Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 OCAK 2001 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
MUMCU'YU UNUTMADIK
1/Mumcu'nun bombalıbir suikastsomıcu kaûedilmesinden buyana 8yılgeçti
İVaranlık arökaydınlansın
ölümsüz Z, bir roman adıdır. Bu roman Yu-
nanistan'da son yıllarda yaşanmış bir olayı an-
latmaktadır. Romanın yazarı Vasili Vassilikos,
Yunanistan'a girememektedır. Çünkü yazar ro-
manında, glzli örgütlerce işlenmiş bir cinayeti
hikâye etmektedir. Bir devrimci milletvekili, bir
cinayet sonucu öldürülür. Bir namuslu yargıç
davaya el koyar. Bir gazeteci bütün delilleri tek
tek araştınr. Cinayet bütün aynntılanyla gün ışı-
ğına çıkanlır. Bu olay, önce Yunan kamuoyunu,
sonra da bütün dünya basınını ilgilendirmiş ve
bu konu Yunan asıllı rejisör Costa Gavras ta-
rafından filme alınmıştır. Fılmin Yunanistan'da
gösterilmesi yasaktır. Göreceksiniz bufilmTür-
kiye'de de oynatılmayacak, ünlü Sansur Ni-
zamnamesi gereğince film Türkiye'de de ya-
saklanacaktır. Çünkü, Türkiye'de de, suikast-
lar düzenlenmekte, cinayetler işlenmektedir.
Bu gelişim cici demokrasinin doğal sonucu-
dur. Türkiye tam bir iflasın içindedır. Yönetici-
ler Türkiye'yi yönetemez duruma düşmüşler-
dir. Işçiler, köylüler, öğrenciler, memurlar bu if-
lasın bilincine varmaya başlamışlardır. Toplu-
mun her kesiminde bugünkü dûzene karşı bir
gûvensizlik belirtileh tomurcuklanmaktadır.
Devrimci düşünüş ve eylem, toplumda yankı-
lanmakta ve devrimci örgütlenme aşamasına
GOZLEM
UĞUR MUMCU
KirUBtergeçilmektedir. Devrimcilik, sanatçı duygusallt-
ğından ve aydın gevezeliğinden çıkıp egemen
sınıfların yakın çıkarlannı tehdit etmeye başla-
mıştır. Cici demokrasi, ancak birmali oligarşi-
nin demokrasisidir. Demokratik düzen, işa-
damlannın, toprak ağalannın, yabancı serma-
yenin ve bûyük bürokratlann dûzeni demek
değildir. Işçinin, köylünün, memunın yani tûm
çalışanlann egemen olmadığı bir dûzene, kim
ne derse desin, Batı siyasal bilimcileri ne ad ta-
karsa taksın, bir demokratik düzen demiyoruz.
Egemen sınıflar, kendi düzenlerine demok-
ratik düzen demekte ve bu dûzene karşı çıkan
tüm devrimciteri "demokrasi düşmanlığı" ile
suçlamaktadır. Devrimcileri kamuoyu önünde
yıpratabilmek için devtetin bütün olanaklan kul-
lanılmıştır. Bu yol sonuç vermeyince, devrim-
cileri bölüp aralannda metafizik tartışmalar çı-
kartarak uzlaşmaz birçatşmayolu denendi. Bir
yanda da devrimci hedefier ve kavramlar yoz-
laştınlmaya başlandı. Acıdır ki, birçok devrim-
ci arkadaşımız bu oyunlan kavrayamadı ve
devrimciler birbirlerine hücum etmekle toplum-
culuklannı ispat edeceklerini sandılar.
Bu da yetmedi: "Teoride hoşgörü" ancak
"eylemde biriik" ilkesini savunanlar yine arka-
daşlannca en sert biçimde eleştirildiler. Fakat
bütün bunlara rağmen devrimci düşünceler ge-
lişiyordu. Millileştirme kampanyalan, ulusal or-
du özlemleri çığ gibi büyüyor, devrimci eylern-
lerin etki alanlan genişliyordu. Ordu yüksek ka-
demelerine kadar sıçrayan huzursuzluğu gi-
deımek ıçin yeni çareler arandı. Karanlıklarda
çevrilen dolaplan, kredi yolsuzluklannı, devle-
ti milyonlarca lira zarara sokan suiistimalleri
belgeleri ile bir bir ortaya koyanlara suikastlar
dûzenlenecekti.
Şimdi kamuoyu şu sorulann cevaplannı araş-
tıracak: Kendilerine suikastlar düzenlenen dev-
rimciler şimdiye kadar hangi yolsuzluklan or-
taya çıkarmışlardır?.. Bu yolsuzluklara adlan
kanşanlar kimlerdir ve bunlar devletin hangi
görevlerinde bulunmaktadırlar?.. Devletin sır-
tından milyonlar kazananlan kimler himaye et-
mektedirter?.. Şimdiye kadar bu yolsuzluklar
karşısında neden susulmuştur?..
Insanlara can güvenliği sağlayamamış bir
dûzene hukuk devleti denilemez. Devrimcile-
rin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir
dûzene demokrasi denilemez. Yolsuzluklann
devlet yetkililerini sardığı bir dûzene anayasa
dûzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir.
Bu, hırsızlar dûzenidir. Biz devrimciler hangi
kavganın içinde olduğumuzu biliyoruz.
Amacımız Türk halkına insanca yaşama ola-
nağı sağlamak ve bağımsız Tûrkiye'yi kurmak-
tır. Kardeşimiz, damadımız, oğlumuz, halkın
sırtından milyonlar kazanmadı ki korkalım!
Mustafa Kemal Izmir'de emperyalizmi deni-
ze döktüğü gün, Istanbul hükümetinin idam
fermanını boynundataşıyordu. Bugün de Mus-
tafa Kemalcilerin Damat Ferit'lerden ne korku-
lan olabilir?!..
Devrimcilerölûr, devrimlersûrer. Hodrimey-
dan!..
(29Aralık1970)
DUZYAZI
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)
- Gazetemiz yazan Uğur Mum-
cu'nun 24 Ocak 1993 tarihinde kat-
ledilişinm ûzerinden 8 yıl geçti.
Uzun süre kayda değer bir gelişme-
nin sağlanamayan soruşturmada ilk
somut adım, 17 Ocak 2000'deki
Hizbullah operasyonunun ardından
elde edilen bilgilerle atıldı. Suikas-
tı planlayıp gerçekleştırdıklen öne
sürülen Iran istihbaratı güdümünde-
ki "Kudüs OnhısıT adlı şenatçı te-
rör örgütü elemanlanndan Ferhan
Özmen ile Necdet Yûksel yakalan-
dı ve aralannda Prof. Ahmet Taner
Kışlah. Prof. Muammer Aksoy ile
Doç. Bahriye Üçok'un da bulundu-
ğu laiklik savunucusu aydınlann
katledilmesiyle ilgilı olarak da idam
istemıyle yargılanmalanna başlan-
dı. Mumcu suikastında bombayi
otomobile yerleştirdiği belirtilen
Oğuz Demir'in aranmasına ise de-
vam ediliyor. Demir'in Iran'a kaç-
tığı belirlendi.
,8(ViUür süren Mumcu suikastı^o-
ruşturmasında en somut getışme ge-
çen yıl yaşandı. tçişleri Bakanlığı,
Temmuz 1999 itibanyla yeni birbaş-
langıç yaptı ve özel ekip oluşturdu.
Emruyet Genel Müdûrlüğü eşgüdü-
münde kurulan ve istihbarat ağırlık-
lı oluşturulan özel ekip, 21 Şubat
2000 tarihinden itibaren "Uğur
Mumcu Uzun Takip" (UMUT)
adıyla çalışmaya başladı.
17 Şubat 2000 tarihinde Istanbul
Beykoz'da şeriatçı terör örgütü Hiz-
bullah'a yönelik başlatılan ve yurt
geneline yaygınlaştınlan operasyon-
larda ele geçirilen dokümanlar ara-
sındaki bir rapor, Uğur Mumcu su-
ikastını aydınlatıcı bilgilere ulaşıl-
masını sağladı. Ele geçirilen dokü-
manlar arasında, halen tutuklu bulu-
nan Murat FOiz tarafından yazılan
ve Hizbullah' ın öldürülen lideri Hü-
nyin Veöoğhı na göndenlen rapor-
lardan birinde suikasta ilişkin bilgi-
ler yer alıyordu.
Bazı zanlılan 2 ay boyunca ızleyen
özel ekibin radikal islamcı Tev-
hid/Selam (Kudüs Ordusu) grubu-
, nun suıkastı gerçekleştirdiğine iliş-
kin somut ipuçlanna ulaşması üze-
rine operasyon için düğmeye basıl-
dı. 6 Mayıs 2000 tarihinde Istan-
bul'da örgütün 9 üst düzey üyesi ya-
kalandı. lçişlen Bakanı Sadettin
lantan, yakalananlar arasında
Mumcu suikastının faillerinin bu-
lunduğunu yazılı açıklamayla du-
yurdu. lçişlen Bakanlığı açıklama-
sına göre, örgüt üyesi YusufKarakuş
ve AbdühnecitÇefikemniyet sorgu-
sunda da suikastın faıllen oldukla-
nnı itiraf ettiler.
Yusuf Karakuş ile Abdulhamit
Çelik'e saldınnın gerçekleştıği Uğur
Mumcu'nun Sokağı'nda tatbikat
yaptınldı. Zanlılânn doğru söyleyip
söylemediğınin belirlenmesi için so-
kakta çeşitli şaşırtıcı değişiklikler
yapıldı. Karakuş ile Çelik'in olay
günü Mumcu'nun aracının duruş
yönüne ilişkin açıklamalan çelişti.
Ancak daha sonra ortaya çıkan ge-
lişmeler Istanbul Emniyeti'nin yar-
gıyı yarulttığını, zanlılan suikast ko-
nusunda aynntılanyla bilgilendirdi-
ğini açığa çıkardı.
Yakalananlar
Operasyonun ilk gününde gözal-
tına alınan Hasan Kıbç'ın ifadeleri
doğrultusunda gözaltına alınan Nec-
det YükseTın itiraflanyla da Ferhan
özmen gözaltına ahndı. Bu kişilerin
sorgulannın ardından Yusuf Kara-
kuş ile Abdulhamit Çelik'in Mum-
cu suikastının failleri olmadığı, Öz-
men ile Yüksel'in fail olduğu orta-
ya çıkn. Yüksel'in emniyet ifadele-
Cumhunyet ^?v~
.'<htr Mı»ı*v'\ a bonfoüı uakdsı
Sasturamazlar
ri doğ-
rultusunda Ankara'nın Sincan ilçe-
side farklı yer ve günlerde aralann-
da C-4 plastik patlayıcıyla TNT ka-
lıplannın da bulunduğu çok miktar-
da patlayıcı bulundu. Sanıklann ifa-
delerinden silah ve mühimmatlann
Kudüs Ordusu tarafından tran'dan
gönderildiği anlaşıldı.
Ferhan Özmen, emniyet ve savcı-
lık ifadesinde, Iranlılann kendileri-
ne hedefı isimle vermediğini, "La-
iksiyasetçiot$un,laikgazeteciobun"
şeklinde talimat aldıklannı kaydet-
ti. Tarife uygun kişileri kcndilerinin
belirlediklerinı anlatan Özmen, ya-
bancı kişilere yönelik nokta hedef-
lerin de zaman zaman verildiğini bil-
• 8 yıldır süren Mumcu suikastı soruşturmasında en
somut gelişme geçen yıl yaşandı. îçişleri Bakanlığı
tarafindan kurulan özel ekip, 21 Şubat 2000 tarihinden
itibaren 'Uğur Mumcu Uzun Takip' (UMUT) adıyla
çalışmaya başladı. Bu çahşmalar sonunda suikastı ,
planlayıp gerçekleştirdikleri öne sürülen Iran istihbaratı
güdümündeki 'Kudüs Ordusu' adlı şeriatçı terör örgütü
elemanlanndan Ferhan Özmen ile Necdet Yüksel yakalandı.
mıknartsa bağlandığı düzenek oldu-
ğu anlaşıldı. Olay gününden önce
(cumartesi akşamı) Ferhan Özmen,
Necdet Yüksel ve Oğuz Demir'in
Mumcu'nun evinin bulunduğu so-
kağa geldıklen belırtıldı. Demir ile
Yüksel'in bombayla Karh Sokak'a
gırdikleri ve Yüksel'in gözcülüğün-
de Oğuz Demir'in poşet içindeki
bombayı Mumcu'nun aracına yer-
leştirdiği vurgulandı.
Uğur Mumcu suikastında araca
bombayı yerleştirdıği kesınleşen
Oğuz Demir, tüm aramalara karşın
halen yakalanamadı. Emniyet yetki-
lileri, yapılan çahşmalardan elde
edilen sonucun Demir'in Iran'akaç-
Uğı yönünde olduğunu açıkladılar.
dirdi. Ferhan Özmen'in ifadelerini,
Necdet Yüksel'in ifadeleri de doğ-
ruladı. Ankara DGM Savcısı Ham-
za Kefeş, soruşturmanın ardından 17
sanık hakkında dava açtı.
Bombaafirarda
lddianamede, sanıklardan Necdet
Yüksel'in 7-8 ay boyunca Mum-
cu'nun evi, arabasını bıraköğı yer,
işyeri konusunda araştırma ve istih-
barat çalışması yaptığı belirtildi.
Ferhan Ozmen tarafindan hazırlanan
bombada, patlayıcı olarak 2 kilo 300
gram C-4, elektrikli funye ateşleme-
li, bubi kısmında plastik mandal
olan güç kaynağı olarak pil kullanı-
lan, kurtulma sıstemının mısina ile
Sevenkri, 8 yıl önce kariı bir Ankara sabahı öldürûkn gazetemiz yazan Uğur Mumcn'yu unutmadı.
OkurUunMumcu içinyazdılar
Istanbul Haber Servia - Okur-
lannın Uğur Mumcu'ya özlemi
katle dilişinin ûzerinden 8 yıl
geçmesine karşın sürüyor. Okur-
lar, Mumcu suikastının üzerin-
deki karanhğm hâlâ aydınlana-
madığını vurgulayarak yetkilile-
rin 8 yıldu- aradığı, ama bulama-
dığı katillenn nerede olduğunu
soruyorlar.
Uğur Mumcu için açılan anı
defterinde. okurlan duygulanm
şöyle dile getirdiler:
Serdar Sevinç: Biten bir şeyler
varsa o, sizler değilsiniz. Yaşa-
mayan güzel şeyler varsa onlar
da sizler değilsiniz. Utancımız
büyüktür. Bizim içimizde, gidi-
şiniz bile öğretiş oldu.
Kambar Han: Siz katledildik-
ten sonraAhmetTaner Kışlah da
katledildi. Sizin gibi araştırmacı
yazaralanmızın ebediyete intika-
linden sonra Türkiye'de çeteler
cirit atmaya başladı. Çünkü, kim-
seden korkulan yok, meydanı
boş buldular, unutmasınlar ki si-
zi okuyan ve sizi anlayanlar bu
meydanlan onlara dar edecekler.
YusufKorkmaz: Siz katledile-
li gerici, bağnaz ve çıkarcı insan
gruplan bile vicdan muhasebesi
yapar oldu. tnanın sizin bayrağı
bıratığınız yerden, biz genç nesü,
Cumhuriyeti nice yıllar taşıyıp
kollayacağız.
BeğümNalbant: Bizler hür dü-
şüncenin emanetçileriyiz. Şu gü-
ne kadar biz Türk gençliğine ve
Türk toplumuna ışık tuttuğunuz
için sonsuz teşekkürler.
Muzaffer Boz: Hepiniz bu ül-
kenin karanhğına ışık oldunuz.
Özlenı Guzei: Bizler, sızleriz.
\fe bizi teker teker öldürseler bi-
le, asla başaramayacaklar. Ke-
malizm sonsuza kadar sürecek.
AB ^ t : Adı güzel Uğur. Ana-
dolu'ya aydınlık gerekti, aydın-
lığa kıvılcım. Kıvılcun adin ol-
du, aklınuzdasın.
ErasianAksoy:Şımdı bir oğlum
var, ismi Uğur. Ve daha binlerce-
sinin var olduğuna inanıyorum.
Civan Argönül:Tüm kirlî
oyunlann açığa çıkması bizleri
olduğu kadar seni de mutlu ede-
cek eroinim. Bu dilekle seni say-
gı ve sevgi ile anıyorum.
FertuoıErgun: Fikirlerinle ya-
şıyorsun, gençler senin izinde
yürüyor.
Ş. Karagöz: Eğer yazdıklannı
dikkate alsalardı, "vehattahıya-
net, delalet içinde ounasalardı"
sen hâlâ yaşıyor olurdun. Ama
eserlerinle zaten yaşıyorsun.
Kalpaksız Kuvayı Milliyeci,
Cumhuriyeti sonsuza kadar sa-
vunacagız.
Fevziye Kasaroğlu: Senin ki-
taplanm okudum gençliğimde,
kızım da okuyor kitaplannı. Se-
nin fiziksel olarak aramızdan
kaybolman bizleri, savunduğu-
muz ideallerimizden asla vazge-
çirmeyecek.
Sfiheyla Genç: Etkili ve yetkı-
li kişilerin arayrp da bulamadığı
katiller acaba nerede? Biz vefa-
sız olmasaydık, biz duyarsız ol-
masaydık, biz korkmasaydık, biz
susmasaydık, kimin gücü yeter-
di Uğur Mumcu'yu öldürmeye?
irfanKuruüzüm: Senden özür
diliyoruz. Ne senin ne de diğer
aydınlanrruzın katillerini bula-
rnadık. Bu sistem içinde de bu-
lunacağını sanmıyoruz. Maale-
sef halkın hâlâ uyanmadı.
özmen ve Yüksel emniyet, DGM
savcıhğı ve yargıca verdikleri ifade-
lerinde suikastı aynntılanyla anlat-
ülar. Tutuklanarak cezaevine gönde-
nlen Özmen ve Yüksel, DGM'deki
14 Ağustos 2000 tarihindeki ilk otu-
rumda sorgu vermediler ve emniyet-
te işkence gördükerinı iddia ettiler.
Uğur Mumcu'nun katilleri Ferhan
özmen, Necdet Yüksel ve Oğuz De-
mir'in Iran'da El Buruz Dağı'nın
eteklerindeki kampta askeri ve siya-
si eğitim aldıklan belirlendi. UMUT
operasyonu çerçevesinde Adapaza-
n'nda bir depremzedeye ait kontey-
nerde Kışlah'nın aracına bombayı
yerleştiren Rüştü Aytufan ile birlik-
te 4 kişi yakalandı. Haklannda açı-
lan dava ilk UMUT davasıyla bir-
leştirilirken davada 21 sanık yargı-
lanmaya başladı. Davanın aralık
ayındaki oturumunda Türk Ceza Ya-
sası'nın "yardun ve yataldık" suçu
ile Terörle Mücadele Yasası uyann-
ca 4 yıl 6'şar aydan 7 yıl 6'şar aya
kadar ağır hapisleri istenen Arif la-
n, Derviş Polat, Yüksel Pekdemir ve
Ismaü Koçhan tahliye edıldi.
10 idam isteniyor
UMUT davası iddianamesinde
Ferhan özmen, Necdet Yüksel, Hak-
kı Selçuk Şanh, YusufKarakuş, Ab-
dülhamıt Çelik, Hasan Kılıç, Rüştü
Aytufan, Muzaffer Dağdeviren, Fatih
Aydm ve Mehmet Şahin'in TCY'nin
"Anayasaldûzenizorlabozmayakal-
ktşmak" hükmünü düzenleyen
146/1. maddesine göre ölüm cezası-
na çarptınlmalan isteniyor. Sanık-
lardan Mehmet AB Tekin ve Taüp
ÖzçeBk hakkında TCY'nin "Devle-
tin emniyetine karşı sflahh çete kur-
mak" fiilinı düzenleyen 168/1. mad-
desi ve TMY'ye göre 22 yıl 6'şar ay
ağır, Mehmet Kasap, Mehmet Gû-
rova,AdflAydm ve MuratNazhhak-
kında ise "yasadışı örgüt ûyeâ" ol-
mak fıilini düzenleyen 168/2. mad-
desine göre 15'er yıldan 22 yıl 6'şar
aya kadar hapis isteniyor.
Arif Tan. Musa Koca, Derviş Po-
lat, Yüksel Pekdemir ve tsmail Koç-
han'ın da TCY'nin ''yardun ve
yatakhk"suçunu düzenleyen 169.
maddesine göre 4 yıl 6'şar aydan 7
yıl 6'şar aya kadar ağır hapis is-
teniyor.
NE .
ZAMAN?Yurt için, halkı için, namus,
erdemlik için
Savaşanlar, kahpece öldürülüyor,
niçin?..
Ne biçim bir kin ki bu ürüyor için
için!..
Kubilay'la başlayan bu evrim
düşmanlığı,
Din, şeriat adına bu çirkefler ba-
tağı,
Neden bastınlmıyor, bu cinayet
atağı?..
Muammer Aksoy sonra, Çetin E-
meç'ti kurban.
Bahriye Üçok ile Uğur Mum-
cu'ya kıyan
Zalimlerin zulmüne, dur,
denecek, ne zaman?..
Ne zaman yeşerecek kanla su-
lanan toprak?..
Madımak kara leke, temizlenirse
ancak,
Banş rüzgârlanyla dalgalamr bu
bayrak!..
Ali Arslan Arslanerer
Ocak 1998
ORHAN BtRGtT
Anayasasına BekçHik
Yapan Mahkeme...Anayasa Mahkemesi'nin önceki gün yayımladığı
açıklamaya, \sler"muhtıra" ister"uyan" deyiniz.
Yüksek mahkeme, tarihinde ilk kez, oluşumunu ve
gücünü aldığı anayasayı koruma ve kollama göre-
vinin öncelikle kendi görev alanı içinde olduğunu ka-
rara bağladı. Oysa bugüne değin, anayasa mahke-
melerinin, öncelikle yürürlükteki yasalann, anayasa-
ya uygun olup olmadığını söyleyebilecek tek ve son
organ olduğunu düşünüyorduk. Bu nedenle de ya-
sama organının, anayasada değiştirilemeyeceği ka-
yıt altına alınmış az sayıdaki temel kurallar dışında
dilediğı değişikliğı yapabileceğine inanarak asıl ola-
nın bu değışikliği gerçekleştırecek siyasi ıradenın ar-
kasındaki parmak sayısı olduğunu sanıyorduk.
Fena halde yanılmışız.
Yüksek mahkeme, özellikle şu 69. madde ile ilgi-
li değişikliğin yasalaştınlmasını beklemeden, hatta
görüşmelerin genel kurula indirilmesine de gerek
görmeden çok nazik biçimde harekete geçti. İlk
aşamada, başkanını ve üç üyesini siyasi iktidann ba-
şı olan başbakana gönderdi. Geçen haftanın son iş-
gününde yapılan bu görüşmeden hemen sonra da
pazartesi akşama doğru, o tarihsel açıklamasını
yaptı.
Açıklamanın, yazılı bir not olarak görüşme sıra-
sında sayın başbakana da sunulduğunu sanınm.
Mahkeme, tek sayfalık "Basın duyurusunda topla-
nan görüşlerini, ilk bakışta demokratikleşmeyolun-
da yeni aşamalar kazanmak isteyen bir ûlke için
gerekli değişiklikler olarak algılayanlara, yanılgılan-
nı bir bir antatıyor."
Siyasi partılerin, devletin ülkesi ve milletiyle bö-
lünmez bütünlüğüne yönelik faaliyetlerde bulunma
özgürlüğüne sahip olamayacağını anımsatıyor. 69.
maddedeyapılması düşünülen değişikliğin, cumhu-
riyeti korumasız bırakmaya yönelik olduğunu söy-
lüyor."
Parti kapatmada, mahkeme üyelerinin tam sayı-
sını üçte iki olarak arayan ve çıtayı yükseltmeye yö-
nelik değışıklıği, azınlıkta kalacak "karşıt" oylann
egemen yapılması olarak değerlendiriyor.
Ve en önemlisi, bu değışıklık girişımınin, kendisi-
nin göruşmekte olduğu bir davaya müdahale oldu-
ğunu söyleyerek eklıyor:
"Parlamento, kuvvetler aynlığı ilkesini zedele-
memeli; Anayasa Mahkemesi'nin demokratik te-
mel dûzeni koruma görevi engellenerek doğacak
tehlikeler bilinmelidir."
Sahip olduğumuz değer...
1962 yılından bu yana, kendi teşkilat kanunu ile
kurularak çalışan Anayasa Mahkeme'li bir dûzene
sahip olmanın değerini, sanınm bu son"öas/n du-
yurusu'na kadar böylesine içımize sindirememişiz-
dir.
Anayasa Mahkemesi gün gelmiş parlamento-
nun yaptığı bir yasa için, kendisine başvuru halin-
de karar vermiştir, gün gelmiş Yüce Divan görevi
yapmıştır.
Ama kendisine de var olma ve görev yapma hak-
kını tanıyan anayasa üzennde tehlikeli oyunlara kal-
kışılması karşısında, oturup beklemeyi, böylelikJe
hiç beklenmedık bir anda ülkeyj bunalıma sokacak
koşullann doğmasına yeşil ışık yakmayı içine sindi-
rememiştir.
önce başkanını ve bir grup temsilcisini başbaka-
na göndermiş, aynı anda bu kaygılarını cumhur-
başkanı ile kapalı kapılar ardında paylaşmış, he-
men sonra da kamuoyunu, olup biteceklerden ha-
berli kılmıştır.
Çok da iyi etmiştir.
Hükümeti oluşturan partiler, yanlışın neresinden
dönülürse kârdır düşüncesiyle, değişiklik girişimle-
rini durdurmuşlardır.
Ama, değişikliğin ödünlerini bir an önce kazanç
hanesine yazmanın dayanılmaz iştahına kendisinı
kaptıran Fazilet Partisi'ne verdikleri sözü de tutama-
mış bir duruma düşmüşlerdir. O sözü, biçimset ola-
rak gerçekleştırmiş görünmek için 69. maddedeyü-
zeysel değişiklikler yapmış olmak, FP'yi elbette tat-
min etmeyeceği gibi siyasi iktıdara 69. maddeyi de
içeren paket karşılığında venlmiş olan ödünler, içer-
deki kavgayı da kızıştıracaktır.
Ve belki de FP'nin yıldız falında, hiç beklenmedik
birAnayasa Mahkemesi ilamının da ucu görünecek-
tir.
Tann ağzımdan alsm, ama Türkiye bir erken se-
çime mi gidiyor?
Faks:0212-6770762 ;
E-mail:obirgit(ae-kolay net
Akılda kalan sorular
Ferhan Ozmen
korundu ıııu?
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - U-
mut soruşturmasımn
açığa çıkardığı bilgi-
ler, gündeme yeni so-
rulann gehnesine ne-
den oldu.
• Uğur Mumcu
suikastına kanştıkla-
n belirtilen Ferhan
Özmen 31 Ocak
1990'daişlenen Mu-
ammer Aksoy ve 6
Ekim 1990'da işle-
nen Bahriye Üçok ile
21 Ekim 1999'daiş-
lenen Ahmet Taner
Kışlah suikastlannın
failleri olmakla da
suçlandı. Ankara'da-
ki bazı diplomatlann
öldürülmesine de ad-
lan kanşan Özmen
ve Necdet Yüksel,
yaklaşık 9 yıl sürey-
le Ankara'da nasıl el-
lerini kollannı salla-
yarak dolaştılar?
• UMUT iddi-
anamesinde, Öz-
men'in "Kudüs Gü-
cü" adlı Iran gizli ör-
gütünün elemanlan
ve Iran- İstihbarat
Servisi SAVA-
MA'nm ajanlanyla
sık sık görüştüğü,
sık sık tran'a gidip
geldiği belirtiliyor.
ıran gızli servis ele-
manlan Türkiye'de
nasıl cirit atıp su-
ikast talimatlan ve-
rebildiler?
• UMUT operas-
yonunun başlangı-
cında YusufKarakuş
ile Abdulhamit Çe-
liki "suikastlar ko-
nusunda bilgUendire-
rek yönlendiren em-
niyet görevlikri hak-
kında Ankara DGM
Cumhuriyet Başsav-.
cıhğı'nın suç duyuru-
su" hakkında Istan-
bul DGM Cumhun-
yet Başsavcılığı tara-
fından nasıl bir ışlem
yapıldı?