15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EYLÜL 2000 PAZARTESİ HABERLER bönü'nün 116. doğumgünü • ANKARA(AA)- Atatürk'ün silah arkadaşı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. Cumhurbaşkanı Ismet înönü, doğumunun 116. yıldönümünde Anıtkabir'deki mezan başında anıldı. Törene, Inönü'nün torunu Nur Peri Özlen, eşi Sinan özlen ve kızlan Pınar özlen ile tnönü Vakfi üyeleri katıldı. Nur Peri özlen, anıt mezara kırmızı ve beyaz karanfıllerden oluşan bir çelenk koydu. btanbulun kurtuluş kutiamalan • Istanbul Haber Servisi -Istanbul'un kurtuluşunun 77. yıldönümü kutlamalan kapsamında, dün Vatan Caddesi'nde tören provası yapıldı. Yıldönümü dolayısıyla 6 Ekim'de gerçekleştirilecek törenin provası, saat 10.00'da Piyade Yarbay Sinan özçelik komutasında başladı. Istiklal Marşı'nın okunması ve Türk Bayrağrnın göndere çekilmesinin ardından, askeri ve sivil okullardan öğrenciler ile muharip gazilerin geçişiyle prova sona erdi. Zeynep Sibel Buluş tutuklandı • İstanbul Haber Servisi - Görev yaptığı Emlak Bankası Beyoğlu Şubesi'ndeki müşterilere ait hesaplardan 2 trilyon lirayı zimmetine geçirdiği gerekçesiyle aranırken Kaysen'de yakalanan Zeynep Sibel Buluş, lstanbul'a getirildi. Buluş, polisteki işlemlerin tamamlanmasından sonra Beyoğlu Adliyesi'ne sevk edildi. Mahkeme tarafından tutuklanan Buluş, cezaevine konuldu. RecaiKutan I ANKARA (ANKA)- FP Genel Başkanı, Necmettin Erbakan'ın cezasına ve partisi hakkındaki kapatma davasına destek arayışı için kurmaylan Temel Karamollaoğlu, Ertan Yülek, Oya Akgönenç ve daruşmanlanyia birlikte temaslarda bulunmak üzere Belçika ve Strazburg'a giderken, tüm Türkiye'yi kapsayan bir programı da uygûlamaya koydurttu. DenizHarp Okıriu'nda tören • Istanbul Haber Servisi - Deniz Harp Okulu'nda, intibak eğitiınini başanyla tamamlayarak birincı sınıfta öğrenim görmeye hak kazanan 214 öğrenci, törenle ant içerek meç kuşandı.Okul komutanı Tümamiral Aydın Gürül, törende yaptığı konuşmada sadece bilgili değil, bilgili olduğu kadar Atatürk tlke ve tnkılaplanna yürekten inanmış, disiplini mükemmel, inisiyatif ve medeni cesaret sahibi, bedenen ve ruhen birer deniz subayı olmalan gerektiğini söyledi. CHP'nin olağanüstü kurultayına 5 gün kala kulislerde yoğun bir hareketlilik var Giiııay: Aday değflimANKARA (CumhuriyetBü- rosu)-CHP'nin olağanüstü ku- rultayı için son haflaya girilir- ken kulisler hız kazandı. Aday adaylan arasında adı geçen Parti Meclisi (PM) üyesi Er- tuğrul Gûnay aday olmayaca- ğını, "anlamsE" olarak nitele- diği kurultayın tümüyle dışın- da kalma karannda olduğunu bildirdi. Günay'ın karan, ku- lislerde, "Deniz Baykal aday olursa Günay vazgeçer" iddi- alannın doğrulandığı şeklinde yorumlanırken Günay, karan- nın kimsenin adaylığıyla ilgili olmadığmı savundu. Kocaeli Beledıye Başkanı Sefa Sinnen'in bugün, Deniz Baykal'ın da yann adaylıklan- nı açıklamalan bekleniyor. CHP'nin 11. olağanüstü kurul- tayına 5 gün kala parti kulisle- rinde yoğun bir hareketlilik ya- şanıyor. CHP PM üyesi Günay, dün genel merkezde bir basın top- lantısı düzenleyerek kurultay- da aday olmayacağını açıkladı. Sözlerine, "Unutkanlık insan aklını sakaüıyor ve yanhşJddar da unutkanlıklar üzerine kunı- luyor" dıyerek başlayan Gü- nay, bu kurultayın "gereksiz, yersiz ve zamansız" olduğunu savundu. CHP'nin Siyasi Par- tiler Yasası'na (SPY) göre, en geç Mayıs 2001'de bütün or- ganlann seçileceğı olağan ku- • Ertuğrul Günay, kurultayın tümüyle dışında kalmaya kararlı olduğunu açıkladı. Hasan Fehmi Güneş liderliğindeki sol kanat Anadolu turunda. Sinnen'in bugün, Deniz Baykal'ın yann adaylıklannı açıklamalan bekleniyor. rultay düzenlemek zorunda ol- duğunu anımsatan Günay, "Hal böyleyken partinıizin 15 gün içinde bir seçimli kurulta- ya sürûklcnmesi. parti içi ikti- dar kaygılannın her şeyin önü- negeçtiğjni göstermektedir" di- ye konuştu. Günay, bu görün- tünün sade partilileri üzdüğü- nü, CHP'nin gelişmesini ve güçlenmesini isteyen yurttaş- lan da umut ve düş kınklığına uğrattığını kaydederek Türki- ye'de çeşitli alanîardaki sorun- lar dururken CHP'nin bunlan erteleyerek kendi iç sorunlan- na boğulmasını anlamanın ve anlatmanın olanaksız olduğu- nu söyledi. Günay, bu nedenle, "bu anlamsız kuruhayın" tü- müyle dışında kalma karannda olduğunu vurguladı. CHP'nin yeni iddialara ve yeni insanla- ra gereksinimi olduğunu savu- nan Günay, bu gereksinimin de kısa süre içinde "siyasal arka- daşbklannı kapıkuhı bağunh- hklanna dönüştünnüş grup ve bizip yapılanna" yeterince an- latılamayacağını belirtti. Gü- nay sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu açıdan, 10 yddan bu va- na oylan azalan ve sonunda ağır bir seçim yenilgisine uğra- yan bir siyasal çizginin üçüncü kez bövle bir oldubitti kurulta- yına sürüklenmesi ve halka rag- men siyasct anlayışının parti- mizde yeniden ayâklanması sa- dece bir talihsiziik ve haksızük değil, tarih önünde de ağır bir sorumluluktur. CHP'yi bu an- lamsız kurultaya sürükleyen ta- raflan bu sorunıluluklan ile baş başa bırakıyorum.*' İstanbul'da Oymen i ağjatbasıyof AYKUT KÜÇÜKKAYA İSTANBUL - CHP'de olağanüstü kurultay öncesi Istanbul'da Genel Başkan Altan Öy- men'in ismi ağır basıyor. Istanbul'daki dele- geler, öymen'e verilecek destek için arala- nnda CHP PM üyesi Mehmet Moğultay'ın da bulunduğu üç kişilik bir heyet oluşturul- masını kararlaştırdı. Kurultaya 5 gün kala Istanbul'daki delege- ler, dün bir araya geldi.Altan Öymen'in de kaüidığı ve kısa bir konuşma yaptığı toplan- nya, Istanbul ilçe teşkilatlanndaki 84 dele- geden 69'u katıldı. Toplantı sırasmda dele- geler arasında zaman zaman tartışmalar ya- şandığı kaydedilirken başkanlık yanşmda Is- tanbul'daki delegeler arasında Genel Başkan Altan Öymen'in ismi "ağırbasö". Altan Öy- men'e verilecek destek için toplantıda üç ki- şilik bir heyet de oluşturuldu. CHP PM üyeT si Mehmet Moğultay, Zeytinburnu Üçe Baş- kanı Metin Doğan ve tstanbul ll Sekreteri Fuat Keskin'den oluşan üç kişilik heyet, baş- kanlık yanşında son 5 güne girilirken diğer illerdeki delegelerin nabznıı yoklayacak. Eski Adalet Bakanı ve CHP PM üyesi Mo- ğultay, toplantıya katılımın fazla olduğunu ve delegelerin büyük bölümûnün başkanlık yanşında Altan öymen'e destek verecekle- rini açıkladıklannı söyjedı. Günay, kurultayda kimi des- tekleyeceğinin sorulması üze- rine, "Kurultayda, sımsüa CHP'nin yanında duracağım" yanıtını verdi. Aday olmaması- nın, Baykal ile ilgili olup olma- dığmın sorulması üzerine de Günay, "Kimsenin aday olup olmamasıyla ilgili değUun. De- niz Bey'inaday olupolmayaca- ğı henüzbelli değil. Son gün gö- receksiniz" açıklamasını yaptı. Günay, mayıs ayında yapüacak kurultayda genel başkan adayı olacağını belirterek "Olağan kurultayla DgDi iddiamı baştan beri sürdürüyorum" dedi. Sirmen'in adaylığını, bugün Ankara'da saat 16.00'da başla- yacak belediye başkanlan top- lannsından sonra, Baykal'ın da yann Istanbul tl Başkanh- ğı'nda düzenleyeceği basın toplantısıyla açıklaması bekle- niyor. Baykal ve Sirmen'in adaylıklannı resmen açıklama- lanyla, kurultayda yanşacak isimlerin sayısı 5'e yükselmiş olacak. Genel Başkan Altan Öymen. Hasan Fehmi Güneş ve Hurşit Güneş, kurultayda a- day olacaklannı açıklamışlar- dı. Sol kanattan koptuğu ve ge- nel merkeze yaklaştığı iddia edilen Fikri Sağlar'ın iki tara- fa da yeşil ışık yakan mesajlar vermesi, sol kanat içinde rahat- sızlık yarattı. Prof. Dr. Yakup Kepenek 'îdeolojik dağınıklık CHP'yi esir aldı' IŞIKKANSU ANKARA - CHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Yakup Kepenek. ideolojik dağınıklığın partiyi esir almasından, parti içi yanşın siyasal görüş ay- nlığına değil. kişisel yakınlaşmaya dayanmasın- dan yakındı. Prof Dr. Alpaslan Işüdı. "Bugün CHP için gereUi olanCHP olmaktır" dedi,Son yıllardâ CHP'nin toplumsal dönüşüm ve afdun- lara öncülük edemediğine değınen Yakup Kepe- nek, son bir yıl boyunca sürdürülen üye yenileme, parti içi eğitim, örgüt içi demokratikleşmeye, ka- tılınıcılığa dayalı tüzük hazuiığı ve diğer çalışma- larla yeniden yapılanma doğrultusunda önemlı adımlar atıldığına dikkat çekti. Kepenek. CHP'nin içi boş parti kavgalan nedeniyle siyaset- te etkili olamadığını. halkın çığhğına gerekli ya- ıııtı veremediğini kaydetti ve şöyle devam etti: "Kurultayda, yeniden yapüanmanın içeriği de, ülkenin ağır surunlan ve bunlara çözümler de tar- nşılmayacaknr. İşin Uginci, kendilerini kişiye bağ- lı adlaria özdeşleştirenler de somut konularda gö- rüşlerini sergjlemjy or. Böyle olunca da hizip, grup, kanat gibi aynşmalar kişiselleştirinyor. Bu Itişikr ve de kanatlar arasında düşünsel farkhhklar olup olmadığnu, değil geniş kamuoyu. parti kamuoyu da bilmiyor. Yüzde 8.7 oranında oy alan bir parti- de, kanat ya da kişi adlanna dayau bir aynşmanm anlanu olabibr mi?" Sorunun çözümünün önce- likle CHP üye ve delegelerine düştüğünü belirten Kepenek, onlarla birlikte cumhunyet aydınlan- masına emek ve gönül verenlerin, sendikalann, üniversitelerin de CHP'nin yeniden yapılanma- sına katkı yapmalan gerektiğini sözlerine ekledi. Prof. Dr. Işıklı ise CHP'nin bütün özenmelere karşuı Batılı sosyal demokrat partilerden farklı olduğunu savıındu. Işıklı, Batılı sosyal demokrat partilerin, içerideki sosyal adaletçi ve demokrasi yanlısı uygulamalarına ve sağladıklan kazanım- lara karşın, dışanda ana çizgileri bakımından em- peryalizmin ana doğrultusuyla çelişmeyen bir ta- vır sergilediklerini söyledi. Başbakan, Eskişehir'de çeşitli açılışlara katıldı, halka seslendi Ecevk'e ilgi 500 Idştylesınırh kaldı SERTAÇEŞ ESKlŞEHtR- Başba- kan Bülent Ecevit, eşi Rahşah Ecevit ve DSP Genel Sekreter Yardım- cısı Hayri Diri ile birlik- te Eskişehir'de ban te- sislerin açılışına katıldı, halka seslendi. 18 Nisan seçimlerinde DSP'ye destek veren Esk^ehir- liler, Ecevit'in konuş- masına ilgi göstermedi. Ecevit'in vilayet meyda- nındaki konuşmasını yaklaşık 500 kişi dinle- di. Uygulanan ekono- mik programı savunan Ecevit. "Hükümetin şu sıralar alternarifi yok" dıye konuştu. Enflasyo- nun, dünya petrol fiyat- lanmn yükselmesi ve Anadolu'da- ki kuraklığa karşuı hız kestığını sa- vunan Ecevit, ekonomik programın "dinamik" bir yapısı olduğunu, son aylarda büyüme hızının yüzde 10'lara kadar çıkmasuun beklendi- ğini söyledi. Çeşitli açılışlara katılmak üzere dün Eskişehir'e gelen Ecevit, kısıt- h sayıda partilı tarafından kent giri- şindeki organize sanayi bölgesinde karşılandı. DSP Genel Merkezi yet- kililerinin, karşılama öncesi il yöne- ticilerini arayarak konvoya katıla- cak araç sayısını arttuma yönünde- ki talepleri olumlu sonuç vermedi. Ecevit, ilk olarak Anakent Bele- diyesi'nce yaptınlan Beton Kent Malzemeleri Uretim Tesisleri'nin açılışım yaptı. Açıüş sonrası tesisi gezen Ecevitler'e bilgi veren Ana- kent Belediye Başkanı Prof. Dr. Yü- Eskisehir Büyük şehir Belediye Başkanı Ydmaz Büyükerşen, Bülent Ecevitve eşi Rahşan Ecevit'e akıflı kartla çauşan su sayaçlan hakkuıda bilgi verdi. Fotoğraf: AA maz Büyükerşen, fabrikanın 4 ayda 400 milyar liraya tamamlandığım anlatü. Ecevit, yine belediye tara- fından yaptınlan Zemin ve Yapı Ka- lite Kontrol Laboratuvan'nın açılı- şuıda Türkiye'nin deprem kuşağın- da bulunduğunu anımsattı. Eskişe- hir'in de zaman zaman bu sıkıntıyı çektiğini vurgulayan Ecevit, "Dep- rem doğal bir olay, ama sonuçlan doğal değü" diye konuştu. Ecevitler daha sonra, yapımı Ata- türk döneminde gerçekleştirilen Kalabak Memba Suyu Tesisleri'nin yeni yapılan bardak üretim ve do- İum bölümünü, kartla çalışan su sa- yacı üretecek fabrikayı ve gençlik merkezine dönüştürülen toptancı halini hizmete açtı. Ecevit, açılışlann ardından vila- yette yetkililerden bilgi aldı. Vilaye- tin balkonundan halka seslenen Ecevit, Eskişehirlilerden 18 Nisan seçimlerinde gördüğü ilgiyi göre- medi. Ecevit'i konuşması suasuıda yaklaşık 500 kişi dinledi. Ecevit, Anakent Belediye Başkanı Prof. Dr. Büv'ükerşen'in 1.5 yıl içinde olağa- nüstü başan gösterdiğini dile getir- di. Ecevit, Büyükerşen' in kendisin- den Volvo otomobil fırmasının kur- mak istediği fabrikayı Eskişehir'e kurması yönünde istemde bulundu- ğunu anımsatarak durumu Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na bildirdiği- ni açıkladı. Belediyenin sorunlannı da dinle- yen Ecevitler, daha sonra Anka- ra'ya hareket ettiler. Ecevitler, Es- kişehir'e giderken öğlen yemeğini yedikleri Sivrihisar Türkiye ŞofÖr- ler Otomobilciler Federasyonu Te- sisleri'nde akşam da gözleme yedi- ler. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Mehmet Şevki Eygi, Islam- cılann yumuşak ve ılımlı isimle- rinden biri olarak kabul edilir. Yaşı uygun olanlar onu 1969 yılında Taksim Meydanı'nda gerçekleştirilen ve "Kanlı Pa- zar" olarak anılan saldırı nede- niyle hatıriarlar. "Babıâli'de Sa- bah" ve "Bugün" gazetelerinin sahibiydi Eygi o zamanlar. Amerikan 6. Filosu lstanbul'a gelmiş'ti. '68 Gençliği, 6. Filo aleyhine 16 Şubat'ta büyük bir gösteri düzenlemişti. Işte Eygi o dönemde, diğer islamcılara önderlik ederek sahneye çıktı ve Islamcı kesimleri saldırgan- lığa çağıran yazılar kaleme al- dı. Onun çağnlannın da etkisiy- le Islamcılar, ABD aleyhtan gösteriler meydana gelmeden Taksim'de namaza durdular. Sonra da ellerinde bıçaklaıia 6. Fik» aleyhinde gösteri için Tak- sim'e gelen gençlere saldırdı- lar. iki kişi bıçaklanarak öldürül- dü. Gösteri yapılamadı Mehmet Şevki Eygi'yi cuma gecesi Kanal 7'de bir engizis- yon sorgucusu kılığında gör- düğümde, birden 31 yıl önce- sini hatıriadım. Üslup degiş- Kanal 7'de Engizisyon mişti ama anlayış aynen yerin- de duruyordu. Ardından Ab- durrahman Dilipak'ı dinledim, hani şu düşünce özgürlüğü için son yıllardâ çokça konuşan Di- lipakı. Nükhet Ipekçi, öldürülen gazeteci Abdi Ipekçi'nin kızı. Mehmet Şevki Eygi'nin "Yahu- diTürkler, Yahut Sabetaycılar" kitabında babasına yönelik suçlamalara cevap vermek için Kanal 7'ye Eygi'yle tartışmaya gelmişti. Eygi, "Sabetaycılar" diye kabul edilen Selanik kö- kenli Yahudilikten Müslümanlı- ğa geçmiş bir topluluk konu- sunda ağır ithamlarda bulunu- yordu. Onlara; "çıfıt", "soy- suz", "sefil, rezil ve küçük bir azınlık", "çoğu basın liboşu", "ajan", "serseri mayın", "karı- şıkvebulaşıkcemaat", "sahte Mûslüman" diyordu. Nükhet Ipekçi, "Neden böy- le dediniz" diye sorduğunda ise, "Bu hanım benim muhata-: bım değil" cevabını veriyordu. Nükhet Ipekçi'nin Sabetaycı- lar gibi düşünmediğine ve on- lara benzemediğine karar ver- diği için böyle söylüyordu. Kendisinin yıllardan beri zulüm altında inlediğini, yıllarca ha- pislerde yattığını (Bu da tama- men abartılı bir ifade; kendisi çok uzak olmayan bir geçmiş- te kurulu düzenin en etkili söz- cülerinden birisiydi), bütün bunlann sorumlusunun da, "bu dönmeler" olduğunu ifade ediyordu. Eygi'nin teorisi, pek duyma- dığımız bir teori değildi. Islam- cılar arasında "Her türtü kötü- lüğün kaynağı Yahudiliktir" te- zi çok yaygındır. Eygi, Islamcı- lann bu sakat önyargılannı bü- tün içtenliğiyle kitaba dökmüş- tü. Gizli Yahudileri kendince "teşhir" ediyordu. En büyük destekçisi de Abdurrahman Dilipak'tı. Kezban ve Hüseyin Hatemi bu engizisyona daya- namayıp programa telefonla katıldılar ve tepki gösterdiler. Kanal 7'deki program hüzün vericiydi, öfkelendiriciydi. Ke- rameti kendinden menkul biri- si ortalığa çıkıyor, bütün ulusun gözü önünde gerçekten utanç verici, ırkçı, bağnaz laflar edi- yordu. Inançlan veya tarihleri bizden farklı olan insanlara kar- şı çok köklü bir bağnazlığın hâ- lâ varlığını sürdürdüğünü göz- ler önüne seriyordu. "Demok- rasi", "insan haklan", "inanç özgürlüğü" gibi sözcüklere vurgular yapmanın, demokra- siyi içe sindirmek için yeterli ol- madığını bir kere daha kanıtlı- yordu. "Abdi Ipekçi Yahudi asıllıdır, Ismail Cem Yahudi asıllıdır, bunlar bu nedenle Islam dün- yasının, Türk dûnyasının düş- manıdır. Bunlar, bu ülkedeki her türlü kötülüğün temel ne- denidir." Eygi, özetle bunu di- yordu. Dilipak da onu destek- liyordu. Nükhet Ipekçi ise bü- yük bir olgunlukla bu saçmalı- ğı ortaya çıkarmaya çalışıyor- du. Dayanılmaz saçmalığa da- yanıyor ve sakin sakin Eygi'ye cevap veriyordu. Telefon bağlantılannda da, Eygi'ye destek veren bir hava ortaya çıktı. Kanal 7 izleyicile- ri, Eygi'nin söylediklerini be- ğendiklerini ifade etmek için st- raya girmiş gibiydiler. 28 Şu- bat'tan bu yana yaşadıkları, onlann bu köklü bağnazlığını değiştirmemişti. Islamcı kesi- min, kendilerine baskı yapıldı- ğını, inançlan yüzünden sıkıntı çektiklerini söyledikleri bir dö- nemde, kendilerinden farklı olanlara saldırmaktan geri dur- maması, geri ideolojilerin öyle kolay değişmeyeceğini de ka- nrtlryor gibiydi. ••• Kanal 7'deki programda or- taya çıkan manzara tam anla- mıyla bir engizisyondu. Zulme uğradıklanndan yakındıklan bir dönemde bile bu kadar saldır- gan olabilen bir anlayış ya bir de iktidar olursa sorusunu tek- rar tekrar sorduruyordu. Garçekten Milli Gazete ya- zan Islamcı Mehmet Şevki Ey- gi veya Akit yazan Arjdurran- man Dilipak gibi düşünenler ik- tidar olsalar, ne olacak bu memleketin hali? 2000 Lİ YILLARDÂ ERDAL ATABEK Özkıyımları Önlemek... Genç bir kız, Alman Lisesi öğrencisi Ceylan Ko- nak özkıyımla yaşamına son verdi. Iran asıllı bir tıp doktorunun eşi, Bulgar göçmeni Zhana Ahangari de özkıyımla yaşama veda etti. Bu iki özkıyım ola- yı medyada haber olarak yer aldı, haber konusu ya- pıldı, yorumlandı. Ancak, her iki olayın haber-yoru- munda bilimsel bir açıklama yer almadı. Genç kızın "Satanistlerle ilişkisi olabileceği", "Esrarengt bir hastalığı olduğu için üzüldüğü" yorumlan yanında, genç kadının özkıyımında "eşinin çapkınlığının" rol oynadığı açıklanıyordu. Ceylan Konak adlı genç kı- zın ailesinin "Kızlannın satanistlerle ilişkisinin olma- dığmı" açıklamalan, genç kadının da uzun süredir "depresyon" tedavisi gördüğünün açıklanması sonradan medyada yer aldı. özkıyım, her zaman toplumu sarsan bir olaydır. Bir insanın kendi canına kast etmesi, bunun için ha- zıriık yapması, olayı gerçekleştirmesi -ölüm her za- man gerçekleşmese bile- toplumu sarsan bir olay- dır. Toplumun dikkati böyle olaylarda her zaman şu nokta üzerinde toplanır: Özkıyımın nedeni nedir ve bu olaydan kimler sorumludur? Bu her iki sorunun yanıtına da çok sakınarak çok özen göstererek yaklaşılmalıdır. Çünkü, her iki so- runun yanıtı da yanlış nedenlere, yanlış kişilere çok ağır sorumluluk ve suçluluk yükler. Özkıyım olayının nedenleri ruhbilimsel (psikolo- jik) ve toplumsal (sosyolojik) nedenlerdir. Ruhbilim- sel nedenlerin başında da ruhsal hastalıklar gelir ki en önemli neden "depresyon hastalığı"d\r. Kronık alkolizm, yaşlılık çağı ruhsal ve organik hastalıkla- n, şizofreni ve başka ruhsal hastalıklar özkıyıma yol açan önemli nedenlerdir. Toplumsal nedenter ise ağır baskı altında kalmak, umarsızlık, umutsuzluk, sosyal bağlan olmamak, yaşama değerieri olma- mak, amacı ve hedefı olmamak, yaşamını anlam- sız bulmak gibi çeşitli etkenlerdir. Günümüzde en önemli toplumsal etken, beklenenlerle yaşananlar arasında anlam ilişkisinin kalmamasıdır. Bütün bun- lar, yaşamı anlamsız bulmaya yol açar. Özkıyıma yol açan nedenler birden çoktur; bili- nenler kadar bilinmeyen nedenler de bu olayda rol oynamaktadır. Ancak insanlarda dikkati çekmesi gereken önemli işaretler vardır: • Bir insanın ruh sağlığının bozuk olabileceğini düşündürten belirtiler. Yaşamdan zevk almanın azalması, sosyal ilişkilerin azalması, yakın iletişim- den vazgeçilmesi, sosyal etkinlikterden çekilme (ki- mi zaman bir çalışmaya kendini aşırı verme de ola- bilir), uyku bozukJuklan, bedensel hastalık yaktnma- lan vb. • Kendisine ve çevresine öfke duyması, kendisi- ni ve başkalannı cezalandırrna isteği. • Yardıma gereksinmesi olduğunu fark ederek yardım isteme ya da yardım ıstememe. Yardıma gereksinmesi olduğunun fark edilmesi. • Yaşamın anlamsız olduğundan söz etme, ya- şamak istemediğini belirtme. Burada, "Söylediği- ne göre yapmak istemiyor" dememek gerekir. • Kişisel olarak karmaşa yaşama, sosyal olarak bağlanndan uzaklaşma, yaşamı anlamsız bulma, .yaşamak istememe.. ., ,,,H,,.,, , _ . ı _, Bu belirtilerderı bjrîsj ya ga birkaçı, kişfnin özkı- yım açısından "rjsk alanı içjndâ" olduğunu göste- rir ve acil ruh sağlığı destegirtffı gerekli olduğunu gösterir. Ailelerdeki, "bunlar herkeste görülür, hepimizde zaman zaman olur" diyen tutumun arkasındaki ruh sağlığı desteğini aramaktaki gönülsüzlük engeli mutiaka aşılmalıdır. Ruhsal bunalımlar da, tıpkı be- densel rahatsızlıklar gibi tıp biliminin yardımına ge- reksinme gösteren bozukluklardır. Böylesi durum- larda çok görülen "çekinme, saklama, kondurma- ma, gizleme" eğilimleri sonra çok acı bedellerte ödenecek yanlışlardır. Okul yönetimleri de öğrencilenn ruh sağlığına bü- yük bir önem vermek sorumluluğu altındadır. Okul- lann rehberlikservisleri, koruyucu hizmetlerini yap- malı ve gerektiği zaman da ruh sağlığı desteğini hiç çekinmeden aramalıdır. Eğer koruyucu ruh sağlığı hizmetlerini bilirsek, gerekli örgütlenmeyi yapabilirsek, toplumca konu- ya gerekli ilgiyi gösterirsek, özkıyımlar büyük ölçü- de önlenebilir. • İlk yapılması gereken, "toplumun ruh sağlığı ko- nusunda eğitilmesi"ü\r. Toplumumuz ruh sağlığı, ruhsal hastalıklar konusunda ortaçağdan farksız bir görünüm sergilemektedir. Bu alan hastalıklarının sözü bile "korkutucu" olmakta, bu nedenle "sak- lanmakta", "utanılmakta", bir "kusur"gibi, bir "suç" gibi görülmektedir. önce bu kısır döngü kırılmalıdır. Bunun yolu da "toplumun eğitimi"d\r. Bütün anne- ler, babalar, öğretmenler, gençler eğitilmelidir. Okul- larda, işyerierinde, toplumun her alanında bu konu- da eğitim yapılmalıdır. • Aile içi iletişim, aile bağlan, aile içinde birbirine sevgi ve saygı ortamına çok önem verilmelidir. Ai- le bireyleri birbirini tanımalı, birbiriyle sağlıklı bağ- lar kurmayı başarmalıdır. • Çocuklara küçük yaşlanndan başlayarak so- rumluluk alma, yaşama katılma, başarı ve başarı- sızlıklan deneme, kendi duygulannı fark etme, doğ- ru hedef belirieyebilme, üreterek ve yaratarak ken- di olma, kendi dışındaki insanları fark etme ve de- ğer verebilme konulannda eğitim verilmeli, gelişme- leri sağlanmalıdır. • Dikkat çekici her türiü belirti, davranış, ortam değişikliğine beklenmedik yaklaşımlar, farklı arka- daşlıklar, değişiklikler üzerinde zaman geçirmeden durulmalı, gerekli bilimsel desteği en kısa zaman- da almaktan kaçınılmamalıdır. Özkıyıma giden yoldaki imdat çtğlıklannı hep bir- likte duymalıyız... E-mail: erdal.atabekcg mynetcom.tr Fax: 0212 513 90 98 Dil Dernegi Kurultayı 4 TDK'yi eski kimliğine kavuşturacağız' ANKARA (Cumhu- riyet Biirosu) - Dil Der- neği'nin 7. Olağan Ku- rultayı dün Ankara'da gerçekleştirildi. Dil Derneği Başkanı Prof. Şerafettin Turan, "Türk Dil Kunımu ve TürkTarih Kurumu'nu eski kunliklerine kav*uş- turmak için çahşacağız'" dedi. Kurultayda yapılan seçimlerde yeni yöne- tim kurulunda şu isim- ler yer aldı: Şerafettin Turan, Ol- cay Önertoy, Güneş Müftüoğiu, AriDa Gök- türk, Cengiz Ertem, Ay- sel Dikmen. Özgür Ay- dın, tclal Ergenç, Ali PüsküllüoğTu, Erkan Yücel, Sevgi ÇıknkçL
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle