15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEIS Fransa Sandık Başında ' Fransızlar yarın bir kez daha, heyecansız bir bi- çimde, sandık başına gidiyorlar. Sandıktan çıkacak sonuç belli ama sürpriz bi- le olsa, iktidar falan değişecek değil. Herkes yi- ;ne yerli yerinde oturacak. ' Bu kez söz konusu oylama seçim değil, refe- randum. Anayasanın 11. maddesi geregince, öumhurbaşkanı tarafından yapılan çağn üzerine dyzenlenen referandum, cumhurbaşkanının gö- .rşv süresi ile ilgili. ' Bilindiği gibi, Fransa'da parlamenter sistem- lerde görülmeyen yetkilere sahip olan cumhur- başkanı 7 yıl için seçiliyordu. 1958 Anayasası'nın başlangıçta General De Gaulle hedeflenerek biçimlendirilmişti cumhur- başkanlığı kurumu. Beşinci Cumhuriyef in cum- horbaşkanlarının, parlamenter sistemlerde rast- lanmayan yetkileri vardı ve yürütmenin gerçek başı durumundaydı General De Gaulle. Sistem, De Gaulle döneminde de, daha sonra Pompidou ve onu izleyen Giscard zamanında datıkırtıkırişledi. Tabii halefleri generalin tarihi ki- şiliğine sahip olmadıkları için, başbakanlar baş- langıç döneminden daha fazla bir ağırlık kazan- <*1ar. Ama cumhurbaşkanı ile hâkim partamento arit- metiği aynı çoğunluktan çıkmadıkları zaman, ne öfecaktı? • • • -^Fransa, Mitterand'ın Cumhurbaşkanlığı vesağ çoğunluk veya Chirac'ın Cumhurbaşkanlığı ve sbl çoğunluk örneklerinde, bu sorunu da "coha- bitation " (birlikte hükümet etme diye çevirebiliriz) kurumunu yürürlüğe sokarak anayasadaki açık npktayı, kendi demokrasi kültürü ile doldurdu. ^'Bu gerçekler göz önünde tutulunca, yannki re- vfÇrandumun, Fransa'nın acil bir politik sorununu ıjözmeye yönelik olmadığı kolayca görülebilir. 24 Eylül referandumunda halka sorulan, "cum- hurbaşkanının yediyılyerine beş yıl için seçilme- sfne ne diyorsunuz" sorusu. Gerçi cumhurbaşkanı ile parlamentonun aynı anda seçilmesi iki başlılığı ortadan kaldıracak bir yöntem; ama dediğimiz gibi, De Gaulle'ün "S/r kartal iki başlı olmaz" diyerek reddettiği iki başlı- lık, aslında aşılmıştı. :Konuyu ilk ortaya atan, Elysee Sarayı'ndaki ko- nukluğu çok süre önce sona erdiği halde, "horoz ökJr gözü çöplükte kalır" misali, politik tutkulann- dan vazgeçmeyen, 5. Cumhuriyet'in 3. Cumhur- başkanı Valery Giscard d'Estaing oldu. -T.Çok değişik nedenlerle, Jospin hükümeti de, belki biraz gönülsüzce de olsa, Cumhurbaşkanı Chirac da, öneriyi olumlu karşıladılar; konu refe- randuma kadar uzadı. Tarihçi, romancı ve politikacı, bir zamanlar ba- kanlık yapmış olan Mitterand iktidarının sözcüsü, Max Gallo olayı ciddiye almıyor ve politik oligar- ş?nin gündeme yerleştirdiği yapay bir sorun ola- râkgörüyor. - . Uç sağ ve sol partilerin yanı sıra Fransız seç- meninin çoğunlugu da Max Gallo gibi düşünüyor. Bu yüzdendir ki, yannki referandumun katılım ora- nı en düşük oylama olacağı söyleniyor. Bu arada belirtelim ki, beş yıl önerisinin oyla- maya katılanlann büyük çoğunlugu tarafından onaylanacağına kesin gözüyle bakılıyor. Durum ilk bakışta biraz garip görünmekte. Bir yşndan katılım oranı düşük, bir yandan da öneri lcatılanlann büyük çoğunluğunun onayını alıyor. ,p Aslında şaşacak bir yan yok olayda. l'jj Büyük çoğunluk, beş yıla hayır demiyor ama, onlar aynı zamanda iktidarların Fransızlara bu tür konuları değil, gerçek sorunları sormasını istiyor- lar. Yani örneğin iki milyon imza toplanması halin- detemel sorunların halka sorulacağı referandum- larla daha katılımcı birdemokrasinin yolunun açıl- masını istiyorlar. t • Fransa hem katılımcı demokrasi istemleri, hem gösterileri hem etnik sorun çevresindeki tartışma- larıyla son dönemin laboratuvar ülkesi konumu- na girmiş durumda. Çrdu Valisi 'nin eski eşi Şaniş 'Niyazoğlu, Kemal Yazıcıoğlu 'nun yakını' - IZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Izmir DGM Savcılığı'na ifade veren Ordu Valisi ve es- ki Izmir Emniyet Müdü- rü Kemal Yazıcıoğlu'nun boşandığı eşi Ayşen Şa- niş'in, Yazıcıoğlu ile Ni- yazoğlu arasındaki iliş- kiler konusunda bilgi verdiğı öğrenüdi. Şaniş ifadesinde, Niyazoğ- lu'nun Seferihisardaki motelinde eski eşiyle her yaz tatil yaptıklannı, ay- nca çok sayıda emniyet mensubu. yargıç ve sav- cının da bu motelde kal- dıklannı söylediği bildi- nldi. Izmir DGM Savcılı- ğı'na ifade veren Ordu Valisi ve eski tzmir Em- niyet Müdürü Kemal Ya- zıcıoğlu'nun boşandığı eşi Ayşen Şaniş'in. Ya- zıcıoğlu'ndan ayrılma- dan önce "Balina Ope- rasyonu"nun kilit ismi Mehmet Niyazoğlu'nun Seferihisar'daki motelin- de her yaz tatil yaptıkla- nnı, aynca çok sayıda emniyet mensubu, yar- gıç ve savcının da bu motelde tatile katıldıkla- nm söyledığı bildirildi. "Balina Operasyo- nu"'nda Günceteks ve Yeşer Tekstil'in perde ar- kasındaki kurucusu Hü- seyin Beşikçi'nin, Yazıcı- oğlu'nun tzmir Emniyet Müdürü olduğu dönem- de Uria'daki polis moral merkezinin ihalesini al- dığı ortaya çıktı. Izmir DGM Savcı- sı'na ifade veren Ayşen Şeniş, eski eşinin Niya- zoğlu ve Beşikçi'nin 20 yıllık arkadaşı oldugunu, evli kaldıklan süre için- de sık sık Niyazoğlu ile görüştüğünü, Yazıcıoğlu ve Niyazoğlu arasında bir akrabalık olmadığını belirttiği öğrenildi. Şeniş, Niyazoğlu'nun üst düzey bürokrat ve si- yasilerle iç içe olduğu- nu söyledi. Seniş'in ifa- desinde. Beşikçi'nin, es- ki eşinin tayin edildiği her yerde peşinden gitti- ğini belirterek Yazıcıoğ- lu'nun "Hüseyin Beşik- çi'yi tammam n sözünü de yalanladığı anlaşıldı. Niyazoğlu'nun, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın müşa- virliğini yapan Kemal Yazıcıoğlu'nun kuzeni Yaşar Yazıcıoğlu ile de iyi görüştüğünü öne sü- ren Seniş'in, DGM Sav- cılığı'na verdiği ifadede, "Kemal Bey'le arkadaş- ü, hemşerisiydi" dediği bildirildi. Enerji sıkıntısının gündeme gelmesiyle tasarruf önlemleri tartışılmaya başlandı 4 Israf Ecevit: Enerji sıkınb- smdan bu hükümet so- rumludeğiL ANKARA(Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Büknt Ece- vit, enerji sıkıntısı nedeniyle bazı tasarruf önlemlerinin ahn- masının zorunlu olacağını be- lırtirken, "Bunlar ihü'yaçtan değil israftan kaynaklanan lo- sınûlar olacakür" dedi. Bakanlar Kurulu'nun önceki gün gerçekleşen toplantısında enerji sıkıntısının gündeme gelmesinin ardmdan tasarruf önlemleri tartışılmaya başlan- dı. Petrol fiyatlannı kendileri- nin yükseltmediğini de anlatan Ecevit, şöyle konuştu: "Doğu Anadolu'daki kuraklıktan ve o yüzden elektrik üretiminin teh- Hkeyegirmesinden de bugünkü hükümet sorumlu değiL Fakat hükümet olarak vatandaşlan- mızın ve sanayimizin, üretimi- mizin olası elektrik kesintilerin- den etkilenmemesi veya çok az etltiknmesi için elimizden gele- ni yapmaya çahşıyonız, devam edeceğiz.'' Bazı tasarruf önkmlerinin alınmasının zorunlu olacağını kaydeden Ecevit, "Fakat bun- lar ihtiyaçtan değil, israftan kaynaklanan kısmolar olacak- ür. Bu kısıntüann düzeyini en alt düzeyde rutabilmek için ge- rekh' tedbüieri dünkü toplanû- mızın ışığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakannğı, önümüz- deki günlerde bütün ayrmüla- nyla somut olarak belirlevip açıklavacaknr" dedi. ANAP'lı Kamran lnan da, enerji sıkıntısı konusunda hü- kümeti eleştirerek, "Enerjiya- nrunlan için kaynak bulama- van hükümet, makam arabala- n saltanab, lojmanlar. lüzum- suz israflara para bulabümek- tedn-" diye konuştu. Rusya'dan doğalgaz • BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım dün gazeteci- lerin Rusya'dan doğalgaz alı- mına ilişkin sorulan üzerine "Rusya'dan ekim, kasun ve arahk ayında günde 45 milyon merreküp doğalgaz alınmasu burakamın daha sonra 50 mil- yon metreküpe çıkanhnası ko- nusunda ilke karanna vanldı. Bu konuda BOTAŞ yetküfleri mayıs avmda başvuruda buhın- dular. Ekim aymda tekrar bir araya gelinecek. Bu gazuı taşın- ması için boru hatn taşuna ka- pasitesinin artbnlması gereki- yor"dedi. BOTAŞ'ın yurtdışı yatınmlan hakkında da bilgi veren Yardım, Ukrayrna'da bir proje üzerinde çalışıldığını, Romanya'da 90 kilometrelik, Bulgaristan'da da 2 tane 45 ki- lometrelik boru hattı çalışma- lannın devam ettiğini bildirdi. Yardım, projelerin kasımda devreye girebileceğini söyledi. Sağhk emekçisüıden IMF'etepki Sağhk Emekçileri Sendikası (S- ES) Şişü Şubesi'ne üye bir grup sağhk çalışanı, Emek Platformu taraûndan alınan karar üzerine dün Taksim İKardım Hastane- si'nin önünde bir araya geldi. "IMF'ye değil, emekçiye kulak ver", "Onurlu bir gelecek istiyo- ruz", "Sahte sendika yasasına ha- yır" yazüı dövizleri taşıyan toplu- hık adına yapılan basın açıklama- suıda, hükümetin, sağhk çakşan- lanna yöneUk uygulamaları pro- testo edildL Açıklamada, hükü- metin bütçe görüşmelerinde sağ- hğa ayırmak istediği payın ve ka- nun hükmünde kararnamenin sağhk çahşanlannı ezmeye yöne- Hkolduğu vurgulandL Poİis çevre- de geniş güventik önkmi ahrken grup daha sonra sessizce dağüdL ANAP lideri Mesut Yılmaz, Kopenhag kriterîerfne karşı çıkanlan eleştirdi 6 Trene biletsiz binmek isteyenler var' AYŞE SAYES ANKARA - ANAP Genel Başka- nı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yıhnaz Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesiyle ilgili düzenlemenin bu yasama yılmda yapılacağını belirtir- ken bu konuda hükümet ortaklan olarak birbirlerini ikna etmek zorun- da olduklannı belirtti. Yılmaz, Türkiye AB ilişkilerinin iyi bir noktada olduğunu söyleyerek, "AB'de bizi ildnci komparümana al- nuk istediler. Biz bunu kabul etme- dik, etmeyince birinci komparüma- na akfalar. Ancak şimdj Türkiye'de birinci kompartımanın bilet parası- nı vernıek istemeyenler var. Ama bi- letin parasuıı ödememiz gerekir" di- yerek Kopenhag kriterlerine karşı çı- kanlan eleştirdi. Yılmaz, AB'nin idaırun kaldınlmasını önkoşul ola- rak getirmediğini söyledi. ANAP Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) dün Mesut Yıl- maz'm başkanlığında toplandı. Yak- laşık 4 saat süren toplantıda 312. madde, idam, memurlann işten atıl- masını kolaylaştıran KHK ele almdı. Edinilen bilgiye göre toplantıda Yıl- maz, 312. maddeyle ilgili düşünce özgürlüğünü sağlayan düzenlemenin bu yasama yılmda yapılacağını, hü- kümet ortaklan dahil bütün kesimle- rin birbirini bu konuda ikna etmesi gerektiğini vurguladı. Önceki günkü Bakanlar Kurulu'ndaki diyaloğun basma yanlış yansıtıldığını ileri sü- ren Yılmaz, hükümet ortaklan ara- sında hemen her konuda uyum oldu- ğunu ifade etti. AB ile ilişkiler konu- sunda da bilgi veren Yılmaz, şu an- da ilişkilerin iyi bir noktada olduğu- nu belirterek şu görüşleri dile getir- di: "AB ashnda bizi ikinci komparü- mana ahnak istiyordu. Ama biz, bi- rinci komparüman ounazsa bu işte yokuz dedik. Onlar da Türkiye'nin jeopoütik önemini bildikleri için AB'nin Türkiye'siz ounayacağmı gördüler. Birinci komparüman bile- tini vcrdiler. Ama, şimdi birinci kom- parüman biletinin parasının verihne- si gereldyor. Bizde biletinin parasuıı vermekistemeyenkr var. Ama bizbi- letin parasını vermek zorundayız. n Bazı üyelerin idamm kaldınlmasma ilişkin görüşünü sormalan üzerine Yıhnaz, Avnıpa'mn hemen ölüm ce- zasınm kaldınlması konusunda Tür- kiye'yebaskı yapmadığım, bu konu- yu önkoşul olarak getirmediğini söy- ledi. Toplantıda bazı üyeler, hükümetin TBMM'den geçirmek istediği, me- murlann işten atılmasını kolaylaştı- ran düzenlemeyi "memur tayımı" olarak niteleyerek, bunun yumuşa- tılmasım istediler. 'KodAdıHizbullah'davasuıda bemat İstanbulHaberServisi-u KodAdı Hizbullah Türkiye Hizbullahınm Anatomisi" adlı kitapta "Türkiye Cumhuriyet'i veemniyet kuvvetkri- ni alenen tahkir ve tezyif ettikteri" gerekçesiyle yargılanan kitabın ya- zarlan Mehmet Faraç ve Faik Bulut ile yayımcısı Mustafa Demir ilk otu- rumda beraat ettiler. îstanbul 2. Ağır Ceza Mahkeme- si'nde daha önce görülen ve basın affina uğrayarak ertelenen dava, ki- tabm ikinci baskısının yayımlanma- sı nedeniyle yeniden görüldü. Otu- ruma, kitabm yazarlanndan Cum- huriyet Gazetesi Yurt Haberler Ser- visi Şefı Mehmet Faraç, avukaü Fikret tlkiz, araştırmacı yazar Faik Bulut ile Ozan Yaymcılık'm sahibi Mustafa Demir katıldı. Kimlik tes- bitinden sonra haklannda TCY'nin 159. maddesi uyannca "Cumhuri- yeti ve emniyet kovveüerini alenen tahkir ve tezyif etmek"suçundan en az 2 yıl hapis cezası istenen sanık- lann sorgusuna geçildi. Yazarlar Bulut ve Faraç, kitabm ikinci baskısından haberleri olmadı- ğmı belirttiler. Buîut, kitabm bütün olarak incelenmesi gerektiğini ifa- de ederek " Kitabı yazmaktaki ama- cımız, devletin içinde bulunan ve Hizbuuah'm yaraühnası, teşvikedil- mesine yardımcı olan bazı unsuıia- nn temizlenmesine, devietin itiban- nın aklanmasına yardımcı ohnakü. DGM savcüan dava konusu kitabı isteyip iddianamderinde yaraıian- mışlanhr" dedi. Mehmet Faraç da örgütün eylemlerini 1990 yüından beri izlediğini vuıgulayarak kitapta örgütün yapılanma biçimlerinin gösterildiğini, hatta emniyetin ope- rasyonlannda, bu bilgilerden yarar- landığma dikkat çekti. Güneydo- ğu'da Hizbullah örgütü ile ilgili ya- zılaryazangazetecilerin öldürüldü- ğünü belirten Faraç. "Malatya'daki operasyonlarda Hizbullahçüann arasuıda çevik kuvvet mensuplan bulundu. Baünan, Şirvan'da 15 da- kikada bir dnayet işkndiğini gören insanlar var. Bunlan yazmak suç ol- mamah, hatta devlet bize teşekkür etmeoydi'' diye konuştu. Mustafa Demir de önceki dava "ertetenme" karannı "düşme" olarak anladığı için kitabm ikinci baskısını yayım- ladığını söyledi. Mahkeme Başka- m Ahmet Ulucak, üyeler Hayati Uçar, Selçuk Bök'ten ohışan mah- keme heyeti, sanıklann üzerlerine atdı suçlan işlediklerine ilişkin ye- terli delil bulunmadığmı ve suç ka- sıtlannın olmadığı gerekçesiyle be- raat karan verdi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR Yemin törenleri Askerden devrimlere bağlılık andı Haber Merkezi - Acemilik eğitimlerini tamamlayan erlerin yemin törenlerinde bir kez daha > "böhlcü, yıkıcı ve rejim • ^ ; aleyhtan" faaliyetlere dikkat çekildi. Komutanlar Türk ordusunun "daha dikkath' ve güçhı" olması gerektiğini belirttiler. 6. Kolordu Komutanlığı 106. Topçu Alayı'nda acemilik eğitimlerinin bir aybk dönemini tamamlayan 150 erin yemin töreninde konuşan Topçu Alayı Komutanı Kurmay Albay lhsan Balabanh, doğruluk ve mertliğin bir askerin vazgeçilmez özelliği olduğunu kaydetri. Alb. Balabanh ülkeye hizmet ederken daima büyük kurtancı ve ulu önder Atatürk'ün devrimlerine bağlı olunması gerektiğini belirtti. Kayseri 1. Komando Tugayı'nda acemi eğitimlerim tamamlayan 1980/3 tertip bin 172 er de yemin ederek mavi bere taktı. Törende konuşan Kayseri Garnizon Komutanı Tümgeneral Süleyman Ankan, komandolann mesleki bilgi ve becerileri öğrenmenin yanı sıra Atatürk ilke ve inkılaplanna yürekten bağlı, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin yılmaz birer bekçisi olarak yetiştiklerini kaydetti. DYP lideri Ciller önerimizi sunacağız' DENtZLİ (Cumhuriyet) - DYP Genel Başkanı Tansu Ciller, Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesiyle ilgili Türkiye'nin duyarlılıklannı gözeten, a o ö ^ düşünce özgürlüğünûn ••'-'• sınırlannı genişleten yasa önerisi çalışmalannı TBMM'ye sunacaklannı açıkladı. Yurt gezilerini sürdüren Ciller, dün Denizli'de belediyenin toplu nikâh töreninde gazetecilerin sorulanm yanıtladı. MHP'yeyûklendi Çiller, idamm kaldınlmasından yana olduklannı belirterek bunun için Abdıülah Ocalan'ın asdmasmı şart koştu. Çiller, büyük Türkiye'nin kişiye göre düzenleme yapamayacağım belirterek "Bir teröristbaşı için verilen yargı karanna rağmen, bu karan, nasıl oluyor da MHP'nin de içinde bulunduğu hükümet uygulamıyor? MHP- ANAP-DSP hangi hakkı kendinde görerek Türk adaletimn verdiği bu karan durdurdu? Karan Başbakanhk'ta durdurarak kanunlan çiğnemek gibi bir yaklaşım hakkmı kendinde bukhı" dedi. . - ABDMeclisAlt Komisyonu'nda sözde Ermeni soykınmı yasa tasansının kabul edilmesiyle ilgili sonı üzerine Çiller, "Türkiye hiç soykınma girişmemistir. Nazi Almanyası ile karşüaşürmak, Yahudflere yapdanlarla karşüaşürmak büyük bir yanılgıdu*. O dönemde arkadan vuruhna ounuştur. Karşdıklı bir eylem dizisi gündeme geuniştir. Ancak devletin aldığı bir soykınm karan gündeme geunemiştir. Bunu şiddetle kmıyoruz" dedi. [email protected] Almanya'da ilk kez iktidar ortağı olan Yeşillere radikal çevreciler tepki gösteriyorlar. Fundis adı verilen ve ge- leneksel çevreci ve Yeşilleri ifade e- den grubun iktidar döneminde küs- kün hale geldiği ve partiye desteğini kestiği söyleniyor. Realos adı verilen Yeşiller Partisi li- deri ve Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in öncülük ettiği grubun reel çevrecilikyaptığı, yani du- ruma uygun, daha doğrusu araziye uygun siyasetler geliştirdiği, radikal çevrecilerin onlara yönelttigi temel eleştirilerin başında geliyor. İktidar olmak kolay değil. Yeşiller muhalefette iken bazı temel konular- da radikal söylemlere sahipti. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile kurduklan ko- alisyonun ilk icraatlanndan birisi "çif- te vatandaşlık" konusu idi. Tam bu ko- nunun uygulamaya konulduğu gün- lerde, daha önceki iktidann sahibi olan Almanya'da Yeşiller Deneyimi Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU), ik- tidardaki SPD-Yeşiller koalisyonu aleyhinde kampanya başlattı. Bu kampanya SPD'nin o günlerde gerçekleşen yerel seçimlerde ciddi oy kaybına neden olunca, SPD "çifte va- tandaşlık" konusunda geri adım attı. Özellikle daha önce gelen ve Alman- ca konusunda sorunlar yaşayan eski kuşaklara dil testi yapılmayacağı sö- zü verilmişti. 18-23 yaş arası kuşak için ise otomatik çifte vatandaşlık uy- gulanacağı söylendi. Geri adım atan koalisyon, Alman toplumundaki ırkçı tepkilerden çeki- nerek daha önce verdiği sözlerden ba- zı geri adımlar atmak zorunda kaldı. Örneğin, dil testini kaldırmadı. 18-23 yaş grubuna otomatik yurttaşlık ver- medi. Vatandaşlık için 15 yıl yerine 8 yıl getirerek bir iyileştirme sağladı. Bir de burada doğan çocuklar için 18 ya- şına kadar çifteyurttaşlık, 18 yaşından sonra kendi kimliğini seçme hakkı ta- nındi. Tabii, Yeşillerin iktidanyla radikal de- ğişiklik bekleyen tabanındaki bazı ke- simlerin tepkisini çekti. Bazı gruplar muhalefete geçtiler. Koalisyonun asıl dramı ise Kosova Savaşı sırasında yaşandı. Radikal Ye- şiller, NATO saflannda savaşa katılan Alman ordusunu protesto ettiler. Asıl olarak da kendi örgütleri Yeşiller Par- tisi'ne tepki gösterdiler. Joschka Fisc- her kendi partisinin kongresinde yuha- landı, yüzüne boya atıldı. Radikal Yeşillerin kendi partilerine yönelttikleri eleştirilerden biri de atom enerjisi konusunda. Yeşiller, seçim kampanyası döneminde atom sant- rallarının hızla sökülmesini sağlaya- caklan sözünü vermişlerdi. Ancak ha- yat, onların istediği gibi gelişmedi. Nükleer santrallann hemen sökülme- mesi, yerine konulması düşünülen al- ternatif enerji kaynaklannın geliştiril- memesi de yapılan eleştiriler arasında. Artık Almanya'da yeni nükleer sant- ral yapılmıyor. Yapılanlar da birer birer sökülüyor. Yeşilleri eleştirenlerin eleş- tirisi ise bu sökme işleminin yavaş yü- rüdüğü ve ancak çalışamaz hale ge- len, yani zamanını dolduran santralla- nn söküldüğü yönünde. Bunlar, radikal Yeşillerin eleştirileri. Iktidardaki Realos adı verilen Yeşiller ise bu eleştirileri reddediyorlar. Çifte vatandaşlık konusunda ırkçı rüzgâra rağmen iyileştirme adımlan attıklannı, Kosova Savaşı'nda bir soykınma kar- şı müdahale edildiğini, nükleer enerji konusunda ise kesin tavıriı olduklannı belirtiyoriar. Yeşiller, seçimlerde yüzde 6.5 civa- nnda bir oy almışlardı. Bu oyla bu ka- dar yapabileceklerini söyleyerek ken- dilerini savunuyorlar. Radikal Yeşiller ise iktidann parti yönetimini yozlaştır- dığını düşünüyorlar. Buradaki tartışmalara Türkiye göz- lüğüyle baktığımız zaman pek bir so- nuç çıkarmak mümkün değil. Bu ülke- nin dertleri ile bizim dertlerimiz o ka- dar farklı ki... Ancak, nükleer enerjinin artık tarihe kanştığı, buradaki tartış- malardan çok daha iyi anlaşılıyor. Biz- de hâlâ nükleer enerji diyenlerin han- gi çağda yaşadıklarına, varın siz karar verin. Yeşiller içindeki tartışma bitmeye- ceğe benziyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle