Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2000 PERŞEMBE
HABERLERİN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
bir yenisi medyada.
Belki de demokrasimiz Ecevit modeli uyumla farkı-
na varamadığımız bir gelişim yaşadı. Bakanlar arasın-
daki çatışmalar, birbirini tersleyen açıklamalar ola ki
çokseslilik gereği!
Başbakan Ecevit, yann öbür gün bakarsınız bakan-
lar arasındaki uyumsuzluğu çoksesliliğin zorunlu kıldı-
ğını açıklar ve böylece, demokrasimizdeki son geliş-
meyi, affedersiniz çağdaşlığa uygun değişimi öğren-
miş oluruz.
Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'le özelleştirmeden so-
rumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova arasındaki birbi-
rini neredeyse suçlayan demeç savaşı, hükümetteki ör-
nek uyumun son örneği.
Iki bakanın sergilediği uyum öyie bir aşamaya geldi
ki, Yüksel Yalova gözümüzü korkutan bir demeç ver-
di:
Türk Telekom ve THY'nin özelleştirilmesi sağlana-
mazsa ekonomikprogramın başansını unutmak lazım"
dedi.
Oysa, hükümetimizdeki uyumun kayıkçı kavgasına
dönüştüğünü düşünen ya da söyleyenler var aramız-
da.
Yolculardan THY bilet ücretlerine ek olarak alınan i-
ki milyon liranın akıbetini sorgulamaya kalkanlar da
haksız.
Iki milyon, alan parasıymış.. Ayakbastı parası gibi bir
şey. Nedeninı sorma efendim, ver. Zam mı yapılmış?
Yapılsın! Ama Cottarelli memnun olsun, yeter!
Omür biter, uyum öyküleri bitmez. örneğin uzun sü-
redir, önce RP, sonralan sürgiti sayılan FP "laikliğin ta-
rif edilmesinde" direndi.
Bugün ise Içişleri Bakanı Tarrtan... Son günlerin göz-
de tartışmasına bir giriş yaparak "irticanın tanımım" is-
tiyor.
Bakan Tantan'ın örneğin gerici akımlann devrim ya-
salarının uygulanmasıyla önlenemeyeceğini içeren
hayli ilginç görüşlerini anımsıyor musunuz?
Örneğin Fatih Belediye Başkanı ikemçarşaflı, sank-
lı, cüppeli, saçı sakalı karışık kişileri yasalan uygulaya-
rak adama çevirmenin olanaksızlığını savundu.
Kafasıyia kılığı kıyafeti kanşık insanlann -kurslar da
açtı Fatih'te- eğitilerek yola getirileceğini söytedi.
Bektenmeyen
Geçende Fatih'ten karanlık suratlı, kanşık giysili ka-
dınlarla erkekleri gösteren bir fotoğraf yayımlandı. Fa-
tih'te âlem o âlem, değişen bir şey yok.
Dün ile bugün uyum içinde.
Haksızlık etmeyelim. Değişen bir şey var. Belediye
başkanı şimdi Içişleri Bakanı.
Ve... Laikliği temel alan laik Türkiye Devleti'nde bir
Cumhuriyet Bakanı; "irticanın tanımım" istiyor.
Ecevit kaynaklı evrensel uyumun bir başka örneği-
ne göre, yurtdışındaki Fethullah Gülen okullannın de-
netiminden ya da işleyişini gözlemekten hangi bakan-
lığın sorumlu olduğu da meçhul!
Dışişleri mi, bir devlet bakanlığı mı, yoksa Milli Eği-
tim mi?
Hangisi? Uyum içinde bir arada çalışan üç bakanın
birbirine aykırı söylemleriyle davranışlanna bakılırsa
hiçbiri!
Dışişleri Bakanı Ismail Cem'den esen havaya bakı-
lırsa bakanlığının zinhar böyle bir görevi yok. Ama Or-
ta Asya cumhuriyetlerinden sonjmlu Devlet Bakanı Ab-
dülhaluk Çay sorumlu olabilir.
1
Bünyesinde Yurtdışı Eğitim Genel Müdürtüğü'nü ba-
ınndırart MilR Eğitim pekâlâ birinci derecede sorumju-
luk taşıyabilir.
Anımsadığımız kadanyla, devletin yararlannı bulun-
duklan ülkelerde koruyan ve savunan büyükelçilikler
Dışişleri'ne bağlı.
Bu noktada insaflı olmak, Dışişleri Bakanımızın na-
zik bir insan olduğunu unutmamak gerekiyor.
Başbakan'ı Gülen okullannı överken Gülen'in hap-
se düşmesi olasılığıyla derin kederlere düşerken...
Büyük tehlike sayılan Gülen ve okullanyla ilgili olum-
suz açıklamalarda bulunması, şu uyumlu düzende el-
bette Cem'den beklenemez..
Beklenebilir mi efendim!
FP'li Zenginden öneri
'Memur yasası
TSK'yi de kapsasın'
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - FP Genel
Başkan Yardımcısı Bah-
ri Zengin, memurlann ış-
ten çıkanlmalannı kolay-
laştırmak için kanun
hükmünde kararname
(KHK) çıkarmayı başa-
ramayan hükümetin,
şimdi aytu içerikte tasarı
hazırlığı içinde olduğuna
dikkat çekerek bunun
anayasaya aykın olacağı-
nı savundu. Zengin, böy-
le bir düzenlemenin Türk
Silahlı Kuvvetleri'ni
(TSK) de kapsaması ge-
rektiğini savunarak
"TSK'den ihraçlara
Yüksek Askeri Şûra
(YAŞ) değii hükümet ka-
rar versüT dedi.
Bahri Zengin, düzen-
lediği basın toplantısın-
da, bir süreden beri yar-
gıya yönelik suçlamalar-
da bulunulduğunu belir-
terek 28 Şubat sürecinde
Genelkurmay Başkanh-
ğı'nca verilen brifingler-
le yargıç ve savcılara, ko-
nulara "ideolojik devlet
gözlüğüyle bakmalarT
talimatı verildiğini sa-
vundu. Bu talimata uy-
gun hareket etmeyerek
"olaylara hukuk gözlü-
ğüyle bakanlann irtkao
lıkîa suclandıklannT öne
süren Bahri Zengin, Ge-
nelkurmay Başkanfnın
"irticacdann yargıya sız-
dıldan" yönündeki açık-
lamasına karşın Adalet
Bakanı'nın farklı değer-
lendirmelerde bulundu-
ğuna dikkat çekti. Zen-
gin, -Ya Adalet Bakanı
nüüeti atöaüyorya da Ge-
nelkurmay Başkanı. Si-
yasiler halkı aldanyorlar-
sa bu bir suçtur ve istifa
etmeleri gerekir. Amabü-
rokratlar aldatıyorsa o
zaman bunun da önlem-
leri mutlaka ahnmabdır"
diye konuştu.
Yasalarda "irtka" di-
ye bir suç bulunmadığını
belirten Zengin, bu ko-
nuda tanımlama yapıl-
ması gerektiğini söyledi.
'Kamu bankaları 3 yıl
içinde özelleştirilecek'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Devlet Bakanı
Faruk Bal, kamu bankalarmın özerkleştirilerek 3 yıl
içinde özelleştirmeye hazır hale getirileceğini bildir-
di. Bai, bu süre içerisinde, bankalann yönetiminde 5
kişilik Özerkleştirme ve Yeniden Yapılandırma Ku-
rulu'nun söz sahibi olacağını söyledi.
Bakan Bal, dün gazeteciler ile sohbetinde, 2 ay ka-
dar önce Hazine Müsteşarlığı tarafından, kamu ban-
kalanna ilişkin bir kanun hükmünde karamame ha-
zırlandığını belirterek Ziraat Bankası, Halk Bankası
ve Emlakbank'ın ihtisas bankalan olduğuna, bu yüz-
den de ağır yükleri bulunduguna işaret etti. Bal; hazır-
lanan KHK konusunda Devlet Bakanı RecepÖnal ve
Başbakanlık Müsteşan Ahmet Şağar ile görüştükle-
rini ve bir mutabakat sağlandığını kaydetti.
'Tarikatiar yüreldendîrildi'• Baştarafı 1. Sayfada
"Koalisyon hükümetinin par-
lamentoda gerekH çoğunluğa sa-
hip olmasına rağmen irticayla
mücadeleyiöngören yasa tasanla-
nnın komisyonlarda görüşülme-
den bekletilmesi irtica ile mücade-
le için gerekM siyasi iradenin yeter-
li olmadığını göstermektedir. Bir
tarikat bderi hakkmda şeriat dü-
zeni kurma çahşmalan nedeniyle
verilen tutuklama karan üzerine
hükûmet başkanmuı üzüMüğünü
ve yargıda aklanacağı umudunu
benrtmesi de irtica ile mücadele-
desiyasi iradenin vetersizliğini be-
lirtmesi yanmda anayasanın 138.
maddesine aykın olarak yargıya
etki olasıhğım da içinde taşımak-
tadm"
Eralp Özgen, irtica propagan-
dasının "düşünceözgürlüğü'" ge-
rekçesiyle hoşgörülmesine de
şöyle tepki gösterdi:
"Bu tehnkeyi küçümseyen, şe-
riat düzeni kurmak isteyenlere
propaganda hakkun tanıyan dü-
şüncelere kaûlmıyorum. Bu dü-
şünceyi taşıyanlar, gösterilecek
hoşgörü ile onlann da ikride de-
mokrasiyi esas alacaklannı üeri
sürmektedirier. Ancak' ateş nere-
de sönerse tekrar orada yanar, ha-
lifelik nerede sona erdiyse orada
tekrar başlar' düşüncesi Ue ülke-
miri yeniden şeriat düzenine sok-
makisteyenlerin gösterilecek hoş-
görüyle bu amaçlanndan vazge-
çeceklerine inanmıyorum. Devle-
tin göz yumması sonucu kurulan
tarikat okullannda demokrasiye
düşman, şeriat yanlısı kuşaklar
yetiştirenlere ses çıkarmayacak,
hoşgörü göstereceksiniz ve bunun
adına demokrasidiyeceksiniz. De-
mokrasidemokrasryi yoketme öz-
gürlüğünü içennez. Bu düşünce-
leri üeri sürenler bilmelidirler ki,
demokrasiye değfl, şeriatçıbir dîk-
tatörlüğe bizmet etmektedirier."
Yeni yapılacak anayasada ke-
sinlikle Atatürk ilke ve devrimle-
rine bağlıhğın belirtihnesi gerek-
tiğini vurgulayan Eralp Özgen,
şunlan söyledi:
"Çünkü Atatürkçülük ve Ke-
nuüizm geçmişin bekçüiği ya da
kahplaşmış bir inanç sistemi de-
ğüdir. Atatürk devTİmleri laikde\-
letin veçağdaşlaşma surecinin gü-
vencesidir. Bu nedenle Atatürk ile
başlayan Aydınlanma Devrimi'ni
gekcek kuşaklara ryice anlaünak,
Aydınlanma Devrimi'nin gekcek
kuşaklannı Atatürk ilke ve dev-
rimJeri doğrultusunda eğitınek zo-
rundayız. Bunun yolu ise ülkeyi ta-
rikatükullaniledoldurmak,onla-
ra hoşgörü göstermek değüdir."
Yeni Dünya Düzeni adı altın-
da küreselleşme düşüncesinin
tüm ülkelere yayıbnak istediğini
kaydeden Eralp Özgen, "tjlkemi-
zin bu konuda çok dikkatü olma-
sı gerekir. Bu nedenledir kL, CIA
uzmanlan, Türkiye'nin bir an ön-
ce ulusçu, bilime bağlı, Atatürkçü
çizgiyi bir yana bırakıp dine bağ-
h, tslamcı bir yönetimegeçerek İs-
lam âlemine sözde model oünası-
nı istiyorlar ve bu amaçla Türki-
ye için öngördükkri rejimin ıhm-
lı İslam olduğunu açıklıyorlar. Ben
buna hayır diyorum. Türkiye Ke-
mahzmden, Atatürkçülükten vaz-
geçmeyecek, lalklik ilkesinden as-
la taviz venneyecektir" diye ko-
nuştu.
Af konusunun rastgele söylen-
memesi gerektiğini belirten Öz-
gen, hücre niteliği taşımayan, tu-
tukJu ve hükümlülerin birlikte
paylaşıp sosyal etkinlikler yapa-
bilecekleri oda sistemine bir an
evvel geçilmesi gerektiğini de
kaydetti. >
MHP'li Yahnici, halka ait olan egemenliğin devredilemeyeceğini söyledi
Koalisyoııda AB anlaşmazbğıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Avrupa
Birliği'ne (AB) üyelik konusunda MHP ve
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin '^ereddütteribu-
lunduğunu" söyleyen Başbakan Yardımcısı
Mesut Yıhnaz, başkent gündeminde yeni bir
tartışma başlattı. MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Şevket Bülent Yahnici, tamamen AB
hukuku İcabul edilirse halka ait olan egemen-
liğin devredilmiş olacağını söyledi.
Şevket Bülent Yahnici, AB Genel Sekre-
terliği'nden sorumlu Mesut Yılmaz'ın açık-
lamalannı değerlendirirken AB'nin bir Hıris-
tiyan kulübü oldugu yolundaki kaygılannuı
büyük ölçüde ortadan kalktığını, ancak halen
tereddüt ettiklerini söyledi. Yahnici şunlan
söyledi:
"TürkkültüriivekünliğiyleilgUiendişeler-
den başka, hukukla ilgili endişelerinüz var. Av-
rupa, Türkiye'ye 'hadı senı aldım' dese, AB
bukukunu, Türk hukukunun ve egemenlik
haklaruun üstünde bir hukuk olarak kabul
etmemiz gerekiyor. O zaman 'Egemenlik ka-
yıtsız şartsız milletindir' ilkesini değiştirmek
durumunda kalacağız. Hiçbir AB üyesi dev-
let, kendi azınlıklanna farkh davranma hak-
la vernüyor. Ama bizden bunu istiyor. Aynca,
ABTürkive'ye' Yunanistan'la iyi geçin' diyor,
ama aynı şeyi Yunanistan'a soylemiyor. Tür-
kiye AB'ye girecek; bu bir devlet politikası,
buna karşı olan parti kahnadı. ama AB'ye ka-
yıtsızşartsız girmek, bir uçuruma atlamakür.
BuTûrkmületinehaksızhk olur.Türkiye ulus-
lararası kartlannı iyi oynamahdır."
Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu ise ga-
zetecilerin sorulan üzerine, "MHPolarakAv-
nıpa Birtiği'ne (AB) üyelik konusunda bizim
hiçbir kompleksimiz, endişemiz yoktur. Biz
kendimize güveniyoruz. AB'ye üye olmak de-
mek bağunsızhktan, Türldye'nin bütünlüğün-
den taviz vermek anlamına katiyen gelmez.
Aksine, bağunsızlığunjzı kuvvetlendirici ön-
lemleri kendi içimizde almak dunımundayız.
Bizim hiçbir endişemiz yoktur. Biz adımımızı
sağlam aOyoruz'" görüşlerini dile getirdi.
AB'ye üyeliğin Türkiye'nin dış politika-
smda esas olduğunu belirten Mirzaoğlu, Lo-
zan Antlaşmasfnda tanınanlar dışmda yeni
azınlık 'icat edilemeyeceğini' söyledi. Mirza-
oğlu, "Yeni azmhk icat etmeye de Türkiye'de
hiç Idmsenin gücü yetmez. Samyorum, hiçbir
parti de bu yola girmez" dedi.
Belcikada Erdal korkusu
Türk folklor
ekibine vizeJ ıyti AllAU
BRÜKSEL (AA) - Belçika'nm Flaman-
ca yayın yapan yüksek tirajlı gazetesi 'De
Morgen', Flandr Festivali'ne katılmak
üzere Belçika'ya gelmesi öngörülen bir
Türk folklor ekibine, "Fehriye Erdal'ı ka-
çu-acaklan" gerekçesiyle vize verilmedi-
ğini öne sürdü. 'Le Soir' gazetesi ise Er-
dal ile yapılan bir söyleşiye yer verdi.
Belçika'daki festival yetkilileri tarafın-
dan doğrulanan habere göre, Belçika'nm
Ankara Büyükelçiliği, Köçek Folklor Eki-
bi'nin tamamen subaylardanohıştuğunu'
ve Size takbini geç yaptigını' gerekçe gös-
tererek folkJorculara vize vermedi. Büyü-
kelçiliğin, 'foUdorcu olarak gözüken sinrf
subaylanmn, Fehriye Erdal'ı kaçırabUe-
cekleri' görüşünü gazetecılere ve festival
organizatörlerine açıkça ifade ettiği bildi-
riliyor.
Festival Sözcüsü Sophie Cocquyt, Kö-
çek Folklor Ekibi'nin geçen haftadan be-
ri Belçika'da bekJendiği, ancak ekibin fes-
tivale katılmadığını belirterek Türk folk-
lor ekibi konusunda Belçika'nm Ankara
Büyükelçiliği'nden bilgi istediğini bildir-
di.
Cocquyt, "Büyükelçflik. Fehriye Erdal'ı
kaçınnak isteyen casuslann söz konusu ol-
duğunu söylüyor. Büyükelçink yetkUUeri-
ne göre vize talebinin gecikmesi ve son ana
bıraküması garip" diye konuştu.
Belçika Dışişleri Bakanlığı Basm Söz-
cülüğü ise Belçika basımna yansıyan ha-
berleri 'kısmen' yalanladı. Sözcülük, 6 ki-
şilik bir Türk folklor ekibinin festivale ka-
tıhnak üzere, Istanbul Başkonsoloslu-
ğu'na vize başvurusunda bulunduğunu,
ancak bu şahıslann 'mesleki faaüyetieri' ve
'mah' kaynaklan' hakkında ıstenen bilgi-
leri veremediklerini, dosyanın tamamlan-
maması nedeniyle vize talebinin Brüksel'e
aktarümadığmı bildirdi. Sözcülük, 'Fetari-
ye Erdal'ın kaçuıhnası projesi' veya 'eki-
bin subaylardan ohıştuğu' iddialarının, Dı-
şişleri mensuplanndan kaynaklanmadığı-
m ileri sürdü.
Öte yandan Belçika'nm yüksek tirajlı
gazetelerinden Le Soir, dünkü baskılann-
da Fehriye Erdal olayına bir tam sayfa ayır-
dı ve terörist ile yaptığı söyleşiye yer ver-
di. Erdal, e-posta kanalıyla gerçekleştiril-
diği belirtilen söyleşide, terör örgütü üye-
si olmadığını ileri sürdükten sonra örgü-
tün hedefleri ve düşünceleri hakkmda de-
taylı bilgiler verdi.
Sabancı suikastı sırasmda tstanbul'da
olmadığını, olayla ilişkisi bulunmadığmı
ileri süren terörist, Belçika'da yakalandı-
ğı zaman üzerinde bulunan sahte kimlik,
silah ve patlayıcı madde konusunda da il-
ginç bir açıklama yaparak "Bunlara flişkin
suçlarm tamammı beraberimdeki bir ar-
kadaşım üstkndL Dolayısjyla bunlann da
benimle alakası yok" dedi.
Türkiye'ye iade edilmekten veya kaçı-
nlmaktan korktuğunu belirten Erdal,
üçüncü bir ülkeye iade edilmesine de kar-
şı çıktı.
Kuşadası esnafı: Bu kafa ile turizm yapılanıaz
Gay tııristlere polis eııgeli
LAIÎf SANSÜR
. KUŞADASI-Kuşadası'nda
-•turizm skandah yaşandı. Ku-
' şadası'na turistik gemiyle ge-
len Amerikalı 833 gay, polis
tarafmdan takibe alındı. Oto-
büslerle Efes ve Meryema-
na'yı ziyaret etmek isteyen tu-
ristler, polis tarafından durdu-
rulurken bir bölümünün de ge-
miden inmelerine izin veril-
medi. Gemi kaptanı, otobüs-
lerde tutulan yolcular serbest
bırakılmazsa "Yolculanm göz
amna ahndı" diye S.O.S. çeke-
ceğini bildirdi. Gay turistlerin
çarşıya çıkmalanna izin veril-
memesi nedeniyle esnaf tepki
gösterdi. Kuşadası Kayma-
kamlığı, Içişleri Bakanlı-
ğı'ndan talimat istedi.
Kaliforniya'daki RCB adlı
bir gay kulübüne üye olan 833
gay, uçakla Kaliforniya'dan
Atina'ya gitti. Atina'da 4 gün
süreyle kalan gayler, buradan
Olimpic Voyager adlı Yunan
gemisiyle hareket ederek Ege
adalarmı dolaştı. Gemiye gay-
lerin dışuıda hiçbir yolcu alın-
madığı öğrenildi.
Turistlerin çarşıya bırakıl-
mamasına tepki gösteren Ku-
şadası esnafı ise "Bu kafa ile
turizm olmaz" diye konuştu. Gemide eşcinsellerin dışuıda hiçbir yolcu bulunmuyor. (AA)
Yardun koşulu Güneydoğu
• Baştarafı 1. Sayfada
projelerinin dışlanması. ölüm cezasına karşı
girişimlere ve 'azmhk haklanna' öncelik ve-
rilmesi istendi.
Değişiklik önergelerinin birinde, Türkiye'de
üretim sistemlerinin geliştirilmesine ve çevre-
ye ilişkin projelere
destek verilirken,
tesinde geçen hafta yayunlanan yönetmelikte,
Türkiye'de bölgeler arası ekonomik dengesiz-
likleri giderecek projelere destek verilmesi is-
teniyor. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kal-
kınmasına yönelik projelere ilişkin 36/2000 sa-
yılı yönetmelik, AB'den çıkacak mali kaynak-
lann hangi yönde
kullanılacağmı be-
enerjinin geliştirilme-
sine' bağlı projelerin
reddedilmesi talep
edildi ve "Türk yet-
kinlerin deprem böl-
gesinde nükleer sant-
ral kurmalan, nükle-
er felaketriskiniar-
mnr"denildi. Kabul
edilen bir başka de-
ğişiklik önerisinde,
'azmhk haklaruun
korunması, kunnkle-
rinin tanuıması ve
ölüm cezasına karşı
girtşim' içeren proje-
lerin destek görece-
ğinin vurgulanması
talep edildi.
AB'nin, proje kar-
şıhğında Türkiye'ye
135 milyor Euro ver-
mesi öngörülüyor.
AB'nin resmi gaze-
Türkiye'den tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye,
Avrupa Parlamentosu'nun, mali yardımlar karşı-
lığında "Kürt sorununun cözülinesi" koşuluna
tepki gösterdi. Başbakan Bülent Ecevit, AP'nin
koşulunu "Biz öyie şartian hiçbirzaman kabul et-
medik" sözleriyle reddetti. Dışişleri Bakanlığı,
AP'nin eksik bilgi ve değeriendirmelerle karar al-
dığını ve AB'ye katılım sürecinde yapıcı tutum
göstermediğini bildirdi.
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'ye karşı üst
üste takındığı olumsuz tutum Ankara'nın tepkisi-
ne neden oldu. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan
açıklamada AP'nin eksik bilgi ve yanhş değerlen-
dirmelere dayanan girişimlerinin, Türkiye'nin
AB'ye Katılım Ortaklığı'nın oluşturulması önce-
sinde yapıcı bir tututumu yansıtmadığı belirtildi.
Açıklamada, "Bu durumda Avrupa Komisvonu ve
Bakanlar Konseyi'nin AB'nin zaten uzunca birsü-
reden beri yerine getirmediği, ülkemize karşı mali
işbirigi vecibelerinin önüneyeni engellerin çıkarü-
maması için gerekli öıdemleri bir an önce afanası,
ayn birönemve acilrıetkazanmışnr.Türkiyetemas
ve girişimlerini bu doğrultuda sürdürmeye de\am
edecektir" denildi.
likle ekonomik kal-
kınması gecikmiş
bölgelere ve istih-
dam olanağı yarata-
cak projelere ağırlık
verecek.
Demokrasi ve in-
san haklannın ge-
liştirilerek AB stan-
dartlanna yakınlaş-
tırılmasına ilişkin
projeler de destek
görecek.
Altyapı geliştiril-
mesi, üretimin mo-
demleştirilmesi,
çevre koruma. ula-
şım ve enerji, kamu
sağlığı, eğitim sis-
teminin geliştiril-
mesi gibi unsurlan
içeren projeler, AB
tarafından 'cazip'
olarak algüanacak.
GUNDEM MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
rumlardan art ardaaçıklamalar geliyor. Bu açıMa-
malann iki teması \a|
"-
- Öteki kurumlardji olabilir, ama bizim kurumda öy-
ie şey yok!
- Herkesi mürteci ılan etmeye kimsenin hakkı yok,
iddiası olan belge getirsin!
Her iki madde, yargı için de geçerli. Durumu ömek-
lemeyle anlatmaya çalışalım; diyelim ki, kolunuzda de-
rince bir yara oluştu Hemen onun üzerini sarar rnısı-
nız, yoksa önce gerekli tedaviyi yaptınr, sonra mı ka-
patırsınız?
Akhn yolu ikinciyi gösteriyor. Ama yargıdaki görünüm
öyie değil. Yara neredeyse kangren olmuş, üzerinin
hangi renk sargıyla kapatılması gerektiği tartışılıyor.
2- Yasama-yargı-vürütme üçgeninde, unsurtardan
birinde yaşanan olumsuzluk mutlaka ötekini de etkiler.
Üçgenin ayaklanndan birindeki aksama doğal olarak
görünümü bozar. Bu yüzden yüksek yargı üyelerinin
"kendilerini iyi, ötekılerini kötü" göstermesinin huku-
ka yaran yok. Çünkü. birleşik kaplar kanunu burada da
geçerli.
Aynı değerlendirmeyi yargının içindeki dengeteraçı-
sından da yapabilirız. Uzun süredir, özellikle ağır ceza-
lık davalarda şöyle bir yöntem, seçenekler arasında bu-
lunuyor.
Davanız, bulunduğunuz ilin diyelim ki birinci ağırce-
za mahkemesine vefildi. Avukat ararken 'bu türdava-
lan en iyi kim biliyor' diye değil de şöyle hareket edi-
yorsunuz:
'Birinci ağır ceza yargıcını kim tanıyor?'
Bu değerlendirmeyi ağır ve haksız bulanlar olabilir.
Ancak farklı kanallardan bize ulaşan bu gerçeği sakla-
mak. hukukun saygınlığını arttırmaz.
3- Yargı yılı törenlerindeki konuşmalar, hukukçulann
olup bitenlerle çok yakından ilgili olduğunu gösteriyor-
du. Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Ve« Çlftçi, hukuk-
çulann laik düşünceye sahip kişiler olmast gerektiğini
vurgularken çoğunluğun bu özellikte oiduğunu söylü-
yordu.
Konya Cumhuriyet Başsavcısı Ismet Balveren, da-
ha sıcak bir yaraya parmak bastı:
"Türkiye'nin bugünkü koşullan altinda 312. madde
kalmalıdır. özgüriüklen araç olarak kullandıklannı söy-
lemekten çekinmeyenlere, demokrasiyiyıkma hüniye-
ti tanıyacak mıyız?"
Barolar Biriiği Başkanı Eralp Ozgen, Ecevit'in *Qü-
len'e üzüldüm" şeklindeki demecini masaya yatrdı,
bunun yargıya müdahale olduğunu vurguladı.
Yargıtay Başkanı Sami SeJçuk, aylardır üzerinde ça-
lıştığı 115 sayfalık konuşmasının 72 sayfasını okudu.
Selçuk, kurucu meclis tipi bir kurumun yeni anayasa
yapmasını istiyor. Konuşma alıntılaria dolu. Kabaca
saydım, 500'ün üzerinde alıntı var. Tabii bu konuşma-
dan yola çıkıp "Alıntı Sami" demek şık olmaz, deme-
yelim. Selçuk un konuşmasındaki alıntılardan biri Türk
atasözü:
"Bin bilsen de bir bilmeze danış!"
Adalet sar-ayı!
4- Yargı erki içindeki sorunlu durumlardan biri de sa-
vunma hakkı. Mahkemelerimizde savunma daha baş-
tan ikinci plana düşüyor. Karar makamı yargıçla iddia
makamı savcı yan yana oturuyor, savunma makamı
avukat aşağıda suçlunun hemen yanında!
5- Toplumsal banştaki zaaflann ve ekonomtdeki ka-
yıt dışılığın yükü yargıya biniyor. Istanbul Beyoğlu Ad-
liyesi'nde başta çek-senet suçlan olmak üzere ekono-
miye ilişkin davalarda bir yıl sonrasına gün veriliyor.
Adalet bir yıl sonra gelirse ondan önce haşkalan ge-
(ir!
6- Kayıt dışı ekonominin gücü, kayıttaki ekonomiden
fazla hale gelince, bu yapı ister istemez kendi düzeni-
ni de kuruyor.
Kayıt dışı güçler oluşuyor.
Böyle bir ortamda en zor işlerden biri, yargı erkjni te-
miz tutmak. Ne zaman, "Adliye Sarayı" yazısı gorsem;
çeteleşmeyi, adaleti kendi yöntemteriyte arayanlan, si-
lahı kanun yapanlan düşünürüm... Adliye Sarayı kafam-
da darmadagınık olur:
- Biraz adalet sar ayı! - - - •. .-- »r «ş
balbay@cumhuriyetcom.tr
5 fflzbırilahçı yakalandı
• DtYARBAKK (Cumhuriyet Bürosu) -
Diyarbakır'ın Bağlar semtınde bir hücre evine
düzenlenen operasyonda biri kaduı 5 Hizbullahçı, 2
Kalaşnikof, 4 tabanca ve bir çuval mermı, bombalar
ve patlayıcı düzenekleriyle birlikte ele geçirildi.
Tokat'm Turhal ilçesi Çerdiğim köyünde operasyon
yaptıktan sonra Tokat'a dönen güvenlik güçleri,
Dazya köyü yakınında bir grup teröristin saldınsına
uğradı. Açılan ilk ateş sırasında 1 güvenlik görevlisi
şehit olurken iki güvenlik görevlisi ise yaraİandı.
TDV yönetictlepi azH yolunda
• ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nün, kadınlann nasıl dövüleceğini
anlatan 'Müslüman'ın El Kitabı' adlı eser nedeniyle
büyük tepki alan Türkiye Diyanet Vakfi'nın
yöneticilerinin azledilmesi konusunda hazırladığı
rapor yargıya iletildi. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün
raporuna göre, TDV'nin vakıf senedinde değişiklik
yapılacak.
Habip Işık tutuklandı
• tstanbul Haber Servisi - Libya'dan sınırdışı edilen
ve PKK'nin Ortadoğu'daki ikinci adamı olduğu öne
sürülen Habip Işık, Istanbul DGM'ce tutuklandı.
Libya'dan aınırdışı edildikten sonra Türkiye'ye giriş
yaptığı sırada Atatürk Havalimanı'nda Terörle
Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince gözaltma
alınan Habip Işık, 4 günlük sorgusunun anfandan
Istanbul DGM'ye sevk edildi.
İstanbul Emniyeti'nde öeğişik*
• tstanbul Haber Servisi - Istanbul Emniyet
Müdürlüğü'nde müdür yardımcıhğı düzeyinde bazı
görev değışiklikleri yap'ıldı. Atilla Çınar'ın Malatya
Emniyet Müdürlüğü'ne atanmasıyla boşalan Terörle
Mücadele ve Özel Harekât şube müdürlüklerinden
sorumlu Istanbul Emniyet Müdür Yardımcüığı'na,
Terörle Mücadele Şube Müdürü Şefik Kul vekâleten
getirildi.
Radar operasyonu
B Istanbul Haber Servisi - Uluslararası uyuşturucu
kaçakçısı, 'Radar Sami' lakaplı Sami Yıldınm Ue
2'si Bulgaristan UJTUICIU 7 kişi, yurtdışına
göndermeye çalıştıklan 40 kilogram eroinle
yakalandı. Yıldınm'ın Matador operasyonu
kapsamında tutuklanan Urfi Çetinkaya'dan sonra
Türkiye'nin son yıllardaki ikinci büyük uyuşturucu
kaçakçısı olduğu ıddia ediliyor.
Akbulııra ar^iyo yapH*
• NEW YORK (AA) - TBMM Başkanı Yıldınm
Akbulut'a, dün sabah Cleveland kliniğinde anjiyo
yapıldı. TBMM Başkanı, yerel saatle 08.00'de (TSI
16.00) anjiyoya alındı. Cleveland kliniğinde çalışan
Türk doktor Muraı Tuzcu'nun önderlığındeki
Amerikalı doktorlar heyeti tarafından yapılan işlemin
yanm saat sürdüğû öğrenildi.