Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ
8 HABERLERİN DEVAMI
Istanbul
Edırne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
PB
Y
PB
PB
A
A
A
A
C P
31
30
28
34
35
36
35
B 26 Adana A 36
Zonguldak B 27 Antalya
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
B
B
B
B
27
24
26
29
31
29
27
A 35 Kars
Mersın
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
A
A
A
A
A
B
B
32
32
34
31
32
27
23
B 22
Parçalı bulutlu
Yurdun kuzey kesimle-
ri parçalı buiutiu, Trak-
ya sağanak yağışiı ote-
ki yerter az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığında önemlı bır
değışıklik olmayacak.
Ruzgar yurdun bat ke-
sımlerinde güney ve
doğu, doğu kesımienn-
de kuzey ve doğu yön-
terden hafif, ara sıra or-
ta kuvvette esecek.
S MERKEZL
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
14
14
15
22
22
22
25
17
Münih PB 21 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
B
Y
Y
Y
PB
PB
18
17
25
15
18
18
25
30
PB 17 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
Y
PB
PB
PB
PB
A
12
30
13
26
30
20
27
33
A 35
Stslı k
Çok bulutlu . Yağmurtu Karlı Sulu kar , Gök gürüttuiü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Ne çare, Cem'in, umut aşılayan vurgulaması
Cem'e layık biçimde hafif özüıîü. "Türkiye'nin üze-
rine düşenleriyaptığı takdirde" diye başlıyor.
Türkiye'nin "üzerine düşenleri" ise: Başbakan
Ecevrt açıkladı. Hemen her konuyu içeren uzun bir
liste.
Listede Türk yemeklerinden vazgeçilmesi, Avru-
pa mutfağına uygun gıda rejiminın topluma sindiril-
mesi dışında hemen her türden AB'ye uyum sağla-
yacak kurallar, yasalar, düzenlemeler var ki vari
AB'nin Genişlemeden Sorumlu "Komiseri" Ver-
heugen, Insan Haklan Üst Komisyonumuzun hazır-
layıp hükümete sunduğu raporu pek beğenmişti.
Bakanlar Kurulu raporu ufak tefek "çekincelerie"
kabul etti.. Fakat?
Raporun kimi yerleri bir ortağın ciddi muhalefe-
tiyle karşılaştı!
Bu "muhalefet", Bakanlar Kurulu tartışmalann-
dan sonra AB'ye sunulacak "bir çeşit taahhütname
niteliğindeki demokrasi paketi"r\\ değişik bir adla,
'referans ve ça//şma belgesi' başlığıyla kabul ettir-
di.
Oysa, 8 Kasım'da AB, Türkiye'nin yapmayı taah-
hüt ettiği yaptınmları içeren bu metne dayanarak
"katılım ortaklığıpelgesini" itan edecek.
Insan Haklan Üst Kurulu raporunun içerik ve isim
değiştirilerek önüne gelmesini AB acaba nasıl de-
ğerlendirecek?
Nitekim; Avrupa'nın kimi ülkeleri Bakanlar Kuru-
lu'nda kabul edilen metne değişik gözle bakacak-
lamı duyumsattılar..
ömeğin Ispanya; raporun hükümette tartışılma-
sını "çokolumlu birgelişme" diye nitelemesine bir
ek yapıyor: "Imzalanması ise çok daha olumlu ola-
caktır".
Fransa, raporun kabul edilmesi kadar uygulanma-
sını da önemli görüyor.
Almanya; raporun "resmileşmesineyönelikgeliş-
meteri" iziiyor.
Bu yargılar; Bakanlar Kurulu'ndaki değişiklikler-
den önce Verheugen'in beğenisini kazanan, kuşku-
suz AB üyelenne dağıtılan rapor metniyle bağlantı-
lı.
Bakanlar Kurulu'ndan geçen son metinde; orta ve
uzun vadeye yayılanların dışında kısa vadede Çözü-
me ulaştınlması istenilen, ömeğin özgürlükler için
(312) bir ifade yok. Idamın kaldırılması yok!
Umut Mehmet'in ekmeği
AB üyelerinin her yerde, ancak hangi anlamda
kullandığı bilinmeyen tartışmalı "azınlık" sözcüğü-
ne dayanan ıfade, "ulusal azınlıkların konınması"
MHP'nin muhalefetıyle karşılaştı.
Başbakan'ın "Azınlıklarkonusunu Avnıpa'ya ka-
bul ettirdik, endişe edilmemeli" demesine karşın;
özellikle kuzey ülkelerinin tutumunu göz önünde tu-
tan MHP direnmekte haklı mı değil mi?
Başbakan kuşkusuz, Avrupa'nın, Kürtleri azınlık
görme eğilimine karşı Lozan'ı öne sürerek Türki-
ye'de azınlık olmadığını kabul ettirdiğimizi söylemiş
olabilir. Yazılı bir güvenceyi Bahçeli'ye gösterdi mi
acaba?
Kimileri idamın kaldınlmasına direnen MHP'nin
yumuşadığından söz ediyor. Oysa, MHP dün ne
söylüyorsa bugün yineliyor. Toplum eğilimlerini yan-
sıtan kararları şu:
Öcalan infaz edılir, ölüm cezası kalkar!
öcalan'ı ipten kurtarmaya azmetmiş Avrupa ile AB
tam üyeliği uğruna idamın hemen kalkmasından ya-
na olan Ecevit ile toplumdaki eğilime koşut hareket
eden Bahçeli'nin böylesi duyarîı bir konuda uzlaş-
malan, anlaşmalan olanaksız!
Idam gibi, azınlıklar gibi konularda direnmesi, he-
le Bahçeli'nin Başbakan'a Komiser Verheugen'e ve-
rilen rapor metninin daha önce kendisine iletilmedi-
ğine ilişkin yakınılan göz önünde tutulursa...
... MHP'nin, hükümet içınde hem iktidar ortaklığı
hem de muhalefet görevi yaptığını kabul etmek ge-
rekecek galiba!
Kanıt mı? Ortada: "Rapor hükümetimizce 'res-
men' benimsenmiştir" ifadesı Bahçeli'nin itirazı üze-
rine Ecevit'in kamuoyuna yaptığı açıklamadan
çıkanldı.
Daha işin başındaki gelişmeler ilginç değil mi?
tki tutuklu ölüm sımnnda
Istanbul Haber Servisi -
Ümraniye Cezaevi'nde
bulunan ve idamla yargı-
lanan Kâzım Yılmaz ve
Hasan Kızılkaya adlı iki
tutuklu, hastalıklannm
ilerlemesi nedeniyle
ölûmle karşı karşıya. İCı-
zjlkaya'nın hepatit B. Yıl-
nj&z'm kalbinden rahat-
sızlığı olduğunu belirten
avukatlan, iki gencin te-
davi edilmesi için başvu-
ruda bulunulduğunu, an-
cak halen tedavi edilme-
diklerini söylediler.
IHD tstanbul Şube-
si'nde basın açıklaması
yapan avukat Mehmet Er-
bil ve Fatma Karakuş.
idamla yargılanan her iki
hastanın tedavileri için kı-
sa bir süre sonra Avrupa
tnsan Haklan Mahkeme-
si'ne başvuracaklannı be-
lirttiler.
İ3AMNEŞTY
International
Ulnslararası Af Örgütü, bugün cezaevinden çıkacak olan
insan haklan aktivisti AJan Birdal'ı Ankara Merkez Kapalı Ce-
zaevı önünde bir "çiçek denizi"' ile karşılayacak.
Uluslararası Af Örgütü, sadece ifade özgürlüğü hakkını kul-
lanmış olduğu için cezaevıne konan Akın Birdal'ı dâşfince snç-
Inso olarak görmektedir
Uluslararası Af Örgütü. Türk hükümetinden, ifade özgür-
lügünü kısıtlayan Türk Ceza Vasası'nın 312. Maddesi'ni de-
ğiştınnesını veya yürürlükten kaldırmasını talep etmektedir.
Uluslararası Af Örgütü. tüm düşûnce suçlulannııı serbest bırakılması; sı-
yasi tb.ukhılanıı derhal ve adıl olarak yargılanmalanmn sağlannusı; ölüm ce-
zasmııı. tutuklulara ışkencev e dıger acımasız muamelelenn u>gulanmaınası. sı-
yası öldûrmelenn ve kayıplann son bulması ıçın kampanyalar yürüten dünya
çapında bağımsız bır ınsan haklan hareketıdır
Af Örgütü seksıvonlan bulunduklan ülkelerle ılgılı çalışma yapmazlar.
Uluslararası Af Örgütü-Amerika, Ingiltere, Hollanda,
Fransa ve Norveç Seksiyonlan
'Evrensel bansa katkKİa bııhnıınr
H Baştarafı 1. Sayfada
rak "Üniversitelerin bttimsei fa-
attyetiermin yanında, demokrasi
küHürünün egemen olduğu, öz-
gür düsûncenin yaraba dûşûnce-
ye dönûştüğü, her türiü düşünce-
nin özgûrce tarOşüdığL, evrensei
değerierin özümsendiği ve geüşti-
ği kurumlar durumuna getanesi
gerekmektedir'" dedi.
Sezer, ilk üniversite akademik
açıhşını Muğla'da yaptı. Dün sa-
at 10.00'da uçakla Dalaman'a ge-
len Sezer, buradan askeri helikop-
terle Muğla Piyade Taburu'na,
oradan da Muğla Valiligi'ne geç-
ti. Muğla Valisi Liitfi Yiğenoğ-
hı'ndan kısa bir brifıng alan Sezer,
daha sonra üniversite kampusuna
geçti. Kampusun kafeteryasında
yapılan törenin ardından helikop-
terle Gökova Okluk Koyu'na ge-
çen Cumhurbaşkanı Sezer, bura-
da da dönemin Cumhurbaşkanı
Turgut Ozal tarafından yaptınlan
ve eski Cumhurbaşkanı Sûleyman
Demirel tarafından hiç kullanıl-
mayan devlet konukevinde incele-
melerde bulundu.
Daha sonra Uluslararası Kenan
Evren Koleji'nin temel atma töre-
nine katılan Sezer, ardından An-
kara'yadöndü. Muğla Üniversite-
si'nin akademik açılışuıda konu-
şan Cumhurbaşkanı Ahmet Nec-
det Sezer, Türkiye'nin 2000'li yıl-
lara, gelişmiş üİkelerin özgürlük-
leri temel alan hedefıni yakalaya-
rak insan haklan ve demokrasi ek-
sikliklerini gidermek üzere yola
çıktığını beürterek "Modern dû-
şfincenin gelişmesine, demokrasi
kfiitürünün yerleşmesiııe üniversi-
telerkatkısa|lamabdırw
dedi. Se-
zer, gençlere seslenirken "Ulusal
kûltfirfimüze sahip çıkarak evren-
sd değerlerle sentezkştirip evren-
sei banşa, kardeşliğe katkıda bu-
lunun. Bunu yaparken Atatürk
devrim veflkekrjnirehberedmin"
diye konuştu.
Atatûrkönderlığınde, ulus ege-
menliğini üstün kılarak ve evren-
sei değerleri ilke edinerek kurulan
Türiaye Cumhuriyeti'nin, hedefı-
ni, çağdaş uygarhk düzeyine ulaş-
mak biçiminde ortaya koyduğu-
nu, Cumhuriyet'in en önemli pro-
jelerinden birinin üniversiteler ol-
duğunu vurgulayan Sezer şöyle
konuştu: "1933 yıhnda kabul edi-
len 2552 sayıh kanunla, Osman-
h'dan gekn Darülfünun geleneği
taribe kanşmtş, Türkiye Cumtau-
riyeti'nin çağdaş bir yapıya sahip
üniversiteleri doğmuştur. Üniver-
site reformunun başansında o SH
rada totaüter devletterin basküa-
nndan kaçan uluslararası üne sa-
hip yabancı bilim adamlannm da
önemli katktlan olmuştur. Türia-
ye yabancı bilim adamknna ner
tüıiü desteği ve özgür çabşma or-
tanunı sağlayarak büiroe ve bilim
adamına verdiği önemi daha o
gûnden ortaya koymuştur."
Bugün cumhuriyetin kurulma-
sıyla başlatılan üniversite hamle-
sinin hızla devam ettiğini, ancak
üniversiteyi bitiren gençlerin hep-
sine iş olanağı bulunamamasının
kendisini üzdüğünü belirten
Cumhurbaşkanı Sezer sözlerini
şöyle sürdürdü: "Fakat üniversi-
telerimizden diploma alan çoğu
gencimizin dünyanın değişik filke-
lerinde iş olanağı bulabilmesi ve
büimsel alandaki başanlan bizie-
re gekcek için ümit vermektedir.
Üniversitelerin bilimsel faahyede-
rinin yanında, demokrasi kültü-
rûnün egemen olduğu, özgür dü-
şüncenin yaraücı düşünceye dö-
nüştüğû, her türiü düşüncenin öz-
gürce taıUşıldığı, evrensei değerie-
rin özümsendiği, geUştiği kurum-
lar durumuna gelmesi gerekmek-
tedir. Özellikle çabşma kümırün-
den uzlaşma kültürüne geçişte
gençlerimize büyük sorumluluk-
lar düşmektedir."
Muğla Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ethem Ruhi FıgJah da,
son yülarda ücretlerin dengesizli-
ği nedeniyle öğretim üyeliğinin
cazibesini yitirmesinden yakınır-
ken mesleğin cazip hale getiril-
mesini istedi. Fığlalı, "ilahiyatçı''
kimliğini anımsatarak yaptığı ko-
nuşmasmda, Türkiye'de laiklik
projesinin tam anlamıyla hedefı-
ne ulaşıp kurumlaşamadığını sa-
vunarak şunlan söyledi:
"Cumhuriyet'üı ilk onhı yüla-
nnda, ülkenin muhtetif yerlerinde
birnüca, yani geriye dönüş. geçmi-
şi yeniden kurma ham hayaü ile
karşuaşmış ve görünüşte üstesin-
den gelmiş ve o zihniyet sindiril-
mişti. Çok partili dönemk büiik-
te bir ktsım sözde tarikat ve din is-
tismarosı cemaaderin parti kur-
malan veya kurulmuş partileri
kuDanmaksuretiyle iktidanelege-
çirmeyi düşleyen faaliyetierine ve
hatta intanhk adına utanç duyula-
cakdehşetteki cinayetkrine rastb-
nıroiundu."
Sezer: El sıkıııayaıı valiler var
ANTCARA(Cumhuriye*Bürosu)-Cumhur-
başkanı Ahmet Necdet Sezer'in aralannda
Feöıullahçılann bulunduğu üeri sürülen vali-
ler kararnamesine tepki göstererek "Eisıkma-
yanlarda var" dediği bildirildı.
Memurlann meslekten çıkanlmasmı kolay-
laşüran kanun hükmünde karamame (KHK)
ile ilgili tamşmalar sırasında Cumhurbaşka-
nı Sezer ile Başbakan Yardımcısı Hüsamet-
tin Özkan arasında restleşme ohnuştu. Öz-
kan. Sezer'i KHK'yi imzalamaya ikna etmek
amacıyla yaptığı görüşmede, "trtica De mü-
cadek için bu kararnamenin çokönemli oklu-
gunu" söylemişti. Sezer'in ise buna karşılık
olarak "Eğer irtica ile mücadetede bu kadar
önemliyse, siz de irticaya bu kadar karşıysa-
nız,ozaman valilerkararnamesini bana getir-
memeniz geretdrrJL Aralannda el sıkmayan-
lar da wr* dediği öğrenildi. Sezer'ın hükü-
metle çatışmamak için valiler kararnamesini
imzalamayı uygun gördüğu savunulmuştu.
Hükümetın, KHK ile yapmayı düşündügü dü-
zenlemenin ardından tçişleri Bakanlığı perso-
neli olan ve tarikat yanlısı 200"ün üzerinde
kaymakamın kamu ile ılişığının kesılmesi
gündemde. Başbakanlık Takıp Kurulu'nca
daha önce yapılan çahşmalar sonucu halen
aktif görevde bulunmasına karşın
tf
kadm eti
sıkmayan kaymakam ve vali
n
sayısının
umulandan çok olduğu savunuluyor.
'Türkiye barış için çalışıyor
9 c
KÜrt îdlİs'
• Baştarafı 1. Sayfada
cin içüıde olmasına karşın taraflara bır
öneri getirmediğini belirten Bar-Ner, ls-
mail Cem'in taraflar arasındaki bazı yan-
lış anlamalann gideritaıesinde önemli rol
oynadığmı kaydetti. Arafat'm, Israil'in
Harem ül Şerif'te bir sinagog inşa edece-
ğını sandığını, ancak bu durumun Cem'in
ziyareti sırasında düzeltilebildiğini belir-
ten Bar-Ner, Tel-Aviv yönetımınin de
Arafat' uı "dini bir Hder" ohna amacında
olduğu kaygısını taşıdığmı, Türk Dışişle-
ri Bakanı'nın bu konuda kendilerini ikna
ettiğini anlattı.
Bar-Ner, Cem'in Arafat'a, 13 Eylül'de
tek yanlı bir hareketle bağımsız devleti i-
lan etmesinin de yanlış olacağuu söyle-
diğini belirterek "Cem, Arafat'a, anlaş-
maya dayanmayan böyle bir devletin göç-
süz olacağuu ama anİaşmamn ardmdan
kunılacak bir devletin daha sağJam te-
melleri olacağuu bfldirdT dedi. Uri Bar-
Ner, Israil'in Manavgat sulannı satın al-
mak istemesiyle ilgili bir soruya da şu
yanıtı verdi:
"Türkrve'den su ahnaya hazınz. Türki-
ye'deki suyun rezervi ve kahtesi çok iyi.
Ancak taktknğmuzşey,suyunfiyaükonu-
su. Suyun taynma^ı konusunda aralann-
da bir Türk firmasının da bulunduğu 15
firmadan tekttfaktık. Kstaslanmıza uy-
gun 7 teklifi değeriendirmeye başladık.
Taşuna bedeli ile birfikte suyun metreküp
beden 60-70 cent ounah. Çünkü bizim de-
nizden antma yoluyla elde edeceğimiz su-
yun bedeii de bu kadar. tleriki haftalarda
Israil'den bir heyet gekcek ve temaslarda
buhmacak Bize verflecek fryat 60-70 cent
dvannda ohırsa su »l««tgiT ama bir do-
lar olursa almayacağız,''
gözaltına alındı
Haber Merkezi -
Bursa'nın Demirtaş
beldesindeki bir arazinin
yasadışı yollardan
satılması sebebiyle
Bursa Ağır Ceza
Mahkemesı tarafından
hakkında gıyabi
tutuklama kâran
çıkartılan yeraltı
dünyasımn ünlü
isimlerinden 'Kürt Idris'
lakaph Idris Özbir, Avşa
Adası'ndaki villasında
yakalandı.
Bursa Emniyet
Müdürlüğu Organize
Suç ve Silah Kaçakçılığı
Şube Müdürlüğu
tarafindan 1.5 ay önce
gerçekleştirilen
operasyon çerçevesinde
aranan Özbir, dün akşam
saatlerinde deniz
otobüsüyle geldiği Avşa
Adası'nda güvenlik
güçleri tarafından
yakalandı. tdris Özbir'in
yakalandığı sırada
yanında oğlu Rüstem
Özbir'in de bulunduğu
öğrenildi.
GURHANUÇKAN
Sevgili Aziz Nesin'in ünlü
bir sözü vardın "Komünizm-
den neden korkuyortar, anla-
mıyonım. Bize komünizmi ge-
tirsek öyte bir şekle sokanz ki
onu komünist ûlketer b//e ta-
ruyamazlar." (Biraz akıldan
yazdığım için harfiyen böyle
olmayabilir.) Gerçekten de Is-
veç'in uluslararası terminolo-
jiye kattığı "ombudsman"
sözcüğü son günterde ülke-
mizde öyte akıl almaz biçim-
lerde yorumlanıyor ve olma-
yacak kılıklara sokuluyor ki
şaştrmamak elde degil.
"Ombudsman" isveçce'de
birçeşfttemsilci kişi anlamına
geliyor. Var oluşunun en
önemli nedeni, bireylerin ka-
mu kuruluşlanyla ve kurumla-
nyla otan anlaşmazlıklannda
bireyleri ternsil etmek ve ma-
kam istismari olduğu şeklin-
deki başvurulan inceieyip ka-
rara bağlamak. "Ombuds-
man" ve onun/onlann görev-
lendirdiği kişiier cezai bir yön-
teme, yaptınma gidemezler,
yalnızca ilgiti makamlann dik-
katini çekerter ve kamuoyunu
bikjilendtrirler. Bu kurum
emekli ve emektar devlet me-
murlanna verilen bir çeşit
onursal başkanlık, gösterişi
bol btr makâm değildir.
isveç'te en eski ve ilk "om-
bundsman" kurumu "Adatet
Ombudsmanlığı"dw ve baş-
langıcı 1809'a kadar gider.
Adalet Ombudsmanlan (JO) 4
kişidir. Bu kişiler, parlamento
tarafından 4 yıllığına seçilirler
ve hepsi kıdemli, deneyimli
hukukçudur. Göreve başla-
dıklanndan itibaren parlamen-
•Omhudsman' Nedir, Ne Değftfir.
toya karşı özerktir. JO'nun en
temel görevi pariamentonun;
yargıçlan, kamu görevtilerini
ve askeri yöneticileri denetle-
mesine yardımcı olmaktır.
JO'nun görev sahası dtşında
kalan kamu görevlileri sunlar-
dın
Parlamenterter, bakanlar ve
görevine seçjmle gelmiş otan
belediye meclisi üyeleri.
JO'ya yılda ortalama 3 bin
500-4 bin şikâyet gelir. JO,
hangi konulann üzerine gide-
ceğine kendi karar verir ve ce-
zaevleri, askeri tesisler gibi
kamu hizmetindeki yertere ani
ziyaretterde bulunma hakkına
sahiptir.
Diğer ombudsmanlara ge-
lince... Bunlann hepsi birer
ombudsman ve görevindeki
personelden oluşan kuruluş-
tardır. Tüketici Ombudsma-
nı" (KO) taketicilerin satın al-
dıklan mallar ve hizmetterie il-
gili şikâyetleriyte ilgilenir. Hak-
lı bulunan tüketicinin mağdu-
riyettnin gideriimesi için önce
satıcı fırmaya uyanda bulunur.
Bir sonuç alınmazsa o zaman
adli yola başvurması için tü-
keticiye yardımcı olur.
"FırsatEşitliği Ombudsma-
nt" (Jamo) 1980'de oluşturul-
du. Işyerinde kadıniara ve er-
keklere fırsat eşitliği tanınma-
sıyla ilgili yasanın kapsamına
giren başvurulan inceler.
Söz konusu yasaya
1992'de işyerlerinde fiziksel
olarak ve sözle cinsel taciz
kapsamı da sokulduğundan
beii Jamo'ya yılda geten 400
kadar başvurunun çoğunluğu
•••
bu kapsamdadır.
"Etnik Aynmcılık Ombuds-
manı° (DO) 1986'da oluşturul-
du. Bireylerin etnik köken, din-
sel inanç, ten rengi, ana dilr gi-
bi özelliklerinden dolayı aynm-
cılığa tabi tutulduğu kuşkusu
olan durumlarla ilgilenir. Birey-
leri haklan konusunda bilgi-
lendirir, kamuoyunu aydtnlatır
ve saptanan etnik aynmcılık
olaylannda ikjili resmi ma-
kamlan ve adli mercileri hare-
kete geçirir. Irkçılığın hızla tır-
manmakta olduğu Isveçte
DO'ya çok sık iş düştüğünü
burada vurgulayalım.
"Çocuktann Ombudsmanı"
(BO) 1993"te oluşturuldu. Ya-
şı 18'den küçük her bireyin
yazılı ve sözlü başvurusuna
açıktır. Aile içinde istismar ve
cinsel tacizle ilgili başvurular-
da çocuklann kimliği saklı tu-
tulur ve ilgili resmi kurumtara
başvurulur. BO'yaayncaokul-
larda ve anaokullannda çalı-
şan personel de kuşkulandık-
ian durumlarda çocuklann gü-
venliği için başvurabiltr.
"Basın Ombudsmanı" (PO)
seçimi diğerterinden çokfark-
lı olan bir ombundsmandır.
Adalet Ombundsman'ı, Baro-
lar Birliği ve Ulusal Gazeteci-
ler Sendikası temsilcilerinden
oluşan bir komite tarafından
seçilir. Temeli, 1916'da kuru-
lan Basın Konseyi'ne dayanır.
Onursal bir mahkeme diye ta-
nımlayabileceğimiz Basın
Konseyi'nın karanna gelenek-
sel olarak saygı gösterilir. Bu
bakımdan dünyanın en eski
basın kuruluşudur. Son halini
1969'da buldu. Bireylerin,
herhangi bir basın organında
kişilik haklarının çiğnendiği,
hakarete uğradığı ve zan altın-
da bırakıldığı yönündeki baş-
vurularını inceler.
Bu arada bireyin, PO'nun
karannı beklemeden yargı yo-
luna gitme hakkı vardır. PO,
başvuruyu ya yersiz bulur, ya
konuyu Basın Konseyi'ne ak-
tarmaya karar verir ya da söz
konusu yayın organınm bireye
karşı haksrz davrandığını ka-
muoyuna duyurur. İsveç'te
yayın organları "dayatmasız
tekzip" olarak nitelenebilecek
böyte durumlarda PO'nun ka-
rar gerekçesini halka duyurur-
lar, bir çeşit basın ahlakı gere-
ği olarak. PO'ya yıtda 500 ka-
dar başvuru gelir ve bunlar-
dan yaklaşık beşte birinde bi-
rey hakh bulunur. PO'ya baş-
vumıak ücretsizdir.
Bireyin kişisel olarak mağ-
durolmadığı asılsız haber, ko-
nuyu saptjrma vs gibi durum-
larda JO başvuruyu kabul et-
mez. Böyle durumlar Basın
Konseyi'nin Hgi sahasına gi-
rer.
Topaıiarsak, ombudsman
sistemi yalnızca sokaktaki,
mağdur durumdaki ve kendi-
ni resmi dairetere ve özel şir-
ket ve kuruluşlara karşı yaJnız
hisseden bireylerin haklannı
savunmak için oluşturulmuş-
tur.
Böytelikle somut görev ya-
pan bir kurumdur, emekli ka-
mu görevlilerinin bir çeşit sus
payı veya "taltif" olarak otur-
tuldukları maroken koltuklu,
özel şoförlü ve bir dolu hiz-
metkâriı bir "böyyük" makam
değil...
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
soyunan ABD yönetimi, Ermenilerin oyunu alabilmek
için iki tarafa da bu oyunu oynuyor...
Seçim öncesi Ermenilere, "Bakın, size soykınm
uygulandığına ilişkin tarihselgerçeği dile getiriyoruz"
diyecekler.
Seçim sonunda tasan tüm aşamalardan geçme-
miş olacak. O zaman da Türklere, "Biz sizi hiç üzer
miyiz; onlaralt komisyon, yan komisyon falandı. Ba-
kın, nihai karar çıkmadı" diyecekler!
Dinleyenler de bunu yiyecekler!
Başta sözünü ettiğim yazının ardından pek çok
faks ve elektronik posta mesajı aldım. Kimileri şöy-
le söylüyordu:
"Sayın Balbay, bu olaylar 1915'te olmuş. Biz ne-
den üstümüze alıyoruz? Ermenilerin, Mustafa Ke-
mal'/n Türkıyesi'yle bir sprunu olmadı ki!"
Eski milletvekili Reşrt Ülker, geçmiş dönemde bu
konuda yapılan çalışmaları, ABD'deki oylamalan
anımsatıp ekliyordu:
"...Üzüntüm, 85 yıl önce meydana gelmiş olayia-
nn tüm gerçekliğiyle anlatılmamasıdır. özünde Os-
manlı'nın da Ermenilerle sorunu yoktu!"
Yılmaz Hastürk, TBMM üyesi olduğu 1984'te ya-
şananlan anımsatıyordu:
"ABD Temsilciler Meclisi 10 Eylül 1984 günü, Er-
meni iddialanna dayalı olarak, 24 Nisan'ı 'Insanın In-
sana Zulüm Günü' olarak ilan etmişti. Ben de çık-
tım, 24 Eylül'ün 'Kızılderili Soykınmı ve Zencilere Ya-
pılan Işkenceleri Kınama Günü' olmasını önerdim...
MDP ve HP'liler evet dediler. Özal'/n ANAP'ı hayır
dedi. Ben o günkü önerimi yineliyorum!"
Bir başka okur da kısa ve yalın bir soru sormuş:
"Ben o dönemde olanlarta ilgili hiçbir şey bilmh
yorum. Aydınlatır mısınız?"
Bir köşe yazısının sınırlan içinde son soruyu açma-
yaçalışalım...
Ermenilere soykınm uygulandığı iddia edilen 1915
yılında, Osmanlı Parlamentosu'nda 14 Ermeni asıllı
Osmanlı milletvekili vardı. Bunlardan 2'si de bakan-
dı.
Osmanlı, Ermenilere şu adı vermişti:
Millet-i Sadıka... Yani sadık millet. Bu çerçevede,
pek çok Ermeni, yöneticilikte en üst makamlara ka-
dar çıkmıştı.
Çatn camdan ise...
1915 yılı, Birinci Dünya Savaşı'nın alevlendiği bir
dönemdi. Başta Ruslar ve Ingilizler olmak üzere Os-
manh'yı "hasta adam" ilan edip paylaşmayı kafaya
koyanlar, Doğu Anadolu'daki 6 ilimizde Ermenilerin
Osmanlf ya karşı ayaklanması için her şeyi yaptılar.
Daha net anlatımla, Ermeniler Doğu cephesinde
Ruslar^jpjrlikte Osmanlı'yı vurmaya başladılar...
Bunun üzerine içlerinde Ermenilerin olduğu Os-
manlı hükümeti, 7.5.1915'teTehciryani Göç Ettirme
Yasası'nı yürüriüğe koydu. Yasa önce karamame
olarak çıktı, 15 Eylül 1915'te Osmanlı Parlamento-
su'nda onaylandı. .. w . . . . ..
Yasayı birlikte okuyalım: ' '
?
"Madde 1- Savaş halinde, ordu, kolordu, tümen
ve mevki kumandanlan, yurt savunması, asayiş ko-
rvnması ve hükümet emirierine karşı koyma veya s/-
lahlı tecavüz vaki olursa buna karşı derhal askeri
kuvvet kullanarak hareketi bastırmaya, tecavûz ve di-
renmeyi yok etmeye yetkili ve mecburdur.
Madde 2- Ordu, kolordu ve tümen kumandanla-
n, askerigerekler karşısında casusluk ve hıyanet ha-
linde görecekleri kasaba ve köy halkını teker teker
veya toplu halde diğer yeriere sevk ve iskân ettire-
bilirier."
Üzerinde kıyamet kopanlan durum bu. Zorunlu
göç sırasında yaşamını yitiren Ermeni crfdu mu? Evet.
Irısanlığın en kanlı dönemi olan 1. Dünya Savaşı ko-
şullan içinde kan kaybeden sadece Ermeniler değil-
diki.
I. Dünya Savaşı'nın bütün süreçlerinde Ermeni
kaybı 300 bin, Türklerin kaybı 2.5 milyon!
Hiçbir savaşın muhasebesi denk çıkmaz. Yazıyı ra-
kamlara boğmayalım. Ermeniler isterlerse Anadolu
tarihinden banş da çıkarabilirler.
Ama büyük Üİkelerin kucağından Türkiye'ye sa-
panla taş atmanın, en başta onlara yaran yok. Kor-
kanz, önümüzdeki dönem bu konulara çok değin-
mek durumunda kalacağız. Yazıyı bir Ermeni atasö-
zü ile noktalayalırri:
Çatın camdan ise başkasının çatısına taş atma!
balbay@cumhuriyetcom.tr
DUYURU
CAFER ÖZERKOÇun
TAZİYE YEMEĞI
OKMEYDANI CEM EVİNDE
23 EYLÜL 2000 CUMARTESİ GÜNÜ
SAAT 16.00'DA VERİLECEKTİR.
AİLESİ
ANADOLU LİSELERİ VE
KOLEJLERE
HAZIRLIK KURSLARINDA
BAŞARIYA GİDEN YOLDA
"SEÇENEKLERİN EN tYÎSl"
ÎSTANBUL ERKEKLİSESİ
îlköğretim 7. ve 8. Sınıflar
için, Anadolu Liseleri ve
Kolejlere Hazırlık
Kurslarımızın KAYITLARI
DEVAM
ETMEKTEDÎR.
NOT: Kursumuz 23 Eylül 2000
tarihinde başlayacaktır.
Kurs kontenjanımız sımrlıdır.
ISTANBUL LISESI
KURS YÖNETtVÖ
tSTANBULLİSESİTÜRKOCAĞICADDESİ NO.4
CAĞALOĞLU 34440/tSTANBUL
TELEFON: (0 212) 514 15 7<V4 Hat Dahili 126