Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12OCAK2001CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Tenöp hancamasi
denetiensiır
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP; hükümet
ile Genelkurmay
Başkanhğı arasındaki
gerilünı TBMM Genel
Kumlu'na taşıdı. ANAP
Diyarbakır Milletvekili
Sebgatullah Seydaoğlu,
Türkıye'nin, Avrupa
Birliğii ülkelerinin
toplammdan daha fazla
asker bulundurduğunu
belirterek "Sadece teröre
harcanmıştır denerek 105
katrilyon lira, Meclis ve
Sayıştay denetimi dışında
Güneydoğu'da harcandı.
45 devletin Irak'la yaptığı
savaşa harcanandan fazla
bu para. Bu paranın nerede
nasıl harcandığını bilen
yok" diye konuştu.
FP'denyetki
yasasına iptal
istemi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - FP Grup
Başkanvekili Yasin
Hatipoğlu başkanlığındaki
FP'liIer, bugün yetki
yasasının iptali için
Anayasa Mahkemesi'ne
başvuruda bulunacaklar.
Saat 10.30"da Anayasa
Mahkemesi Genel
Sekreteri'ni ziyaret edecek
olan heyet, yetki yasasının
iptaline ilişkin başvuru
dilekçesini iletecekler.
'Yöneticiler
görevinj
yapamıyop'
• Istanbul Haber Servisi -
Istanbul Ticaret Odası
(ITO) Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Yıldırım,
sıkıntılann temelinde
yöneticilerin görevini tam
yapamamasınuı yattığını
ifade ederek "Yoksa onun
dışında ne MGK göreve
çağnlır, ne asker-sivil
aynmı diye bir şey olur.
Şimdi hükümete
demokratik olarak 'çek
git' diyemiyorsun. Işte
dolaylı yollardan gitmenın
yollandır bunJar" dedi.
Yıldınm, ITÖ Meclisi'nin
yılın ilk toplantısında
yaptığı konuşmada,
üyelerden, yaptıklan
eleştırilerle ilgili çözüm de
üretmelenni istedi.
Karaahmetoğlu'na
tahfiye istemi
kabul edümedi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Alkollü olarak
araç kullanırken göreve
giden gazetecilerin aracına
çarparak Star gazetesi
muhabiri Ogün
Özdemir'in ölümüne
neden olan Necip
Karaahmetoğlu'nun
yargılanmasına dün devam
edildi. Karaahmetoğlu'nun
avukatlan, Şartla
Salıverme ve Cezalann
Ertelenmesine Dair
Yasa'nın süre yönünden
değişme dunımu olduğunu
ve müvekkillerinin uzun
süredır tutuklu
bulunduğunu belirterek
tahliyesini talep ettiler.
Yargıç Mehmet Nuri
Öztürk, sanığın tutukluluk
halinin devamma karar
vererek duruşmayı
erteledi.
Enerji pazanında
kurul çekişmesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Elektrik Piyasası
Yasa Tasansı 'nın TBMM
Sanayi, Ticaret ve Enerji
Komisyonu 'ndaki
görüşmelerine dün devam
edildi. Komisyonda
tartışmalann önemli
bölümünü, Elektrik
Piyasası Düzenleme
Kurulu'ndaki temsil
durumu oluşturdu. Meslek
kuruluşlan, Elektrik
Piyasası Düzenleme
Kurulu'nda daha fazla
temsil hakkı istedi.
Orgeneral Şenoğul: AB'nin yeni yapılanmasmda Türkiye dikkate alınmadı
Komutanlardan AB% e tepldIstanbul Haber Servisi - Harp Akade-
mileri Komutanı Orgeneral Nahit Şeno-
ğul, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB)
üyeliğini içtenlikle destekleyen bir AB
üyesinin olmadığını belirterek AB'nin
yeni yapüanmasında Türkiye'nin dikka-
te ahnmadığını, Kıbns ve Ege sorunlann-
da, sanki bu sorunlan biz yaratmışız gi-
bi tek taraflı olarak ödün vermemizin ve
ulus-devletimizden fedakârlık yapmamı-
zın istendiğini söyledi. Şenoğul, "Bunlar,
AB'nin ülkemize karşı haksız ve vefasız
tutumvedavranışlan olarak alguanmak-
ta, Türkiye'yi aldatdmışhk duygusuna
sevketmektedir" dedi.
Harp Akademileri Komutanlığı'nca
düzenlenen "Avrupa Güvenlik ve Savun-
ma Kinüiği, Avrupa Birliği ve NATO İliş-
kflerinin Geleceği, Türkiye'ye Etküeri"
konulu sempozyumun açılışında konu-
şan Orgeneral Şenoğul, AB'nin 7-8 Ara-
lık 2000 tarihlerinde Nice'teki zirvesin-
de, 27 devletten oluşacak olan AB'nin,
yeni yapılanması içinde Türkiye'ye yer
vermediğini anımsatarak "Zirvede kabul
• Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Nahit Şenoğul,
Nice'teki zirvede alınan kararlann Türkiye'nin güvenlik
ihtiyaçlanna zarar verecek nitelikte olduğunu belirtti.
Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanı Tuğgeneral Halil Şimşek
de "Avrupa, Ermeni kozu ile Kafkaslar'a, Ege sorunuyla
Balkanlar'a, Kıbns ve Güneydoğu sorunlanyla da Ortadoğu'daki
politikalara müdahil olmanın altyapısını hazırlamaktadır" dedi.
edilen kararlardan, Türkiye'nin kaühm
ortaklığı belgesinde yer alan Kıbns ve Ege
Denizi ileflgflibağiavıcı karaıiar, güven-
lik ihtiyaçlanmıza zarar verecek nitelik-
tedir" dedi.
'Onyargılılar'
Türkiye'nin, AB'ye aday üye olmak-
tan mutluluk duyduğunu, ancak AB ül-
kelerinin bizim gibi mutlu olduklannın
söylenemeyeceğini vurgulayan Şenoğul,
"Çünkü baaAB ülkeleri. ülkemize kar-
şı önyargıhduiar ve her zaman Türkiye
karşıü hareketin içindeyer ahnaktadırlar.
Buülkeler ashndaTürkiye'ninAB'yeüye
ohnasma sıcak bakmamaktadıriar. Baa
Avrupa ülkeleri ise Türkrye'yi AB'ye al-
mak yerine, AB ile Türkiye arasında ya-
kın işbnüğini içeren bir statüde kalması-
nı istemektedirier. Geriye kalan Avrupa
ülkeleri de Türkiye'nin AB üyeliğini ker-
hen desteklemektedirler. Türkiye'nin AB
üyetiğmiiçteniikledestekleyen bir ABüye-
si yoktur" diye konuştu.
Ermeni tasana
Avrupa Parlamentosu'nda büyük bir
çoğunlukla onaylanan sözde Ermeni soy-
kınrnı tasansının Türkhalkınırencideet-
tiğini, bu tasannın önümüzdeki günlerde
başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa
ülkesinin uJusal parlamentosunda görü-
Harp Akademileri Komırtanhğı'nca düzenlenen "Avrupa Güvenlik ve Savunma KimliğL A>rupa Birli-
ği ve NATO tlişkflerinin Geleceği, Türkrveye Etküeri" konulu sempozyumda konüşan Orgeneral Nahit
Şenoğul(küçükresim),AB'nin Türkiye'ye karşı önyargdı olduğunusöyledi (Fotoğraf: UGUR DEMİR)
şüleceğini belirten Şenoğul, "Bütün bun-
lar Türkiye'deki AB yandaşlannı hayal
kuıkhğma uğratacak, AB karşıttannı da
hakh küacaknr. Bunlar gerçektir ve bun-
lan söylemek zorundayız, Bu hassas ve
karmaşık durum muvacehesinde Türki-
ye yeni poütikalar ve stratejiler belirie-
mekzorundadn-" dedi.
Silahlı Kuvvetler Akademisi Komuta-
nı Tuğgeneral Halil Şimşek de kışısel gö-
rüşlerini açıkladığı konuşmasında, geliş-
miş ülkelerce desteklenen küreselleşme-
nin yeni çatışma ve bölünmeleri dayattı-
ğını belirterek Avrasya coğrafyasuıın ar-
tan önemine dikkat çekti. Avrupa Parla-
mentosu'nun sözde Ermeni soykınm ta-
sansını kabul etmesini sert biçimde eleş-
tiren Şimşek, "AB Kaohm Ortakhğı Bel-
gesi'nde bireysel hak ve özgürlükfcr kap-
sammda,bu devktin kurucusu ve asli un-
suru olan Kürt orijinli vatandaşlarumz
için kültürel haklar,anadilde yayın ve eğj-
tim haklan adı alonda, ülkemiz bölün-
mek istenmektedir" dedi.
'Devrimler tehdit alünda'
Içeriden ve dışandan desteklenen bu
gelişmelerin milli birliğimizi ve toprak
bütünlüğümüzü bozacak büyük bir teh-
dit niteliği aldığuu vurgulayan Şimşek,
"Çünkü bu oiuşumlann arkasmda olan
Avrupa, Ermeni kozuile Kafkaslar'a, Ege
sorunuyla Balkanlar'a, Kıbns ve Güney-
doğu sorunlanyla da Ortadoğu'daki po-
ntikalara müdahil ohnanın hukuki altya-
pısını hazniamaktadn"" diye konuştu.
Şimşek, 1950 yılmdan bu yana sürek-
li tehdit altında olan Atafürk ilke ve dev-
rimlerinin her birinin aynı düzeyde önem
ve değerde olduğunun altını çizdi. Şim-
şek, 13 milyon yurttaşunızın yoksulluk
suıınnın alünda yaşadığına dikkat çeke-
rek sosyal devletin gereklerinin yerine
getırilmesının şart olduğunu söyledi.
Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. D-
ter Turan, NATO'nun savunma doktri-
ninde esnek mukabele anlayışının, tehdit
algılamasında da yerel çanşmalann öne
çıktığını belirtirken Istanbul Üniversitesi
Oğretim Üyesi ve gazetemiz yazan Prof.
Dr. Erol Manisah da Türkiye'nin son dö-
nemde, uzun vadeli stratejik hesaplara
göre değil, kısa vadeli politik yaklasım-
lara göre karar aldığını vurguladı.
Ydmaz'a askerden sert yanıtM Baştarafi 1. Sayfada
Yolsuzluk operasyonu ekseninde
yürüyen tartışmaya TSK'yi çek-
me girişimlerinin silahlı kuvvet-
lerde "ciddi rahatazhk duyulma-
sına" neden olduğunun altını çi-
zen Genelkurmay, gelişmelerin
rejim tartışmasına dönüştürülme-
sinin ülke yaranna olmayan bir
yaklaşun olduğuna işaret etti.
TSK'nin her zaman ve her or-
tamda yolsuzlukla mücadelenin
gerekliliğini savunduğunun altını
çizen Genelkurmay, Mesut Yıl-
maz'ın işaret ettiği "karanhğı öz-
leyen" kişilerin gerçek anlamda,
"TSK'yi yıpraOp pasifıze ederek
siyasi çıkar ve çekişrae alanlanna
çekmekisteyenler" olduğunu vur-
guladı.
Siyasilerden açıklamaya tepkiler
DSP'Iiler rahatsız
ANAP'blar suskun
ANKARA (CumhuriyetBürosu)
-Genelkurmay Başkanlığı'nın Baş-
bakan Bülent Ecevit ve Başbakan
Yardımcısı, ANAP lideri Mesut Yıl-
maz'ı hedef alan açıklaması bu par-
ti gruplannda rahatsızlık yarattı. D-
SP'liler Ecevit'in ANAP'a sahip çı-
kıp askerle karşı karşıya gelmeyi
göze almasmdan rahatsızlık duyar-
ken ANAP'Iılar suskun kalmayı
yeğlediler.
Başbakan Ecevit, Genelkur-
may 'ın açıklama-
sıyla ilgili sorular
üzerine, "Bir şey
söylemek istemiyo-
rum" demekle ye-
tindi. Ahnanya'da
bulunan Yılmaz ise
dönünce açıklama
yapacağını bildirdi.
DSPAnkara Millet-
vekili Uhıç Gürkan,
"yolsuzluklara kar-
şı shasetçhe rağ-
men mücadete edü-
diği izienimi doğdu-
ğuna" dikkat çeke-
rek "Bu da sryaset
dışı kalması gereken
kurumlann si>asete
bulaşmasmı tahrik
etmektedir" dedi.
Be\ han Aslan basm
toplannsı yapacak
Genelkurmay'm, iktidann iki
partisini hedef alan yazılı açıkla-
ması, TBMM kulislerinde çeşitli
değerlendirmelere yol açtı. Açıkla-
madan son derece rahatsız oldukla-
n gözlenen ANAP'lılar, tepki gös-
termekten kaçındılar. ANAP Grup
Başkanvekili Beyhan Aslan. "Şim-
di konuşmak istemiyorum. Yann
(bugün) basm toplannsı yapaca-
'dedi.
DSP 'Hler deresmenbir açıklama
lluç Gürkan: Silahh
kuvveder hiç gereği \okken
siyasetin içinde bir olaya
taraf hahne getirilmistir.
yapmaktan kaçındılar. Ancak, DSP
kulislerinde "Başbakan taktik ha-
talar yapıyor. ANAP'ı sahiplenme-
si doğru değfl. Hiç yoktan askerle
ka\ga>a girivor. Bu operasyon
ANAP'a yöneİik. Be>^azEnerji ope-
rasyonundan neler çıkacağı belli de-
ğiL Sonunda işler ANAP'a kadar
uzamrsa ne olacak? Başbakan duy-
gusal da>Tanı>or" görüşü dile geti-
rildi. Bazı DSP milletvekilleri, bu
sürecin hükümeti de etkileyebile-
ceği yönünde değer-
lendirmeler yaptılar.
'Siyasetçiye
güven zeddendi'
DSP Ankara Mil-
letvekili Uluç Gür-
kan da "yokuzhıkla-
nn srvasete ve siya-
setçiye olan güveni
iyke zedelediğmi"
vurgulayarak şunla-
n söyledi:
"Bu ortamda,
maalesef yolsuziuk-
lara karşı siyasetçi-
ye rağmen mücade-
le edildiği izienimi
doğmaktadır. Bu da
sryaset dışı kalması
gereken kurumlann siyasete bulaş-
masmı tahriketmektedir. Son olay-
da, ne yazık ki Saym Mesut Yıhnaz
tarafindan birjandarma operasyo-
nunun rejim tehdidi anlamına get-
diği abartmasıyla tarnşmaya açü-
ması ve silahlı kuvvetlerin doğru-
dan hedef ahnmasıyla bu tahrik bir
başka içerikle sürdürülmüştür. Si-
lahlı kuvveder hiç gereği yokken si-
yasetin içinde bir olaya taraf hahne
getirilmistir. Taraflann Başbakan
Ecevit tarafindan önceki gün DSP
grubunda konulan çerçevede
demokrasiyi sahipfcnmeleri zorun-
ludur."
GenelkurmayBaşkanhğı
açıldamasınm tam metni
4 Tehtikeh bir tarüşma:
Son günlerde yürü-
rülmekte bulunulan
bir operasyona istinaden
baza yaym organlannda
yer alan haberler, yorumlar
ve verilen çeşitli demeçler-
le; TSK'nin anlamsız ve
tehlikeli bir siyasi tartışma-
nın içine çekihnekte oldu-
ğu büyük bir endişe ile iz-
lenmektedir.
Operasyon jandarmamn
görevi: Yürütülmekte olan
bu operasyonun doğrudan'
TSK'yle bir ilgisi olmadı-
ğı gibi, esasen silahlı kuv-
vetlerin sorumluluk sahası
içindeki bir konu da değil-
dir. Operasyon, ilgili ba-
kanlığın bilgisi ve yargı or-
ganlannm denetimi altında
Jandarma Genel Komutan-
hğı'nın adli yetki ve so-
rumluluğunda ve jandar-
maya verilen görev kapsa-
mında yürütülmektedir.
Tüm bu faaliyetlerde
TSK'nin herhangi bir etki-
si ve sorumluhığu bulun-
mamaktadır.
Haberdeki açıklama
TSK'yi bağlamaz: 8 Ocak
2001 tarihlı bir gazetede,
'ust'düzey bir askeri yetid-
üye' atfen verilen haberin,
TSK'nin görüşünü açtkla-
ması gibi topluma yansıtıl-
ması, Genelkurmay Baş-
kanlığı'nın benzer konular-
da daha önce yayımlanan
acıklamalannda ifade edı-
len temel görüşleri ile çe-
lişmekte ve gerçeği yansıt-
mamaktadır.
Gerekirse Genelkunnay
Başkanı açtkiama yapar:
TSK, göre\'i gereği sorum-
lu bulunduğu ve sorumlu-
luğunu büyük bir bilinç ve
onurla taşıdığı alanlarda
gerektiğinde görüşlerini,
kendisine tanınan yasal
çerçevede, Genelkurmay
Başkanlığa seviyesinde
açıklaraaktadır.
Bu açıklamalann dışın-
da kim tarafindan, hangi
ortamda ve hangi sebeple
söylenmiş olursa olsun hiç-
bir siyasi göruşün TSK'yi
bağlamayacağı ve dolayı-
sıyla bu tür beyanlardan
yola çıkılarak yapılan yo-
rumlann gerçeği yansıtma-
yacağı birçok kez belirtıldı-
ği gibi en son 29 Aralık
2000 tarihinde de resmi bir
açıkJama ile kamuoyunun
bilgısine sunulmuştur.
Kotnutan saptanamadı:
Jandarma Genel Komutan-
lığı, bu konuda herhangi bir
beyanının olmadığını bir
basın duyurusu ile yayım-
lamasma rağmen; söz ko-
nusu olayla ilgili hiçbir iliş-
kisi bulunmayan silahlı
kuvvetlere yönelik olum-
suz demeç ve yorumlar,
maksatlı ve maksatsız ola-
rak devam etmiştir.
Söz konusu edilen 'aske-
ri yetküi komutan' Jandar-
ma Genel Komutanlığı'nın
titiz araştırmaianna rağ-
men tespit edilememiştir.
Ecevit'e yamt; 'Net bilgi
verin': Bilinen bir gerçek-
tir ki TSK, kendisini ulus
ve vatanına adayan bir ku-
rumdur ve temel değeri ve
direği de disiplindir. Yapı-
lan yorumlarda "demokra-
sryi özümseyememiş kisi ve
gnıpJar"m varlığı hakkın-
da şüphe uyandıracak şe-
kilde beyanda bulunan
"makam. Idşi ve basm or-
ganlan"nın bu konuda net
bilgi vermeleri durumun-
da, gerekli yasal ışlemin
yapılacağından hiç kimse-
nin şüphesı olmaması ge-
rekir.
TSK'dekirahatsızhkcid-
di boyutta: Diğer taraftan
yürürüJmekte bulunan fa-
aliyet, bir* yolsuzluk ope-
rasyonu olmasına rağmen
tartışmanın anlaşılamayan
bir yaklaşunla, konuyla il-
gisi bulunmayan silahlı
kuvvetlerle ilişkilendiril-
mesi, TSK'de ciddi rahat-
sızlık duyulmastna neden
olmuştur. Bir yolsuzluk
operasyonu çerçevesinde
verildiği söylenen beyana-
nn, bir genelleme ile rejim
tartışması haline dönüştü-
rülmesi. TSK üzerinden si-
yaset yapmak suretiyle or-
dunun yıpratılmaya çalışıl-
ması ülke yaranna olmayan
bir yaklaşun olarak değer-
lendirilmektedir.
Yılmaz'a vanıt; 'İftim
atryor': Aynca, askeri dö-
nemlerde en büyük yolsuz-
luklann yapıldığı şeklinde-
ki suçlamalar, Avrupa Bir-
liği'ne katılun ile operas-
yon arasında ilişki kurula-
rak ve operasyonu bu katı-
lıma karşı olanlann tertip-
lediği ileri sürülerek
TSK'nin Avrupa Birliği 'ne
karşı olduğu ve tertipçilerin
arasında bulunduğu imajı-
nın yaratılmaya çalışılması,
konu ile hiçbir ilgisi bulun-
mayan TSK'ye karşı yapıl-
mış en büyük iftiradır.
'Karanlıgı özteyen kişi-
fcr': Genelkurmay Başkan-
hğı; her zaman ve her or-
tamda yolsuzlukla müca-
delenin gerekliliğini savun-
muş ve beyan etmiştir. Ya-
sal zeminde yapılan bu mü-
cadeleyi yürüten kurumla-
nn, eğer varsa bireysel ha-
talardan kaynaklanan ne-
denlerie yıpratılmasınm,
pasifize edilmesinin, siya-
si çıkar ve çekisme alanla-
nna çekılmek istenmesinin
gerçek anlamda 'karanhğı
özfcyen' kişi ve gruplann
yaranna olacağı, görülme-
si gereken açık bir gerçelc-
tir.
Ulusa hizmete devam:
TSK, "laik ve demokratik
Türkiye Cumhuriyeti'' ide-
aline gönülden bağlı, huku-
kun üstünlüğü ve insan
haklan gibi demokrasinin
temel felsefelerini özümse-
mi§, ülkesinin ve milletinin
bizmetinde olma özellikle-
rini günlûk çekişmelerin ve
tartışmalann üzerinde tu-
tan anlayışı ile ulusu-
na hizmete devam 9k
edecektir. S
GÖRÜS
FUAT KESKİN
Bir Duş Gorduın
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın; Şeyh
Edebali'nin Osman Bey'e vasiyetini çerçeve-
letip duvanna astığını öğrendiğimizde, herkes
gibi ben de çok rahatlamıştım. Artık böylece
CHP'nin programını tartışmamıza, yenilgilerimi-
zin ve yanılgılarımızın nedenini araştırmaya ihti-
yacımız kalmamıştı. Sosyal demokrasiye yeni
bir soluk katan bu ilkeler sayesinde, iktidara a-
day olacağımız kesindi. Ama bu vasiyette; "rta-
tıriı iken itibarını kaybedene" acımamız gerekti-
ği de öğütleniyordu. Büyüklerimin öğütlerine
önem vermeyi öğrenerek büyüdüm. Özellikle bu
öğüdü aklımdan çıkaramıyordum.
Çünkü iktidar ortağı iken hızla parlamento dı-
şına düşmüş bir partinin, hatırlı iken itibannı kay-
beden CHP'nin üyesiydim ve ne yazık ki birkaç
gün önce, CHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın da
kendisine iade edilen itibara rağmen, bu kaybın
baş sorumlusu olarak hâlâ yanılgıya düşme ta-
lihsizliğinden kurtulamadığını öğrenmiştim...
Murat Bardakçı, 7 Ocak 2001 tarihli Hürriyet
gazetesinde, Deniz Baykal'ın duvanndaki öğüt-
lerin aslında Ittihatçılann imalatı olduğunu; Şeyh
Edebali'ye rnal edilen bu sözlerin eskiden kal-
ma değil, 20. yüzyıi başında uydurulduğunu ya-
zıyordu. Bu vasiyetnamenin aslını ise Âşıkpaşa-
zade Tarihi'nden naklediyordu. Açıkçası bütün
ezberim bozuldu. Neyse ki, uyduruğunu değil
aslını okuduğumda; umutlarım tekrar yeşerdi:
Eğer CHP'nin Sayın Genel Başkanı vasiyetna-
menin aslını benimserse yeni keşfettiği tarihsel
solculuk menbaından beslenen partimiz daha
güçlü hale gelme imkânına sahip olacaktı. Çün-
kü, Âşıkpaşazade'nin anlattığı hikâyedetam da
CHP'nin kurtuluş yolu anlatılıyordu:
"Osman Gazi, birgece rüyasında Şeyh Ede-
bali'nin göğsünde bir ayın parladığını görür. Ay
tamamen doğar, sonra gelip Osman Gazi'nin
koynuna girer ve Osman Gazi o anda kendi gö-
beğinden birağacın yükseldiğini hisseder. Ağaç
öylesine uludur ki gölgesi âlemi tutmakta, altın-
dan dağlaryükselmekte ve dağlann dibindesu-
lar çağlamaktadır. Insanlar o sulardan içerken
bahçelerini de sulamakîa ve çeşmeler bu kay-
naktan akmaktadır. Osman Gazi uyanır, hemen
şeyhinin yanına koşar ve rüyasını anlâtır. Ede-
bali, 'Müjde oğul, müjde!' diye haykınr. 'Allah
sana ve nesline padişahlık verdi, mübarek olsun!
Kızım Mal Hatun da artık senin helalindir. Nes-
linizden gelecek olan çocuklar dünyaya hâkim
olacaklar
1
der ve kızını hemen Osman Gazi'ye
nikâhlar."
Âşıkpaşazade'de bu hikâyeden sonra Şeyh
Edebali'nin ağzından bir şiir yazılıdır. Işte bu şi-
ir, Deniz Baykal'ın duvanna astığı sahte vasiyet-
namenin aslıdır. Şimdi burada şiirin tamamını
tekrarlamama gerek yok. Ama biliyorum ki, Al-
lah Sayın Baykal'a ve nesline genel başkanlık
vermiştir; artık CHP onun nikâhlısıdır! Ve böyle
bir düş en çok bizlere uygundur.
Nasıl olsa bugüne kadar Sayın Genel Baş-
kan'ın tarafindan bu tür ninnilerle uyutulmaya
alışmıştım. Bu uykularda gerçi çoğu kez kâbus
gördüğüm de oluyordu, ama en tatlı rüyalann da
yine derin uykularda görüldüğünü biliyordum.
Son ninnileri ya da demeçleri de okuduğumda,
anladım ki tekrar derin bir uykuya dalabilecek-
tim.
Inanmayacaksınız ama, rüyamda ak sakallı bir
ihtiyar gördüm! Adını sordum; "Şeyh Edeba-
li'yimben"dedi. "Hayroladede"dedim, "başım
üzerinde yerin var, ama yanlış rüyaya girdin sa-
nınm, Sayın Baykal seni bekliyordur". "Yok oğul'
dedi, "önce ona uğradım, ama gözüne uyku gir-
miyorkirüya görsün de ona görünebileyim: Çok
meşgul, çook. Henüz tasfiye etmediği birkaç
muhalifil ve ilçe kalmış, almış eline topuzu sal-
layıp duruyor!" Anlamıştım; hazır ak sakallı bir
dede rüyamdayken bari bana faydası olsun di-
ye düşündüm sordum: "Yahu dede, ne olacak
bu memleketin hali?" "Memleketin hali" diye
yanrtiadı Şeyh Edebali, "aslında solun kendisi-
ni topariamasına bağlı". Yeniden sordum: "Pe-
ki, sol kendisini nasıl toparlayacak ki, bre şey-
him?" Durdu, bir süre düşündü ve öğütlerine
başladı:
"Ey oğul, bilmez misin ki, solcu olmak dernek,
önce emekten yana olmak ve emperyalizme
karşı olmak demektir! Laiklikten taviz vermemek
demektirf Siz siz olalı bu yandaşlığa ve karsıtlh
ğa ne kadar önem verdiniz ki, bana bu soruyu
sorarsın! Baykal, CHP Genel Başkanhğı'na aday
olduğunu açıkladığı günlerde; hani Kanal 6 Ana
Haber'de Hakan Aygün'ün sorulannı yanıtlar-
ken canlı yayında neler demişti... Tek parti dö-
neminden kalma CHP'nin anti-din partisi oldu-
ğu izlenimini silmek amacıyla 'Kuran der ki işini
ehline verin' dememiş miydi? Böylece laik Bay-
kal, kendine görev isterken ilk kez delegeye de-
ğil de kutsal kaynağa atıfta bulunmamış mıydı?
CHP'nin bir sosyal olgu olarak dini ihmal ettiği-
ni ima ederken anti-inanç partisi görüntüsü ve-
rerek katı laik bir parti portresi çizmesinin yan-
lış olduğunu söylememiş miydi? Şimdi birşey-
hin, yani benim öğütlerimi duvanna astığında
neden şaşınrsınız ki? Hem bu tercih birçırpıda
olan biryenitenme de değil. Bilmez misin ki Bay-
kal uzun süredir emperyalizme karşı olmak ye-
rine küreselleşmeyi gözü kapalı savunmayı ve
ulusal devletten bile vazgeçmeyi tercih ediyor.
Bu tercihi sayesinde, ABD'nin 'ılımlı Islam' da-
yatmasını canı gönülden benimsiyor. Siz onun
sadece benim öğütlerimi mi okuduğunu sanır-
sınız? Bilirim ki, Graham Fullernam adlı eski
ajanın bu konudaki öğütlerini de yavaş yavaş
partiye aktanyor ve siz de hâlâ solculuk yaptı- '
ğınıza inanıyorsunuz! Kongrelerde Ricky Mar-
tin gibi merdivenlerden inerken aslında solun
merdivenlerinden de indiğini hiç fark etmediniz
mi? Solculuk emekçi sınıflardanyana olmak de-
ğil mi? Peki, HABITATgûnlerinden bu yana, sı-
nıf kelimesini sözlüğünüzden silmeniz için size
ezbehetilen 'önce insan' lafındaki tuzağı da mı
gönvediniz? Emeğin yanında olmak, yoksulun
hakkını savunmak insan olmanın başkoşulu de-
ğil mi?"
Başımın sol tarafında korkunç bir ağnyla uyan-
dım. Gördüğüm normal bir rüya mıydı, yoksa bir
kâbus muydu? Siz karar verin; Şeyh Edebali'nin
bana söylediklerini, genel başkanıma asla söy-
leyemezdim. Ama, neyse ki, CHP Genel Başka-
nı'nın duvannda asılı Şeyh Edebali öğütleri şu
sözlerte bitiyordu:
"Bilesin ki! Atın iyisine doru,
Yiğidin iyisine deli derier..."