17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2OCAK20018ALJ CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 13 Peter Brook'un sahnelediği 'Hamlet'te Afrika, Asya ve Avrupa asıllı oyuncular rol alıyor Kiııılik sonuıu ve 'öteki'ne 1 AYŞEEMELMESCt Peter Brook sadece 20. yüzyıl ti- yatrosuna yaptığı büyük katkılarla değıl, sahnelemelermın dayandığı kül- tûrel/düşünsel arka planda farkh kül- türleri buluşturan yaklaşımıyla da ta- nınan ve Avrupa sanatını zenginleş- tiren isimlerden biri. En son sahneye koyduğu ve şu sıralarda Sonbahar Fes- tivali çerçevesinde Paris'te sergilenen Hamlet'te Afrika, Asya, Avrupa asıl- lı sekiz oyuncu rol alıyor. Tüm oyu- naeşlikedenmüzikleri, 1976'danbe- ri birçok Brook yapımında görev al- mış Japon müzisyen Toshi Tsuchito- ri, Çin, Afrika, Latın Amerika çalgı- lan nı kullanarak yapıyor. Hamlet ro- lünü Jamaika asıllı Ingiliz siyahi ak- tör Adrian Lester oynuyor. Bu bilgi- leri derledığım 2 Aralık 2000 tarihli Le Monde gazetesi, Adnan Lester'la yapılan söyleşiye "SıyahPrens Adri- anLester" diyebirbaşlıkkoymuş. Les- ter, "Tiyatro bir hayal gücû eylemi de- ğQ midir? Eğer ten rengi hayal gücü- nü engeiieyebiliyorsa, ortada ciddi bir soron vardır" diyor. Gazetede Ham- let'in bir dünya turnesıne çıkacağı da yazılı. Dûnya tıyatrosunun seçkin isimlerini Türk seyircisiyle buluştu- ran Istanbul Tiyatro Festivali'nde, bu başyapıtı da izleyebileceğimizi uma- lım. 'Sîyah' ayna, bir karşı örnek Yıllar önce Paris'te, BoufTes du Nord'da Peter Brook'un sahneye koy- duğu Fırtina'yı seyretmiştim. Sha- kespeare'in son oyunu olarak kabul edilen bu yapıtta da, Prospero ve Ari- el rollerini siyahi aktörlere oynatan Brook, Batı kûltûrünün klasikleri hak- kındakı yerleşik kahplan, yalnız sah- nesel çözûm ûretiminde Japon tiyat- rosundan tazıyelere ve Elizabeth tiyat- rosuna kadar uzanıveren geniş bir yel- pazeyi kullanmasıyla değil, bu tür rol dağıhmlanyla ve çokkültûrlü, çok kimlikli tiyatro topluluğunun bileşi- miyle de zorluyor. Hemcinsini "öte- küeştinne"ye sahneden verilmiş bu güçlü yanıt, sanatın bu alanda üstle- nebileceği işlevi de düşündürüyor. "Öteki''ne bakış ashnda insanlık kül- türünûn temel sorunlanndan bin ve kendinî bir başkasına göre tanımlama ihtiyacı tüm ekonomik, siyasal, vb. sü- reçlerin yanı sıra, bazı zaman/mekân dışı psikolojik kategorilerden de bes- lendiği için, uzun insanlık yürüyüşü içınde aşılması zor saplantılardan bi- rini oluşturuyor. Shakespeare'in yazdığı diğer bir önemlı tragedya, Othello da bu an- lamda tiyatro tarihindeki cesur çıkış- lardan biridir. Çünkü oyunun kahra- manı, soylu ve yiğit komutan Othel- lo bir "Moro", yani siyah tenli bir Mağribidir (Kuzey Afrikalı). Bu ya- pıtın 16O4'te, yani Ispanya'dakı son Magribı kenti olan Gırnata da Hıris- tiyanlann eline geçtikten (1492) sa- dece 112 yıl sonra ve bütün Mağribi- ler kentten sürgûn edilmeden (1609) 5 yıl önce yazıldığı düşûnûlürse, Sha- kespeare'in bu seçiminin önemi (tüm duraksamalanna rağmen) daha iyi an- laşılır. Gerçi Shakespeare'in Othel- lo'su, farklı bir külrürü ve onun insa- nını "Jçeriden" anlama çabasının ürü- nü bir kahraman değil, Ingiliz anstok- rasisine ve kentli sınıflanna giderek unuttuğu değerleri hatırlatan, bu de- ğerleri, anlamlandırmak için kullanı- lan bir "sıyah" ayna, bir karşı örnek- tir sanki. Oyunun 1. perdesinin 3. sahnesin- de Venedik dükası, Brabantio'ya (Des- demona'nın babası) karşı Othello'yu şu sözlerle savunur: "Soylu sinyor eğer erdem güzellikten yoksun değfl- se, / Damadımz kara olmaktan çok aktır."( 1) Othello "kara"dan çok "ak"tır, çünkü "kara" güzellik ölçüt- leri içinde yer almaz. Avrupa tiyatro- suna ilk siyahi kahramanlanndan bi- rini kazandıran Shakespeare'in bile bu karakter konusunda duraksamalan ol- duğu anlaşılıyor. Othello'nun yazıl- dığı çağda nasıl bir tepki uyandırdı- ğını bılmiyorum. Ama Mma Urgan, 19. yüzyıl deneme yazarlannda Char- lesLamb'in okumayı sevdiğı bu oyu- nu sahnede görmeye dayanamadığı- nı, romantik çağın büyük şairlerin- den Coleridge'in ise Othello'nun zen- ciliğini hazmedemeyip onu bir "be- yaz Arap" olarak düşünmek istediği- ni yazar.(2) Peter Stein'in 'Zenciler'i Sir LaurenceOKvier'nın siyaha bo- yanarak oynadığı Othello'da çok il- gınç bir sahnesi vardır: 4. perdede Desdemona'yı öldürmeye yemin eder- ken boynundaki haçı kopartıp atar. Mî- na Urgan'ın da altını çızdiğı gibi, Ot- hello kişiliğinin Hınstiyan (ya da Av- rupa) geleneklerinden kopup Afrika kabilelerinin "ilkelliğine", lago'nun deyimiyle "barbaruğa" geri dönü- şünün simgesıdır bu. Oyle ya, akıl al- maz bir cinayeti ışlemek, "ideal uy- garlık" tanımı içinde yer alan ölçü- lü, akılcı, kültürlü davranış kalipla- ± arklılıklan ve kendi dışındaki kültürleri kabul etme, anlama, dünyayı "ben ve öteki" olarak değil, bütün insanhğın malı olarak görme vb. kimlik konulannda "Avrupa'nın . . yaklaşımı" diye bir şeyden söz etmeye olanak yok. Olsa olsa "Hangi Avrupa" diye sormak mümkün. nyla bağdaşmaz. "Uygariasüğı'' öl- çüde kabul gören "zend", bir anda kendi eliyle "vahşi'' dünyanın içine fırlatılıp atılır. Shakespeare'in değer- leri kemiren yeni suııf eleştirisinin yanına, Othello'nun boynundaki ha- çı koparmasıyla vurgulanan bır "öte- ki dünya'' imgesi katılmıştır. Ne de olsa 17. yüzyıl başı tngilteresi'nin kendi dışındaki dünyayı, ancak sınır- lı olanaklarla kavrayan ve daha çok kendi iç çatışmalanna dönük bakışın- dan, "uygariaştirnıa misyonu" ardı- na gızlenıp üzennde güneş batma- yan bir imparatorluk kurmuş emper- yalizmin oryantalist ve Avrupa-mer- kezcı felsefesine geçilmiştir. 20. yüz- yılın özellikle ikinci yansında, bu ba- kış açısı Avrupa'nın aydınlan, sanat- çılan, düşünürlen tarafmdan gerile- tilmiş olsa da, genel düşünce ve dav- ranış kalıplanndan silınip atılması Tablolann Rusya'da olabileceği düşünülüyor UlusalgideridesaygunKültür Servisi - lsveç polisi, Stockholm'dekı ulusal galeride bulunan toplam 20 milyon pound değerindekı bır Rembrandt ve iki Renoir tablosunun silahlı bir soygunla çahnması olayının arkasında Rus mafyasının olduğundan kuşkulanıyor. Galennın kapanma saatinden biraz önce gerçekleşen soygunun ardından adli uzmanlar ipuçlan topladılar. Binada güvenlik kameralannın olmaması nedeniyle soyguncuların teşhis edilmesi ve yakalanmalan oldukça güç görülüyor. Eski Isviçre Kriminal Araştırma Dairesi Başkanı ve ülkenin galeri soygunlannı araştırma konusunda önde gelen uzmanlanndan biri olan Tommy Lindstrom, tablolann büyük olasılıkla yeni zengin işadamlarının sanat koleksıyonlanna ilgi duyduğu ve denetimin zayıf olduğu eskı Sovyet ülkelenne kaçınldığını belirtti. Yeni işadamlarının işi Lindstrom, "Bu tablolann Bafj ülkelerinde sanlması Ukesel olarak olanaksızdır. Bu. sanat alanına ilgi duyan Rus. Gürcü ya da Ukraynah yeni işadamlanıun işi olabiHr" dedi. Profesyonel olarak planianan soygunda, soygunculardan biri lobideki insanlan bir tüfekle tehdit ederken silahlı olduğu belirtilen diğer soyguncular da yukan kata çıkarak tablolan çaldılar. Silahsız müze korumalannın polisi aramalanndan sonra, soygun çetesinin daha sonra Stockholm'ün bir sahilinde bulunan küçük bir botla kaçtıklan tahmin ediliyor. Çalınan yapıtlar Rembrandt'ın kendi portresiyle Renoir'ın 'Genç ParisB' ve 'Bahçn-anla Konuşma' adlı tablolan. 1993'te Stockholm Modern Müzesi'nde Picassove Braque'e ait 40 milyon poundluk sekız tablonun çalınmasından sonra gerçekleşen en büyük soygun oldu. 1993'teki soygunda çalman tablolann birçoğu bulunmuştu. kuşkusuz daha çok zaman alacaktır. 1983'te PeterStem,JeanGenet'nin "Zencfler" adlı oyununu calışırken bütün ekibi Afnka'ya götürmüş, ora- da bir süre kalmışlar, sonra Berlin'e dönüp provaya girmişlerdi. Sonuçta oyun çıktı. Stein'in tüm yapıtlan gi- bi görkemlı, ınce buluşlarla dolu, dan- tel gibi işlenmiş bir çalışmaydı. Ama provalann epeyi firtınalı geçtiği ko- nuşuluyor, kendisi de pek memnun gö- rünmüyordu. Aç gözleri görmeyen oyuncular Bir gün l\mcelKurtiz'le bırlıkte, ne- demni sorduk. O da bize bır anekdot anlatn: "Afrika'davH.Onnanlıkbirato- nm ortasındaki bir açtkhkta halka ha- lindeorurmuş, okuma provası yapryo- ruz. Prova birti, yemek saari geldi. Oyuncular kumanya çantalannı açö- lar, paketlenmiş sandviçlerinL konser- velerini, içeceklerini çıkanp afiyetfc yemeye, sohbet etmeye, şakalaşmaya başladılar. Ben gruptan biraz uzakta dunnuş, onlara baİayordum. Birden yakmnnızdaki bir köyün önce çocuk- lan, sonra kadmlan. sonra da erkek- leri etranmızda ikinci bir halka oluş- turdıüar. Açhktan sabitkşen bakışlar- b vehiç sesçıkannadan oyuncular] sey- rediyorlardı. Ve oyııncular bütün ye- mek süresince onlan görmediler, ye- meklerini bitirdiler, tam bir Avnıpa- htitizüğıyieçöpierini o iş için bize gös- terilmiş yere bıraktüar ve programı sormak için yanıma geldiler. Aynı an- da gerideki çöp yığmına üşüşmüş ka- bfle arûklan kapışryor, konserve ku- tularmı yabyordu. Ve benim oyuncu- larun bu manzarayı da fark etmedi- ler. O zaman ne yapsam bu oyunu is- tediğim gibi çıkaramayacağnnı anla- dım." Bütün bu ömeklerden çıkan bir so- nuç var: Farklılıklan ve kendi dışın- daki kültürleri kabul etme, anlama, dünyayı "ben ve öteki'' olarak değil, bütün insanhğın malı olarak görme, vb. kimlik konulannda "Avrupa'nın yaklaşımı" diye bir şeyden söz etme- ye olanak yok. Olsa olsa "Hangi Av- nıpa" diye sormak mümkün. Bro- ok'un ve Stein'ın Avrupası mı, üzer- lerine dikili aç gözleri görmeyen oyun- culann Avrupası mı? Othello'yu acı- masızca kullanan lago'nun Avrupası mı, Othello'nun anasının büyücülere işlettiği mendili, ne olduğunu anlama- dan beğenıp bir ömeğini çıkarttırmak isteyen Cassio'nun Avrupası mı, yok- sa sadece seven Desdemona'mn Av- rupası mı? Kimlik arayışını henüz noktalaya- mamış bizimki gibi bir toplumda, "öte- kj"ne bakış önemli bir sorun olarak karşmıızda duruyor. Akılcı, eleştirel düşüncenin, bilimin, eğitimin, demok- rasi kültüriinün yeterince gelişmemiş ohnası, bu sorunu kurgulayan tarihsel nedenleri, savunma reflekslerini bilin- ce çıkarmayı ve belü kaygılardan uzak- ta tarüşabilmeyi engelliyor. Sanat, ken- di coğrafyamızda ve tarihimizde yarat- tığımız "ötekflere" yönelik yeni bakış- lar gelıştirmek ve daha üst bir insanhk potasında buluşmak konusunda önem- li işlevler yüklenebilir ve yüklenmeli- dir. Osmanlı Imparatorluğu çerçeve- sinde ulusal kimliklerin şekillenmeye başladığı 19. yüzyıl tiyatrosunu bir de bu gözle ele almak, kimbilir ne kadar ilginç sonuçlar verecektir. 1) William Shakespeare, Othello, Türkce- si: Özdemir Nutku, Remzi Kitabevi 4. ba- sım, Ocak2000. 2) Prof. Dr. Mîna Urgan, Shakespare ve Hamlet, Altm Kitaplar, Aralık 1984. hgltere Krallçesi onup ödüflerlni dağrttı • LONDRA (AFP) - Ingiltere kraliçesi Elizabeth II cumartesi günü Olimpiyat kahramanı Steve Redgrave'e, Danimarkah kaleci Peter Schmeichel'e, aktör Patrick Stewart'a krallık onur ödülleri verdi. Bu isünler, ünlülerden sokak çöpçülerine kadar Kraliçenin Yeni Yıl Onur Listesi'nde bulunan yüzlerce kişiden sadece üçü. İş dünyasuıdan spora pek çok alanda verilen ödüllerden biri, 'Star Irek: The Next Generation' adlı TV dizisindeki Kaptan Jean-Luc Picard rolüyle tanınan aktör Patrick Stewart'a verildi. Stephen Spielberg'e 'fılm endüstrisine katkılanndan' dolayı onursal şövalyelık nişanı verildiği önceden duyurulmuştu. Spielberg, Ingiliz vatandaşı obnadığı için 'sir' unvanını kullanamayacak, ancak KBE (Knight of the British Empire - Britanya Imparatorluğu'nun şövalyesi) ibaresini kullanabilecek. Hintli heykeltıraş Dhruva Mistry ve Japon piyanist Mitsuko Uchida da onur ödülüne layık görülenler arasında yer aldı. Ödül verilenler arasında sokak çöpçüsü Charles Alloway, postacı Geofrrey Hunter gibi ünlü olmayan, ama mesleklerinde başanh bulunan kişiler de bulunuyor. Babylon'da KucaMa-ma' • Kültür Servisi - Babylon'un ocak ayı programı içinde Sibel Kasapoğlu Dans Projesi, 'Kucakla-ma' adlı bir gösteri sunacak. Koreografisi Sibel Kasapoğlu'na ait olan projede Aytül Hasaltun, Ayşegül Güryüksel, Candan Bas ve Djamel Felloyle yer alıyor. Kucaklama yön değiştirmiş bir enerjinin ve insanın en primitif yamyla birlikte, gündelik hayatın nispeten törpülenmiş baskın yanınm kesitidir görüşünden yola çıkan dansçılar, çalışmalannda birbirine zıt gibi görünen, ama gerçekte birbirini tamamlayan oluşumlan aynı anda hem kabul edip hem de reddettiklerini gösteriyorlar. Depardteu ve Ross8HU ttalyan opera sezonunu açtyor • NAPLES (AFP) - Fransız aktör Gerard Etepardieu, ocak ayında Naples opera sezonunun açılışında, Igor Stravinsky'nin 'Oedepus Rex'iyle sahneye adım atıyor. Isabella Rossellini'nin de yer alacağı, Yunan efsanesi Kral Oedipus'un opera versiyonunda Depardieu, operanın anlatıcısı rolünü canlandıracak. Operayı çok sevdiğini ve sinema, müzik, tiyatro ve opera arasında hiçbir fark görmediğini söyleyen sanatçı, bu işin ciddiye alınması gerektiğini ve Brad Pitt gibi aktörlerin asla tiyatro sahnesinde yer almamalan gerektiğini de söyledi. Yücel Erten 'Azbname'yi 'dışanda' sahneleyecek • ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan 'nda yaprak dökümü yaşanıyor. Tiyatroya yıllannı veren birçok sanatçı emekli olurken son olarak DT'nin eski genel müdürlerinden emekliye aynlanlar arasma giren Yücel Erten emekliliğinin ardmdan yaptığı açıklamada geçirdiği son bir yılda Devlet Tiyatrosu'nun kendisi için 'sanat kurumu' olmaktan çıktığını, 'sanatuı doğrulan yerine, ilkesizlik, kuralsızlık ve ölçüsüzlüğün egemen olduğunu' söyledi. Erten, 'ceza, örtülü ceza' gibi yöntemlerle çalışanlann suskunlaştınldığmı öne sürerken Devlet Tiyatrosu rejisörü olarak kalacağım diye elini kolunu bağlaüp saygınlığını yitirmenin yersiz bir davranış olduğunu söyledi. Erten yaptığı açıklamada, bundan sonra sanatını yapmayı sürdüreceğini ifade ederek ilk işinin DT'nin gömdüğü 'Azizname'yi dışanda diriltmek olacağını, bunun bir bakuna öteki tiyatroya bir başlangıç olacağını belirtti. Aphrodie Sanat Mertcezf'nde Ahmet Yeşil sepgisi • Kültür Servisi - Ressam Ahmet Yeşil 'in kişisel sergisi 15 Ocak-10 Şubat tarihleri arasmda Aphrodie Sanat Merkezi'nde görülebililir. Nuri Abaç, Ilhan Çevik ve heykeltıraş Emir Tüzün'den aldığı resim eğitimiyle Mersin'deki özel atölyesinde çalışmalannı sürdüren Tfeşil, yapıtlannda kullandığı plastik sembollerle sonsuzluk imgelerini yakalamaya çalışıyor. Resimlerinin bazılan Ahnanya, Amerika, Kanada, Ingiltere'de resmi ve özel koleksiyonlarda yer alan sanatçının 37. kişisel sergisinde ip, makara, halat gibi karakteristik malzemeler yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle