Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 OCAK 2001 PAZAR
12 PAZAR KONUGU
îçişleri Bakanı Sadettin Tantan 'la çıkar gruplarını ve Türkiye 'deki temizlik harekâtını konuştuk
'BÎZE KARŞISAVAŞ VAR'
Hükümet
son derece
kararlı
- Yalnız, bürokratı, siyasetçisi, işadamı bu
çıkartanpaylaşıyorlar. Ozaman nasılbaşa-
rı sağlanacak?
- O söyledikleriniz olabilir. Zaten zaman
içinde kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Hü-
kümetimizin buna izin vermesi mümkûn de-
ğil. Zaten hükûmet bu konuda son derece
kararlı. Hiçbır ödün vermeksizin de çalış-
malannı sürdürüyor. Kendi çıkarlannın sar-
sılmasını istemeyen güçler her törlü yola baş-
vuruyor, hükümeti yıkmaktan tutun, başba-
kanın sağlığıyla ilgili söylentiler çıkarmaya
kadar işi ileri götürûyorlar. Oysa başbakan
görevinin başında, saatlerce çalışıyor, her işe
de hâkim. Türkiye'de içten ve dıştan acılmış
görüıımez bir ekonomik savaş sûrüyor. Sa-
vaşlar artık ordularla yapılmıyor. Bir ûlkeyi
teslim alabümeniz için önce kültürel. sonra
da ekonomik bir hareket yapmanız lazım.
21. yüzyılın savaşı böyle olacaktır. Türk hü-
kümeti de ekonomik tehditlere karşı kendi-
ni güçlendirmek zorundadır.
-Amaşu anda hükümetIMF'ye teslim ol-
muş görünüyor...
- Uluslararası alanda birtakım kurallara
uymak zorundasmız. Ama Türk hükümeti
kendini güçlendirme noktasında kendi eko-
nomik stratejisini belirleyip onu uygulama-
ya sokma durumundadır. Ekonomik hareket
uluslararası vesayet altına girdiği zaman güç-
lenemez.
Ama bu arada da uluslararası kurallara
uyacaksınız. Ekonomi artık sınır tanımıyor.
- Cezaevlerineyuvalanmışyasadışı örgüt-
lerle devletin istihbarat örgüüeri arasında
girfi ilişkilerden söz ediliyor. Hatta devletin
istihbarat örgütlerinin, dönem dönemyasa-'
dışı örgüüeri kullandıkları iddialan var.
Gerçekten devletin istihbarat örgüüeri bu
yasadısı örgütierle ilişki içinde oldular mı?
Oldularsa amaç neydi?
- Onu bilmiyorum. Bu, çok hassas bir ko-
nu. Bir ülkede 30 yıldır, içte ve dışta ideolo-
jik ve bölücü terör örgütleri faaliyet gösteri-
yor ve bunlar çözülemiyorsa bunun birta-
kım nedenlerinin olduğu aşikâr hale geliyor.
Bu konuda birtakım söylentiler var. O zaman
da devletin bunlarla mücadelede birtakım
eksiklikleri olduğu ortaya çıkıyor. Bu terör
hareketlerini sadece polisiye önlemlerle
kökünden temizleyemezsiniz. Bunu geniş
boyutlu düşünmek, düşünceyi de belli bir
fikre dönüştürüp onun uygulamasını belir-
lemek gerekiyor. Halk arasında çok yaygın
söylentiler var. O kullanıldı, bu kullanıldı,
deniyor. fnsanın aklına, acaba buna yasalar
mı cevaz veriyor. sorusu geliyor. Bunun da
bir araştırma İconusu olması lazım.
Polisin
eğitimi
yetersiz
- Böyle bir araştırma yapıiıyor mu?
- Bana göre yapılmasında fayda var. istih-
barat örgütünün üst düzeyde bir elemanı
ÂBD'de bir site açıp Türkiye'ye yönelik bir-
takım yaymlar yapıyorsa bu durumun halle-
dilmesi lazımdır. Terör örgütleri Batı ülke-
lerinden Türkiye'ye yönelik yıllardır saldın
içindeler. Bunlar biliniyor. Artık herkesin,
"ne yapmak laznn" diye düşünmesi gereki-
yor. Bakınız, Milli İstihbarat Teşkilatı (MJT)
içinde isimsiz, nitelikli kahramanlar var. Üs-
telik ben burada MlT'in çalışmasını takdir-
le karşıladığımı da söylemek isterim.
- Ama bir araştırma yapıiması gerektiği-
ni düşünüyorsunuz...
- Toplum olarak, "Biz bu konuda nerede-
yu" diye düşünmek lazım. Bir araştırma ya-
pılmasında fayda var.
- MİT Müsteşart Şenkal Atasagun, yar-
dımcısı MikdatAlpay 'la birliktegeçenlerde
bazı gazetelerin köşeyazarlanna Kürtçe ve
AB'yle ilişkiler dahil olmak üzerepek çok
konuda görüşlerini açıkladv Siz bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
- Yasalara göre onlann görevleri bağlı ol-
duklan kurumlara elde ettikleri bügileri ak-
tarmaktır. Çünkü onlar uygulayıcı değiller-
dir. Yasalann dışına çıkamazlar.
- tçişleri Bakanlığı teşkilatı yeterli mi?
Polisin eğitimi yeterli mi?
- Polisin eğitiminin eksik olduğunu bildi-
ğimiz için Polis Akademisi, Polis Yüksek
Okulu oldu. Altyapı eksikliklerini kapatmak
için de birtakım yasalar çıkanlıyor. Polisin
bazı bölümlerinde uluslararası eğitim vere-
bilecek düzeye erişmişlik var. Ama çok alt
düzeyde olup sürekli eğitim alanlar da var.
Bu uçurumu kapatmamız gerekiyor. Jandar-
ma da kendini çok geliştirmiş durumda.
LEYLA TAVSÂNOĞLU Yolsuzluk, karapara aklama, yasa tanımazlık onlarca yıldır başını alıp gitmiş. Siyasetçisi, bürokratı, medya patron
* gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış. Banka hortumlayıp devleti dolandıranlar, halkın gırtlağını sıkıp üç kuruşa
mahkûm edenler ülke dışına kaçmış, zevk, sefa sürüyorlar. Yaptığı, yapanın yanına kâr kalan bir ülke. Bir kâbus gibi.. Belki de gün gelecek bu
karabasandan uyanacağız. Bütün bu pisliklerden, utanmazlardan, bu bir avuçluk güruhtan kurtulacağız. Ama bu arada da zor günlerden
geçiyoruz. Kimbilir, daha kimlerin nelere
bulaşmışlıkları ortaya çıkacak? Bu kepaze,
utanç verici, rezil ortam içinde bir kişi, îçişleri
Bakanı Sadettin Tantan kolları sıvamış,
pisliklerin, yolsuzlukların, kara paranın üstüne
gidiyor; elinden geldiğince mücadelesini
veriyor. Üstelik son aylarda, hiç korkmadan,
çekinmeden "tapınakşövafyeleri", "nüfuz
casuslan "ndan da söz eden îçişleri Bakanı
Tantan 'la gazetemizi ziyareti sırasında
ayrıntılı bir konuşma yaptık. Ve gördükve
anladık ki Tantan, onlarca yıldır ülkemizde,
halkın iliğini kemiğini sömüren namussuz,
asalak takımının oluşturduğu "saadet
zincirini" kırmaya baş koymuş.
PORTRE / SADETTİN TANTAN
1941, Sapanca doğumlu. Yükseköğrenimini Polis
Akademisi ve İstanbul İktisadi Tîcari tlimler
Akademisi'nde tamamladu İstanbul'da Emniyet
Müdürlüğü yaptu 1994 arayerel seçimlerde
ANAP'tan Fatih Belediye Başkanlığı'na seçildl
1999 genel seçimlerinde ANAP'tan TBMM'ye
girdl MHP-DSP-ANAP hükümetinin îçişleri
Bakanhğı'na getirildi
- Cezaevlerindeki ölüm oruçlan sırasında "Hayata Dönüş " ope-
rasyonuyapıldı ve operasyonda 32 kişi öldü. Bu 32 kişinin ölümü-
nü duyduğunuzda duygulannız ne oldu?
- Bu operasyondan önce nasıl davranılması gerektiği yönünde
uzun eğıtimler alındı. Cumhuriyet savcıüklannın talebi üzerine de
" Hayata Dönüş" operasyonu başlatıldı. O operasyon sırasında Jan-
darma teşkilatı son derece başanlı bir çalışma sergiledi. Jandarma-
nın teknik donanımı karşıdan yapılacak bir saldınyı engelleyebile-
cek nitelikteydi. Vejandarma hiçbir zaman silah kullanmamayı ter-
cih etti. Psikolojik bir savaşla teslim olmalannı sağladı. Burada
unutmayın iki de şehıt verdi. Jandarma Genel Komutanlığı'nın uy-
guladığı operasyon son derece başanlıydı. Orada, bölücü terör ör-
gütünün amacı kamuoyunda kendi reklammı uzun süreli yapabil-
mekti. Bunun için de her türlü yöntemi kuUanmaya çalışn.
Aslında, baknğınız zaman, kamuoyunda kendi reklamını yapma-
yıdabaşardı.
- İyi de.. yasadısı örgütter uzunyıllardır cezaevlerinde nasdyu-
valanabildi?
- Cezaevlerinin fiziki ve mimari yapılanndan dolayı oralarda ör-
gütler hâkim olmuştu. Biliyorsunuz, cezaevlerinde kadın ve erkek
mahkûmlar aynı yerde kalamazlar. Yanıcı, kesici, patlayıcı madde-
ler cezaevlerine alınamaz. Ama bir de bakıyorsunuz ki bunlar ceza-
evlerinde var. Orada bir zafıyetin olduğu muhakkak. Bu zafıyeti yıl-
lardır siyasetçiler, yöneticiler açıkladılar ve kabul ettıler.
- Bir anlamda işbirliği miyapmışlar?
- Arnk o kadannı bilmiyorunij, ama kendi acizliklerinı göstermiş-
ler. Kendılen bunu itiraf ettiler. Onemli olan devletin gücünü karar-
h bir biçimde uygulamaya sokabilmek. Bu operasyon öncesi ve sı-
rasında önemli istihbarat bilgileri vardı. Bunlan sürekli izliyorduk.
Örgüt, cezaevine kim girerse gırsin onu milıtan oluncaya kadar eği-
tiyor, militan olduktan sonra da ona değişik görevler veriyor. Ceza-
evindeki örgüt sorumlusundan alt birime kadar ara birimler, ara so-
rumlular var. Orgüt elemanının cezaevindekı davranışı, anne- baba-
sıyla, avukaüyla görüşmesini, mahkemede verdiği ifadesini örgût
yönlendiriyor. Militan da ona göre dav-
ranmak zorunda. örgüt hem Türkiye
içinde, hem de dışında yapılanmış. Or-
gütün bir krrsal, bir de şehir ayağı var.
Avrupa'daki çeşitli ülkelerde, çeşitli si-
vil toplum kuruluşlan ve vakıflar ara-
cılığıyla legal durumlannı sergılemeye
çalışıyorlar. Bazı ülkelerde eğitim
kamplan var. O ülkelenn istihbarat
güçlerinin desteğini alıyorlar. Türki-
ye'de ise belli bir tabana oturmak için
mücadele ediyorlar. Kısmen de böyle
bir tabana oturmuş durumdalar.
Çalışmalar sürüyor
- Ciddibirtehditoluşturuyorlarmı?
- Yapılan ortaya çıktıktan sonra ka-
muoyundan destek bulmalan çok zor.
Hizbullah terörünün vahşeti öğrenildi-
ği zaman kamuoyu çok sert tepki gös-
termişti. Bu örgüt de kendi reklamını
yapmak, kendi gücünü göstermek için
kendi militanını bile ölüme terk ederek
onu feda edebilecek nitelikte olduğu-
nu kanıtladı. Örgütün Türkiye'de bir
devrim yapma şansı yok. O nedenle de
Avrupa ülkelerindeki rahat yaşamlannı sürdürebilmek için örgüt yö-
neticileri yoksul kesim tabanına oturabilmek amacıyla bu tür aile-
lerin çocuklannı tehdit ve şantajla kendilerine çekmeye çalışıyor-
lar. O nedenle de cezaevlerindeki belli uygulamalara karşı çıkıyor-
lar. Çünkü cezaevlerini kendi eğitim kamplan ve yazıhaneleri gibi
kullanıyorlardı. Şimdiyse devlet bunlan ortadan kaldırdı.
- Enerji Bakanlığı 'nda bir operasyon yaptldı. Bir eski bakan da
olmak üzereEnerjiBakanlığı 'nın bazı bürokratlangözaltına alın-
dı. Şu anda sorgudalar. EnerjiBakanlığı içinde çok büyükyolsuz-
luklar mıyapûmıştı ki bu operasyona gerek duyuldu?
- Bundan önce Jandarma Organıze Suçlar Dairesi'ne bir dosya
geldi. Bu dosya DGM'ce de değerlendirmeye alındı. DGM Savcı-
sı'nınkaran doğrultusunda çalışmabaşlatıldı. Bu çalışma süresi için-
de de Enerji Bakanı'na bilgi verildi. DGM Savcıhğı operasyona ka-
rar verdikten sonra da operasyona geçildi.
- Operasyon devam edecek mi?
- Onu DGM Savcıhğı bilir. O da bilgi akışına göre olacaknr.
- Başka bakanuklarda da operasyon yapılacak mı?
- Güvenlik güçleri Türkiye'nin çeşitli yerlerinde, çeşitli alanlar-
da çahşmalannı sürdürüyorlar. O çalışmalan yürüten savcılar elde-
ki delillerin yeterli olduğuna karar verirlerse operasyonlar açılabi-
lir.
- Siz halk tarafindan çok namuslu, dürûst, biraz da dediğim de-
dik bir kişi olarak tanımyorsunuz. Siz bu kişiliğinizle siyasetegir-
diniz. Cstelik Îçişleri Bakanı olduğunuzda insanlar bunu büyük
birşaşkınlıkla karşüadüar. Sistem sizi nasıl kabul etti? Yoksa baş-
kalan sistemi mi zorladı?
- Hiç bilmiyorum. 57. hükümette îçişleri Bakanı olarak görevlen-
dirildim. Bunda Başbakan Bülent Ecevit'in dürüst kişilıginin de
önemi var. Partim beni aday olarak gösterdi. Başbakan Yardımcısı
Hüsamettin Ozkan'ın da destegi oldu. Benım için bu kadar önem-
li bir görevı ifa ediyor olmak büyük bir şeref.
- Türkiye'de, her nedense yolsuzluğa, kirliliğe bulaşmış insan-
larsiyasetten silinmiştir. Burada bütün kiriiliklerL,yolsuz}uklan dü-
zehmegörevisize düştü. Ama sizinpartinizin içinde degenel baş-
kanınız dahil, şaibeli olduklan söylenen kişiler var. Bu durumda
sizin işiniz zor değil mi? !\asU başaracaksınız?
- Ben bu görevi yaparken hiç kimse beni engellemedi. Hiç kim-
senin böyle bir talebi de olmadı. Ama perde arkasında gizli bir ha-
reket var mı? Onu bilemem. Yaptığımız çalışmalarda halkın büyük
desteğini görüyoruz. Parlamento da destekliyor. O bakımdan bir sı-
kıntımız yok. Ama yer altında, perde arkasında bize karşı büyük bir
savaş açıldığını biliyoruz. Türkiye'de oluşmuş çıkar zinciri ve çıkar
gnıplan kendi varlıklannı sürdürebilmek ve bu temizlik hareketin-
den kendilerinı kurtarabilmek için korkunç bir gizli savaş yürütü-
yorlar. Operasyonlan durdurmak, hükümeti yıkmaya kadar giden
değişik senaryolar üretiliyor. • . . . -
Nüfuz casusları Igbagında
- Teşkilatmtz içinde bile size karşı isyan çıkanldı?
- Elbette. Her tarafta çıkar gruplan örgütlenmiş. Bu işlerin nü-
marlan, aktörleri var. Bunlan bir anda yok etmek tabii ki kolay de-
8ü.
- Hatta siz nüfuz casuslan, tapınak şövafyelerinden söz ettiniz.
Kim bu nüfuz casuslan, tapınak şövafyeleri?
- Onlar kendilerini çok iyi biliyorlar. Benim söylemem yakışık
almaz. Saymaya kalksam sayfalar yetmez. Nüfuz casuslan yeri gel-
diğinde görevferini yapıyorlar.
- Teşkilattakisize karşı başkaldınyı da örgütleyenler bunlar mı?
- Yorumlanyla, sözleriyle tahrik edici davranışlarda bulunmuş-
lardır. tstediğiniz zaman, toplumu istediğiniz gibi kanştırabilirsiniz.
Ülkenin çıkarma olacak oluşumlan baltalamak için yerli yabancı,
her türlü ilişki içine girebilirsiniz. Çünkü çıkar her şeyin önünde. O
kişi ve gruplarda bayrak, millet ve vatan sevgisı hiçbir zaman ola-
maz. Biz bunu bildiğimiz için de yolumuza devam ediyoruz. Önü-
müze hiçbir şekilde engel koyma şanslan yok. Bızı yıpratmak için
her türlü şeyi yapıyorlar. Beni parlamentodaki mılletvekilleriyle
karşı karşıya getirmelc için birtakım komplolar düzenliyorlar. Bü-
tün bunlan gizli bir el takip ediyor. Ama ben ınanıyorum ki halkın
iradesi, halkın gücü üstünde hiçbir güç yoktur. Halk, yıllardan beri
kendisini alhna alan, haysiyetini ayaklar altına alan zihniyete karşı
toparlanma içinde. Ben buna inanıyorum. Biz de her harekete ge-
çerken halkın da konuyla ilgili aydınlanmasını sağlamak için elimiz-
den gelenı yapıyoruz. Fazla konuşmamamızın nedeni de halkın ken-
disinin olaylarla ilgili tahlil, yorum yapmasını sağlamak. Halk ken-
di karannı kendisi versin.
tHşkller herkesin dlllnde
- Bu noktada medyanın ve basının tutumunu nasıl karşûıyorsu-
nuz?
- Basında ülkenin önünün açılmasını isteyen yazarlanmız ve ga-
zetecilerimiz var. Buna karşılık kullanılan basın mensuplan var. Ge-
rek ülke içi, gerekse ülke dışı çıkar gruplan doğrultusunda davra-
nan basın mensuplan var. Bunlan biz de biliyoruz, halkımız da on-
lan az çok öğrenmeye başladı.
- Bir de karapara aklamakla ünlü bazı holdingyöneticileri; ba-
Zigazetecüeri, köşeyazarlannı, son derecepervasız birbiçimde, şir-
ketlerinin antetli kâğıtlanna, üstelik imzalı yazdıkları mektuplar-
la tehditedebiliyorlar. Bir hukuk devletinde bu tür davranışlar na-
sıl olabilir?
- Ydlar içinde, her kurumda yozlaşma ve kirlenmenin belirtileri-
ni görüyoruz. Bunlar o cesareti bulabiliyorlarsa aralannda geçmiş-
ten gelen birtakım ilişkiler olduğu anlamı çıkabilir.
Medya ve basında çalışan bazı insanlann ilişkileri, medya patron-
lannın ilişkileri artık herkesin dilinde. Herkes bunlan konuşuyor.
Bu konuşmalar da, toplumu doğru aydınlatmakla görevlı olan ba-
sın ve medyayı halkın gözünde sarsıntıya uğratıyor.
- Güvenilirliğini mi sarsıyor?
- O çok kötü bir şey. Medya ve basının güvenilirliğinin çok yük-
sek olması gerekiyor. Bir ülkede, o ülkeyi yönetmeye talip olan ge-
rek resmı, gerekse de sivil kurumlar birbirlerini tamamlayan biçim-
de hizmet edemezlerse orada kopukluk ve bocalama olur. O durum-
larda da çıkar ilişkileri öne çıkar. Ülkenin bugünkü durumunda çı-
kar ilişkilerinin önde gözükmesinin nedeni bu kurumlann hizmet
vermek için bir araya gelememeleri, toplumun da ülke çıkarlannı
her şeyin üzerinde tutmamasımn eksikliğidir. Örneğin, sorumlu ol-
duğum bakanlığın daha gelişmesi, daha nitelikli konuma gelmesi
için yasal, teknik, bütün imkânlan seferber edip o mücadeleyi ve-
rirken benimle birlikte öbür kurumlann da aynı mücadele içinde ol-
malan lazım. Sivil toplum hareketi de aynı mücadele içinde olma-
h.
- Basın ve medya da bu yolda mücadele vermeli mi?
- Basın ve medyanın da aynı mücadele içinde olması lazım. Ama
öyle olmadığı meydanda. Çünkü bır ülkede yolsuzluk, yozlaşmış-
lık, ahlak çöküntüsü had safhadaysa ahlak çöküntüsüne neden olan
unsurlann araştırüması lazımdır. Ahlak çöküntüsüne sadece devle-
ti yönetenler, siyasi mekanizmalar sebep olmamıştır. Bu, bir günde
de ohnamıştir. Yıllann birikimiyle bugünlere gelinmiştir. Toplum-
da bilgiyi adaletli dağıtmadığınız ya da bilgi verirken toplum çıka-
nnı gözetmediğıniz, sadece kendi çıkannızı düşündügünüz sürece
toplumdaki ahlaki çöküntünün, yozlaşmanın sebebi olursunuz. Ba-
sın ve medyanın bu noktadaki görevi çok önemli. Basın ve medya-
nın düzelmesi için mücadele veren çok önemli süahşorlar olduğu-
nu görüyorum. Ama seslerini yeterince duyuramıyorlar. Çünkü bi-
liyorlar ki seslerini yeterince çıkardıklan an dokunduklan çıkar
gruplan onlan yok edecektir.
- Çıkargruplarını dağttabümek, bu saadet zincirini kırmak için
sizce neleryapmakgerekiyor?
- Göreve geldiğimiz günden itibaren sözlerimiz ve davranışlan-
mızla kamuoyuna birtakım mesajlar vermeye çahşıyoruz. Kamuoyu
bilinçlenip kendi gerçeğini yakalamak zorunda. Kendi gerçeğinı
yakalayabilmesi için de bundan sonra getireceği siyasi otoriteyî iyi
seçmelidir. Türkiye demokratik bır hukuk devleti olduğu için bütün
bu kanşık işleri yine siyaset çözecektir. Bir başka gücün gelip çöz-
me şansı yoktur. Toplum bu noktada kendi iradesini belirleme du-
rumundadır. Kendisini yönetmeye talip olanlann gerçek kimlikle-
rini saptamalıdır.
Türk milleti yıllardan beri değişik ideolojik, inanç söylemleriyle
hep aldanlmışhr. Bunlar yapdırken de topluma bilgi aktanlmamış-
hr. Toplum; bilgilendirilmediği, onun
bilgi düzeyi yükseltihnediği için de ni-
tehksiz duruma getirilmiştir. Eğitimi, öğ-
renimi sadece okulda almaya yönlendi-
rihniştir.
Hw şey gözönünde
Toplum eğitimi göz ardı edilmiştir.
Toplum eğitimi olmayınca da yurttaşlık
bilinci alt düzeylere inmiş, ahlak yozlaş-
ması doruklara çıkmış, göç hareketleri,
ekonomik sıkınnlar da toplumu çaresız
duruma getirmiştir. Gerçekler toplum-
dan hep gizlenmıştir. Hak ve adalet kal-
mamıştır. Bizim bu noktada çok müca-
dele etmemiz lazım. Bununla birlikte,
halkımızı aydınlatma zorunluluğumuz
var. O nedenle, îçişleri Bakanlığı olarak
bize de çok büyük görevler düşmektedir.
- Siyasipartilerin buyapısı içinde, li-
derler suttastyla halkın aydınlablması
nasd başanlabilir?
- Artık her şey kamuoyunun gözü
önünde olmaktadır. Liderlerin çevresi
çok iyi biçimde doldurulursa parti, teş-
kilat hareketi öne geçebüir. Nitelikli insanlar siyasi partilere geldik-
leri zaman lider sultası diye bir şey kalmaz. O zaman ekip çalışma-
sı öne çıkar. Ama liderleri suçlamamak lazım. Nitelikli u^de ege-
men olursa o zaman partilerde ekip hareketi öne geçer.
-Banka hortumlayanlann birhsmı cezaevinde, birkısmı kaçak,
bir kısmı da elini kolunu sallaya sallaya dolaştyor. Buna bazı med-
ya patronlan da dahil Ekonomi baştan kara gidiyor. Ama 20 yıl-
dır ekonomiyi aynı adamlaryönetiyor. Siz bunlarla nasıl mücade-
le edeceksuüz?
- 57. hükümetin ekonomik programı büyük bir disiplin içerisin-
de uygulanıyor. Ekonominin yerli yerine oturması için bankacıhk
sisteminin güçlü olması lazım. Hükümetin şu anda yapmak istedi-
ği de bankacıhk sistemini güçlendirmektir. Birtaraftan bankalan so-
yanlarla ilgili adli olaylar sürerken hükümet bir yandan da banka-
cıhk sistemini güçlendirmek için çalışıyor. Hükümet bu çabalan har-
carken iş çevrelerinin de bunu sahiplenmesi gerekiyor. Sen- ben çe-
kişmesini bir yana bırakıp bir araya gelmeli ve destek vermeliler.
Ekonomi, bütünlük içinde hareket etmesi sağlanırsa ayağa kalkar.
Türkiye çok güçlü bir ülke. Ama çok iyi organize olabilmesi ve bu
organizasyonu hayata geçirebilmesi zorunlu. Ekonominin düze çık-
ması güven ortamının yaratılmasıyla sağlanabüir.
Gördüğünüz gibi, biz bakanlık olarak Türkiye'de güven ortamı
yaratılabilmesi için büyük mücadele veriyoruz.
Öte yandan bir sivil toplum kuruluşuyla yozlaşmışlığın nedenle-
rini araşurmak için bakanlık olarak bir protokol imzaladık.
-Protokolü TESEV Vakfi'yla imzaladmız, değil mi?
- Evet. Bunu biz bakanhk olarak tek başımıza da yapabilirdik. A-
ma toplumu daha iyi bilinçlendirebilmek için bir sivil toplum kuru-
luşuyla işbirliği yapmayı tercih ettik. Banka soygunlan ve diğersoy-
gunlarda halkın hakkının gaspı var. Bunun nedenlerinin araştınlıp
doğru sonuçlara vanlması gerekiyor. O nedenle ekonomi yönetimi-
ni sadece birtakım siyasetçi ve bürokrann ehne de bırakmamak la-
zımdır. Bütün iş çevrelerinin de katılımlan olmalı. Biz bakanlık ola-
rak bir altyapı çalışması başlattık. Önümüzdeki günlerde sendika-
larla da bir araya geleceğiz. Vali ve kaymakamlar aracılığıyla Tür-
kiye genelinde işyerlerinin, fabrikalann kapanmalannın, bazı işyer-
lerinden işçi çıkanlmasının nedenini araştırmaya başhyoruz. Bunun
nedenlerini ortaya çıkarahm ki hükümetin önüne koyalım.