17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET f4 OCAK 2001 PAZAR HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALt StRMEN BipRüyaydıhdnciBatıar Sevgili, O gün herkesin suratı asıktı; hemen hemen hepimizin içinde bir burukluk, hatta acı vardı. Içimizden birisi, duygulannı açıkça dile getirdi: - Ailemizden biriydi sanki, ama artık onu da yitirdik, ne yapacağız şimdi? Gerçekte kimseyi yitirdiğimiz falan yoktu. Yal- nızca renkli yayına yeni başlamış, o zaman yal- nız TRT kanalı olan televizyondaki York Soka- ğı Düşesi adlı BBC yapımı dizi sona ermişti. Ortak yasın nedeni sadece buydu. Hani neredeyse dokunsan ağlayacak olanla- nn arasındafızik, siyaset bilimi ve psikiyatri pro- fesörieri, aktörler, ressamlar, yazariar, doktortar vardı. Bu adamların hepsi uzun süredir Sağmalcı- lar Cezaevi'ne kapatılmışlar; ailelerinden, kan- lanndan, sevgililerinden uzaktayaşıyoriardı. De- mir parmaklık, tel örgü ve cam arkasından ya- pılan görüşmeler ise birkaç dakikalığına bağı- ra çağıra dert anlatmaktan öteye geçemiyordu. Iki yıla yakın süredir bu insanlar, denizi, çayı- n, ağacı, sokağı, ev mobilyasını TV'de görebi- liyorlardı ancak. Bu yoksunluk ortamında, York Sokağı'ndaki sanal otelin sanal sahibesi güçlü kadını, aiteden biri gibi benimsemişlerdi; kim bilir belki de ki- mileri, birtüriü gerçekleşmeyen vuslatı onu sey- rederek tadıyoriardı. • • • Sevgili, Bu öyküyü bir süre önce anlatsaydım, bil- mem bugünkü kadar iyi anlaşılabilir miydi? Belki de kimileri abartılı bulabilirlerdi. Ama her zaman Ali Kırca'nın kalite damga- sını taşıyan Siyaset Meydan/'nın geçen cuma gecesi başlayıp cumartesinin ilk üç buçuk sa- atine sarkan ikinci Bahar programına gelen, re- kor sayıdaki e-mail ve fakslardan anlaşılıyor ki geçen perşembe Türkiye'de çok ama çok faz- la kişi, hatta kimileri yurtdışında olan Türkler bu garip duyguyu tatttlar. Kim bilir belki sen de... Bir rüyaydı ikinci Bahar. Kadri kıymeti bilinmemeye yüz tutmuş Sa- matya Meydanı, emeğini ve yüreğini öne çıka- rarak yaşayan, artık ne yazık ki tarihe kanşmış olan aile bağlannı her şeyin üstünde tutan Ali Haydarve geniş ailesi, dullann görünmeyen bir aforozun çemberi içinde yaşadıklan toplumda çocuklannı her türiü musibetten korumak için kaplan kesilen, sözünü esirgemeyen güçlü Ha- n/m'ı, eskilerde kalmış mahalle dayanışması, kardeşlik duygulan iletoplumun hemen her ke- siminden insanın kendisini birinde değilse de Öbüründe bulacağı tipleriyle, yaşamın kendisi kadar gerçek, hatta bu konuda program sıra- sında en güzel konuşmalardan birini yapan Mehmet Altan'ın yazdığı gibi gerçekten de da- ha gerçek bir rüya. Eski îstanbul'un geleneksel bir semtinde ye- ni Istanbullulan, yani batıdan, doğudan göçüp gelenleri, öfkeleri, sevgileri, zaaflan ve erdem- leriyle anlatan bu dizi aynı zamanda, yine Meh- met Altan'ın belırttiği gibi, Urfalı bir kebapçı ile Trakyatı mezeci bir kadının aşkını anlatırken top- lumu birbirine kaynaştıran barış mesajları çağ- nştıran bir yapıt olmuştu. • • • Bu hepimizin ortak duygusu. Bir de bu serüvene kıyısından bucağından da olsa bulaşmış olanlann yaşadıklan var ki, hiç abartmadan söylüyorum, o daha da yoğun ve karmaşık. Dizinin bitmesiyle onlar, Ali Kırca'nın deyimiy- le sanal Samatyalılar, hem ailelerinden hem de yurtlanndan kopmuş gibi oldular. Eğer Siyaset Meydanı'rt\ izlediysen, bu anlat- tıklanmda abartı olmadığını kendin gözlerinle görrnüş, kulaklannla duymuşsundur. Şimdi burada, başrolü oynayan dört büyük sanatçının olağanüstü performanslanndan, gö- rüntü yönetmeninden tretman ekibine, belki bi- ri hariç en ufak roldeki oyunculanna, birbirini iz- leyen üç rejisöründen artık üstat sıfatını hak e- den senaristıne, her şeyi inceden inceye hesap- layan ve ilk dizi denemesinde büyük başanyı yakalayan prodüktörüne ve Türk sinemasında kalite sembolü haline gelmiş otan, ama bu se- rüvendeki başat yerini faş etmemek için büyük çaba harcayan, sonunda yine de adı ortaya çı- kan gölgedeki adam Yavuz Turgul'a kadar her- kesin büyük özverisini, titizliğini, ustalığını tek- rar anlatmama gerek yok. Bunlar artık biliniyor. - f '- •'•• Evet bir rüyaydı, İkinci Bahar ve kıyısından kö- şesinden bulaşarak tattığım bu rüyayı yaşamı- mın kalan bölümünde de hep anımsayacağım. GİK yenilikçileri yakın takibe aldı SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA - FP Genel îdare Kurulu'nun (GÎK) önceki gün yapılan top- lantısında partı içi tartış- malar değerlendınhrken, bazı üyeler dısıplin me- kanizmasının ışletilme- sinde ısrarlı oldu ancak "partide bölünmeye yol açacağı" gerekçesiyle bu yöndekı öneriler kabul görmedi. GlK üyelen yenilikçi- lerin "partinin altmı oy- ma* çahşmalan yaptık- lannı savunarak bu yön- deki bazı bılgılen parti yönetimine aktardı. Yeni- likçilerin "doğal lideri" olarak kabul edilen siya- si yasaklı Tayyip Erdo- ğan'ın bazı illerde yaptı- ğı toplantılardan örnek- ler verildi. Erdoğan'ın yeni oluşum için propa- gandayaparken, "FP'yte bir yere vanlamayacagı, yeni oluşum netleşinceye kadar bir süre daha bu partide idare edilmesi" yönünde konuşmalar yaptığı belirtildi. FP'de son günlerde tır- manan yenilikçi-gele- nekçi kavgası önceki ak- şam yapılan GtK toplan- tısmda da gündeme gel- dı. Alınan bilgiye göre bazı üyeler, parti yöneti- minin yenilikçilere karşı daha sert bir tutum sergi- lemesini isteyerek, ihraç olmasa da diğer disiplin yollanna başvurulrnası gerektiğinı savundular. Diyarbakır 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi'riin kararı baro tarafından tarihi olarak nitelendirildi 'Kürtçe davetiye anayasaya uygını' MAHMUTORAL DtYARBAKTR - Diyarba- kır 2 No'lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Kürtçe davetiye bastırdıklan için yargılanan 6 Eğitim-Sen yöneticisi hak- kında verdiği beraata ilişkin gerekçeli kararda, "Çağn metni resmi niteük taşımadj- ğuıdan anayasaya aykın düş- memektedir''görüşüne yer verdı. Diyarbakıı Barosu Ge- nel Sekreteri Avukat Mahmut Vefe, "tarihi nitefikK" olarak değerlendirdiği karan, yargı- nın demokratikleşmeye kat- kısı olarak yorumladı. Eğitim-Sen Diyarbakır Şu- besı yöneticüeri Fîgen Aras, Medeni Alpkaya, Hüseyin Kaya, Mehmet Nesip Günte- kin, Müzeyyen Akuıcı ve AM Erdemirci, 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü etkinlÛc- leri kapsamında yemekli bir gece düzenlemiş ve Kürtçe ve Türkçenın bırlikte kullanıldı- ğı davetıyeler basarak dağıt- mışlardı. Bunun üzerine gö- zaltına alınan Eğitim-Sen yö- neticisi 6 kişi hakkında, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Ya- sası'na aykırı davranarak "devktin böhuımez bûtünlü- ğü aleybine propaganda yap- uklan" iddiasıyla dava açıl- mıştı. Ancak sanıklar çıkanl- dıklan ilk mahkemede beraat etmişlerdi. Resmt nltellfll yok Sanıklar hakkında oybirliği ile karar veren Diyarbakır 2 No'lu DGM heyeti gerekçeli kararını açıkladı. Kürtçe tar- tışmalan konusunda dönüm noktası olarak değerlendiri- len 2 No'lu DGM heyetinin karannda şöyle denıldi: "Yapılan yargüama ve top- lanandenlleregöre; sanıklar 5 Ekün Dünya Öğretmenler Günü nedenjy k düzenlemek istedikleri kutlama gecesi için bastırdıklan davetiyelerde Kürtçe ve Türkçe çağn me- tinlerini yan yana kullanmış- lanhr. Davetiyede yer alau me- tinlerin içeriğinin yürürlükte- ki yasalar açısından herhangi bir suç teşkil edccek unsur ta- şımadığı. düzenlenmek iste- nen gecenin resmi bir niteligi obnadığL, resmi niteligi ohna- yanbirtoplanü için çağn met- ninin de resmi bir niteliğj ol- madığından 'resmi dili Türk- çedir, şeklindeki anayasa maddesine de aykın düşme- diği', bu şekilde samklann üzetierine abh suçu işlemedi- ği anlaşüdığmdan tüm sanık- lann beraatlanna o> birüği ile karar verümiştjr" Tarlhl1 karar Karantt tarihi'' olarak nite- lendiren Diyarbakır Barosu Genel Sekreteri Mahmut Ve- fa, mahkeme heyetinin bazı tespitleri son derece pozitif değerlendirdiğini belirterek şu değerlendirmeyi yapu: "Türkiye'ninAvrupaBirB- ği De entegrasyonu, adayhksü- reci nedeniyle Kürtçe dilde eğrtimve yaym okhıkça yoğun olarakgündeme gehnekte. Fa- kat siyasuer ve bir kmm çev- reler çokyoğun bir korkunun göstergesi olarak, Kürtçe eği- tim ve yayının bölücülüge ne- den olacağı iddialannda bu- lunmaktadır. Fakat unutul- maması gerekea, burada in- sanlann bin yıkhr Kürtçe ko- nuştuklanve bir bötünme ya- ŞflIlfT131ff| A n k a r a B a r o s u n d a n A d a l e t B a k a n ı ' n a s e r t y a n ı t 'Türk, savunmaya saldırıyor' ANKARA (Comhuriyet Bürosu) - Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan, Adalet Bakam Hikmet Sami Türk'ün ölüm oruçlarından a\ukatlan sorumlu tutmasına sert tepki gösterdi. Adalet Bakam 'nın açıklamasuun "okulsuz maarif ödemi" olarak nitelendiren Erdoğan, "SavTinmaya yönelik dddi bir saldın ile karşı karşryayız. SavunmasE adalet olamaz" dedi. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan yaptığı açıklamada. Adalet Bakam Hikmet Sami Türk'ün açıklamalannı esefle karşıladıklannı belirterek şunlan söyledi: "Baromuza bir süredir, özellikle F tipi cezaevlerindeld müvekküleri ile görüşeme>en ya da binbir işlemden geçerek, saatierce süren uğraşlardan sonra ancak güçlükle ve suurta görüşme yapabilen avukaüann şikâyetieri yoğun şekilde intikal etmekteydi CMUK'a aylon dûsen ve suç oluşturan bu uygulamalann, yauuzca olağanüstü koşullardan - ' kaynaklanmadığu bazı görrvlilerin bireysel davranışlan obnadığı, Sayin Bakan'nı bu sözleri ile açığa çıkmışür. Savunnu^a yönelik dddi bir sakfan ile karşı karşryayız. Sayın Bakan'nı bu beyanı okulsuz maarif özlemidir. Savunmasız adalet olmaz. Bunu kabul edemeyiz. Kabul etmeyeceğiz.'' B U C A K A P A L I C E Z A E V t 66 tutukhınun hücre cezası bitti İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Buca Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde, 'Hayata Dönüş' operasyonu sonrasında hücre- lere yerleştirilen 66 tutuklu ve hükümlü 8'er kişilik koğuşla- ra almdı. Tutuklu ve hükümlü- lerin avukatlanndan Bahattin Özdemir. "Müvekkillerimin de aralarmda bulunduğu 66 tu- tuklu ve hükümlü, geçen yıl Bergama 6zel Tıp Cezaevi'nde isyan çıkardıklan savıyla 15'er gün hücre cezası almıslardı. BucaCezaevi'negekükten son- ra, 'Hayata Dönüş' operasyo- nunda bututukluve hükümlü- lerhücrekrekonularakverüen 15'er günhlk hücre cezalan in- faz edfldL Ancak 15 gün hücre- dekalmalangerekirkcn 19gün hücrede tutuldular" dedi. Buca Kapalı Ceza ve Tutu- kevi'nde 32'si ölüm orucu, 34'ü süresiz açlüc grevi eyle- mini sürdüren 66 tutuklu ve hükümlünün hücrelerden alı- narak 8'er kişilikkoğuşlarako- nulduğu bildirildi. Müvekkil- leriyle görüşen avukat Bahat- tin Ozdemır şunlan söyledi: "Müvekkillerim bana bu uy- gulamanın Bergama Cezaevi yönetiminin >erdiği hücre ce- zalanmn infaa okluğunu söy- ledikr. İS gün hücrede kalma- lan gerekirken. 19 gün sonra hücrelerden ahnarak 8'er kişi- lik koğuşlara konuldular. Hüc- rdere konulmasına karar veri- len tutuklu ve hükümlülerin doktor kontrolünden geçiril- mesi gerekirdi, ancak tutukhı ve hükümlüler doktor kontro- lünden geçüilmeden hücrelere konulmuşlarT OLUMUlVtJN 5. YlLDONl'MU Şoför Idris atnldı Istanbul HaberServisi - Kamuoyun- da "Şoför Id- ris" olarakbı- linen eski Türkiye Ko- münist Partisi üyesi Idris Erdinç, ölümünün 5. yıldönü- münde Karacaahmet Mezarlı- ğı'ndaki mezan basında Sosya- list Iktidar Partisi (StP) ve Ko- münist Partisi üyeleri ile dost- lan tarafından anıldı StP Genel Başkanı Aydemir Güler anma törenınde yaptığı konuşmada, Şoför tdris'in uzun yıllar süren mücadelesi sırasında sergilediği devrimcı kişüiğinden söz ederek iktidarlann baskıla- rma, yaygtntutuklamalara karşuı mücadeleden kopmadığını anlat- ü. Komünist Partı Genel Başka- nı Yalçın Cerit, "Şoför tdris'i an- manın en iyi yolu mücadeleyi yüksehmektir'' dıye konuştu. "Yaşasuı devrim ve sosyafizm", "Şoför tdris yaşryor" sloganlan atantopluluk, törenininardından olaysız bir şekilde dağıldı. Uzun yıllar yasadışı olarak faaliyet gösteren Türkiye Ko- münist Partisi'nde aktif görev- lerde bulunan tdris Erdinç, son yıllannda ilerlemiş yaşrna kar- şuı toplumsal gösterilere katı- hp gözaltuıa ahnmıştı. Erdinç 17 Ocak 1996 tarihinde yaşa- rrunı kaybetmişti. Banş Anneleri Inisiyatifi'ne üye kadmlar, Türkiye'deki şiddet ortamuun son buhnası amacryla Galatasaray Pbstanesi'nden Başbakan Bülent EcevH'e telgraf çekti. Kadınlar yapüklan açıklamada, şiddet ortamuun basta anneler ounak üzere demokrasiden yana olan herkesi kaygüandırdığmı belirterek sevgi ve huzurun sağlanması için toplumsal banşuı şart okluğunu Banş Annderi'nden telgrafeylenü soyledfler. Kadınlar, "Ulkemiz şiddet ortamı nedeniyle çok şey kaybetti. Özlem duyduğumuz yaşamı yaratmak, toplumumuzu oluşturan ortak değeriere sabip çıkmakla mümkün. Sınır ötesi asker sevkryaü ve olabilecek çatişmalar, şiddet ortanum daha da artorabüir" dedfler. Kaduüar telgraf çekrikten sonra postaneden sessizce aynldüar. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR) . * SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR 13 gözaltı Ftipi protestolan sürüyor lstanbul Haber Servisi - F ti-, • pi cezaevlenne yönelik düzen- lenen operasyonlara tepkiler sürüyor. Galatasaray'da F tipi cezaevlerini protesto eden tu- tuklu ve hükümlü yakuüanna müdahale eden polis, 13 kışiyi gözaltuıa aldı. Aralarmda ÖDP ile Feminist Kadın ÇevTesi'ne üye kadınlann da bulunduğu bir grup, cezaevlerinde düzen- lenen operasyonlanprotesto et- mek amacıyla kadın tutuklu ve hükümlülere, Galatasaray Pos- tanesi'nden "End^eHyiz" yazı- lı kart gönderdiler. F tipi ceza- evlennın kapatılması amaçli ölüm orucunun 87. gününe gi- rilirken bazı tutuklu ve hüküm- lülerde bilinç kaybı olduğu be- lirtildi. F tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla Galatasaray Lisesi'nin önünde basuı açıkla- ması yapmak isteyen tutuklu ve hükümlü yakınlanna polis izin vennedi. "Içerde dışarda hüc- reteriparçala" ve "Analannöf- kesi katiDeri boğacak" slogan- lan atan tutuklu ve hükümlü yakmlanna müdahale eden po- lis, 13 kişiyi gözaltına aldı. özgürlük ve Dayanışma Par- tisi (ÖDP), Demokrat Banş Partisi (DBP), 8 Mart Kadın Grubu, Feminist Kadın Çevre- si, Insan Haklan Derneği, ls- tanbul Feminist Inısıyaüfı, Pa- zartesi dergisi ve Üniversiteh Feminist Grubu üyesi kadınlar, kadın tutuklu ve hükümlülerin hayatından endışe duyduklan- nı ifade eden kartlan, Galatasa- ray Postanesi'nden çeşitb oeza- evlerindeki kadın tutuklu ve hükümlülere gönderdiler. 'Dlyalog yenlden başlasın' çaflnsı HCT yerde dayak, şiddet ve tecavüz ile karşı karşıya kaldık- lannı öne süren kadınlar. "Ce- zaevi operasyonlan sırasında kaybedikn insan hayatlanna 'zayiyat' değerini bicen, şiddet uyğulayarak gücünü kamtia- ma>-açahşan,insanhkdışı uygu- lama iddialannı soruşturmak yerine reddetmeyi seçen bir an- layış, bizieri ürkürüyor. Ceza- evindeki kadınlann yaşamla- rmdan endişe duyuyoruz" de- diler. Devletin cezaevindeki ka- dınlardan da sorurnlu olduğunu vurgulayan kadınlar. operas- yonla kesilen diyaloğun yeni- denbaşlanlmasmı ve cezaevle- rinin sivil denetime açılmasmı istediler. Operasyon sonrası Buca Ce- zaevi'nden Izmir Atatürk Eği- tim Hastanesi'ne götürülen öüm orucu eylemcilerinden' Mesut Ava, Abdullah Bozdağ, Serhat Karadumanh, Ümit Kanh, CelalAlpay \e Banş Yü- dınm'uı tedaviyi kabul etme- diklen belirtildi. Çanakkale Cezaevi'nden Manisa Cezaevi'ne sevk edilen .Hanun Harman'ın kalçasında üç şarapnel parçası ve yarukya- ralan bulunduğu, ancak ölüm orucunu bıraktığı takdirde te- davi edileceginin söylendiği öne sürüldü. [email protected] F tipi operasyonunu da yaşadı Eş- berYağmurderefi Daha önce 12 Ey- lül 1980 darbesıni yaşamıştı. Bulun- madığı cezaevi, karşılaşmadığı eziyet kalmadı. Sinop'un fare dolu hücrele- rini de gördü, Trabzon Cezaevi'nde hemen yanıbaşında onu kurtarmak için üstune kapanan arkadaştnın ölü- münü de. Bütün bunlann sebebi, 1978 yılında yapılan bir kuyumcu soygu- nuydu. Bu soygunda adam yaralan- mamıştı, ölen de olmamıştı. Üstelik Eşber bu olayın eyiemcisi de değildi. Yakalananlar ifadelennde onun adın- dan söz etmişlerdi. 12 Eylül koşullannda Samsun'da, bir taşra mahkemesinde yürütülen yargılamanın sonunda Eşber'i idam mahkûm ettiler. Kör olduğu için idam cezası müebbete çevrildi. Eşber, bir kuyumcu soygununun azmettiricisi ol- duğu gerekçesiyle tam 13 yıl yattı. 1991 yılında çıkanlan Terörle Müca- dele Yasası'na ilave edilen Şartlı Tah- liye Yasası'yla serbest kaidı. Eşber'in Eşber Hâlâ Hapiste(!) şimdi üniversite son sınrfta olan oğlu Uğur, babasını ilk kez özgürolarak 13 yaşında gorebilmişti. Eşber, serbest kaldıktan sonra yap- tığı bir basm açıklaması nedeniyle ye- niden yargılandı ve buradaki konuş- ması nedeniyle Terörle Mücadele Ya- sası'ndan bir yıla mahkûm edildi. Bir- çok samğın olduğu gibi onun da bu cezasıertetenebilirdi, ertetenmedi. Ce- za kesinleşince Samsun Ağır Ceza Mahkemesi yine harekete geçti. Eş- ber'in ŞartJı Tahliye Yasası nedeniyle ertelenen cezasını gündeme koydu. Yani infazını yakrj. Eşber, 20 yıldan da- ha fazla bir süre yeniden yatmak üze- re yeniden hapishaneninyolunututtu. Eylül 1999'da TBMM, 'Saa Ceza- lann Ertelenmesi'ne ilişkin bir kanun çıkardı. Bu kanun gereği, gazetecile- rin mesleki nedenle aldıkian cezalar üç yıllığına ertetendi. Eşber'in cezası yazı değil de konuşma olduğu için bu kanundan yararlanamadı. Konu Ana- yasa Mahkemesi'ne gitti. Anayasa Mahkemesi geçen yıl bu kanunu eşit- lik ilkesine aykın bulduğu için, konuş- malann da bu ertelenme kapsamına alınması için kanunu Meclis'e geri gönderdi. Bayram öncesi çıkanlan Şartlı Tah- liye Yasası'na, konuşmalan nedeniyle ceza alanlann cezasının ertelenmesi daeklendi. Bu kanundan böylece Er- bakan, Hasan Celal Güzel'le birlikte EşberYağmurdereli deyararlandı. Ön- ceki gün Eşber'e konuşması nedeniy- le ceza veren istanbul 2 Numaralı Dev- let Güventik Mahkemesi, bu cezayı yeni çıkan yasa gereği erteledi. Eşber'in infazınınyanmasına neden olan cezası böylece ertelenmiş oldu. Bu ertelemenin, yol açtığı sonuçlann da otomatik olarak ertelemesi gerek- mez mi? Başvurduğumuzhukukçula- nn ortak yorumu, infazın yanmasının da ertelenmesi yönünde görüş belir- fıyorlar. Şimdi beMiyoruz. ömrünün önemli bir bolümünü içeride geçiren avukat yazar Eşber Yağmudereli için bir ola- nak ortaya çıkt. Sırf bir konuşması ne- deniyte zaten üç yıla yakın b«r süredir içeride yatan bir düşün adamının ser- best bırakılmasıylaTürkiye bir ayıptan kurtulacak. Çünkü Eşber'in başına ge- lenler, Türkiye'de özgürlük isteyenleri üzdügü gibi, dünya çapında bir ikjiye de neden oluyor. Birçok ülkenin yazar- lan, yazar orgütleri Eşber'in aldığı ce- zaya tepki gösteriyoriar. • • • Eşber'in yaşadığı serüvenin yakın tanığıyım. Kuyumcu soygununun üze- rinden 22 yıl geçti. Eşber şimdi 56 ya- şında. Cezaevinin yıllar süren zor ko- şullannda kendisini eğitti, yetiştirdi ve eserter verdi. Eşber, bu süreç içinde hayataiyimserbakan, derin kültürü ve engtn humoruyla bir derviş haline dö- nüştü. Geçen yıl onu ziyaret ettiğim- de, cezaevlerindeki hastalıklar nede- niyle korkmuştum. Ardından ölüm oruçlanyla başlayan dramatik olayla- nn ortastnda kaldı. Eşber için zaman zaman ağtr yaa- larokuyorum. Onun terûrist' olduğu- nu bile söyleyenler çıkıyor. 1978 yılın- daki bir eylem yüzünden tam 17 yıl cezaevinde yattı. Halbuki siyasi ne- denle adam öldüren ülkücüler ya hiç yatmadılar ya da çok az yattılar. Bir kısmı şimdi partamentoda, Türkiye'nin kaderine hükmediyor. Değiştikleri scy- leniyor. Eşber'den ise alınan intikam bir türiü bitmek bilmiyor. Umanm insa- nın içini acıtan bu serüven son bulur. Türkiye bir ayıptan kurtulurve Eşber özgüriüğüne kavuşur. Umuyor ve> bekliyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle