17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12OCAK2001CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Tenöp hancamasi denetiensiır • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP; hükümet ile Genelkurmay Başkanhğı arasındaki gerilünı TBMM Genel Kumlu'na taşıdı. ANAP Diyarbakır Milletvekili Sebgatullah Seydaoğlu, Türkıye'nin, Avrupa Birliğii ülkelerinin toplammdan daha fazla asker bulundurduğunu belirterek "Sadece teröre harcanmıştır denerek 105 katrilyon lira, Meclis ve Sayıştay denetimi dışında Güneydoğu'da harcandı. 45 devletin Irak'la yaptığı savaşa harcanandan fazla bu para. Bu paranın nerede nasıl harcandığını bilen yok" diye konuştu. FP'denyetki yasasına iptal istemi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Grup Başkanvekili Yasin Hatipoğlu başkanlığındaki FP'liIer, bugün yetki yasasının iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunacaklar. Saat 10.30"da Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri'ni ziyaret edecek olan heyet, yetki yasasının iptaline ilişkin başvuru dilekçesini iletecekler. 'Yöneticiler görevinj yapamıyop' • Istanbul Haber Servisi - Istanbul Ticaret Odası (ITO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, sıkıntılann temelinde yöneticilerin görevini tam yapamamasınuı yattığını ifade ederek "Yoksa onun dışında ne MGK göreve çağnlır, ne asker-sivil aynmı diye bir şey olur. Şimdi hükümete demokratik olarak 'çek git' diyemiyorsun. Işte dolaylı yollardan gitmenın yollandır bunJar" dedi. Yıldınm, ITÖ Meclisi'nin yılın ilk toplantısında yaptığı konuşmada, üyelerden, yaptıklan eleştırilerle ilgili çözüm de üretmelenni istedi. Karaahmetoğlu'na tahfiye istemi kabul edümedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Alkollü olarak araç kullanırken göreve giden gazetecilerin aracına çarparak Star gazetesi muhabiri Ogün Özdemir'in ölümüne neden olan Necip Karaahmetoğlu'nun yargılanmasına dün devam edildi. Karaahmetoğlu'nun avukatlan, Şartla Salıverme ve Cezalann Ertelenmesine Dair Yasa'nın süre yönünden değişme dunımu olduğunu ve müvekkillerinin uzun süredır tutuklu bulunduğunu belirterek tahliyesini talep ettiler. Yargıç Mehmet Nuri Öztürk, sanığın tutukluluk halinin devamma karar vererek duruşmayı erteledi. Enerji pazanında kurul çekişmesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Elektrik Piyasası Yasa Tasansı 'nın TBMM Sanayi, Ticaret ve Enerji Komisyonu 'ndaki görüşmelerine dün devam edildi. Komisyonda tartışmalann önemli bölümünü, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu'ndaki temsil durumu oluşturdu. Meslek kuruluşlan, Elektrik Piyasası Düzenleme Kurulu'nda daha fazla temsil hakkı istedi. Orgeneral Şenoğul: AB'nin yeni yapılanmasmda Türkiye dikkate alınmadı Komutanlardan AB% e tepldIstanbul Haber Servisi - Harp Akade- mileri Komutanı Orgeneral Nahit Şeno- ğul, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyeliğini içtenlikle destekleyen bir AB üyesinin olmadığını belirterek AB'nin yeni yapüanmasında Türkiye'nin dikka- te ahnmadığını, Kıbns ve Ege sorunlann- da, sanki bu sorunlan biz yaratmışız gi- bi tek taraflı olarak ödün vermemizin ve ulus-devletimizden fedakârlık yapmamı- zın istendiğini söyledi. Şenoğul, "Bunlar, AB'nin ülkemize karşı haksız ve vefasız tutumvedavranışlan olarak alguanmak- ta, Türkiye'yi aldatdmışhk duygusuna sevketmektedir" dedi. Harp Akademileri Komutanlığı'nca düzenlenen "Avrupa Güvenlik ve Savun- ma Kinüiği, Avrupa Birliği ve NATO İliş- kflerinin Geleceği, Türkiye'ye Etküeri" konulu sempozyumun açılışında konu- şan Orgeneral Şenoğul, AB'nin 7-8 Ara- lık 2000 tarihlerinde Nice'teki zirvesin- de, 27 devletten oluşacak olan AB'nin, yeni yapılanması içinde Türkiye'ye yer vermediğini anımsatarak "Zirvede kabul • Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Nahit Şenoğul, Nice'teki zirvede alınan kararlann Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlanna zarar verecek nitelikte olduğunu belirtti. Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanı Tuğgeneral Halil Şimşek de "Avrupa, Ermeni kozu ile Kafkaslar'a, Ege sorunuyla Balkanlar'a, Kıbns ve Güneydoğu sorunlanyla da Ortadoğu'daki politikalara müdahil olmanın altyapısını hazırlamaktadır" dedi. edilen kararlardan, Türkiye'nin kaühm ortaklığı belgesinde yer alan Kıbns ve Ege Denizi ileflgflibağiavıcı karaıiar, güven- lik ihtiyaçlanmıza zarar verecek nitelik- tedir" dedi. 'Onyargılılar' Türkiye'nin, AB'ye aday üye olmak- tan mutluluk duyduğunu, ancak AB ül- kelerinin bizim gibi mutlu olduklannın söylenemeyeceğini vurgulayan Şenoğul, "Çünkü baaAB ülkeleri. ülkemize kar- şı önyargıhduiar ve her zaman Türkiye karşıü hareketin içindeyer ahnaktadırlar. Buülkeler ashndaTürkiye'ninAB'yeüye ohnasma sıcak bakmamaktadıriar. Baa Avrupa ülkeleri ise Türkrye'yi AB'ye al- mak yerine, AB ile Türkiye arasında ya- kın işbnüğini içeren bir statüde kalması- nı istemektedirier. Geriye kalan Avrupa ülkeleri de Türkiye'nin AB üyeliğini ker- hen desteklemektedirler. Türkiye'nin AB üyetiğmiiçteniikledestekleyen bir ABüye- si yoktur" diye konuştu. Ermeni tasana Avrupa Parlamentosu'nda büyük bir çoğunlukla onaylanan sözde Ermeni soy- kınrnı tasansının Türkhalkınırencideet- tiğini, bu tasannın önümüzdeki günlerde başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesinin uJusal parlamentosunda görü- Harp Akademileri Komırtanhğı'nca düzenlenen "Avrupa Güvenlik ve Savunma KimliğL A>rupa Birli- ği ve NATO tlişkflerinin Geleceği, Türkrveye Etküeri" konulu sempozyumda konüşan Orgeneral Nahit Şenoğul(küçükresim),AB'nin Türkiye'ye karşı önyargdı olduğunusöyledi (Fotoğraf: UGUR DEMİR) şüleceğini belirten Şenoğul, "Bütün bun- lar Türkiye'deki AB yandaşlannı hayal kuıkhğma uğratacak, AB karşıttannı da hakh küacaknr. Bunlar gerçektir ve bun- lan söylemek zorundayız, Bu hassas ve karmaşık durum muvacehesinde Türki- ye yeni poütikalar ve stratejiler belirie- mekzorundadn-" dedi. Silahlı Kuvvetler Akademisi Komuta- nı Tuğgeneral Halil Şimşek de kışısel gö- rüşlerini açıkladığı konuşmasında, geliş- miş ülkelerce desteklenen küreselleşme- nin yeni çatışma ve bölünmeleri dayattı- ğını belirterek Avrasya coğrafyasuıın ar- tan önemine dikkat çekti. Avrupa Parla- mentosu'nun sözde Ermeni soykınm ta- sansını kabul etmesini sert biçimde eleş- tiren Şimşek, "AB Kaohm Ortakhğı Bel- gesi'nde bireysel hak ve özgürlükfcr kap- sammda,bu devktin kurucusu ve asli un- suru olan Kürt orijinli vatandaşlarumz için kültürel haklar,anadilde yayın ve eğj- tim haklan adı alonda, ülkemiz bölün- mek istenmektedir" dedi. 'Devrimler tehdit alünda' Içeriden ve dışandan desteklenen bu gelişmelerin milli birliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü bozacak büyük bir teh- dit niteliği aldığuu vurgulayan Şimşek, "Çünkü bu oiuşumlann arkasmda olan Avrupa, Ermeni kozuile Kafkaslar'a, Ege sorunuyla Balkanlar'a, Kıbns ve Güney- doğu sorunlanyla da Ortadoğu'daki po- ntikalara müdahil ohnanın hukuki altya- pısını hazniamaktadn"" diye konuştu. Şimşek, 1950 yılmdan bu yana sürek- li tehdit altında olan Atafürk ilke ve dev- rimlerinin her birinin aynı düzeyde önem ve değerde olduğunun altını çizdi. Şim- şek, 13 milyon yurttaşunızın yoksulluk suıınnın alünda yaşadığına dikkat çeke- rek sosyal devletin gereklerinin yerine getırilmesının şart olduğunu söyledi. Bilgi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. D- ter Turan, NATO'nun savunma doktri- ninde esnek mukabele anlayışının, tehdit algılamasında da yerel çanşmalann öne çıktığını belirtirken Istanbul Üniversitesi Oğretim Üyesi ve gazetemiz yazan Prof. Dr. Erol Manisah da Türkiye'nin son dö- nemde, uzun vadeli stratejik hesaplara göre değil, kısa vadeli politik yaklasım- lara göre karar aldığını vurguladı. Ydmaz'a askerden sert yanıtM Baştarafi 1. Sayfada Yolsuzluk operasyonu ekseninde yürüyen tartışmaya TSK'yi çek- me girişimlerinin silahlı kuvvet- lerde "ciddi rahatazhk duyulma- sına" neden olduğunun altını çi- zen Genelkurmay, gelişmelerin rejim tartışmasına dönüştürülme- sinin ülke yaranna olmayan bir yaklaşun olduğuna işaret etti. TSK'nin her zaman ve her or- tamda yolsuzlukla mücadelenin gerekliliğini savunduğunun altını çizen Genelkurmay, Mesut Yıl- maz'ın işaret ettiği "karanhğı öz- leyen" kişilerin gerçek anlamda, "TSK'yi yıpraOp pasifıze ederek siyasi çıkar ve çekişrae alanlanna çekmekisteyenler" olduğunu vur- guladı. Siyasilerden açıklamaya tepkiler DSP'Iiler rahatsız ANAP'blar suskun ANKARA (CumhuriyetBürosu) -Genelkurmay Başkanlığı'nın Baş- bakan Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcısı, ANAP lideri Mesut Yıl- maz'ı hedef alan açıklaması bu par- ti gruplannda rahatsızlık yarattı. D- SP'liler Ecevit'in ANAP'a sahip çı- kıp askerle karşı karşıya gelmeyi göze almasmdan rahatsızlık duyar- ken ANAP'Iılar suskun kalmayı yeğlediler. Başbakan Ecevit, Genelkur- may 'ın açıklama- sıyla ilgili sorular üzerine, "Bir şey söylemek istemiyo- rum" demekle ye- tindi. Ahnanya'da bulunan Yılmaz ise dönünce açıklama yapacağını bildirdi. DSPAnkara Millet- vekili Uhıç Gürkan, "yolsuzluklara kar- şı shasetçhe rağ- men mücadete edü- diği izienimi doğdu- ğuna" dikkat çeke- rek "Bu da sryaset dışı kalması gereken kurumlann si>asete bulaşmasmı tahrik etmektedir" dedi. Be\ han Aslan basm toplannsı yapacak Genelkurmay'm, iktidann iki partisini hedef alan yazılı açıkla- ması, TBMM kulislerinde çeşitli değerlendirmelere yol açtı. Açıkla- madan son derece rahatsız oldukla- n gözlenen ANAP'lılar, tepki gös- termekten kaçındılar. ANAP Grup Başkanvekili Beyhan Aslan. "Şim- di konuşmak istemiyorum. Yann (bugün) basm toplannsı yapaca- 'dedi. DSP 'Hler deresmenbir açıklama lluç Gürkan: Silahh kuvveder hiç gereği \okken siyasetin içinde bir olaya taraf hahne getirilmistir. yapmaktan kaçındılar. Ancak, DSP kulislerinde "Başbakan taktik ha- talar yapıyor. ANAP'ı sahiplenme- si doğru değfl. Hiç yoktan askerle ka\ga>a girivor. Bu operasyon ANAP'a yöneİik. Be>^azEnerji ope- rasyonundan neler çıkacağı belli de- ğiL Sonunda işler ANAP'a kadar uzamrsa ne olacak? Başbakan duy- gusal da>Tanı>or" görüşü dile geti- rildi. Bazı DSP milletvekilleri, bu sürecin hükümeti de etkileyebile- ceği yönünde değer- lendirmeler yaptılar. 'Siyasetçiye güven zeddendi' DSP Ankara Mil- letvekili Uluç Gür- kan da "yokuzhıkla- nn srvasete ve siya- setçiye olan güveni iyke zedelediğmi" vurgulayarak şunla- n söyledi: "Bu ortamda, maalesef yolsuziuk- lara karşı siyasetçi- ye rağmen mücade- le edildiği izienimi doğmaktadır. Bu da sryaset dışı kalması gereken kurumlann siyasete bulaş- masmı tahriketmektedir. Son olay- da, ne yazık ki Saym Mesut Yıhnaz tarafindan birjandarma operasyo- nunun rejim tehdidi anlamına get- diği abartmasıyla tarnşmaya açü- ması ve silahlı kuvvetlerin doğru- dan hedef ahnmasıyla bu tahrik bir başka içerikle sürdürülmüştür. Si- lahlı kuvveder hiç gereği yokken si- yasetin içinde bir olaya taraf hahne getirilmistir. Taraflann Başbakan Ecevit tarafindan önceki gün DSP grubunda konulan çerçevede demokrasiyi sahipfcnmeleri zorun- ludur." GenelkurmayBaşkanhğı açıldamasınm tam metni 4 Tehtikeh bir tarüşma: Son günlerde yürü- rülmekte bulunulan bir operasyona istinaden baza yaym organlannda yer alan haberler, yorumlar ve verilen çeşitli demeçler- le; TSK'nin anlamsız ve tehlikeli bir siyasi tartışma- nın içine çekihnekte oldu- ğu büyük bir endişe ile iz- lenmektedir. Operasyon jandarmamn görevi: Yürütülmekte olan bu operasyonun doğrudan' TSK'yle bir ilgisi olmadı- ğı gibi, esasen silahlı kuv- vetlerin sorumluluk sahası içindeki bir konu da değil- dir. Operasyon, ilgili ba- kanlığın bilgisi ve yargı or- ganlannm denetimi altında Jandarma Genel Komutan- hğı'nın adli yetki ve so- rumluluğunda ve jandar- maya verilen görev kapsa- mında yürütülmektedir. Tüm bu faaliyetlerde TSK'nin herhangi bir etki- si ve sorumluhığu bulun- mamaktadır. Haberdeki açıklama TSK'yi bağlamaz: 8 Ocak 2001 tarihlı bir gazetede, 'ust'düzey bir askeri yetid- üye' atfen verilen haberin, TSK'nin görüşünü açtkla- ması gibi topluma yansıtıl- ması, Genelkurmay Baş- kanlığı'nın benzer konular- da daha önce yayımlanan acıklamalannda ifade edı- len temel görüşleri ile çe- lişmekte ve gerçeği yansıt- mamaktadır. Gerekirse Genelkunnay Başkanı açtkiama yapar: TSK, göre\'i gereği sorum- lu bulunduğu ve sorumlu- luğunu büyük bir bilinç ve onurla taşıdığı alanlarda gerektiğinde görüşlerini, kendisine tanınan yasal çerçevede, Genelkurmay Başkanlığa seviyesinde açıklaraaktadır. Bu açıklamalann dışın- da kim tarafindan, hangi ortamda ve hangi sebeple söylenmiş olursa olsun hiç- bir siyasi göruşün TSK'yi bağlamayacağı ve dolayı- sıyla bu tür beyanlardan yola çıkılarak yapılan yo- rumlann gerçeği yansıtma- yacağı birçok kez belirtıldı- ği gibi en son 29 Aralık 2000 tarihinde de resmi bir açıkJama ile kamuoyunun bilgısine sunulmuştur. Kotnutan saptanamadı: Jandarma Genel Komutan- lığı, bu konuda herhangi bir beyanının olmadığını bir basın duyurusu ile yayım- lamasma rağmen; söz ko- nusu olayla ilgili hiçbir iliş- kisi bulunmayan silahlı kuvvetlere yönelik olum- suz demeç ve yorumlar, maksatlı ve maksatsız ola- rak devam etmiştir. Söz konusu edilen 'aske- ri yetküi komutan' Jandar- ma Genel Komutanlığı'nın titiz araştırmaianna rağ- men tespit edilememiştir. Ecevit'e yamt; 'Net bilgi verin': Bilinen bir gerçek- tir ki TSK, kendisini ulus ve vatanına adayan bir ku- rumdur ve temel değeri ve direği de disiplindir. Yapı- lan yorumlarda "demokra- sryi özümseyememiş kisi ve gnıpJar"m varlığı hakkın- da şüphe uyandıracak şe- kilde beyanda bulunan "makam. Idşi ve basm or- ganlan"nın bu konuda net bilgi vermeleri durumun- da, gerekli yasal ışlemin yapılacağından hiç kimse- nin şüphesı olmaması ge- rekir. TSK'dekirahatsızhkcid- di boyutta: Diğer taraftan yürürüJmekte bulunan fa- aliyet, bir* yolsuzluk ope- rasyonu olmasına rağmen tartışmanın anlaşılamayan bir yaklaşunla, konuyla il- gisi bulunmayan silahlı kuvvetlerle ilişkilendiril- mesi, TSK'de ciddi rahat- sızlık duyulmastna neden olmuştur. Bir yolsuzluk operasyonu çerçevesinde verildiği söylenen beyana- nn, bir genelleme ile rejim tartışması haline dönüştü- rülmesi. TSK üzerinden si- yaset yapmak suretiyle or- dunun yıpratılmaya çalışıl- ması ülke yaranna olmayan bir yaklaşun olarak değer- lendirilmektedir. Yılmaz'a vanıt; 'İftim atryor': Aynca, askeri dö- nemlerde en büyük yolsuz- luklann yapıldığı şeklinde- ki suçlamalar, Avrupa Bir- liği'ne katılun ile operas- yon arasında ilişki kurula- rak ve operasyonu bu katı- lıma karşı olanlann tertip- lediği ileri sürülerek TSK'nin Avrupa Birliği 'ne karşı olduğu ve tertipçilerin arasında bulunduğu imajı- nın yaratılmaya çalışılması, konu ile hiçbir ilgisi bulun- mayan TSK'ye karşı yapıl- mış en büyük iftiradır. 'Karanlıgı özteyen kişi- fcr': Genelkurmay Başkan- hğı; her zaman ve her or- tamda yolsuzlukla müca- delenin gerekliliğini savun- muş ve beyan etmiştir. Ya- sal zeminde yapılan bu mü- cadeleyi yürüten kurumla- nn, eğer varsa bireysel ha- talardan kaynaklanan ne- denlerie yıpratılmasınm, pasifize edilmesinin, siya- si çıkar ve çekisme alanla- nna çekılmek istenmesinin gerçek anlamda 'karanhğı özfcyen' kişi ve gruplann yaranna olacağı, görülme- si gereken açık bir gerçelc- tir. Ulusa hizmete devam: TSK, "laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'' ide- aline gönülden bağlı, huku- kun üstünlüğü ve insan haklan gibi demokrasinin temel felsefelerini özümse- mi§, ülkesinin ve milletinin bizmetinde olma özellikle- rini günlûk çekişmelerin ve tartışmalann üzerinde tu- tan anlayışı ile ulusu- na hizmete devam 9k edecektir. S GÖRÜS FUAT KESKİN Bir Duş Gorduın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın; Şeyh Edebali'nin Osman Bey'e vasiyetini çerçeve- letip duvanna astığını öğrendiğimizde, herkes gibi ben de çok rahatlamıştım. Artık böylece CHP'nin programını tartışmamıza, yenilgilerimi- zin ve yanılgılarımızın nedenini araştırmaya ihti- yacımız kalmamıştı. Sosyal demokrasiye yeni bir soluk katan bu ilkeler sayesinde, iktidara a- day olacağımız kesindi. Ama bu vasiyette; "rta- tıriı iken itibarını kaybedene" acımamız gerekti- ği de öğütleniyordu. Büyüklerimin öğütlerine önem vermeyi öğrenerek büyüdüm. Özellikle bu öğüdü aklımdan çıkaramıyordum. Çünkü iktidar ortağı iken hızla parlamento dı- şına düşmüş bir partinin, hatırlı iken itibannı kay- beden CHP'nin üyesiydim ve ne yazık ki birkaç gün önce, CHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın da kendisine iade edilen itibara rağmen, bu kaybın baş sorumlusu olarak hâlâ yanılgıya düşme ta- lihsizliğinden kurtulamadığını öğrenmiştim... Murat Bardakçı, 7 Ocak 2001 tarihli Hürriyet gazetesinde, Deniz Baykal'ın duvanndaki öğüt- lerin aslında Ittihatçılann imalatı olduğunu; Şeyh Edebali'ye rnal edilen bu sözlerin eskiden kal- ma değil, 20. yüzyıi başında uydurulduğunu ya- zıyordu. Bu vasiyetnamenin aslını ise Âşıkpaşa- zade Tarihi'nden naklediyordu. Açıkçası bütün ezberim bozuldu. Neyse ki, uyduruğunu değil aslını okuduğumda; umutlarım tekrar yeşerdi: Eğer CHP'nin Sayın Genel Başkanı vasiyetna- menin aslını benimserse yeni keşfettiği tarihsel solculuk menbaından beslenen partimiz daha güçlü hale gelme imkânına sahip olacaktı. Çün- kü, Âşıkpaşazade'nin anlattığı hikâyedetam da CHP'nin kurtuluş yolu anlatılıyordu: "Osman Gazi, birgece rüyasında Şeyh Ede- bali'nin göğsünde bir ayın parladığını görür. Ay tamamen doğar, sonra gelip Osman Gazi'nin koynuna girer ve Osman Gazi o anda kendi gö- beğinden birağacın yükseldiğini hisseder. Ağaç öylesine uludur ki gölgesi âlemi tutmakta, altın- dan dağlaryükselmekte ve dağlann dibindesu- lar çağlamaktadır. Insanlar o sulardan içerken bahçelerini de sulamakîa ve çeşmeler bu kay- naktan akmaktadır. Osman Gazi uyanır, hemen şeyhinin yanına koşar ve rüyasını anlâtır. Ede- bali, 'Müjde oğul, müjde!' diye haykınr. 'Allah sana ve nesline padişahlık verdi, mübarek olsun! Kızım Mal Hatun da artık senin helalindir. Nes- linizden gelecek olan çocuklar dünyaya hâkim olacaklar 1 der ve kızını hemen Osman Gazi'ye nikâhlar." Âşıkpaşazade'de bu hikâyeden sonra Şeyh Edebali'nin ağzından bir şiir yazılıdır. Işte bu şi- ir, Deniz Baykal'ın duvanna astığı sahte vasiyet- namenin aslıdır. Şimdi burada şiirin tamamını tekrarlamama gerek yok. Ama biliyorum ki, Al- lah Sayın Baykal'a ve nesline genel başkanlık vermiştir; artık CHP onun nikâhlısıdır! Ve böyle bir düş en çok bizlere uygundur. Nasıl olsa bugüne kadar Sayın Genel Baş- kan'ın tarafindan bu tür ninnilerle uyutulmaya alışmıştım. Bu uykularda gerçi çoğu kez kâbus gördüğüm de oluyordu, ama en tatlı rüyalann da yine derin uykularda görüldüğünü biliyordum. Son ninnileri ya da demeçleri de okuduğumda, anladım ki tekrar derin bir uykuya dalabilecek- tim. Inanmayacaksınız ama, rüyamda ak sakallı bir ihtiyar gördüm! Adını sordum; "Şeyh Edeba- li'yimben"dedi. "Hayroladede"dedim, "başım üzerinde yerin var, ama yanlış rüyaya girdin sa- nınm, Sayın Baykal seni bekliyordur". "Yok oğul' dedi, "önce ona uğradım, ama gözüne uyku gir- miyorkirüya görsün de ona görünebileyim: Çok meşgul, çook. Henüz tasfiye etmediği birkaç muhalifil ve ilçe kalmış, almış eline topuzu sal- layıp duruyor!" Anlamıştım; hazır ak sakallı bir dede rüyamdayken bari bana faydası olsun di- ye düşündüm sordum: "Yahu dede, ne olacak bu memleketin hali?" "Memleketin hali" diye yanrtiadı Şeyh Edebali, "aslında solun kendisi- ni topariamasına bağlı". Yeniden sordum: "Pe- ki, sol kendisini nasıl toparlayacak ki, bre şey- him?" Durdu, bir süre düşündü ve öğütlerine başladı: "Ey oğul, bilmez misin ki, solcu olmak dernek, önce emekten yana olmak ve emperyalizme karşı olmak demektir! Laiklikten taviz vermemek demektirf Siz siz olalı bu yandaşlığa ve karsıtlh ğa ne kadar önem verdiniz ki, bana bu soruyu sorarsın! Baykal, CHP Genel Başkanhğı'na aday olduğunu açıkladığı günlerde; hani Kanal 6 Ana Haber'de Hakan Aygün'ün sorulannı yanıtlar- ken canlı yayında neler demişti... Tek parti dö- neminden kalma CHP'nin anti-din partisi oldu- ğu izlenimini silmek amacıyla 'Kuran der ki işini ehline verin' dememiş miydi? Böylece laik Bay- kal, kendine görev isterken ilk kez delegeye de- ğil de kutsal kaynağa atıfta bulunmamış mıydı? CHP'nin bir sosyal olgu olarak dini ihmal ettiği- ni ima ederken anti-inanç partisi görüntüsü ve- rerek katı laik bir parti portresi çizmesinin yan- lış olduğunu söylememiş miydi? Şimdi birşey- hin, yani benim öğütlerimi duvanna astığında neden şaşınrsınız ki? Hem bu tercih birçırpıda olan biryenitenme de değil. Bilmez misin ki Bay- kal uzun süredir emperyalizme karşı olmak ye- rine küreselleşmeyi gözü kapalı savunmayı ve ulusal devletten bile vazgeçmeyi tercih ediyor. Bu tercihi sayesinde, ABD'nin 'ılımlı Islam' da- yatmasını canı gönülden benimsiyor. Siz onun sadece benim öğütlerimi mi okuduğunu sanır- sınız? Bilirim ki, Graham Fullernam adlı eski ajanın bu konudaki öğütlerini de yavaş yavaş partiye aktanyor ve siz de hâlâ solculuk yaptı- ' ğınıza inanıyorsunuz! Kongrelerde Ricky Mar- tin gibi merdivenlerden inerken aslında solun merdivenlerinden de indiğini hiç fark etmediniz mi? Solculuk emekçi sınıflardanyana olmak de- ğil mi? Peki, HABITATgûnlerinden bu yana, sı- nıf kelimesini sözlüğünüzden silmeniz için size ezbehetilen 'önce insan' lafındaki tuzağı da mı gönvediniz? Emeğin yanında olmak, yoksulun hakkını savunmak insan olmanın başkoşulu de- ğil mi?" Başımın sol tarafında korkunç bir ağnyla uyan- dım. Gördüğüm normal bir rüya mıydı, yoksa bir kâbus muydu? Siz karar verin; Şeyh Edebali'nin bana söylediklerini, genel başkanıma asla söy- leyemezdim. Ama, neyse ki, CHP Genel Başka- nı'nın duvannda asılı Şeyh Edebali öğütleri şu sözlerte bitiyordu: "Bilesin ki! Atın iyisine doru, Yiğidin iyisine deli derier..."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle