17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2001 ÇARŞAMBA 10 dishab(a cumhuriyet.com.tr Ankara'ya gelen IKYB lideri, PKK'nin bölgeden çıkmak zorunda kalacağım söyledi TalabanFden PKK giivencesi Kürt bder. tek ihtiyaçlaruun banş olduğunu söyledi • IKYB Lideri Celal Talabani "HertüriüyotakuüanarakPPKK'yi bölgemezi terketmeye zorlayacağız'' diye konuştu. ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Irak Kürdistan Yurt- severler Birliği (IKYB) lideri Celal Talabani, Anka- ra'ya, PKK'nin bölgeden çıkarülması için her yolu kul- lanacaklan güvencesini verdi. PKK ile şu sıralarda bir çatışma yaşanmadığını, Türkiye'den askeri des- tek isteminde bulunmadığını belirten Talabani, "Bölgede ihtiyacımız olan tekşey banş ve istikrar- dır. Bu hem Türklerin, hem Kürtterin hem deIrak- hlann lehinedir" dedi. Talabani, Türkiye ile kültürel bağlannı da güç- lendinnek istediklerini, bu kapsamda Kürt öğren- cilere burs verilmesini istedi. Talabani'ye deste- ğin süreceğini belirten Türkiye ise IKYB'nin PKK'ye karşı çok ciddi bir mücadele verdiğini ve artık daha olgun politikalar izlediğini kaydetti. Talabani, dün Ankara'daki temaslanna ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek başlayan Chavez görevi reddetti Bush 'a ilk darbeWASHINGTON(Cumhuriyet)-ABD'de tartışmalı bir seçim sonrasında başkanlık koltuğuna oturmaya mahkeme karanyla hak kazanan Cumhuriyetçi Partili George W. Bush, Beyaz Saray'a giden yoldaki ilk darbeyi Çalışma Bakanı adayından yedi. Bi diğer ifade ile Bush, kabinesi için belirle- diği ekipten birini kongrenin onayına su- nulmadan kaybetti. FBI tarafından dosyası incelenen Çalış- ma Bakanı adayı Unda Chavez, dün bir basın toplantısı düzenleyerek 90'lı yılann başında ABD'ye kaçak olarak girdiği be- lnienen Guaternalalı bir göçmeni evinde ça- lıştırdığı iddilan üzerine görevi reddetti. 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a yerleşecek olan Bush'un yardımcılan, çalışma bakanı ola- rak atanana Chavez'e görevi iade etmesi için üç gündür baskı yapıyordu. Kendisi de Latin Amerika kökenli olan Chavez, basın toplantısında yanında aile üyelerini ve bugüne kadar yardım ettiği göçmenleri de bulundurudu. Chavez top- lantıda "Ben insanlara yardunı seven biriy- dinLBuduygıüannHnkurbanıedürDemian- layamıyorunT dıye konuştu. Guatemalalı kadın MartaMarcedo, Cha- vez'in evinde kaldığmı doğnılarken çalış- madığını iddia etti. George W. Bush, dün sabaha kadar yaptığı açıklamalarda çalış- ma bakanı adayı olarak seçtiği Cha- vez'in senato- da onaylan- masıiçineün- dengeleniya- pacağını söy- lüyordu. An- cak baskılar karşısında bu tavnndan ge- riadımatmak zorunda kal- Linda Chavez dı. ABD Savunma Bakanı CohenUen AGSKdesteği VVASHINGTON (AA) - ABD Savunma Bakanı VVlDiam Cohen, görevden aynlmasma kısa süre kala, aralannda Türkiye'nin de bulunduğu AB üyesi olmayan NATO ülkelerinin, güvenliklerini ilgilendiren alanlarda Avrupa Gücü'nün operasyonlannın planlanmasına mutlaka katılması gerektiğini bildirdi. Cohen, The Washington Post'ta yayrmlanan makalesinde, AB'nin bazı üyelerinin NATO'ya rakip bağımsız bir Avrupa Gücü oluşturma yolundaki çabalannı ve Türkiye 'yi dışlama eğilimlerini eleştirdi. Cohen, "Halen Avrupa BiriiğTnin tam üyesi olmayan alö NATO ûlkesi, yani Türkiye, Norveç, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Polonya ve İzlanda, kendi güvenliklerini ilgflendiren konularda AB tarafından yürütülmesi öngörûlen operasyonlann planlanmasında seyirci değiL, tam kaülımcı olmabdır" dedi. Cohen, öncelikle "NATO'nun, transatiantik güvenliğin sağlanmasında temel teşkilat kalması gerektiği yönünde anlaşma sağlanması ve Avrupa Gücü'nün, NATO'ya rakip olmaması gerektiğini'' dile getirdi. Cohen, "tkinci olarak, A\Tupa'nın askeri yapısım güçlendirmesi, NATO'nun Avrupah üyelerini siyasi yönden ikiye bölmemelidir" dedi. NATO'nun yakın zamanlarda önemli bir smavdan geçeceğini belirten Cohen şu görüşleri dile getirdi: "NATO, gelecekteki belirsiz tehdirJerin üstesinden gelebilme konusunda hem güçlü hem esnek olabilen bir NATO isteyenler ile bağunsız bir AB güvenlik yapısı kurulmasmı isteyenler arasında mücadeleye sahne olacakbr. Transatiantik güvenliğin geleceğinin tehlikede olduğu bir ortamda bu mücadele çocuk oyuncağı değildir ve bu yanşmayı Idmin kazanacağı çok büyük önem taşımaktadır." Talabani, Ingiltere Büyükelçiliği ve Japonya Büyü- kelçiliği yetküileri ile de biraraya geldi. IKYB lideri, Dışişleri Bakanlığı'nda Müsteşar Büyükelçi Faruk Loğoğhı ve Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Zi- yal ile biraraya geldi. Talabani, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Loğoğlu ve Ziyal ile çok kapsam- h .ir değerlendırme yaptıklanru belirterek, "Irak"ın ulu- sal bütünlüğünün güçJendirilmesL, Irak'm geleceği ve Knzey Irak ile Ortadoğu'daki mevcut durumun yanı- araikfliilişküerini'* ele aldıklannı kaydetti. Ankara Sü- reci'nin daha etkin hale getirihnesi için Türkiye'nin rolünü oynamasını istediklerini anlatan Talabani, PKK ile mücadeleleriyle ilgili olarak, "Görüşmede PKK'nin Kuzey Irak'taki saldınlannı da ele aldık. Silahlı müca- deleye son verdiğini iddia eden PKK, saldınlannı Ku- zeyIrakta başlatü. Bölgede ihtr>acımız olan tekşej ba- nş ve istikrardır. Bu hem Türklerin, hem Kürtierin hem de Irakhlann yarannadn-" dedi. Bölgedeki PKK'li terörist sayısını tam olarak bile- mediğinı ancak "çok sayTda" olduklarını belirten Ta- labani. bir sonı üzenne. "Her türlüyolu kuUanarakon- lanrjölgerııeziteriietmeyezorlayacağz" dıye konuştu. Ta- labani, Türkiye'den askeri destek istemediklerini be- hrtirkende, "Türidye'deldkardeşkrimizden,Türkfîr- malannı Irak'm yeniden inşası çahşmalannda yer al- malan yönünde teşvik etmelerini istedik. Kültürel ve shasi destek istedik" dedi. Dışişleri Bakanhğf ndan bir yetkılı ıse Talabani'nın güven verip vermediği so- rusuna, "Bizim için önemli olan güven verip vermedi- ği değil; biz onun sahada ne yapüğına bakanz. Sahava baküğımızda da PKK'ye karşı çok ciddi bir mücedete verdiğini görüyoruz. IKYB daha doygun ve daha yo- ğun bir konuma geldi" yanınnı verdi. Talabani, IKDP'nin Habur Sınrr Kapısı'ndan elde edilen geliri IKYB ile paylaşmamasından duyduğu sı- kıntıyı dile getirdi. Barzani'nin de yakuı gelecekte Ankara'yı ziyaret edeceği bildirildi.. SSCB'nin dağılmasından bu yana ilk kez bir Rus devlet başkanı Bakû'da AliyevTe Putin kucaklaşb • Putin'le Aliyev, Hazar'daki statü sorunu ve petrol yataklannın ortak kullanımı ile ilgili birçok anlaşma imzaladı. D«ş Haberter Servisi - Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in resmi daveti üzerine dün başkent Ba- kü'ye gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Aliyev ile buluştu. Cumhurbaşkanlığı konutunda yakla- şık 5 saat süren tkili görüşmenin ar- dından Putin ile Aliyev, iki ülke arasın- da çeşıtlı konularda işbirliğini öngö- ren ve Hazar'daki statü sorunu ve pet- rol yataklannın ortak kullanımı ile Ba- kü deklarasyonunun da yer aldığı 8 an- laşma imzaladı. Taraflar, ziyarerin amactnı teskil eden ve bundan soraki süreçte iki ülke iliş- kilerinin daha da ileriye götürülmesi- ne olanak sağlayacak Bakü Deklaras- yonu'nu parafe etti. Putin ile Aliyev, Hazar Denizi bölgesindeki starü soru- nu konusundaparafe ettikkri ortakbil- diride ise Hazar'da, kıyı cumhuriyetle- re ait şeridin ortak hat ile paylaşımı ko- nusunda fıkirbirliğinevardı. Bildiri- de aynca. Hazar'a kıyısı bulunan ülke- lerin dışişleri bakan yardımcılannın, sonınun çözümü çerçevesinde birara- ya gelmesı, kıyı cumhunyetlerin ken- dilerine ait petrol yataklannda hakla- nnın güvence alüna alınması ve serbest faaliyet gösterilmesine olanak sağlan- ması konusunda aynı görüşlere sahip olunduğu belırtildi. Putin'in ziyaretı çerçevesinde ayn- ca, Azerbaycan'ın karada yerleşen Hovsan ve Zıh petrol yataklannın ış- letimine ilişkin, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile Rusya'nın Lukoil şirketi arasında yeni bir anlaş- ma ımzalandı. Cumhurbaşkanlığı ko- nutunda yapılan ımza töreninin ardın- dan Aliyev ile Putin ortak basın top- lantısı düzenledi. Putin Azerbaycan'ın Ermenistan ile olan Yukan Karabağ Gan?ın soğuksulannda Hindistan'da dün başlayan Hindulann geleneksel dini şenliği "Kumbha Mela"da. ruh ve bedenini tenüztemek isteyen binlerce Hindu, soğuk havaya rağmen Ganj Nehri'nin sularma dakh. Kuzeydeki Allahabad kentinde kadra, erkek binlerce Hindu toplanarak ırmakta yıkarurken yüzlerce polis de, ırmağın etrannda güvenlik tedbitteri akh. Yetkililer, festivaün 42 gün süreceğini, bu süre zarfinda da 70 milyon kişinin nehre girerek kutsanacağını bildirdi. Yerel "The Times of India" gazetesi, Hindu dini şenliğine Madonna ile Sharon Stone, Demi Moore, Pierce Brosnan ve Richard Gere gibi HoUywood yıldıztannın da kaülacağmı beürtti (Fotoğraf: AP) sorununa değinen Putin, "Sorunun çözüme kavuşmasında arabulucu- luk yapmaya hazınz" dedi. Soru- nun çözüm sürecının çok uzadığını ifa- de eden Putin, taraflar arasında ikiü gö- rüşmelerin ilerisi için ümit verici oldu- ğunu söyledi. Aliyev ile Putin, düzenledikleri or- tak basın toplantısının ardından gaze- tecilerin sorulannı yanıtladı. Putin, Rusya'nın Güney Kafkasya'da bulun- durduğu asken üsleri ve yapılan sılah sevkiyatıyla ilgili olarak kendisıne yö- neltilen bu" sonı üzenne, Ermenistan'a yapılan silah sevkıyaünın "yardım" ola- rak algılanmaması gerektiğini belirt- ti. Söz konusu sevkiyann, Ermenistan'a değil, bölgede bulunan Rus üslerine yapıldığını ifade eden Putin, silah sev- kıyatının uluslararası anlaşmalar çer- çevesinde, kendilerine tanınan haklar doğrultusunda yapıldığını söyledi. Rusya'nın Gürcistan'da bulundurdu- ğu askeri üslere de değinen Putin, Gür- cistan'ın bu üsleri istemedığini, ancak imzalanan anlaşmalara uygun hare- ket ettiklerini söyledi. Punn, Aliyev ile çeşıtli çözüm önerileri üzerinde dur- duklannı, ancak bu konuda konuşmak için erken olduğunu belirtti. Alman Dışişleri Bakanı, bir polisin yakılması olayına kanştığını reddediyor Fischer'in ıııilitaıı geçmişi sorgulanıyor Dış Haberier Servisi - Alman- ya'nm Yeşiller Partili Dışişleri Ba- kanı Joschka Fischer'in mılitan geçmişi sorgulamyor. 1968 olaylan patlak verdiğinde, Devrimci Savaş Örgütü'nün kilit isimlerinden olan Fischer, militan geçmişini, şiddete başvurduğunu ka- bul ediyor. Ancak, Frankfurt'ta, Kı- zıl Ordu Fraksiyonu örgütünün ku- ruculanndan LTrike Meinhof un ce- zaevinde "intihar ettiğinin'' açık- lanmasmdan sonra çıkan bir çatış- mada 23 yaşındaki bir polisi öldür- meye kalkıştığı savmı reddediyor. Der Spiegel'de yayımlanan habe- regöre, Fischer'in 10 Mayıs 1976'da, Meinhof'un ölümünden sonra çı- kan olaylar sonrasında, bir polis ara- DışişJeri BakanıFischergeçmişte şid- dete başvurduğunu kabul ediyor. cuıın, içindeki polisle birlikte mo- lotofkokteyliyle yakıhnası sırasın- da olay yerinde bulunduğu yönün- de kesin kanıt yok. Ancak, emri ve- ren kişi olduğu, patlayıcıyı sağladı- ğı ya da kullandığı yolunda söylen- tiler var. Üniversiteyi bitirdikten sonra devrimci örgütte savaştığrnı söyleyen Fischer, "Taş ya da molo- tofkokteyli atmadnn. Karatedersle- ri ahyordum, dövüştüm, gösterikre katüdun. Ama 23 yaşındaki polis Jürgen Weber'in yakıhnasmdan so- rumlu değilim. O olay, bizim için bir dönümnoktaaotdu,şiddetiazaltma- nın şart olduğunu gördük." dedi. Fischer, 1975'te Viyana'daki OPEC Bakanlan Konferansı baskı- nında üç kişinin öldürülmesi su- çuyla yargılanan eski yoldaşı Hans Joachim Klein'ın mahkemesinde tanık olarak dinleniyor. Kamuoyu böyle bir geçmişi olan bir bakanın Almanya'yı temsil et- mesinin doğru olup olmadığını tar- tışırken zor günler geçiren Fisc- her'e bir darbe de uğruna dövüştü- ğu Meinhof'un kızı Bettina Röhl'den geldi. Elindeki, 1976'ya ait göste- ri fotoğraflanm basına veren Röhl, polis Weber'i öldürmeye teşebbüs etmekle suçladığı Fischer hakkın- da suç duyurusunda bulundu. Bu arada, Fischer, 70'li yıllarda- ki gösteri sırasında dövdüğü ve şim- di emekli olan polis Rainer Marx ile birtelefon görüşmesi yaptı. Fisc- her gelecek günlerde Marx ile bir araya gelecek. Abnanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in, dövdüğü ve şimdi emekfi olan polis Rainer Marx ile önümüzdeki günlerde bir araya gelmesi bekleniyor. (Fotoğraflar: SPIEGEL) BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Yeni Değişim Rüzgârları ve Türkiye 199O'lı yıllann başında önce tek kutupluluğa yb- nelen dünyamız, son 4-5 yıl içinde daha farklı den- ge arayışlan içine girdi. Çünkü 10 yıl öncesindeki. 'kayıtsız şartsız tek kutupluluk beklentileri', yalnız az gelişmiş dünyada değil, bazı gelişmiş ülkeler- de de, "toplumlan ezecekyönde ileıiemeye " baş- ladı; hem ekonomik hem de kültürel olarak. Korkulan ülke ise Amerika idi. ABD'ye karşı di- renç ve başkaldın rüzgârian hem az gelişmiş dün- yadan, hem de gelişmiş dünyadan esmeye baş- ladı. Üç çetin ceviz ABD'nin karşısına sessiz se- dasız çıkmaya başladılar: Rusya, Japonya ve Av- rupa Birliği. - Rusya, Yeltsin döneminde ABD'ye ve AB'ye, kayıtsız şartsız teslim bayrağını çekmişti. Ve Rus- ya 199O'lı yıllann başında tam bir batağın içine saplandığını gördü. Rusya içindeki bazı güçler de tehlikeyi gördüler ve Putin'i başa getirdiler. Putin ile birlikte Rusya, "çok kutuplu bir dünya" politi- kasına kaydı. - Rusya'daki değişiklikten birkaç yıl önce Ja- ponya'da da kıpırdanmalar başlamıştı. Japonya bir taraftan hava ve deniz kuvvetlerini güçlendir- meye çalışırken öte yandan da yeni Avrasya poli- tikasını Temmuz 1997'de başbakanın ağzından açıklıyordu. Bu yeni Asya politikasının adını da Ipekyolu koydular. Japonya'nın artık, 'bağımsız (ulusal) bir Asya politikası' ortaya çıkıyordu. Japonya artık, ABD'nin Asya politikasının bir parçası olmak istemiyordu. -1990 sonrasının yeni gelişmelerinde, ABD'nin estirdiği rüzgânn içinde kaybolmak istemeyenler vardı. Fransa ve Almanya; AB içinde kendi arala- nnda çatışmalanna karşın, önlerinde ve karşılann- da daha büyük bir tehdit boy göstermeye başla- mıştı; Amerika, dünyanın tek ve mutlak hâkimi ol- ma yolunda hızla ileriiyordu, bunu durdurmak ge- rekirdi. Fransa ve Almanya arasındaki çatışma ştmdilik ikinci planda kalmalı idi. AB'nin genişleme politi- kası bu nedenle 'gevşetildi'; ve bu nedenle son üç yıl içinde AB savunma gücü oluşumu 'hızlandınl- dı\ Tek kutupluluktan çok kutupluluğa— Rusya, AB ve Japonya, 'Amerikan egemenliği altında' gelişmekte olan tek kutupluluğa tepki gös- teriyoriar, direniyorlardı. Son 4-5 yılın gelişmeleri bu fotoğrafı ortaya koyuyor. Putin geçen yıl açık açık şunu söylüyordu: Rus- ya artık dünyada 'çok kutupluluğu savunmakta- dır'. Aynca son birkaç yıl içinde, Kazak ve Rus pet- rolünün ve doğalgazının Çin üzerinden Doğu As- ya'ya ulaştınlması için Rusya, Çin ve Japonya ara- sında görüş birliği sağlandı. 'Şanghay Beşlisi' ise bu politikanın attyapeını oluş- turacaktı. Ya Türkiye?.. Rusya, Japonya ve AB'nin estirdiği rüzgârlann karşısında, bütün yumurtalarını ABD ve AB sepe- ti içine dolduran Türkiye, tam anlamı ile 'ofeayt'ta kalıyordu. ABD'ye karşı AB'ye, 'hem de tekyanlı bağımlı' ko- numdaki bir Türkiye'nin önünde 'manevra alanı'o\a- mazdı. AB'nin içinde olmayan, 'AB'nin mandası' durumuna gelen bir Türkiye, ulusal çıkarlannı, bu ye- ni dengeler içinde kesinlikle koruyamazdı. Bu dar koridordan tek birçıkış yolu kalmıştır 'Da- ha bağımsız bir kimlikle Avrasya içinde de yer al- mak'. Batı ile olduğu kadar Doğu ile de ekonomik, politik ve askeri ilişkiler kurarak 'içinde bulundu- ğu bölgede ulusal çıkarlannı korumak.' Yann da AB içine 'kesinlikle' alınmayacak olan Türkiye, 'yeni çok kutupluluk dengeleh içinde', bölge ülkeleri ile ortak çıkarlannı geliştirmek ve kullanmak zorundadır. Halen Türkiye üzerinde yapılmakta olan hesap- lar', böyle bir politikayı önümüze tek çıkış yolu ola- rak koymuştur. O zaman AB ile ilişkiler de olumlu bir raya otu- rur. TBMM heyeti Pariste 'Soykırımtasansı ilişkileri bozar' • DSP Milletvekili Gülek, "Fransa'nın, Cezayir'de olup bitenleri kendi meclisine getirmeyi reddederken tasanyı gündeme alması çifte standarttır" dedi. (ANKARA/ PARİS Cuhhuriyet) - Türk parla- menterler, Fransa Senato- su'nda geçen ay kabul edil- dikten sonra tekrar mecli- se dönen ve bugün ilk ola- rak Dış ilişkiler Komisyo- nu'nda görüşülecek olan Sözde Ermeni soykınmı tasansının kabul edilmesi halinde Ankara-Paris iliş- kilerinin büyük zarar gö- receğini bildirdiler. Fransa Meclisi'nde oy- lanacak tasanyı engelle- mek için Paris'e gelen TBMM heyeti, temasla- nyla ilgili olarak dün bir basın toplantısı düzenle- di. ANAP Mületvekıh Bü- lentAkarcah,tasanmn ka- bul edilmesi halinde, TBMM olarak hükümet- ten, Fransa'ya ekonomik yaptınmlar uygulanması- nı isteyebileceklerini söy- ledi. Tasannın kabul edilme- si halinde ikili ilişkilerin büyük zarar göreceğini kaydeden Akarcalı, Fran- sız parlamenterlerin oy kaygısıyla hareket etme- meleri gerektigini ifade et- ti. Türkiye- AB ilişkileri- nin gelişmesini istemeyen politikacılann bu tasanyı desteklemesini de dikkat çekici bulduğunu belirten Akarcalı, Fransız siyaset- çilerin Türk siyasetçileri, bilim adamlan ve tarihçi- lerinin görüşlerini ahna- malannı da eleştirdi. DSP Milletvekili TayibeGükk ise parlamentolann, tarihi konulan yargılama hakkı- na sahıp olmadıklannı be- lirterek "Fransa'nın, ta- rihte Cezayir'de olup bi- tenlerie Ugili kendi mecü- sinde tarbşma açılmasını reddederken Ermenitasa- nsmı gündeme getirip ko- nuyla ilgili bir tasanyı o>- lamak istemesi çifte stan- dartür" dedi. TBMM, bugün yapıla- cak görüşmeleri öncesin- de bir bildiri vayımladı. TBMM bildinslnde, "Ukı- sal parlamentolann aka- denîiktarih taıHşmalanna taraf olarak kanlmalan- nm, sava ve varşç görevi üsrknerekbirulusun tari- hini karalamalanıun gö- revieri ile bağdaşmadığı r ' vurgulandı. Fransa Parla- mentosu'nun Cezayir'de- ki olaylan degerlendirme- yi reddederek bu konuyu tanhçilere bıraktığı arum- satıurken, Türk mületirıin de avıu davıanışı bekle- diği kaydedildı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle