16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğj • ANKARA(AA)- Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Anayasa Mahkemesi Yedek üyeliğine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Üyesi Mustafa Yaşar Aygün'ü seçtı. Anayasa Mahkemesi Yedek üyeliği Mustafa Yakupoğlu'nun yaş haddinden emekliye aynlmasıyla boşalmıştı. Birincj sımf yargıç sayıa • ANKARA(ANKA)- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 49 yargıç-savcının daha binnci sınıf incelemeye tabı tutulmasını kararlaştırdı. Resmi Gazete'de yayraılanan HSYK karanna göre 30 yargıç ve 17 cumhuriyet savcısı 31.8.2000 tarihi ıribanyla birinci sınıfa yükseîtildı. Karar uyannca, 2 idari yargı üyesi de birinci sınıf incelemeye tabi tutulacak.Sürelerini bitırdikleri halde HSYK listesinde isimlerini göremeyenler 22 Ekim'e kadar Hâkımler ve Savcılar Yüksek Kurulu 'na yazılı olarak başMirarak durumlannın ıncelenmesinı isteyebılecekler. kküDsie Aralık'ta • ANKARA(ANKA)- Doçent adaylannın gireceğı Ünıversitelerarası Kurul Yabancı Dıl Sınavı (ÜDS)16Aralık'ta yapılacak. Yükseköğretim Kurulu Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nden ÜDS sınavma ilişkin yapılan yazılı acıklamada, sınavın Ingilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere üç ayn aranda, yılda iki kez Ankara'da ÖSYM tarafından yapılacağı bildirildi. Başvurulann 23 Ekim-6 Kasım tarihleri arasında yapılacağı, sınavda 100 üzerinden 65 ve daha fazla puan alan doçent adaylannın basanlı sayılacağı kaydedildi. Özkök Şanfcurfa'da • ŞANLIURFA (AA) - Kara Kuvvetlen Komutanı Orgeneral Hilmi özkök, Şanlıurfa'daki askeri birliklerde incelemelerde bulundu. 2. Ordu Komutanı Orgeneral Edip Başer ve Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Kemal Yılmaz ile beraber askeri uçakla Şanlıurfa Havaalanı'na gelen Özkök'ü, Vali Muzaffer Dilek ve 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Erdinç karşıladı. Kara Kuvvetlen Komutanı Özkök, Vali Dilek'e bir plaket verdi. Askeri birlikleri denetleyen Özkök, Adana'ya geçti. Otomobil nehre uçtu: 3 kişi kayıp • YENİPAZAR (AA) - Bilecik'ın Yenipazar ilçesı yakınlannda Sakarya nehrine uçan otomobildeki 3 kişi kayboldu. Alınan bilgiye göre, Yenipazar'dan Tarpak beldesinde bulunan gazinoya eğlenmeye giden Ender Öztürk (28), Ertaş Saraç (26) ve Talip Uzun'un (24)bulunduğul7HH 356 plakalı otomobil, Sakarya nehrine uçtu. Otomobil ile kaza getfen 3 kişi henüz bulunanidı. sigorası • ANKARA(AA) Kesintilerıne 1 HaJan 2000 tarihinde basânan "tşsizlik Sigortas- Fonu"nda, yakla* 100 trilyon lira biriktji öğrenildi. Ağusts ayma ilişkin primler ü SSK tarafından 15 Eim'de fon hesabına yatınlcak. Bu arada, 4 kişide oluşan Işsizlik Sigortsı Fon Yönetün Kurtu'na Hazine temsUisinin ataması ıse ypılmadı. Üniversite okıımak için istanbuVa gelen BilalŞen, TKP'deki kavgalara hiç tarafolmadı Hep komünistkaldı• Hapisteyken Türkiye Işçi Köylü Sosyalist Emekçi Partisi'nden mahkûm olan insanlar vardı. Aşağı yukan otuz kişi. Ilişkilerimiz iyiydi. Partinin başkanı Dr. Şefik Hüsnü'ydü. Daha sonra gizli komünist partisi faaliyetine başladım. • 1949'un son aylannda TKP'ye katıldım. Gel zaman git zaman önce bölge sekreteri seçtiler beni, Aksaray semt sekreteri. Sonra îstanbul semt komitesinin sekreteri oldum. Sonra Türkiye Sendikalar Komitesi'nin sekreteri. SERDARK1ZIK -1- BBal Şen, üniversite öğretımı görmek içın Bulganstan'dan İstanbul'a geldı. tktısat Fa- kültesı'ne gırerken, geçım sıkıntısı nedenıy- le Feshane fabrikasımn gece vardıyasında çalışmayabaşladı. 1 Mayısyaklaşnğındabil- din basılması önensını kabul ettı. altına da orak çekiçli damgayı bastı. Çünkü, Bulgans- tan'da böyle olurdiı bildiriler. Türkiye'dekı Komünist hareketle ılişkisı işte bu noktada başladı. Bıldın yüzenden ilk ışkence, 6 ay ha- pıs... Daha sonra sahafiara bomba konulduğu gerekçesiyle yenıden hapis ve partiye gıriş. Ve son olarak 51 Tevkifau'yla 6 yıl hapıs da- ha...Yurtdışına sürgüne gönderildı. Bizım Radyo'nun baş redaktörü olmadan önce ay- nı yerde Sabiha ve Zekeriya Sertel'le çalıştı. tsnafl Bflen, Zeki Başümar, Mazun Hikmet, Anun Pehlivanyan, Abidin Dino ile partinin dış bürosu olarak TKP'nin öncü kadrolan arasmdaydı artık. (Büroya Nâzım'uı ölü- münden sonra onun yenne seçildı.) Ta ki Başnmar'ın politikalanna açıkça karşı çıka- na dek...Görevden uzaklaşnnldı, ama o hep bırkomünist olarakkaldı. Bilen'le Başnmar, Nâzım Hikmetie Şefik Hüsnü arasındaki kavga gıbı, partJdeki iç çekışmelerde tarafol- madı 1991'de komüntern arşıvleri açıhnca bunlan inceleyen ılk Türk olarak önemli bel- gelere ulaşn, kendısiyle ılgılı bır dizi yazış- maya da. Ama o TKP'nin tarihıne ışık tuta- cak asıl belgeleri buJmaya calışıyordu. Son- ra bunlann belki de çok uzun yıllar gün ışı- ğına çıkmayacağı "başkanhk arşrvme" kal- dınldığını öğrendi. Yine de ele geçirdiği belgeler arasında TKP'nino dönemıni anlatan önemli gerçek- lere ulaştı. Ve şu sonucu çıkardı:a Mosko«ı asıi ofcuak kendi devTİminin yaşamasnla D- gUiydi ve biz çok önemli değildik. Partideki iç çeldpneler daha çok suni olarak yaraob- yordu vt kkoiojik temeklen yoksundiL-" Gelıaen bu noktayı çok önemsiyor Şen. Çünkü bugün artık komünıstlenn yüzlerini döneceklen kıble kalmadı. Kalmadı çünkü, bunın ne olduğunu Moskova'dakilerbile bıl- mıyor. Böylece her ülkenin komünıstlen enürle değıl, özgürce düsünerek pohnka üre- tecek artık. Ve önce demokrası dıyecekler... "Geçmişi doğnı yonımlayahm ki, artık yanhş yapdmasm; özeflikk gençter yamtana- sm" kaygısını sık sık vurgulayınca, o zaman ışin başına dönelim, dedik. Bu sah TKP'nin geçmişine, onun öncü kadrolannda yeralan birinin anlatımıyla ışık tutsun dıye değıl. Dö- nehm ki, 80'ne dayanan yaşına karşın bıhn- ci son derecede açık. hareketlen canlı bir ko- münistin, " Bu mesajlan vermefiyiz, eğrisi doğrusuyh, günahlanmızia, sevapianmızia, artık geteeek eskjsi gihi nhnaon, insanfarm ty- ne yarasm yaşananlar" dıleğı de yenne gel- miş olsun... -Partrve asıl girisiniz nasri? - Çıktıktan sonra oldu.. Hapisteyken Tür- kiye Işçı Köylü Sosyalist Emekçi Parti- si'nden mahkûm olan insanlar vardı. Aşağı yukan otuz kişi. Ilişkilerimiz iyiydi. Partinin başkanı Dr. Şefik Hüsnü'ydü. Daha sonra gızlı Komünist Partısı faaliyetine başladım. 1949'un son aylannda TKP'ye katıldım Dündar BaşOmar, Şevki Akşit, Ferit Teksoy, Recep Akesi gıbı arkadaşlar toplandık. tlla gızlı çalışmak lazım. dediler, halka hızmet içın. Ben bunu anlamadım. Gel zaman gıt za- man önce bölge sekreten seçtiler benı, Ak- saray semt sekreten. Sonra Îstanbul semt ko- • K\ >\-\Af i..- •m Bilal Şen, Sovyeder Birügi'nin dağdmasmdan sonra komünistkrin arük emirle değU, özgürce düsünerek poütika üretecekJerini beÜroyn'. Hapishaneyleük iantşma- Nasü partili oldunuz? - Bulganstan'm Raztat kazası- nm Roştov köyünde doğdum, 1920 yıhnda. 1923'te Türkıye'ye geldım. tktısat Fakültesi talebesı olarak okumaya başladun. Arka- daşlanm. Orhan Bağman Jethi Elmas. Onlar aracılığıyla öğren- dim Nâzım'm 30 seneye mahkûm olduğunu. Şudur budur, gençlık, neden oluyor bu haksızlıklar, mahkûmiyete tepki derken 1945'in 1 Mayısf nda, AslanKay- nardağ ve Safter Tümay'dan bil- dıri dağıtma önensi geldı. Arka- daşlar Ilen Gençlik Bırligi'nden- di. Dağıtınm, dedim. Yazdık, al- tına da orak çekici bastık. Bulga- ristan'da normaldi böyle şeyler. Dağıttık. Geçmmek içın feshane fabrikasında gece vardiyasında çalışıyordum o sıralar. Sonra Tü- may tutmuş elinde bıldıriyi, her- kese gösteriyor, bir ay sonra polis- ler cebınde bıldınyı yakaladüar. - TKP bfldirisi miydi? - Yok canım. Işçıler birleşmiz gibi bir şey. O sırada îleri Gençlik Bırhğı'yle ilgıli brr dava da var, polıs bildinyi firsat bildı. Bizi da- vaya katmak ve derneği kapatmak ıçin iyi firsattı. Tam altı ay emm- yette kaldım, işkence kı, ne işken- ce... Ne dayak ne dayak, yedi se- kiz saat dayak. Parmaksız Hamdi . vardı, o yapıyordu. Bana, "seni Türkiye'ye kim gönderdi" dedi- ler Ille de bunu ögrenmek ıstiyor- lardı. Ne desekboşuna... - Sonuçta hapishaneyle tanışb- nız_ -1945 yılı 16 Hazıraru'ndatev- kıf edildim 6 ay yattım. Topha- ne'de askeri hapishaneye götüriil- dük. Dernek davasından Mihri Beffi; Dündar Baştimar ve Muzaf- fer Özkolçak ıkışer seneye mah- kûm oldu. Benim onlarla hiçbir il- gım yoktu. Sonra akıllandım sanı- yordum. Bir gün iktısat fakülte- sindeyken, bu arada Ceza Huku- ku Enstitüsü'nde çalışıyordum SulhiDönmezer ve Tahirİaner' in yanında ıstatıstık yapmak ıçuı, o sırada bır haber çıkü. Sahaflar çar- şısına saatli bomba koymuşlar di- ye. - Bombayia işiniz ne? - Yok tabii. Ceza enstitüsünde birlikte çahşüğımız Şahap Bakır- san Kapalıçarşı'da Terlikçi Fe- nt'in dükkâmnda "din aryondur" demiş. Bunun üzenne çırak çek- miş bıçağı, senı vururum lan, de- miş. Kavga çıkmış, polis gehniş. Bu olayı yazan bir gazete, bir de olaya bomba hikayesi katrnış. So- nuçta Şahap'ın arkadaşı olan 11 kışıyı içen aldılar, tabi beni de. Beraat edene kadar 11 ay tutuklu kaldım. Birçok arkadaş hapis al- dı. mitesinin sekreteri oldum. Sonra Türkiye Sendikalar Komitesi'nin sekreten. Bu sıra- larda Nâzım kaçtı. -Bukapşnasiyaıısdıüytiere? - Partinin Nâzım'ı kaçırdığı haberleri çı- kınca üyeler arasında tedırgınlık başladı. Is- tanbul II Komıtesı Sekreten Tevfîk DUmen dedi ki, lçışlen Bakanlıği 'ndan ıkı müfettiş, Zeki Başnmar ile Reşat Fuat Baraner'ı an- yorlar, Nâzım'ı soracaklar. Biz Nihat Bal- yoz'u gönderdik... Baryoz da eski komünist, ama gızli çalışmıyor. Vaktıyle Ankara'da 1944'te tevkıf edılmiş dört seneye mahkûm olmuş. Müfettışler onunla görüşmeye gerek olmadığını söylemışler. - Sonra 51 tevkifeû gekJL Naai başbdı? - Şimdi Nâzım Paris'te. Sevim Tan vardı -Melahat Türkay Zeki'ye, bunu partileye- hm, demiş ve olmuş-, Pans'e gıdip gelıyor, hem de tedavi oluyor, jöntürklerle de görü- şüyor. Nâzım ve dığer bırkaç arkadaş ona demiş ki, yahu bizi kimse komünist olarak tanımıyor. Fransız KP'yle görüşmek içın bi- ze bir belge göndenn. Sevim de gelip Ze- ki'ye söylemiş, Zeki Baştimar'a. PoUs onla- n izliyormuş. Sevim yeniden Paris'e gide- cekken, Zeki bir yazı yazmış, bunlar arkadaşımızdır dıye, komünist partı dıye imza da atmış. Sevim belıne sarmış bunu. Tam Marsılya vapuru- na binecekken yakalandı. - Baştnnar'ın konumu neydiogûnJenle? - Zeki tek kısi. O sırada 1. Bilen, yanı Marat, Mosko- va'daydı TKP temsilcisi ola- rak. Aslında bu sırada Ze- kı'nin bunu yazması içın hıç- bir neden yoktu. Böyle bir yazıyı Marat yazabüirdi. Ze- ki bunu ne amaçla yazmış, belli değıl. Kendı kendıne bu sorumsuzluğu yapıyor ve o gün tevkıfat başladı. 24 Ekim51'de. -Başı bos bir durum_ -O zaman Demokrat Par- ti,hemen 141 ve 142'yeiigı- lı cezalan Mechs'te arttırdı. İşte partinin yöneticisi olur- sa şu kadar, üyesi olursa bu kadar. Ama Zeki'nin kimi idare ettığı zaten belli değıl. Zeki kendisinı idare edıyor aslında, başkalan kuyruğu- na takıhp gıdıyor. Neyse. O günlerde kendılığuıden geli- şen bir hareketın içınde, her- kes kendisini idareci sayıyor. Yani partide böyle bir hava var. Bu tür salaklıklardan da polis yararlanıyor. Zeki, Nâzım'ın istekleri- ne, bunu 1. Bilen'den iste de- se, işler böyle ohnayacak. Zaten 1. Bilen'in kirnseyle konuştuğu, haberleştiğı yok 37'den beri. Reşatlar, Şefik Hüsnü hapıshanede. Hikmet Kıvücınüı kanşmıyor bu iş- lere zaten ki o da hapıshane- de. Zeki'nin asıl kabahatı Boz Mehmet'ın tzmır'de 1947'de, 48'de, arkadaslan mahkemede iken, Emekçi Partisi mahkemede iken, kurduğu teşkilann ve onunla başlayan hareketın başına geçmış olması. Boz Mehmet Izmir'de TKP'nin ıl komitesini kur- muş. Sonra iki tane üye, Ma- cit üe Ahmet Bilge bir de a- jan Şükrü Dinsel'i almış. Dinsel miUi emniyetin alba- yı. Böyle kurmuş partiyı ve Ankara'ya gitmiş. Zeki'ye havale etmiş. Zeki'nin de Emekçi Partisi'nden kurdu- ğu bır kadro var, onun ıçinde de iki tane ajan var. İşte 51 tevkifanna gelen süreç. -Nasridıbusüreç? -Şimdi, olay Îstanbul'da başlıyor. Pohs, Zeki'nin evi- nin karşısında ev tutmuş. Adım adım izleniyor her şey. Sonra mahkeme sürecinde ajanlar tek tek ortaya çıktı. Mahkemede ifade verdiler. Yusuf Etik, Şükrü Dinsel. Zeki'nin öncülük ettiği iş, böyle işte. Polis ilk günden başlayarak adım adım izle- miş. Hatta mahkemede anla- şıldı ki, bültenler partilere verihneden önce emniyet müdürlüğüne gönderümiş. O kadarmükemmel çahşmış Zeki! Ne yapsın, mahkeme- ye çıktıktan sonra şaşırdı kal- dı adamcağız. Sonra gecele- ri uyuyamıyor, ben ne yap- nmdiye. -Bbnço ağır otanış. -250 kişi emniyete çekildi, 167 kişi mahkûm oldu ve bu mahkûmlardan 5 sene alan- lar 25-30 kişi kadar Ada- na'ya gönderdüer. SÜRECEK CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Âdile Sultan'dan Türkân Saylan'a... =!§! J, : Ö Ne "eski bahçeler"\n\ bilirim ne de "sularda mehtabı" sürüklemişliğim var; ama duygulanmın" dünyasında Kandilli, Yahya Kemal'in dizeleriyle^ varlığını sürdüregelmiştir: "Kandilli'de eski bah~ çelerde/ Akşam kapanırken perde perdel Bir hâ~ tıra zevki var kederde..." Ya da "Kandilli yüzerken uykularda/ Mehtabı sürükledik sularda..." Yine de birkaç gece önce, 1916 yılında Osmanlı Impara- torluğu'nun ilk yatılı kız lisesi olarak açılan, 7 Mart 1986 tarihindeki yangına kadar bu işlevini sürdü- ren Âdile Sultan Sarayı'nın (Kandilli Kız Lisesi) bir zamanlar pencere olan birkaç insan boyundaki duvaroyuklanndan Boğaz'ın karşı sırtlannı, Rume- lihisan'nı, ikinci köprünün ışıklarını ve Boğaz'ın kendisini seyrederken aklımdan sadece Yahya Ke-' mal'in dizeleri değil, saraya adını veren bir başka şairin, Âdile Sultan'ın imgesi de geçiyordu... " d • • • ' J y J Büyük Larousse Ansiklopedisi'nde, 1826-1899 yıllan arasında yaşamış Âdile Sultan konusunda şu bilgileryeralıyor "Mahmut \Ynin Zernigâr KaT ihn'dan doğan kızı. Tophane müşiri Mehmet A$ ; Paşa ile evlendi (1845). Nakşibendi tankatına gjf--11 . di, hayır işlehnde bulundu. Osmanlı Haneda-.. nı'ndan Divân'/ olan tekkadın şairdir." Kandilli Kız Lisesi Kültür ve EğJtimVakfı'nın (KANKEV) "tanıt- ma kitapçığı "ndan ise Âdile Sultan hakkında şu ek bilgileri ediniyoruz: "Yaklaşık 150 yıl kadar önce Sultan Aziz, Kandilli'nin en güzel tepesine, Mzı kardeşi Âdile Sultan ıçin yazlık konut olarak bir sa? • ray yaptırmıştı. Padişah İkinci Abdülhamrt, (ha- lası) Âdile Sultan'ın vasiyetıne uyarak sarayı ve korusunu 'Galatasaray Lisesi'ne eşit düzeyde ya^ tılı bir kız lisesi yapılması koşuluyla' Hazine 'ye ba- ğışlamıştı." Bu bilgilen, şu satırlar izliyor: "1916yı*. lında Âdile Sultan Sarayı 'nda Osmanlı Imparator- luğu'nun ilk yatılı kız lisesi açıldı ve lisemiz, 7 yıi sonra kurulacak özgür kadınlar ülkesi Türkiye Cumhuriyet'nin habercilerinden biri oldu..." Ta- nrtma kitapçığından, zamanla öğrenci sayısırnn artması nedeniyle dersliklerin yeni yapılan binala- ra alındığını, sarayın pansiyon binası olarak kulla- nılmayabaşlandığını, "1985yılında, bütçeden, sa- rayın elektrik tesisatının kapsamlı onanm giderr- nin ancak 1/4'ü verilebildiğinden yeterli onanm yapılamadığını ve 7 Mart 1986 günü elektrik kon- tağından doğan bir yangın sonucunda saray bi- nasının tümüyle yandığını" öğreniyoruz... • • • Âdile Sultan Sarayı'nın bir zamanlar birkaç irv- san boyunda pencereler olan duvar oyuklanndan Bogaz gecesini (büyük olasılıkla Vıvaldi ye aıt bır barok müzik eşliğinde) seyrederken karışık duy- gular içindeyim... Kendi adına yaptırılan görkemlı sarayın bir yatılı kız lisesi olmasını vasiyet eden Âdile Sultan nasıl bir insandı? Onu, babası İkinci Mahmut'u, Osmanlı'nın son yüzyılının ilerici, aydın insanlannı neden yeterince tanımıyoruz? 1986'da çıkan yangının nedeni gerçekten de bir elektrik kontağı mıdır? Paha biçilmez değere sahip anrt- lanmız, konutlarımız neden böylesine sahipsiz? Şu anda Boğaz sırtlannda ve kıyılannda kim biltr neyle vakit geçırmekte olan "burjuva "larımızın kaç tanesi bu dünyadan yüz yıl önce göçüp giden Âdi- le Sultan'a eşdeğerde bir aydın kimligıne sahiprjr ve onun yurtseverce kaygılannı taşımaktadır?.. •' • •• KANKEV'in, aralannda Erdal Inönü, Milli Eğitim Bakanı, başkaca üst düzey yöneticilerin de bulun- duğu bir davetliler topluluğu için düzenlediği ye-' mekli tanıtım toplantısının benim için harika surpr- rizi, beni de bu toplantıya davet etmekle onurlan-' dıran Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin de- ğerli başkanı Prof. Dr. Türkân Saylan'ın, KAN-, KEV Başkanı olarak da bizlere ev sahibeliği yap7 masıydı... Bu lisede yedi yıl öğrenim görduğünü öğrendiğimiz Türkân Saylan, duygulu açış konuş- masında, Kandilli Kız Lisesi Kültür ve Eğitim Vakı fı'nın, tanıtma kitapçığında da yer alan hedeflerinj özetledi:"'1986 yılında yanan Kandilli Kız Lisesi'nin aslına uygun şekilde onanmı, uluslararası nıtelik- te Kandilli Kültür ve Kongre Merkezi clarak düzen- lenmesi, her türtü kültürel etkinliklerin yapılacağı şekilde işletilmesi ve elde edilecek kâria KandHli Kız Lisesi'ndeki eğitim niteliğinin yükseltilmesi..." • • • Kuruluş tarihi 11 Şubat 1995'ten bu yana hedefr lerini gerçekleştirmede önemli yol alan KANKEV'iıl desteklenmesi, sadece, sarayın otel ya da kumar- haneye dönüştürülmesinin yolunu kapayacak bır ulusal kültür görevi değil; aynı zamanda Âdile Sul- • tan, Türkân Saylan gibi aydınlarımıza da bır saygı ve gönül borcumuzdur. : e-mail [email protected] toî ceorgia Universitesi Ali Erdemir'e şeret odüiuCH3CAGO(AA)- Sürtünme katsayısını sıfıra indiren buluşuyla tamnan Prof. Dr. AH Erdemir. ABD'de Georgia Ünıversitesi tarafından şeref ödülüne layık görüldü. Argon Laboratuvarlan 'mn dergisi Argonne News, Erdemir'in, buluşlanyla dünyanın sayılı bilim adamlan arasma girdiğini yazdı. Îstanbul Teknik Universitesi'ni bitirdikten sonra ABD'de Georgia Üniversitesf nde mastır ve doktora yapan Prof. Dr. Ali Erdemir'in layık görüldüğü şeref ödülü. üniversıtenin ünlü mezunlanna veriliyor. Prof. Dr. Ali Erdemir, bır Türk bılim adamı olarak dünya teknolojısine katkıda bulunduğu ıçin gurur ' duyduğunu söyledı. Erdemir, daha önce mezun olduğu Îstanbul Teknik Universitesi'ndeki arkadaşlanna ve genç araştınnacılara her zaman yardımcı olduğunu ve yardımcı olmaya devam edeceğıni belırttı. Prof. Dr. Ali Erdemır'e geçen yıl Amerikan Mekanik Mühendısler Birliği Ödülü venlmıştı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle