ise cumhurbaşka-
nına doğrudan halkoyuna
sunma yetkisinin verildi-
ğini belirterek şu görüşle-
re yer \erdi:
"Beşinci fıkrasında
da, doğrudan ya da cum-
hurbaşkanının geri gön-
dermesi üzerine, Meclis
üye tamsayisının üçte iki
çoğunluğu ile kabul edi-
len anayasa değişikliği-
ne ilişkin yasa ya da ge-
rekli görülen maddeleri-
nin cumhurbaşkanı ta-
rafindan halkoyuna su-
nulabileceği belirtilerek
cumhurbaşkanınm tak-
dirine bağlı halkoylama-
sı öngörülmüştür. Gö-
rüldüğü gibi, maddenin
beşinci fıkrasında cum-
hurbaşkanına, gerekli
görmesi durumunda,
anayasa değişikliğine
ilişkin yasanın tümünü.
maddelerinden kimileri-
ni ya da bir maddeyi hal-
koyuna sunabilme yetki-
si verilmiştir."
Hukuki dayanakla ilgili
bu açıklamayla da yetin-
meyen Sezer, aynı madde-
nin 7. fıkrası ile de anaya-
sa değişikliklerine ilişkin
yasalann kabulü sırasın-
da. bu yasanın halkoyla-
masına sunulması duru-
munda, anayasamn değiş-
tirilen maddelerinden
hangilerinin birlikte, han-
gilerinın ayn ayn onayla-
nacağmm karara bağlana-
cağının belirlendiğine
dikkat çekti. Sezer, hükü-
metın, "halkoyunun
önünü kesebilmek" için
yürürlük maddesine koy-
duğu "Bu kanun, hal-
koylamasına sunulması
halinde tümüyle oyla-
nır" hükmü için de
"Cumhurbaşkanınm
takdir yetkisine dayana-
rak anayasa değişikliği-
ne ilişkin yasanın birden
fazla maddesini halko-
yuna sunması durumun-
da, bu maddelerinin tü-
münün birlikte halkoyu-
na sunulacağı anlamına
gelmektedir" açıklama-
sına yer \erdi.
G U N D E M >1USTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
yaseti, coğrafyası olmaz. Sağduyulu herkesin
karşı çıkması gerekir. ABD'nin terörle mücadele-
sinde biz de varız. Bu sadece ABD'nin değil, her-
kesm mücadelesidir.
Özünde doğru bir saptama. Ancak soralım:
- ABD şu anda sadece terörle mi mücadele edi-
yor, yoksa terörle mücadele zemininde 21. yüzyılda
kurulacak dünya dengelerinin taşlarını mı yerleştiri-
yor?
Açıkça görülüyor ki, ikinci şık gündemde. Bu du-
rumda Türkiye'nin, kurulacak yeni dengelerdeki ye-
rini de sorgulaması gerekiyor.
Türkiye'nin ulusal çıkarlanna kafa yormaması ola-
naksız kesimler düşüncelerini bütün yönleriyle kamu-
oyuyla paylaşmak istemeyebılir. Önemli koltukları
dolduran kişilerin yaptıklan açıklamaları biraz deşti-
ğimızde. şöyle bir polıtikayı benimsediğimiz anlaşı-
lıyor:
- ABD-lngiltere ittifakı. savaşı başlattı. Biz de on-
ların yanında yerimizi alalım. Nasıl olsa güçlü ve hak-
lı çıkacaklar. Bu durum bizim de ağırlığımızı arttırır.
10 yıldır Orta Asya'ya doğru dürüst giremedık, ağır-
lığımızı koyamadık, ABD ile birlikte bunda da başa-
rılı oluruz.
Acaba?
Her şeyden önce şunu vurgulayalım ki, bir başka
ülkenin başarısıyla başarılı olmak olanaksızdır. Olmuş
gibi görünseniz bıle bu başarının getirdikleri her an
elinizden gidebilir. Elde sizin yapabildikleriniz kalır.
11 Eylül süreci, Türkiye'nin hem Islam Konferansı
Örgütü (İKÖ) hem NATO üyesi kimliği taşıyan tek ül-
ke olması özelliğini bir kez daha gündeme getirdi. Bu
durumun en olumsuz yanı şu olabılır:
İKÖ. bizi NATO çerçevesinde görür. Batı'nın taşe-
ronu olarak algılar ve dışlar.
NATO, bizi İKÖ'den ürken bir ülke olarak görür,
"Zafen yapabileceklerini yaptı, ötesıne de gereksin-
memizyoktu" der ve dışlar!
Böylece ne İKÖ'ye ne NATO'ya yaranırız. Ekono-
mimizin aldığı yaralarla baş başa kalırız.
Türkiye her iki tarafın rafında olur! ABD, Türkiye'yi
rafta destek olarak görür, Arap ülkeleri de masada-
ki değil raftaki ülke olarak değerlendirir!
Tabii bunun tam tersi de olası, iki gücü de yerinde
kullanabilirız ve her iki tarafın gündeminde olabiliriz.
Henüz ikinci olasılığı güçlendiren bir verıyle karşılaş-
mış değiliz...
Rusya'yla işbirliği...
Türkiye, ABD ile Orta Asya'da daha güvenli yürü-
yeceğini düşünürken Rusya'yı da hesaplamak duru-
munda. Zira gerçek şu:
Orta Asya ülkelerinin tümünde devleti oluşturan
ulustan sonra gelen ilk azınlık Rus. Tümünün sınırla-
rında Rus askerleri var, kritik noktalarda Ruslar gö-
revli. Çoğunun bakanlar kurulunda Rus bakan da
görev yapıyor. örneğın, Kazakıstan Bakanlar Kuru-
lu'nda 4 kişi var.
11 Eylül saldınsı olmasaydı eylül sonundaki BM zir-
vesi zemininde Rusya ile Türkiye arasında Avrasya
İşbirliği Antlaşması imzalanacaktı. Anlaşmaya göre
iki ülke, bölgesinde ortak adımlar atacaktı. Anlaşma-
nın bu ay içinde imzalanması bekleniyor. 11 Eylül'ün
bu iradeyi etkilediği kesin. Ancak ölçüsünü veımek
zor!
Türkiye'nin bulunduğu bölge ve konumla kullana-
bileceği olanaklar 3-4 farklı yönde namlusu olan, tek
tetikli bir silaha benziyor. Tam karşısını hedef aldığı-
nı düşünüp tetiğe bastığında, öteki namlunun da
kendısine dönük olduğu anlar fazla...
Durumumuzu savaş malzemelerıyle tanımlamayı
istemezdik ama, gelişmeler akla bunları getiriyor. Di-
leyelim ki. pazarlık yapmak "etiğe" uymaz derken,
"tetiğe" basmayalım...
ankcum@ttnet.net.tr
Başbakan Bülent Ecevit:
Sivillerin ölmesine
üzülüyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan
Ecevit dün gazetecilenn güncel konulara ilişkin
sorulannı yanıtladı. ABD'nin Afganıstan'a yöne-
lik operasyonunda sivilenn büyük zarar görmesiy-
le ilgili olarak "Maalesef buna ben de çok üzü-
lüyorum" diyen Ecevit. Taleban rejimının ortadan
kaldınlması gerektiğini yineledi. Operasyonun ge-
leceğine ilişkin sorular üzerine Ecevit şunlan söy-
ledi: "Afganistan gibi bir ülkede kara harekât-
sız bir yere varmak çok zor. Çünkü çok fakir bir
ülke, önemli tesisleri yok.Yani hedef olacak ola-
naklar çok az. Onun için böyle bir ülkede kesin
sonuç almak da tabii çok zor olurdu."