17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA Prof. Dr. Ahmet ERCAN/7üA/«fcn T ürkiye'nin kömür büt- çesi:" Ülkemızde, 117 alanda belirlenmiş top- lam linyit binkimi yak- laşık 8.3 milyar tondur. Türkiye'deki paleocoğ- rafik haritalann ıncelenmesiyle, bu bi- rikimin 20 milyar tona yükselebilece- ği olasıhğı görülmektedir. Yıllık linyit ûretimi ise yaklaşık 50 milyon ton ola- rak gerçekleşmektedir. Zonguldak böl- gesinde var olduğu düşünülen taşkö- mürü binkimi ise 1.13 milyar tondur. Bu değerlere göre Tûrkiye, birikimde yüzde 0.2 ile dünya yedincisi, ûretim hızında da dünya altuıcısıdır. Türkiye'deki kömür oluşumlan, top- lam alanı yaklaşık 110 bin kilometre- kare olan, Neojen havzalannda yer ahr. Bugüne dek, bunun sadece 4 bin kilo- metrekaresi, toplam 1260 km delgi ya- pılarak araştırılmıştır. Bu birikimin yüzde 72'si, TKÎ'nin alanlanndayerabr. Türkiye'deki linyıtleri, kül, uçucu mad- de ve nem oranı yüksek, ısü değerleri düşük, niteliksiz kömürlerdir. Bu ne- denle, birikimin yüzde 80'i 3000 kcal/kg'den büyük, yüzde 68'i 2000 kcal/kg'den küçük ısıl değere sahiptir. Yurdumuzun 1996 yılındaki erk ge- reksinimuıin yüzde 53'ü kömürden, yüzde 47'si ise sukıvıl kurgulardan (hidroelektrik santrallardan) karşılan- mıştır. 2010 yılında, elektrik üretimi- nin yüzde 60'uıın ısıl (termik), yüzde 40'ının ise sukıvıl kurgulardan sağlan- ması beklenmektedır. Yurdumuzun erk'te dışa hagımhh- ğmın, 19%'da yüzde 5oimasına karşın, 2060yıhnda bu oran yûzde 60'lara ula- şabüecektir. Tüm bu göstergeler, kö- mürün gelecekte daha da önem kaza- nacağını açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısn la. kömür aramalannda, ola- ğan yöntemJerin yanı sıra, tüm gelismis ülkeferde olduğu gibi, daha etkuı sonoç- lar veren jeofMk yöntemlerin de kul- lammına ağırük \erilmcbdir. Doğalgaz bütçesi: 2000'de Türki- CUMHURİYET 12OCAK2001CUMA O L A Y L A K VJbi (jOKIJ!ŞLJli.K. [email protected] Ülkeırtizde uiömür, Doğalgaz, Altın \ye'nin doğaJgasJötoBftnîlîM 5 milyar metreküp dola>ındadır. Üretimi ise 1981'de 16 milyon rteTfeküp, 1990'da 212 milyon metretüp, 1995'te 182 mil- yon metreküp, 1998'de 565 milyon metreküptür. Tüketimi ise 1981'de 16 milyon metreküp, 1985'te 68 milyon, 1990'da 3.4 milyar (dışalım 10.8 mil- yar metreküp), başka bir deyimle 1998 yıhndayerli üretim oranı yüzde 5.4, dı- şalım yüzde 94.6'dır. Ilerleyen yıllar- da bu oran olumsuz yönde gelişecek- tir. 2000 yıhnda toplam yerli üretim 700 milyon metreküp, gereksinim ise 21 milyar metreküp dolayındadır (yerli oranı yüzde 3.3'e düşmüştü). 2010 yı- luıda yerli 150 milyon metreküp, ge- reksinme ise 53.8 milyar metreküp ola- caktır (yerli oranı yüzde 2.8). Başka bir deyışle Türkiye doğalgaz gereksinme- sinin yalnızca yüzde 2.5-3'ünü karşı- layabilmektedrr. Türkiye'de lazgınyerfcr (jeotermal) vc üretimleri: Ülkemizde kızgınyer kaynaklan su ve buhar kanşımı olup, özellikle deprem kuşaklan boyunca yer alan, diri kınklar üzerinde toplarur. En sıcak yer, 242 santigrat derece ile Germencik (Aydın) ve Kızıldere'dir (Denizli). Her ikisi de Büyük Mende- res Göçüntüsü'nün kuzeyinde yer alır. Kızıldere'de çalışan kızgınyer kıvıl kur- gusunun (elektrik santralırun) üretimi 20-25 MWe olup, işletim giderleri 17 MWe dolayındadır. Türkiye'nin görünür kızgınyer kıvıl (elektrik) üretun gücü 350 MWe, bu- nun kanıtlanmış ısıtma eşdeğerinin ise 2300 MWt olduğu sanılmaktadu-. Yur- dumuzdakı sıcak alanlarda belirlenen basınç 2.5 ile 18 atmosfer, sıcaklık 150 ile 242 santigrat derece arasında değiş- mektedir. Ülkenin kestirilen kızgınyer ısıtma gizilgücü 2300 MWt dolayında- drr. Bugün için bunun yüzde 13' ü, 300 MWt'ı olan 40.000 konut eşdeğerlik bö- lümü, ısıtma amaçlı işletmeye alınmış- tır. Türkiye kızgınyer kaynak varlığın- da Avrupa'da ikinci, dünyada yedincı ülkedir. Türkiye'deki 31500 MW'lık kızgın- yer ısı varlığı 5 milyon evi ısıtabilecek olup, bunun karşılığı yılda 30 milyar metreküp doğalgaza eşdeğerdir. Tür- kiye'de 2010 yılında 500 bin, 2020 yı- hnda da 1 milyon 250 bin konutun kız- gınyerlerden ısıtılması beklenmekte- dir. Şu anda Türkiye kızgınyer kıvılı- nı (elektriğini) kullansa kızgınyerlerin kıvıl üretimindeki payı yüzde 0.3'ten 3'e çıkabilir. Türkiye'de ısıtmada kul- lanılabilecek kabaca 170 tane kızgın- yer vardrr. Bunlann yüzde 65! i Ege bölgesindedir. Bugün için Türkiye'nin kızgınyer ısıtmasından ve elektrik üre- timinden yararlanma gücü; 20 MWt kıvıl üretimi ve 52 binkonut ısıtma eş- değeridir. Kaphca kullanımı olarak da toplam 820 MWt düzeyindedir. Tüm kullanım seçenekleri göz önünde bu- lundurulursa kızgınyer varlığuıın Tür- kiye bütçesıne yıllık katkısı 20 milyar dolan bulabüir. Kızgırryer ile ısınmabe- deli olağan bir konut için 15 dolar, do- ğalgazla 50 ile 75 dolar arasındadır. Konut başına kızgrnyer ısıtma merke- zi yatınmı 1500 ile 2000 dolar dolayın- dadır. Kızgınyer ısıtmanın karşılaştınl- malı tutan, kömüre göre 7, doğalgaza göre 8-9 kat ucuzdur. Türkiye'nin maden bütçesi: Türkiye maden çeşidı bakımından dünyanın en varlıklı ülkelennden biridir. Türkiye dünyadaki oranına göre, yüzde 5 ile bor, yüzde 7'si ile zeolit, toryum ve ponza taşında birinci, yüzde 8 ile tro- na (doğal soda), yüzde 20 profillit ile dördüncü, yüzde 11 selesbit, yüzde 8 barit, yüzde 5 asbest, yüzde 0.65 krom ile dördüncü, yüzde 5.5 antinmuan, yüzde 8.5 feldisparta beşinci olup di- ğer ilk 10'a giren madenleri; cıva, man- ganıt, volfiam, boksit, bakır, kurşun, çin- ko, altın ve linyittir. Maden üretimi ise sırasıyla (1997), kromit 624 bin, barit 125 bin, bor 732 bin, manganit 158 bin, mermer 193 bin metreküp, bento- nit 69 bin, kaolen 159 bin, feldispat 950 bin, perlit 178 bin, ponza 89 bin met- reküp, bakır konsantresi 181 bin, çin- ko-kurşun-krom 133 bin, alirauna 42 bin, blisteT bakır 72 bin, çinko 16 bin tondur. Türkiye gelirleri içinde maden- ler ve maden ürünlerinin payı 3 milyar dolar ile yüzde 1.5'tir. Atatûrkdöne- nünde bu pay yüzde 44 idi. Toplam maden dış oranı ise yüzde 13'tür. Ma- den saüşlan içinde pay dağılımı; krom- da 900 milyon, kömürde 250-600 mil- yon, taş ocaklannda 550 milyon, suda 83 milyon, kızgınyerde 8 milyon, taş- yagında 7 milyon dolardır. Türkıye'de, birçok yabancı maden işletse dahi (Yunanistan da içinde) Türklerin ve genellikle jeofîzik mü- hendislerinin yeterince yatınm yap- maması ilgınçtir. Dünyadaki altın üretiminegöre Tür- kiye: Madencüik içinde altının duru- mu ayncalıklıdır. Dünyada kullanıla- gelen toplam altın 120 bin ton olup bu- nun yüzde 47'si ziynet, yüzde 32'si merkez bankalannda, yüzde 7'si IMF ve Dünya Bankası'ndadır. Dünyada yaklaşık yıllık üretim 2100, tüketim 3100 tondur. 1980'deüretım200ton'a düştüğünde alün fıyatı 30 dolar/ons'dan 650 dolara sıçrarmştır. Altın madenci- liğine en çok yatırrm yapan ılk altı ül- kede oranlar sırasıyla; Rusya yüzde 36, Peru yüzde 27, Avustralya yüzde 19, Kanada yüzde 13, Güney Afrika yüzde 12 ve ABD yüzde 10'dur. 1996 yılı için dünya altın üretiminde ton/yıl olarak ilk on ülke; Güney Afrika 368, ABD 223, Avustralya 214, Kanada 124, Çın 120, Rusya 103, Brezilya 56, Endonezya 99, Peru 49, özbekistan 48 olmak üzere yaklaşık 1400 ton/yıl dolayındadır. Bu ilk alö ülkenin toplam birikimi (rezervi) 35110 ton, diğerle- rirun 7920 ohnak üzere dünya toplamı 43000 tondur. Birikimdeki pay dağılı- mı ise Güney Afrika'nın yüzde 46.5, Rusya'nın yüzde 14.5, Kanada'nın yüzde 11, Avustralya'nın yüzde 3.3, Brezüya'nın yüzde 2.2 ve diğeT ülke- lerin yüzde 18.4'tür. Türkiye'de toplam alhn varlığı 6500 ton, Türkiye'de bir yatağın ortalama \ \ \ o U £ UI UJS eo birikimi 24 ton/yatak, bir yatakta bek- lenen amaç üretim 1 -2 ton/yatak/yıl, bir yatakta beklenen hedef üretim 2-2.5 ton/yatak/yıl'dır. Ortalama tenör 10- 12 ppm'dir (gr/ton). Türkiye'nin altrn dışalımı 150 ton/yıl, TC'ye yatınm aşamasındakatkısı 14 milyon dolar/ya- tak, bölgeye yatınm aşamasuıda kat- kısı 9 milyon dolar/yatak, TC dışsatı- mınakatkısı 15 milyon dolar/yıl, TC'ye işletme aşamasında 20 milyon do- lar/yıl'dır. Bölge ekonomisine işletme aşamasında katkısı 40 milyon dolar/yıl, Türkiye ekonomisine işletme aşama- sında katkısı 64 milyon dolar/yıl, 1998'de işletmeye hazır maden yatağı 6. 2000'de işletmeye hazır maden ya- tağı 18, işletmeye aday hazır maden ya- tağı 110'dur. Türkiye'nin gümüşpotan- siyeli 100.000 ton. 1 ton altın üretimi için yatınm zorunluluğu 1.3 milyon dolar, 110 yatağın TC'ye olası katkısı 7 milyar dolar, vergilendirme oranı yüzde 45 - yüzde 55, Türkiye'nın dış borcu 70 milyar dolar. halkın elındeki altın miktan 6000 ton, Türkiye'de bu- lunan alhn alanı sayısı 17, Türkiye'de beklenen altın alanı sayısı 50, ortala- ma tenör 10-12 ppm, TC'ye kazandır- dığı katma değer 10 milyar dolar, 10 yılda 30 milyar dolar, işletmeye hazır 106 yataktan beklenen altın 100 ton ve 1.1 milyar dolar, gümüş ise 1070 ton ve 0.3 milyar dolardır. Ortalama işlet- me ömrü 7 yıl, dışsatım değen 200 milyon dolar, vergılendırme oranı yüz- de 45 - yüzde 55'tır. 1 ton altın = 12.5 milyon dolardır. Türkiye'nin toplam altın rezervi 6500 ton = 82 milyar do- lar, Türkiye'de 1998'de halkın kaydet- tirdiğı altın birikimi 6000 ton = 75 mil- yar dolardır. Türkiye'de halkın kayıt ettirmediği altın binkimi (kestirilmiş) 3000 ton = 37 milyar dolar olup top- lam 197 milyar dolardır. Altın dışalı- mı 200 ton, altın dışalım tutan 2.5 mil- yar dolardır. 1 yatağın yaratacagı işçi sayısı 500 kişi, 80 kişi/ton olup, 1 ya- tağın kamu maliyesıne katkısı 6 mil- yon dolar/yıldır. Gelecek yazım su kay- naklan ve deprem üzerine... dan c 3 >> "g "« "3 N :0 C 3 « C 3 w M Onu N 3 '•v i <U phonmart •• c 0 N c 0 ») (« Ü tü yeni O V N O 380. K u 0 1E C «^ N c N !« da. N arşını -o V 01 a. Ş • c G" C >So a > C 5- "Si c « « c :3 C :3 M> :3 -o :3 c:O "0 41 •3 >, S angıc M C 'c ı devrrnet a c 0 E !«U "3 >. pyen <u >> h^ r ^ r\ 1g N | Dayul Sesi 'D; Vedat GUNYOL avulun sesi | uzaktan hoş geür' diye bır atasözümüz var ya, hiç de boşuna bir söz değil. Bin yedi yüz yıl önce ilkelli- ğin ilkelliği olarak günü- müze dek yaşayagelmiş nice töreler 2000. yılın ya- şamına lök diye oturtu- lunca dünyanın altı üstü- ne gelıyor bence. Dün akşam (23 Arahk 2000) saat 19.00'da ka- pım çalındı. Açtım. Kar- şımda orta boylu, bıyıklı, güleryüzlü bır adam. Ka- nım kaynayıverdi bırden. Derdı nedır diye sormaya kalmadan"Davulparaari- ca ediyorum" dedı. Davul parası?.. 21. yüz- yılda ve de yıllann Ata- tûrkTürkıyesı'nde, ağza alınması bıle utanç verici bir durum karşısında ka- lakaldığımın resmiydi bu. Ne yapabılirdım? Kar- şımdakı güleryüzlü davul- cuya kızamazdım. O za- valh bir insandı. Onu bu duruma sokan çıkarcı hı- noğlu hin ağababalanydı. O sevimli davulcuya içim- den gelerek bırkaç kuruş verdim utana sıkıla, onu dilenci durumuna düşü- ren akıl ve eylem yöneti- cilenne lanetler savura- rak. Bütün bunlan bir yana bırakarak şöyle bir düşü- nelim diyorum. Bızler Av- rupalı olma sevdahsı, ken- dimizi ne denli bir uygar yaşam düzeyuıe sokmalı- yız ki Avrupa Topluluğu bağnnı açabilsın bıze? Ben 90 milyonluk eği- timsiz köhne törelerin tut- sağı (aslında güzel, eği- tilseler güzelin güzeli ola- bilecek) insanlanmızın ge- leceğinin Avrupa kapıla- nnda venlecek bir karara bağlanması gibı onur kı- ncı duruma düşmelerine karşıyım. Bütün bu kanılara ner- den geldik dersınız? Da- vul sesinden. Davul sesi brr gün, bızleri yalnız sa- hura değil de akla, kafa- mızı işletip, saçma sapan boş inançlara karşı çık- maya çağırdığı gün, Tür- kiye'mız aydınlığa kavuş- muş olacak. ne dersiniz? Davul sesi, aklın buyru- ğundaki sesi yakından gel- sin diyorum. PENCERE Deniz Fenepi!.. DSP Milletvekili Sayın Mehmet Özcan'dan aşa- ğıdaki mektubu aldım: "Sayın llhan Selçuk, Yaklaşık35 ytldırCumhuriyetgazetesinin 'okul'un- da bilgileniyor, eğitiliyorvm. Eşim ve çocuklanm- /a biriikte akılcılığı, çağdaşlığı, Atatürkçü dûşün- ceyi Cumhuriyet sayfalanndan öğrendik. Kısaca evimize her gün ekmekten sonra Cum- huriyet girdi. Türkiye'nin aydınlıkyüzü, sanat ve bilim insan- lanyla Cumhuriyet'te tanıştık. Misak-ı Milli'yi, tam bağımstzlığı, her türiü yo- bazlığa karşı savaşmayı bilincimize kazıyan Cum- huriyet oldu. Ben ve ailem gazetemizle özdeşleştik. Ancak, şimdilerde Cumhuhyet'in 'kuşatıldığf, 'işgal edildiği' hissini uyandıracak gelişmelere ta- nık oluyorum. Şöyle ki: Son cezaevi olaylannın Cumhuriyet gazetesin- de yansıtılışı en çok övündüğümüz 'yansız olma' fakat 'Türkiye Cumhuriyeti'nden yana olma' ilke- mizle hiç bağdaşmamıştır. Aynı şekilde, F tipi cezaevlerine karşı olanlann adeta yayın organı görünümünû veren Cumhuri- yet, inanın beni derinden üzmüştür. Insan Haklan ve Düşünce özgürtüğü derslerini en çok Cumhuriyet sütunlanndan öğrenmiş bir kişi olarak, gazetemizin son aylardaki yanlı yayın politikasını onaylamadığımı iletmek için zamanı- nızı alıyorum. Ne olur, 'Cumhuriyet'/m/z/n ailemizden uzakJaş- masına izin vermeyiniz! En derin saygılanmla..." • Mektubu yayımlamak için cezaevlerinde yaşa- nan olaylann durulmasını ve biraz daha serinkan- lı düşünebilmek için gerekli ortamın oluşmasını bekledim... Ama, olanağı var mı?.. Ülke baştan sona çalkantılı ve dipten doruğa bunalımlı olaylardan sıynlıp durulamıyor; korkutu- cu bir gidişatın çekimine kapılmış gidiyoruz; eko- nomikgümbürtü, bankalardepremı, cezaevleri ka- rabasanı, açlık grevleri, ölüm oruçlan, inanılmaz yol- suzluklann zincirieme birbirine geçen halkalan, en büyük medya holdinglerindeki çöküşlerin yasadı- şı pazariıklan, siyasal partilerin tutumlanndan yan- sıyan umutsuzluklar ortasında Cumhuriyet'in bir de- niz feneri gibi yol göstericı işlevini konuşmak, tar- tışmak ve eleştirmek fırsatını yakalamak güç olu- yor. • Sevgili okurumuz özcan'ın eleştirisi ne ölçüde haklıdır?.. Doğrusu, katılamıyorum kendisine; ama, duyar- lığını saygıyla karşılıyoaım; bu nedenledir ki mek- tubunu tüm okurianmla paylaşmak ıstedim. Insan haklan konusunda Cumhuriyet'in titizliği kimi za- man olaylan gereğinden çok abartmamıza yol aç- mış bulunabMr, ama, bunun bizi.gerçekJerin dışj- na düşürdüğünü sanmıyorum: - f tipi cezaevlerini nasıl ele alıyoruz?.. Yapısal ve hukuksal eksiklikleri giderildiği zaman elbette ko- ğuş düzeninden daha iyı bir yaşama ortamının ko- şullan F tlpinde oluşacaktır. Cinayeti savaşım yöntemi olarak benimseyen örgütlere bu ülkede yer yoktur; yaşama hakkı in- san haklannın başında yer alır. • Kimsenin aklına en küçük bir kuşku düşmeme- lidin Cumhuriyet gazetesinin adını Mustafa Kemal Atatürk koydu; varoluşumuzun kaynağında ne ka- dar ılkeli, kararlı, saydam ve duruysak, 21 'inci yüz- yıla da öyle giriyoruz. Mehmet Özcan'ın kişiliğinde tüm Mehmet özcan'lara selam ve sevgiler... CUMALI^yı KAYBETTlK BERİN CUMALI Not: 12 Ocak Cuma (Bugün) Teşvikiye Camisinde kılınacak öğle namazından sonra Zincirlikuyu'da toprağa verilecektir. ŞAİR, ÖYKÜCÜ, ROMAN VE OYUN YAZARI; ŞÜRSEL DtLl VE AYRINTILARIUSTACA KULLANMASIYLAÜNLÜ YAZARIMIZ NECATİ CUMALFyı kaybetmenin onulmaz üzüntüsü içindeyiz. Onu 12 Ocak Cuma günü öğle namazından sonra Teşvikiye Camii 'nden uğurlayacağız. Yüreklerimizdeki burukluğu | ve acıyı unutulmazlığıyla hafifleterek... f Cumhurryet ^ kitap kulûbû Cumhuriyet Kitap Kulübü Çalışanlan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle