23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER MHP lideri Bahçeli: Ayrancılık tohumlan ekmek yasal hale getirilemez 4 312'de tavrmnz değişıneclfANKARA (Cumhurivet Bû- nosu) - MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Babçdi, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi üzenndeki görüş- lerinin değişmediğinı behrterek topluma ve siyasete ayrancılık tohumlan ekmeyi yasal hale ge- tirmenin yanlış olduğunu söyîe- di. Parhsının HADEP ıle dirsek teması içinde olduğu yönünde- ki iddiaîara da tepki gösteren Bahçeli, «Diyarbakır, Tûridye Cumhuriyetf nin bir iBdfir. Ana- yasa ve yasalara saygıh her ku- n u n ve kuruluş bükumetimizm w hirim mnhatahnnırrtır" dedl. Bahçeli, hiçbır parlamentonun başka bir ûlkenın tarihini çar- • MHP'ye "nasyonal sosyalist" eleştirisi getiren FP'yi "seviyesizlikle" suçlayan Bahçeli, demokrasiyi ağızlarına sakız yapanlann sürekli demokrasi tüketicisi olmaktan vazgeçmelerinin ülkeye yarar getireceğini söyledi. pıtmak gibi bir misyonunun olamayacağını vurgulayarak sözde Ermeni soykınmı tasan- sının yasama sürecınde kat ede- ceği her aşamanın Türkiye- ABD ilişkilerinin ağır yara al- ması anlamına geleceğıni söy- ledi. Başbakan Yardımcısı Bahçe- li, dün partısinin il başkanlan toplantısına katıldı. Bahçeli, toplantı öncesinde yaptığı açık- lamada son gelişmelen değer- lendirirken partisine yönelik eleştirilere de yanıt verdi. MHP'ye karşı "tesHmiyetçi, nasyonal sosyalist, devleti de ge- prmek isteyenler, gölgeâe ka- ınlar, bölüriUerte dirsek tema- aidndekr" gibi yakıştırmalann kulanıldığını, "kadrobtşıyorlar, kadrofaçamıyoriar'' gibipapat- ya falına bakanlann oile çıktı- ğını kaydeden Bahçeli, bu ifa- delerin MHP karşıtı koronun hazin durumunu göstermek için yeterli olduğunu söyledi. 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı çerceve- sinde bölgede toplantılar dü- zenlendiğıni anımsatan Bahçe- li şu görüşlen dile getırdi: "IMyarbakır, Tûrkiye Cum- huriyeti'nin ilkrinden biridirve orada da TürkmDetine mensup vatandaşlannıız yaşaınaktadır. Anayasamıza ve yasalara sayş- h her kurum ve kuruluş da hu- kûmetinıizin ve bizim muhata- bunızdır. MHP, bölgekre, iDere ya da koşullara göre söyiem ve poiitikalanyla oynayan isasmar- a ve cıkarcı bir parti değüdü-." MEB Müstesarı '657 sayılı yasa, sorunlan çözmüyor' EBRUTOKTAR ANKARA - Milli Egitim Ba- kanlığı Müsteşan Bener Cordan, 657 sayılı Devlet Memurlan Ya- sası'nın (DMY) kamu personeli sonmunu çözmekte yetersiz kal- dığını, egıtım sorunlanıu çözmek için Milli Egitim Bakanüğı Per- sonel Yasası'na gereksinim oldu- ğunu savundu. Cordan, "öğret- menlik meskg içinde terfi anfe- yqı getiröerek rekabet ve rooti- vasyon arttınlmak Daimi, part time, sözfcşmeti memurtuk geti- rfimeli" dcdı. Cordan, ukanan egitim sorun- lannın çözümûne ilişkin görüşle- rini Cumhuriyet'e açıkladı. Cor- dan, sağlık, egitim, genel idare gibi alanlann farklı özelliklere sahip olduğunu, ancak hepsinin de Devlet Memurlan Yasası'nın çerçevesine sokulduğunu vurgu- layarak, "Öncdikk MiUi Eğitinı Baknnhğı'nm kendi persond ya- sasuuçdurmasgerekiyor n dedi. Hizmete uygun personel reji- mine gereksinim olduğunu savu- nan Cordan, dünyanın kamu per- soneli anlayışından insan kay- naklan anlayışına geçiş yaptığı- na işaret ederek "tnsan kaynak- bnnı ne kadar iyi kuBanırsanız, o kadar başanh oluyorsunuz. Türkiye'dedebusistemegeçane- •"dedi. Bakanhğın personel yasasınm "sözkşmefi personei, dahni me- mor, part timc statûleri" getirebi- leceğini söyleyen Cordan, "Ör- neğin bizmette kahteyi artürmak içia rekabet gethibne& Oysa öğ- ıctmen, 30 vri hizmet yaprpoı; yt- ne öfretmen otarak emekM ohı- vor. Oğretnjenler için de derece- tendirme, terfi aıuaytşı,ceşjtl sta- tükr getirirsek, bem eğtthnm ka- Etesiartarheındebirhedefeki- Itfeneceköğretınenlerm motivas- yooo artar" görüşlerini savundu. Cordan, 657 sayılı yasanın ha- zırlandığı dönem için çok önem- h olduğunun, çok önetnli işlevler sağladığuun, ancak bu yasa ile bugûn kamu personeli sorunlan- nı çözmenin mümkün olmadığı- nın aidnı çizdi. Paraanin il başkanlan toplantısiDda son olaylan değerlendiren Devlet Bahçeli, Ermeni tasansuun etnik oytan kapma yanşı olduğunu söyledL Bahçeli, HADEP'le dirsek temasında olduklan yöoûn- deld iddialar için de "Anayasaya saygıh her kurum bizim muhatabımızdır" dedi (Fotoğraf: AA) 20. yüzyüdan kalaıı dava DtYARBAKIR(ANKA)- Baa mahkemeler ISO 9001 standardı almaya başlarken 50 yrt önce açılmış bir dava ise henûz sonuçlandın- lamadı. Bismil'e baglı Karahan Köyû'ndeki arazi anlaşmazlığıyla ilgili dava yanm asırdır sürûyor ve bugûne Hadar41 hâkım, 17 avukat, 3 kuşak eskitti. Davacı avukaü MehmetKaya, "makul süre"nin çoktan aşıldığıru belırterek davayı Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'ne taşıyacağını bildirdi. Karahan Köyü'nde 1950 yıhnda, 5 bin dö- nûmlük arazi için Abdullah Aktaş ve Mehmet Yaaa arasında başlayan anlaşmazhk mahke- meye yansıdı. Babalannın yaşamını yitirme- siyle davayı sürdüren AbdûlkadirAktaşve Ha- mitYaaa'nın ömrü de davanın sonuçlanması- nı görmeye yetmedi. Dava halen Fehmi Aktaş ve Hanifi Yazıa arasında devam ediyor. Dava- cı Fehmı Aktaş'ın avukatı olan Mehmet Kaya, davanın bu kadar uzun sürmesinin hukukun ayıbı olduğunu söyledi Kaya, "Bu dava41 hâ- Idm, 17 avukat ve ûç kuşak esJdtti. Buna rağ- men50 yıkurKsmil KadastroMahkemesi'nde sûren davanın keşfi yapuamamış. Hâkim, kesif yapmamanın gerekçesini havalann aşın sıcak- bğ^na ya da soğulduğuna bağlanıış n dedı. Söz konusu arazının tapusunun Fehmi Aktaş'ın de- desinin babasına ait olduğunu anlatö. 312. madde tartışmalanna da degmen Bahçeli, yenı demokra- si havarilerinın etnik ve mezhep aynmcıhğını yasaklayan bu maddeyi demokrasinin önûnde- ki en büyük engel olarak sun- makta hiçbır beıs görmedikleri- ni söyledi. Bahçeli, "Partimiz, tophuna ve siyasete aynmahk tohumlan ekmeyi yasal hale ge- tirme ph»»"', demokratildeş- me ve insan haklan adına sa- vııniTmniTi y»"*»^ nirtngnıııı rfflp getirmiştk Bugûn debu görûsû- nü korumaktadır. Çnnkû, hem ülkemizin bizüği ve dnüği hem de demokrasimidn sağhğı açı- smdan bunun doğruluğuna ve önemine inanmaktadırn dedi. MHP'ye "nasyonalsosya- Kst" eleştirisi getiren FP'yi 'seviyesizlikle'' suç- layan Bahçeli, demokra- siyi ağızlanna sakız ya- panlann sürekli demokra- si tüketicisi olmaktan vazgeçmelennin ülkeye yarar getireceğini söyle- di. MHP'nin doğru ve hak bildiğı yolda ilerle- meye devam edeceğıni kaydeden Bahçeli, "Kz- ler, bu ûlkede mifli bsrfiği- miziktophımsal dayamş- ma ruhubozubnadan de- mokratik hukuk devleti- nin geöşip yerleşeceğine, famn haklan standartla- rmm yûkseleceğme yü- rekten inanıyonız" dedi. Etnik o^br' ABD Temsilciler Mec- lisi Uluslararası Operas- yonlar ve İnsan Haklan Alt Komisyonu'nda söz- de Ermeni soykınmı tasa- nsının kabul edılmesıne de değinen Bahçeli, ko- nunun sıcak tutulmasuun nedenlerinden birinin et- nik oylan kapma yanşı olduğunu söyledi. Hiçbir parlamentonun başka bir ülkenin tarihini çarpıt- mak ve tarihçilik yapmak gibi bir iddiası ve misyo- nunun olamayacağını vurgulayan Bahçeli, tasa- nnın yasama sürecinde kat edeceği her aşamanın iki ülke ilişkilerinin ağır yara alması anlamına ge- leceğini bildirdi. Bahçeli, il başkanlann- dan partiye yönelik eleş- tiriler karşısında polemi- ğe girmemelerini, yalnız- ca partı polıtıkalannı an- latmalannı istedi. İl baş- kanlan toplantısında, ye- ni tüzük ve parn programı için il yönetimlerinın kı- sa sürede görüşlerini bil- dinneleri istenırken il başkanlannın 2 ayda bir partide eğitıme alınmala- n da kararlaştınldı. Bakan Yalova, iptal karannı ancak Ecevit'in vereceğini söyledi 'Dalaman'tngeleceğiBaşbakan'/// etinde 9 ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - SEKA Dala- man tesislerine talip olan iş- çiler, özelleştirmeden sorum- lu Devlet Bakanı Yûksd Ya- lova ıle görüştüler. Ihalenin sadece başbakan tarafından iptal edilebileceğıni belirten Yalova, işçılere "Başbakana gjdin" önerisinde bulundu. Başbakan Yardımcısı Hûsa- mettin Özkan hastalandığı ıçın randevu alamayan SE- KA işçilerinin hazırladığı mektup, bugün DSP mıllet- vekıh Rıdvan Budak tarafın- dan Başbakan Bûlent Ece- vit'e verilecek. SEKA Dalaman Tesisle- ri'nin 40 mih/on dolara MO- PAK'a ihale ediknesine kar- şı çıkarak kendilerine veril- mesini isteyen selüloz işçile- rinin öncülüğünde kurulan Selüloz Kâğıt Fabrikalan AŞ (SELKA) kuruculan, hafta sonunda özelleştirmeden so- rumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova ile görüştü. Selüloz-lş Sendikası Dalaman Şube Başkanı Mehmet Madenci, görüşmelerini şöyle değer- lendirdi: "Sayın Yalova biri önce ohımsuz bir havada karşdadL 'Ben bu fabnkayı sıze ver- mem. Geç kaldmız. Size ne destek olurum ne de köstek' dedL Kendisine şirketimizin kuruluş betgelerini sunduk. Ne yapmaya çahşüğımızı an- lattik. Bunun üzerine başlan- gıçtakitavn değtşti. Ancak ar- nk olayın kendisinin eünden çıknğınıbenrterek'Busaatte bu ihaleyi sadece başbakan iptal edebilir. Onagidin' öne- risinde bulundu. Durumu da- ha sonra SaymRıdvan Budak bir mektupla Başbakan Ece- vit'e kendisinin iletebfleceğini söyledi'' Bu göriişmenin ar- dından SEKA kuruculann- dan Selüloz-lş Sendikası Da- laman Şube Başkanı Mehmet Madenci'nin hazırladığı mektup, bugün Rıdvan Bu- dak tarafından Başbakan Ecevit'e iletilecek. IRMIKIAYDIN ENGÎN aengin@doruk.noLtr Onuncu Cumhurbaşkanı, Muğla Üniversitesj'nin açılış tö- renine katıldı. Orada bir konuş- ma yaptı. TV'lerin ana haber büttenlenni birbirine ekleyip bir- kaç kez ızledik. Laikliği tanım- ladığında, hukukun üstünlüğü- nü vurguladığında, kaba milli- yetçiliğe yüz vermeksizin ev- rensel bartşı savunduğunda... Kıvandık. Onuncu Cumhurbaşkanı, ay- nı gezide Armutalan'a gitti. Ar- mut almaya değil. Emekli gene- ral Kenan Evren'ın evine gitti. Utandık. ••• Çankaya'daki yargtç bir hu- kukçu. Adı üstünde yargıç. Taa Anayasa Mahkemesi Başkan- lığı yaptığı günlerden bu yana hukuku savunmaktan hiç geri kalmadı. Hukukun üstünlüğü- nü vurgulamaktan hiç cayma- dı. Devietin tepelerinde dizgin tutan kimilerinın onca baskısı- na, onca itirazına, hatta tehdi- dine, hatta şantajına; medya- nıntepeterinde dizgintutan on- ca akıldanenin, "Hukuktamam da biraz da siyasi davranmak gerek" yollu ilkesizlik çağnlan- na hiç kulak asmadı. Cağdaş bir hukuk devtetin- Çankaya - Armutalan de, birpartamenterdemokrasi- de "doğal" say\\an bu nitelikler, Türkiye gibi "hukuka aç" bir ül- kede yürekler ısrttı, umutlar ye- şertti. Gencecik bir kadın, KHK bu- naiımı(!) sırasında çok uzaklar- dan telefon edip, sevinci sesin- de çınlayarak konuştu: - Aydın abi, devletın başında böyle birinin bulunması beni mutlu ediyor. Size tuhaf ge/e- cek ama, ilk kez böyle bir duy- gu besliyorum. Yadırgıyorum ama muthjyum. Sevincimi si- zinle bölöşmek istedim. Yaz- dıkiannızı okuyorum; bana hak vereceğinizi düşündûğüm için telefon ettim. Yıllar boyu "devlet" tarafın- dan itilip kakılmış, hapislere tı- kılmış saygın ve aydın bir aile- nin son kuşağından bir genç kadının atışmadığı için "yadır- gadığı" ama onu mırtiu kıtdığı- nı saklamadığı bu izlenimini pek çok arkadaşıma, yakınıma aktardım. Bir arkadaşım genç kadına hak verdi ve ekledi: - Ga/iba bu ûlkenin aydınla- nnınönemli birkesimi, Musta- fa Kemal'den bu yana ilk kez benzer duygulan taşıyor... • • • Cumhurbaşkanlanndan se- kizincisi, kimilerinin "pragma- tizm" dedikleri bir ükesizlikle kusuriuydu. Siyasal yaşamının yükseliş dönemi zaten kanlı bir cuntanın ekonomi kurmaylığıy- la başlamıştı. Seçim kazanıp Başbakanlığı almak için Çan- kaya'ya, Cuntabaşı Evren'in huzuruna çıktığında, elense çe- kip onu şapur şupur öpmesini yadırgamamıştık. Yanlış olan küs gibi görünmeleriydi. Aslın- da ikisi de bir bütünün iki yü- züydü. BHi Türkiye'nin üstüne karanlık bir örtü çekip kültürel, siyasal ve sosyal bir çöl yarat- ma operasyonunun elebaşısıy- dı. öteki ekonomiyi hırsızlann, talancılann, vurgunculann cen- netine çevirecek, üretmeden kazanmayı suç olmaktan çıka- np erdemleştirecek bir karanlı- ğın miman. Sanlıp öpüşmeleri doğaldı. SankJılar ve öpüştüler. Dokuzuncu; alay konusu olan, alaya konu olduğu için de ardında yatan korkunç ilkesiz- liğin gözardı edildiği ünlü "Dûn dündür" deyişinin sahibi. Bu sözün, onun için gerçek birya- şam felsefesi ve siyaset ilkesi olduğuna kaç kez tanık olduk. Kendisini Başbakanlık kottu- ğundan bir postal tekmesiyle kaldınp, "seçilmiş milletvekili" niteliğini hoyratça silip Hamza- koy'a tıkan güçle el sıkıştığın- da, onu onur konuğu edip Cankaya'daağırladığında, da- ha önce onun hakkında yağıp gürieyişlerinin, demokrasi kah- ramanlığına soyunup meydan- larda boy gösterişinin utanç verici bir siyaset bezirgânlığın- dan ibaret olduğunu görmüş ve öfkelenmiştik. "Devletin te- pes/nde kavga olmaz" dedi- ğinde, bu sözlerin "Devletin te- pesinde ilke olmaz" anlamına geldiğini hemen kavrayıver- miştik ve yanılmamıştık. Onuncu... • • • Armutalan'da "çağdaş hu- kuk"\a "12 Eylül hukuku" bu- luştu. "Içimizden birine bir şey olursa içerdeki taraftaıiannın hepsini öldürün" buyruğu ve- ren biriyle, daha birkaç saat önce Muğla Üniversitesi'nin açilışında hukukun üstünlüğü- nü, hukuk devtetini ve demok- rasiyi savunan "onuncu" bu- luştu. Bizim payımıza, kolay onanl- maz bir yürek kırgınlığı düştü. Bizim payımıza, bir kez daha Şilili demokratlan kıskanmak düştü. Bizim payımıza, Şili'nin Ar- mutalan beldesinde, utanç ve korku içindekı bir diktatör eski- sinin kulağına kadar ulaşan so- kağın sesini düşünüp, kendi ül- kemizin sokaklanndaki umur- samaz sessizliği gorüp keder- lenmek düştü... Sekizinci elense çekip, şapur şupur öptüydü. Dokuzuncu onur konuğu edip Çankaya'da ağırladıydı. Onuncu ayağına kadar gidip, evine konuk olup, okul temeli atmak için birlikte düğmeye bastı. Oysa öteki el, bundan 20 yıl önce demokrasiyi ve hukuku yok etmek için de düğmeye basmıştı. MHP'liler niye kafa tokuşturur? MHP, iktkjar ortağı olunca imajını yenilemek için bir dizi önlem aldı. Partililerin beyaz çorap ve yumurta topuk ayakkabı giymesi yasaklandı, hatta "bıyıksa MHP'li" görüntüsü yaygınlaştnlmaya çalışıldı. Bu önlemlerde bir ölçüde başanlı olundu, ancak ülkücülerin öpüşmek yerine "kafa tokuşturmalan" önü alınamayan bir alışkanlık olarak kakJı...MHP'li bir milletvekili, bir grup gazeteci ile sohbet ederken kafa tokuşturma konusu gündeme geldi. Gazeteciler, "Seyaz çorap ve yumurta topuk ayakkabı giymeyi bıraktınız. Ama şu kafa * tokuşturmayı nıye btrakmıyorsunuz" diye sorunca milletvekilinden ilginç bir açıklama geldi. Kafa tokuştumnanın bir gelenek, daha da önemlisi bir sağlık önlemi olduğunu söyleyince gazetecilerin merakı arttı. MHP milletvekili, "Nasıl bir sağlık önlemi" diye soran gazetecilerin merakını şu sözlerie giderdi: "Bakın hep hastalıklar yüz yüze öpüşmeyle, yani temastan geçiyor. Ama biz kafalanmoı tokuşturarak bunu tersine çeviriyoruz. Ne mikrop veriyoruz, ne de mikrop alıyoruz. Böylece kimse hasta olmuyor. Niye kafa tokuşturmayı bırakalım ki?" Okuyan'ın 'korsan eylem' planı... Çalışmave Sosyal Güvenlik Bakam Yaşar Okuyan, son günlerde sosyal güvenlik sistemini tümüyle değiştiren yasa tasanlanyta sık sık gündeme getiyor. Bireysel emeklilik ve sosyal güvenlik kuruluşlannın tek çat aitında toplanmasına ilişkin Kanun Hükmünde Karamame Çankaya Köşkü'nün onayinı beklerken, "Iş Gûvenliği Yasa Tasans/"nın da ilerleyen günlerde TBMM'ye sunulması bekleniyor. Okuyan, bu tasanntn işçilerin sendikalı olduklan gerekçesiyie işten atılrnalanrH Önleyeceğini savunuyor. Okuyan'ın bu gorüşünü paylaşmayan . Türk-fş ile bakanlık arasında stk sık atışmalar yaşanıyor. Okuyan, Türk- Iş'in tavnna sinirienmiş olacak ki, gazetecitere şakayla kanşık ilgtnç bir planından söz ettj: "Birpankart hazırtatacağım. Pankartta 'iş Güvenlıği Yasası'nı istiyoruz' denecek ve altına da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı diye yazılacak." Okuyan, gazetecilerin kendisini şaşkınlıkla dinlediğini görünce güterek ekledi: "Sonra da dağctlaria anlaşıp pankarb Türk-lş binasının tepesine astracağım." Demirel DSl'de kalsaydı... Nezahat Ban, emekli Ziraat Mühendisi... Aynı zamanda Aktif Emekli Kadınlar Demeği Başkanı. Yani öyle emeklilik sonrası köşesine çekilip oturanlardan değil. Türkiye'yi dolaşıyor, okulsuz yeriere okul, "sağlıksız" yeriere sağlık ocağı için çırpınıyor. Ban'yaANAP Genel Merkezi'nde rasrJadık. Derneğin Onursal Başkanı GünseJ Toral ile birlikte, Çamlıdere'nin bir köyüne, okul açılabilmesi için siyasetçiierden destek arayışına çıkmışlardı. Siyasi partileri, bakanlan, valiyi ziyaret eden iki kadın, "ilgisizlikten, dertlerini anlatamamaktan ve seslerini duyuramamaktan" yakındılar. Konu döndü dolaştı, siyasete, siyasetçilere geldi. Siyasetin insanlan nasıl "bozduğu" konuşuldu. Nezahat Hanım uzun yıllar DSl'de çalışmış. Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i DSİ Genel Müdüriüğü günlerinden tanıyor. Hatta, Demirel'in önerisiyle DSl'ye girmiş. O günlerin Demirel'ini "öz/em/e" anlatıyor Nezahat Ban: "Nasıl çalışkan bir insandı Süleyman Bey... DSİ, çokseçkin bir kurumdu. O zamanlar, bizim düzeyimizdeki memuriar 200 lira maaş alırken, biz 1000 lira dolayında alırdık. Çalışanlar, hediyelerle ödüllendirilirdi. Eğer Süleyman Bey DSl'de kalsaydı, bugün Türkiye'nin ne su, ne elektrik problemi, ne de sulama sorunu kalırdı. GAP, 20-30 yıl önce devreye girerdi." Nezahat Hanım, sözü bugünkü Demirel'e getirdi: "Sonra Süleyman Bey politikaya girdi. Sanki DSl'deki elbisesini, tamamen tersine giydi..." 'Al birini...' Ankara kulisterinde, günterrJrCHP kuruttayı konuşuluyor. Kulisler, parti genel merkezinden bürolara, akşarrrian da içkj masaianna taşıntyor. Bürolarda, iokantalarda, genel merkezde herkes "CHP'nin halini" konuşuyor. Konuşmalar sırasında geçen sezon ligde varitk gösteremeyen, Avrupa kupaianna katılamayan, son olarak da Beşiktaş karşısında yenilen "Fenerbahçe'nin gündeme geliyor. Geçen yıllarda Fenerbahçe yönetiminde de görev almış olan inal Batu'ya "Fenerbahçe'nin hali mi daha kötü, CHP'nin hali mi" diye sorduk. Batu'nun yanrtı iki taraf için de pek umut verici değıldi: -Albirini, vurötekine... TfireyKöse,AvşeSavuı,SebahatKanuwvun,Enu^Kaplan,BükntSanoğlu tbmm@cunihuriyetcom.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle