Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2001 ÇARŞAMBA
HABERLER
Kutan Hizbullah'ı
yiıe es geçti
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
FP Genel Başkanı Recai
Kutan, partisinin grup
toplantısmda yaptığı
konuşmada, Diyarbakır
Emniyet Müdürü Gaffar
' Okkan'a yönelik
suikastla ilgili olarak
yalnızca Hizbullah'ın
üzerinde durulmasının
doğru olmadığını
savundu. Içışleri Bakanı
Sadettin Tantan'ın,
"Cinayeti dış güçler
organize etmiş olabilir.
Sadece Hizbullah'ın
üzerinde durulmamah"
dediğini belirten Kutan,
bu açıklamanın gözardı
edilmemesi gerektiğini
söyledi.
Diyarbakır'a
müdür kuüsleri
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Gaffar Okkan'ın şehit
edilmesiyle boşalan
Diyarbakır Emniyet
Müdürlüğü görevi için
isim arayışı sürüyor.
Göreve, Hizbullah'a
yönelik operasyonlanyla
tamnan Gaziantep
Emniyet Müdürü Ali
Kalkan'ın yanı sıra
Gaffar Okkan'ın .
yardımcısı Serdar Irmak,
Bayburt Emniyet
Müdürü Ercüment
Yılmaz, polis
başmüfettişi Ahmet
Köse, APK Uzmanı
Reşat Altay'dan birinin
atanabıleceğı belirtiliyor.
ANAP kulislerinde de,
söz konusu isımlere ek
olarak eskı Izmit
Emniyet Mijdürü Affan
Keçeci'nin adı geçiyor.
Gafiar Okkan
anısma (idan
• tstanbul Haber Servisi
-Bahçelievler
Belediyesi, şehit
Emniyet Müdürü Ali
Gaffar Okkan'ın anısma,
Şirinevler Namık Kemal
Caddesi üzerine, bugün
saat 11.00'delObinadet
fıdan dikiyor. Dikilecek
erguvan, çınar, ıhlamur,
dişbudak, çam, yapraklı
akağaç ve topakasya
fıdanlannın üç metre
boylannda olduğu
bildirildi.
Bombah araç
sahte plakalı
• tZMİR (Cumhuriyet
Bürosu)-Istanbul
sokaklannda bomba
yüklü 35 DKS 45 tzmir
plakalı Doğan marka bir
aracın dolaştığını içeren
haberler Izmır Emniyet
Müdürlüğü'nü harekete
geçirdi. îzmir Emniyet
Müdürü Hasan Yücesan
olayla ilgili inceleme
başlattıklannı belirterek
"Televizyon haberini
izledikten sonra hemen
trafik müdürlüğündeki
kayıtlar incelendi, böyle
bir plakaya rastlanmadı.
Plaka sahte" dedi.
T^opaganda'
uyarısı
• ANKARA (AA)-
Adalet Bakanlığı'ndan
yapılan açıklamada,
"Kamuoyu
oluşturulimasında önemli
ve saygın bir yeri olan
yazılı ve görsel
basınımızın, terör
örgütlerinin oksijeni olan
propagandasıhı yapan,
diğer üyelerini baskı
altına ahnaya ve özellikle
açlık grevi eylemlerini
devam ettirmeye yönelik
talimatlarını içeren
iddialara ilişkin haberler
konusunda gerekli
duyarhlığı göstereceği
umut edilmektedir"
denildi.
ÖNim opucunu
sona erdirdiler
• ANKARA (AA)-
Sincan F Tipi
Cezaevi'nde kalan 5
tutuklu ve hükümlü,
ölum orucunu kendi
nzalanyla sona erdirdi.
Ankara Hastanesi'ne
kaldınlan tutuklu ve
hükümlülerin, tedavi
altına ahndıklan
öğrenıldi.
Gaffar
OMcatfn f**
•»««••» •• Esmer
LJLJtdris
Şimşek
Şahin
Çeribaşı
Ramazan Murat Mehmet Hüseyin
Özdemir Aktaş Fidana Sanağaç
Naim Burhan
Albndağ Kıtaç
Murat
Ahcı
Mehmet
GûlKınay
Halil
Düken
Haşim
Alabahk
Adem
Ceybuı
Hasan
Sanağaç
Metin
Ülsen
M.Yasm NuruDah Mansnr Haydar
Aydm Gükever Çetinksıya Sotanaz
Mehmet
Çiçek
Recep
Dönük
Genişletilerek sürdürülen operasyonlarda 500'ü aşkın gözaltı var, binlerce ev arandı
Katffler EKyarbalar'daDtYARBAKIR (Cumhuriyet Büro-
su)- Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaf-
far Okkan ve 5 arkadaşının şehit edil-
mesiyle ilgili soruşturma sürerken ka-
tillerin Diyarbakır'da olduğu yolunda
bilgilere ulaşıldı. Diyarbakır Valisi Ce-
mil Serhadh da aralannda HADEP'li-
lerin de bulunduğu il genel meclisi üye-
leriyle yaptığı görüşmede, saldınnın
"Okkan'ın şahsuıa dcğil banş. sürecine
yapüdığınr \ urgulayarak halkın bılgi
vermesini sağlamalannı istedi.
Okkan ve 5 görev arkadaşınınşehit
edihnesinin ardından başlatılan ope-
rasyon genişletilerek sürdürülüyor.
Operasyonlarda gözaltma alınanla-
nn sayısının 500'ü aştığı, binin üzerin-
de evin arandığı öğrenildi. Diyarbakır
emniyetinde oluşturulan özel bir ekip
tarafından yürütülen operasyonlarda
önemli bulgulara ulaşıldığı belirtiliyor.
Buna göre "Okkan suikasürun failleri
halen Diyarbakır'dan çtkamadL" Ya-
kalandığı öne sürülen 4 kişi ile "köste-
bek" olduğu gerekçesiyle sorgulandı-
ğı öne sürülen çaycı hakkında da bilgi
verilmedi. Diyarbakır'daki saldında
yaralanan polis memurlanndan Musta-
fa Dinçer taburcu oldu. Diğer yaralı po-
lısler Fatih Gökçek, Nuri Bozkurt ve
Vefi Göztepe'nin tedavilerinin sürdüğü
ve sağhk durumlannın iyi olduğu bil-
dirildi. Gaffar Okkan tarafından açık-
lanan 26 kişilik tetikçi listesindenîs-
tanbul'da teslım olan Nizamettin Gök-
çe'nin adı çıkanldı.
Öte yandan suikast soruşturması
kapsammda Batman'da çok sayıda ki-
şinin yakalandığı belirtildi. Yakalanan
bu kişilerden 8'inin tutuklandığı, bun-
lardan 5'inin örgüt bağlantısı olduğu,
3'ünün ise Okkan suikastı dışında ba-
zı eylemlerde rol alan tetikçiler olduk-
lan öğrenildi.
Adını Gaffar Okkan acıklamıstı
Yakalanan tetikçi
Abdukaya 1998
yılmda beraat etti
DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) -
Uğradığı suikast sonucu 5 arkadaşıyla
birlikte şehit olan Diyarbakır Emniyet
Müdürü Gaffar Okkan'ın açıkladığı 26
Hizbullah tetikçisi arasında yer alan "Zafer"
kod adh Muzaffer Abdukaya'nın 1998
yılında "örgüt üyeüği'' suçundan
yargılandığı davadan beraat ettiği ortaya
çıktı. Ali Gaffar Okkan, 15 Ocak'ta yaptığı
basın toplantısmda 26 tetikçinin adını
açıklamış ve Hizbullah'ın çökertilmesinde
son adımın bu tetikçilerin yakalanması
olduğunu belirtmişti. Aranan 26 tetikçi
arasında yer alan Kemal oğlu 1966
Diyarbakır doğumlu Muzaffer
Abdukaya'nın 27 Mayıs 1998'de yakalandığı
ve hakkında Diyarbakır DGM'de "örgût
üyefiğT suçundan 15 yıla kadar hapis
istemiyle dava açıldığı belirlendi. Ancak
yapılan yargılama sonucunda Abdukaya'nm
söz konusu davadan beraat ettiği öğrenildi.
Iddianamede, Abdukaya'nm 1996 yılmda
akrabası olan Veysi Setimoğlu'nun etkisiyle
önce Istasyon semtindeki Sümer Camii'nde
üç ay süreyle ders aldığı, ardmdan
Balıkçılarbaşı semtindeki Seviş Işhanı'nda
konfeksiyon dükkânı açması nedeniyle bir
süre de bu işhanındaki mescide gitmeye
başladığı belirtildi. Abdukaya'nm burada
Abdulvahap adlı Hizbullahçının
sorumluluğunda Ali adh örgüt mensubuyla
"propaganda ve taban oiuşturma"
faaliyetlerinde bulunduğu belirtildi.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
Diyanet'e baglı 97 din görevlisi açığa afandı
MUTLUSERELİ
ANKARA-Diyanet Işleri Başkan-
lığı'nın Hizbullah'ın Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde özellikle cami-
lerde yürüttüğü etkinliklerle ilgili ola-
rak son 1 yıl içinde 17 rapor hazırla-
dığı bildirildi. Geçen yıl 17 Ocak'ta
gerçekleştirilen Hizbullah operasyo-
nundan sonra sıklaştınlan çalışmalar
kapsammda, Diyanet Işleri Başkanlı-
ğı'nabağlı 97 din görevlisi açığa alın-
dı, 60 din görevlisinin de yeri değiş-
tirildi.
Yaklaşık 100 kişi hakkında da halen
soruşturma yürütüldüğü bildirildi. Di-
yanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yü-
maz, geçmişte Hizbullah'm Güney-
doğu Anadolu Bölgesi'ndeki camile-
ri üs gibi kullandığını kendilerinin de
ifade ettiklerini, ancak son 1 yıl için-
de bölgede önemli gelişmeler oldu-
ğunu öne sürerek Hizbullah'm bölge-
de camilerdeki etkinliğini yitirdiğini
savundu. Diyanet tşleri Başkanı Yü-
maz, Diyanet Işleri Başkanlığı'nın
devletin ilgili birimlerine gerekli bil-
gileri daha önce verdiklerini belirtti.
Yılmaz, geçmişte Hizbullah'ın cami-
lerde etkinlik gösterdiklerini, cami ka-
pandıktan sonra, yaptırdıklan anah-
tarla içeri girebildiklerini ammsattı.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Arnavırtköylü Aleko ile yeni
yapılan Atina metrosuna bin-
dik. Metro bağlantdı trenle Ati-
na'nın limanı olan Pire'ye grt-
tik. Pire limanı Yunan adalan-
na giden gemilerle ve feribot-
larla dolu. Her tarafı adalara
tur düzenleyen bürolar kapla-
mış. Zaten Atina'ya geldiği-
mizden bu yana gördüğüm en
önemli şey bu ülkenin turizme
göre yaşıyor olması. Adım ba-
şı otomobil kiralayan ve hedi-
yelik eşya satan dükkânlarta
dolu. Akşamlan da tavernalar,
müzisyenler faaliyette.
önceki gün Almanya'dan
gelen bir grup Türk kadınıyla,
Yunan kadınlan bir araya gel-
diler. Iki ülke arasındaki dost-
luğa kadınların katkılannı ko-
nuştular. Alman Sosyal De-
mokrat Partisi'in Avrupa Par-
lamentosu milletvekili Mech-
tild Roth ve Almanya'nın Bi-
elefeld kenti Belediye Meclisi
üyesi Nebahat Pohlreich'ın
öncülük ettiği toplantıda za-
man zaman ilginç tartışmalar
yaşandı.
Yunanlı gazeteci Kiki Papa,
"Savaşın ve gerilimin asıl so-
rumlusu erkek siyasetçiler"
dediğinde buna itirazlar yük-
seldi. Tansu Çiller'in Kardak
kayalıklan konusunda izlediği
Turkolimani Olmuş Mikrolimani
siyasetin neredeyse iki ülkeyi
savaşın eşiğine getirdiği öne
sürüldü. Bu nedenle savaş ve
banş konusunda kadın erkek
aynmının gereksiz olduğunu
söyleyenler çıktı. Kiki Papa, bu
iddialara özetle şöyle cevap
verdi: "Tansu Çiller, siyasette
erkek egemen bir dünyanın
içinde iktidar mücadelesi ve-
riyor. 0nun kullandığıyöntem-
ler erkek egemen yöntemler,
zaten başka türiü davransa
ayakta kalamaz."
Nesrin Görsev, Dido Soti-
riu ve Reha Isvan örneklerini
vererek iki ülkede de banş ve
dostluk için mücadele eden
kadınlar olduğunu anlattı. Fri-
edrich Ebert Vakfı'nın Atina
proje koordinatörü Maria To-
paJi, dört aylık kızı Irini'yi eşi
siyaset bilimcisi Dimrtri'ye bı-
rakmıştı. Dimitri, Irini'yi anne-
sinin emzirmesi için toplantı
salonuna getirmişti.
Dimitri, Atina Üniversite-
si'nde öğretim üyeliği yapıyor.
Türkçe'yi yeni öğrenmeye
başlamış. Bu nedenle evlerine
Türkçe kanallan izleyebilecek
bir uydu anten yerleştirmiş.
Benden, hangi kanalı izlemem
konusunda düşüncemi sordu.
Çok zorlandığımı itiraf etmeli-
yim.
ToplantıyaYunanistan'ın ikti-
dar partisi PASOK'tan iki mil-
letvekili katılmıştı. Girit'in kadın
milletvekili Vagelio Sksinaraki,
özel sohbetimizde haftanın ya-
nsını Girit'in başkenti Herakli-
on'da, yansını ise Atina'da ge-
çirdiğini anlattı. Böyle bir çalış-
madüzenini Yunanistan kanun-
lannın zorunlu gördüğünü söy-
ledi. 300 kişilik Yunan Parla-
mentosu'nda 35 kadın millet-
vekili bulunuyor. Yüzde 11 'in
üzerinde bir rakam. TBMM ile
karşılaştınldığında oran olarak i-
ki katı sayılır.
••*
Ksinos (Ekşi) Taverna'da iki
yaşlı erkek müzisyen ellerinde
gitarianyla klasikAtina şarkıla-
n söylediler. Çoğunluğu bildi-
ğimiz Teodorakis besteleri.
Kostas'ın tercüme ettiği bir
aşk şarkısında şu sözler yer
alıyordu: "Seni seviyonjm,
güzel olduğun için/Seni sevi-
yorum, sen sen olduğun için."
Atina kışın ortasında turistler-
le dolu. Atina sempatik bir şe-
hir. Akropolis'i, Plaka semti,
tavemalanyla turistleri cezbe-
decek özelliklere sahip.
Atina'nın turist dolu sokak-
lannı gördükçe, bir kıskançlık
duyduğumu söyleyebilirim. Is-
tanbul, bir doğa harikası olan
Boğaz'ı ve içinde banndırdığı
tarihi ve kültürel mirasıyla, dün-
yada eşi az bulunur büyülü bir
şehirdi. Neden turistler Atina'ya
gösterdikleri ilgiyi Istanbul'a
göstermiyorlardı. Burada söy-
lenecek çok şey vardı.
Tam Istanbul'dan aynldığım
günlerde Fransız mallan boy-
kot edilmeye ve Fransızlann
haddi bildirilmeye çalışılıyordu.
Daha önce de Suriye'ye, Ital-
ya'ya hadleri bildirilmişti. Iran
da haddi bildirilecek ülkeler
arasında sayılıyordu. Yunanis-
tan'la zaten ne zaman banşık,
ne zaman kavgalı olunduğunu
anlamak bile zordu. Avrupa bir
Hristiyan kulübüydü, Türkiye'yi
istemiyordu. "Türk'ün Türk'ten
başka dostu yoktur" diyen bir
kendini soyutlama anlayışı,
ruhlara egemen olmuştu. Bir
içine kapanma sevdası içinde
Türkler, Türklere propaganda
yapıyordu.
Bu propaganda mantığının
sonyıldızı "Fransız milletveki-
lini mat eden Harward'lı Su-
na" oldu. O tartışmayı izledim
ve gazeteden de okudum. O
tartışma birkaç cümlecikten
ibaretti ve ne mat eden ne de
mat olan vardı. Tamamen yü-
zeysel birkaç sözcükten ibaret
bir tartışmaydı. Kendimize
tam anlamıyla "gaz veriyo-
njz."
•••
Aleko, Pire'deki iki limanın
yüzyıllardan beri adlannın
"Türk Limanı"ve "Paşa Lima-
nı" olduğunu söyledi. Andre-
as Papandreu'nun başba-
kanlık yaptığı dönemde her i-
ki limanın da adı degiştirilmiş
ve şöyie olmuştu: "Megaloli-
mani", "Mikrolimani"yani Bû-
yük LJman ve Küçük Liman.
Kör milliyetçilikte herkesin
kendine göre bir mantıksızlığı
olduğu gerçek. Biz başkalan
yerine kendi kör milliyetçiliği-
mizin zararlannı azaltmaya ça-
lışsak daha kârlı çıkanz dü-
şüncesindeyim. Avrupa Birii-
ği, Yunanistan'a çok olanaklar
ve fırsatlar sağlamış. Türkiye,
gerçekten yolun neresinde?
GLOBAO^LİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Serbest Piyasa, Mant*
ve İnsan Sağlığı
Davos'ta, ABD ekonomisindeki yavaşlamanın
olası küresel etkilerinin tartışıldığı bir toplantıda, Fi-
nancial Times'ın başekonomisti Martin Wotf, il-
ginç bir saptama yaptı. "Insanlığın Batı'da yaşa-
yan 1/6'sı geri kalanına göre olağanüstü birzen-
ginlik düzeyinde yaşıyor. Geri kalan 5/6'sı yoksul-
luk, bunun da yaklaşık yansı kabul edilemez bir
yoksulluk düzeyinde yaşıyor." M. VVolf'a göre,
"Mantıken, bu sorunu, zenginlerden yoksullara
doğru bir transfer yoluyla çözmek tabii ki müm-
kündür. Ama bildiğiniz gibi bunun gerçekleşme-
sinin hiçbir şansı yok. Geriye, dünya ekonomisin-
de hızlı bir büyüme beklemek kalıyor."
Wolf'un saptamalan şöyle de okunabilir: Birin-
cisi, devlet politikalanyla gelir dağılımını düzett-
mek, mantıken mümkündür, ama kimsenin bunu
yapmaya niyeti yok. Ikincisi, sorunun çözümünü
serbest piyasaya bağlı bir ekonomik büyümeye bt-
rakmaktan başka çare yok. Ancak, geçen 20 yıl-
da, serbest pıyasanın etkisinin hızlaarttığı dönem-
de, ekonomik büyüme ne tek tek ülkelerde ne de
dünya ekonomisinde, gelir dağılımı üzerinde bek-
lenen bir düzeftici etkiyi yapmadı. Aksine, ABD
Sendikalar Konfederasyonu Başkanı J. Swe-
eney'nin bir başka Davos panelindevurguladığı gi-
bi, bu dönemde gelir dağılımı daha da bozuldu.
Ikincisi, serbest piyasanın yayılması için devlet,
ekonominin yönetiminden, çeşitli üretim, hizmet
alanlanndan giderek çekildi. Bu sırada küresel dü-
zeyde GATT ve Dünya Tîcaret Örgûtü yoluyla
sermayenin üretim, ticaret ve mülkiyet haklanyla
özgüriüklerine yenileri eklendi. Birtaraftan özelleş-
tirme yaygınlaştınlırken diğer taraftan tahkim ya-
sası, telif haklan ve patent koruma yasalan daya-
toldı. Işte gelirdağılımı, bu süreç içinde daha da bo-
zuldu. Ama bu, madalyonun biryüzü.
•••
Madalyonun öbür yüzünde, özelleştirilen kamu
hizmetlerinde geçen yıl ortaya çıkmaya başlayan
bir seri kriz var. Bu krizler, serbestleştirme ve özel-
leştirme konseptlerinin yeniden büyüteç altına alın-
masına, sorgulanmasına yol açtı, uzun süredir ilk
kez, kamu hizmetlerinde devlet müdahalesini ve
planlama gereğini yeniden gündeme getirdi. Ingil-
tere'de tren yollannın özelleştirilmesinden kaynak-
lanan krizi daha önce bu kösede tartışmıştık. Bu
tren yollan krizi ve ilişkin tartışmalar hâlâ sürüyor.
Şimdi, tren yollannın toptan ya da kısmen kamu-
laştınlması, yeniden Işçi Partisi hükümetinin göz
önüne aldığı seçeneklerin arasına girdi. Tüm ka-
muoyu yoklamalan ise halkın yüzde 60'ının kamu-
laştırmadan yana olduğunu gösteriyor.
• • •
Benzer bir diğer kriz de ABD'nin Kalifomiya eya-
letinde elektrik üretim ve arzında yaşanıyor. Son
aylarda Kalifomiya eyaletinde elektrikler birçok kez
kesildi, ağır kış koşullannda evler, hastaneler etekfr»
rikten yoksun kaldı, fabrikalar durdu. öze\ elektrik
şirketleri iflas noktasına geldi. Gelinen noktada he-
men bütün analistler krize, serbestleştirmenin, özel
şirketlerin kârlannı arttırmaya çalışırken üretim ve
kapasite sorunlannı ihmal etmelerinin neden oldu-
ğunda birieşiyohar (Chicago Tribune, New York
Times, 8.1.2001). Ekonomist yazar Paul Krug-
man'a göre, şimdi dönüp halka, "Maalesef, söz
verdiğimiz gibi olmadı. Şansınıza küsün, siz öde-
yeceksiniz, biz kâr edeceğiz, başka bir seçeneği
aklınıza bile getirmeyin" demek büyük haksızlık
(NYT-24.1.2001). Bu sırada kamu işletmelerinde
elektrik üretiminin ve arzının aksamadan devam
ediyor olması, "/Ve yani, devlet üretseydi daha mı
iyi olurdu" sorusuna açık bir cevap oluşturuyor
(The Nation). Benzer bir kriz, geçen haftalarda
Kuzey Hindistan'da yaşandı. Elektrik ağı çöktü.
Kamu işletmeleri, elektrik açığını kapamak için özel
şirketlere başvurduklannda, fiyatlann bir günde
yüzde 300 arttığını gördüler. Elektrik yine kamu iş-
letmelerinden sağlandı. Maraştra eyaletinin baş-
kanı özel şirketleri kamulaştırmakla tehdit etti;
elektrik idaresinin eski direktörü ve en büyük ka-
mu elektrik işletmesinin müdürü de dahil, birçok
ekonomist, krizden serbestleştirmeyi ve özelleş-
timneyi sorumlu tuttu, elektrik üretiminin kamulaş-
tınlmasını ve yeni yatınmlaria güçlendirilmesini is-
tedi (IPS, 3.1.2001).
•••
Buradan, AIDS salgınına geçmek istiyorum.
AlDS'li birinin yaşamaya devam edebilmesi için al-
rrtak zorunda olduğu ilaç kanşımının piyasa fryat-
lanndan yıllık maliyeti 10 bin ila 15 bin dolar. Yok-
sul ülkelerdeki hastalann bu yükü kaldırması ola-
naksız. Devletlerin de ne bu parayı ödeyecek kay-
nağı (büyük bir kısmı borç ödemeye gidiyor) ne de
yeterii bir sağhk altyapısı var. Dünyadaysa, halen
32.5 milyon AlDS'li var ve bu sayı hızla artıyor. Ta-
bii, Güney Asya'dan Afrika'ya, denetim olmadığı
için kolaylıkla gönderilebilen defolu prezervatifle-
rin de bu salgının hızlanmasına katkısı oidu, ama
bunu bir kenara bırakıp bir avuç dev firmanın üret-
tiği ilaçlann fiyatına bakalım. DTÖ'nün dayattığı
serbest piyasa kurallanna göre bu ilacı bu firma-
lardan, piyasa fiyatından almanız gerekiyor. Ama
Brezilya'da "dâhiyane" bir yöntem sayesinde,
AIDS'liler, AIDS tedavisi için gerekli ilaç kanş»mını
ücretsiz alabiliyoriar. Bu "dâhiyane" yöntem ise
aslında çok basit. "DTÖpatent yasasının canı ce-
henneme" diyen Brezilya hükümeti, ilacı kendi bi-
lim adamlanna kopyalattınnış. Bu yüzden ilacı ko-
mik denecek bir fiyattan ürettirebiliyor ve serbest-
çe dağıtıyor. Brezilya, bu alanda, piyasanın koy-
duğu fiyatı ödemeyi reddettiği, neoliberalizmin ku-
rallanna aldırmadığı için halkının yaşamını uzata-
biliyor (Tina Rosenberg: Look at Brazil, New Y-
ork Times, 28.1.2001). Burada bir ders var, ama
acaba kimin için?
Yaşam, kalbin iki
vuruşu arasındaki zamandır
Kolbinizi koruyun
TÜRK KALP VAKFI
19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL
Tek (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat
Faks: (0 212) 212 68 35