Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 2001 ÇARŞAMBA
10 dishab(a cumhuriyet.com.tr
Ankara'ya gelen IKYB lideri, PKK'nin bölgeden çıkmak zorunda kalacağım söyledi
TalabanFden PKK giivencesi
Kürt bder. tek
ihtiyaçlaruun
banş olduğunu
söyledi
• IKYB Lideri Celal Talabani "HertüriüyotakuüanarakPPKK'yi bölgemezi
terketmeye zorlayacağız'' diye konuştu.
ANKARA(CumhuriyetBürosu)-Irak Kürdistan Yurt-
severler Birliği (IKYB) lideri Celal Talabani, Anka-
ra'ya, PKK'nin bölgeden çıkarülması için her yolu kul-
lanacaklan güvencesini verdi. PKK ile şu sıralarda
bir çatışma yaşanmadığını, Türkiye'den askeri des-
tek isteminde bulunmadığını belirten Talabani,
"Bölgede ihtiyacımız olan tekşey banş ve istikrar-
dır. Bu hem Türklerin, hem Kürtterin hem deIrak-
hlann lehinedir" dedi.
Talabani, Türkiye ile kültürel bağlannı da güç-
lendinnek istediklerini, bu kapsamda Kürt öğren-
cilere burs verilmesini istedi. Talabani'ye deste-
ğin süreceğini belirten Türkiye ise IKYB'nin
PKK'ye karşı çok ciddi bir mücadele verdiğini ve
artık daha olgun politikalar izlediğini kaydetti.
Talabani, dün Ankara'daki temaslanna ABD'nin
Türkiye Büyükelçiliği'ni ziyaret ederek başlayan
Chavez görevi reddetti
Bush 'a ilk
darbeWASHINGTON(Cumhuriyet)-ABD'de
tartışmalı bir seçim sonrasında başkanlık
koltuğuna oturmaya mahkeme karanyla
hak kazanan Cumhuriyetçi Partili George
W. Bush, Beyaz Saray'a giden yoldaki ilk
darbeyi Çalışma Bakanı adayından yedi. Bi
diğer ifade ile Bush, kabinesi için belirle-
diği ekipten birini kongrenin onayına su-
nulmadan kaybetti.
FBI tarafından dosyası incelenen Çalış-
ma Bakanı adayı Unda Chavez, dün bir
basın toplantısı düzenleyerek 90'lı yılann
başında ABD'ye kaçak olarak girdiği be-
lnienen Guaternalalı bir göçmeni evinde ça-
lıştırdığı iddilan üzerine görevi reddetti.
20 Ocak'ta Beyaz Saray'a yerleşecek olan
Bush'un yardımcılan, çalışma bakanı ola-
rak atanana Chavez'e görevi iade etmesi için
üç gündür baskı yapıyordu.
Kendisi de Latin Amerika kökenli olan
Chavez, basın toplantısında yanında aile
üyelerini ve bugüne kadar yardım ettiği
göçmenleri de bulundurudu. Chavez top-
lantıda "Ben insanlara yardunı seven biriy-
dinLBuduygıüannHnkurbanıedürDemian-
layamıyorunT dıye konuştu.
Guatemalalı kadın MartaMarcedo, Cha-
vez'in evinde kaldığmı doğnılarken çalış-
madığını iddia etti. George W. Bush, dün
sabaha kadar yaptığı açıklamalarda çalış-
ma bakanı
adayı olarak
seçtiği Cha-
vez'in senato-
da onaylan-
masıiçineün-
dengeleniya-
pacağını söy-
lüyordu. An-
cak baskılar
karşısında bu
tavnndan ge-
riadımatmak
zorunda kal-
Linda Chavez dı.
ABD Savunma Bakanı
CohenUen
AGSKdesteği
VVASHINGTON (AA) - ABD Savunma
Bakanı VVlDiam Cohen, görevden
aynlmasma kısa süre kala, aralannda
Türkiye'nin de bulunduğu AB üyesi
olmayan NATO ülkelerinin,
güvenliklerini ilgilendiren alanlarda
Avrupa Gücü'nün operasyonlannın
planlanmasına mutlaka katılması
gerektiğini bildirdi. Cohen, The
Washington Post'ta yayrmlanan
makalesinde, AB'nin bazı üyelerinin
NATO'ya rakip bağımsız bir Avrupa
Gücü oluşturma yolundaki çabalannı ve
Türkiye 'yi dışlama eğilimlerini eleştirdi.
Cohen, "Halen Avrupa BiriiğTnin tam
üyesi olmayan alö NATO ûlkesi, yani
Türkiye, Norveç, Macaristan, Çek
Cumhuriyeti, Polonya ve İzlanda, kendi
güvenliklerini ilgflendiren konularda AB
tarafından yürütülmesi öngörûlen
operasyonlann planlanmasında seyirci
değiL, tam kaülımcı olmabdır" dedi.
Cohen, öncelikle "NATO'nun,
transatiantik güvenliğin sağlanmasında
temel teşkilat kalması gerektiği yönünde
anlaşma sağlanması ve Avrupa
Gücü'nün, NATO'ya rakip olmaması
gerektiğini'' dile getirdi. Cohen, "tkinci
olarak, A\Tupa'nın askeri yapısım
güçlendirmesi, NATO'nun Avrupah
üyelerini siyasi yönden ikiye
bölmemelidir" dedi. NATO'nun yakın
zamanlarda önemli bir smavdan
geçeceğini belirten Cohen şu görüşleri
dile getirdi: "NATO, gelecekteki belirsiz
tehdirJerin üstesinden gelebilme
konusunda hem güçlü hem esnek
olabilen bir NATO isteyenler ile bağunsız
bir AB güvenlik yapısı kurulmasmı
isteyenler arasında mücadeleye sahne
olacakbr. Transatiantik güvenliğin
geleceğinin tehlikede olduğu bir ortamda
bu mücadele çocuk oyuncağı değildir ve
bu yanşmayı Idmin kazanacağı çok
büyük önem taşımaktadır."
Talabani, Ingiltere Büyükelçiliği ve Japonya Büyü-
kelçiliği yetküileri ile de biraraya geldi. IKYB lideri,
Dışişleri Bakanlığı'nda Müsteşar Büyükelçi Faruk
Loğoğhı ve Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Uğur Zi-
yal ile biraraya geldi. Talabani, görüşmenin ardından
yaptığı açıklamada, Loğoğlu ve Ziyal ile çok kapsam-
h .ir değerlendırme yaptıklanru belirterek, "Irak"ın ulu-
sal bütünlüğünün güçJendirilmesL, Irak'm geleceği ve
Knzey Irak ile Ortadoğu'daki mevcut durumun yanı-
araikfliilişküerini'* ele aldıklannı kaydetti. Ankara Sü-
reci'nin daha etkin hale getirihnesi için Türkiye'nin
rolünü oynamasını istediklerini anlatan Talabani, PKK
ile mücadeleleriyle ilgili olarak, "Görüşmede PKK'nin
Kuzey Irak'taki saldınlannı da ele aldık. Silahlı müca-
deleye son verdiğini iddia eden PKK, saldınlannı Ku-
zeyIrakta başlatü. Bölgede ihtr>acımız olan tekşej ba-
nş ve istikrardır. Bu hem Türklerin, hem Kürtierin
hem de Irakhlann yarannadn-" dedi.
Bölgedeki PKK'li terörist sayısını tam olarak bile-
mediğinı ancak "çok sayTda" olduklarını belirten Ta-
labani. bir sonı üzenne. "Her türlüyolu kuUanarakon-
lanrjölgerııeziteriietmeyezorlayacağz" dıye konuştu. Ta-
labani, Türkiye'den askeri destek istemediklerini be-
hrtirkende, "Türidye'deldkardeşkrimizden,Türkfîr-
malannı Irak'm yeniden inşası çahşmalannda yer al-
malan yönünde teşvik etmelerini istedik. Kültürel ve
shasi destek istedik" dedi. Dışişleri Bakanhğf ndan
bir yetkılı ıse Talabani'nın güven verip vermediği so-
rusuna, "Bizim için önemli olan güven verip vermedi-
ği değil; biz onun sahada ne yapüğına bakanz. Sahava
baküğımızda da PKK'ye karşı çok ciddi bir mücedete
verdiğini görüyoruz. IKYB daha doygun ve daha yo-
ğun bir konuma geldi" yanınnı verdi.
Talabani, IKDP'nin Habur Sınrr Kapısı'ndan elde
edilen geliri IKYB ile paylaşmamasından duyduğu sı-
kıntıyı dile getirdi. Barzani'nin de yakuı gelecekte
Ankara'yı ziyaret edeceği bildirildi..
SSCB'nin dağılmasından bu yana ilk kez bir Rus devlet başkanı Bakû'da
AliyevTe Putin kucaklaşb
• Putin'le Aliyev,
Hazar'daki statü sorunu ve
petrol yataklannın ortak
kullanımı ile ilgili birçok
anlaşma imzaladı.
D«ş Haberter Servisi - Azerbaycan
Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in
resmi daveti üzerine dün başkent Ba-
kü'ye gelen Rusya Devlet Başkanı
Vladimir Putin, Aliyev ile buluştu.
Cumhurbaşkanlığı konutunda yakla-
şık 5 saat süren tkili görüşmenin ar-
dından Putin ile Aliyev, iki ülke arasın-
da çeşıtlı konularda işbirliğini öngö-
ren ve Hazar'daki statü sorunu ve pet-
rol yataklannın ortak kullanımı ile Ba-
kü deklarasyonunun da yer aldığı 8 an-
laşma imzaladı.
Taraflar, ziyarerin amactnı teskil eden
ve bundan soraki süreçte iki ülke iliş-
kilerinin daha da ileriye götürülmesi-
ne olanak sağlayacak Bakü Deklaras-
yonu'nu parafe etti. Putin ile Aliyev,
Hazar Denizi bölgesindeki starü soru-
nu konusundaparafe ettikkri ortakbil-
diride ise Hazar'da, kıyı cumhuriyetle-
re ait şeridin ortak hat ile paylaşımı ko-
nusunda fıkirbirliğinevardı. Bildiri-
de aynca. Hazar'a kıyısı bulunan ülke-
lerin dışişleri bakan yardımcılannın,
sonınun çözümü çerçevesinde birara-
ya gelmesı, kıyı cumhunyetlerin ken-
dilerine ait petrol yataklannda hakla-
nnın güvence alüna alınması ve serbest
faaliyet gösterilmesine olanak sağlan-
ması konusunda aynı görüşlere sahip
olunduğu belırtildi.
Putin'in ziyaretı çerçevesinde ayn-
ca, Azerbaycan'ın karada yerleşen
Hovsan ve Zıh petrol yataklannın ış-
letimine ilişkin, Azerbaycan Devlet
Petrol Şirketi (SOCAR) ile Rusya'nın
Lukoil şirketi arasında yeni bir anlaş-
ma ımzalandı. Cumhurbaşkanlığı ko-
nutunda yapılan ımza töreninin ardın-
dan Aliyev ile Putin ortak basın top-
lantısı düzenledi. Putin Azerbaycan'ın
Ermenistan ile olan Yukan Karabağ
Gan?ın soğuksulannda
Hindistan'da dün başlayan Hindulann geleneksel
dini şenliği "Kumbha Mela"da. ruh ve bedenini
tenüztemek isteyen binlerce Hindu, soğuk havaya
rağmen Ganj Nehri'nin sularma dakh. Kuzeydeki
Allahabad kentinde kadra, erkek binlerce
Hindu toplanarak ırmakta yıkarurken
yüzlerce polis de, ırmağın etrannda güvenlik
tedbitteri akh. Yetkililer, festivaün 42 gün
süreceğini, bu süre zarfinda da 70 milyon kişinin
nehre girerek kutsanacağını bildirdi. Yerel "The
Times of India" gazetesi, Hindu dini şenliğine
Madonna ile Sharon Stone, Demi Moore,
Pierce Brosnan ve Richard Gere gibi
HoUywood yıldıztannın da kaülacağmı beürtti
(Fotoğraf: AP)
sorununa değinen Putin, "Sorunun
çözüme kavuşmasında arabulucu-
luk yapmaya hazınz" dedi. Soru-
nun çözüm sürecının çok uzadığını ifa-
de eden Putin, taraflar arasında ikiü gö-
rüşmelerin ilerisi için ümit verici oldu-
ğunu söyledi.
Aliyev ile Putin, düzenledikleri or-
tak basın toplantısının ardından gaze-
tecilerin sorulannı yanıtladı. Putin,
Rusya'nın Güney Kafkasya'da bulun-
durduğu asken üsleri ve yapılan sılah
sevkiyatıyla ilgili olarak kendisıne yö-
neltilen bu" sonı üzenne, Ermenistan'a
yapılan silah sevkıyaünın "yardım" ola-
rak algılanmaması gerektiğini belirt-
ti. Söz konusu sevkiyann, Ermenistan'a
değil, bölgede bulunan Rus üslerine
yapıldığını ifade eden Putin, silah sev-
kıyatının uluslararası anlaşmalar çer-
çevesinde, kendilerine tanınan haklar
doğrultusunda yapıldığını söyledi.
Rusya'nın Gürcistan'da bulundurdu-
ğu askeri üslere de değinen Putin, Gür-
cistan'ın bu üsleri istemedığini, ancak
imzalanan anlaşmalara uygun hare-
ket ettiklerini söyledi. Punn, Aliyev
ile çeşıtli çözüm önerileri üzerinde dur-
duklannı, ancak bu konuda konuşmak
için erken olduğunu belirtti.
Alman Dışişleri Bakanı, bir polisin yakılması olayına kanştığını reddediyor
Fischer'in ıııilitaıı
geçmişi sorgulanıyor
Dış Haberier Servisi - Alman-
ya'nm Yeşiller Partili Dışişleri Ba-
kanı Joschka Fischer'in mılitan
geçmişi sorgulamyor.
1968 olaylan patlak verdiğinde,
Devrimci Savaş Örgütü'nün kilit
isimlerinden olan Fischer, militan
geçmişini, şiddete başvurduğunu ka-
bul ediyor. Ancak, Frankfurt'ta, Kı-
zıl Ordu Fraksiyonu örgütünün ku-
ruculanndan LTrike Meinhof un ce-
zaevinde "intihar ettiğinin'' açık-
lanmasmdan sonra çıkan bir çatış-
mada 23 yaşındaki bir polisi öldür-
meye kalkıştığı savmı reddediyor.
Der Spiegel'de yayımlanan habe-
regöre, Fischer'in 10 Mayıs 1976'da,
Meinhof'un ölümünden sonra çı-
kan olaylar sonrasında, bir polis ara-
DışişJeri BakanıFischergeçmişte şid-
dete başvurduğunu kabul ediyor.
cuıın, içindeki polisle birlikte mo-
lotofkokteyliyle yakıhnası sırasın-
da olay yerinde bulunduğu yönün-
de kesin kanıt yok. Ancak, emri ve-
ren kişi olduğu, patlayıcıyı sağladı-
ğı ya da kullandığı yolunda söylen-
tiler var. Üniversiteyi bitirdikten
sonra devrimci örgütte savaştığrnı
söyleyen Fischer, "Taş ya da molo-
tofkokteyli atmadnn. Karatedersle-
ri ahyordum, dövüştüm, gösterikre
katüdun. Ama 23 yaşındaki polis
Jürgen Weber'in yakıhnasmdan so-
rumlu değilim. O olay, bizim için bir
dönümnoktaaotdu,şiddetiazaltma-
nın şart olduğunu gördük." dedi.
Fischer, 1975'te Viyana'daki
OPEC Bakanlan Konferansı baskı-
nında üç kişinin öldürülmesi su-
çuyla yargılanan eski yoldaşı Hans
Joachim Klein'ın mahkemesinde
tanık olarak dinleniyor.
Kamuoyu böyle bir geçmişi olan
bir bakanın Almanya'yı temsil et-
mesinin doğru olup olmadığını tar-
tışırken zor günler geçiren Fisc-
her'e bir darbe de uğruna dövüştü-
ğu Meinhof'un kızı Bettina Röhl'den
geldi. Elindeki, 1976'ya ait göste-
ri fotoğraflanm basına veren Röhl,
polis Weber'i öldürmeye teşebbüs
etmekle suçladığı Fischer hakkın-
da suç duyurusunda bulundu.
Bu arada, Fischer, 70'li yıllarda-
ki gösteri sırasında dövdüğü ve şim-
di emekli olan polis Rainer Marx
ile birtelefon görüşmesi yaptı. Fisc-
her gelecek günlerde Marx ile bir
araya gelecek.
Abnanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in, dövdüğü ve şimdi emekfi
olan polis Rainer Marx ile önümüzdeki günlerde bir araya gelmesi
bekleniyor. (Fotoğraflar: SPIEGEL)
BIÇAK SIRTI
EROL MANİSALI
Yeni Değişim
Rüzgârları ve Türkiye
199O'lı yıllann başında önce tek kutupluluğa yb-
nelen dünyamız, son 4-5 yıl içinde daha farklı den-
ge arayışlan içine girdi. Çünkü 10 yıl öncesindeki.
'kayıtsız şartsız tek kutupluluk beklentileri', yalnız
az gelişmiş dünyada değil, bazı gelişmiş ülkeler-
de de, "toplumlan ezecekyönde ileıiemeye " baş-
ladı; hem ekonomik hem de kültürel olarak.
Korkulan ülke ise Amerika idi. ABD'ye karşı di-
renç ve başkaldın rüzgârian hem az gelişmiş dün-
yadan, hem de gelişmiş dünyadan esmeye baş-
ladı. Üç çetin ceviz ABD'nin karşısına sessiz se-
dasız çıkmaya başladılar: Rusya, Japonya ve Av-
rupa Birliği.
- Rusya, Yeltsin döneminde ABD'ye ve AB'ye,
kayıtsız şartsız teslim bayrağını çekmişti. Ve Rus-
ya 199O'lı yıllann başında tam bir batağın içine
saplandığını gördü. Rusya içindeki bazı güçler de
tehlikeyi gördüler ve Putin'i başa getirdiler. Putin
ile birlikte Rusya, "çok kutuplu bir dünya" politi-
kasına kaydı.
- Rusya'daki değişiklikten birkaç yıl önce Ja-
ponya'da da kıpırdanmalar başlamıştı. Japonya
bir taraftan hava ve deniz kuvvetlerini güçlendir-
meye çalışırken öte yandan da yeni Avrasya poli-
tikasını Temmuz 1997'de başbakanın ağzından
açıklıyordu. Bu yeni Asya politikasının adını da
Ipekyolu koydular.
Japonya'nın artık, 'bağımsız (ulusal) bir Asya
politikası' ortaya çıkıyordu. Japonya artık, ABD'nin
Asya politikasının bir parçası olmak istemiyordu.
-1990 sonrasının yeni gelişmelerinde, ABD'nin
estirdiği rüzgânn içinde kaybolmak istemeyenler
vardı. Fransa ve Almanya; AB içinde kendi arala-
nnda çatışmalanna karşın, önlerinde ve karşılann-
da daha büyük bir tehdit boy göstermeye başla-
mıştı; Amerika, dünyanın tek ve mutlak hâkimi ol-
ma yolunda hızla ileriiyordu, bunu durdurmak ge-
rekirdi.
Fransa ve Almanya arasındaki çatışma ştmdilik
ikinci planda kalmalı idi. AB'nin genişleme politi-
kası bu nedenle 'gevşetildi'; ve bu nedenle son üç
yıl içinde AB savunma gücü oluşumu 'hızlandınl-
dı\
Tek kutupluluktan çok kutupluluğa—
Rusya, AB ve Japonya, 'Amerikan egemenliği
altında' gelişmekte olan tek kutupluluğa tepki gös-
teriyoriar, direniyorlardı. Son 4-5 yılın gelişmeleri bu
fotoğrafı ortaya koyuyor.
Putin geçen yıl açık açık şunu söylüyordu: Rus-
ya artık dünyada 'çok kutupluluğu savunmakta-
dır'. Aynca son birkaç yıl içinde, Kazak ve Rus pet-
rolünün ve doğalgazının Çin üzerinden Doğu As-
ya'ya ulaştınlması için Rusya, Çin ve Japonya ara-
sında görüş birliği sağlandı.
'Şanghay Beşlisi' ise bu politikanın attyapeını oluş-
turacaktı.
Ya Türkiye?..
Rusya, Japonya ve AB'nin estirdiği rüzgârlann
karşısında, bütün yumurtalarını ABD ve AB sepe-
ti içine dolduran Türkiye, tam anlamı ile 'ofeayt'ta
kalıyordu.
ABD'ye karşı AB'ye, 'hem de tekyanlı bağımlı' ko-
numdaki bir Türkiye'nin önünde 'manevra alanı'o\a-
mazdı. AB'nin içinde olmayan, 'AB'nin mandası'
durumuna gelen bir Türkiye, ulusal çıkarlannı, bu ye-
ni dengeler içinde kesinlikle koruyamazdı.
Bu dar koridordan tek birçıkış yolu kalmıştır 'Da-
ha bağımsız bir kimlikle Avrasya içinde de yer al-
mak'. Batı ile olduğu kadar Doğu ile de ekonomik,
politik ve askeri ilişkiler kurarak 'içinde bulundu-
ğu bölgede ulusal çıkarlannı korumak.'
Yann da AB içine 'kesinlikle' alınmayacak olan
Türkiye, 'yeni çok kutupluluk dengeleh içinde',
bölge ülkeleri ile ortak çıkarlannı geliştirmek ve
kullanmak zorundadır.
Halen Türkiye üzerinde yapılmakta olan hesap-
lar', böyle bir politikayı önümüze tek çıkış yolu ola-
rak koymuştur.
O zaman AB ile ilişkiler de olumlu bir raya otu-
rur.
TBMM heyeti Pariste
'Soykırımtasansı
ilişkileri bozar'
• DSP Milletvekili Gülek, "Fransa'nın,
Cezayir'de olup bitenleri kendi meclisine
getirmeyi reddederken tasanyı gündeme
alması çifte standarttır" dedi.
(ANKARA/ PARİS
Cuhhuriyet) - Türk parla-
menterler, Fransa Senato-
su'nda geçen ay kabul edil-
dikten sonra tekrar mecli-
se dönen ve bugün ilk ola-
rak Dış ilişkiler Komisyo-
nu'nda görüşülecek olan
Sözde Ermeni soykınmı
tasansının kabul edilmesi
halinde Ankara-Paris iliş-
kilerinin büyük zarar gö-
receğini bildirdiler.
Fransa Meclisi'nde oy-
lanacak tasanyı engelle-
mek için Paris'e gelen
TBMM heyeti, temasla-
nyla ilgili olarak dün bir
basın toplantısı düzenle-
di. ANAP Mületvekıh Bü-
lentAkarcah,tasanmn ka-
bul edilmesi halinde,
TBMM olarak hükümet-
ten, Fransa'ya ekonomik
yaptınmlar uygulanması-
nı isteyebileceklerini söy-
ledi.
Tasannın kabul edilme-
si halinde ikili ilişkilerin
büyük zarar göreceğini
kaydeden Akarcalı, Fran-
sız parlamenterlerin oy
kaygısıyla hareket etme-
meleri gerektigini ifade et-
ti. Türkiye- AB ilişkileri-
nin gelişmesini istemeyen
politikacılann bu tasanyı
desteklemesini de dikkat
çekici bulduğunu belirten
Akarcalı, Fransız siyaset-
çilerin Türk siyasetçileri,
bilim adamlan ve tarihçi-
lerinin görüşlerini ahna-
malannı da eleştirdi. DSP
Milletvekili TayibeGükk
ise parlamentolann, tarihi
konulan yargılama hakkı-
na sahıp olmadıklannı be-
lirterek "Fransa'nın, ta-
rihte Cezayir'de olup bi-
tenlerie Ugili kendi mecü-
sinde tarbşma açılmasını
reddederken Ermenitasa-
nsmı gündeme getirip ko-
nuyla ilgili bir tasanyı o>-
lamak istemesi çifte stan-
dartür" dedi.
TBMM, bugün yapıla-
cak görüşmeleri öncesin-
de bir bildiri vayımladı.
TBMM bildinslnde, "Ukı-
sal parlamentolann aka-
denîiktarih taıHşmalanna
taraf olarak kanlmalan-
nm, sava ve varşç görevi
üsrknerekbirulusun tari-
hini karalamalanıun gö-
revieri ile bağdaşmadığı
r
'
vurgulandı. Fransa Parla-
mentosu'nun Cezayir'de-
ki olaylan degerlendirme-
yi reddederek bu konuyu
tanhçilere bıraktığı arum-
satıurken, Türk mületirıin
de avıu davıanışı bekle-
diği kaydedildı.