17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 OCAK 2001 ÇARŞAMBA HABERLER Kutan Hizbullah'ı yiıe es geçti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, partisinin grup toplantısmda yaptığı konuşmada, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar ' Okkan'a yönelik suikastla ilgili olarak yalnızca Hizbullah'ın üzerinde durulmasının doğru olmadığını savundu. Içışleri Bakanı Sadettin Tantan'ın, "Cinayeti dış güçler organize etmiş olabilir. Sadece Hizbullah'ın üzerinde durulmamah" dediğini belirten Kutan, bu açıklamanın gözardı edilmemesi gerektiğini söyledi. Diyarbakır'a müdür kuüsleri • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gaffar Okkan'ın şehit edilmesiyle boşalan Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü görevi için isim arayışı sürüyor. Göreve, Hizbullah'a yönelik operasyonlanyla tamnan Gaziantep Emniyet Müdürü Ali Kalkan'ın yanı sıra Gaffar Okkan'ın . yardımcısı Serdar Irmak, Bayburt Emniyet Müdürü Ercüment Yılmaz, polis başmüfettişi Ahmet Köse, APK Uzmanı Reşat Altay'dan birinin atanabıleceğı belirtiliyor. ANAP kulislerinde de, söz konusu isımlere ek olarak eskı Izmit Emniyet Mijdürü Affan Keçeci'nin adı geçiyor. Gafiar Okkan anısma (idan • tstanbul Haber Servisi -Bahçelievler Belediyesi, şehit Emniyet Müdürü Ali Gaffar Okkan'ın anısma, Şirinevler Namık Kemal Caddesi üzerine, bugün saat 11.00'delObinadet fıdan dikiyor. Dikilecek erguvan, çınar, ıhlamur, dişbudak, çam, yapraklı akağaç ve topakasya fıdanlannın üç metre boylannda olduğu bildirildi. Bombah araç sahte plakalı • tZMİR (Cumhuriyet Bürosu)-Istanbul sokaklannda bomba yüklü 35 DKS 45 tzmir plakalı Doğan marka bir aracın dolaştığını içeren haberler Izmır Emniyet Müdürlüğü'nü harekete geçirdi. îzmir Emniyet Müdürü Hasan Yücesan olayla ilgili inceleme başlattıklannı belirterek "Televizyon haberini izledikten sonra hemen trafik müdürlüğündeki kayıtlar incelendi, böyle bir plakaya rastlanmadı. Plaka sahte" dedi. T^opaganda' uyarısı • ANKARA (AA)- Adalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Kamuoyu oluşturulimasında önemli ve saygın bir yeri olan yazılı ve görsel basınımızın, terör örgütlerinin oksijeni olan propagandasıhı yapan, diğer üyelerini baskı altına ahnaya ve özellikle açlık grevi eylemlerini devam ettirmeye yönelik talimatlarını içeren iddialara ilişkin haberler konusunda gerekli duyarhlığı göstereceği umut edilmektedir" denildi. ÖNim opucunu sona erdirdiler • ANKARA (AA)- Sincan F Tipi Cezaevi'nde kalan 5 tutuklu ve hükümlü, ölum orucunu kendi nzalanyla sona erdirdi. Ankara Hastanesi'ne kaldınlan tutuklu ve hükümlülerin, tedavi altına ahndıklan öğrenıldi. Gaffar OMcatfn f** •»««••» •• Esmer LJLJtdris Şimşek Şahin Çeribaşı Ramazan Murat Mehmet Hüseyin Özdemir Aktaş Fidana Sanağaç Naim Burhan Albndağ Kıtaç Murat Ahcı Mehmet GûlKınay Halil Düken Haşim Alabahk Adem Ceybuı Hasan Sanağaç Metin Ülsen M.Yasm NuruDah Mansnr Haydar Aydm Gükever Çetinksıya Sotanaz Mehmet Çiçek Recep Dönük Genişletilerek sürdürülen operasyonlarda 500'ü aşkın gözaltı var, binlerce ev arandı Katffler EKyarbalar'daDtYARBAKIR (Cumhuriyet Büro- su)- Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaf- far Okkan ve 5 arkadaşının şehit edil- mesiyle ilgili soruşturma sürerken ka- tillerin Diyarbakır'da olduğu yolunda bilgilere ulaşıldı. Diyarbakır Valisi Ce- mil Serhadh da aralannda HADEP'li- lerin de bulunduğu il genel meclisi üye- leriyle yaptığı görüşmede, saldınnın "Okkan'ın şahsuıa dcğil banş. sürecine yapüdığınr \ urgulayarak halkın bılgi vermesini sağlamalannı istedi. Okkan ve 5 görev arkadaşınınşehit edihnesinin ardından başlatılan ope- rasyon genişletilerek sürdürülüyor. Operasyonlarda gözaltma alınanla- nn sayısının 500'ü aştığı, binin üzerin- de evin arandığı öğrenildi. Diyarbakır emniyetinde oluşturulan özel bir ekip tarafından yürütülen operasyonlarda önemli bulgulara ulaşıldığı belirtiliyor. Buna göre "Okkan suikasürun failleri halen Diyarbakır'dan çtkamadL" Ya- kalandığı öne sürülen 4 kişi ile "köste- bek" olduğu gerekçesiyle sorgulandı- ğı öne sürülen çaycı hakkında da bilgi verilmedi. Diyarbakır'daki saldında yaralanan polis memurlanndan Musta- fa Dinçer taburcu oldu. Diğer yaralı po- lısler Fatih Gökçek, Nuri Bozkurt ve Vefi Göztepe'nin tedavilerinin sürdüğü ve sağhk durumlannın iyi olduğu bil- dirildi. Gaffar Okkan tarafından açık- lanan 26 kişilik tetikçi listesindenîs- tanbul'da teslım olan Nizamettin Gök- çe'nin adı çıkanldı. Öte yandan suikast soruşturması kapsammda Batman'da çok sayıda ki- şinin yakalandığı belirtildi. Yakalanan bu kişilerden 8'inin tutuklandığı, bun- lardan 5'inin örgüt bağlantısı olduğu, 3'ünün ise Okkan suikastı dışında ba- zı eylemlerde rol alan tetikçiler olduk- lan öğrenildi. Adını Gaffar Okkan acıklamıstı Yakalanan tetikçi Abdukaya 1998 yılmda beraat etti DtYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Uğradığı suikast sonucu 5 arkadaşıyla birlikte şehit olan Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın açıkladığı 26 Hizbullah tetikçisi arasında yer alan "Zafer" kod adh Muzaffer Abdukaya'nın 1998 yılında "örgüt üyeüği'' suçundan yargılandığı davadan beraat ettiği ortaya çıktı. Ali Gaffar Okkan, 15 Ocak'ta yaptığı basın toplantısmda 26 tetikçinin adını açıklamış ve Hizbullah'ın çökertilmesinde son adımın bu tetikçilerin yakalanması olduğunu belirtmişti. Aranan 26 tetikçi arasında yer alan Kemal oğlu 1966 Diyarbakır doğumlu Muzaffer Abdukaya'nın 27 Mayıs 1998'de yakalandığı ve hakkında Diyarbakır DGM'de "örgût üyefiğT suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldığı belirlendi. Ancak yapılan yargılama sonucunda Abdukaya'nm söz konusu davadan beraat ettiği öğrenildi. Iddianamede, Abdukaya'nm 1996 yılmda akrabası olan Veysi Setimoğlu'nun etkisiyle önce Istasyon semtindeki Sümer Camii'nde üç ay süreyle ders aldığı, ardmdan Balıkçılarbaşı semtindeki Seviş Işhanı'nda konfeksiyon dükkânı açması nedeniyle bir süre de bu işhanındaki mescide gitmeye başladığı belirtildi. Abdukaya'nm burada Abdulvahap adlı Hizbullahçının sorumluluğunda Ali adh örgüt mensubuyla "propaganda ve taban oiuşturma" faaliyetlerinde bulunduğu belirtildi. İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN Diyanet'e baglı 97 din görevlisi açığa afandı MUTLUSERELİ ANKARA-Diyanet Işleri Başkan- lığı'nın Hizbullah'ın Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde özellikle cami- lerde yürüttüğü etkinliklerle ilgili ola- rak son 1 yıl içinde 17 rapor hazırla- dığı bildirildi. Geçen yıl 17 Ocak'ta gerçekleştirilen Hizbullah operasyo- nundan sonra sıklaştınlan çalışmalar kapsammda, Diyanet Işleri Başkanlı- ğı'nabağlı 97 din görevlisi açığa alın- dı, 60 din görevlisinin de yeri değiş- tirildi. Yaklaşık 100 kişi hakkında da halen soruşturma yürütüldüğü bildirildi. Di- yanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yü- maz, geçmişte Hizbullah'm Güney- doğu Anadolu Bölgesi'ndeki camile- ri üs gibi kullandığını kendilerinin de ifade ettiklerini, ancak son 1 yıl için- de bölgede önemli gelişmeler oldu- ğunu öne sürerek Hizbullah'm bölge- de camilerdeki etkinliğini yitirdiğini savundu. Diyanet tşleri Başkanı Yü- maz, Diyanet Işleri Başkanlığı'nın devletin ilgili birimlerine gerekli bil- gileri daha önce verdiklerini belirtti. Yılmaz, geçmişte Hizbullah'ın cami- lerde etkinlik gösterdiklerini, cami ka- pandıktan sonra, yaptırdıklan anah- tarla içeri girebildiklerini ammsattı. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Arnavırtköylü Aleko ile yeni yapılan Atina metrosuna bin- dik. Metro bağlantdı trenle Ati- na'nın limanı olan Pire'ye grt- tik. Pire limanı Yunan adalan- na giden gemilerle ve feribot- larla dolu. Her tarafı adalara tur düzenleyen bürolar kapla- mış. Zaten Atina'ya geldiği- mizden bu yana gördüğüm en önemli şey bu ülkenin turizme göre yaşıyor olması. Adım ba- şı otomobil kiralayan ve hedi- yelik eşya satan dükkânlarta dolu. Akşamlan da tavernalar, müzisyenler faaliyette. önceki gün Almanya'dan gelen bir grup Türk kadınıyla, Yunan kadınlan bir araya gel- diler. Iki ülke arasındaki dost- luğa kadınların katkılannı ko- nuştular. Alman Sosyal De- mokrat Partisi'in Avrupa Par- lamentosu milletvekili Mech- tild Roth ve Almanya'nın Bi- elefeld kenti Belediye Meclisi üyesi Nebahat Pohlreich'ın öncülük ettiği toplantıda za- man zaman ilginç tartışmalar yaşandı. Yunanlı gazeteci Kiki Papa, "Savaşın ve gerilimin asıl so- rumlusu erkek siyasetçiler" dediğinde buna itirazlar yük- seldi. Tansu Çiller'in Kardak kayalıklan konusunda izlediği Turkolimani Olmuş Mikrolimani siyasetin neredeyse iki ülkeyi savaşın eşiğine getirdiği öne sürüldü. Bu nedenle savaş ve banş konusunda kadın erkek aynmının gereksiz olduğunu söyleyenler çıktı. Kiki Papa, bu iddialara özetle şöyle cevap verdi: "Tansu Çiller, siyasette erkek egemen bir dünyanın içinde iktidar mücadelesi ve- riyor. 0nun kullandığıyöntem- ler erkek egemen yöntemler, zaten başka türiü davransa ayakta kalamaz." Nesrin Görsev, Dido Soti- riu ve Reha Isvan örneklerini vererek iki ülkede de banş ve dostluk için mücadele eden kadınlar olduğunu anlattı. Fri- edrich Ebert Vakfı'nın Atina proje koordinatörü Maria To- paJi, dört aylık kızı Irini'yi eşi siyaset bilimcisi Dimrtri'ye bı- rakmıştı. Dimitri, Irini'yi anne- sinin emzirmesi için toplantı salonuna getirmişti. Dimitri, Atina Üniversite- si'nde öğretim üyeliği yapıyor. Türkçe'yi yeni öğrenmeye başlamış. Bu nedenle evlerine Türkçe kanallan izleyebilecek bir uydu anten yerleştirmiş. Benden, hangi kanalı izlemem konusunda düşüncemi sordu. Çok zorlandığımı itiraf etmeli- yim. ToplantıyaYunanistan'ın ikti- dar partisi PASOK'tan iki mil- letvekili katılmıştı. Girit'in kadın milletvekili Vagelio Sksinaraki, özel sohbetimizde haftanın ya- nsını Girit'in başkenti Herakli- on'da, yansını ise Atina'da ge- çirdiğini anlattı. Böyle bir çalış- madüzenini Yunanistan kanun- lannın zorunlu gördüğünü söy- ledi. 300 kişilik Yunan Parla- mentosu'nda 35 kadın millet- vekili bulunuyor. Yüzde 11 'in üzerinde bir rakam. TBMM ile karşılaştınldığında oran olarak i- ki katı sayılır. ••* Ksinos (Ekşi) Taverna'da iki yaşlı erkek müzisyen ellerinde gitarianyla klasikAtina şarkıla- n söylediler. Çoğunluğu bildi- ğimiz Teodorakis besteleri. Kostas'ın tercüme ettiği bir aşk şarkısında şu sözler yer alıyordu: "Seni seviyonjm, güzel olduğun için/Seni sevi- yorum, sen sen olduğun için." Atina kışın ortasında turistler- le dolu. Atina sempatik bir şe- hir. Akropolis'i, Plaka semti, tavemalanyla turistleri cezbe- decek özelliklere sahip. Atina'nın turist dolu sokak- lannı gördükçe, bir kıskançlık duyduğumu söyleyebilirim. Is- tanbul, bir doğa harikası olan Boğaz'ı ve içinde banndırdığı tarihi ve kültürel mirasıyla, dün- yada eşi az bulunur büyülü bir şehirdi. Neden turistler Atina'ya gösterdikleri ilgiyi Istanbul'a göstermiyorlardı. Burada söy- lenecek çok şey vardı. Tam Istanbul'dan aynldığım günlerde Fransız mallan boy- kot edilmeye ve Fransızlann haddi bildirilmeye çalışılıyordu. Daha önce de Suriye'ye, Ital- ya'ya hadleri bildirilmişti. Iran da haddi bildirilecek ülkeler arasında sayılıyordu. Yunanis- tan'la zaten ne zaman banşık, ne zaman kavgalı olunduğunu anlamak bile zordu. Avrupa bir Hristiyan kulübüydü, Türkiye'yi istemiyordu. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" diyen bir kendini soyutlama anlayışı, ruhlara egemen olmuştu. Bir içine kapanma sevdası içinde Türkler, Türklere propaganda yapıyordu. Bu propaganda mantığının sonyıldızı "Fransız milletveki- lini mat eden Harward'lı Su- na" oldu. O tartışmayı izledim ve gazeteden de okudum. O tartışma birkaç cümlecikten ibaretti ve ne mat eden ne de mat olan vardı. Tamamen yü- zeysel birkaç sözcükten ibaret bir tartışmaydı. Kendimize tam anlamıyla "gaz veriyo- njz." ••• Aleko, Pire'deki iki limanın yüzyıllardan beri adlannın "Türk Limanı"ve "Paşa Lima- nı" olduğunu söyledi. Andre- as Papandreu'nun başba- kanlık yaptığı dönemde her i- ki limanın da adı degiştirilmiş ve şöyie olmuştu: "Megaloli- mani", "Mikrolimani"yani Bû- yük LJman ve Küçük Liman. Kör milliyetçilikte herkesin kendine göre bir mantıksızlığı olduğu gerçek. Biz başkalan yerine kendi kör milliyetçiliği- mizin zararlannı azaltmaya ça- lışsak daha kârlı çıkanz dü- şüncesindeyim. Avrupa Birii- ği, Yunanistan'a çok olanaklar ve fırsatlar sağlamış. Türkiye, gerçekten yolun neresinde? GLOBAO^LİTİKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Serbest Piyasa, Mant* ve İnsan Sağlığı Davos'ta, ABD ekonomisindeki yavaşlamanın olası küresel etkilerinin tartışıldığı bir toplantıda, Fi- nancial Times'ın başekonomisti Martin Wotf, il- ginç bir saptama yaptı. "Insanlığın Batı'da yaşa- yan 1/6'sı geri kalanına göre olağanüstü birzen- ginlik düzeyinde yaşıyor. Geri kalan 5/6'sı yoksul- luk, bunun da yaklaşık yansı kabul edilemez bir yoksulluk düzeyinde yaşıyor." M. VVolf'a göre, "Mantıken, bu sorunu, zenginlerden yoksullara doğru bir transfer yoluyla çözmek tabii ki müm- kündür. Ama bildiğiniz gibi bunun gerçekleşme- sinin hiçbir şansı yok. Geriye, dünya ekonomisin- de hızlı bir büyüme beklemek kalıyor." Wolf'un saptamalan şöyle de okunabilir: Birin- cisi, devlet politikalanyla gelir dağılımını düzett- mek, mantıken mümkündür, ama kimsenin bunu yapmaya niyeti yok. Ikincisi, sorunun çözümünü serbest piyasaya bağlı bir ekonomik büyümeye bt- rakmaktan başka çare yok. Ancak, geçen 20 yıl- da, serbest pıyasanın etkisinin hızlaarttığı dönem- de, ekonomik büyüme ne tek tek ülkelerde ne de dünya ekonomisinde, gelir dağılımı üzerinde bek- lenen bir düzeftici etkiyi yapmadı. Aksine, ABD Sendikalar Konfederasyonu Başkanı J. Swe- eney'nin bir başka Davos panelindevurguladığı gi- bi, bu dönemde gelir dağılımı daha da bozuldu. Ikincisi, serbest piyasanın yayılması için devlet, ekonominin yönetiminden, çeşitli üretim, hizmet alanlanndan giderek çekildi. Bu sırada küresel dü- zeyde GATT ve Dünya Tîcaret Örgûtü yoluyla sermayenin üretim, ticaret ve mülkiyet haklanyla özgüriüklerine yenileri eklendi. Birtaraftan özelleş- tirme yaygınlaştınlırken diğer taraftan tahkim ya- sası, telif haklan ve patent koruma yasalan daya- toldı. Işte gelirdağılımı, bu süreç içinde daha da bo- zuldu. Ama bu, madalyonun biryüzü. ••• Madalyonun öbür yüzünde, özelleştirilen kamu hizmetlerinde geçen yıl ortaya çıkmaya başlayan bir seri kriz var. Bu krizler, serbestleştirme ve özel- leştirme konseptlerinin yeniden büyüteç altına alın- masına, sorgulanmasına yol açtı, uzun süredir ilk kez, kamu hizmetlerinde devlet müdahalesini ve planlama gereğini yeniden gündeme getirdi. Ingil- tere'de tren yollannın özelleştirilmesinden kaynak- lanan krizi daha önce bu kösede tartışmıştık. Bu tren yollan krizi ve ilişkin tartışmalar hâlâ sürüyor. Şimdi, tren yollannın toptan ya da kısmen kamu- laştınlması, yeniden Işçi Partisi hükümetinin göz önüne aldığı seçeneklerin arasına girdi. Tüm ka- muoyu yoklamalan ise halkın yüzde 60'ının kamu- laştırmadan yana olduğunu gösteriyor. • • • Benzer bir diğer kriz de ABD'nin Kalifomiya eya- letinde elektrik üretim ve arzında yaşanıyor. Son aylarda Kalifomiya eyaletinde elektrikler birçok kez kesildi, ağır kış koşullannda evler, hastaneler etekfr» rikten yoksun kaldı, fabrikalar durdu. öze\ elektrik şirketleri iflas noktasına geldi. Gelinen noktada he- men bütün analistler krize, serbestleştirmenin, özel şirketlerin kârlannı arttırmaya çalışırken üretim ve kapasite sorunlannı ihmal etmelerinin neden oldu- ğunda birieşiyohar (Chicago Tribune, New York Times, 8.1.2001). Ekonomist yazar Paul Krug- man'a göre, şimdi dönüp halka, "Maalesef, söz verdiğimiz gibi olmadı. Şansınıza küsün, siz öde- yeceksiniz, biz kâr edeceğiz, başka bir seçeneği aklınıza bile getirmeyin" demek büyük haksızlık (NYT-24.1.2001). Bu sırada kamu işletmelerinde elektrik üretiminin ve arzının aksamadan devam ediyor olması, "/Ve yani, devlet üretseydi daha mı iyi olurdu" sorusuna açık bir cevap oluşturuyor (The Nation). Benzer bir kriz, geçen haftalarda Kuzey Hindistan'da yaşandı. Elektrik ağı çöktü. Kamu işletmeleri, elektrik açığını kapamak için özel şirketlere başvurduklannda, fiyatlann bir günde yüzde 300 arttığını gördüler. Elektrik yine kamu iş- letmelerinden sağlandı. Maraştra eyaletinin baş- kanı özel şirketleri kamulaştırmakla tehdit etti; elektrik idaresinin eski direktörü ve en büyük ka- mu elektrik işletmesinin müdürü de dahil, birçok ekonomist, krizden serbestleştirmeyi ve özelleş- timneyi sorumlu tuttu, elektrik üretiminin kamulaş- tınlmasını ve yeni yatınmlaria güçlendirilmesini is- tedi (IPS, 3.1.2001). ••• Buradan, AIDS salgınına geçmek istiyorum. AlDS'li birinin yaşamaya devam edebilmesi için al- rrtak zorunda olduğu ilaç kanşımının piyasa fryat- lanndan yıllık maliyeti 10 bin ila 15 bin dolar. Yok- sul ülkelerdeki hastalann bu yükü kaldırması ola- naksız. Devletlerin de ne bu parayı ödeyecek kay- nağı (büyük bir kısmı borç ödemeye gidiyor) ne de yeterii bir sağhk altyapısı var. Dünyadaysa, halen 32.5 milyon AlDS'li var ve bu sayı hızla artıyor. Ta- bii, Güney Asya'dan Afrika'ya, denetim olmadığı için kolaylıkla gönderilebilen defolu prezervatifle- rin de bu salgının hızlanmasına katkısı oidu, ama bunu bir kenara bırakıp bir avuç dev firmanın üret- tiği ilaçlann fiyatına bakalım. DTÖ'nün dayattığı serbest piyasa kurallanna göre bu ilacı bu firma- lardan, piyasa fiyatından almanız gerekiyor. Ama Brezilya'da "dâhiyane" bir yöntem sayesinde, AIDS'liler, AIDS tedavisi için gerekli ilaç kanş»mını ücretsiz alabiliyoriar. Bu "dâhiyane" yöntem ise aslında çok basit. "DTÖpatent yasasının canı ce- henneme" diyen Brezilya hükümeti, ilacı kendi bi- lim adamlanna kopyalattınnış. Bu yüzden ilacı ko- mik denecek bir fiyattan ürettirebiliyor ve serbest- çe dağıtıyor. Brezilya, bu alanda, piyasanın koy- duğu fiyatı ödemeyi reddettiği, neoliberalizmin ku- rallanna aldırmadığı için halkının yaşamını uzata- biliyor (Tina Rosenberg: Look at Brazil, New Y- ork Times, 28.1.2001). Burada bir ders var, ama acaba kimin için? Yaşam, kalbin iki vuruşu arasındaki zamandır Kolbinizi koruyun TÜRK KALP VAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tek (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle