Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
CHP Genel Başkanı Altan Öymen, naylon üye sorununun kurultayda çözülebileceğini söyledi
BaykaPa kıuiıltay baskısı• CHP'de, Mersin il Örgütünde yaşanan
naylon üyelik sorununun MYK'de
Baykalcılann oylan nedeniyle . r
çözülememesi ile başlayan gerilim
tırmanıyor. CHP Genel Başkanı Altan
Oymen, 'Sağlık Raporunu' açıkladığı basın toplantısında,
Baykal'ı seçimli kurultaya zorlayan tavnnı sürdürdü.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
CHP Genel Başkanı Ahan Öymen,
perde aıkasından parti yönetimine mü-
dahale eden eski genel başkan Deniz
BaykaTı erken bir kunıltay yanşına zor-
luyor. Mersin'de yaşanan "nayJon üye*
sorununun MYK'de çözûlememesi-
nin "önemlibir anlaşmadık" olduğu-
nu belirten Öymen, *Bunun mutiaka
halledilmesi lazun. PM çözemezse ku-
rultay çözer" dedi. Öymen, 12-13 Ey-
lül tarihlerinde toplanacak parti mec-
Hsinin (PM) karan doğrultusunda tü-
zük kurultayının seçimli kurultaya dö-
nüştürülebileceğini ve ileri bir tarihe
alınabileceğini, kendisinin de aday
olacağını söyledi. Mersin 11 örgü-
tû'nde yaşanan naylon üyelik soru-
nunun MYK'de Baykalcılann oylan
nedeniyle çözülememesi ile başlayan
gerilim urmanıyor. Altan Öymen, dün
partinin sağlık politikalanna ilişkin
olarak eski PM üyesı Celal Topkan ve
partili hekimlerce uzun süren bir ça-
lışmanın sonucunda hazırlanan "Sağ-
hkRaporuım" açıkladığı basın toplan-
tısında, Baykal'ı seçimli kurultaya
zorlayan tavnnı sürdürdü. Gazetecile-
rin konuyla ilgili sorulannı yanıtlayan
öymen, "Içel'deki üye yaamlannda
usulsüzhık okJu. iddialaruun değer-
lendirilmesi sırasmda MYK'de anlaş-
mazhk çıku. Bu önemli bir anlaşmaz-
hk. Bunun kesinlikk halledilmesi ge-
rekjyor" dedi.
Öymen, "Biz parti birimlerinin do-
kıınulma7hgını güçlendirecek önlem-
lerahyonız. Ama böyle usıüsüztiik ya-
panlar varsa bunlann temizlenmesi
lazun. Eğer bu olmazsa tüzükdeğişik-
liğinden sonra da usulsüzlükleri ya-
pan bu kişiler hep yerierinde kahr"
diye konuştu. Tüzük kurultayının se-
çimli kurultaya dönüşüp dönüşmeye-
ceği yönündeki soruya Oymen, "Ben
bir soru üzerine seçimli kurultay ola-
bileceğini sövledim. Bu mesele haDe-
dilmezse bunu tabii ki kurultay çözer.
Ben de aday olurum. Isteyen herkes de
adaylığmı koyar. Herkes kendi bilan-
çosunu ortaya koyar, kurultay da ka-
rar verir. Ancak ben bunu genel ola-
rak söyledim" yanıtını verdi.Baykal-
cılar ise 30 Eylül-1 Ekim tarihlerinde
yapılacak tüzük kurultayının seçimli
kurultaya dönüşmesi yönünde istek-
leri olmadığını belirterek konuya tem-
kinli yaklaşıyorlar.
Oymen, CHP'nin sağlık konusun-
daki hedefıni, "herkesmsağhğa kavuş-
tunıbnası,herkesin eşitvenitenkn sağ-
hkhizmetine ve olanaklanna kavuştu-
ruimaa" olarak açıkladı. Öymen, Tür-
kıye'de "Parasıolmayansürünsün,is-
terse ölsün" zihniyetinin yerleştiğini
söyledi.
Öymen, "Bugün bunun üzerine bir
de partizanhk merakı eklendi. Sağlık
Bakaıüığı, bakanlığuı hangi köşesine,
hangi yandaşımı getireyim diye uğra-
şıyor. CHP bu çakşmasryla iktidar ada-
yı olarak TBMM'ye girdiği zanıan.
sağhk hizmetierinin ryileştirilmesi yö-
nünde yapacaklarau somut brçimde
ortaya koymuştur" dedi.
Basuı toplantısının ardından, CHP
MYK gündeminde seçimli kurultay
konusu yer almaksızın toplandı. Ko-
nunun gündem dışı olarak tartışılabi-
leceği belirtildi.
Mersin kavgasının perde arkası
Usulsüz üyeyazunı
CHP'yi kanştırdı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP yönetimi-
ni "seçimli kurultaya'' sü-
rükleyen Mersin teşkila-
tındaki sorun, usulsüz üye
yaznmna karşın il yöneti-
minin görevden alınama-
masından kaynaklanıyor.
CHP yönetimi, Mer-
sin'de üye yazımlan sıra-
smda Üye Yazun Yönet-
meliği'ne aykın işlem ya-
pıldığına yönelik iddialar
üzerine, Genel Sekreter
Tarhan Erdem ve berabe-
rindekı heyetı 2 Ağustos
2000 tarihinde incelemeler-
de bulunmak üzere Mer-
sin'e gönderdi. Parti kütü-
güne girilen 2 bin 907 ki-
şinin üye kayıt başvuru bel-
geleri üzerinde yaklaşık 10
gün süreyle inceleme ya-
pan heyet, saptamalannı
raporlaştırarak MYK'ye
sundu.
Raporda, 1976 kişinin
başvuru belgelerinde çe-
şitli eksiklik ve usulsüz-
lüklerin saptandığı, aynı
adresi veren kişilerden
908'inin soyadının farklı
olduğu, bunlann 247'sinin
aynı adreste toplandığı; ay-
nı telefonu veren kişilerden
914'ünün adreslerinin ve
soyadının farklı olduğu ve
bunlann 145'inin aynı te-
lefonda toplandığı belirtil-
di.
Raporun sonuç bölü-
münde şu saptama yer al-
dı: _
"Üyeyazrniyönetme&ği-
neaykm olarak kayıt yapd-
dığu üye olmak tstevenkr
ilçeye gelmedikleri halde
Idmlikbelgelerinden çekü-
miş fotokopiler ve gryapla-
nnda başvuru belgesi dol-
durukJuğu,başvuru bdge-
lerinin eksiklerine karşın
ahndığı,imza oimadanbaş-
vurulann kabul edildiğî,
benrti Irîşüerin siyasal ağır-
hk kazanmasına yol aça-
cak biçimdeistenen koşul-
lan da taşunayan bdgder-
le topJu kayıt yapümasma
gözyumulduğu, bunun da
ötesüıde olanak sağiandığı
anlaşdmışdr. Aynca tophı
adnswtopkıteİdbnnuma-
rası sayısmm adres ve tde-
fon yığılmalanrun münfe-
ritolarak dcğeriendirilme-
sine olanak tanunayacak
kadar yoğunlukta olduğu
da ortadadır."
Raporda, MYK'ye
" 1976 kişinin üyeBklerinin
düşürülmesL, usulsüzhık-
lere kanşan Idşilerin Yük-
sekDisiplin Kuruhı'nasevk
edümesi ve örgüt yönetici-
lerinin görevden ahnması-
nı" içeren 3 öneri sunuldu.
îlk iki yaptınmın MYK'ce
kabul edilmesine karşın,
MYK'nin 3 'te 2 oyunu ge-
rektiren görevden alınma
istemi 1 oyla reddedildi.
Ret oyu verenlerüı "Bu tür
usuküzhıklerheryErdeoJu-
yor" gerekçesiyle görev-
den almaya karşı çıkukla-
n belirtildi. Oylamada,
Baykalcılar ile Ertuğrul
Günay'a yakm olan isim-
lerin ortak hareket ettikle-
ri ögrenildi. MYK'nin böy-
le bir konuda karar alama-
masma sert tepki gösteren
Öymen de, restini olağa-
nüstü kurultay çağnsıyla
ortaya koydu. Öymen, so-
runun basite ahnmaması
gerektiğini, CHP'nin ken-
di ilkeleriyle çelişemeye-
ceğini vurguladı.
G E L D I N I Z
DYP Beşiktaş tlçe Merkezi'ndetoplanüdûzenleyen Hayri Kozakçıoğlu, hükümetin tüm sorunlan baş-
kalarmm üzerine arbğmı söyfedL (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL)
'Geçuûş dönemler incelensin'
Hayri Kozakçıoğlu, irticacı kadrolann kimin zamanında
göreve alındıklannın araştınlması gerektiğini vurguladı
istanbulHaberServi-
si-DYP Genel Başkan
Yardımcısı Hayri Ko-
zakçıoğlu, devlet için-
de "irtkai eylemlere"
kanşnğı öne sürülen gö-
revlilerin hangi siyasi
iktidar zamanında gö-
reve almdıklannın araş-
arüması gerektiğim vur-
guladı.
DYP Beşiktaş llçe
Merkezi'nde toplantı
dûzenleyen Kozakçıoğ-
lu, deviet kadrolannda
irticaı eylemlere kan-
şan bazı görevüler oldu-
ğu yönündeki sözlerin
bir iddia oldugunu be-
lirterek "Bununöncein-
celenmesi lazun. Bu tip
olaylara kanşanlar var-
sa bunlann yargı yohry-
la suçiaruun tespiti la-
zun'
1
dedi. Kozakçıoğ-
lu, suçlu görülen kamu
görevlilerinin hangi ik-
tidarlar zamanında gö-
reve alındığının ince-
lenmesi dunımunda ir-
ticayla mücadelede han-
gi siyasi partinin sami-
mi, hangisinin iki taraf-
lı oynadığmm ortaya çı-
kacağını vurguladı.
Kozakçıoğlu, "irtksT
tanımının iyi yapılma-
sı gerektiğini ifade ede-
rek "Gerçekten inan-
mış, 'Bu benim bayra-
ğım, cumhuriyet benim,
ben Atatürkçü bir dev-
let memuruyum' dhen
insanm, bu ülkeyi yık-
mak isteyenlerfc karış-
orümaması laznn" de-
di.
Devlet kadrolannda
irticai eylemlere kanş-
mtş kamu görevlileri
varsa bu işin kapalı ka-
pılar ardında halledil-
memesi, yasa çıkanl-
ması gerektiğini söyle-
yen Kozakçıoğlu, "Bu
anayasaya aykındır.
Çünkü bakanlara' sul-
tan yetkisı' veriyorsu-
nuz. Istediği memuru
kulağmdan tuttuğu gi-
bi kapuun önüne koya-
cak. Yerine istediği çev-
rekrden memurahcak"
dedi. Hükümetin, enf-
lasyonunsuçlusu olarak
özel sektörü, kanun hük-
münde kararnamenin
suçlusu olarak Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet
Sezer"i gördüğünü ifa-
de eden Kozakçıoğlu,
"Hükümet tüm sorun-
buı başkalanmn üzeri-
ne anyor" dedi. Hükü-
metin hiçbir dönemde
görülmeyen bir baskı
rejimi uyguladığını ile-
ri süren Kozakçıoğlu,
"Ondan sonra kürsüye
çıkıp demokrasiden,
çağdaşhukukdüzeoive
Avrupa Birliği'nden
bahsedivorlar" dedi.
Gençlik
kollan
bayrak açtı
ANKARA (ANKA) -
CHP'de, Aftan Oymen yö-
netiminin göreve geldiği
günden bu yana çıkarama-
dığı gençlik kollan yönet-
meliği'ne şimdi de Anka-
ra İl Gençlik Kollan üye-
leri tepki gösterdi.
CHP'nin dün düzenle-
diği Ankara'daki tüzük böl-
ge toplanüsına kaülan An-
kara İl Gençlik Kollan,
partililere dağırtıklan bil-
diriyle Genel Merkez tara-
ündan hazırlanan gençlik
kollanyönetmeliği'ne tep-
ki gösterdiler.
Yönetmeliğin iki mad-
desine karşı çıkılan ve söz-
konusu iki maddenin
Gençlik kollannın idam
karan anlamına geleceği
dile getirilen Ankara il
gençlik kollan bildirisinde,
Genel Merkez yönetimi-
nin bu yanlıştan dönmesi
talep edildi.
Ankara İl Gençlik Kol-
lan tarafindan yapılan araş-
turnaya göre, Ankara'da
kayıtlı 23 bin 180 üyenin
yalnızca 2 bin 577'sinin 30
yaş suunnın altında oldu-
ğuna işaret edHen bildin-
de şöyle denildi:
"Şu anda 25 yaş uygula-
masmageçmek demekAn-
kara genennde yüzde 11.11
olan genç üyelerimizin yüz-
de 68.64'ünü yok saymak-
tadır. Kalan sayı ise genel-
de 808 kavnt gençtir; bu da
vüzde 3.48'dir. Şunun ke-
sinfikle biünmesi gerekir,
bizler aslayaşm aşağı çekfl-
mesine karşı değiliz. Ama
şu anda bunun erken ol-
duğuna inanıyoruz"
Erdoğan yeni parti için bastırırken Gül ve arkadaşlan dava sonuçlanmadan aynlmaya sıcak bakmıyor
FP'de yenîlikçi kaııat da bölündü
SEBAHAT KARAKOYUN
ANKARA-FP'de genel mer-
kez yönetimi ile yenilikçiler
arasındaki kavga büyürken ye-
nilikçi kanatta iç çekişme ön
plana çıkmaya başladı. Mem-
leketi Rize'de yapüğı konuşma-
da, koşullann sağda ve solda
yeni partileri zorladığını be-
lirterek "Merkezeoturan sağa
ve sola aynı yakınlıkta bir an-
bıyış, merkez parti anlayışını
yeniden yorumlamak suretiy-
le3. bir güç olarak Türkrye'nin
yannlannâ damgasını vura-
cakür" sözleriyle yeni bir olu-
şumdan açıkça söz eden Tay-
yip Erdoğan'ın çıkışlan, ge-
nel merkez kanadının yanı sı-
ra yenilikçiler arasmda tedir-
ginlik yarattı. FP Genel Baş-
kanı Recai Kutan'm cuma gü-
nü Istanbul'da Tayyip Erdo-
ğan'la görüşme yaparak giri-
şimlerinden duyduğu rahatsız-
lığı ifade etmesi bekleniyor.
FP'de genel merkez yöneti-
minin, yenilikçi bazı il ve ilçe
örgütlerine yönelik tasfiye ha-
reketine girişmesiyle parti içi
kavga tırmamşa geçti. FP yö-
netimi, kapatılan RP'nin lide-
ri Necmettin Erbakan'a yakın
isimlerin bastırmasıyla muha-
lefete karşı sertleşme karan
alırken özellikle Tayyip Erdo-
ğan ekseninde yoğunlaşan ye-
ni parti oluşumunun da önünü
kesmeye çalışıyor.
RP döneminden beri Tayyip
Erdoğan'la birlikte hareket
eden yenilikçi kanatta da bir iki-
lem yaşanmaya başladı. Bir
süreden beri biryandan bazı es-
ki ANAP ve DYP'lilerle mer-
kez sağda yeni parti girişimi
için çaba harcayan, bir yandan
illeri dolaşarak FP örgütleri-
nin nabzını yoklayan Erdo-
ğan'ın yenilikçileri FP'den ay-
nlmaya zorladığı belirtiliyor.
Ancak başta Abdullah Gül,
BülentArmçgıbı ısimler olmak
üzere yeniukçilerin önemli bö-
lümünün kapatma davasuun
sonucunu beklemekten yana
olduklan savunuluyor.
Memleketi Rize'de bir süre
önce yaptığı konuşmada Ku-
tan'la değişimin gerçekleştiri-
lemeyeceğini savunan Tayyip
Erdoğan, FP'in çizgisiyle il-
gili eleştirilerde bulunmakla
yetinmeyerek yeni parti hede-
fıni açıkça ortaya koymuştu.
Sağda ve solda yeni partiler
çıkabileceğiru belirten Erdo-
ğan, "Şartlar buna zorluyor.
Merkeze oturan sağa ve sola
aynı yakuıhkta bir anla>iş ve
merkez parti anlayışını yeni-
den yorumlamak suretiyle
üçüncü bir güç olarak Türid-
ye'nin yannlannâ
vuracakbr" sözleriyle beklen-
tisini dile getirdi.
Gûl'euyan
FP kulislerinde kongreden
beklenenin üzerinde başany-
la çıkan Abdullah Gül'ün ka-
patma davası sonuçlanıncaya
kadar temkinli tavır izleme
yanlısı olduğu, ancak Tayyip
Erdoğan'm yeni parti konu-
sundaki aceleciliğinin yenilik-
Kamu bankalarını özelleştirme sürecini her banka için oluşturulacak kurullar yürütecek
Yetki kavgasına kurul formülü
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu bankalannın özelleştirme süre-
cine ilişkin yetki kavgası, her banka
için ayn kurul oluşturulması formü-
lüyle çözübneye çalışıhyor. 3 ayn ku-
rulun alacağı kararlar ise Bakanlar Ku-
rulu'nda kesinleşecek. Devlet Bakanı
RecepÖnal, 3 kamu bankasının özerk-
leştırilmesine ilişkin kararnameye son
biçimini verdikleri görüşünde oldukla-
nnı söyledi. Hazine Müsteşan Selçuk
Demiralp de kamu bankalannın özel-
leştirilmesine yönelik kanun hükmün-
de kararnamenin son şeklini aldığını
belirtirken "Bir kurul tarafindan olay-
lar değeriendirilecek. Bakanlar Kuru-
hı'na getirilecek. Dolayısryla svrf Hazi-
neyürütecek diye bir şey yok. Tabii, Ha-
zine konunun Ugilisi olduğu için yön-
lendirmesi doğakür" diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Hüsamertin Öz-
kan başkanlığında yapılan Ziraat, Halk
ve Emlakbank'uı mali durumuna iliş-
kin KİT koordinasyon toplantısı, yak-
laşık 2.5 saat sürdü. Toplantıdan çıkış-
ta gazetecilerin sorulannı yamrlayan
Recep Önal, görev zararlan ve özel-
leştinneye ilişkin konulann görüşül-
mediğini belirtirken "3 banka kendi
durumunu, Hazine Müsteşarhğı ve KİT
GendMüdüriüğükendideğerkndinne-
lerini anlatb. Onlar önümüzdeki hafta
içinde tek tek Hazine'ye genp neler ya-
pılabüiri beürlemne çahşacaklar. Önü-
müzdeki hafta sonuda kararlan kim ala-
caksa oraya büdirilecek" diye konuştu.
çi kanatta ikileme yol açtığı
belirtiliyor.
Yenilücçilerin desteğiyle An-
kara il başkanlığına getirilen
Ersönmez Yarbay parti için-
deki gelişmeleri değerlendi-
rirken "Tayyip Erdoğan şu an-
da siyasi yasakk Bir parti kur-
ması mümkün değil. Emanet-
çilik vöntemiyle bir partinin
başarüı olması da zor. Çekilen
sıkınalann nedeni bu zaten"
dedi. FP'den kopmanın söz ko-
nusu olamayacağını belirten
Yarbay, "Ortada bir DTP ör-
neği var. DTP, DYP'den koptu
ve başarüı olamadı. Kopan ya-
şayamaz,varlıkgösteremez.Bu
gerçeği bikrek hareket etmek
gerekn-" diye konuştu.
Yenilikçi kanatta yer alan
isimlerden tstanbul Milletve-
kili AM Coşkun da kapatma da-
vası sonuçlanmadan yol ayn-
mının söz konusu olamayaca-
ğım söyledi.
Tayyip Erdoğan'ın siyasi ya-
saklı oldugunu belirten Ali
Coşkun, "Ancak düşünce ola-
rak bizimle beraber. Bu parti-
nin herkesi kucaklaması, fark-
lı bir çizgiye oturması lazun.
Eğer genel merkez bunu başa-
ramazsa o zaman yeni bir ha-
reket olabilir" dedi.
GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
BM Milenyum Zirvesî:
Balık Kavağa Çıkar mı?
Birieşmiş Milletler'in en büyük ve iddiaJı toplantısı, Mi-
lenyum Zirvesi bugün başlıyor. Toplantıda küreselleş-
menin etkileri, yoksulluğu ortadan kaldırmanın, AIDS sal-
gınını önlemenin, siyasi, askeri anlaşmazlıklan çözme-
nin, "sûrdün//eMrö/rge//şme"ninyollantartışılacak. Bu
toplantıdan işe yarar bir sonuç çıkar mı? Hiç sanrnıyo-
rum.
Görünüşte, BM, tüm dünyanın liderlerini birarayage-
tirebilen, ortak karartar aldırabilen, son derecede güç-
lü bir örgüt. Gerçekteyse, kararlannın arkasında, Dün-
ya Ticaret Örgüfü'nünkilerin aksine, bir hukuki yaptınm
uygulama gücü yok. Büyük devletler, karşı çıktıklann-
da kararlar hemen işlevsiz)eşiyor(Bakınız Ortadoğu Ba-
nş Süreci). BM'nin bugünkü görüntüsüyle, gerçek etki
gücü arasmda büyük bir uçurum var. Hatta, BM'nin ge-
çen on yıldaki evrimini düşünerek bu kurumun artık, kü-
reselleşme karşıtı etkileri yumuşatmayı, küreselleşme pıp-
pagandası yapmayı amaçlayan bir paravan örgüte dö-
nüştüğünü ileri sürmek bile mümkün. Bu yüzden BM
toplantılannda atılacak iyimser nutuklara karşın, mil-
yonlann yaşamını etkileyebilecek gerçek kararlann, ayın
26'sında Prag'daki IMF/Dûnya Bankası toplantısında alı-
nacağını söylemek yanlış olmaz. Peki kötümserliğim
nereden kaynaklanıyor?
1 - Toplantıya 188 ülke lideri katılacak. Katkı konuş-
malannın süresi beş dakikayla sınırlı. Buna karşılık, Or-
tadoğu banş süreci gibi kimi gerçek konulan, ülkeler ara-
sı sorunlan görüşmek için özel buluşma olanaklan var,
ama bunlar toplantı dışında düzenlenmiş. Randevula-
nn sayısının daha hafta başında 250'ye ulaştığına ba-
karak (Los Angeles Times 4/09) esas işlerin burada ya-
pılacağını, "devlet büyüklerinin" Kofi Annan tarafin-
dan hazırlanmış bir niyet belgesini imzalamakla yetine-
ceklerini söylemek mümkün.
2- Bu niyet belgesinin hangi etkiler altında hazırlana-
cağına gelince, bu da bir başka sorun. Küreselleşme-
nin hızlandığı 9O'lı yıllarda, BM, giderek artan bir oran-
da büyük şirketlerin etkisine açıldı. llk önce, az gelişrniş
ülkelere, çokuluslu şirketlerle ilişkilerinde ve denetim
süreçlerine yardımcı olmak için kurulmuş Centre on
Transnational Corporations, 1992 yılında ABD'nin bas-
kısıyia, Butros Ghali tarafindan etkisizleştirildi. Aynı dö-
nemde CUŞ'un temsilcisi olan Sürdürülebilir Gelişme
İçin Iş Konseyi BM Earth Summit'e (Çevre Sorunlan Zir-
vesi) çağnldı. Konseyin etkisi kendini gösterdi ve zirve-
nin karartannda, ÇUŞ'lara ilişkin saptamalar ve dene-
tim önerileri çıkanldı, yerine "öz düzenleme" kavramı kon-
du. Yıne bu dönemde BM'in etkinliklerini finanse etmek
için kurulan Eco-Fund BM'nin logosunu kullanma hak-
kını büyük şirketlere satmaya başladı. Süreç giderek hız-
landı, UNICEF, UNDP, WHO ve UNESCO gibi BM ku-
rumlannın yanı sıra, UNEP (çevre) ve ILO da (sendika-
lar) dev şirketlerle işbirliklerine girdiler. Nihayet bu yıl Ko-
fi Annan, aralannda Nike, Shell, Rio Tinto, Novartis, BP
gibi adı insan haklan ihlallelerine, çocuk emeği sömü-
rüsüne, çevre kryımı skandallanna kanşmış bir seri şir-
ket de dahil olmak üzere dünyanın en büyük şirketle-
riyle BM arasıda bir Küresel Akit (Global Compact-GC)
imzaladı. GC'ye göre bu şirketler insan haklanna, çev-
re koruma kurallanna/cend//(We/7ncten uyacaklar. Ancak,
GC ne BM 'ye ne de üçüncü tarafiara bir denetim ve ak-
te uymayanlan cezalandırma hakkı vermezken, bu şir-
kerJere fiiten BM bayrağı arkasına sığınma olanağı ge-
tirdi (Bkz. Transnational Resource Centre raporu:
www.corpwatch.org)
3- Küreselleşme sürecine yönelik en önemli eleştiri-
lerden biri, New Economics Foundation'un, Londra'da
pazartesi günü yayımladığı bir raporda ve de Seattle,
New York, Davos, Bangkok protestolannda sık sık vur-
gulandığı gibi sürecin içindeki giderek büyüyen "demok-
rasi açığı". Diğer bir deyişle, küreselleşme süreci ola-
rak karşımıza çıkan dinamik, bir avuç büyük şirketin ve
güçlü devletin çıkarlanna hizmet ediyor. BM İnsan Hak-
lan Alt Komisyonu'nun 15 Haziran'da yayımlanan ra-
porunda tespit edildiği gibi DTÖ tarafindan dayatılan kü-
reselleşme surecı insan haklanna karşı işliyor, az geliş-
miş ülkeler için adeta bir kâbus (The Realization ofEco-
nomic, Social and Cultural Rights: Globalisatıon and
Its Impact on the full Enjoyment of Human Rights baş-
lıklı rapor BM sitesinden elde edilebilir).
Peki, 188 devlet büyüğünü bir araya getiren BM top-
lantısı, demokratik bir platform oluşturabilir, "demokra-
siaçığını" kapatabilir mi? BM üyelerine bakınca, arala-
nnda genel geçer bir demokrasi tarifine uygun az sayı-
da ülke olduğu görülür. Bunlar da esas olarak geliş-
miş/merkez ülkeleri denen, yani, bugüne kadar ABD li-
derliğinde, küreselleşme sürecini dünyanın geri kalanı-
na dayatan, bundan esas kazancı elde eden, IMF, Dün-
ya Bankası gibi küreselleşmenin (VVashington Consen-
sus'in) temel kurumlarında da söz sahibi olan ülkeler.
Küreselleşmeden faydalanamayan, hatta, siyasiistikrar,
ekonomik gelişme, ulusal bağımsızlık, insan haklan
alanlannda büyük zarar gören ülkelerin devletlerine ge-
lince, burada da başka bir sorun var. Bu ülkelerin he-
men hepsi adeta demokrasi yoksulu. Askeri rejimler, ya-
n askeri - yan başkanlık rejimleri, despot liderier, yolsuz-
luk, mafyalaşma, alabildigince kısıtlanmış ifade özgür-
lü, kuşa çevrilmiş işçi haklan ve küreselleşme sürecine,
mali sermayeyegöbekten bağlı bıryönetici kadro... BM
üyeleri işte böyle ülkeler. Bunlar mı "demokrasi açığı-
nı" kapatacak, küreselleşme sürecinin olumsuz etkile-
riyle mücadele edecek?
Balık kavağa çıkar mı?
Sokağa cıkma hazırlığı
Emekliler diişük
artışa isyan ediyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye İşçi
Emeklileri Cemiyeti Ge-
nel Başkanı Ethem Ezgü,
emekli ayUklannı TÜFE'ye
bağlayan yasayla artışın
dondurulduğunu söyledi.
Ezgü. emekli aylıklanna
Ağustos 2000 tarihinde
yüzde 2.2 oranında yapılan
artışın aylıklara 2 ile 4 mil-
yon lira arasında yansıdı-
ğını belirterek "Biz bu ar-
nşla bir küofasıuye bik ala-
mıyoruz" dedi.
Türkiye tşçi Emeklileri
Cemiyeti Başkanlar Kuru-
lu dün Türk-lş Genel Mer-
kezi'nde toplandı. Konuş-
masmda siyasileri eleşti-
ren Ezgü, memur emekli-
si aylıklannın TÜFE artı 2
puan refah payı sistemine
dayandınldığmı, ancak iş-
çi emeklilerine bu artışın
verihnedigini anunsatarak
"SaymBülent Ecevit diyor
ki; sen,işçiemeklisi çok re-
fah içinde yaşıyorsun, bu
nedenle artı 2 refah halda-
nı sana vermedim. Savin
Ecevit, sizin yaptığınızı Al-
lah'a havaleediyorum" de-
di. Calışma Bakanı Yaşar
Okuyan'ı da eleştiren Ez-
gü, "'Bakangüzelninnisöy-
lüyor ve uyutuyor" diye-
rek işçi emeklilerinin soka-
ğa çıkması gerektiğini söy-
ledi. Türkiye'de emeklile-
re üvey evlat gibi davra-
nıldığını söyleyen Ezgü,
işçi emeklilerinin çok bü-
yük sıkınhlar içinde bulun-
dıığuna dikkat çekerek "Bu
memleketteGenelkurmay
Başkanı'nın maaşına 600
mih on lira fark verumiştir.
işçiemeklilerine 12 miryon
fark verenlere soru>T)rum;
biz insan değil miyiz? " di-
ye sordu.