25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ O L ı A Y L A K V E O O R U S L J i ı K olay.gorus@cumhuriyet.com.tr F B Alman Anayasa Huku- » ku'nda anayasanın, sade- ce geçerlılik değil, varlık garantisini de içermesi ge- rektığı görüşü egemendir. 0 Bu nedenle anayasa, ola- naklar ölçûsûnde tehlıkelere ve ortadan kaldınlmaya karşı güvence altına alın- mıştır. Anayasanın KorunmasL aynı zaman- da, salt anayasaya uygun bır siyasal sü- reç içinde "anayasal devtet" oîarak var olabilen ve varlığını koruyabilen devle- tin varlıgının korunması demektir. Ana- yasaya ve onun iç fonksiyon yeteneğı- ne dışandan ve içeriden gelebilecek mü- dahalelere, aşağıdan ve yukandan kay- naklanabilecek anayasa aleyhtan faalı- yetlere karşı oluşturulmuş kurumlar bu korumayı sağlarlar (1). Önleyicı nitelikteki anayasayı koru- ma araçlan (temel haklann düşmesı, si- yasal partilerin kapatılması, siyasal ce- za hukuku) anayasanın varlığını ve onun geçerlüiğini toplum yaşamında dar bir çerçevede garanti ederler. Belli gücle- rin siyasal sûreçten kaldınlmasını ve gayri meşru ilan edilmesini siyasal öz- gûrlüğü sınırlandırmak suretiyle sağ- larlar. Anayasanın bu tür bir koruma bi- çimi "mücadeteci demokrasi" formülü üe gerekçelendinlmektedir(2). E Alman Anayasa Mahkemesi kararlannda mü- cadeleci demokrasi düşüncesi çoğu ke- re bir yorum kurab olarak ortaya çıkmak- tadır. Weimar Cumhuriyeri'nin dene- yirnleri sonucu, F. Alman anayasa ko- yucu, anayasanın korunmasına büyi'ık bir çaba sarf etmiştir. Bu amacla F. Alman Siyasal Partilerin Kapatılması Prûf. Dr. Zafer GÖREN Yükseköğretim Denetleme Kurulu Üy Anayasası önleyici garantiler içermek- tedır. Siyasal partilerin kapatılması ku- ralı bu garantilerden bırini oluşturmak- tadır. F. Alman Anayasası md. 21 f.2 üe yaratılmış olan, anayasa aleyhtan siya- sal partilen kapatma olanağı "önleyici anayasa kommasr açısındanbüyükbir önem taşımaktadır. F. Almanya'da 1930yılındanitibaren kökten anayasa aleyhtan siyasal parti- lenn yarattığı bunalım (kriz) sonucun- da bu siyasal partilerin en gûçlü olan- lannın kapatılması ile yaşanan Weimar Cumhuriyeti zamanındaki deneyımler bu kuralın Anayasaya konulmasma neden olmuştur. Anayasa aleyhtan siyasal par- tiler geciktirilmeden kapatılmalı ve de- mokraside siyasal gûçlerin serbest faali- yeri, demokrasi aleyhtarlannın, onun sağladığı araçlarla, kendisini ortadan kaldırmaya çalışaklan zaman smırlan- malıydL F. Alman anayasası özgürlük- çü demokrasinin sınırlan problemini, "mücadeleci demokrasi"de karar kıl- makla çözümlemeye çalışmaktadır (3). Bu düzen sınırsız bir görecelik (röla- hvızm) düzeni olmayıp, farklı yönlerde- kı siyasal görüsleri sınırlayan F. Anaya- sa"nın demokratik dûzeninin bir sonu- cudur. Bu nedenle F. Anayasa'nın demok- ratik düzen kımliğinı ortadan kaldıracak ve başka bir hükümet sistemine dönüş- tûrecek siyasal amaçlar anayasaya ay- esı kındır. Anayasa, bu amaçlan güden si- yasal gûçlerin kapatılması olanağuu ya- ratmaktadır Siyasal partiler siyasal süreci belirle- yen güçler olduğundan F. Anayasa siya- sal partilerin kapatılmasını derneklerin kapatılmasmdan daha farklı düzenle- mektedir. Anayasa md. 21 f.2 siyasal parti kapatmanın koşullannı dernek öz- gürlüğünü dûzenleyen md. 9 f.2 'den da- ha sınırlı tutmuştur. F. Anayasa siyasal partilerin anayasaya aykınlığına karar verme yetkisini Anayasa Mahkemesi'ne tammış, onlan yasama ve yürütmenin müdahalesine karşı korumuştur. F. Ana- yasa siyasal partilerin kapatıl ması ko- şullannı temel haklann düşmesi koşul- lanndan daha aynntılı ve belirgin ola- rak düzenlemiştir. Bir siyasal parti, F. Cumhuriyet'in varlığını tehlikeye dü- şürme ya da özgüriükçü demokratik te- mel düzene zarar verme ya da onu orta- dan kakürma amacını taşıyorsa anaya- saya av kındır ve F. Anayasa Mahkeme- si tarafindan kapaolabflir (EA. md. 21 f2 C.l). Burada siyasal parti kapatma- nın önleyici niteliği belirgin bir şekilde gözlenmektedir. Ancak bir siyasal par- tinin kaparılmasında siyasal özgürlü- ğün gereğinden fazla sınırlanmaması gerekriği de açıktır. Bir siyasal partinin kapatılmasma karar vermek ıçin özgür- iükçü demokratik temel düzene zarar verme ya da onu ortadan kaldırma ko- nusunda "somut bir tehlike" var olma- lıdır. Söz konusu siyasal partinin faali- yefleri, anayasanın benimsediği demok- rasi modelinin mannkh bir şekilde fonk- siyon gösterebilmesi için tüm siyasal partilenn üzennde en azından hemfikir olduklan asli anayasa Ukelerine karşı ol- malıdır. Anayasaya aykınlık, siyasal partinin amaçlan veya (sadece üyeleri- nın değil) taraftarlannın da davranışla- n ile belırlenır. Anayasa aleyhtan olma konusunda siyasal partinin iç organi- zasyonu da ipucu verilebilir (4). Bir siyasal partinin anayasaya aykın olduğuna dişkin Anayasa Mahkemesi ka- ran inşai nitelıktedir (5). Anayasa Mahkemesi kapatılan siya- sal partinin malvarhğına el koyabilir (F. Anayasa Mahkemesi Yasası md. 46 f.3). F. Anayasa Mahkemesi'nin kararlan- na göre siyasal partinin kapatılması, ka- patılan siyasal partiye mensup mılletve- killerinın milletvekilliği sıfatının oto- matik olarak düşmesi sonucunu doğu- rur(6). Bugüne kadar bir sağ parti olan SRP ve bir sol parti olan KPD (7) kapanlmış- tır. KPD (8) karannda F. Anayasa Mah- kemesi anayasanın münferit kurallanna ve hatta tüm kurumlanna karşı meşru va- sıtalarla savaşma hakkını. özgüriükçü de- mokratiktemel düzeni ohışturan en yük- sek temel değerleri sarsmak istemediği sürece her siyasal partiye tanımıştır. F. Alman Anayasa Mahkemesi'ne göre bır siyasal partinin ancak var olan düzen kar- şısında aktif savaşçı ve saldırgan bir tu- tum takınması, onun fonksiyon göster- mesini planlı olarak engellemesi ve za- man içinde bu düzenin kendisini yok etmek istemesi halınde kapatılması meş- rudur. Siyasal parnTermkapanlmaanmtemel- dedemokrasi ilkesine ters düstüğü iddia edflmisse de öncelikle Alman deneyim- krinin, usta demagoglann halen halkın çoğunluğunu (istisnaitarihsel kosuilar al- ünda) kötü yönlere sürükleme gücüne sahip olduğunu göstermesi karşısında bu tür kötüye kullanmaiara karşı siyasal partilerin kapatılmasma ızin vermek su- retiyle karşı konulabüeceğı düşüncesi ge- liştirilmiştir. (1) Scheuner U., Der Verfassungssc- hutz im Bonner Grundgesetz, in: Um Recht und Gerechtigkeit, Festgabe fur E Kauf- mann (1950) s. 321. Stern K., Das Staatsrecht der BRD (1984) s. 176 vd.; Hesse K. Grundzuge des Verfassungsrecht, 20 B, s. 288 vd. (2) BVerfGE28, 36 (48 vd) 28 51 (55); 30, 1(19 vd) (3) BVerfGE 5, 85 (139) (4) BVerfGE 5, B 85 (143 vd) (5) B VerfGE 296 (304 v8d.) 13, 46 (52), 13. 123 (126). (6) BVerfGE 2. 1 (72 vd.) (7) KPD: Almanya Komünist Partisi SRP: Sosyalist De\let Partisi (8) BVerfGE 5, 85 (141). EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Halktan Yana Olmak! Benim hep yazmak istediğimi sevgili Ali Sirmen yazdı geçen gün: "Halktan yana olmak; eğitime daha fazla pay ayı- rarak, enflasyonun yükünü emekçinin, üreticinin sır- bna yüklemeyerek, banka kurtarmaya milyariarca do- lardökerken sosyal güvenliği tırpanlamayarak, eme- ğe öncelik tanıyan bir ekonominin çarklannı oluştur- mayarak, çalışarak olur. Gerisi ise popülist bir lafü- güzaftan başka bir şey değildir." Halkçıhk, halkın içinde olmak; otobüste, vapurda, uçakta sıradan yurttaşlaria biriikte gidip gelmek; so- kağa çıkıp marketlerden alışveriş yapmak, eski mo- del arabalarta yolculuk etmek, gezilerde köylüyle ay- ran içmek, pide yemek değildir. Yeni Cumhurbaşkanı, arabasını kırmızı ışıkta durdur- tuyormuş, fazla koruma istemiyormuş, aylığı ile yeti- niyormuş... Başbakan, eşiyle özel uçaklan kullanmı- yormuş, kasket giyiyormuş, halktan biri gibi davran- mak istiyormuş... Uçaklara binmek, sıradan yurttaşın harcı mı? Yüz- lerce milyonu nasıl versin; güçlükle karnını doyuran emekçi, memur, ayda en çok yüz kırk milyon alabilen emekli? Uçaktakiler halkın başka bir kesimi, vartıklı olan- lar! Başbakan onların yanında oturursa halkın içinde mi sayılır? O 1950 Mayısı'nı anımsıyorum. Halkın içinden gel- diği söylenen milletvekillerinin Ankara otel ve lokan- talannda rakı içip kadeh tokuşturmasını!.. Işte niha- yet halkegemenliği başladı, demişlerdi. O gün TBMM'ye gelenler sıradan halk çocuklan mıydı, yoksa paralı ka- saba eşrafı ya da onlann bu göreve uygun gördükle- ri mi? Cumhurbaşkanı Celal Bayar, ilk günlerde makam arabası yerine ciple gider gelirdi, otobüse binerdi... Halk- tan yana olmak bir gösteriydi, bir kandırmaca!.. Za- ten belirii bir süre sonra DP iktidan araba saltanatını patlattı. O gün bugün, bu saltanat sürüp gitmekte... Yollarda, caddelerde tek başına yürüyen 'büyük bir adam' görürseniz bilin ki arkasında en az iki koruma gelmektedir! Halktan yana olduklannı söyleyen poli- tikacılan kaç görevli koruyor, bir sorun da ögrenin!.. Hem, TV'lerde görmüyor muyuz, liderlerin etrafını sa- ran, gözleri dört bir yana çevrili koruma ordusunu!.. Bu mu halkın içinde olmak? Bülent Ecevit içtenliklidir. Ama neden böyle gös- terilere kalkışıyor? Kırk yıldır onun halkı sevdiğini, elin- den geldiğince halka yaraıiı olmaya uğraştığını biliyo- ruz. Başardı, başaramadı ayn konu!.. Bir cumhurbaş- kanı, bir başbakan halk sevgisini böyle ucuz yollar- dan göstermemeli... Sirmen'in yazdığı doğru: "Uçak- ta ayncalıksız seyahat etmek ya da makam arabası- nı yerli markalar arasından seçmek, halktan yana ol- mak anlamını taşımaz." Şu Oğretmenlik Sınavı! O L U K L U Bahkesir Üni. Necatibey Eğitim Fak. M illi Eğitim Bakanlığı. 1998- 1999 eğitim-öğretim yılında başlattığı, ama o yıl uygu- layamadığı oğretmenlik sı- navını bu yıl yaptı. Bilindi- ği gibi, bakanlık geçen yıl öğretmen adayla- nndan smav harçlannı topladı, fakat smavı gerçekleştiremedi. Daha sonra toplanan bu paralar geri verilmedi. Başvuran adaylann ata- ması yapıldığı için kişiler bu paranın ardına düşmediler. Oğretmenlik sınavma ilişkin bırkaç nokta daha var, dile getirilmesi gereken: Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM'ye yaptır- dığı smavı, bu smavm yapılmasını içeren ka- ranndan önceki öğretmen adaylanna uygu- layarak bir haksızlık yapmıştır. Sözgelimi bu yıl yapılan sınava, eğitim fakültelerine 1996-1997 eğitim-öğretim yılında giren öğ- retmen adaylan katılmıştır. Işte bu nedenle, 1998- 1999 eğitim-öğretim yılında uygula- maya konulan bir yasamn ya da Bakanlar Kurulu karannın geçmişe yöneük biçimde ge- rekleştirilmesinin yasal açıdan sakıncalan bulunmaktadır. Oysa doğru olan, smav ka- rannın alınmasından sonra oğretmenlik hak- kını kazanan kişilere uygulanmasıydı bu sı- navın. Aynca bu adaylar, neye dayandınlarak ko- nulduğunu bilmedikleri 70 barajıyla da kar- şılaşmışlardır. 70 barajının ne kadar yüksek olduğu. bu smava girenlerle kazananlar ara- sındaki orandan da bellidir. Bu baraj siste- miyle ülkemizdeki öğretmen açığımn kapa- tılamayacağı da çok açıktır. Bu yıl, geriye dönük biçimde uygulanan bır karann getirdiği sınava giren öğretmen adaylan, hem sorulann türünü ve düzeyini bilmemeleri hem de alanlanrun dışmda so- rular sorulması açısından haksızhğa uğra- mışlardır. Sözgelimi eğitim fakültelerinin Türk dili ve edebiyatı bölümünden mezun olan bir öğ- retmen adayı, alanıyla hiç ilgisi olmayan ma- tematik sorulanndan sorumlu tutulmuştur. Matematikçiler açısından bakılınca da durum tersinden aynıdır. Yine bu sınavda, eğitim fakültelerinin eğitim derslerini dört yıl bo- yunca alan öğretmen adaylanna bu alanla il- gili hiçbir soru sorulmamıştır. Bu nasıl bir smavdır ki sizi, dört yıl boyun- ca aldığınız derslerin kimilerinden hiçbir so- ruyla karşılaştırmıyor; tersine, dört yıl için- de almadığınız derslerden çıkan sorularla meslek yaşamnıa girişinize ya da giremeyi- şinize karar verdiriyor. Kanımızca Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl yaptığı suıavın sorulanyla ve 70 barajıyla ne ülkemizdeki öğretmen açığını kapatabilecek ne de bu konuda başanlı oldugunu söyleye- bilecektir. Torpille atanmayı önlemek gibi bir iyi niyetten hareket ettiğine inandığımız ve bunda da hakh olan Milli Eğitim Bakan- lığı, bu yıl oğretmenlik sınavma giren öğret- men adaylanna yukanda sayılan nedenlerle haksızlık yapıldığını, bu adaylardan çoğunun özlemle oğretmenlik mesleğine giımek iste- diğini düşünerek tez elden başka bir uygu- lamaya yönelmelidir. Aynca şu da bilinmelidir ki Milli Eğitim Bakanlığı'nm yaptığı bu sınavla, öğretmen yetiştirdiğini bilerek onlan hazırlayan, onla- ra diploma veren eğitim fakültelerinin duru- mu da bu anlamda tartışılır olmaktadır. Or- ta (vasat) düzeydeki bir öğrencinizin bu sı- navı kazanarak öğretmenliğe atanacak ol- ması, çalışkanlığmdan kuşku duymadığınız ve bunu öğrencilik yıllannda aldığı notlarla da kamtlayan bir başka öğrencinizin atanma- yacak olması, bizim duyuncumuzu (vicda- nımızı) rahatsız ettiği kadar Saym Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu'nu da rahatsız etmelidir. Nâzım'ın 'İnce İstanbul'u Muhsine HELİMOĞLU \AVUZ N âznn Paris'te. bir kitabını, res- sam Tn-aje ye (Dikmen) "Ti- raje'ye, İstanbul'um gibi ipin- ce hanıma, lazuna" dıye im- zalamış. Nâzım'ın özlemini çekerek öldüğü "Ince İstanbul"una bakı- yorum. Evet Büyükada'da yaşarken Tira- je'nin ÇelikGülersoy'un köşklerinin bah- çelerinde söyleşirken, Sami Karaören'in çiçekli balkonunda çay içerken, Galata Ku- lesi'nden, Çırağan'dan, Ortaköy'den, Hi- sar'da Aşiyan'dan onu seyrederken gerçek- ten ince, ipince, içe işleyen bir güzelim cennet, ruhu yücelten bir derinliktir Istan- bul. Beyoğlu'nda ayaklanruza dolanan sokak çocuklanyla, kaymış gözleriyle serseri ma- yın gibi ortalıkta dolaşan tinercileriyle, ar- ka sokaklardaki hayat kadmlan ve erkek- leriyle, zaman zaman soluk alamadığınızı duyumsadığınız insan denizi, arapsaçı tra- fiği ve çirkin beton yapılaşmasıyla da bo- gulduğunuz bir cehennemdir aynı zaman- da. Boratav Arşivi'nin masallannı yayına haztrlamak için kaçıp saklandığım Bod- rum'da, birincı cilt "UçarLeyli''yi bitirir bi- tirmez, Istanbul-Büyükada'ya döndüğüm- de, çok sevilen birisine kavuşmuş gibiydim. Sonra da yirmi yedi yaşındaki oğlumu do- ğum gününde elinden tuttuğum gibi "Da- ha önce ghmistik ya" demesine aldırma- dan, Fikret'e, Aşiyan'a götürdüm. (Anka- ra'dayken de 'Anıtkabir'e götürürdüm). Fikret'in çalışma odasımn duvannda asılı olan "Sis" ve "Rücu" şiirlerinin öyküsünü anlatıp, kim bilir kaçıncı kez Hahık'la olan baba-oğul ilişkisinden söz ettim. Oğlumun yeni yaş günlerinden birisinde de armağan olarak onu Nâzrm'm mezanna götürmek is- tiyorum, ama Moskova'daki "Novodoviçye râodbişçe" mezarlığındaki mezanna de- ğil. Onun "tnce tstanbuTundakı ya da Ana- dolu'daki mezanna... Yeri gehnişken bir kez daha sorahm: Nâzım'm mezan çok sevdiği ve özlemini çekerek öldüğü ülke- sine ne zaman gelecek... Biz bu düşün ger- çekleşmesini, daha ne zamana değin bek- leyeceğiz ve Nâzun'm yüreği ile elleri, bu özlemle daha ne kadar yanacak... "Bir vapur geçer Varna önünden Uy Karadeniz'in gümfiş teDeri Bir vapur geçer Boğaz'a doğru, Nâzım usukacık okşar \apuru YanareUerL" PENCERE Tiirklere Sövmenin Dayaralmaz Çeklmi... Gözleri çakmak çakmaktı.. Burnundan soluyordu.. Bozuk çalıyordu.. Sordum: - Neyin var?.. Ters ters baktı: - Allah, dedi, Türklerin cezasını versin!.. - Anlamadım.. - Insanlığın başına bela TürklerL - Ne oldu?.. - Amerikan Temsilciler Meclisi Alt Komisyo- nu'nda karar alınmış... - Nasıl bir karar?.. - Türkler 1915'te Ermenilefi soykınmdan ge- çirdiler ya, hesabını verecekler... - YalanL - Ne yalanı?.. - 1915'te Istanbul'da ve öteki şehirierdeya- şayan Ermenilerçok rahattılar; birsoykınm ol- sa hepsini hedef almaz mıydı?.. - Boşuna konuşma!.. Türk yabanıl, işkence- ci, ilkel, köylü, uygarlık düşmanı!.. -Ağırol!.. - Kürtleri ezen Türkler değil mi?.. - Dur bakalım.. - Yunanistan'ı savaş tehdidi altında tutanlar Türkler değil mi?.. - DemeL. - Suriye'nin suyunu kesen Türkler değil mi?.. - Dinle biraz.. - Ermenistan'ı kuşatıp zavallılara geçit ver- meyen Türkler değil mi?.. - Yanlış biliyorsun.. - Kıbns'ı işgal eden Türkler değil mi?.. - Durcanım.. - Osmanlı padişahlan kardeşlerini devlet ya- ranna boğdurmuyorlar mıydı?.. - Biraz soluklan... - Türk Türk'e övünür, kendini bir halt sanır, ya- zannı hapseder, şairini dışlar, 6-7 Eylül'de Istan- bul'u kim yağmaladı?.. - ?.. - Tesettürlü kız öğrenciyi üniversiteye sokma- yarak demokratik hakkını çiğneyenler kimler?.. - Türkler!.. - Erbakan'a dört ay hapis cezası verenler?.. - Türkler!.. - Askeri yönetimleri baş tacı ederek demok- rasiyi katledenler?.. - Türkler!.. - Osmanlı Imparatoriuğu'nu batnp her şeyi yü- züne gözüne bulaştıranlar?.. - Türkler!.. - Resrni tarih yalan!.. Inönü Savaşı yok, Ça- nakkale Savaşı'nda Mustafa Kemal'in esami- si okunmaz, Kurtuluş Savaşı emperyalizme kar- şı değil, Istiklal Mahkemeleri 150 bin kişiyi astı, cumhuriyet uydurma, Türklerin tarihi kılıç, kal- kan, mehter takımı!.. Avrupa işini biliyor, Türk- ler AB'ye girmek için önce adam olsunlarl.. - Evet, adam olsunlar!.. • Medyadaki köşelerde, Türklere ne kadar sövüp Atatürk'ü ne kadar kötüleyebiliyorsan, o kadar makbule geçiyorsun, entelliğin raconu bu!.. Günümüzde "tarafsız aydın" olmak kolay... Türklere küfredeceksin. Sakın bir başka halka; Arap'a, Fransız'a, Er- meni'ye, Yunan'a, Amerikalı'ya. Alman'a laf edeyim deme; adın ırkçıya çıkan ama, Türklere sövdün mü entelleşip prim yaparsın. Emre Kongar 28 Şubat ve Demokrasi K I T A B E V F o r d FOCUS! Iş Bankası kredi kartınızla yaptığınız alışveriş ya da nakit çekme işlem toplamının her 250.000.000 TL.'sına bir çekiliş hakkı. Her çekıliş hakkına on Ford Focus'tan binni kazanma şansı. 444 02 02 - www isbank.com.tr Bukampaiya M» Pıyango Hares tnn B 02 IMPI 0 130O0Z1057-5187 say» ^ 1 6 2000 tart* ızmyle duzanienn^lr KaMm Şartlar. • Çeiglşe kaw**™k .pn T!rtye Iş Bantes. A^Ş gen^k ttşı w « i «art ıruşlera o»nak geredmekted» • tş terkası K/edi Kartı mûşaensne bağlı öutun k^rtaha yap<«an her 25G mdyon TL1* ahşvef^ ya da naM çtom bjlanna br çskıfcş mmarası vefiecektr • Çe*mş tantade krech karvnm kuiammını enge«ey«n tefftangı br durum (borcun duzenk odenmefnesı çalınma vb) c*naması gerekmektedr • Turtaye \ş Bankası mensupten ve 18 yaştndan kuçı*Jer çafcüşefcaMamadar• J^ 1î 2000 saat 10 30 da yaptlacak çakılç sonocunda kazanartar 16 112000tartl> Hûrryet gazetesmn Tufiuye baskısındateoecMecekir * KDVhançiüm yasal yukûn***ler XM*^e amr • &r kışı en teja br#cramye kazanat* • AaHer ıçn ]^»n bögetef tamamönmış haöe son başvunj tarih) 01 12 2000 yedekler k^n son başvunj tanhi 16 12 2OOOdır i. TURKIYE St BANKASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle