15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA HABERLER CHP Genel Başkanı Altan Öymen, naylon üye sorununun kurultayda çözülebileceğini söyledi BaykaPa kıuiıltay baskısı• CHP'de, Mersin il Örgütünde yaşanan naylon üyelik sorununun MYK'de Baykalcılann oylan nedeniyle . r çözülememesi ile başlayan gerilim tırmanıyor. CHP Genel Başkanı Altan Oymen, 'Sağlık Raporunu' açıkladığı basın toplantısında, Baykal'ı seçimli kurultaya zorlayan tavnnı sürdürdü. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanı Ahan Öymen, perde aıkasından parti yönetimine mü- dahale eden eski genel başkan Deniz BaykaTı erken bir kunıltay yanşına zor- luyor. Mersin'de yaşanan "nayJon üye* sorununun MYK'de çözûlememesi- nin "önemlibir anlaşmadık" olduğu- nu belirten Öymen, *Bunun mutiaka halledilmesi lazun. PM çözemezse ku- rultay çözer" dedi. Öymen, 12-13 Ey- lül tarihlerinde toplanacak parti mec- Hsinin (PM) karan doğrultusunda tü- zük kurultayının seçimli kurultaya dö- nüştürülebileceğini ve ileri bir tarihe alınabileceğini, kendisinin de aday olacağını söyledi. Mersin 11 örgü- tû'nde yaşanan naylon üyelik soru- nunun MYK'de Baykalcılann oylan nedeniyle çözülememesi ile başlayan gerilim urmanıyor. Altan Öymen, dün partinin sağlık politikalanna ilişkin olarak eski PM üyesı Celal Topkan ve partili hekimlerce uzun süren bir ça- lışmanın sonucunda hazırlanan "Sağ- hkRaporuım" açıkladığı basın toplan- tısında, Baykal'ı seçimli kurultaya zorlayan tavnnı sürdürdü. Gazetecile- rin konuyla ilgili sorulannı yanıtlayan öymen, "Içel'deki üye yaamlannda usulsüzhık okJu. iddialaruun değer- lendirilmesi sırasmda MYK'de anlaş- mazhk çıku. Bu önemli bir anlaşmaz- hk. Bunun kesinlikk halledilmesi ge- rekjyor" dedi. Öymen, "Biz parti birimlerinin do- kıınulma7hgını güçlendirecek önlem- lerahyonız. Ama böyle usıüsüztiik ya- panlar varsa bunlann temizlenmesi lazun. Eğer bu olmazsa tüzükdeğişik- liğinden sonra da usulsüzlükleri ya- pan bu kişiler hep yerierinde kahr" diye konuştu. Tüzük kurultayının se- çimli kurultaya dönüşüp dönüşmeye- ceği yönündeki soruya Oymen, "Ben bir soru üzerine seçimli kurultay ola- bileceğini sövledim. Bu mesele haDe- dilmezse bunu tabii ki kurultay çözer. Ben de aday olurum. Isteyen herkes de adaylığmı koyar. Herkes kendi bilan- çosunu ortaya koyar, kurultay da ka- rar verir. Ancak ben bunu genel ola- rak söyledim" yanıtını verdi.Baykal- cılar ise 30 Eylül-1 Ekim tarihlerinde yapılacak tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönüşmesi yönünde istek- leri olmadığını belirterek konuya tem- kinli yaklaşıyorlar. Oymen, CHP'nin sağlık konusun- daki hedefıni, "herkesmsağhğa kavuş- tunıbnası,herkesin eşitvenitenkn sağ- hkhizmetine ve olanaklanna kavuştu- ruimaa" olarak açıkladı. Öymen, Tür- kıye'de "Parasıolmayansürünsün,is- terse ölsün" zihniyetinin yerleştiğini söyledi. Öymen, "Bugün bunun üzerine bir de partizanhk merakı eklendi. Sağlık Bakaıüığı, bakanlığuı hangi köşesine, hangi yandaşımı getireyim diye uğra- şıyor. CHP bu çakşmasryla iktidar ada- yı olarak TBMM'ye girdiği zanıan. sağhk hizmetierinin ryileştirilmesi yö- nünde yapacaklarau somut brçimde ortaya koymuştur" dedi. Basuı toplantısının ardından, CHP MYK gündeminde seçimli kurultay konusu yer almaksızın toplandı. Ko- nunun gündem dışı olarak tartışılabi- leceği belirtildi. Mersin kavgasının perde arkası Usulsüz üyeyazunı CHP'yi kanştırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP yönetimi- ni "seçimli kurultaya'' sü- rükleyen Mersin teşkila- tındaki sorun, usulsüz üye yaznmna karşın il yöneti- minin görevden alınama- masından kaynaklanıyor. CHP yönetimi, Mer- sin'de üye yazımlan sıra- smda Üye Yazun Yönet- meliği'ne aykın işlem ya- pıldığına yönelik iddialar üzerine, Genel Sekreter Tarhan Erdem ve berabe- rindekı heyetı 2 Ağustos 2000 tarihinde incelemeler- de bulunmak üzere Mer- sin'e gönderdi. Parti kütü- güne girilen 2 bin 907 ki- şinin üye kayıt başvuru bel- geleri üzerinde yaklaşık 10 gün süreyle inceleme ya- pan heyet, saptamalannı raporlaştırarak MYK'ye sundu. Raporda, 1976 kişinin başvuru belgelerinde çe- şitli eksiklik ve usulsüz- lüklerin saptandığı, aynı adresi veren kişilerden 908'inin soyadının farklı olduğu, bunlann 247'sinin aynı adreste toplandığı; ay- nı telefonu veren kişilerden 914'ünün adreslerinin ve soyadının farklı olduğu ve bunlann 145'inin aynı te- lefonda toplandığı belirtil- di. Raporun sonuç bölü- münde şu saptama yer al- dı: _ "Üyeyazrniyönetme&ği- neaykm olarak kayıt yapd- dığu üye olmak tstevenkr ilçeye gelmedikleri halde Idmlikbelgelerinden çekü- miş fotokopiler ve gryapla- nnda başvuru belgesi dol- durukJuğu,başvuru bdge- lerinin eksiklerine karşın ahndığı,imza oimadanbaş- vurulann kabul edildiğî, benrti Irîşüerin siyasal ağır- hk kazanmasına yol aça- cak biçimdeistenen koşul- lan da taşunayan bdgder- le topJu kayıt yapümasma gözyumulduğu, bunun da ötesüıde olanak sağiandığı anlaşdmışdr. Aynca tophı adnswtopkıteİdbnnuma- rası sayısmm adres ve tde- fon yığılmalanrun münfe- ritolarak dcğeriendirilme- sine olanak tanunayacak kadar yoğunlukta olduğu da ortadadır." Raporda, MYK'ye " 1976 kişinin üyeBklerinin düşürülmesL, usulsüzhık- lere kanşan Idşilerin Yük- sekDisiplin Kuruhı'nasevk edümesi ve örgüt yönetici- lerinin görevden ahnması- nı" içeren 3 öneri sunuldu. îlk iki yaptınmın MYK'ce kabul edilmesine karşın, MYK'nin 3 'te 2 oyunu ge- rektiren görevden alınma istemi 1 oyla reddedildi. Ret oyu verenlerüı "Bu tür usuküzhıklerheryErdeoJu- yor" gerekçesiyle görev- den almaya karşı çıkukla- n belirtildi. Oylamada, Baykalcılar ile Ertuğrul Günay'a yakm olan isim- lerin ortak hareket ettikle- ri ögrenildi. MYK'nin böy- le bir konuda karar alama- masma sert tepki gösteren Öymen de, restini olağa- nüstü kurultay çağnsıyla ortaya koydu. Öymen, so- runun basite ahnmaması gerektiğini, CHP'nin ken- di ilkeleriyle çelişemeye- ceğini vurguladı. G E L D I N I Z DYP Beşiktaş tlçe Merkezi'ndetoplanüdûzenleyen Hayri Kozakçıoğlu, hükümetin tüm sorunlan baş- kalarmm üzerine arbğmı söyfedL (Fotoğraf: ZEYCAN GÜL) 'Geçuûş dönemler incelensin' Hayri Kozakçıoğlu, irticacı kadrolann kimin zamanında göreve alındıklannın araştınlması gerektiğini vurguladı istanbulHaberServi- si-DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Ko- zakçıoğlu, devlet için- de "irtkai eylemlere" kanşnğı öne sürülen gö- revlilerin hangi siyasi iktidar zamanında gö- reve almdıklannın araş- arüması gerektiğim vur- guladı. DYP Beşiktaş llçe Merkezi'nde toplantı dûzenleyen Kozakçıoğ- lu, deviet kadrolannda irticaı eylemlere kan- şan bazı görevüler oldu- ğu yönündeki sözlerin bir iddia oldugunu be- lirterek "Bununöncein- celenmesi lazun. Bu tip olaylara kanşanlar var- sa bunlann yargı yohry- la suçiaruun tespiti la- zun' 1 dedi. Kozakçıoğ- lu, suçlu görülen kamu görevlilerinin hangi ik- tidarlar zamanında gö- reve alındığının ince- lenmesi dunımunda ir- ticayla mücadelede han- gi siyasi partinin sami- mi, hangisinin iki taraf- lı oynadığmm ortaya çı- kacağını vurguladı. Kozakçıoğlu, "irtksT tanımının iyi yapılma- sı gerektiğini ifade ede- rek "Gerçekten inan- mış, 'Bu benim bayra- ğım, cumhuriyet benim, ben Atatürkçü bir dev- let memuruyum' dhen insanm, bu ülkeyi yık- mak isteyenlerfc karış- orümaması laznn" de- di. Devlet kadrolannda irticai eylemlere kanş- mtş kamu görevlileri varsa bu işin kapalı ka- pılar ardında halledil- memesi, yasa çıkanl- ması gerektiğini söyle- yen Kozakçıoğlu, "Bu anayasaya aykındır. Çünkü bakanlara' sul- tan yetkisı' veriyorsu- nuz. Istediği memuru kulağmdan tuttuğu gi- bi kapuun önüne koya- cak. Yerine istediği çev- rekrden memurahcak" dedi. Hükümetin, enf- lasyonunsuçlusu olarak özel sektörü, kanun hük- münde kararnamenin suçlusu olarak Cumhur- başkanı Ahmet Necdet Sezer"i gördüğünü ifa- de eden Kozakçıoğlu, "Hükümet tüm sorun- buı başkalanmn üzeri- ne anyor" dedi. Hükü- metin hiçbir dönemde görülmeyen bir baskı rejimi uyguladığını ile- ri süren Kozakçıoğlu, "Ondan sonra kürsüye çıkıp demokrasiden, çağdaşhukukdüzeoive Avrupa Birliği'nden bahsedivorlar" dedi. Gençlik kollan bayrak açtı ANKARA (ANKA) - CHP'de, Aftan Oymen yö- netiminin göreve geldiği günden bu yana çıkarama- dığı gençlik kollan yönet- meliği'ne şimdi de Anka- ra İl Gençlik Kollan üye- leri tepki gösterdi. CHP'nin dün düzenle- diği Ankara'daki tüzük böl- ge toplanüsına kaülan An- kara İl Gençlik Kollan, partililere dağırtıklan bil- diriyle Genel Merkez tara- ündan hazırlanan gençlik kollanyönetmeliği'ne tep- ki gösterdiler. Yönetmeliğin iki mad- desine karşı çıkılan ve söz- konusu iki maddenin Gençlik kollannın idam karan anlamına geleceği dile getirilen Ankara il gençlik kollan bildirisinde, Genel Merkez yönetimi- nin bu yanlıştan dönmesi talep edildi. Ankara İl Gençlik Kol- lan tarafindan yapılan araş- turnaya göre, Ankara'da kayıtlı 23 bin 180 üyenin yalnızca 2 bin 577'sinin 30 yaş suunnın altında oldu- ğuna işaret edHen bildin- de şöyle denildi: "Şu anda 25 yaş uygula- masmageçmek demekAn- kara genennde yüzde 11.11 olan genç üyelerimizin yüz- de 68.64'ünü yok saymak- tadır. Kalan sayı ise genel- de 808 kavnt gençtir; bu da vüzde 3.48'dir. Şunun ke- sinfikle biünmesi gerekir, bizler aslayaşm aşağı çekfl- mesine karşı değiliz. Ama şu anda bunun erken ol- duğuna inanıyoruz" Erdoğan yeni parti için bastırırken Gül ve arkadaşlan dava sonuçlanmadan aynlmaya sıcak bakmıyor FP'de yenîlikçi kaııat da bölündü SEBAHAT KARAKOYUN ANKARA-FP'de genel mer- kez yönetimi ile yenilikçiler arasındaki kavga büyürken ye- nilikçi kanatta iç çekişme ön plana çıkmaya başladı. Mem- leketi Rize'de yapüğı konuşma- da, koşullann sağda ve solda yeni partileri zorladığını be- lirterek "Merkezeoturan sağa ve sola aynı yakınlıkta bir an- bıyış, merkez parti anlayışını yeniden yorumlamak suretiy- le3. bir güç olarak Türkrye'nin yannlannâ damgasını vura- cakür" sözleriyle yeni bir olu- şumdan açıkça söz eden Tay- yip Erdoğan'ın çıkışlan, ge- nel merkez kanadının yanı sı- ra yenilikçiler arasmda tedir- ginlik yarattı. FP Genel Baş- kanı Recai Kutan'm cuma gü- nü Istanbul'da Tayyip Erdo- ğan'la görüşme yaparak giri- şimlerinden duyduğu rahatsız- lığı ifade etmesi bekleniyor. FP'de genel merkez yöneti- minin, yenilikçi bazı il ve ilçe örgütlerine yönelik tasfiye ha- reketine girişmesiyle parti içi kavga tırmamşa geçti. FP yö- netimi, kapatılan RP'nin lide- ri Necmettin Erbakan'a yakın isimlerin bastırmasıyla muha- lefete karşı sertleşme karan alırken özellikle Tayyip Erdo- ğan ekseninde yoğunlaşan ye- ni parti oluşumunun da önünü kesmeye çalışıyor. RP döneminden beri Tayyip Erdoğan'la birlikte hareket eden yenilikçi kanatta da bir iki- lem yaşanmaya başladı. Bir süreden beri biryandan bazı es- ki ANAP ve DYP'lilerle mer- kez sağda yeni parti girişimi için çaba harcayan, bir yandan illeri dolaşarak FP örgütleri- nin nabzını yoklayan Erdo- ğan'ın yenilikçileri FP'den ay- nlmaya zorladığı belirtiliyor. Ancak başta Abdullah Gül, BülentArmçgıbı ısimler olmak üzere yeniukçilerin önemli bö- lümünün kapatma davasuun sonucunu beklemekten yana olduklan savunuluyor. Memleketi Rize'de bir süre önce yaptığı konuşmada Ku- tan'la değişimin gerçekleştiri- lemeyeceğini savunan Tayyip Erdoğan, FP'in çizgisiyle il- gili eleştirilerde bulunmakla yetinmeyerek yeni parti hede- fıni açıkça ortaya koymuştu. Sağda ve solda yeni partiler çıkabileceğiru belirten Erdo- ğan, "Şartlar buna zorluyor. Merkeze oturan sağa ve sola aynı yakuıhkta bir anla>iş ve merkez parti anlayışını yeni- den yorumlamak suretiyle üçüncü bir güç olarak Türid- ye'nin yannlannâ vuracakbr" sözleriyle beklen- tisini dile getirdi. Gûl'euyan FP kulislerinde kongreden beklenenin üzerinde başany- la çıkan Abdullah Gül'ün ka- patma davası sonuçlanıncaya kadar temkinli tavır izleme yanlısı olduğu, ancak Tayyip Erdoğan'm yeni parti konu- sundaki aceleciliğinin yenilik- Kamu bankalarını özelleştirme sürecini her banka için oluşturulacak kurullar yürütecek Yetki kavgasına kurul formülü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamu bankalannın özelleştirme süre- cine ilişkin yetki kavgası, her banka için ayn kurul oluşturulması formü- lüyle çözübneye çalışıhyor. 3 ayn ku- rulun alacağı kararlar ise Bakanlar Ku- rulu'nda kesinleşecek. Devlet Bakanı RecepÖnal, 3 kamu bankasının özerk- leştırilmesine ilişkin kararnameye son biçimini verdikleri görüşünde oldukla- nnı söyledi. Hazine Müsteşan Selçuk Demiralp de kamu bankalannın özel- leştirilmesine yönelik kanun hükmün- de kararnamenin son şeklini aldığını belirtirken "Bir kurul tarafindan olay- lar değeriendirilecek. Bakanlar Kuru- hı'na getirilecek. Dolayısryla svrf Hazi- neyürütecek diye bir şey yok. Tabii, Ha- zine konunun Ugilisi olduğu için yön- lendirmesi doğakür" diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Hüsamertin Öz- kan başkanlığında yapılan Ziraat, Halk ve Emlakbank'uı mali durumuna iliş- kin KİT koordinasyon toplantısı, yak- laşık 2.5 saat sürdü. Toplantıdan çıkış- ta gazetecilerin sorulannı yamrlayan Recep Önal, görev zararlan ve özel- leştinneye ilişkin konulann görüşül- mediğini belirtirken "3 banka kendi durumunu, Hazine Müsteşarhğı ve KİT GendMüdüriüğükendideğerkndinne- lerini anlatb. Onlar önümüzdeki hafta içinde tek tek Hazine'ye genp neler ya- pılabüiri beürlemne çahşacaklar. Önü- müzdeki hafta sonuda kararlan kim ala- caksa oraya büdirilecek" diye konuştu. çi kanatta ikileme yol açtığı belirtiliyor. Yenilücçilerin desteğiyle An- kara il başkanlığına getirilen Ersönmez Yarbay parti için- deki gelişmeleri değerlendi- rirken "Tayyip Erdoğan şu an- da siyasi yasakk Bir parti kur- ması mümkün değil. Emanet- çilik vöntemiyle bir partinin başarüı olması da zor. Çekilen sıkınalann nedeni bu zaten" dedi. FP'den kopmanın söz ko- nusu olamayacağını belirten Yarbay, "Ortada bir DTP ör- neği var. DTP, DYP'den koptu ve başarüı olamadı. Kopan ya- şayamaz,varlıkgösteremez.Bu gerçeği bikrek hareket etmek gerekn-" diye konuştu. Yenilikçi kanatta yer alan isimlerden tstanbul Milletve- kili AM Coşkun da kapatma da- vası sonuçlanmadan yol ayn- mının söz konusu olamayaca- ğım söyledi. Tayyip Erdoğan'ın siyasi ya- saklı oldugunu belirten Ali Coşkun, "Ancak düşünce ola- rak bizimle beraber. Bu parti- nin herkesi kucaklaması, fark- lı bir çizgiye oturması lazun. Eğer genel merkez bunu başa- ramazsa o zaman yeni bir ha- reket olabilir" dedi. GLOBALPOLÎTİKÜLTÜR ERGtN YILDIZOĞLU BM Milenyum Zirvesî: Balık Kavağa Çıkar mı? Birieşmiş Milletler'in en büyük ve iddiaJı toplantısı, Mi- lenyum Zirvesi bugün başlıyor. Toplantıda küreselleş- menin etkileri, yoksulluğu ortadan kaldırmanın, AIDS sal- gınını önlemenin, siyasi, askeri anlaşmazlıklan çözme- nin, "sûrdün//eMrö/rge//şme"ninyollantartışılacak. Bu toplantıdan işe yarar bir sonuç çıkar mı? Hiç sanrnıyo- rum. Görünüşte, BM, tüm dünyanın liderlerini birarayage- tirebilen, ortak karartar aldırabilen, son derecede güç- lü bir örgüt. Gerçekteyse, kararlannın arkasında, Dün- ya Ticaret Örgüfü'nünkilerin aksine, bir hukuki yaptınm uygulama gücü yok. Büyük devletler, karşı çıktıklann- da kararlar hemen işlevsiz)eşiyor(Bakınız Ortadoğu Ba- nş Süreci). BM'nin bugünkü görüntüsüyle, gerçek etki gücü arasmda büyük bir uçurum var. Hatta, BM'nin ge- çen on yıldaki evrimini düşünerek bu kurumun artık, kü- reselleşme karşıtı etkileri yumuşatmayı, küreselleşme pıp- pagandası yapmayı amaçlayan bir paravan örgüte dö- nüştüğünü ileri sürmek bile mümkün. Bu yüzden BM toplantılannda atılacak iyimser nutuklara karşın, mil- yonlann yaşamını etkileyebilecek gerçek kararlann, ayın 26'sında Prag'daki IMF/Dûnya Bankası toplantısında alı- nacağını söylemek yanlış olmaz. Peki kötümserliğim nereden kaynaklanıyor? 1 - Toplantıya 188 ülke lideri katılacak. Katkı konuş- malannın süresi beş dakikayla sınırlı. Buna karşılık, Or- tadoğu banş süreci gibi kimi gerçek konulan, ülkeler ara- sı sorunlan görüşmek için özel buluşma olanaklan var, ama bunlar toplantı dışında düzenlenmiş. Randevula- nn sayısının daha hafta başında 250'ye ulaştığına ba- karak (Los Angeles Times 4/09) esas işlerin burada ya- pılacağını, "devlet büyüklerinin" Kofi Annan tarafin- dan hazırlanmış bir niyet belgesini imzalamakla yetine- ceklerini söylemek mümkün. 2- Bu niyet belgesinin hangi etkiler altında hazırlana- cağına gelince, bu da bir başka sorun. Küreselleşme- nin hızlandığı 9O'lı yıllarda, BM, giderek artan bir oran- da büyük şirketlerin etkisine açıldı. llk önce, az gelişrniş ülkelere, çokuluslu şirketlerle ilişkilerinde ve denetim süreçlerine yardımcı olmak için kurulmuş Centre on Transnational Corporations, 1992 yılında ABD'nin bas- kısıyia, Butros Ghali tarafindan etkisizleştirildi. Aynı dö- nemde CUŞ'un temsilcisi olan Sürdürülebilir Gelişme İçin Iş Konseyi BM Earth Summit'e (Çevre Sorunlan Zir- vesi) çağnldı. Konseyin etkisi kendini gösterdi ve zirve- nin karartannda, ÇUŞ'lara ilişkin saptamalar ve dene- tim önerileri çıkanldı, yerine "öz düzenleme" kavramı kon- du. Yıne bu dönemde BM'in etkinliklerini finanse etmek için kurulan Eco-Fund BM'nin logosunu kullanma hak- kını büyük şirketlere satmaya başladı. Süreç giderek hız- landı, UNICEF, UNDP, WHO ve UNESCO gibi BM ku- rumlannın yanı sıra, UNEP (çevre) ve ILO da (sendika- lar) dev şirketlerle işbirliklerine girdiler. Nihayet bu yıl Ko- fi Annan, aralannda Nike, Shell, Rio Tinto, Novartis, BP gibi adı insan haklan ihlallelerine, çocuk emeği sömü- rüsüne, çevre kryımı skandallanna kanşmış bir seri şir- ket de dahil olmak üzere dünyanın en büyük şirketle- riyle BM arasıda bir Küresel Akit (Global Compact-GC) imzaladı. GC'ye göre bu şirketler insan haklanna, çev- re koruma kurallanna/cend//(We/7ncten uyacaklar. Ancak, GC ne BM 'ye ne de üçüncü tarafiara bir denetim ve ak- te uymayanlan cezalandırma hakkı vermezken, bu şir- kerJere fiiten BM bayrağı arkasına sığınma olanağı ge- tirdi (Bkz. Transnational Resource Centre raporu: www.corpwatch.org) 3- Küreselleşme sürecine yönelik en önemli eleştiri- lerden biri, New Economics Foundation'un, Londra'da pazartesi günü yayımladığı bir raporda ve de Seattle, New York, Davos, Bangkok protestolannda sık sık vur- gulandığı gibi sürecin içindeki giderek büyüyen "demok- rasi açığı". Diğer bir deyişle, küreselleşme süreci ola- rak karşımıza çıkan dinamik, bir avuç büyük şirketin ve güçlü devletin çıkarlanna hizmet ediyor. BM İnsan Hak- lan Alt Komisyonu'nun 15 Haziran'da yayımlanan ra- porunda tespit edildiği gibi DTÖ tarafindan dayatılan kü- reselleşme surecı insan haklanna karşı işliyor, az geliş- miş ülkeler için adeta bir kâbus (The Realization ofEco- nomic, Social and Cultural Rights: Globalisatıon and Its Impact on the full Enjoyment of Human Rights baş- lıklı rapor BM sitesinden elde edilebilir). Peki, 188 devlet büyüğünü bir araya getiren BM top- lantısı, demokratik bir platform oluşturabilir, "demokra- siaçığını" kapatabilir mi? BM üyelerine bakınca, arala- nnda genel geçer bir demokrasi tarifine uygun az sayı- da ülke olduğu görülür. Bunlar da esas olarak geliş- miş/merkez ülkeleri denen, yani, bugüne kadar ABD li- derliğinde, küreselleşme sürecini dünyanın geri kalanı- na dayatan, bundan esas kazancı elde eden, IMF, Dün- ya Bankası gibi küreselleşmenin (VVashington Consen- sus'in) temel kurumlarında da söz sahibi olan ülkeler. Küreselleşmeden faydalanamayan, hatta, siyasiistikrar, ekonomik gelişme, ulusal bağımsızlık, insan haklan alanlannda büyük zarar gören ülkelerin devletlerine ge- lince, burada da başka bir sorun var. Bu ülkelerin he- men hepsi adeta demokrasi yoksulu. Askeri rejimler, ya- n askeri - yan başkanlık rejimleri, despot liderier, yolsuz- luk, mafyalaşma, alabildigince kısıtlanmış ifade özgür- lü, kuşa çevrilmiş işçi haklan ve küreselleşme sürecine, mali sermayeyegöbekten bağlı bıryönetici kadro... BM üyeleri işte böyle ülkeler. Bunlar mı "demokrasi açığı- nı" kapatacak, küreselleşme sürecinin olumsuz etkile- riyle mücadele edecek? Balık kavağa çıkar mı? Sokağa cıkma hazırlığı Emekliler diişük artışa isyan ediyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye İşçi Emeklileri Cemiyeti Ge- nel Başkanı Ethem Ezgü, emekli ayUklannı TÜFE'ye bağlayan yasayla artışın dondurulduğunu söyledi. Ezgü. emekli aylıklanna Ağustos 2000 tarihinde yüzde 2.2 oranında yapılan artışın aylıklara 2 ile 4 mil- yon lira arasında yansıdı- ğını belirterek "Biz bu ar- nşla bir küofasıuye bik ala- mıyoruz" dedi. Türkiye tşçi Emeklileri Cemiyeti Başkanlar Kuru- lu dün Türk-lş Genel Mer- kezi'nde toplandı. Konuş- masmda siyasileri eleşti- ren Ezgü, memur emekli- si aylıklannın TÜFE artı 2 puan refah payı sistemine dayandınldığmı, ancak iş- çi emeklilerine bu artışın verihnedigini anunsatarak "SaymBülent Ecevit diyor ki; sen,işçiemeklisi çok re- fah içinde yaşıyorsun, bu nedenle artı 2 refah halda- nı sana vermedim. Savin Ecevit, sizin yaptığınızı Al- lah'a havaleediyorum" de- di. Calışma Bakanı Yaşar Okuyan'ı da eleştiren Ez- gü, "'Bakangüzelninnisöy- lüyor ve uyutuyor" diye- rek işçi emeklilerinin soka- ğa çıkması gerektiğini söy- ledi. Türkiye'de emeklile- re üvey evlat gibi davra- nıldığını söyleyen Ezgü, işçi emeklilerinin çok bü- yük sıkınhlar içinde bulun- dıığuna dikkat çekerek "Bu memleketteGenelkurmay Başkanı'nın maaşına 600 mih on lira fark verumiştir. işçiemeklilerine 12 miryon fark verenlere soru>T)rum; biz insan değil miyiz? " di- ye sordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle