Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA
14 kultur@cumhuriyet.com.tr
5 7. U LUSLARARASI V ENEDİK F İLM F ESTİVALİ
4
Yaşamanın dayanılmaz giicü'Kûltür Scrvisi- Ünlü tngilız yazar
Samuel Bcckett'ın 19 oyununu sine-
maya uyarlama projesinin yapımcıhğı-
nı üstlenen Alan Moloney, şu anda ta-
mamlanmış 16 fılmın tanıtımı içın Ve-
nedik'e geldi. Aralannda Oscar ödül-
lü Ingiliz yönetmen Anthony Mİnghel-
la, David Mamet ve Sir Richard Evre
gibi yönetmenlerin bulunduğu projenin
en önemli özelliği, Beckett'in ajansının,
yazann oyunlannın sinemaya uyarlan-
masına ilk defa ızın vermış olması. Ya-
pımcı Moloney bu konuda çok dikkat-
li davrandıkJarını belirtiyor. Hatta şım-
diden, bir yönetmen, yonımu çok 'ra-
dikaJ" bulunduğu içın projeden çıka-
nlmışbıle.
Küçük yaştan beri bir 'Beckettfana-
tiğT olduğunu belirten Mınghella da, ya-
zann 1963 yılında yazdığı, ölüm ve ya-
şam üzenne oyunu 'ThePlay'i sinema-
ya uyarlıyor. Moloney ile bırlikte Ve-
nedık'te bulunan Minghella, "Herza-
man onunla bir kahvede karşılaşabüme
hayalJeri kurardım. Ona karşı hasta-
lıklı bir ilgim var" dıyor. Bec-
kett'in yapıtlannı 'güzellik ve
şiddetin sarsıcı bileşkesT olarak
yorumlayan Mınghella şöyle
söylüyor: "Yazunını şekilkn-
dirmesi, diyalog ve sözleri kul-
lanımı o kadar müketnmel
kL.Günümüzde çok az yazar
onun eriştiği noktaya ulaşabili-
yoıf Minghella, 'Play'de, 'Kris-
tin Scott-Thomas dışında, Alan
Rkkman ve Juhet Stevenson'a
rol vermiş.
En savunmasız ve kişisel
- Venedik'te en çok dikkat çe-
ken kadınlardan biri jün üyesı
Iranlı kadın yönetmen Samira
Makhmalbaf 'KaraTahta'ad
lı filmı ıle sınırlan daha da zor-
layan Makhmalbaf, şimdi de
Iranlı kadınlann umutsuzluğu-
nu ve koşullannı anlattığı 'Ka-
dın Olduğum Gün' adlı üç dı-
zilik bir film ıle dikkatleri yıne
üzenne çekeceğe benziyor. Film,
evden çıkmak isteyen bir kız
çocuğu ile başlayıp bisikletle
kocasının evinden kaçan bir ka-
dın ile devam eden ve özgürlük
için çırpınan yaşlı bir kadının hikâye-
siyle bitiyor.
- 'Palavra veÜtopya' fılminin yönet-
meni 92 yaşındakı ManoeldeOliveira
, "Hayalleri hayal kınklıklannın karşı-
sma koymak için yaşb denecekkadarya-
şamış olmak gerekli. Ütopyalan seviyo-
rum, çünkü benim bu cehennemden
kurtulmama yardım edıyorlar" dıyor.
- Her ne kadar Italyan filmleri ağır-
lıkta olsa da Asya filmlerine sırtını dö-
riemeyen Venedik, Koreli yönetmen
'Ada' üe tepki toplayan Kim Ki-Duk, bu fîbnle yaşamanın gücünûn ne kadar dayaıulmaz olduğunu anlatmak istemiş.
• Samuel Beckett'in 19 oyunu sinemaya uyarlanıyor.
Tamamlanmış 16 filmin tanıtımı Venedik'te yapıldı.
Projenin yönetmenleri arasında Anthony Minghella, Sir
Richard Eyre, David Mamet de var. Koreli yönetmen
Kim Ki-Duk, 'Ada' ve Gabriele Salvatores'in 'Dişler'
filmleri içerdikleri şiddet nedeniyle Venedik'i sarstı.
Manoel de Oliveira, ütopyalan 'cehennemden
kurtulmasına yardımcı olduğu için' seviyor.
Kim Ki-Duk un 'Seom' (Ada) filmi ile
sarsıldı. Kaçamak arayan erkeklere göl-
de balık tutabileceklen yüzer kulübe-
ler kiralayan, yiyecek-içeceğin yaru sı-
ra bedenini de sunan bir kızın hikâye-
sinın anlatıldığı film, bir çocuğun ıntı-
har ettiği ve kendini kimsenin sevme-
dıgıne inanan bir kızın cinsel organını
'dddiği' sahneler yüzünden pek çok ki-
şinin tepkisini üzerine çekti. 30 yaşın-
daki yönetmen ise " Yaşamanın gücü-
nûn ne kadar dayambnazolduğunu an-
latmak istedim" diyerek eklıyor: "Bir
erkeğin adası kadın, bir kadının adası
ise erkektin"
- 52 yaşındaki Italyan yönetmen Gi-
useppe Bertolucci Italyan smemasının
en büyük sorununun izleyicilerin Ital-
yan filmi seyretmek istememesi oldu-
ğunu belirtti. "Genel olarak özel efekt-
ler ve teknolojikr kullanan Amerikan
sineması dışında, tüm dünya sinemala-
n gerçeği televizyonda bulâbinr. Çünkü
sinemadaki bu seviyesizliği insanlara
teievizyon alışnrdı veyineancak televiz-
yon ile bu aşıiabilir"
- •Mediterraneo' (Akdenız) filmıy-
le ünlenen Oscar ödüllü.ltalyan yönet-
men Gabriele Salvatores'in '1 Denti'
(Dişler) filmi de Venedik'i sarsan ya-
pıtlardan bir diğen. Salvatores'in psi-
kolojık korku türündeki bu ılkfilmı,in-
sanlann dişçı koltuğuna oturduklann-
da yaşadıklan korkudan yola çıkılarak
yaratılmış. Bu film de yine ızleyıcıle-
rin ellen ağızlannda. kusmaktan zor
kurtulduklan ve ayılıp bayıldıklan bir
başka şiddet içeren çalışma daha. Baş-
rolünü Sergpo Rubmi'nin oynadığı filrn-
de, kız arkadaşının kıskançlık yüzün-
den dişlennı kırdığı bir adamın, teda-
vı içın sadist bir dişçinin koltuğuna
oturmasıyla gelışen olaylaranlatılıyor.
"I Denti, bugünekadaryapüğun en sa-
vunmasız veen kişisel fılmlerimden bi-
ri" dıyen Salvatores, filmınde psıkolo-
jikbir gerilimın egemen olduğunu yad-
sımıyor, ama asıl temanın aşk olduğu-
nu vurguluyor: " Hiçbir korkufilmibir
aşk hikâyesi kadar korkunç olamaz,
Aşk, aklın yüksebniş bir haoidlr. Alkol
ve uyuşturueu gibL Bu yüzden Battis-
ti'nin 'Aşk içın ölünmez' sözüneinan-
mıyorum. İnsan o noktaya kadar gele-
büryor. Bfliyorum, çünkü ben de hem be-
denimdehem de ruhumda biten biraş-
kuı yaralaruu taşryorum."
Gere, Hollyvvood'dan yakmdı
Salvatores, filmin başkaraktennm
ıki ön dişınin kınlmasının aslında geç-
mışe doğru açılan bir kapı
nıteliği taşıdığmı belirtiyor:
"Böyiece anılar mekanizma-
suu harekete geçirnüş ohryor.
Zamanın sınırlannı kaldın-
yor. Hayaletleri ortaya çıla-
yor. Üç günlük tedavi süre-
since annesiyle yeniden bu-
luşuyor. içine doğru bir yot-
culuğa çıkıyor." 'I Denti'nin
daha önce çektıği 'Nirvana'
ve yenı bilimkurgu filmı
"Cromosoma Cakutta' ara-
sında bir köprü niteliği taşı-
dığını da ifade eden Salvato-
res, fılmle, insanın ancak fi-
zikselbiracıyla hayatınkav-
rarrunı anladığmı ve yeniden
doğmak içın ölmek gerekti-
ğı mesajını ıletmek istiyor.
Richard Gere, Hollywo-
od sinemasının artık 'en dû-
şük bütçeyleen büyük izteyi-
cikities'nı yakalamaktan baş-
ka bir amacı kalmadığını
belirterek, fılmlerin sinema
yerine teievizyon anlayışıy-
la çekilmesınden yakındı.
Robert Altman ın 'Dr T ve
Kadmlar' filmınde canlandır-
dığı kanşık ılişkıler içinde kuşanhp ka-
lan jinekolog karakterinin, sanıldığı gi-
bı doktor-hasta arasında gelışen seks iliş-
kisiyle hıç bir ılgısi olmadığını belirt-
ti. Tam tersine, bu karakterin, annesi-
nin 30 yıl önce istedığı gibı normal bir
insan tıpi olduğunu ıfade eden Gere,
"Ben asla normal bir doktor, genç yaş-
ta evlenenveçoiuk çocuğakanşan nor-
mal birinsanokunadnn,buyüzdenböy-
le bir tipi canlanduTtıak çok boşuma
dedi.
'Kan gölü9
nün içînden gizli taşlama ve ıııizalı
Ünlü Japon yönetmen Takeshi Kita-
no'nun merakla beklenen 'Brother' ad-
lı filmi gösterime sunuldu. Yalmz bir
yakuzanın hıkâyesmı anlattığı fîlrnin-
de Kitano, geri planda da Tokyo'dan Los
Angeles'a uzanan gangster gruplan
arasında gelişen öç alma sürecini de
aktanyor. Kitano, kendine özgü üslu-
buyla, cesetlerin ortalığa yayıldığı deh-
şet verici katliamlarla dolu, her aynn-
tısına kadar gösterilen harakiri, par-
mak kesme ve Çin usulü işkence sah-
neleri gibi fdakîet'efektleriyle bezedi-
ği fılmiyle yine izleyiciyi şaşırtıyor.
Daha önce 'Hana-Bi' fılmiyle Altın
Aslan Ödölü'nün sahibı olan Kitano,
bu 'kangölü'nün ardmda yatan gizh taş-
lama ve mizah duygusu ile yine güçlü
adaylardan biri.
Kitano neden özellikle yakuzalar
hakkında bir film yaptığını ise şöyle
açıklıyor: "Tokvo'da benim büyüdü-
ğüm mabaflede gençlerin sadeceiki şan-
sı vardı: Yakuza ya da beyzbol o> uncu-
su olmak. Ben ikincisini seçtim, ama
benceJapoma'yı gerçek anlamda tem-
sil eden yakuza geteoeğini göz ardı et-
memeklazun."
- Japonya'da yakuzalara karşı savaş
yapıhyor mu?
TAKESHt KİTANO - Geçenlerde
yeni bir kanun çıkardılar ve artık ya-
kuzalar daha kontrol altına ahndı. Biz
tkinci Dünya Savaşı'nı kaybettikten
sonra polisin, bizi Amerikahlann, Çin-
lilerin ve Korelilerin baskısından ve
şiddetinden koruma gücü yoktu. O za-
man sadece yakuzalar vardı.
- Bugün yakuzalann o kadar presti-
jiyokherhalde?
KİTANO - Biraz azaldı. Bugün ar-
tık bir kariyer yapamayan polisler. ışı
bırakıp yakuzalara katılıyor.
- Siz de bir ara düşünmüşsünüz...
KİTANO - Yakuza olmak, bir gen-
cın başıboş gezmesinden daha ıyidir. En
azından bırtakım kurallan ve disiplinı
var.
- Ne gibi mesela?
KİTANO - Örneğin, bu" yakuza gru-
buna dahil ohnak için ilk önce en az bir
yıl, o klanın başkanınm evinde hızmet-
çı olarak çalışmak gerekiyor. Köpeği
gezmeye çıkarmak, yerlen sılmek, or-
talığı toplamak... Kendinden kıdemli
ağabeylerine saygı göstermen ve ken-
di klan başını bir baba gibi sayman ge-
rekiyor. Aynca, artık 'ben'kavramın kal-
kıyor. Kendini feda etmek ve bu uğur-
da ölmek en yüce davranışlardan biri
sayılıyor.
- Peki ülkenizdeki gençleri yakuza ol-
maya özendirecekbirfBm çekmiş ofanak
sizi rahatsız etmiyor mu?
KİTANO - Bunu düşünmedim bile.
Aklıma bır fikır geliyor ve onu çeki-
yorum.
- Filmin Amerika'da çekilen bölüm-
leri de var. Orada kendmizi ülkenizde-
ki kadar özgür hissettiniz mi?
KİTANO - Tabıı. Aslında Amerika-
lılar biraz ganp ınsanlar geliyor. Ama
Amerikahlann Japonlardan farklı ça-
lışma stili olduğu önyargısı doğru de-
ğil. Japonlar sette teİc ışık sistemi uy-
guluyor. Amenkalılann ise çeşitli tek-
nikleri var. Bunu da sanınm ışsızliği ön-
lemek içuı uydurmuşlar. Tabıi bir sigor-
ta meselesi var. Eğer bir saat fazla çe-
kim yapılsa, sette bir şey kınlsa sigor-
ta ödüyor. Bu çok önemli bir fark ta-
bıi...
- Yapugmız birçok iş arasında en çok
hoşunuza giden hangisi?
KİTANO - Aslında eğer imkânım ol-
saydı, yaşlı bir dede gibi, hiçbir şey
yapmadan bütün günümü geçirebilir-
dim. Yorulmaktan hoşlanmıyorum. Bu
yüzden de bir filmde oynadığun ka-
rakter de çok az konuşur. Çünkü uzun
bölümleri ezberlemek gibi bir zoriuk içi-
ne gırmekten sıkıhnm.
Putin, Bolşoy 'un Müdürü Vasilyev 7 görevinden aldı
Kültür Servisi - Rus tıyatrosunun
en tanınmış kurumu Bolşoy Tiyatro-
su'nun müdürü Vladimir Vasilyev, ti-
yatronun 225. sezon açılışına ramak
kala, beklenmedik bir biçimde göre-
vinden ahndı. Devlet Başkaru Vladi-
mir Putin tarafından imzalanan ka-
rarda. Vasilyev'in sanat, ıdare ve yar-
dımcı yönetmenlik görevlerinin hep-
sinin elinden ahndığı belirtildi.
Aynı zamanda eski bir dansçı ohna
özelliği de taşıyan Vladimır Vasilyev,
oldukça büyük tartışmalara yol aç-
nuştı. Tiyatro eleştirmeni Elena Ko-
valsskai'nin kötübir idarecı olarak ni-
telediği Vasilyev, beş yıldır Bolşoy Ti-
yatrosu'nu yönetiyordu.
Kultura sanat gazetesinın opera eleş-
tirmeni Larisa Dolgacheva, Vasilyev yö-
netimindekı Bolşoy Tiyatrosu'nun ar-
tık ne Royal Opera House ne de New
York Metropolitan ile yanşamadığmı
ıfade ederken Vasilyev'in tiyatroya
kaybettırdiklennın kazandırdıklanndan
çok daha fazla olduğunu belirtti.
60 yaşındaki eski başdansçının Bol-
şoy'u hayalperest bir anlayışla kaçınıl-
maz bir kötü sona sürüklediğinı savun-
du.
90'h yıllann ortasından itibaren
Moskova'da sayılan gittikçe artan eğ-
lence olanaklan (disko, bar ve kaba-
reler) nedeniyle Bolşoy Tiyatrosu ağır
ve iç karartıcı dekoru ve repertuvan-
nın yetersizlığinden dolayı yeterince
seyirci çekememekten yakımyordu.
Ekonomik, fıziksel ve estetik açıdan
tam bir krizin eşiğine gelen Bolşoy
Tiyatrosu, 147 yıÜık geçmişini zorluk-
la taşıyan bir binada izleyicilerle bu-
luşuyordu.
Sanatsal düzeyi Moskova'nın ge-
nel görüntüsüne paralel olarak gitgi-
de düşen Bolşoy Tiyatrosu, sahneye
mükemmel yorumlanmış eserler ko-
yan St. Petersburg Tiyatrosu'yla artık
yanşamaz hale gelmişti. Görevden
ahndığını radyodan öğrenen Vladi-
mir Vasilyev, tiyatronun yeni sezon
gala gecesini iptal ettikten sonra ge-
çen hafta, aralanndaki benzersiz tar-
tışmanıngalıbı Kültür Bakanı Mikha-
• Vasilyev, beş
yıldır Bolşoy
Tiyatrosu'nu
yönetiyordu. Sanat
yönetmenliğine
orkestra şefı ve
kemancı Gennadi
Rozhedestvenki
getirildi.
ü Shvydkoi'yi protesto etti.
Cumartesı günü yapılan toplantı-
dan sonra ise Bolşoy Tiyatrosu'nun
yeni idari kadrosu belli oldu. Tiyatro
genel müdürlüğüne, uzun yıllar St.
Petersburg Drama Bölümü'nü yöne-
ten Anatoli tksanov getirildi.
Öte yandan, Bolşoy Tiyatrosu'na
sanat yönetmenı olarak. en son BBC
Filarmoni Orkestrası'nı yöneten Gen-
nadiRozhdestvenski atandı. Rozhdest-
venskı'nın göreve gelmesiyle Bolşoy
Tiyatrosu'nun sanat yönetmenı koltu-
ğuna yeniden bır müzısyen ve orkest-
ra şefi oturacak.
Bolşoy Tiyatrosu'nda ilk defa yak-
laşık lork yıl önce sahne alan ünlü şef
ise sıkı bir pazarhktan sonra bu göre-
vı üstlendı. Sanat çevrelen ise Bolşoy
Tiyatrosu'nun eski görkemli günleri-
ne dönüşünün 69 yaşuıdakı Rozhdes-
venski ıle gerçekleşeceğıne şüpheli
gözüyle bakıyorlar. Çünkü Bolşoy'un
en büyük rakıbı olan St. Petersburg Ti-
yatrosu'nun başmda 47 yaşındaki di-
namık ve yemlikJere açık Valeri Ger-
giev var.
Rozhdestvenski'nin yirmi yıllıkbir
keman sanatçısı ve müthiş bir müzikal
belleğe sahip büyük bir deha olmasına
karşm. aynı yerde uzun süre kalmaya
ve orkestralarla uzun süre prova
yapmaya dayanamadığı belirtiliyor.
Bolşoy'un kaderıni değiştirecek kişinin
gerçek bır sanat yönetmenı olması
gerektiğini savunuluyor.
Tiyatro, ıdari kadrosundaki yenile-
meden sonra Kültür Bakanlığı spon-
sorluğunda bir restorasyon çalışması-
na da uğrayacak.
19. yüzyılda inşa edilen ve yer yer
çökmeler gözlenen binada kapsamh bir
çalışma uygulayacaklannı belirten
Kültür Bakam, aynca bu bina resto-
rasyondayken büyük sahne özelliği
taşıyacak küçük bir bina inşa ettikle-
rini kaydetti.
Bolşoy Tiyatrosu yeni sezon için
perdelenni 'Kuğu Gölû' balesiyle iki
hafta sonra açacak.
DEFTVE .
GOLOESI
FtŞEKÇİ
Sagcılık mı?
Rahmetli OrW1
Barias, her zamanki tatlı öfke-
siyle girmişti odîma.
Tartian Erd«m'/' tanırmısın?' dedi.
Tanımam" d#tim.
"Ben tanınm. Yıllardır yazdığı heryazısını oku-
dum, görûşleri tûmüyle sağcıdır" dedi.
CHP'nin seçirn yenilgisinden sonraydı. Değişen
yönetimde Tarh*n Erdem partinin genel sekreteri
olmuştu. Sol birpartiyesa
Q^i
bildiği birinin genel
sekreter olmasına kıayordu.
• • •
26 Ağustos akşarnı CNN Türk'te Tarhan Er-
dem'te Hakkı Oevrim'in karşılıklı konuşmalannı iz-
lerken anımsadııTi yukandaki sözleri.
Anladığım kad^Y^^^13
^ Erdem, konuşmasın-
da cumhuriyet tarihi boyunca ülkemızdeki bütün
temel değişimlenn ve ileriemelerin CHP tarafından
hazıriandığını öne sürdü.
1961 Anayasasi'nda yer alan çağdaş hakJann da
düşünsel altyapısmın 1950'lerin ikinci yansında
CHP tarafından t>enimsenip hazırlandığını söyle-
di.
Bugüne gelindığinde de yıne CHP'nin görevinin
toplumda çağın gerektirdiği dönüşümleri yapmak
olduğunu, partinin bu dönüşümü gerçekleştirebı-
lecek program ve kadrolarla donatılması gerekti-
ğini ileri sürdü.
Yaklaşımı bana akılcı göründü. Sağcı ya da sol-
cu olması düşüncesı kafamda gerilere ıtildi.
Siyasetimızin, ıçınde bulunduğu, günümüz dün-
yasının hayli gerisindeki düzeniyle ülkemizin ge-
reksinim duyduğu çağdaşlık yolundaki değişim-
leri yapamayacağı görülüyor.
İlk kez bir siyasi parti yöneticisi çıkıp bu işi an-
cak biz yapanz, demiyor. Biz yapabiliriz, ama şu
anki yapımızla değil, önce kendimizi yenıleyip bu
değişimleri yapabilecek güce kavuşmamız, buna
toplumu inandırmamız gerekir, dıyor.
• • •
Bazen bayılıyorum televizyonlanmıza. Sanki ha-
ber değil, mizah yapıyorlar.
Bakıyorum, cinsel skandalla suçlanan bir millet-
vekili. Olay anlatılıyor. Ardından milletvekilinin Mec-
lis'te yemin eden görüntüleri geliyor ekrana: Asık
bir yüzle, "Vatanın ve milletin bütünlüğünü..." dı-
ye başlayıp bütün ciddiyetiyle sürdürüyor ulusu-
muzun temsilcisi.
Sonra yine buluşulan daireler, video kasetleri, son-
ra yine aynı ses ve gorüntü: "Vatanın ve milletin
bötünlüğûnü..."
•••
Isterkabullenelim, isterreddedetim, toplumumu-
zun da, dünyanın da gensinde kalmış bir siyasal
yaşamımız var.
İlk kez bir siyasetçi çıkıp, toplumumuzun gerek-
sindiği çağdaş dönüşümleri yapacak, benim par-
tim de içinde, hiçbir siyasal kadro yok, diyor. Ama
ben partimi bu atılımlan gerçekleştırebılecek biçim-
de yenileme çabası içindeyım dıye de ekliyor.
Bu yaklaşımı siyasal yaşamımız içın bir umut
olarak gördüğümü söylemeliyim.
Sağcıltğtn ya da solculuğun neter içerdiği üstü-
ne çok şey söylenebilir. Ancak bizimki gibi gerici-
liğin ve tutuculuğun tutsağı olmuş, hiçbir konuda
hiçbir ileri adım atamaz duruma getirilmiş bir top-
lumda, "Ben kadrolanmı ve toplumu yeni bir dö-
nüşüm programı için hazıriryorum " diyen birine de
ben, ister istemez yakınlık duyuyorum.
Seçimlenn tutucu sağ olan cumhuriyetçilerle li-
beral sağ olan demokratlar arasında geçtiği, sol
bir iktidann yakın bir süreçte düşlerde bile görü-
lemeyeceği ABD'de 1980'lerin Reagan yönetimi-
ni mi istersin, 1990'lann CKnton yönetımini mi di-
ye sorulsa, hiç düşünmeden öncekine gore daha
insancıl, daha çağcıl olan ikincisini yeğleyeceğim
gibi, tutuculuğun dar kalıplan içinde çırpınan top-
lumumuzda da küçük bir ileri adımla bile heyecan-
lanmamak elde mi?
'Altm Poıtakal Müzesf kupdacak
• ANTALYA (AA) - Antalya'da 37 yıllık bır
geçmişe sahip olan 'Altın Portakal Film Festıvali'
adına bir müze kurulması için çahşmalara
başlandı. Kırk yıla yaklasan bir geleneği temsıl
eden yanşmamn halen bir arşive bile sahip
olmaması üzerine harekete geçen yetkililer, 2001
yılına kadar müzenin tamamlanacağmı bıldirdiler.
Kurulacak müzede sanatçılann balmumu
heykelleri de yer alacak.
Hegerm rahuna yaUaşmak
• Kûltür Servisi-Alexandre Kojeve'in 'Hegel
Felsefesine Giriş' adlı btabı Yapı Kredi Yayınlan
Cogito Dizisi'nden çıktı. Hegel'deki varoluşçu
yam ılk kez seslendiren, onun yöntemının
diyalektik değil, betımleyıci olduğunu ısrarla
belirten yazar, geleneksel felsefı yaklaşımlann
ötesinde bir değerlendırme yapıyor. Vladimır
Kandinski'nm yeğeni olan Kojeve, Sartre, S. de
Beauvoir, Fukuyama, Breton, Adler, Kaufmann
gibi yüzyılm en önemli sanat ve düşünce
adamlanm etkılernişti.
KÜLTÜR Ç t Z t K
K A M I L M A S A R A C I