Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 EYLÜL 2000 CUMA
HABERLERİN DEVAMI
Istanbul
Edime
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manisa
Aydın
Denizli
wmm
PB
Y
PB
PB
A
A
A
A
1
•al28
31
30
28
34
35
36
35
TURKIYE
Sinop B 26 Adana
Samsun PB 27 Mersin
Trabzon PB 24 Diyarbakır A
Giresun PB 26 Şanlıurfa
Ankara B 29 Mardın
Eskişehir B 31 Siirt
Konya B 29 Hakkâri B 27
Sıvas B 27 Van
•Zonguldak B 27 Antalya
B 23
A 35 Kars B 22
Yurdun kuzey kesımle-
n parçalı bulutlu, Trak-
ya sağanak yağışlı, ote-
kı yerter az bulutlu ve
açık geçecek. Hava sı-
caklığında önemli bır
değışıklık olmayacak.
Rüzgâr yurdun batı ke-
DIS
PB 14
de kuzey ve doğu yon-
lerdenhafrf, arasıraor-
ta kuvvette esecek.
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
14
15
22
22
22
25
17
Münih PB 21 Zürih
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
HB
Y
B
Y
Y
Y
PB
PB
18
17
25
1ö
18
18
25
30
PB 17 Şam
MosKova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
PB
A
Y
PB
PB
PB
PB
A
12
30
13
26
30
20
27
33
A 35
Parçalı buluHu Bulutiu k
Çok bulutlu ı Yağmuriu
Ö^1 Sulu kar ı GoK gurultuM
GÜNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Hükümet... Erbakan olayına zincirienmiş, muha-
lefet yapmaktan aciz FP... ana muhalefetin işlevini
üstlenme becerisini gösteremeyen DYP... halkın
doğrudan ılgılendiğı konulan gündem dışı bırakı-
yor.
Yatkalk; Erbakan'ı "fcurfam7a"yayönelikçabalar.
Hükümet; Anayasa Mahkemesi karanyla hem bir
türiü çıkaramadığı affa yol açıldığı, bu arada hem
de Erbakan'ın hapse girmesini engelleyeceği için
mutlu!
Affı yeterli bulmayan, çözümün mutlaka312'den
geçtiğini durmadan dayatan FP de -bakmayın af-
rasına tafrasına- şıkır şıkır.
DYP ise mutlu mu mutsuz mu ne âlemdedir, bi-
linmiyor.
Bilinen tek gerçek, mutsuz insanlar, mutsuz top-
lum!
Halk, hükümet ve partilerintoplumla kesişmeyen
özgürlük türkülerine ilgisiz. Duyulmaya başlayan
zam sesleriyle telaşta.
Işçi, memur sokakta. Hükümetin, partilerin ne
umuruna!
Medyanın gündemindeki birinci madde, akarya-
krta yapılacağı söytenen zamlar.
Hükümetin dünya petrol fiyatlan yükselirken içe-
ride akaryakıta zam yapmamayı yeğlemesi bugün
başımıza yeni çoraplar örüyor.
Amaç neydi? Halkı korumak!
lyi güzel, ama hükümet zamdan kaçınmak uğru-
na akaryakıttan alınan Akaryakıt Fiyat Istikrar Fo-
nu'nu, bu yıl tam 42 kez, evet tam 42 kez aşağıya
çekti.
Sonuçta fonu sıfıriadı: "Dışanda petrol fiyatlan
arttıkça fonu düşürerek iç piyasaya fiyat artışını
yansıtmadı."
Hükümetimiz fonu srfıra indirmekle yetinmedi.
Bu yıl içinde Akaryakıt Tüketim Vergisi'ni 20 kez
düşürdü.
Geçen ay enflasyonun yüksek çıkmasını özel sek-
tör zamlanna bağlayan hükümet; akaryakrtta ger-
çekçı fiyat politikalan izlemeyerek bizi, olası yüksek
zamlann söz edüdiği bugünlere getirdi.
Olası yeni zamlann yürüriüğe girmesi ekoriomiyi
nasıl etkiler, göreceğiz.
Yeterince sorun yokmuş gibi; buğday amban Tür-
kiye'yi "ekmeklik buğday sıkıntısı"n\n beklediğini
içeren haberler son gelişmelerin cabası.
• • •
Toplumsal sıkıntılann giderek boyutlandığı gün-
lerdeyiz; Türk sıyasal yaşamının "önemli bir konu-
su" hizipçilik hastalığı ve partiyi kendi malı sayan
Baykal'ın yeniden sahne almasıyla yine gündeme
girdı.
CHP, üzerine düşen toplumsal görevi yerine ge-
tireceği yerde; sanki vazgeçilmez bir siyasal değer-
miş gibi Baykal soaınunu tartışıyor.
Bu manzara, doğal olarak toplumda ilgi yerine
tepki çekiyor.
Deprem felaketinde maddi ve manevi değerleri-
ni yitiren Karamürselli okuyucumuz I. Hakkı Da-
lay'dan gelen mektup, CHP'deki gelişmeleri bakı-
nız nasıl değeriendiriyor
"Burada CHP'li bir aileye mensubuz. Bununla if-
tihar ediyorum.
Karamürsel'de sanat enstitüsünün yapılmasını
sağladım. Kız Meslek Lisesi'nin açılmasını dolaylı
olarak sağladım.
Şehit torunuyum.
Türkiye ile yatıyorum, Türkiye ile kalkıyorum.
Bu kurultay seçimlerinde; Murat Karayalçın ve
Hasan Fehmi Güneş/n AJtan Öymen'/e biriikte ol-
malannı Tann'dan dilerim.
Aksi halde, Baykal veya emanetçisi seçilirse
CHP'den aynlacağım.
Hepimiz.
Sosyaldemokrat Halkçı Parti yeniden kurulabilir.
Bunların hiçbirisi olmazsa?
Oyum Işçi Partisi'ne...
Türkiyemize esenlikler dilerim."
Bız de!
Antinükleer proje
BÜLENT SARIOĞLU
i
ANKARA - ABD, nükleer denemelere
karşı geliştirilen savunma sistemini
Türkiye'de deprem araştırmalan için de
kullanmak amacıyla yeni bir sismik
ıstasyon açacak.
TBMM Genel Kurulu'nda onay
bekleyen anlaşmaya göre tamamen ABD
teknolojisiyle kurulacak istasyon, başta
Rusya olmak ûzere Türkiye çevresindeki
nükleer denemelerin yanı sıra fay
hatlanmn sismik hareketlerini izleyecek.
Istasyonun çahşmalan. nükleer
denemelerin fay hatlanna etkisini de
aydınlatabilecek.
Başbakan Bülent Ecevit'in geçen yıl
ABD'ye yaptığı ziyaretin ardından şubat
aymda Ankara'da imzalanan anlaşma,
TBMM Genel Kurulu'nun yoğun
gündeminde geri sıralarda bekliyor.
Anlaşma yürürlüğe girdiğinde, 1951
yılında Ankara'da kurulan Belbaşı tesisi
kapatılarak, tamamen yeni teknolojiyle
yeni bir sismik araştırma istasyonu
kurulacak. tstasyon, Nükleer
Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması
Anlaşması (NDYA) doğrultusunda
uluslararası izleme ağının ana
istasyonlanndan biri olacak.
Ortak savunma anlaşmalan kapsamında
ABD kurumlanyla ortak çalışma yüriiten
Belbaşı istasyonu, Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne bağlı olmakla biriikte,
işletme sorumluluğu ABD'de bulunuyor.
Yeni istasyonun işletme sorumluluğu ise
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli
Rasathanesi ve Deprem Araştırma
Enstitüsü'ne geçecek.
Nüfus cüzdanımı, ehliyetimi ve sigorta kartımı
kaybettim. Hükümsüzdür.
HASAN MANDALOĞLU
Bir sıınfta 130 öğrenciI Baştarafi 1. Sayfada
renci alıyor.
Öğrenci sayısı 100'e vurdu mu,
bir sıraya dört öğrenci bile otursa
sınıf yetmiyor. Öğrencilerin bir
bölümü kalabalıktan yararlanıp
teneffüslerde evine kaçıyor. Öğ-
retmenlerin, kimlerin kaçtığını
anlamasına olanak yok. Sınıflan
dolaşırken bir öğretmen. "Girin,
10 dakika durun, bakalım gürül-
tû) e dayanabilecek misiniz" dıyor.
Giriyoruz, ama ancak birkaç da-
kika dayanabiliyoruz.
Birinci sınıflann ögretmenleri
yalnızca ön sıralarda oturanlann
adlannı öğrenebilmişler, ders ola-
rak da çizgi çizdirip duruyorlar.
Kimi sınıflarda, öğretmenlerin
yardım istediği veliler, sıralar ara-
sında dolaşarak, öğrencilerin doğ-
ru çizip çizmediklerini kontrol
ediyorlar.
Ikinci haftanın sonunda sesi ta-
mamen kısılmış bir birinci sınıf
öğretmeni, "Nasıl ders veriyorsu-
nuz" sorusunu, "Yalnızca çizgi çi-
ziyorlar. MasaL hikâye nasıl anla-
tacağun? Sesim çıksa da dinleyen
yok. Bu skısıklıkta beslenme ya-
pamryoruz, her gün birkaç suluk
kınbyor. Ön sıralar dışındakilerle
üetişim çok zor" diye yanıtlıyor.
16 yıllık bir başka öğretmen, "Bu-
güne kadar böyk şey görmedim.
Eğitim hiç yok. Yani çocuklara
sevgryi, saygıyı, iyi insan olma ku-
rallannı öğretemiyoruz. Oğretime
gelince, onun da bu koşullarda iyi
olmasına olanakyok. Bir sınıfta 30
öğrenciden falan vazgeçtik, 50-
60'a razryız, ama 100-130 olunca
'dur, sus, otur'la ders bitiyor. Geç
kalanlan yer olmadığı için evleri-
ne geri gönderiyoruz. Birinci sınıf-
lan ezilınesinler diye bir ders ön-
ceçıkanyoruz. Atamalaryapdma-
dığı için küni dersler de boş geçi-
yor" diyor.
1500 öğrenci için yapılmış
okuldaki tuvaletlerin bu sayının
üç katma yetmesi tabii ki müm-
kün değil. Buyüzden yalnızca te-
neffüslerde değil, ders sırasında
da isteyen tuvalete gidebiliyor.
Tuvaletler de girilemeyecek kadar
pis ve özellikle küçük çocuklar
için tehlike yaratıyor. Okul, özel-
likle sabahçılann gidiş, öğlencile-
rin geliş zamanı olan öğle saatle-
rinde ana-baba gününe dönüyor.
Binlerce öğrenciye veliler de ek-
lenince hem kömürler ve inşaat
malzemeleriyle dolu bahçede
hem de okulun önündeki sokakta
ayakta duracak yer kalmıyor.
Sonuç olarak bu durumdan öğ-
retmenler de, veliler de, öğrenci-
ler de şikâyetçi. Bu mahalleye bir
an önce yeni bir okul yapılmasını
ve böylece sınıf mevcutlannın
düşürülmesini istiyorlar.
Yımanistan'la ortak tarih kitabı çahşması
tstanbuî Haber Servisi - Tarih ders kitapla-
nndan düşmanca öğeleri ayıkJamak amacıyla
Türk ve Yunan tarihçileri lstanbul'da bir araya
geldi. Sabancı Üniversitesi'nin, merkezi Sela-
nik'te bulunan Güneydoğu Avrupa'da Demok-
rasi ve Banşma Merkezi (CDRSEE) bünyesin-
deki "Güneydoğu Avrupa OrtakTarih Projesi
Ders Kitaplan Kurulu" ile işbirliği yaparak
gerçekleştirdiği atölye çahşması başladı. Atöl-
ye çahşması kapsamında bır araya gelen ortak
tarihe sahip Balkan ülkelerinin tarihçi bilim
adamlan, ülkelerindeki okullarda okutulan ta-
rih ders kitaplanndaki düşmanca mesajlann
yerine evrensel bahşçıl anlayışın egemen kılın-
ması amacıyla bir araya geldi.
Avrupa Konseyi ile Güneydoğu Avrupa Is-
tikrar Paktı'na bağlı "zenginlestirflınişGrazsû-
red" ile ilişkilendirilen atölye toplantılan, 20-
23 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Toplanhlar, Balkan ülkelerinin birbirinden ko-
puk ulusal tarihler yerine bölge halklannın or-
tak geleceğini temellendirecek bütünlüklü bir
yaklaşıma dayalı tarih anJayışının kitaplara ge-
çirilmesini hedefliyor.
Atölye toplantısının açılış konuşmasını ya-
pan Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. To-
sunTerooğlu. ders kitaplanndaki "diğeriniyok
sajan, kendi içine kapaü ulusal anlavışın yerine
daha insancü ve evrensd" bir tarih anlayışının
geçerli kılınması gerektiğini söyledi.
Terzioğlu, yakın tarihsel süreçte Atatürk ve
Venizelos dönemlerinde temeli atılan Türk-Yu-
nan banşının, 2. Dünya Savaşı sonrası gelişme-
lerle olumsuz bir alana kaydığmı anımsattı.
Terzioğlu, Türkiye ile Yunanistan arasında iki
ülkede yaşanan depremler sonrasında başla-
yan yakınlaşmanın öncesinde, üniversite müf-
redatını Balkan yönelimiyle şekillendirdikleri-
ni vıırguladı. CDRSEE kuruculanndan Costa
Carras da yürüttükleri ortak tarih anlayışma
yönelik ders kitaplannın yeniden yazımı çalış-
masının, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa
ülkelerinin yaptığından daha zor olduğunu be-
lirtti. Carras, bunun nedeninin, o yıllarda taraf-
lar arasında oluşan siyasi ve toplumsal çözü-
mün, günümüzde Türk ve Yunan taraflan ara-
sında henüz tam olarak gerçekleşmemesi oldu-
ğunu vurguladı.
Danimarkah
eğitimciler
Cumhuriyet'te
Danimarka'da Türk öğrencüerinin
öğrenimine karkıda bulunan Bse ve
finiversitede görofi 18 eğitimcL,
Türkije'nin eğitim ve kültür yapıam
daha iyi tanımak amacıyla bir hafta
sûreyle Koma. Ankara ve tstanbul'da
çeşitii temaslarda bulunup ülkemizm
kühûrei vapısı konusunda bilgiler akh,
. ruristik yerteri gezdL Danimarkah
konuklar, gezUerinin son gününü
gazetemize ayırdılar. Cağaloğlu'ndaki
merkez binanuzı ziyaret eden
Danimarkalı grup, Yazıişleri
Müdürü tbrahim Yıkuz'dan
Cumhuriyet gazetesinin yaymı
konusunda bilgi aldL Cumhuriyet'in
serv islerini ve kitap kulübünü gezen
eğitiıncUer, Türkiye'yi çok
beğendiklerini söyledüer.
Deprem Konseyi Başkanı Tankut, son araştırmanın yeni bir şey söylemediğini belirtti
' 6 bile lstanbul'da bîr çok yeri yıkar'
ANKARA (Cumhuriyet Bûro-
su) - Ulusal Deprem Konseyi
Başkanı Prof. Dr. Tuğrul Tankut,
Fransız araşnrma gemisi Le Su-
roit ile yapılan araştnmalar so-
nucu Marmara'daki fay geomet-
risinin belirlenmesinin ^eni bul-
gular" getirmediğini, bilineni
tekrarladığuu söyledi.
Depremin büyüklüğüne yöne-
lik tahminlerle uğraşmaktan asıl
işleri yapamadıklannı savunan
Tankut, "Depremin 7 ya da 7.6
büyüklüğünde olması önemli de-
p . En az 6 büyûklüğündeki dep-
rem, lstanbul'da ya da diğer yer-
lerde yapılann_büyük bölümünü
yerle bir eder. Önemli olan bir an
önce, binalan depreme karşı da-
yanıkh hale getinnek" dedi.
Aralanndajeolog, deprem mü-
hendisi ve inşaat mühendısleri-
nin yer aldığı 20 öğretim üyesin-
den oluşan Ulusal Deprem Kon-
seyi, Marmara'da iki parçalı tek
fayın ortaya çıkanlmasınuı ardın-
dan bulgulan değerlendirdi. 6
Ekim'de bir araya gelecek olan
konsey üyeleri, gerekli uyanlar-
da bulunmak üzere bir açıklama
yapmayı kararlaştırdı.
Betonarme yapılann depreme
karşı güçlendirihnesi konulann-
da uzman olan Konsey Başkanı
Prof. Dr. Tuğrul Tankut. "Önce-
Id gün yapılan araşünnalar, hiç
yeni bir şey söylememiştir bana
göre. Sadece birbirinden biraz
farkh olan birtakım yaklaşımla-
nn tartışılmasını alevlendirmis-
tir" görüşünü savundu.
Araştırmanın bilimsel açıdan
çok değerli olduğunun tartışma-
sız olduğuna ve Marmara'nın fay
geometrisinin netlik kazandığına
da dikkat çeken Tankut, "Ancak
bunlann kime, neye faydası var,
ben bunu anlayabilnıis değUim!
Depremin 7 veya 7.6 olması hiçbir
şeyi değiştirmez. Zaten en azm-
dan 6 büyûklüğündeki bir dep-
rem tstanbul'da ya da başka bir
yerde yapılann büyük bölümünü
yerie bir etmeye yetmektedir. Bu-
nu defalarca gördük, gözledik
1
"
dedi.
Sankız'a çağdışı saldırı
COŞKUNYAMAN
BALIKEStR - Fazilet
Partisi Edremit tlçe Sekre-
teri CengizAcar, 1987 yı-
lmda heykeltıraş Ertuğ
Ath tarafmdan yapılan
heykelde efsanevi San-
kız'uı ermiş kişiüğinin ye-
rine cinselliğinin ön plana
çıktıgını ileri sürdü. "Bu
heykelinefsaneviSankız'a
mı yoksa mitolojideki Af-
rodit'e mi ait okhığu belli
değil'' diyen FP'li Acar,
heykelin göğüslerini müs-
tehcen olarak yorumladı.
Konunun belediye
meclisinde görüşülmesini
isteyen Acar'a hak verdi-
ğini söyleyen MHP'li Be-
lediye Başkanı TuncayKı-
bç, "Sankız heyketi kionu-
suna bakacağız. Türk- ts-
lam menkıbelerine sahip
çıkmak bizim görevimiz"
diyerek heykel konusuna
el attı. Ancak siyasilerin
heykel şovu halkm tepki-
sini çekti. Heykeltıraş Er-
tuğ Ath, Sankız'ın yaşadı-
ğı çağda olduğu gibi gü-
nümüzde de dedikodula-
ra kurban edilmek isten-
diğini vurguladı. CHP Ed-
remit tlçe Başkanı Bay-
ram Kayhan, belediyenin
yapacak iş bulamadığı
için heykel konusuna el
attığını söyledi.
Hollanda polisine işkence davası
CEMİL CİĞERtVl
SAMSUN - Hollanda'nın Ven-
lo kentinde Samsunlu Hüseyin
Köksal'a işkence yaparak ölümü-
ne yol açan polislerin beraat et-
mesi üzerine Avrupa tnsan Hak-
lan Komisyonu'na (AİHK) yapı-
lan başvuru 5 yıl sonra kabul edıl-
di. Köksal'ın babası Salih ile oğ-
lu Ercan Köksal'ın vekili avukat
Yalçın Korkmaz'ın başvurusuyla
açılan davanın ilk duruşması
Strasbourg'da yapüdı. tsveçli yar-
gıç E. Palm'ın başkanlığında gö-
rülen ilk duruşmada, Köksal aile-
sini avukat Yalçın Korkmaz ile
Fransız avukat A. VaDieres savun-
du. Davaya Türkiye Cumhuriye-
ti hükümeti de müdahıl olarak ka-
tıldı. Hollanda hükümetini temsil
eden R Böcker, ileri sürülen sav-
lara yanıt vererek suçlamalan ka-
bul etmedi.
Avukatlar Korkmaz ile Valli-
eres'in savlannı ve belgelerini or-
taya koymasından sonra Türk hü-
kümetini temsil eden D. Akçay,
"Hüseyin Köksal çahşkan, dürüst
hiçbir gayri yasal olaya kanşma-
nuş bir insan olup, hiç hak erme-
diği şekilde Hollanda polisinin
yapmışolduğu işkence ve kötü mu-
ameie sonucu öldürühnüştür. Bu
nedenle Hollanda hükümeti, Av-
rupa tnsan Haklan Sözleşme-
si'nin 2,3ve 5. maddelerini ihlal et-
miştir'' dedi.
Köksal ailesinin avukatı Yalçın
Korkmaz, Strasbourg'da 19 Eylül
2000 tarihinde görülen davaya ka-
tıldıktan sonra Samsun'da Cum-
huriyet'e yaptığı açıklamada şu
bilgileri verdi: "AİHM'den kabul
edüebilüük karan çıkmasını bek-
liyoruz. Böyle bir karann çıkması
halinde Hollanda aleyhineaçıunış
ilk dava olacak. Bu aşamada
AtHM, müracaat edenlerle Hol-
landa hükümetini dostane çözü-
medavetedecek. Hollanda,taznü-
naü ve sözleşmenin ilgili hüküm-
lerini çiğnedigini kabul etmezse
mahkeme gerek da\arun esası ge-
rekse tazminat konusunda karar
verecek."
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
Özel Eğitim Hizmetleri ve Rehberlik Genel Müdür-
lüğü...
Bunlann yanında Gül'ün bir "değişmez" ma-
kamı daha var:
Türkiye Din Eğitimi Vaktı Başkanlığı... Vakfın il-
lerdeki başkanları da imam-hatip lisesi müdür-
leri oluyor...
1993 yılında Din Eğitimi Genel Müdürü olan
Gül'ü, bu makamından bakanlığı döneminde
Hikmet Uluğbay aldı. Ancak Gül, Danıştay'da
davayı kazandı. Yeniden bakanlığa döndü. Ken-
disine bu kez Özel Eğitim Hizmetleri ve Rehber-
lik Genel Müdürlüğü görevi verildi.
Gül'ün sorumluluğundaki vakfın 1999 yılı tak-
viminden bir yaprak okuyalım:
"Müslümanlann manevi bihiğini temsil eden
mukaddes hilafet makamı tarih sahnesinden si-
lindi... 407yıl Osmanlı Imparatohuğu'nda res-
men temsil edilen halifelik, emperyalist ve bize
düşman ülkelerin tesiriyle kaldınldı. Halifelik
Türklerde olduğu sürece, başta Ingiltere olmak
üzere sömürgeci ve emperyalist diğer ülkeler
rahat edemeyecekti. Türklerin Islamdan çıktık-
lannı, dinsiz olduklannı veya Hıristiyan olacakla-
nnı çok sinsi bir propaganda ile Islam âlemine
yayan Ingiltere, böylece düne kadar saygı du-
yulan ve itaat edilen ülke durumundaki milleti-
mizi dünyada yalnız bırakmayı hedeflemişti. Bu
yalnızlık o günden bu güne sürdü, halen sürü-
yor ve belki de birmüddet daha devam edecek-
tir."
Bu hilafet övgüsüne söylenecek çok şey var,
birini anımsatmakla yetinelim:
1800'lerin sonundan 1900'lerin başına dek on-
larca isyan çıkaran Yemen imamlannın başlıca
hedefi hilafet olmuştu. Bu uğurda tam 300 bin
Anadolu ve Balkan delikanhsı yaşamını yitirdi!
Bir kişi, tırnak içinde aktardığımız görüşleri sa-
vunabilir mi?
Evet, savunabilir...
Bir kişi o görüşleri savunarak milli egitimin üst
yönetim makamında bulunabilir mi?
Hayır, bulunamaz...
Türkiye laik, çağdaş eğitimi benimsemişse, bu
sistemi yönetecek kişilerin, buna inanması ge-
rekli.
Köşk'ün tırtumu
Gül'ün "Cumhuriyet Dönemi, 1923-1997-Or-
taöğretimde Din Eğitimi" başlıklı tezi, MEB Ta-
lim Terbiye KutvHu'nda görüşüldü. Bu tez, laiklî-
ğe ve temel eğitim yasasına aykırı buluhduğu
için kabul edilmedi.
Talim Terbiye Kurulu'nun mükemmel çalıştığı-
nı söylemiyoruz. Ancak, yukarıda aktardıklan-
mız, Gül'ün din eğitimine bakışı konusunda ipu-
cu veriyor.
Gül hakkında, sözünü ettiğimiz takvim nede-
niyle soruşturma açıldı. Soruşturma sonunda,
"kınama cezası verilmesi ve görevden alınma-
sı" kararlaştırıldı. Kararname geçen hafta Çan-
kaya Köşkü'ne sunuldu. Köşk şu değerlendirme-
yi yaptı:
"Bu kişiye kınama cezası veriyorsunuz ve gö-
revinden alıyorsunuz. Bu işlem onaylanıp yürür-
lüğe girdiğinde, Gül, Danıştay'a dava açar. Ka-
zanır ve yeniden görevine döner. Çünkü, kına-
ma cezası görevden almayı gerektirmez. Oysa,
bu kişinin durumu memuriyetten atılmayı ge-
rektirmektedir. Doğrudan bu cezayı vermenin
yolu açıktır..."
Köşk şunu demek istiyor:
"Kardeşim siz hem irticayla mücadele için acil
kararname istiyorsunuz hem de mevcutyasalar-
la yapılabilecekleri dahi yapmıyorsunuz."
Köşk, kararnameyi Başbakanlığa geri gönder-
meyip onaylarsa, Gül, yeniden Danıştay'a baş-
vurup görevine dönecek. Bakanlık da "İrticayla
mücadele etmek istiyorum, ama yargı engelli-
yor" diyecek!
Gül'ü arayıp konuyu sorduk. Hilafetin Hz.
Ali'nin ölümüyte sona erdiğini, sonrakilerin sal-
tanat olduğunu, cumhuriyetçi olduğunu, takvim-
de yazılanları görmediğini, kitabının da rakam-
lardan ıbaret olduğunu söyledi!
Yineliyoruz; Gül, bu düşünceleri savunabilir
de... Ancak milli egitimin hassas bölümlerinin,
karar organlannın başına, gerçekten çağdaş eği-
time inanmış kişilerin getirilmesi gerekli...
Aksi halde, egitimin çağdaşlaşması için atıla-
cak adımlar, kokmuş aşın suyunu değiştirmeye
benzer!
balbay@cumhuriyet.com.tr
Kuleli 155 yaşında
tstanbuî Haber Servi-
si - Kuleli Asken Lise-
si'nin 155. kuruluş yıl-
dönümü nedeniyle Çen-
gelköy'deki okul bına-
sında tören düzenlendi.
Kuleli Askeri Lisesi Ko-
mutanı Kurmay Albay
Mustafa Canatan. Ata-
türk ilke ve inkılaplan-
na sunsıkı bağlı, her tür-
lü cehalet ve gericiliğin
düşmanı ve Türk vatanı-
nın bölünmez bütünlü-
ğünün teminatı olmaya
de\
r
am edeceklennı söy-
ledi. Canatan, öğrenci-
leri bölücü ve gericı
akımlara karşı uyanık
olmaya çağırdı.
Canatan, törende yap-
tığı konuşmada, Atatürk
ilke ve inkılaplannın
muhafızı, Atatürkçü dü-
şünce sistemini özümse-
miş bir aydınlar ordusu
kaynagı olan Kuleli As-
keri Lisesi'nin, güçlü
kadrosuyla 155 yıldır
yaşadığuıı söyledi.
Törene katılan en kı-
demli komutan olarak
konuşan eski Kara
Kuvvetleri Komutanı
emekli Orgeneral Hik-
met Bayar da, Kuleli
Askeri Lisesi'nin ku-
ruluşundan bugüne
okulda teknik ve bilim-
sel olarak birçok şeyin
değiştiğini, ancak de-
ğişmeyen tek şeyin
Atatürk ilke ve inkılap-
lanna olan bağlılık ol-
duğunu belirterek bu
özelliğinin bundan
sonra da devam edece-
ğini söyledi.