18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 OCAK 2001 SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER İşçisendikalan asgariücrete karşı çıktyor, kanuı sendikalan ücretzammınıyetersiz buluyor 2001 eylemyılıolacak• Sendika başkanlan, 2001 yılının eylemlerle geçeceği mesajlannı veriyor. Hükümete karşı yapılacak eylemler, Emek Platformu toplantısında karara bağlanacak. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, "Hükümete adım attırmak, emek örgütlerinin etki gücüne bağlıdır" dedi. ANKARA/tZMtR (Cumhuriyet) - Emek örgütlerinin, 2001 yılı başında gerçekleştireceği Emek Platformu Başkanlar Kurulu toplantısında etkili eylem kararlan alması bekleniyor. Işçi sendikalan açıklanan asgari ücrete karşı çıkarken kamu sendikalan da yüzde 10'luk ücret zammı ve memurlara sendika hakkı tanıyan tasanyı protesto ediyor. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, memurlara grev ve toplusözleşme hakkı tanımayan tasanyı eleştirerek "Tektip sendika dayatması var" dedi. Hükümetin uygulamalanna karşı emek örgütlerinden protesto sesleri yükselmeye devam ediyor. 2001 yılının eylemlerle geçeceği mesajını veren sendika başkanlan, Emek Platformu toplantisına hazırlanıyor. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem, siyasi tasarruflarda bulunduğunu söyledigi hükümetin olumsuz tutumuna karşı emek örgütlerinin birlikte hareket etmeleri gerektiğine dikkat çekti. Memurlara verilen yüzde 10'luk zammın iyileştirilmesıne yönelik hükümetten herhangi bir açıklama gelmediğini anımsatan Erdem, "Hükümete adım atûrmak emek örgütlerinin edd gûcfine bağndır" dedi. 'Eylemler güçlendirümeli' 2001 yılının eylemlerle geçeceğinin çok açık olduğunu belirten Erdem, emek örgütleri arasmdaki uyumsuzluğu da eleştirdi. 1 Aralık tarihindeki ışbırakma eyleminde istenilen katılımı yakalayamadıklannı kaydeden Erdem, "1 Arahk'ta Türkrye'nin börün alanlannı dokhırduk, ancak buna karşın arzu erüğimiz noktaya geiemedik" dedi. Emek Platformu'nu oluşturan bileşenlerin artık "Etini taşın amna koymas" gerektığını anlatan Erdem, 2001 yılında birleşik sendikal anlayışla emek hareketini ön plana çıkartacaklannı söyledi. Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve memurlara sendika hakkı getıren yasa tasansının temel sendikal özellılden taşımadığını ve antidemokratık hükümlerle dolu olduğunu belirten Erdem şöyle konuştu: "Tasanda, kamu sendikalannın uluslararası sendikal örgütterte işbirtiği içine girümesi yasaklamyor, grev ve toplusözkşme hakkı tanınmıyor. Tek tip sendika dayatmaa yapıhyor. Biz bu haüyie tasanyı tümden reddediyoruz. Tasan, ILO standartUnna uygon hak getirflmelidir. Bu zaten anayasal bir zorunluluktur." Asgan ücretın net 102 mılyon lira olarak açıklandığı gün "Bu ûcretie emek örgütleri alanlara davet edilmiş oldu" diyerek eylem yapacaklannı açıklayan Türk-lş de Emek Platformu'nun 2001 yılmda gerçekleştireceği toplantıyı bekliyor. Dığer yandan Türkiye Kamu- Sen Genel Başkanı Resul Akay, kamu çalışanlanna sendika hakkı veren tasannın çıkartılmaması ve hükümetin emekçileri ezen politikalannın sürmesi durumunda "açhkgrevF' yapacağını açıklamıştı. KESK îzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Enerji Yapı Yol-Sen Izmır Şube Başkanı Afim Murathan. sermayenin dünyada olduğu gibi ülkemizde de krize çare olarak düşük ücretleri, sendikasızlığı, özelleştinneyi, taşeronlaşmayı temel politikalar olarak benimsediğini vurguladı. 2001 yılında çalışanlar üzerindeki sömüriinün, halk karşıtı ekonomik polıtücalann, antıdemokratik ve baskıcı uygulamalann süreceğini vurgulayan Murathan, "Emek örgütJeri ve demokrasi gûçleri bu gidişat karşısmda sessiz kahnayacak, ekonomik ve demokratik talepler için daha etkili mücedek biçimini oluşturacaknr" diye konuştu. Doktorlann isyanı Îzmir Tabip Odası Başkanı Op. Dr. Fatih Sürenkök de 2000 yılının hekimler açısından olumlu geçmediğini söyledi. Özellikle Sağlık BakanJığı'na bağlı kuruluşlardaki kadrolaşmanın çalışma banşı açısından son derece kaygı verici boyutlara ulaştığını belirten Op. Dr. Sürenkök tepkısıni söyle dile getirdi: "Sağlık Bakanı Osman Durmuş, 'Hıfzıssıhha Enstitüsü'nden solculan uzaklaştırmakla hata ettik' diyerek devlet adamhğı konusundaki dddiyetini ortaya kqymuş ve bu suçunu itirafetmistir. Hiçbir dönemde, başhekimler ve sağbk müdüriüğü bünyesinde bu kadar kadro değişikliğiyasanmamıştır.2000yıh SSK'nin hızia çökertflmesi uygulamasma devam edilen bir yıl olarak geride kabmşür. Ama karariıyız 2001 yıh başmdanföbarenhaklanmızı alana dck beyaz eylemler devam edecek." tşçi ve memur sendikalan yetkilileri, 2001 yıhnda haklannı savunmak için meydanlara ineceklerini söyiüyoriar. MESS'in arastırması Ençok işkazası Marmam Bölgesi'nde ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Metal Sanayicilen Sendikası'nın (MESS) 71 bin çalışan arasında yaptığı araştırmarun sonuçlanna göre iş kazalannın en önemli nedeni dikkatsiz çalışma olarak belirlenirken denetim eksikliği ve işverenin ihmali nedeni ıle de bırçok iş kazasının meydana geldiği ortaya çıktı. Araştırma, en fazla kazanm demir çelik sanayiinde çalışan işçüer arasında meydana geldiğini ortaya koyuyor. Erkek çalışanlar, kadmlara oranla daha fazla iş kazasma maruz kalırken en fazla kaza Marmara Bölgesi'nde yaşanıyor. "MESS üyelerinde iş kazalan ve meslek hastakhklan" konulu araştırmanın sonuçlan, meslek kazalannda metal iş kolunda çalışan işçılerin yüksek risk içinde bulunduklannı ortaya koydu. Aynı araştırma işverenin alması gereken yeterli önlemleri abnadığını ve denetim eksikliği nedeni ile çahşanlann iş kazalanna maruz kaldıklannı da belirlerken en fazla meslek hastalığı aydınlanma cihazlan işkolu çalışanlannda görülüyor. Kayıp işgûnleri İş kazalannda güvensiz hareketler içinde dikkatsiz çalışma yüzde 67.6'lık oranla ilk sırada yer ahyor. Kazalar nedeni ile geçtiğimiz yıl içinde kaybolan ışgünü sayısı ise 80 bin 594 olarak belirlendi. Kayıp işgününün hesaplamasında, geçici ve süreİdi işgörmezlik ile maluliyetle sonuçlanan kazalar sonucunda çalışılmayan işgünü dikkate alındı. 2000'de ücret artışlan enflasyon oranının altmda kaldı, sosyal haklar budandı Çahşaıılarm kayıp yıh Kaımı yahşanbiTT, zflflfl yıhmfa ITVtF'nin rpypfHeri riognıttıısıında hftyiık iM-tirt kayıplarma nğrariı. Hnkiîmrt,yaphgı rinwnlemrffTİı»c«hyinhw^ rfarhp vıırrin AIİER 2000 yılı çahşanlann ve emeklilerin kayıp yılı oldu. IMF'nin çerçevesini belirle- diği ekonomik programı en katı şekliyle uygulayan hü- kûmet, çalışanlan ve emek- lileri 2000 yılında ciddi ücret ve maaş kayıplanna uğrattı. KESK'in araştırmasına gö- re, Ocak 2000'in başında 427 dolarolan 1/4 derecedeki öğ- retmenin maaşı Arahk 2000'de 395 dolara düştü. Ekonomik program gereği döviz kuruna uygulanan bas- kı gözönüne alındığında, do- lar bazındakı reel maaş kay- bının daha da fazla olduğu ortaya çıkıyor. Yüzde 40 ci- vannda gerçekleşmesı bek- • IMF'nin çerçevesini belirlediği ekonomik programı en katı şekliyle uygulayan hükümet, çalışanlan ve emeklileri 2000 yılında ciddi ücret ve maaş kayıplanna uğrattı. KESK'in araştırmasına göre, Ocak 2000'in başında 427 dolar olan 1/4 derecedeki öğretmenin maaşı Arahk 2000'de 395 dolara düştü. lenen yıllık enflasyon oranı- na karşm, ücretlerde sağla- nan yıllık artışlar şöyle: Memur maaşlan: Ocakta yüzde 15, haziranaymdayüz- de 3.6, temmuzda yüzde 10. Asgari ücret:Ocak ayında 80 milyon 550 bin lira net olan asgari ücret, temmuz aymda 87 milyon liraya yük- seltilcrj ve 2000yılı sonunaka- dar bu rakamda kaldı. Özri sektördearüşlar: Özel sektördekı istıhdamın yansı kayıtdışı ve asgari ücret ve- ya altmda ücretle çalışnnlryor. Çok sayıda sendika sıfirzam- ma yakuı oranda sözleşmele- re imza atmak zorunda ka- ldı. İşgüvencesinetehdit: 1999 yılmda "mezarda emekülik" olarak bilinen sosyal güven- lik düzenlemesi ile çahşanla- nn sosyal haklannı önemli ölçüde budayan hükümet, 2000 yılmda memurlann iş güvencesini yok etmek ama- cıyla yoğun çaba harcadı. Ka- mudaki "bölücü-şeriatçıme- muriarı temizlemek" ıddi- asryla hazırlanan kanun hük- mündeki kararname, Cum- hurbaşkanı AhmetNecdetSe- zer tarafından anayasaya uy- gun bulunmayarak onaylan- madı. Hükümet, düzenleme- yi yasa ile gerçekleştirmek için çalışıyor. Sendikalara darbe: Çalış- ma Bakanlığı, temmuz aym- da aralannda Tekstil Işçile- ri Sendikası 'mn da bulundu- ğu, 6'sı DİSK üyesi 10 sen- dikanm toplusözleşme im- zalama yetkisini "yfizde 10'luk işkolu barajmın alto- na düştükleri'' gerekçesiyle düşürdü. îşsizlik sigortası. Işsizlik Sigortası Yasası 1 Haziran günü yürürlüğe girdi, ancak beklentileri karşılamadı. Sendikalyasaklarveengei- ler: ILO'yaygun iş güvence- si yasası çücanlmadığı için 2000 yılında da sendikalaş- mak ısteyen işçi kendisini ka- pı önünde buldu. Bu amaçla hazırlanan yasa taslağı işve- renlerin baskısı sonucuerte- lendi. Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan. kamu çalışanlan sendücalan yasasınm "grevw toplusörieşme" hakkmı kap- samayacağmı söyledi. Sosyal güvenlifcBireysei Emeklilik Yasası çıktı. Ozel istihdam bürolannm kurul- masma izin verildi. SSK'de- ki düzenlemeyle bazı hasta- neler işletme hastanesine dö- nüştürüldü. DUZYAZI ORHAN BİRGtT Kadınlar Susarsa... Geçen yüzyılın son günlerinde, ülkenin önemli bir işadamının eşi, bir yandan başbakanın evine çekil- mesi yönünde istek belirtirken öte yandan DSP Ge- nel Başkan Yardımcısı için de "Elinin hamuru ile hü- kümet işlerine kanşmasın" diye buyurdu. Sayın Türkân Sabancı'nın yakın zamana kadar, politik görüşler açıkladığını da okuyup duyan olma- mıştı. Ama o da üstelik ikinci binyılı yurtdışında kar- şılamak için bir yerlere uçarken, sadece başbaka- nın, evine çekilmesini istemekle kalmadı, en az son yirmi yıldır eylemli siyaset içinde bulunan Rahşan Ecevit'e de kırmızı kart gösteren bir tavnn sahibi ol- du. Türkân Sabancı'nm bu ani çıkışıyla, aynı günler- de 2001 yılında DSP ile CHP'yi Deniz Baykal baş- kanlığında birleştirmek isteyen ve kaynağını işa- damlanndan aldığı yazılan proje haberleri arasında bir bağlantı mı var? Yoksa böyle bir istek salt bir rast- lantının ürünümüdür dersiniz ? Başbakan, Türkân Sabancı'nın kendisine yöne- lik önerilerini "vatandaşlık hakkı" olarak yorumladı; ama eşinin DSP'nin kurucusu olduğunun altını çi- zerek "Ona yöneltilen ıtham ve ısteklerin yersiz o/- duğunu" söyledi. Kadınlara seçme ve seçilme haklarının verildiği 3 Aralık 1934'ten bu yana altmış yedi yıl geçmiş. O attmış yedi yıl içerisinde, Türk Kadınlar Partısi isim- li ve kuruluşu sadece Içişleri Bakanlığı'ndaki arşiv- lerde kalmış olan partiyi saymazsanız, üç kadın po- litikacımız siyasi partilerde genel başkan konumu- na gelebilmişler. Bunlann ilki rahmetli Behice Boran'dır.Türkiye İşçi Partisi'nde Mehmet Ali Aybar ile hem adam akıl- lı çekişme içine girdi. Hem de partinin ondan son- raki lideri olmakla kalmadı; Türk sosyalizmine dam- gasını da vurdu. DYP'nin şimdiki genel başkanını da bu üç isim ara- sında görmek zorundayız, ama "sanşın güzel kadın" imajının yayılmasım en çok isteyen bir kadının poli- tikaya nasıl girdiğini ve nasıl genel başkan olduğu- nu, olduktan sonra da partisini nerelere getirdiğini bildiğimiz için, Boran'dan sonraki süreçte, kadın politikacılar tarihine asıl damgasını vuran ve bugün de bu misyonunu sürdüren kişinin Rahşan Ecevit ol- duğunu kabul etmeliyiz. Rahşan Hanım'ıseveryadasevmezsiniz. Amaşa- yet bu ülkenin siyasi tarihini yakından bilmek isti- yorsanız, özellikle 1965-1980 arasmdaki CHP'nin so- la acılış ve halkla özdeşteşme hareketi içerisinde, onun Bülent Bey'e verdiği içten desteğın, birçok siyaset- çinin evinden çok farklı olduğunu öğrenmelisiniz. O dönemde, CHP Tanıtma Bürosu adı ile kurul- muş ve partiye küçük bağışlar karşılığında, yine kü- çük ama sürekli bir gelir kaynağı sağlayan hareket, sadece CHP'nin değil, o güne kadar kurulmuş tüm siyasi partilerin bile alışmadığı bir yeniliğe imzasını arrnıştır. Örgütlero döneme kadar tanıtım malzeme- sini bedava gönderilen koliler olarak görürken, Rah- şan Ecevit bunlann seçimlerde sadece propagan- daya yönelik olmakla kalmayan, ama adaylarca kar- şılığı ödendiği için değerlen bilinmesi gereken şey- ler olduğunu anlatmakta hayli zorlanmıştır. Ataerkil yapısı, politikaya da damgasını vuran bir Türkiye'de eşi ile köy kasaba gezen, miting kürsü- sü paylaşan, dahası suikast gınşımleri karşısına da birlikte dikilen de Rahşan Hanım'dır. 12 Eylül son- rasının Rahşan Ecevit'i, iğne ile kuyu kazanlann bi- le sabıriannı zorlayacak birsistem içinde DSP'yi ku- rup örgüttemeye çalışan kurucu genel başkandır. Yal- çın Doğan'ın Cumhuriyet'te Bayan Ecevit'ın izmir milletvekili adayı olarak yürüttüğü propaganda ça- lışmalannı anlatan röportaj-haberini arşivimden bu- lup çıkarabilseydim, Türk basınının DSP'nin köksal- ma çabalan karşısındaki küçümseyen tavn için çok önemli bir yakın tarih tanığını bugüne taşıma olana- ğı bulurdum. Hemen söylemeliyim. Rahşan Hanım yasaklı eşi adına büyük bir siyasi hareketi yurütürken, akşam- lan da evinde "elinin hamuru" ile yemeğini hazırla- mayı ihmal etmiyordu. Yine hemen söyleyeyim. Uzun yıllardan beri Rah- şan Hanım'la, benden kaynaklanmasa da, aramız- da o eski yıllann yakınlığının olmaması, hakkın tes- limini inkâra yöneltmez beni. Doğru, her yerde ve her zaman doğrudur. Bayan Ecevit, bugün Türkiye'nin parlamentoda birinci par- ti olarak temsil edilen siyasi hareketin özellikle ör- gütlenme eylemini üstlenen genel başkan yardım- cısı olarak dilerse elbette hükümetin icraatı üzerin- de de göruş bildirmelidir. Bu, tıpkı öteki vatandaşlar gibi, onun da hakkıdır; üstelik politikayı.politikaringindeyaptığı için de oyu- nu kuralian ile oynamaktadır. Ne garip bir toplumuz. Işadamlanmız, ülke poli- tikası üzerinde görüş bildirmek gibi bir hakkı salt kul- lanmakla kalmıyor, o politikayı taban ve tavan sınır- lan ile çizme görevinin de tannsal buyruklarla ken- dilerine verildiği gibi bir misyonu üstlenmeyi doğal karşılıyorlar. Yine ne garip bir toplumuz. Bu ülkede kadın nüfusu, erkek nüfusundan çok. Ama kadınlann siyasette daha çok temsil edilmesi için kurulmuş kimi demeklerimiz, özellikle medya- mızdaki kadın yazar, çizerierimiz, birhemcinslerinin bir başka kadın politikacı için "elinin hamuru ile bu işlere kanşmasın" buyruğu karşısında ağızlannı bi- le açmamayı doğal sayacak kadar dingin ve sus- kun kalabiliyorlar. Faks:0212-677 07 62 E-mail:obirgit a e-kolay net. 37 ülkede 3.5 milyon yurttaş Dünyanuı dörtbir yanında Türkvar tSTANBUL (AA) - Avustralya'dan Güney Af- rika'ya, ABD'den Kana- da'ya, Japonya'dan Ür- dün'e ve hemen hemen tüm Batı Avrupa ülkele- rinde vatandaşlanmız ya- şıyor. 37 ülkede yaklaşık 3.5 milyon Türk vatanda- şı bulunurken, bunlann 1 milyon 200 bine yakını bu ülkelerde işçi olarak çalışıyor. Çalışma Bakanlığı ve- rilerine göre, aralannda Almanya, Fransa, Hollan- da, Ingıltere, Norveç, Avustralya, ABD, Güney Afrika, Japonya, Kanaia, Türk cumhurıyetleri ıle Ortadoğu ve Kuzey Ari- ka ülkelennin de buluı- dugu 37 ülkede, 3 mıljon 457 bin 158 vatandaşıraz yaşıyor. Bunlardan 1 mily>n 190binl20'sibuülkek- de işçi olarak çalışırkn, 282 bin 877 vatandaşırsz da kayıtlı işsiz olarak p- rülüyor. Ençokvatana- şımız Batı Avrupa ülkee- nnde bulunuyor. Alma- ya, 2 milyon 107 bin 46 kışi ile en fazla Türk h- nndıran ülke.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle