17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•\ SAYFA CUMHURİYET 12OCAK2001CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN AymKala Haberi okuduğunuzda tüyleriniz diken diken olmuştur herhalde. Haber, yurdumuzun sakinle- ri mazur görsünler ama, en hafif deyimiyle bize hiç de onur vermeyen bir yöresinden, Şanlıur- fa'dan ya da birbirini izleyen kanlı töre cinayetle- ri yüzünden artık çok kişi tarafından Kanlıurfa olarak anılan kentimizden geliyor. Çağdaş bir kafanın anlamakta güçlük çekece- ği türden olan ve Ibrahim Arslan diye birinin evinde geçen olay şöyle: Ailenin genç kızı Rec- ve Arslan, 8 yıl önce, 11 yaşındayken tecavüze uğramış, ama bunu söylemeye korkmuştur. Ara- dan sekiz yıl geçince, olayı ailesine anlatır. Aile meclisi toplanır ve karar verir: Kız bakire değildir, istegiyle veya tecavüz sonucu olması bir şeyi değiştirmez; kız öldürülerek "ailenin na- musu" kurtanlacaktır. Nitekim 29.yaşındaki ağabey karan infaz eder. Genç kız göğsünden av tüfeğiyle vurulduktan kı- sa süre sonra eve gelen güvenlik güçleri kısa bir soruşturmadan sonra, gerçeği ortaya çıkanrlar. Şu anda, ailenin kimi fertleri gözaltında, firar- da olan ağabey Hüseyin Arslan da aranmakta. Bu son olay kadar vahim olan bir başka husus da, daha önce Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi bir karannda, töreyi cinayetlerde hafifletici se- bep saymış olmasıdır. ••* Sevgili okurlar, şimdi soruyorum, hangi izan sahibi insan, bu tür cinayetleri töre diye mazur görebilir veya hangi vicdan sahibi kişi töreyi bu- rada hafifletici bir neden olarak kabul edebilir? İnsan canını hiçe sayan törenin demokraside yeri var mıdır? Ya da soruyu başka türlü soralım: Tecavüze uğ- radığı için bekâretini yitiren kızı, bakire olmadığı gerekçesiyle öldüren ve bu tür davranışları töre diye olağan karşılayan insanlann, bu cinayetler- de töreyi hafifletici sebep sayan hukuk sistemi- nin egemen olduğu toplumun insanlık ailesinin herhangi bir gelişmiş kurumu, örneğin AB içinde eşit ve onuriu bir yeri olabilir mi? Başka bir soru: Töre cinayetlerine karşı çık- mak, yerel gelenekleri hiçe sayan birtoplum mü- hendisliği midir? Toplum mûhendisi olmayacağız, egemen de- ğehere saygı göstereceğiz" diyerek insanlık dı- şı davranışı onaylamak demokratlık, halkın de- gerierine saygı mıdır? Demokrasiyi böylesine çarpıtan bir mantık na- sl bir mantıktır? Urfalıların hakkını yemeyelim, bu kentimiz, tö- re cinayetlerinin en yaygın olduğu yer, ama tek yer de değil. ••• Istanbul'un bir gecekondu semtinde, babası- nın tecavüzüne uğrayan kızın durumu karşısın- da, hocaya başvuran aileye, hocanın "babanın içinde cin var, sakın müdahale edip cini kızdır- mayın" yanıtı da başka bir kafanın ürünü değil. Peki, Recai Kutan'ın, Marmara Üniversitesi llahiyat Fakültesi Dekanı Zekeriya Beyaz'a öl- dürmek üzere saldıran gözü dönmüş öğrencinin eylemini kınayacak yerde, Beyaz'ı oraya atayan YÛK Başkan'ı Gürüz'ü kınaması ile yukarıda saydığımız eylemler aynı kafa yapısının çeşitli te- zahürleri değil rrii? Bu insanlarla demokrasi yapılacağını söyleyen kafalara ne demeli? Çağdaş demokrasiler, çağdaş asgari müşte- rekler üzerine bina edilebilirler. Bu asgari müşterekleri yakalayamayanlarla de- mokratik bir düzen içinde yaşanabileceğini dü- şünmek büyük yanlışın da ötesinde bir aymaz- lıktır. Ya bu kafaları eğitecek veya çağdaş değerie- re saygılı olmaya zorlayacaksınız, ya da meyda- nı onlara bırakıp, onlann ilkel düzenlerini ege- men kılmalanna seyirci kalıp onlara boyun eğe- ceksiniz. Bunun ikisi arasında bir başka çözüm yok. Bu kafalarla mücadele etmeden, onlann suyu- na giderek demokrasiyi yaşama geçirmek müm- kün değildir. Böyle bir savaşımı, toplum mühendisliği ola- rak niteleyen eyyamcılarla da ulaşamazsınız, çağdaş yaşama ve demokrasiye... 47 sanık hakkmda dava açıldı MKEK'de mermiskamhıhANKARA (Cümhuri- yet Bûrosu) - Makına Kimya Endüstrisi Kuru- mu'ndan (MKEK) sahte belgelerle 500 bini aşkın merminin Karadenız Bölgesi'nde satıldığı or- taya çıkanldı. Ankara DGM Cumhuriyet Sav- cısı Hakan Kızılarslan ta- rafından şebeke üyesi 47 sanık hakkında iddiana- me hazırlandı. Kızılars- lan, "teşekkül haünde mermi kaçırdıklaru sah- teevrakdüzenledikleri ve cûriim işlemek için çete oluşturduklan" gerekçe- siyle 47 sanık hakkında dava açtı. Sanıklar ara- suıdaMKEKSilahSatın Alma Şube Şefı ile ku- rumda çahşan 1 memur. 1 başçavuş, 11 polis, 4 Aras Kargo elemanı ile 1 matbaacmın da bulundu- gu bildirildi. Kimlerin elinde olduğu bilinme- yen mermilerin. terör ör- gütlerine satılmış olabi- lecegi dile getirildi. Alınah bilgiye göre, MKEK'den yasadışı yol- laria mermi alarak Kara- deniz Bölgesi'nde satan yeni bir şebeke ortaya çı- kanldı. Şebekenın, mat- baada çalışan üyesi saye- sinde polislenn mermi alabilmc iznine ilişkın belgelenn sahtelerini bastırdığı, daha sonra bu belgelerle MKEKden mermi alındığı ögrenildi. Şebeke üyeleri bir sü- re bu yöntemi kullanarak MKEK'den mermi alma- yı.sürdürdüler. Şebeke- nin daha sonra bu yön- temden vazgeçerek "Gü- rel" ve "Arkadaş* adlı av malzemesi satan iki işye- ri ile anlaştığı belirtildi. MKEK'den mermi alan bu iki işyerinin, daha sonra bunlan şebeke üye- lerine sattığı kaydedildi. Şebekenin son 1.5 ay- lık dönemde MKEK'den yasadışı yollarla 268 bin 700 mermi çıkardığı be- lirlendi. Şebekenin 1996 yıhndan bu yana MKEK'den 500 binin üzerinde mermi aldığı belirlendi. Ankara DGM Savcısı Hakan Kızılars- lan, 47 sanık hakkında iddianame hazırlayarak dava açtı. Eski Enerji Bakanı Ancı önce ANAP'ın şeffaflaşması gerektiğini söyledi 'Ozefleştirme çöktüANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz'ın Başbakan olarak ilk kur- duğu 48. hükümetin Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Muzaffer Ana, hükümetin özelleştirme po- litikalannı "peşkeş" olaraknitele- di. Ancı, özelleştirme sonucu ah- nan fabrikalann ünitelerinin yüz- de 95'inin arsa fıyatına almması- m eleştirerek "Enerjide özel sek- tör daha verimli çahşnnr esprisi, özeJ sektör için ağaçlan yıkar, ar- sa fryanna aldığı binayı satar de- mek değildir. Ancak Türkiye"de özeDeştirme bu noktaya gelmiştir. PartiliolarakANAPın buyanhş özeUeştirme yapısına çıkmasuu da yadu^r>orum,a>ıplıyorum* < dedi. Ancı, yolsuzluklann önüne geç- menin şeffaflaşmaya bağlı oldu- ğunu söyleyen Yılmaz'a "Keşke ANAP şeffaflaşsa" diye seslendi. Yılmaz'ın 1991 yıhnda kurdu- gu ilk hükümetin Enerji ve Tabii KaynakJar Bakam MuzafTer An- cı, bakanlıktaki yolsuzluklan ve ANAP'ın yaklaşımını Cumhuri- yet'e değerlendirdi. 'PoBtika yanhş' Ancı, Türkiye'nin özelleştinne konusundaki politikasının tama- men yanlış olduğuna dikkat çeke- rek, şu görüşleri dile getirdi: "Türkrye'debugün özelkştirme sonucu ahnan fabrikalann işyerle- rinin belki de yüzde 95'i arsa fîya- tna saülır hale gelmiştir. Özelleş- tirmenin ana amacı devietin han- tallığı, politikacının müdahalesi nedeni>le çauştınlama>an KÎT'le- rin verimli caüşünbnasıydL Bunu sadece ve sadece 'özel sektör illa verimli çalıştınr" demek belki doğru olmayabilir. Ancak 2000 yı- h Türkiyesi'nde siyasi istikrarsız- uk ve devlet yönetiminin geldiği noktada devlet verimh' çalışünla- bilir. demek mümkiin değil. Ama özel sektör daha verimli daha ka- liteli çahşünr esprisi de, ağaçlan yıkar. arsa fıyatına aldığı binayı satar demek değüdir. Bugün Tür- kiye'de ÖzeDeştirme bu noktay-a gelmiştir. Partili olarak ANAP'ın bu yanhş özelleştinne yapısına sa- • Mesut Yılmaz'ın ilk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ancı ANAP'ı suçladı. Ancı, "Özelleştirmede iflas eden tüccar gibi da\Tanıyorlar" dedi. hip çıkmasını da yadırgıyorum, ajıphyorum." Türkiye'de özelleştirmenin "zı- vanadan" çıktığını vurgulayan MuzafFer Ancı, "Özelleştinnede iflas etmekte olan bir füccann ak- şam pazan mallaruun saüJdığı ka- fa yapısına doğru gelindi" dedi. Ancı kendisinin böyle bir bakış açısı olmadığını belirterek "Bizim amacımız önıeğin elektriği ben- den daha ucuza taşraya götürebi- lecek özel sektöre bu işi vermekti. Kendim bir işi 1 lira> a yaparken. aynı işi 3 liraya yapan özel şirkete neden \ere\im ki. Bu düpedüz devleti peşkeş çekmektir" diye ko- nustu. 'AINAP şefiFaflaşsın' ANAP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Mesut Yıl- maz'ın "Birçokyolsuzluğun önü- ne geçmenin yolu şeffaflaşmaktır" dediğini anımsatan Ancı, u Keşke ANAP da şeffaflaşsa" dedi. "Ba- na imkân ve yetki verirseniz ben Turidye'yi partirn gibi idare ede- ceğim" diyenlere seslenen Ancı, şunlan söyledi: "Siyasi hayatta sennaye mület- veldli sayısı, oy yüzdesi. Zaman geçtikçe bu oranı artünyorsanız başanİısmızdemektir. Ancak Me- sut Yıhnaz için başanh niteleme- sini kuDanmak doğru mu bflemi- yonım. ANAP'm başuıa geldiğin- de oy oranı ve milletvekili sayısıy- ta son seçimlerdeki rakamlan kar- şılaşönn." İĞNELİ FIRÇA ZAFERTEMOÇİN • EN0JJÎ YOL5UZLÜ&UVLA İL64Ü Enerji sektörüyle ilgili demokratik kitle örgütleri, ihalelerin TEAŞ'ın zaran 30 milyarANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Elektrik Mühen- disleri Odası (EMO) ve Enerji Yapı Yol-Sen, Tür- kiye'nin, tarihinin en bü- yük bunahmıyla karşı kar- şıya bulunduğunu vurgu- layarak enerji bunahmının değil, yönetim bunahmı- nın yaşandığına dikkat çektiler. EMO Başkanı Ah'rığit, 15 yıldan bu yana izlenen eneni politikalan nedeniy- le enerji bunalımına giren Türkiye'nin 2001 yılını karanlık içinde geçireceği uyansında bulundu. Ener- ji Yapı Yol-Sen Genel Baş- kanı Cengiz Faydah da enerji sektöründe yaşanan yolsuzluklann büyüklüğü- ne dikkat çekerek ANAP Genel Başkanı ve Başba- kan Yardımcısı Yılmaz'ın operasyonun ucunun ken- disine de dokunmasmdan korktuğu için tepkisel dav- randığmı söyledi. EMO Genel Başkanı Yiğit ile Faydah, ortak açıklamalannda, enenı alanında yaşanan yolsuz- luklann 1984 Özal iktida- n ile başlayan "Benim me- munım işini bilir" dıyen anlayışın ürünü olduğunu vurguladılar. Ali Yiğit, Enerji ve Ta- bii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in ope- rasyon çerçevesinde yürü- tülen soruşturmanm "sela- meti" açısından bir an ön- ce görevden alınması ge- rektigini belirterek operas- yon çerçevesinde konuşu- lan 350 milyar dolarlık yolsuzlugun gerçek vurgu- nun yanında çok küçük kaldığını söyledi. Ali Yiğit, geçen yıllarda gerekmediği halde hükü- metin elektrik kesintileri- ne gittiğini anımsattı. Enerji Yapı Yol-Sen Ge- nel Başkanı Cengiz Fayda- lı Türkiye'de yaşanan kri- zin boyutlanna dikkat çek- ti. Faydah, bugüne kadarki ihalelerin birçoğundan devletin zarara uğratıldığı- nı anlatarak şu örnekleri verdi: Perinçek: Askeri darbe yok askere darbe söz konıısu Istanbul Haber Servisi - Işçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Kasırga" ve "Beyaz Enerji" operas- yonlanmn, Ayduı Doğan ve Mesut Yıl- maz'a dayandığını öne sürdü. Per- inçek, Içişleri Bakanı Tantan'ın gö- revden alınmasının Milli GüvenJik Kurulu'nca engellendiğini iddia etti. Perinçek, partisinin Istanbul II Mer- kezi'nde düzenlediği basın toplantı- sında, ANAP'm katıldığı koalisyon- larda. " Hiçbir zaman, Enerji Bakan- hğı'nı hiçbir partiye birakmadığma" dikkat çekerek "Bunun nedeni,enerji- nin çağımam, en buyfik VTirgun kayna- ğı ounasıdır" dedi. Aydın Doğan ve Yılmaz arasında, "Sahte bir çanşma"mn bulunduğunu belirten Perinçek, "Orduya karşı aynı taraftadıriar" dedi. "Askeri darbe" söylentilerinin, asılsız olduğunu söy- leyen Perinçek, "Askeridarbeyok.As- keredarbe sözkonusu. Hırsızhğa,tala- na karşı çıkan ordu, jandarma, yıpra- ühnak istenrror. Telaşa düşen Yıbnaz, 'Asker geliyor, rejim tehdıt altmda' dî- yerek bayatiamış yöntenüerle suç gjz- lemeye çahşryor" dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR iptalini istedi dolar' • AKTAŞ Elektirik AŞ'nin hikâyesi tam bir hukuksal ve ekonomik skandala dönüştü Burada yaşanan yolsuzlugun mik- tan 300 trih/on liradır. • Afşin-Elbistan Santra- lı'nda meydana gelen pat- lamada 500 milyon dolar- lık zarar oluştu. • DPT raporlanna göre, yap-işlet-devret ve yap-iş- let modelleriyle yapılan elektrik santrallannın şir- ketlerine verilen ahm ga- rantisi uygulaması nede- niyle TEAŞ şu ana kadar 1 milyar dolara yakm zarara uğratıldı. • Mavi Akım Projesi i- ki ANAP'h bakana verildi. Rusya, Karadeniz'in dibi- ne döşeyeceği boru hattı için fmansman yaratmaz- ken, Türkiye hiç düşünme- den Samsun-Ankara hatö- nı inşa edecek konsorsiyu- ma 50 milyon dolarlık avansı, hem de sözleşme- den sonra yapılan değişik- likten önce ödemiştir. Bakan bürokratlarını sucladı Ersümer: Raporun vaıiığından bilehabersizjun ANKARA (Cumhuri- yet Bûrosu) - Enerji ve Tabii KaynakJar Bakanı Cumhur Ersümer, "Be- yaz Enerji" operasyonu öncesinde Teftiş Kurulu raporlannın sumenaltı edilmesi konusunda, gö- revden aldığı bürokratla- n suçladı. Mevzuat gere- ği, TEAŞ'm işlemlerine onay ve olur vermesinin söz konusu olmadığını iddia eden Ersümer, "So- nımlu sayümam mûm- kün değiL Ben görevimi yapnuşun. Neyiincehyor- htr bümiyorunı" dedi. Enerji Bakanı Ersü- mer, enerji yolsuzluklan konusunda Başbakan- lık'ta bekletilen Başba- kanlık Teftiş Kurulu ra- poru ve TEAŞ'ta bekle- tilen Bakanlık Teftiş Ku- rulu raporlanna ilişkin sorulan yamtladı. Ba- kanlığın telefonlanmn 3 ay dinlendiğini açıklayan Cumhur Ersümer. "Içiş- leri Bakanbğı'na ulaşan ve bana da iletilen iddi- alar arasında 'Bu bakan burada durduğu sürece biz bunu yapamayız...' Buna benzer iddialar var. 3 ay dmlemişler ba- kanhğL Beninüe ilgisi ol- sabubilgilerbanaverilir miydi?" diye konuştu. Başbakanlık'taki ra- porun varlığından bile haberdar olmadığını kaydeden Ersümer, ken- di içinde çelişkiler içeren şu açıklamayı yaptı: "Oavbekletfldiğisöy- lenen rapor Enerji Ba- kanhgı'nda değil, TEAŞ Genel Müdüriûgûnde bekletilnıiştir.Raporbek- letildi mi, bekletibnedi mi? Mutiaka incelenecek Ama bu haberieri janh, maksatu. çarpınlnuş bu- hıyorum. Bu rapor 13 a> bekletihnemiş, beniro önûme geldikten sonra 1 ay dobnadan ilgili genel müdûriüğe sevk edümiş- tir. Ben hiçbir şeyi gecik- tirmedim. Onun yerinc geçip benim davavı aç- mam mümkiin değiL" Cumhur Ersümer, ra- porun gereğinin yapıl- maması üzerine neden harekete geçmediğine ilişkin soru üzerine, bir bürokratı görevden al- mak için çok saglam ge- rekçeler bulmak gerekti- ğini belirtti. Cumhur Ersümer FP'nin araştırma öner- gesi konusunda Mec- lis'in vereceği karara herkesin saygılı olması gerektiğini söyleyen Er- sümer. "Bırakalım yargı görevini yerine getirsin" dedi. Enerji Bakanı, bir ga- zetenin manşetinde "düğmeye basan kişi" olarak sunulan eski TE- AŞ Genel Müdürü Zeki Köseoğlu için de "Varsa- >ımlaria hareket etme- meklazım"dedi. Ersümer'e istifa çağrısı Ihcak, YDK'nin raporunu açıkladı ANKARA (Cumhuri- yetBûrosu)- FP Istanbul Milletvekili Nazh Ibcak. Başbakanlık Yüksek De- netleme Kurulu'nun (Y- DK) enerji dagıtım tesis- lerinin işletme hakkının devri konusunda hazırla- dığı raporda, şartname ile sözleşmeler arasında- ki çelişkilerin açıkça or- taya konulduğuna dikkat çekti. Ilıcak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in baskı yoluyla TEDAŞ Yönetim Kurulu'nun de- vir sözleşmesinde deği- şiklık yaptırdığım savun- du. FP Genel Başkan Yardımcısı Lütfii Esen- gün de Ersümer'in isti- fasmı istedi. Nazh Ilıcak, parla- mentoda düzenlediği ba- sm toplantısında, "Beyaz Enerji" operasyonunun ardından yaşanan tartış- malara değinerek "Evet, asker siyasete de kansa- maz, ekonomhe de mü- dahale edemez. tsmi be- Hrtilmeyen askerierin za- man zaman siyasete mü- dahalesine, ekonomiye müdahalesine şahit ol- duk. Demek ki hükümet, asker siyasete. ekonomi- ye müdahale edince sesi- ni çıkarmıyor, yolsuziuk- lara müdahale edince kı- yametkopuyor" diye ko- nuştu. Ilıcak, Ersümer'in TEAŞ'taki yolsuzluklar- la ilgili olarak Aralık 1999"da hazırlanan Tef- tiş Kurulu raporunu 13 ay beklettikten sonra ge- reğini yaptığına dikkat çekti. Ilıcak toplantıda, Başbakanlık YDK'nin 1997 tarihli "Ivedi Du- rum" raporunu da gaze- tecilere dağıttı. Ilıcak, ra- porda enerji santrallan devir sözleşmelerinde şartnameden farklı un- surlar yer aldığının ve bunlann değiştirilmesi gerektiğinin belirtildiği- ni vurguladı. Lütfü Esengün de dün düzenlediği basın top- lantısında, operasyonun ardından yaşanan "as- ker-sfvil" gerginliğine dikkat çekerek "Siyasi ahlak gereği Ersümer'in görevinden aynlması ge- rekir"dedi. [email protected] Büyük gazetelerden birinin yan manşetinde dün şöyle bir başlık yer aldı: "O asker bulunacak, BUU" Bu sözler Başbakan Bülent Ecevit'e aitti. Ecevit'in söylediklerinden akta- nlan bir başka cümle ise şuydu: "Gizli görevliler demokrasiye gölge düşürdü." Haber şöyle devam edi- yordu: "Başbakan 'Beyaz enerjiope- rasyonunu biz başlattık' diyen aske- rin peşini bırakmamaya karahı. Baş- bakan dünyenibirçağnda bulundu: 'Sorumlular bir an önce bulunsun ve haklannda gereken işlem yapılsın. Eğer bu yapılmazsa, dikta heveslile- ri yersiz hevese kapılabilir; kışkırtıcı- lığa kalkışabilir." Ecevit gibi, sözünü dikkatle tartıp söyleyen tecrübeli bir siyasetçinin bu sözleri önemli mi? Bu kadar ısrar- lı bir tutum alması nasıl yorumlan- malı? Bir görüşe göre Ecevit'in bu sözleri önemli değil. Daha düne ka- dar onlar 28 Şubat'ın hükümeti ola- rak çalışmadılar mı? Onlar bir yarı askeri darbenin desteğiyle işbaşına gelmediler mi? Bu nedenle onlann Türkiye Sivilleşme Yolunda mı? askerte girdikleri darbe ve sivilleşme tartışması çok da bir anlam ifade et- miyor. Soruna bugünün gerçeği açısın- dan baktığımız zaman böyle bir gö- rüş, bu sert tartışmayı açıklamaya yeter mi? Ecevit neden hükümeti he- def aldığını düşündüğü askerin -ki haberi veren gazeteye göre bu asker bir üst düzey komutan- bulunması- nı, hakkında gerekenin yapılmasını ısrarla istiyor? Üstelik bu ısrannı sür- dürürken 'dikta heveslileri'rim varlı- ğından ve bunlann önünün kesilme- si gerektiğinden söz ediyor? Benzer bir üslubu Başbakan Yar- dımcısı Mesut Yılmaz da kullanıyor. O da 'askeri rejim heveslilerinden' söz ediyor. Bu hükümeti oluşturan ANAP ve DSP'nin, 28 Şubat süreci- nin sonunda yıkılan REFAHYOL hü- kümetinin yerine koalisyon kurduk- lan bir gerçek. Bu nedenle bazı ke- simlerin suçlamalanna da hedef ol- dular. Hatta geçen yılki seçimlerden sonra koalisyona giren ve türban ko- nusunda farklı birtavır alacağını söy- leyerek kampanya yürüten MHP de benzer suçlamaların hedefi haline geldi. Ancak son günlerde enerji operas- yonuyla ortaya çıkan, çok ciddi eko- nomik ve stratejik boyutlan da olan yen ! birtartışma başladı. Bu tartışma geçmişten gelen bir birikimin üzeri- ne oturdu. Kürtçe eğitimle ciddi bir gerilime neden olan yakın bir tartış- ma yaşadık. Bu tartışmada Genel- kurmay'la Başbakan arasında önemli görüş farklan ortaya çıktı. Za- man zaman güvenlik konularında Genelkurmay'la hükümetin farklı tu- tumlar aldığını izledik. Bu farklılıklar AB sürecinin geliş- mesiyle zaman zaman siyaseti kilit- leyecek noktalara kadar vardı. Belki de öyle yansıdı. Bunlan tam olarak bilemiyoruz. Fakat hükümetle asker- ler arasında böyle bir aynmın yaşan- dığını kabul ediyoruz. Işte son ener- ji operasyonu sırasında bu tartışma bir üst düzeye sıçradı. Bir general açıkça hükümetin bir üyesinin 'üstü- nün çiziteceğini' söyledi. Ecevit, bu noktada devreye girdi ve böyle bir açıklamayı yapanın bu- lunmasını ve hakkında gereğinin ya- pılmasını istedi. İki gündür bu ısran- nı sürdürüyor. Herhalde bundan son- ra konu yargıya intikal edecek. Bu- rada nasıl bir süreç izlenecek onu göreceğiz. • • • Ecevit'in tutumu önemli. Bu tartış- ma bir sivilleşme tartışması mı diye sorulursa bir yönüyle buna evet di- yebiliriz. Ancak, sorun askerie tartış- ma sorunu değil ya da onunla sınıriı değil. Türkiye'yi 12 Eylül düzeninden kurtarmak bir tartışmanın, bir tutu- mun sonucu olamaz. Ceza yasala- nndan, MGK'nin kuruluş kanununa kadar tartışılması gereken onlarca yasa var, onlarca idari tutum var. Bü- tün bunlann sorumlusu da asker de- ğil, sivil iktidarlar. Eğersivil iktidarlar, gerçekten bir sivilleşme niyetinde ıs- rariı olsalar sorun çözülebilir. Ne ya- zık ki, siviller henüz sivil değiller. On- lann dünyaya bakışlan, olaylan yo- rumlayışları da ne yazık ki demokra- tik ve özgürtükçü değil. Bu nedenle Türkiye'nin sivileşmesi bir süreç, bir anlayış değişikliğinin ürünü olabilir. Şu ana kadar, bu konuda atılmış cid- di bir adımdan söz edemeyiz. Ecevit'in, ısrariı tutumunu yine de önemsiyorum. Ancak bu ısrariı tutu- mu genel demokratik konularda da göstermesini ve ısrartı olmasını bek- liyoruz. • • • Necati Cumalı'yla, tath sohbetle- rimizi birkaç yıldır yapamıyorduk. O- nun sosyalizmin konularına olan ya- kın ilgisi nedeniyle sohbetlerimiz ço- ğu zaman teorik konularda olurdu. Onu yitirdik. Çok üzgünüm, özlemle anacağım, çok arayacağım.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle