17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 OCAK 2001 SALJ O L A Y L A K \liı OOKUŞLJlJK. [email protected] S on yıllarda ülkemizde, bazı çevrelerde, demokrathk ve aydın olma niteliğinın olmaz- sa olmaz bir gereğı olarak düşünülen, Mustafa Kemal Atatürk'e ve onun bıraktığı eserlere saldırmanın dayanılmaz hafıflığı ya- şanmakta. Kinu gazetecı-yazarlannya- nı sıra bilım adamı olarak adlandınlan ve toplumun önde gelen bireyleri diye kafamızda kodladığımız bazı kışiler, ne yazık ki, böylesi bir eylemin son yıllarda ve özellikle bugünlerde bayrak- tarlığını yapmakta. 20. yüzyü, ınsanlık tarihinin en önem- li olaylanna tanıklık etmiş bir zaman di- limi olarak anıhrken, o dönemde ulus- lann yaşammda önemli liderler ortaya çıkrruştır Bu Ingiliz devlet adamının deyişiyle, kendısine 'dâhi'denilmesine neden olabılecek işleri kısa sayılabile- cek yaşamına sığdıran Mustafa Kemal Atatürk'ün başanlan ve eserlennin de- ğeri, ne yazık ki günümüzde toplumu- muza bilerek ya da bilmeyerek tam an- lamıyla anlatılmamakta ya da anlatıla- mamaktadır. Bugün, ülkemız nüfusunun önemli bir çoğunluğunu oluşturan genç kuşak- lara, tören Atarürkçülügü diyebileceği- Bir Ulusun Lideri Olmak... PlDf. Dr. Suat GEZGİN10 tletişim Fakültesi Dekanı miz, ıçı boşaltılmış birkavram dışında, O'nun hakkında bilgi aktanmı yok de- necek kadar azdır. Oysa, o dönemın ko- şullanru anlatan en.azındangörsel ve işit- sel belleğe seslenen değerli eserierin ülkemizde üretılebüdiğinı bılmekte ve takdir etmekteyiz. Örneğin, çok yakın bir geçmişte televizyonlarda da oynaü- lan 'Cumhuriyei' ve 'Kurtuluş' gibi fılmler çekilmiş, güçlü kadrolan ve se- naryolan ile bu yapımlarda dikkat çe- kici başanlar elde edilmıştir. Yaşamış olduğu dönem göz önünde bulundurulduğunda, güçlü ve demok- rat kişilıği, devlet adarnlığının yanı sı- ra asken alandakı dehasıyla da çağdaş- lan arasından hemen ayırt edilebilen Mustafa Kemal, aynı zamanda ileri gö- rüşlü bir lider olarak da tarihte yerini al- mıştır. Atatürk, çok iyi bir komutanol- masının yanı sıra, o ölçüde de savaşa kar- şıdır. Bu konudaki görüşlenni, "Savaş, zorunlu olmadıkça bir cinayettir* ve "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözlenyle en iyi şekilde ifade etmiştir. Sağlığının bozulmaya yüz tutfuğu günlerde, Türkiye'nin Hatay sorunu üzerinde yoğun olarak çalışan ve bu ko- nuda kansız ve banşçı bir devlet polrti- kasrvla çözüme ulaşılmasını sağlayan, yıne Atatürk olmuştur. Atatürk'ün bu so- run üzerinde o dönemde ortaya koydu- ğu kararlılığın yanı sıra uzak görüşlü- lügü de onun en önemli özelligi olarak dıkkatı çeker. O yıllarda, Fransa'nın nü- fuz alanı içinde olan Hatay konusunda. bu ülkenin herhangı bir ginşım başla- tamayacagı görüşüne sahip olan Atatürk, bu uzak görüşlülüğü ve analitik düşün- ce yeteneğı sayesinde, sorunun kansız biçımde çözülmesinde en önemli rolü oynayan kişi olmuştur. Yaşamının büyük birbölümünü savaş alanlannda geçiren Atatürk'ün Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş savaşlan so- nunda tamamen yıkılmış ve dağılmış bir imparatoriuktan bır utusdevletkurulma- sı sürecine liderlık edişi, onun tek ba- şansı değil, ancak en önemli başanla- nndan biridir. Yaşammı ulusuna, onun kalkınması- na ve gelişmesine adamış böylesi birli- derin günümüz Türkiyesi'nde zaman zaman acımasızca eleştirilmesi, O'nun büyüklüğünü çekemeyenlerin başvur- duklan bir yöntemdir. Üstelik bu eleş- tıriler. bugün en çok eleştirilmesi gere- ken çevreler tarafından da yapılmakta- dır. Bunlann arasında dın %r e siyaset be- zirgânlan en ön sıralan ışgal etmekte- dirler. Atatürk hakkında yapılan bu tür hak- sız ve kötü niyetli eleştiriler, birtakım iç ve dış güç odaklannın oyunlan so- nucunda da gerçekleşmektedir. Böyle- sigirişimlerin eibette çeşitli amaçlan var- dır. Buamaçlar arasında, ulusalbütün- lüğümüzü bozmak, ulus olarak kendi- mize güvenımizi yok etmek, ülkemi- zin kalkınması önüne set çekmek gibi nedenlerden biri ya da birkaçı ya da hepsini sıralamak olasıdır. Bugün, ülke ve ulus düşmanlannın en önemli saldın hedeflennin başında, kuş- kusuz, Atatürk ve onun Türk ulusuna bırakmış olduğu kalıt (mıras) bulun- maktadır. Bu çok doğal bir gelişmedir; çünkü Atatürk sadece tanh sahnesınde yeralan olağan bir kahraman değil, aynı zaman- da ülkemiz insanının en önemli ortak paydasıdır. Atatürkçü düşünce biçimi, aynmcı değil, tersine toparlayıcıdır. Atatürk, çağdaşı olan liderlerin çok önünde ilerleyen bir dünya görüşüne sahipti. O dönemde, dünyayı etkilemiş ve dünyanın yazgısı üzerinde etkin ol- muş çağdaşlan arasında, günümüzde nefret, kan ve gözyaşıyla anılanlara kar- şın, Atatürk bugün hâlâ ulusumuzun kalbinde ve zihnindeki ayncalıklı yeri- ni korumaktadır. Atatürk'ün bizlere emanet etmiş ol- duğu kalıtı bızden sonraki kuşaklara en iyi şekilde bırakmak, gerçek Atatürk- çüler olarak en önemli ve en büyük gö- revimizdir. Ancak bu şekilde onun gös- termiş olduğu hedeflere varabılır, çağ- daş uygarlık düzeyıne ulus ve ülke ola- rak elbirlığı içinde yükselebiliriz. Ne mutlu, Atatürk'ü yetiştirmiş olan bir ulusun bireyi olan bizlere... Dostlar, dost okuıiar aradı- lar. Geçen gün, "Türk halkının Sevr çizgisıne hiçbir zaman düşmeyeceğini... "Vazrmştım ya! Derler kı o çızgıyi çoktan aşmadık mı? Kanıt olarak da, arkadaşımız Ümit ZileH'nin 28 Aralık günü çıkan 'Sevr Getçekleşiyor' başlıklı yazısını anımsatıyorlar... Sevr Antlaşması'nın 232. maddesınde, "Heryıl Osmanlı parlamentosunda sunulacak bütçe, ön- ce Malıye Komisyonuna sunulacak ve komisyon- da uygun bulunan biçimde pariamentoya gönde- rilecek" diye yazıldığını, adı geçen Maliye Komis- yonunun ise ingiliz, Fransız ve Italyan temsılciterin- den oluştuğunu!.. Osmanlı'nın yabancı güçlere birçok yönden tes- lim olması Sevr'le başlamış değildır. Osmanlı Dev- leti çok çok önceden Batı'ya her yönüyle bağlan- mıştı. Özellikle Devlet Borçları Orgutu, yani Düyun- u Umumıye'den ben Osmanlı Devleti'nin kendi sı- nırian içindekı egemenliği neredeyse-yalnız kâğıt üze- rinde kalmıştır! Eski bır yazımda anlatmıştım. Ohri Gölü'ndetutulan balıklara bile Düyun-u Umumiye'ce el konulduğunu, yöre balıkçılannın kendi göllerin- de serbestçe balık avlayamadıklannı!.. Sevr bir sonuçtur. Osmanlı'nın ulaşacağı başka yer yoktu... Onursuzluğun, yenılmışlığın son aşa- masıydı Sevr!.. O güne dek Türk ulusu birçok yön- den Batı emperyalızminin elindeydi. Ama bütünlü- ğünü az çok koruyordu. Oysa Sevr, halkı, ülkeyi par- çalara ayınyor, Türkleri geldiklere yere, Orta As- ya'ya göndermek hedefini gerçekleştirmeye çalı- şıyordu. Atatürk'ün Büyük Söylev'inde gençlere verdiği öğüt unutulmamalıdır: "Istiklal ve cumhunyetine kastedecek düşman- EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Sevr Çıkmazı mı? larbûtûn dûnyada emsaligö- rülmemiş bir galibiyetin mü- messiliolabilirler... Bütûnbu şeraitten daha elim ve daha vahim olarak memleketin da- hilinde iktıdara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hı- yanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müs- tevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirier." Şimdi yaşadığımız, tam olarak o günlerdeki du- rumla bir benzerlik taşımryor. Ama bu ters gidişin o sonuca bağlanması tehlikesi ortada!.. Ülkemizde çıkarsahipteri, birtakım hesap kitap bilmeyen adam- lar, bizlere karşılıklı bağımlılık denen bir çeşrt tesli- miyeti yararlı görüyorlar! Süreklı özelleştirmeler yap- mak, süreklı dış mihraklann isteklerine boyun eğ- mişlik, bızi elbet Sevr çıkmazına er geç götürecek- tir. Şimdilik o kadar ileri gitmiyoriar, ama gerçek ni- yet, ülkeyi parçalamaktır. "Parçala yönet" ilkesi her zamankinden daha yürürlükte görünüyor... "Ey Türk istikbalinin evladı", yani bizter, sizler, ül- kemizin içine sürüklendığı onursuzluk çıkmazında bocaladığımızı arbk görmeyecek mıyiz? Bilıyoruz Os- manlı'nın son yüzyılında iplenn ucu kaçmış, Türk ülkesi bir çeşit sömürge biçimine getınlmışti. Adli- yesi, Maliyesi, hatta Silahlı Kuvvetleri bile yabancı- lann denetimindeydı. Atatürk gibi büyük bir insan çıktı, bizleri onursuzluğun zincirierinden kurtardı. 0 şanlı şerefli yıllan yaşayanlar, o günleri tarih kitap- lannda okuyanlar içine itildığimiz bu çıkmazdan kurtulma savaşımı vermelidirler. Ne diyordu Atatürk: "Türk istikbalinin evladı. Birinci vazifen Türk is- tiklalinı, Türk cumhuriyetiniiletebetmuhafaza ve mü- dafaa etmektir." Hepsini unuttuk mu? Körteştik mi? Duygusuziaş- tık mı? Onurumuzu bu denli yitirdik mi?.. Tekke, Zaviye ve Türbeler K e m a l O C A K Emekli MEB Müfettişi G önlümün Diyanet Işlen baskaru Prof. Dr YaşarNuriÖztürkılesanatçıBü- lent Ersoy'u TV kanallanndan birinde izlerruştım. Hangi kanaldı, şimdi anımsamı- yorum. Konu türbelerdi. Hemen arkasından da Bülent Ersoy'un 'Oruç Baba' Türbesi'ni zi- yaret edişi ve oradaki yoğun kalabalık görün- tüye getirilmışti. Bunun bır benzennı 'Karyağ- dı Sukan' Türbesi'nde gözlemıştım. Bu ikı olaydan esinlenerek de yazıma 'İekke, Zavi- ye ve Türbeler' başlığıru koydum "Geçmişte tekke ve zaviyeler Islamda tari- kaüann dinsel tören, toplantı ve egitim yerle- ri>dL Bu dinsd tören yerierinin büyûkleri tek- ke, dergâh, kûçfikleri de zaviye oiarak adlan- dınkh. Islamda dinsel akunlar, tarikatlar çe- şitlilik gösterirdL Mevlevilik, BektaşiUk, Nak- şibendilik, Rufailik. Caferflik gibi Bütün bu ta- rikatiann da şeytü, dervişi, dedesL seyyidi, çe- lebisi ve müridi bulunurdu. Gerçek şu ki: Os- manlı toplumunda tarikatlaruı önemi her dö- nemde ağuiığuu göstermişti. Etkinük ve sa>- gınhklan devletin katmda birer güç konumu- na dönüşmüşrü. Bir de ulu kişilerin yattığı ya da olduğu >arsayılan gömütfcr (mezar) \ i ardı. Bonlara türbe denirdL Görevieri 'tûrbedan'- hk olan idşüer bu tûrbekre bakariartü. Tûr- befcri 'zıyaret' edenbalk, 'hastalığına, mutsuz- luğuna, güçsüzlüğüne, yoksulluğuna, yalruz- lığma' çare btılmasını isterdi Bunlara keçi, koyun, dana, horoz adak verirdi Çoğu kez de peşin para bagıslanü. Işte bu eylemkrin sonu- cu olarak da Osmanfa toplumunda muskaa- hk, öfürükçülük ve fakıhk gibi toplumsal has- tahklar ifcriemişti." Anılan hastahklar, cumhu- riyet dönemınde de devam etmişti. Bu neden- le 30 Kasun 1925'te bir yasa çıkanlmış, bü- tün tekke, zaviye ve türbeler kapatılmıştı Da- ha sonra bunlann işlevini yapacak kurumlar açıtouştı. Ancak 1950'lerden sonra bu konu- da verilen ödünler nedenıyle türbeler, tarikat- lar yeniden filizlendı. Tankat, siyaset ve tıca- ret ılışkilen yoğunlaştı. Arkasmdan da günü- müzde yeni mesüüer ortaya çıktı. Oysa Mustafa KemalAtatürk'ün tekke, za- viye ve türbelerin kaldınuşıyla ilgili aşağıda- ki sözleri toplum yaşamına ışık tutacak özel- liktedir. "Yapnğunız ve yapmakta olduğumuz dev- rimin amaa, Türidye Cumhuriyeti halkını ta- mamençağdaşve bütünanlamvebiçimiileuy- garbir toplum haKne ulaşbnnaknr. Öiülerden medet ummak, uygar birtoplum kdn ayıp&r. Baylar ve ey ulus, biliniz ki Tüıid- ye Cumhuriyeti şeyhler, demşler, müritler, meczuplarülkesi olamaz. En doğru,en gerçek tarikat uygarhk tarikarjdır." Sonuçta ve yen geunışken dindar bir aıle- nin çocuğu olarak bir gerçeği açmak ıstıyorum: Islam duu, öyle türbelenn duvarlan arasına sığ- mayacak kadar yüce bir dindır Hem kutsal dın duygulan ınsanın kendi vıcdanında, aklında ve yüreğınde doğar, gelişır, büyür ve ınançla birlıkte olgunlaşır Bugün dın adamlanmıza dflşen görev, bu ger- çekleri halkımıza iyi anlatmaJandır. PENCERE 2001in llk Yansı... Nâzım Hikmet "Don Kişot" adlı şiirini 1947 yı- lında yazdı: Ölümsüz gençliğin şövalyesi, ellisinde uyuyup yüreğinde çarpan aklına bir temmuz sabahı fethine çıktı güzelin, doğrunun ve haklının; önünde mağrur, aptal devleriyle dünya, altında mahzun ve kahraman Rosinant'ı. Bilirim, hele birdüşmeye görhasretin halisine, hele birde tam okka dörtyüz dirhemse yürek, yolu yok, Donkişot'um benim, yolu yok, yel değirmenleriyle dövüşülecek. Haklısın, eibette senin Dülsinya'ndır, dünyanın en güzel kadını, eibette sen haykıracaksın bunu bezirgânlann suratına, ve alaşağı edecekler seni bir temiz pataklayacaklar. Fakatsen, yenilmez şövalyesisusuzluğumuzun, sen, bir alev gibi yanmakta devam edeceksin ağır, demir kabuğunun içinde ve Dülsinya bir kat daha güzelleşecek. • Bilindiği gibi Don Kişot'un asıl adı Alonso Qu- ijano'dur; Mancha yöresinde herkesin sevdiği, saydığı, erdemli ve efendi bir adamdır. Yaşamının bir süresinde tııiattığı için gezginci şövalyelere özenip kendisini yollara atar; uzun serüvenlerden sonra 'hak' ve 'doğrvluk' yolunda nice tehlikeyi gogüsleyip ün kazanır; bir roman kahramanına dö- nüşür. Romanın sonu nasıl biter?.. Don Kişot evine, çiftliğine çubuğuna döner; hasta yatağına düşer; aklı başına gelir; papazı ça- ğırtır, günah çıkartın "tam bir Hınstiyan gibiruhu- nu Tann'ya emanet ederekgözleriniyumar". Şö- vafyenin yakınlanndan Carrasco dokunaklı bir ağrt yazar: Dünyaya aldınş ettiği yoktu, Çoğu zaman korku ondan korktu Ve sonunda herkes kabul etti ki Çılgın gibi yaşadı, akıllıca can verdi. • , • -, ' - ' Vaktiyle bir kez daha sormuştum: - Peki, ölüm döşeğinde gözlehni bu dünyaya yuman gerçekten akıllı Alonso Ouijano muydu?.. Yoksa çılgın Don Kişot mu?.. Eibette Alonso Ouijano sizlere ömür.. Don Kişot yaşıyor. 2001 yılına girerken çevrenize bir bakın, yeni yüz- yılda Don Kişot'lardan geçilmiyor; Nâzım'ın de- diği gibi "güzelin, doğrunun, haklının fethine çı- kıyor; yel değirmenlenyle dövüşüyor..." Don Kişot'lar dövüşmeseler, ne dünya bu ka- dar güzel olabilir, ne de Dülsinya'lar... Evinizde rahatlığa yer açtnl... % Peşin fiyatına &% 75 nakit «t *% ödeme indirimi 1Z taksit * Ücretsiz eve teslim % 7 O aya varan vadeler ve montaj Bu kampanyada herkes, ama herkes dilediği tstikbal Ev Tekstili Ürünlerine özel ödeme koşullartyla kavuşuyor. Sağltklı ve birbirinden renkli tstikbal Ev Tekstili Ürünleri, bütçenizi zorlamadan evinize geliyor. Siz de evinizde rahatlığayer açın. *, im vmf Uyku Seti, Oesen: Doma Kahve İMJhlMl Kampanya, TC Sanoyı Bakonlığı'nın 25 Mayıs 1994 tanh ve 21940 sayılı Resmı Gazete'de yoyınlanan tebliğıne uygundur 30 10 2000 tarıhinde başlayıp, 31 12 2000 tarıhıne kodar sürecek olan kampanya, üretım ve stok ımkânlanyla sınırlıdır ishkbol, urûnlerı üzerınde, onceden beJırtmeksızın değı'şıklık yapma hakkına sahıptır Dığer kampanya kojullarıyla ılgılı aynntılı bilgi ıçın, luffen bcr Istikbol Yetkılı Satıcısı'na başvurunuz Istıkbal AŞ OSB14 Cod N o l 3 , 38070 Kaysen 0800 361S558 www.istikbal.com.tr Yaşanacak çok }ey var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle