Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 5 EYLÜL 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Mali soramluluk sigortası Bayındırlık ve Iskân Bakanlığı tarafından ertelendi
Yapı denetim sistenıi defindi• Bakanlığın
erteleme karan,
inşaatlarda can ve
mal güvenliğini
sağlamak üzere
getirilen yapı
denetimi sisteminin
delinerek işlevsiz
kalmasına neden
oldu.
CEMULUTAŞ
Inşaat yapımı, ruhsat al-
ma ve yapı denetimi süre-
cinde yapı denetimi kuru-
luşlannın yaptırması gere-
ken mali sorumluluk si-
gortası uygulaması, sigor-
ta sektörüyle yaşanan an-
laşmazlık nedeniyle Ba-
yındırlık ve Iskân Bakan-
lığı tarafindan ertelendi.
Marmara Bölgesi'nde
geçen yıl yaşanan 17
Ağustos ve 12 Kasım'daki
yıkıcı depremlerin ardın-
dan ortaya çıkan büyük
"can ve mal kaybını engellemek ve
kflynak israfina neden olan plansız,
kontrobüzve kaüteslz yapuaşrnayı ön-
lemek amacıyla" 3 Şubat 2000'de çı-
kanlan ve 10 Temmuz'da yürürlüğe
giren 595 sayılı kanun hükmûnde ka-
ramame (KHK), uygulamada önem-
li sorunlarla karşılaşıyor. Bayındırlık
Bakanlığı'nda oluşturulan Yüksek
Fen Kurulu Başkanlığı, yapı denetimi
ile ilgili kuruluşlara yeterlilikleri öl-
çüsünde başvurulan değerlendirerek
yetki vermeye devam ederken 23
Herkes yaptıracak
Sigorta, zorunlu
8 Eylül'de yayımlanan ve 27
Eylül'de yürürlüğe girecek
olan 587 sayılı KHK
gereğince, mal sahipleri
tarafından yaptınlması
gereken "zorunhı deprem
sigort8sı"nı yapnrmak
zorunlu. Zorunlu deprem
sigortası, Doğal Afet
Sigortalar Kurumu nam ve
hesabına sözleşme yapmaya
yetkili sigorta şırketleri
tarafindan yapılacak. Yetkili
sigorta şirketleri veya
acentelen, zorunlu deprem
sigortası primı tutannın
yüzde 12.5'i oranında
komisyon alacak. Doğal
Afet Sigortalan Kurumu
dışındaki kişi ve kuruluşlar
zorunlu deprem sigortası
yapamayacak. Ancak
KHK'ye göre zorunlu
deprem sigortası, binalarda
meydana gelebilecek hasann
20 mityar TL'lik bölümünü
karşılamakla yükümlü
olduğundan, yapının değeri
bunu aşarsa, "zorunlu
deprem sigortas'' yapılmış
olması şarüyla 20 milyar
TL'nin üzerindeki lasım için
isteğe bağlı olarak özel
sigorta yaptınlabilecek.
Ödenecek primler için
henüz bir açıklama
yapümamakla birlikte
sigorta bedeli hesabına esas
olarak çelik, betonarme ve
karkas yapılar için
metrekaresi 150 milyon,
yıgma kâgir yapılar için 100
milyon, diğerleri için 50
milyon TL belirlendi.
Mal sahipleri ne yapacak?
Yapılar denetlenecek
Mal sahipleri için yapılannı yapı
denetimi kuruluşlanna
denetletmeleri zorunlu. Arsasına
inşaat yapmak isteyen mal
sahibi, uygulama projelerini,
jeoteknik raporlar dahil her türlü
etüde dayalı çalışmalan, kanun,
imar planı, yönetmelik,
şartname ve standartlara uygun
olarak yaptırdıktan sonra bir
yapı denetim kuruluşuyla
sözleşme imzalayacak. Yapı
sahibi denetim hizmet bedeli
olarak il özel idareleri ve
belediyeler adına bankada açılan
hesaba, kuruluşla yapügı
sözleşme çerçevesinde yapı
maliyetinin yüzde 4 ile yüzde
8'i arasmdaki tutannı yatıracak.
Kuruluşa, projenin ve jeoteknik
raporlann uygunlugunu kontrol
ettirecek. Kontrol sonucu varsa
yapı denetim kuruluşunun
saptadığı hata ve eksiklikleri
giderecek. Yapı müteahhidi
sözleşmeli şantiye şefı
bulunduracak. Şantiye şefı
yapılan, yapı denetimi
kuruluşunun teknik talimatlanna
uygun olarak inşa ettirecek. Mal
sahibi belediyeden yapı ruhsan
alabilmek için yapı denetimi
kuruluşuyla. müteahhitle
yapılan sözleşmeleri; yapı
denetimi kuruluşuna ait izin
belgesi, mali sorumluluk sigorta
poliçesi ve primlerinin
ödendiğine dair belgeleri ıbraz
edecek. Yapı kullanma izni için
ise yapuun projesine uygun
olarak bitirildiğine dair yapı
denetimi kunıhışu tarafindan
ilgili idareye rapor verümesi
gerekecek.
Ağustos'ta valiliklere ve belediyele-
re gönderdiği ve gizli tututmaya özen
gösterilen bir yazıyla da yapı deneti-
mi kuruluşlannın yaptırması gereken
mali sorumluluk sigortası uygulama-
sımn 6 ay ertelendiğini bildirdi.
KHK'nin 22. maddesi yapı denetim
kuruluşlanna "yapının taşryıcı siste-
minde meydana gelecek yapı hasarla-
nndan kaynaklanan zarann karsılan-
masmı sağlamak üzere mah' sorumlu-
lok sigortası yapnrma zorunluhığu"
getiriyor. 13. maddesinde ise mal sa-
hibinın yapı ruhsatı alabilmesi için
mali sorumluluk sigortasının ibraz
edilmesini gerektiriyor.
Böylece mal sahibi, yapı denetimi
kuruluşu ve sigorta şirketi arasmda
üçlü bir denetim sistemi kurarak in-
şaat kalitesi geürmeyi hedefleyen ba-
kanlık, ertelemeyle sistemi kendini
delmiş oluyor.
KHK'ye göre binadan sorumlu tu-
tulan yapı denetimi kuruluşunun, ma-
li sorumluluk sigortası ertelendiği
için yapıda herhangi bir hasar meyda-
na gelmesi durumunda bunun sorum-
luluğunu üstlenmeyeceği ve yine yıl-
lar süren adli ihtilaflara neden olaca-
ğı belirtiliyor.
'KHK işlevsiz kakh' ~
İnşaat Mühendisleri Odası tstanbul
Şubesi Başkanı Cenuü Gökce, yapı
denetim kuruluşlanrun sigorta konu-
su açıklığa kavuşturulmadığı için mal
sahiplerinden gelen talepleri geri çe-
virebileceklerini ya da Türkiye'de çok
yaygın olan "bir jey ofanaz" mantı-
ğıyla öngörüsüz işler yapa-
bilecekleri kaygılarmı dile
getiriyor. KHK'nin bu 6
aylık erteleme nedeniyle
işlevsiz kaldığını ve kar-
maşaya neden oldugunu
anlatan Gökçe şunlan söy-
ledi:
"KHK'ye göre yapı de-
netimi hizmeti bedeli, yapı
maoyetinin yüzde 4-8 ora-
nında beliriendi. Sigorta
sektörfi ise sigorta bedeli
olarakyapıdenetimi şirket-
lerinden yapı maliyetinin
yüzde 3-3J5'initalep ediyor.
Anlaşmazhk da buradan
kaynâklanryor. Çünkü bu
durumda yapı denetimi
kuruluşu para kazanama-
mış oluyor. Para kazana-
mayacağı bir işe de hiçbir
kuruluş gu-mez."
Gökçe 6 aylık erteleme
sonunda da bu anlaşmazlı-
ğm çözümleneceğini san-
madığım, dolayısıyla yapı
denetimi sorununun de-
vam edeceğini söyledi.
Sigortalar kanşmasm
Yapı denetimi kuruluşlannın yap-
nrması gereken mali sorumluluk si-
gortasının, zorunlu deprem sigortası
ile kanştınlmaması gerektiğine dik-
kat çeken Gökçe,
u
MaH sonımhıhık
sigortası, yapı denetimi kuruluşunun
denetimini yapbğı inşaatta ortaya çt-
kabflecek bir hasara karşı yapnrdıgı
âgortadır. Yani mal sahibine karşı so-
rumluluğunu sigorta eder. Zorunlu
deprem sigortası ise mal sahibi tara-
findan yaptmhr" dedi.
Tarilıi koruyan muhtar
ÖZGEN ACAR
ANKARA (Cumhuriyet) - Olacak iş
değil! Alışılmışın tersine bir köy muh-
tan, köydeki tarihsel kalmtılan tahrip
karan veren "Koruma KuruhTnu Kül-
tür Bakanlığına şikâyet etti.
Eskişehir'in Siyrihisar İlçesindeSiJ
Ballıhisar köyünd^essihûs ânük1oerİ-
fa
tinde tarihsel alan içinden su borusu
geçirilmesine ve direk dikilmesine
Köy Muhtan NecdetFaydaa tepki gös-
terdi.
Yanm kilometre uzaklıktaki komşu
Ertuğrul köyüne su götürmek amacıy-
la antik Pessınus kentinin "nekropol
(antik mezarnk)" alanından su bonila-
nnın geçirilmek istenmesi Ballıhisar
köylüleri arasmda rahatsızlık yarattı.
Muhtar, ana tannça Kybele'den do-
layı Friglerin dinsel başkenti olan Pes-
sinus'ta kazı yapan Belçikalı arkeolo-
ji profesörü John Devreker'e Kültür
Bakanlığı Temsılcisi Yaşar Erten ve
müze görevlisi Koray Faydacı ile bir-
likte olay yerinde inceleme yaptırdı.
Su borusu döşeme ve direk dikim
bölgesinin Pessinus'un antik mezarlık
içinde ve kurul karan ile koruma böl-
gesi olduğu belirlendi; durum yetkili-
lers,iletilerek çalışmalar durduruldu.
• Ancak, daha sonra kurulun "direk-
lerin düdlebUeeeğroe" karar vermesi
üzerine başlayan boru döşeme çalış-
malanna muhtarlık itiraz etti.
Aynı anda yolun kullanım alanını da
olumsuz etkileyen direk dikimi sıra-
sında nekropol alanı içinde beş metre
genişliğinde mermerden yapılmış üç
tarihsel kalıntı ortaya çıktı.
Buluntunun mezar olduğunun anla-
şıhnası üzerine Muhtar Faydacı, Kül-
tür Bakanı'na, Eskişehir Valiliği'ne,
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlü-
ğü'ne 7 Eylül'de birer itiraz dilekçesi
gönderdi.
Sevgili Yüksek öğrenim Gençleri,
Büyük bir çabayla, türlü zoıiuklan, yoksunluk ve olanaksızhklan aşarak üniversite-
lere girme hakkı kazandınız, yürekten kutluyoruz. Sizleri yetıştirdikleri ve yüksek öğ-
renime kadar getırdiklerı için anne ve babanızı da kutluyor, bugünkü koşullarda yük-
sek öğrenime çocuk yetiştirmenin ne denli zor, ne çok emek isteyen bir durum ot-
duğunu bildiğimiz için, ulusumuz adına onlara teşekkür ediyoruz.
Sevgili Gençler,
Bazjlannız büyük ya da orta boy kenttere belki de ilk kez gelecek ve eğer hazıriıklı
değilseniz, şaşkına dönecek, şoke olacaksınız. Bir çoğunuz, kendi olanaklarıyla bu
yeni sistemin karmaşasına dayanamayacağını fark edecek, belki de buralara gel-
dığine pişman olacak. Kayıt sırasında yaşanacak karmaşa sizi bezdirecek, bir yurt
ya da ev bulmak sorun olabilecek.
Işte bu dönemde karşınıza çok iyi arkadaşlar çıkabileceği gibi, bu karmaşadan ve
•şaşkınlığınızdan yararlanabilecek zararlı akımlann milrtanlanyla da karşılaşabile-
ceksiniz. Onlar, sizin temiz ve saf duygu, beklentı ve sorunlannızı öne çıkaracak ve
sizin ruhunuza, benliğinize, beyninize ve özgürlüğünüze sahip çıkmak için asıl
amaçlannı gizleyerek binbir insancıl gösteri ve duygu sömürüsü yapacak, size son
derece lüks olanaklar sunacaklardır.
Sizinle birlikte gelen anneniz ve babanız bile sizi bir yaşam boyu etkisi altına ala-
cak ve kendi çıkartarı uğruna kullanacak bu akımlann sunuculannı beğenecek, so-
runlannızın çözümü için onlann yönlendirmesini ve oniara bağımlı olmanızı, hoşgö-
rü, daha doğrusu çaresizlikle onaylayabileceklerdir.
Sevgili Gençter,
Sizler, Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş okullannda iyi ya da yetersiz koşullarda da
olsa, birçok bilgiler edindiniz. Aklınızı kullanmayı, kendi kararlannızı almayı ve çağ-
daş, demokrat, özgürtüğüne düşkün, inançlanna başkalannın hükmetmesine izin
vermeyecek bireyler olmayı öğrendiniz ya da öğreneceksiniz, öğrenmehsiniz! Bin-
bir zortukla savaşarak kendi pratik zekânızla Türkiyemizin toprağından aldığınız ya-
ratıcılığınızla buralara geldiniz; asla ve asla sizlere bazı kolaylıklar sağlanacak diye
kendiniz olmaktan ödün vermeyin, ilkel yönlendirmelere, gerici, bölücü, akımlara
kapılmayın. lleriye, aydınlığa, çağdaşlaşmaya yönelin. Büyük kentlere yerleşme, bes-
lenme, kültürel açlığı gıderme gibi sorunlannızı çözmek için yalnızca öğrencisi ola-
cağınız fakültelerin danışmanlanna başvurun.
Kredi Yurtlar Kurumu'nun yurtlanndan birine yerieşmeye çalışmalısınız; bilmediğiniz,
tanımadığınız, ama size çok iyi olanaklar sunacak, ardından da ruhunuzu esir alacak,
yasadışı, Cumhuriyet düşmanı kurumlara yakınlık göstermeyin, sonradan pişman ola-
cağınız geriye dönüşü olmayan tuzaklara asla düşmeyin. Yurt çıkmadığında dekan-
lıklannızdakı "Öğrenciden sorumlu oğretim görevlileri"nı bulup derdınizi anlatın. On-
tann yönlendirme ve yardımları sizi pek çok tuzaktan koruyacaktır. Yine Kredi Yurtlar
Kurumu'nun, diğer devlet kurumlannın ya da fakülte sorumlulannızın bilgi ve yönlen-
dirmestyle, bılinen saygın burs veren oluşumlann burslanna başvurun.
Bizler sizin, Atatürk ilkeleri doğrultusunda çağdaş gençler, "Fikri hür, irfanı hür",
düşünen, araştıran, kendini yalnız meslek alanında değil sanat ve kültür alanında
da geliştiren, okuyan, eylemli olarak kültür ve spora yönelık etkinliklere katılan, ya-
ratıcı ve hem kendisinin, hem de ailesinin bağımsızlığına düşkün, özgür bireyler ol-
manızı istiyoruz.
Hepinizi kendi çocuklanmız gibi görüyor, sizlere kucak açmaya, biraz olsun çözüm
bulmaya hazır olduğumuzu belirtiyoruz.
Başarı dileklerimiz hep siziniedir.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Demeği ve Vakfı
0212-252 03 53
0212-252 44 33
CoşkunAraly sözün bittiği
yerden bize balayor
HATİCETUNCER
Gazeteye telefonla gelen izinsiz
bir gösteri yapılacağı haberi üzerine
Istanbul'un caddelerinden birinde
boynumuzda fotoğraf makineleTİmiz
beklerken Coşkun Aral'la karşüaş-
tık. Coşkun Aral yammıza gelip ni-
çin beklediğimizi öğrenince, "Negü-
zel, sizlere imreniyorum" demişti.
Şaşkın şaşkın baktık yüzüne. 1 Ma-
yıs 1977'de Taksim Meydanı'nda
çektigi fotoğraflar tüm dünyada ya-
yımlanmıştı. 12 Eylül öncesinden
geniş bir arşive sahipti.
Polonya'yı sarsan ve yeni bir dö-
nem başlatan Gdansk grevini SIPA
Press adına izlemiş, dünyada çok sa-
yıda savaş fotografına im-
zasını atmıştı. Filistinü ço-
cuklan, Kuzey trlanda'yı
onun objektifinden izle-
miştik. "Haberd" belgese-
liyle dünyatelevizyonlann-
da çoktan özel bir yer edin-
mişti. Bizler, Aral'aözenip
"onun gibi olmayı'' hayal
ederken o bir cadde köşesinde kor-
san gösteri bekleyen gazetecilere im-
rendiğini söylüyordu.
tşte Coşkun Aral'ın dünyanm sa-
yılı foto muhabirleri arasma girme-
sini sağlayan bu heyecan ohnuş. Bir
an, foto muhabirinin gözünden dola-
yısıyla objektifinden geçip insanla-
ra sunuldu mu artık söz biter. îyi bir
fotoğrafa fotoğraf altı gerekmediği
söylenir hep. Coşkun Aral'ın, ''Sö-
zün Bittiği Yer" başlığıyla Irlan-
da'dan, Beyrut'tan, Afrika'dan savaş-
lann içinde çektigi iki yüzden fazla
fotoğrafını topladığı albüm işte bu
sözün kanıtı.
Coşkun Aral, "Tanık olduğu olay-
lan başkalanna anlaorken ifade bi-
çimi olarakteknolojinin bir nimetin-
den objektifin içinden geçen fihn ve-
ya digital banda kaydedip görüntüy-
le aktaran insan" olarak tanımlıyor
foto muhabirini. Aral devam ediyor:
"Evrensel tanımlama: Görsel ta-
nık, photo reporter. Sonuçta tarihe -
mal olacak bir bdgeyi hazırlayan in-
san. Yaşannuş olaylan, yaşamanuş
insanlara doğru aktararakpozhifbir
ifade biçimiyle pozhif bir anlam yûk-
kyerek dahaiyisine, insanın olgunlaş-
masına, evrimini tamamlamasına
destek olacak biçimde, daha aktfa,
yeri geldiğinde bir misyon yapmak
bizim işimiz."
Ama tanık olunan olaylarda fotoğ-
raf makinesinin herhangi bir insan
tarafından kullanıldığındakı yansı-
• Coşkun Aral, "Tanık olduğu olaylan
başkalanna anlatırken ifade biçimi olarak
teknolojinin bir nimetinden objektifin
içinden geçen film veya digital banda
kaydedip görüntüyle aktaran insan" olarak
tanımlıyor foto muhabirini.
ma değil bir haber fotoğrafı. "Bir
grafik anlayışı bir peyzaj, tasarlan-
ma taşn-fotoğraf.Rembrandt'm bir
ışığmı Chagall'ın grafiğini uyarlaya-
biliyor. Bu arada bazı şeylerin ön pla-
na çıkanhp düşûnce oJuşturuhnası''
kaygılarmı da taşır foto muhabiri.
Yani foto muhabiri salt deklanşöre
basmayan; doğru yerde, doğru za-
manda olmasının dışında yaşadığı
aktardığı olaylar konusunda çok ge-
niş bilgi sahibi olmasını gerektiriyor.
Bir toplumun çocukluklannı bÛip,
duyarltlüdannı bilip ona göre tavır
belirlemesi bir sosyolog ohnasıdır.
Foto muhabirinin elinde toplumlan
etkileyebilecek bir alet olması, onun
sorumluluğunu arttınyor. Aral "Ateş
Aranda-Underfire" filminı anımsa-
nyor: "Fumde bir devrim bderi öl-
mûşolr,ancak fotoğramımçekflipha-
yatta olduğu imajı verümesi gerekü-
dir. Foto muhabiri fotoğrafı çeker.
Böyle bir olay vaşandL Nikaragua de-
ğfl Boüvya'da oldu. Lider Che idL
Yapüğmuz işin ne kadarönemBokhı-
ğu ortada. Napahn'dan yanan kızço-
cuğunun fotoğran Amerikan kamu-
oyunu farklı bir noktaya getirdL Tî-
me'deyaymılanan BeyTutta cektiğim
bombardıman alünda kucağmda ço-
cuğmia kaçan bir kadın fotoğran. Bir
anda Amerika'nın tavn değiştL Bız
Israil'in Lübnan'ı Fihstinh terörist-
leri öldürmek için bombaladığını sa-
nıyorduk. Siviller de varmış' dedi-
kc Tarihetanıkohıyoruzveonuniçin
olumhı şeyler yapmahyız.''
Aral, haber ve fotoğraf
peşinde koşarken kendini
de daha iyi tanımış. Afga-
nistan'da mücahitlerle bir-
likte haftalarca dağlarda
yürümüş. Aral "Hayanmda
spor yapmamış bir adam-
dım. Dağlarda günlerce yü-
rSdfim. Açlıkla boğuştum. Hamam-
böceği büe yedim. Kurumuş bir keki
payiaşırken duyduğum hazlar var.
Bûtün bunlan yaparken kendimi ta-
nıyorum" diye anlaüyor o günleri.
Coşkun Aral'a göre foto muhabi-
ri ya da köşe yazan, muhabir yani ga-
zeteci toplumu yanlış yönlendirme-
meye dikkat etmeh. Bu "misyonu"
şöyle açıklıyor Aral:
"Kolayahgı dikkate alan, toplu-
mun çocuksuluğundan faydalanan
bazı meslektaşlanmı/ var Cinsd dûr-
tüleri, çocuksu dürtüleri teşvik edka
anlanüarda kurnazuklarla reyting
adma haberyapıp kullanıvorlar. Oy-
sa biz mücadeleedip toplum kaütesi-
ni evrensel ve çağdaş düzeye çekmek
znrundayjz."
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
12 Eylürden Bugüne
Değişmenin Dinamiği-ll
Geçen hafta başladığım, "ikiz ideolojik dö-
nemlerin birbirini izJeyen diyalektik etkileşimi"
çerçevesinde yapmaya çalıştığım bir çözümleme
çabamı bu hafta sürdürüyorum.
12 Eylül öncesindeki "teröre boyun eğmiş de-
mokrasi" ideolojisi, "can güvenliğini sağlayan
baskıcı yönetim" dönemini, "can güvenliğini
sağlayan baskıcı yönetim dönemi" de "özgür-
lükçü demokrasi" ideolojisinin güçlenmesi sonu-
cunu doğunmuştu.
Işte Özal, hem bir önceki dönemin uzantısı hem
de birsonraki dönemin temsilcisi olarak "çelişki-
li" bir kimlikle ortaya çıkmıştı.
Böylece "Özal Dönemi"nin "çelişkili ve ken-
dine özgü" (paradoksal ve nevi şahsına münha-
sır) niteliği Türkiye'ye damgasını vurdu.
Ozal'ın 1982 Anayasası'nın kısıtlayıcı niteliğini
ve 12 Eylül döneminin baskıcı özelliklerini kurum-
laştırma çabalan ve bu çabalarta çelişen demok-
ratikleşme özlemlerini uzlaştınma projesı, "küre-
selleşrne bağlamında dışa açılma" ve "demok-
ratikleşme eğilimlerinde tek yönlü olarak siya-
sal Islama ve şoven milliyetçiliğe öncelik tanı-
ma" eylemlerinde buluştu.
Özal dönemi'nin bu çelişkili özelliği bugün bi-
le pek çok kişinin aklını kanştırmakta ve bu döne-
min "baskının kurumlaşmasınr mı yoksa "de-
mokratikleşmeyi" mi temsil ettiği hâlâ tartışıl-
maktadır.
Oysa Özal, bir yandan kısıtlayıcı bir anayasayı
ve baskıcı askeri dönemi kurumlaştınrken öte yan-
dan demokratikleşme adına dışa "açılmayı sağla-
yarak küreselleşmeye koşut önlemler almış, öz-
gürlükler açısından da sadece siyasal Islama ve
şoven (bölücü) milliyetçiliğe destek vererek çar-
pık bir demokrasi anlayışı sergilemiştir.
Özal dönemi, böylece "baskıcı yönetim dö-
neminin" dogurduğu, hem bu dönemin ıdeoioji-
sini hem de onun tepkisi olan "demokratikleş-
me" beklentilerini uzlaştırmaya çalışan çelişkili bir
"çarptk demokrasi" niteliğiyle ortaya çıkmıştır.
Bu çelişkili "çarpık demokrasi'' dönemi kaçı-
nılmaz olarak, bir yandan küreselleşme karşıtı
olan, öte yandan gerçek demokrasinin kurulma-
sını hedefleyen tepkileri oluşturmuş, bunun sonu-
cunda da 1991 seçimlerine "demokratik sol slo-
ganlar" egemen olarak ortaya DYP-SHP hükü-
meti çıkmıştır.
1991 seçimleri, "çarpık demokrasi" ideoloji-
sinin tepkisi olarak ortaya çıkan "demokratik ide-
olojinin" sonuçlannı simgeler.
Bundan sonrası, tam bir "örgütsel beceriksiz-
lik" örnegi olarak gerek DYP'nin, gerekse SHP'nin
(ve sonradan CHP'nin) biraz da lider değişiklikle-
rinin etkisiyle, temsil ettikleri demokratik ıdeoloji-
lerden bütünüyle uzaklaşmasına, dönemin ANAP-
DYP etkileşimi sonucu "yolsuzluklar" iktidanna
dönüşmesine ve artık buna karşı tepkilerin oluş-
masına yol açmıştır.
Bu arada "dürüst siyaset" ve "demokratik-
leşme" ideolojilerinin yükselmesi, Refah Parti-
si'ne iktidar yolunu açmış ve ne yazık ki bir önce-
ki "yolsuzluk" döneminin tepkileriyle oluşan Re-
fah-DYP hükümeti, bu süreci değerlendiremedi-
ğinden, hem demokrasinin siyasal Islam adına
yozlaştınlması hem de yolsuzluk ideolojisinin de-
vamı suretiyle yerini, "temiz siyaset" ve "laik ve
demokratik devlet" tepkilerine bırakmıştır.
Işte bugünkü iktidar da bu beklentileri simgele-
yen tam bir "tepki" iktidandır.
Orta sağı temsil eden ANAP ve DYP'nin yolsuz-
luklarla yıpranması, yani seçmen gözünde "güven
yitirmesi" yüzde 50 dolayında dolaşan orta sağ
oylann önemli bir bölümünün 1999 seçimlerinde
eski bir şoven-milliyetçi partiye kaymasına yol aç-
mış, MHP böylece "ikinci büyük parti" olarak hü-
kümete katılmıştır. Bunun temel nedeni seçmenin
"temiz politika" aramasıdır.
Aynı neden, orta sağ oylann küçûk bir bölümü-
nün de eski bir "orta sol" parti olan DSP'ye kay-
masına yol açmıştır.
DSP'nin ana söylemi, tarihsel olarak "orta sol"
bir nitelik taşıdığı için, bu partinin asıl büyüme ne-
deni, "orta solun temsilcisi" rolüne soyunmuş
olan CHP'nin inanılmaz bir "dar kadrocu" ve
"dar görüşlü" siyaset anlayışı içinde orta sol seç-
menin gözünde "güven yitirmiş'' olmasından
kaynaklanmıştır.
DSP, böylece esas bölümü "orta sol", az bir
kısmı ise "orta sağ" oy kaymasından kaynakla-
nan ve "dürüstlük" ile "güven" faktörierinin çe-
kiciliğine dayanan bir büyüme yaşamıştır.
Devamı haftaya.
ALOVA 'DA 2 MAHKUMÎYET
'Zemin etüdü
yapürmaımşlar'
FARUKKIKIAY
YALOVA-Marmara
depreminde yıküan ve
23 kişinin ölümüne
neden olan apartmam
yapan "SS Murat Yapı
Kooperatifı"
yöneticileri Kemal
Uzun ve Şükran Uzun
ile binanın teknik
sorumlusu Mehmet
Tozlu hakkmda Yalova
Asliye Ceza
Mahkemesi'nce
mahkûmiyet karan
verildi. Kooperatifin
zemin etüdü
yapılmadan kurulduğu
ortaya çıktı.
Kooperatif, adım,
Uzun çiftinin oğlu
jeofizik mühendisi
Murat Uzun'dan
alıyordu. Murat Uzun
katıldığı panellerde
zemin etüdünün
önemine dikkat
cekiyordu.
17 Ağustos
depreminin ardından
Yalova Cumhuriyet
Başsavcılıgı'nca
TCY'nin 455/2
maddesi gereğince
"Tedbirsizlik.
dikkatsizlik sonucu
birden fazla kişinin
ölümüne sebep olma"
suçundan açılan
toplam 167 davadan
ilk mahkûmiyet karan
geçen günlerde çıktı.
Murat Yapı Kooperatif
yöneticisi ve
müteahhidi olan
Kemal Uzun,
kooperatif yöneticisi
Şükran Uzun ve
binanın teknik
sorumlusu Mehmet
Tozlu'nun toplam 8 yıl
ve 80 milyon ağır para
cezası aldığı davanın
sonucu, deprem
bölgesindeki diğer
davalara emsal
oluşturacak.