Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 EYLÜL 2000 PERŞEMBE
O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
ABD'de Bir $6yler Oluyor.:.
Prof. Dr. SlUia KÜÂBoğazıçı Ümversttesıe
Dünya kapitalizmi, vönetim ^e top-
hım: Çokuluslu şirketier milenyumuna
mı doğru?
Y
azımın ılk tumcesı,
ağustos başında, Qu-
ebec, Kanada'da topla-
nan "Uhıslararası Siya-
si İHmler DerneğTnın
(IPSA) 18 Dunya
Kongresı'nın ana ızleğı (teması) ıdı Bır
bıldın ıle kaüldığım bu kongre, geçen
yıl "Seattte"da yaşanan olaylann ıçen-
ğınde yatan goruşlere bılunsel destek
verdı Bubüımseldestek hem yenı, genç
sıyasal bılımcılerden ve aynı zamanda
IPSA'nın ve dunyanın önemlı sıyasal
bıhmcılennden geldı Ve kureselleşme
konusunda en çarpıcı, yoğun bılımsel ıçe-
nklı eleştınyı ıse IPSA'nın 1997-2000
yıllan arasındakı Başkanı Amenkah
Prof Theodore J. Lowi >aptı, Lowı 'nın
kongreyı açış konuşması ıse ayakta al-
taşlandı
"Cumhuriyet" ve "demokrasT tar-
tısmasında Amenkalı anayasa hukukçu-
lannın, genelde "cumhurrjet" yanın-
da tavır koymalannın ardından, Amen-
kah sıyasal bılımcılenn hatın sayılır bır
kesımının de 'kûreselleşme'\ ı sertbirbi-
çimde eieşOnııelen dıkkat çekicL Ame-
nka'da bır şeyler oluyor
Bır "katduncı", globalleşme, global
ekonomı vergı kaçınlması, kara parayı
aklama fırsatlannı doğuruyor eleştınsı-
nı getırdı ve bu her ıkı olgunun dünya
ekonomık değenrun yuzde 20'sını oluş-
turduğuna ışaret ertı Danımarkalı bır
katılımcı ıse şunlan soyledı "Ben sade
bir yurttaşım. Globaldev lette bemm >e-
rim ne olacak? Şu aşamada benim de\-
fetim benımle ilgUeniyor, bana sosyal gü-
vence veriyor,yaşhhğımda benı koruy or.
Ya 'global devlet' benim için ne yapa-
cak?"
Soguk savaş donemı bıtelı henuz 10
yıl olmasına karşın, bu 10 yılda olağa-
nustu değışıklıkler oldu Bu değışıklık-
ler "küreselleşme-globalleşme'' deyı-
mıyle anlatılmasıâa karşın. IPSA Kong-
resı bu deyım yenne "dünya kaphahz-
mi" deyımını kullanarak kureselleşen
kapıtalızmın "devlet gücü" ve "devlet
künliğT aleyhıne uluslarustû ekonomık
ve sıyasal yönlendırmelere yol açtığıru
vurguladı "AvrupaBirKği'',NAFTAve
"Dunya Hcaret Orgutü* serbest ncare-
tı destekler gorunmelenne karşın, as-
lında çeşıtlı, dağınık çıkarlan ve "aktör-
Jeri" hıyejarşık bır bunyede buluştur-
muşlardır, denıldı
"Globalleşme, egemenlik ve mesru-
ıyet", "Yurttaşlık, değerler ve kunük'',
"Kurumtor.çıkariarvesryasalar''. "Dün-
ya politikasL, çevTe ve geüşme", "Ku-
ram, bilgi ve teknoktji" başlıklan altın-
da "ana ızteğı (temayı)1
' değerlendn-en
kongre, ulus-dayalı ekonomık üretım
sıstemınden uzaklaşıp gırokçe buyuyen
dunya kapıtali2irune geçışte bıldığımız
demokratık sıstemler, yurttaşlar kımlı-
ğı nasıl etkılenecektır İconulanna yanıt
aradı Profesor Theodore J Lovvı'nm
konuşması bu yanıüann bır ozetıydı
EkoDomi ve siyaset biBmi: Theodore
J Lovvı'ye gore kı bu goruş kongrede
genelde benımsendı son 20 yıldır sıya-
set bılımı "amaçlann" tanımı konusun-
dakı çabalannda gucunü yıtırmeye baş-
ladı, çunku demokrasının ekonomı ku-
ramı açısından tanımlanması, "serbest
pazar" anlayışının tek başına her ama-
cı gerçekleştırebılır değerlendırmesıne
yol açtı Demokrasının bu "ekonomik"
değerlendınlmesı bılımsel ekonomı de-
ğıldır
Bu bır "ideotojkür" ve aynı zaman-
da ıyı bır ıdeolojı de değıldır; çunku, ser-
best pazar bu pazara gıren herkesı "öz-
gûr" yapmamaktadır ve devlenn des-
teğı olmaksızın ortaya çıkması ve gelış-
mesı olanaklı değıldır
Son 20 yıldır ıftıralarla devletı ku-
çumseyen ve onu, tabu bu arada "pott-
tikayı" da, dünyada "manbksızuğın''
kaynağı olarak gören tehlıkelı anla> ış ya-
yılmaktadır "fktisat" yalnızca ekono-
mık duşunce sıstemım değıl, sosyal ve
sıyasal teonyı de ıçtne alarak "ideolo-
jfk" bır ıçenğe kavuşmuştur tşte bu aşa-
mada sıyaset bılımıne gorev duşmekte-
dır Sıyaset bılımı "iktisafın çoğunluk-
la goz ardı ettığı olgulan, varsayımlan
ınceleyen bu" bılım dahdır Işte bu var-
sayımlan, devlet ve hükümet kurumla-
nnı ve pohnkayı tnceleyerek "kıyıa''dan
(gaddar) demokrasıyı kurtarma şansımız
artabüır, ısterbu "\ayia" ıyı nıyetlı go-
zükmeye çalışan baskıcı sıyasal ebtler
(seçkın), ıster ıyı nıyetlı gozukmeye ça-
lışan, ama baskıcı "pazar" mekanızma-
lan olsun
Kûreseileşme ve baa göztemler
Sankı kendı kendını yönetır gıbı go-
zûken uluslararası malı ve sermaye ılış-
kılen ve çalışmalan, aslnıda kurumsal
yapıdan yoksun değıllerdır IMF, Dun-
ya Bankası, Uluslararası Tıcaret Örgu-
tu, bırçok uluslararası ve bolgesel orgüt-
ler ve bırkaç onemlı merkez bankası bu
yapıyı oluşturmaktadırlar Boylece
"makro ekonomi" gerçekten bu- sıyasal
ekonomı demek oluyor Asunda bu mak-
ro düzeyde holdıngler ve çokuluslu şır-
ketler, "bireyi" ve "şjrketkri" devreden
çıkarmıştır
Kureselleşme konusunda sorulması
gereken başlıca sorular şunlardır Te-
mel amaçlar nelerdır9
Aktörler kımler-
dır9
Kımler sahnede9
Kım kazaruyor9
Ne kazanılıyor9
Ve neden9
Kureselleş-
me gınşnnlennde ıkı temel konu onem
kazanmaktadır
1) Anayasal değı$ım, 2) Toplumsal so-
rumluluklann yenıden dağılımı Bınn-
cı amaç hukumetın, devletın otontesmı
"serbest piyasa" uğruna daraltmaya yo-
nelık bu- surû gınşımdır Bunlan mer-
kezıyetçıükten, kurallardan uzaklaşma
gıbı tanımlayabılınz Temel amaç, dev-
leün "serbest piyasa " konusundakı de-
netım otontesmı ortadan kaldırmaktır
tkıncı amaç ıse "sosyal demokrat yıl-
lar" olarak tanımlayabıleceğımız lkın-
cı Dunya Savaşı sonrası yıllarda gelış-
tınlen ve adaletlı "dağramı" ongören
toplumsal sorumluluklardır Aslında ışın
ılgınç yonu, anayasal değışımı ve top-
r
lumsal adaletı "yeni" bır anlayış ıçmde
dağıhma tabı tutmak ısteyenler, genel-
de çokuluslu şırket yönetıcılen değıl
ünıversıtelerde ve çeşıtlı "düşun mer-
kezlerin
ndekı tfamktank' bazı ekono-
mı teonsyenlen ve bazı merkez banka-
lanndakı teknokratlardır Peter John-
son,Amenkan"FedenüReserveBanka-
sı" ve Almanya'nın "Deutsche Bundes
Bankaa"nıuıceleyenyapıünda, 197O'lı
ve 198O'lı yıllan "Fnedman yanldan-
nm", "Keynes"çılen mağlup etmesı ola-
rak değerlendınyor Bu bır "ideoJoji"
savaşumydı ve Fnedman yanlılannın
kazanması ıle küreselleşmenın önu bus-
butûn açıldı
Tûm bu gelışmeler bazı bıüm adam-
lannı "EU"yu (Avrupa Bırlığı) yakın-
dan mcelemeye ıttı W6h^angS«reeckve
Ptuüppe Schmrtter gıbı EU konusunu on
yıldır dennden ınceleyen ıkı sıyaset bı-
lımcı, hâlâ şu konuda karar verememış
durumdalar EU Amenkan -stılı- klasık
bu- çoğulculuk sıstemı mı, yoksa Avru-
pa'nm eskı korporatıst yapısına ba ço-
ğulcu eklem mı9
Ancak kuşku götûrme-
yen bır durum da EU bunyesı ıçınde
guçlü çıkar gruplanrun çeşıtlı kademe-
lerde yer aldığı gerçeğıdır Ote yandan
bu- başka gerçek de göz ardı edılmeme-
lıdu- Bırçok holduıg bu-leşıp kartelleş-
meye yonelerek rekabetı busbutun or-
tadan kaldırmış ve "serbest pıyasa" ye-
nne "içe dönük" pobnkalar ızlemeye
başlamışlardır
Tüm bu oluşumlar ıçmde eksık ve sa-
kat bu zıhnıyet vardır O da şudur Ör-
neğın, sankı "McDonaM's Francbise"ı
almış olan kapıtalıst ulkelerbırbınyle sa-
vaşa gırmezler, çunkü çıkar ılışkılen
ıçmdedu-ler Göz ardı edılen şudur Eko-
nomık nedenlen olan çevre kırletme,
yasadışı goç ve "ücret köfetiğj" gıbı ko-
nularda ülkeler arasında şıddetlı rekabet
vardu- Bu gelışımler aşın tutucu hukû-
metlenn doğmasına yol açmaktadır
Tum bu gelışmeler göstermektedır kı
"Iktisat'', "ekonomi" dıye bu- şey yok-
tur Ortadaolan "poidkekonomi"dır Ve
polıtık ekonomı, berabennde 3 konuda
onemlı sorun getirmektedır
Bunlardan bınsı, "yurttashk'' konu-
sudur Aşun bıreycı, aşın rekabetçı bır
pazar, ıyı yurttaşlık olgusunu geçersız
kılmaktadır lkıncısı ıse "ekonomik de-
ğer", "ekonomikzengin]ik''konusudur
Rekabet, zengınlık doğuruyor denıyor
Ancak zenguılık, fakırlık doğurmakta-
du" Çunku kureselleşme sıyasalan üe el-
de edılen zengınlık, bu sıyasalara koşut
benımsenen sosyo-polıtık anlav ış nede-
nıylehalkadağıtılmamaktadu' Isterzen-
gın, gelışmış devlet olsun, ıster fakır,
gelışmekte olan ulke olsun, kureselleş-
me sıyasalan sonucu elde edınılen de-
ğer "balka akmamaktadır", "halka ak-
tanbnamaktadn-" Bu nedenlerle hem
geuşmış ve hem de gelışmekte olan ul-
kelerde bu konuda büyuk eleştınler, hat-
ta bır başkaldınş vardır Bu sıyasalardan
ınsanlığın buyuk çoğunluğu zarar gor-
mektedu- Uçuncu şık ıse kureselleşme
nedenıyle güdulen sıyasalar, kısa süre-
de çok para kazanma hırsı, ozellıkle ge-
lışmekte olan ulkelenn "çevresine'' ona-
nlmaz zararlar vermektedır
Kapıtalızm "saydamhğı (şeffafh^)"
ongörür, demyor Ancak "birİeşmeler",
çokuluslu şırketler bu saydamlığı orta-
dan kalduıyor Bunun otesınde gelış-
mekte olan ulkelere bır de "şantaj" ya-
püıyor "Benim istediklerimiyapmazsan,
benim istediklerimi vermezsen, ben de
çıkar gidenm ve bunlan veren başka ul-
kelere yerieşirim."
Theodore J Lowı, ıktısat(,ılara sesle-
nerek şoyle dıyor "Biz siyaset bıhmci-
ler hep doğru vamtlan veremeyebinriz,
ama iktisatçüar da v eremevebilir. Gele-
cekte ekonomi politikaya dayanan bir
uluslararası siyaset büiminin oluşmasıy-
la uygun teori genşebilir. Ancak şimdi-
lerde, vüz eDi vıh aşkın bir siire önce ün-
lü Fransız düşünuru \\exis, de Tocqu-
evılle'insöviediklenbueışıktutabflir.De
Tocqueville şu soruyu yoneltiyor: Fe-
odal sıstemı ve krallan yenen demok-
rası, tûccarlar ve kapıtalıstler önunde
genye mı çekılecek
9
' DeTocqueville'in
kendi sorduğu soruya yanm ise şöyk:
'Yenı bır dunya ıçın yenı bır sıyaset bı-
lımıne gereksuıımunız var "
EVET/HAYIR
OKTAY AKBAL
Bir Utanç Gecesiydi!
Bır eylul sabahı Saat altı Yorgunuz, uzuntu-
luyuz Konuşacak soz bulamıyoruz Beyazıt'a gel-
dık, koşede buyuk bır mağaza vardı Yepyenı buz-
dolaplan, çamaşır makınelerı gıbı beyaz eşya sa-
tardı Hepsı Avrupa'dan gelme, o zamanlar yeriı
buzdolabı nerde
1
Paramparçaydı her şey
1
Kosko-
ca vrtnn tuz buz, ıçerdekı eşyalar kınlmış dökulmuş,
kımı sokağa fıriatılmışi
Korkunç bır geceydı geçırdığımız Gazetenın ka-
pısına gelıp dayanmış bır kalabalık, sıvıl, asker,
kadın Eilennde bayraklar, kımınde sopalar. "Bay-
rak asın" dıye bağırıyortar. "Vatan" gazetesının
bahçe kapısına tırmananlar vardı, kırarcasına zor-
layanlar. Sesler, çığlıklar . Çılgına donmuş ınsan-
lar Fotoğrafçı arkadaşa seslendım "Gel, bırkaç
resım al" O da urkmuş, ne yapacağını şaşırmış
"Fılm bıttı" dıyordu. "Hemen btrıkı flaş patlat" de-
dım
Gıttıterbağıraçağıra! Arkalanndan Cağaloğlu'nun
başındakı tutuncuye gıttım Bır sure durup taşıt-
larabaktım Kamyonlann arkasına buzdolaplan, ça-
maşır makınelen, daha başka şeyler bağlanmiş
takır tukur koşturuyorlar Bın onumuzde durdu.
Koskoca bır buzdolabı ındınldı Tanınmaz haldey-
dı! Galıba bır Amenkan markası. Herkes gıdıp bır
tekme atıyordu dolaba
1
Çevrede toplananlar bu ıl-
gınç tekme atma yanşına kendılennı kaptırmıştar-
dı
1
Duşmandı o nesne, haındı, ezılmesı, yok edıl-
mesı bıryurtseveriık gorevıydı' Benden başka sey-
reden yok Ben de gıdıp bır tekme atsam mı dı-
ye duşundum, oyle ya yurtseverlık gostensı yap-
mamam ınsanlan kızdırabılırdı Zaten fena fena
bakıyordu kımılen
Akla gelmez haberier gelıyordu Beyoğlu, Şışlı
yağma edılmıştı Papazların sakallan kesılmıştı
Azınlık dukkânlan talan edılmıştı Hem de eilenn-
de Atatürk bustu, portresı, adalara bıle çıkartma
yapılmış Neler neler olmamışi Bır utanç gunuydu
Atatürk'un Selanık'tekı evıne bomba atıldı habe-
n bır anda ortalığı cehenneme çevırmıştı Kımdı o
ışı yapan, koskoca manşet çekerek Istanbul'u bır-
bınne katan gazetenın amacı neydı? Bunu ıktıdar-
dakıler mı tezgâhlamıştı'? Turlu kuşkular ıçındey-
dık Tutuklamalar başlamış, solcu bılınen yazar-
lar, şaırler hemen evlennden alınmıştı Dinamo'lar
Kemal Tahir'ler vb
Sokağa çıkma yasağı vardı Bızlere hemen bır
ızın kartı verdıler Guneş doğmadan gazeteden
çıktık Sanınm, Ihsan Ada, Selami Akpınar'la Be-
yazıt'a doğru yurumeye başladık, "Dunya "dan Ali
ıhsan Göğüş de bıze katıldı Konuşmak zordu, her
şey karanlıktaydı Bırçaymolasıverdık, Beyazrt'ta
bır sabahçı kahvesınde Boyle bır geceyı bır da-
ha yaşayamayacağımızı bılıyorduk
Sonra anlaşıldı her şey, bır genç -kı bır emnıyet-
çıymış- o bomba olayını duzenlemış
1
Kımın em-
nyle? Sonra, çok sonra, o genç bıryerlere valı ola-
rak atandı
1
Yassıada duruşmalarında konu goru-
şuldu, tanıklar dınlendı Ama gerçek tam olarak ay-
dınlatıldı mı7
Hıç sanmam1
Ne var kı devlet o ge-
cekı olaylarda zarar gorenlere buyuk olçude taz-
mınat odedı DP ıktıdan bır oyun oynamaya kalk-
mıştı ama yuzune gozune bulaştırmtştı.
Bugun 7 Eylul
1
Kırk beş yıl oncekı o korkunç ge-
ceyı unutmam olanaksız1
Ulusça duyduğumuz,
• hep duyacağımız o utancı da
1
Neyin Töreni, Neye Alkış? - II
Yekta GÛngÖr OZDEN TurkHuhıkKurumu Başkanı
"AYVALIK CÜZELDİR"
Ama, Eylül'de daha da güzeldir.
SEDAOTEL-SARMISAKLI
Tel : 0 266 324 71 74
Fax: 0 266 324 71 75 .
H
angı olumhı gelışme kutlanıyor
9
KHK gostensıyle hukuksal bır
atılım mı yaşandı
9
Yakınmalan
sona erdıren, mutluluk veren ne
olmuş da alkış tutuluyor
9
Hu-
"kuk-yargı-adalette özetle sunu-
lan şu dufumlar oldukça, yaşandıkça gonenebı-^,
ur, kıvanç duyabılır mıyız
9
• "Verdimse ben v^rdim" ve "Kasam oisaydı
sizepara verseydim" dıyen, yargı kararlanna kar-
şın temel atan, "Iyı çırak ustasından bellı otur"
sozunu anımsatırcasına sıyasal yaşama nıce lıder
(') yetıştıren, kendını kanıtlama amaçlı, güç ve
gövde göstensı mtelıklı yapaylıklara gıren, ge-
ncı, böKcü-yıkıcı ve çıkarcı ortaklığının yanşu--
casına desteİdedığı, oncekı aykınbklan ve değış-
meyeceğı unutulan, babalıklan, efelenmelen, ka-
badayılıklan ovulen cumhurbaşkanlan oldukça,
• Denetım gorev ını yapamayan, komısyonla-
nnda ve genel kurulunda oncelıkle ve ıvedılıkle
göruşulmesı ongorulen KHK'len yıllardır ele
alamayan, suıırlayamadığı dokunulmazlığa ılış-
kın dosyalan suruncemede bırakarak adaletın
gerçekleşmesuu gecıktıren, Anayasa Mahkeme-
sı'nın dokuz kez ıptal etöğı yasayı yururluğe ko-
yan, Yûksek Seçım Kurulu Başkaru'yla başkan-
vekılının görev sûrelennı emeklılık gunlenne ka-
dar seçunsız uzatarak kışıye ozel yasa çıkaran,
gerçek aklamanınyargıda olacağım goz ardı edıp
bakanlık > apan kunılerını sıyasal pazarüklarla yar-
gıdaıı kaçınp kuşku bulutlannı koyulaştıran, araş-
tırma ve soruşturma komısyonlannı şöyle ya da
böyle çalıştırabılse de hıçbır sonuç alamayan,
burden çok evhlerle çağdaş gorünume aykın du-
rumhıkımı Atamrkve cumhunyetkarsıtlannı ıçm-
de banndıran, yakmılan anayasayı 17 yıldır olum-
suz yamalar dışında değıştınp ulusumuza daha
yaraşır bu- anayasa kazandıramayan. bırçok üye-
sı atama turunde seçılıp kıyaklar ve ış peşmde ko-
şan, ahlak yasasıvla çekıdüzen sağlanmak duşû-
nulen bır yasama organı çalışır görundükçe,
• Baskı, gozdağı ve zorlamayla görev değışık-
lığı ve emeklılıkler sağlanıp partızanca kadrolaş-
manın tezgâhı durumuna gelen, yasama organı-
m dışlayıp duzenlemelere gınşen, yargı kararla-
nnı hıçe sayan, dönemınde rüşvet, yolsuzluk, ka-
yırma soylentılen yaygmlaşan, yasalann öngör-
düğu nıtelıklen taşımayanlardan başlayıp bu-çok
yanlı, aytan atamalan gerçekleştıren, seçun des-
teğı ıçuı gereksız ışçı ahmlannı hızlandu^an, tah-
kım ve ozelleştırmeyı manfetmış gıbı ûstelık ge-
nye doğru yurüterek hevesle sürduren, deprem-
le ılgılı gelır ve gıderlen Sayıştay denetımınden
kaçıran, 28 Şubat kararlanm ıkılı tutumlarla su-
landıran, koUuk guçlermınbagmüılığını ve yan-
lı davramşlannı kaldıramayan, devnm yasalan-
na özen gösteremeyen, Istanbul'un Fatıh'ını Is-
tanbul yapamayan, gencı, bölucu, ırkçı, yıkıcı ve
çıkarcı kadrolaşmasuıı KHK sorunu duzeyıne
çıkaran, okul, kıtaplık, çeşme, sağlıkevı, yol (de-
mıryolu) yenne camı yapımma, kurs açmaya
ağırlık veren, rakam oyunlanyla enflasyon açüc-
lamalan yapıp halkı şaşırtan, gekr dağılnnında
ve ucrette adalet sağlayamayan, yasadışı örgut-
lerın okulu, kalesı ve karargâhı durumuna gelen
cezaevı olaylanyla ışkenceyı onleyemeyen, ışle-
yenlen behrsız cınayetlen aydmlatamayan, kımı
sanıklanyakalatamadığı gıbı korumakuşkusu ya-
ratan, bankalan soyanlann yakasına yapışama-
yan, vergıyı ancak verenden alıp yıtıklen durdu-
ramayan, karaparanınkaynaklannıkurutamayan,
öğretım ve egıtımde çağdaşlığa aylonlıklan gı-
deremeyen, AB ılgılılenyle kımı sorumsuzlann
ortaya attıklan "ounayan azınhk" savlanna ye-
tenncekarşıçıkmayan ıvıleşmez-duzelmez (muz-
nun-kromk) suçlulan kurtanp Turkıyemızı zayıf
kılmak ıçın ulkemıze gelen şenatçı ve PKK des-
tetçısı yabancılann baskılanna kapıyı açık tutan,
yurtdışma kaçan cınayet suçlulanna sıyasal suç-
lu ışlemı uygulayarak anlaşmalara aykın davra-
nan ulkelere karşı sessız kalan, IMF onenlennı
buyruk gıbı algılayan, AB ölçütlennı gerçekçı-
lıkle yaşama geçumekte duraksayıp halkı oyala-
yan, mufettışlen ve tefhş kurullaruu yansız ve ya-
rarlı çalıştıramayan, sryasal partılerdekı dıktayı
kaldıramayan, gereksız Hazıne yardımlannm na-
sıl kullanıldığını araştıramayan, seçun yasala-
nyla öbur yâsalardaki zorunlu degışiklılden sav-
saklayan, MGK'de ayn, dışarda ayn konuşarak ,
kendını aldatan, gerçekîen soylemek yenne sı-
yasal masal ve nınnılerle, ınanç somurusuyle hal-
kı kanduıp oy toplamaya çalışan, mılletvekılle-
rme soz geçıremeyıp gereksız yontemlere başvu-
ran, unıversıtelerde af yasalanyla sonuç almayı
başan sayan, Içışlen Bakam savcdara yol göster-
meye, Adalet Bakam herkesın bıldığım yınele-
yen Danıştay Başkanı'nm sözlenne gerçeklen
goz ardı ederek yanıt vermeye kalkıyın, Başba-
kan'ı da bır cemaat lıdennı korumakta dırenen
ıktıdarlar oldukça,
• Osmanlı donemınden kalma yasalar yurur-
lukte tutuluyorsa, kurallar eskı, yapünmlar çağ-
dışı ve yetersızse, yamalı yasalar, yaralı hukuk
yeiulenmıyorsa, anayasaya uymak bahanesıyle ıl-
keler, kurum ve kavramlar goz ardı edılıp yıpra-
nlıyorsa, anayasa hukukçulan anayasa değışık-
lıklen sırasında susuyor, korkaklığı, pısuıklığı ve
tutarsızlığı kendılenne yakışünyorlarsa, kımı
uye, yargıç ve savcdarla gorevhlenn Hızbullah'la
bırlıktelığı ortaya çıkıyor, kımılen de sıyasal,
dınsel eğılunlenyle, etkılere açık duruşlarryla
karar venyor, oy kullanıyor, görev seçımlennde
bu bağlan öne çıkanyor, önyargılı, koşullanmış,
katı tutum, sıyasal ve duısel eğılım, mezhepçılık
ya da bolgecılık, değışık bağımlıhkla hukuku, ya-
salan dışlayıp yanlı davranıyorsa, yargmm bağun-
sızbğuu sağlayacak gerçekçı adımlar atılmıyor,
gerçek bağımsızlığın vıcdanlarda olduğu unutu-
luyorsa, hak aramak pahalı, haklılar yorgun ve
pışman, haksızlar rahat, dosyalar çok, durusma-
lar uzun aralıklı ıse, kımı yargıçlar kararlan bı-
ürkışılere bırakmışçasına "bflirldşı sakanaü" ya-
şamyor, keşıfler ödeneksızlık ve değışık neden-
lerk yapüarnıyor, kararlar gerekçesız, çehşkılı olu-
yor ve geç yazılıyorsa, tutuklama, salıverme ve
kımı sonuçlar şaşırtıyor, başaracak avukat yen-
ne yetkılılen görecek (') ve ayarlayacak aracı
aranıyorsa, cezaevım yasadışı orgutlenn yönet-
tığı, adalet mafyasının oluştuğu ve ettasuu arttı-
rarak surdûrdüğu soylentılen yaygınlaşıp doğru-
lanıyorsa, gereğuıden çok hukuk fakultesı açılıp
ogreumbaştan savma yapılryor, ogrenm üyesı ek-
südığı gıdenlemıyor, kımı oğrerım uyelen ders-
lerme duzenlı gehiuyor demokratık yaklaşunsa-
vunmasıyla sakıncalılar araştmna gorevhsı ola-
rak alınıyor, klıkler, gruplar, kutuplaşmalar du-
yuhıyorsa, yargı yerlennın elvenşsızhğı duzel-
tılmıyor, çalışanlann ozlûk haklanrun yetersız-
lığı, aylıklardakı başkan-uye farkı gıdenlemıyor-
sa, barolar Adalet Bakanlığı'mn vesayeünde tu-
tularak bağunsızlığı uygun bulunmuyorsa, yar-
gının bağunsızlığı her gûn tartışıhyorsa, bağun-
sızlığı ve yansızlığı sağlanacak koUuk guçleny-
le yargmın yukunun azaltılması duşunulmuyor-
sa, cumhunyet savcılan, bakanlara ılışkın yaİon-
malan anayasanın 101 maddesmı ılen surûp ış-
leme koymaktan kaçınıyorsa, yûksek yargı organ-
lanmız, Anayasa Mahkemesı ıle Hâkunler ve
Savcılar Yûksek Kurulu'na göndereceklen uye-
len, Yargrtay da Cumhunyet Başsavcısı üe veta-
hnı doğrudan seçemıyorsa, lamı hukukçular yaş
sınınna ulaşmadan emeklı olarak, kımılen de
emeklı olduİctan sonra ışlenne baktıklan kışı ve
kuruluşlann, hatta kum savcılar cezaevınde gö-
zettıklen hukumlulenn avukatlığuu abp ışlenm
ızlıyorsa, arada tehlıkeh ılışkılere gınşen ve sa-
tm alınanlar çıkabılıyorsa, yargı organlan bunm-
lenne seçımlerde olmadık etkıîeme nedenlen du-
yuluyor, hukukçu olmayanlar, sakıncalı eğılımı
bıluıenler salt seçım düzenlen ıçuı göreve getj-
nlıyor, kararlara gereksız ekler koyanlarya da koy-
duranlar soruşturmalardan kurtuluyorsa, yargı
organlan arasında "seo-ben, ast-ust, protokol-
plaka, ücret-öncetik" yanşma ve tartışması bıt-
mıyor, duygusal ve anlamsız sûrtuşmeler geçı-
yorsa, hukukçular ve hukuk kuruluşlan arasında
karşılıklı saygı, guven, kaynaşma ve dayanışma
orneklen ozlemyorsa, ulke gerçeklen, ulusal de-
ğerler, evrensel olçütlergozetılmıyor, ılkeler ku-
rumlaşmryor, kurumlarguçlenmıyorsa, uyeler, yar-
gıçlar, savcılar ve tum çalışanlar, eksıksız ve
odünsuz, kendılennıfcukcumhunyetın hukukcu-
su ve gorevhsı bılnrryor, hukukun ustönhığu ri-
kesuu berumseyip gerçek hukuk devletını olu^-' ~
turmayı ve adaletle yûceltmeyı bınncıl görev say-
mıyorsa, ulusun yansı davacı, davalı, yakman ve
saııık, bır bolumu de tamk olarak mahkemeler-
de ıse, yargıç ve savcı açığı ıle yargı yeri yoksun-
luğu çözumlenemıyorsa,
• Medyamıznı buyuk kesımının kendını hem
savcı, hem yargıç hem de temyız organı yenne
koyması, görûlmekte olan davalarla ılgılı sorum-
suz yayınlan sürûyorsa, yıkıcılık ve kımı sıyasal
fantezılere kendını kaptıran kmu yazar-çızenn hu-
kuksal konularda yeterlıklennı gözetmeden gö-
ruş açıklayıp yargıyı etkıîeme çabalan ılgı bulu-
yorsa, demokrasıyı korumak yenne yıkmaya araç
oluyor, "kuvvederüstü'
1
konum edmmeye uğra-
şıyorsa,
• Genelde demokratık kıtle örgutlen, kuruluş
amaçlaruu gerçekleştumekle yûkûmlu gonullü
bınmler yenne "atlama tahtaa" sanılarak ûye ya
da yöneücı olunuyorsa, örgütlenme ve çalışma
ozgürlûğu ûzenndekı hukuk dışı sınırlamalar kal-
dınlrmyorsa, fetva ve fennan donemı ozlenıyor,
hortlatılmak ıstemyorsa, ulusal kunlığmı yadsı-
yanın yurttaş olamayacağı unutuluyor, vatandaş-
lık bağı başka kaynaktan gelı>ormuş ya da ye-
tersızmış gıbı "anayasal vatandaşhk" karmaşa-
sı, kışkırtması desteklenıyorsa, çoğunluğun ıçm-
dekılen azmhk yaparak devletın TEK'lığı, ulke-
nın TÜM'lüğu ve uhısun BtR'hğı bozubnaya ça-
lışıhyorsa, yurttaşlık bıluıcı yetennce oluşma-
mış, çoğunhıkla bıreyler suskun, toplum ılgısız
ve tepkısız ıse, feodal yapı korunuyor, ağalar,
şeyhler, tankatçılarmılletvekılı seçılıyor bulun-
maması gerekenler yasama organında bulunu-
yorsa, şaıbelıler kımı kuruluşlann başına getın-
hp stadyumlarda, uçak alanlannda, seçım kursû-
lennde omuzlara alimyor, yuzlerce taşıt aracı ve
bınlerce kışımn "gurur duyuyoruz" çığlıklany-
la karşılamyorsa, kostebekler yûksek katlara ür-
mamyorsa, yabancı ortamlarda kendı ulkesuu
kotuleyen mılletvekıllen, hukukçular ve görev-
lıler çelanme duymuyorsa, emeklı olduklan ku-
rumlan düşünmeyen kumlen ek para ıçın gorev
almak uzere kapı kapı dolaşıyorsa, okumayanla-
nn, koşe donuculenn, konuşmaktan korkardann
sayısı gunbegûn artıyorsa, denetımın ohnadığı,
herkesın yaptığının yanma kar kaldığı sorumlu-
luk ve hak arama duygusunun azaldığı, msanlık
ve dosthığun dınozorlukla suçlandığı, kotü omek-
lenn arttığı bır ortam gıderek doğallaşıyorsa,
eşıtsızhk, ayncalık, bolgecılık, kayırma-torpıı
olaylan becen sayılı>orsa, seçim giderleri için
para yardnnı aldığuıı savunanlar kuıanmak ye-
rineövûlüyorsa, çoğulcu-katüımcı, kurallar ve ku-
rumlar duzenı bu- dısıpluı olan demokrası kural-
sızlık samlarak herkes aklına gelem soyleyıp ya-
zabılıyorsa, sözde ılencı, sozde demokrat, soz-
de mıllıyetçı, sozde lıberal, sozde dındar, sozde
Ataturkçu kenduu bu- şey sanıyor ya da bu- şey
sanıhyorsa, bağımsızlık ve ozgurlukle adaletı ka-
rakten bılen Törkiye sevdahlan uzerlenne duşe-
m gereğıyle yapnuyorsa, ıktıdar ve muhalefet
boşluğu varsa tören, toplantı neye yarar9
Alkış-
lar ne anlama gelır7
"Boşuna" ya da "Yazık"
denmez mı° Bu yazıyı bu- çızelge bıçımınde uzat-
makkolay Amaduşundurucu,uzucuveacı He-
pmuz sorumluyuz Ba kez yıneleyıp anımsat-
mayı yararlı buluyorum Aç kalabiKriz, ama as-
la onursuz, adaletsiz ve hukuksuz kalamayız.
Düzdtme ve Özür: Y Gungor Ozden'ın yazı-
smın dunku 1 bolumünde, 1 sutun 2 paragraf
8 satınndakı "sapıklıklar" sozcuğu "sapkuılık-
lar", 2 sutun 2 paragraf 8 satınndakı "ozgurlu-
ğûnü" sözcuğü "ozûrlennı" olacaktır Duzeltır,
özürdılenz.
PENCERE
jkiPartide
İki Değtşim.
Ikı partıde ıkıdeğışım gozlenıyor
••••
Ötekı "dıncı' partı.
•
Eskıden Turfcçu partının yokJaşı, ışbırlıkçtsı dın
cı partıydı. - *
Nasıl oluyordu bu?
Mıllıyetçı partı ulusçudur, dıncı partı ummetçtdırî.
bırbınneters duşmelen gerekıyordu, ama, "Ikı Kuv
tuplu Dünya'daABD'nın Turkıye'ye aşıladığı "Tun\
- Islam Sentezı 'nın "Yeşıl Kuşak" kuramında "Ko-
munızmın pan^nın Islamdır" sıyasası MHP'ye
yon vermıştı, dafta da onemlısı, ABD kuramını dev-
let benımsemışt'. MHP'nın ıse devlete bakışı nasıl
ozetlenıyordu
"Devletı ebetmüebbef
Vaktıyle "TürkÇû" ve "Islamcı" partıler seçımlet
re bıle bırlıkte gırerierdı Bırlıkte çamaşır yıkayıp
bez dokurlar, şarkı da okurlardı. "Mıllıyetçı Cep-
/7e"de buluşup ıktıdarda ış tutarlar; devlette yuva-
lanırlardı.
•
"Ikı Kutuplu" dunyamız "Tek Kutuplu"ya donuf
şunce, her şey kokunden değıştı.
MHP "Komümzmle Mücadele Dernekleri"y\e
palâzlanmış, "Esır Turklen Kurtaımak" ustune şart-
lanmış, "Kızıl Elma"ya ulaşmak uzenne kurgulan-
mış bır partıydı.
Artık komunızm yok.
Esır Turkler yok..
Pekı, ışlevı ne olacaktı MHP'nın?. Elde avuçta
bır şey kalmamıştı, bır sure Guneydoğu'dakı "üs-
tû örtülu savaş "la ıdare eden MHP'nın PKK yenıl-
grye uğradıktan sonra boşluğa duşmesı doğakjı.
Dunya "Tek Kutuplu" olunca tum kurgular de-
ğıştı, dengeler altust oldu, 28 Şubat "komunızm
tehlıkest"n\ gundemden sıidı, artık Turkıye Cum-
hunyetı ıçın en buyuk tehdıt "ırtıca" ıdı . Devlet bu-
na gore vazıyet aldı
MHP'nın ırtıcadan koparak devletın ve askenn
yanında yennı alması kaçınılmazdı
28 Şubat'tan bu yana ulkenın ıç polıtıkastndaya-
şanan ılgınç ve önemlı olay budur.
• * * ı
Çunku ırtıca "Ikı Kutuplu Dünya " dönemınde, ya-
nında gorduğu, destek aldığı ve ışbıriığı yaptığı şo-
ven "müttefıkı "nden yoksun kaldı
Necmettın Hoca'da jeton geç duştu; dıncı lıder
atıp tutuyordu:
- Turkıye'de Islamcı devlet kurulacak, ama, bu
ış ya kansız olacak ya kanlı< 'Batı Kulupçuler' bıh
sınler kı 'Hak gelınce batıl zaıl olacak!' Bız Hıns*
tıyan Kulubü'ne karşıyız'
Başbakan olur olmaz ılk ış olarak dıncı devletler
coğrafyasında cerre çıkan Necmettın Hoca ve mu-
ntlen, 28 Şubat'tan sonra Avrupa Bıriığı'nm kapı-
sına duştulen Hınstıyanlann kendılennı kurtarma-
lannı ıstıyorlar, bu yolda 'Batı Kulübu'nön eşığını
aşındınyorlar. t
* î
-•fJHHFdekrttegrşım. ıç ve dışişoşııttaıın dönüşü*
Hffıüyle yaşanan doğal bır sj^reç" '
* **Ya dıncı partı ne yapıyor?..
"Takıyye" mı yapıyor? '
Dıncılığın geleneğınde "ıkıyuzlulük", meşru bıryol
ve yordam sayıldığından bu soruya yanıt vermek
olanağıyok!. ' ' " , ı
^ "„•(
ACI KAYBIMIZ
Cumhunyet gazetesi eski Düzettme
Servisı Şefi merhum Mustafa
Baydar'ın sevgıli eşi, değerii süsleme
sanatçısı
ŞADIMAN
BAYDAR'I
4 Eylül Pazartesi günü kaybetmenin
acısını yaşıyoruz. Cenazesı 6 Eylül
günü Edirnekapı Mezariığı'na
defnedilmiştır. Allah rahmet eylesin.
Kızlan: Emel Kebabçıoğlu, Özlem Örs
Damatian: Vecthi Kebabçıoğlu, Ateşhan Örs
Torunlan: Tuba ve Evrim
Yeğenleri: Yavuz Baydar, Nurşen Ertan Baydar
TEŞEKKÜR
Geçırdığım trafık kazası sonucu
kaldınldığım Özel Sılıvn Mıllet
Hastanesı'nde başanlı bır operasyonla benı
sağlığıma kavuşturan
• "-> Ortopedı Uzmanı Sayın
Op. Dr. BARBAROS BULAM,
Plastık Cerrah Sayın t|!
Op. Dr. İSMAİL BÜYÜKÇAYIR
ve hastane personelıne,
Istanbul SSK Eğıtım Hastanesı
Başhekım Sayın
DOÇ. Dr. MUSTAFA
CANİKÜOÖLU
ıle Başhekım Yardımcısı Sayın
Dr. GÜLSEREN NEMUTLU'ya
*t- teşekkuru bır borç bılınm.
TAMER DAĞLIOĞLU
Turkıye Gazetecıler Cemıyetı'nın yayınladığı gunluk
Bizim Gazete
Ulke sorunlarına ıltşkın raporlarıyla araştırmalanyla,
köşe yazılanyla tarafsız haberlerıyle
sıvıl toplumlann gazetesi
Düzenhokumakıçınaboneolun Tel 0 212 51108 75