Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet |
Genel Yavın Yönetmenı: Orhan Erinç
• Genel YayınK.oordinatörir. Hikmet
Çetinkaya • Yazıışleri Müdürü: Ibra-
fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
him Yüdız • Sorumlu Müdür: Fik-
ret Ükiz # Haber Merkezi Müdürü:
Hakan Kara
tstıhbarat CengizYüdırım• Ekonomi Özlem
Vüzak • Kultıır Handan Şenköken • Spor.
Abdülkadir Yücelman • Makaleler: Santi
Karaören 9 Duzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf Erdoğan Köseoglu # Bılgı-Belge.
Edibe Buğra • Yurt Haberien: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu tlhan Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner, tbrahim Yıkbz, Orhan
Bursah. Mustafa Balbay.
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk BuJvan No
125,Kat 4,Bakanhklar-AnkaraTel 4195020(7hat), Faks
4195027 • lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıya Blv.
1352 S 23Tel 4411220. Faks 4419117•AdanaTemsücısı
Çetin Yiğenoğlu, Inonü Cd. 119 S No 1 Kat 1, Tel. 363
12 11. Faks-363 12 15
Müessese Müdürü L'stün
Akmen 0 Koordınatör
Ahmet Korulsan #
Muhasebe Bülent Yener
• Idare Hüseyin Gürer
• Satış Fazilet Kuza
MEDVA C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran • koordtnator Rcha
Işıtman % Genel MudürYardımcısı
SctdaÇoban lel 514 <T 53 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
^ a)inıla>aD \e Basan: "î enı Gun Haber Ajansı, Basın ve Ya\ıncılık \ Ş.
TûAocagı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Istanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat)
Faks (0212151385 95 www.cumhuriyet.com.tr 22 EYLUL 2000 İmsak:5.17 Güneş: 6.45 Öğle: 13.04 îkindi: 16.27 Akşam: 19.09 Yatsı: 20.31
Yüksek Sağlık
Şûrası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Yüksek Sağlık Şûrası,
Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un
başkanlığında dün
Ankara"da toplandı. 27
adli dosyanın incelendiği
toplantıda, şûranın
çalışma önergesine de
son şekli verildi.
Altyapısı olmayan sağlık
meslek liselerinın
kapatılması ve sağlık
eğitim enstitülerinin 4
yıla çıkanlması konulan
da şûrada gündeme
geldi. Türkiye Eczacılar
Birliğfnin sağlık
sektöründeki sorunlar
üzerine hazırladığı
raporun göruşüldüğü
toplantıda, şûra
kararlannı ıçeren kitap
da değerlendirildi.
Orman Bakanlığı
uyardı
• Haber Merkezi -
Orman Bakanlığı, bugün
ve yann rüzgânn
kurutucu etki yapan
yönlerden eseceğini
bildirerek vatandaşlann
orman yangınlanna karşı
dikkatlı olmalannı istedi.
Bakanlık Yangın Harekât
Merkezi'nden yapılan
açıklamada, rüzgânn
kuzey bölgelerinde
güneyli, güney
bölgelerinde ise kuzeyli
olarak esmesinin
beklendıği kaydedildi.
Bu arada yurdun çeşitli
yerlerinde dün çıkan 9
orman yangınmda 7
hektar alan zarar gördü.
Antalya'nın Manavgat
ilçesinde çıkan orman
yangınında 4 hektar
kızılçam alanı tahrip
olurken soğutma
çalışmalannın sürdüğü
kaydedildi.
KPDS
başvırusu içln
suıgün
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kamu Personeli Yabancı
Dil Bilgisi Seviye Tespit
Smavı'na (KPDS)
başvurular bugün sona
erecek. Başvuru
formlan, il ve ilçe milli
eğitim
müdürlüklerindeki
bürolar veya üniversite
rektörlüklerinden
alınabilecek. Adaylar, 15
müyon lira sınav ücreti
ödeyecekler. Basvuru
belgelerine, son 6 ay
içinde çekilmiş, baş ve
boyun açık olacak
şekilde çektirilmiş bir
fotoğraf yapıştınlacak ve
başvuru formu,
kılavuzda belirtilen
kurallara göre
doldurulacak. Adaylar,
onaylattıklan başvuru
belgelerini bugün mesai
saati bitimine kadar il ve
ilçe milli eğitim
müdürlükleri veya
üniversite rektörlüklerine
teslim edecekler. Sınav,
ÖSYM tarafından, 5
Kasım'da Ankara ve
Lefkoşa'da, başvuran
aday sayısı fazla olduğu
takdirde uygun görülen
diğer büyük şehirlerde
yapılacak.
jjk dört günün
önenti
^LONDRA(AA)-
tngiltere"deki
Şouthampton
Üniversitesı bilim
adamlannca yapılan bir
araştırma, anne
adaylannın yumurtanın
döllenmesıyle rahme
yerteşmesı arasında
geçen 4 günlük sürede
nasıl beslendiklerinin,
doğacak bebeğin ileri
yaşlardaki sağlığı
açısından büyük önem
taşıdığını ortaya koydu.
Araştırma sonuçlanna
göre, hamileliğin ilk dört
gününde yanlış beslenen
kadmlann doğuracaklan
çocuklann ileriki
yaşlarda kalp krizi ve
felç geçirme riskleri
diğerlerine oranla daha
yüksek. Bu çocuklar, iyi
beslenen annelerin
çocuklanna göre şeker
hastalığına da daha
yüksek oranda
yakalanıyorlar.
Alzheimer ile yaşamak
Uzmanlar, erken tanı halinde hastalann yüzde 13'ünde iyileşme sağlandığını belirttiler
Alzheimer yaşblıâuı yazgısı degil '36 saatükw «9 ^»_J w V — ) C_^x Hasta kişinin tüm hayatını altüs
SAADETUSLU
Sevdiğiniz bir üısan birdenbire düzen-
li olarak yaptığı işleri yapamamaya baş-
lıyor. Birbirinden güzel yaptığı yemek-
leri yapamıyor, elbiselerinin yerini unu-
tuyor, dahası 1 dakika öncesini anımsa-
mıyor... Zaman zaman eşini, dostunu bi-
le tanımıyor ya da kanştınyor...
Yaşlılarda en sık görülen demans türü
olan Alzheimer hastalannın sayısı dün-
yada 20 milyon, Türkiye'de ise 250 binı
buluyor. Kesin nedenı henüz belirleneme-
yen hastalığın davranışsal ve duygusal
semptomlannı azaltmak bazı ilaçlarla
mümkün olabiliyor. Hastalıkta kesin te-
davi olmamakla birlikte eskiden yaşlılı-
ğuı bir gereklıliği olarak kabul edilen de-
• Yaşlılarda en sık görülen demans türü olan Alzheimer hastalannın
sayısı dünyada 20 milyon, Türkiye'de ise 250 bini buluyor. Kesin
nedeni henüz belirlenemeyen hastalığın davranışsal ve duygusal
semptomlannı azaltmak bazı ilaçlarla mümkün olabiliyor.
mansın artık bir hastalık olarak kabul kaderci yaklaşmamak gerektiğinı vwgu-
edilmesi azımsanmayacak bir gelişme
olarak değerlendiriliyor. Büyük bir eko-
nomik yük getiren Alzheimer, 65 yaşta
binde 3 ile yüzde 3, 80 yaş üzerinde ise
yüzde 45 üzerinde görülüyor.
Hastalann tanı konulduktan sonra 9 yıl
yaşadıklannı, bir kuruma yerleştirilme-
sinin 2-5 yıl sürdüğünü belirten uzman-
lar, bu kişilerin yeni bilgileri kaydedeme-
diğini söylediler. Alzheimer hastaüğının
bazı ilaçlarla sadece gidişahnın azaltıla-
bildiğinı ifade eden uzmanlar, yine de
ladüarve erkentanı hahnde hastalannyüz-
de 13 'ünde iyileşme sağlandığına dikkat
çektiler. Alzheimer'ınıkitıpıbulunuyor
ve özellikJeri şöyle sıralanıyor:
Presenil tipi: Başlangıç yaşı 40-60 ara-
sında değişiyor. Kadınlarda erkeklere
oranla 2-3 misli görülüyor. Hastalığı, ya-
kınlan hatta sürekli baİam yapan hekimi
bile fark edemeyebilir. Çoğunlukla kafa
travması, enfeksiyon ya da bir ameliyat
durumundaki strese bağlı olarak ortaya
çıkar. Hasta, yakın zamanda olmuş olay-
lan hatırlamakta zorlanır. En erken belir-
tısı yol, ev bulmada zorlanmadır. Hasta
kendı durumunu değerlendırebildıği için
depresyona neden oluyor. Bu durum yük-
sek beyın fonksıyonunu daha da bozuyor.
Hasta başlangıçta şaşkm, huzursuz olu-
yor, el becerilerini kaybediyor. Yüzleri ta-
nıyamıyor. Hatta zamanla kendi yüzünü
tanıyamıyor.
Senil tip: 70-80 yaşlannda görülmeye
başlıyor. Kadınlarda daha sık rastlanıyor.
Ateşli hastalık, çevre değişikliği, eşın
ölümü gibi nedenlerle hastalık ortaya çı-
kabiliyor. Depresif reaksiyona sıkhkla
rastlanıyor. Bu hastalarda aynca inatçı-
lık, egoızm. eski alışkanhklanna geri dön-
me görülebiliyor. Kişinin yaratıcıhğı
azalıyor.
Hasta kişinin tüm hayatını altüst eden Alzheimer,
aileler için de hem maddi hem manevi bir yük hali-
ne gelebiliyor. Sevdikleri bir kişinin hiçbirzaman es-
kisi gibi olmayacağı düşüncesinin yanında sorum-
Iuluklann artması, aile içinde sorunlara hatta çatış-
malara neden olabiliyor. Işte "36 Saatük Gün", bir
demans hastasının bakmu için günde 36 saatini ve-
ren herkese adanmış bir kitap. Kitap, yaşam hakkrn-
da bir şeyler bilen, her şeyin üzerinde tuttuklan in-
sanı kaybetmekten nefret eden ve yardım etme yol-
lan arayan kişiler için yazılmış. ABD Alzheimer
Derneği'ndeçalışanNancyMaceve Prof. PfcterR*-
bins tarafından yazılan kitapta, bir hasta yakınının
ihtiyacı olabilecek her konuda bilgi bulunuyor. De-
mansm tarumıyla başlayan kitap, günlük bakımda kar-
şılaşılan sorunlar, ruhsal ve davTanışsal sorunlar,
hastalıkta yapılacak özel düzenlemeler, mali ve hu-
kuki konular, nedenleri ve yapılan çalışmalar hak-
kında bilgi veriyor.
Anılarda Istanbul
Istanbul'un çeşitli huzurevlerinde kalan yaşhlar, anı-
lanndaki tstanbul'u Alzheimer hastalan yaranna
resmetti. Alzheimer Demeği taranndan düzenlenen
ve Pfîzer'uı desteklediği etkinlikte yapılan Z3 resim
ilkolarakAkademi Istanbul'da sergflenecek. Bugün
açüacak sergi. 19 Ekim tarihinden itibarcn de Top-
rakbank Sanat Galerisi'nde sergilenmeye başlaya-
cak. (Fotoğraf: SAADET USLU)
Bağımsız yaşama soranları
"Son iki üç yıkfar Mary,
hanzasımn pek iyiohnadı-
ğmıbilrvordu.Once çocuk-
lannın, arkadaşlarının
isimlerini hatırlamakta
zorlukçekme>e başladı ve
birgün sakbdığı çiekstok-
bumıtamamen unuttuğu-
nu fark etti. Sonra her za-
man kuüandığı bir kefime-
\i bulmakta zorluk çekti-
ğini fark ederek bunayaca-
ğı için endişelenmeye baş-
lam. Geçirdiği bir enfeksi-
yonun ardından oğhı ve
geliniyle yasama>a başla-
dı. Zamanla durumu da-
ha da kötüleşü. Banyo dün
olduğu yerde değüdL Gi-
yinmek başa çıkıunaz bir
küUet haline geldi. Elleri,
düğmeleri nasıl ilikleyece-
ğüıi unutmuştu. Pencere
çerçeveleri orada öylece
asıh duruyordu ve Mary
onlarla ne yapacağnu ve
onlann neden orada asıh
durduğunu düşünemiyor-
e-posta : tan @ prizma. rtet. tr
Binlerce Alzheimer has-
tasından birinin, hastalı-
ğa yakalandıktan sonra ya-
şadıklannın sadece kısa
bir özeti okuduklannız.
Uzmanlar kişinin hastalı-
ğa yakalanmasıyla birlik-
te bağımsız yaşamakta zor-
luklarla karşılaştığına dik-
kat çekiyor. Hem geçmi-
şiyle hem de çevresiyle
bağlantılan kesilen kişi, iş
bırakmak zorunda kalabi-
liyor, araba kullanamıyor,
parasını idare edemiyor.
Alzheimer hastasının gün-
lük hayatta karşılaşabile-
ceği bazı tehlikeler ve ya-
pılması gerekenler şöyle
sıralanıyor:
- Evin içinde problem
yaratan eşyalar ortadan
kakürümah. Hastanuı ar-
nk kuüanma yeteneği kal-
nıayan elektrikli aletler.
litü, bıçaklar,saç kurutma
makinesi gibi şeyler has-
tanın ulaşabileceği yerden
uzaklaştınlmah. Merdi-
venkr, mutfakta, banyoda
kuUanılan eşyalar emni-
yeüi hak getiirilmeti.
- Hastayı asla arabada
yahıız bırakmayın.
- Sigara içiyorsa. hasta-
ruzı bundan vazgeçirin.
- Kişi koordinasyon
problemleri yaşamaya baş-
ladığında pasaklı davra-
nışlar sergileyip çatal-bı-
çak yerine yemekte elleri-
ni kullanabilir. Bu durum-
la savaşmaktansa uyum
göstermek daha faydalı
olacaktır.
- Demans hastalannda
bazen ifade edemedikleri
tıbbi sorunlar çıkabüir.
'Davranışlarda ani bozul-
ma, ateş, kızarma veya sol-
gunluk, egzersiz yapma-
dan nabzın dakikada
100'ün üstüne çıkması,
kusma veya ishal, kuru-
renksiz diş etleri, inleme
veya bağırma, öksürük.
hapşınk, ani nöbetler' gi-
bi beürtikr herhangi bir
hastahğm sinyah' olabiKr.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Diyalektiği(
Boşa Çalıştırmak!'...
Unutamadığım, hiç şüphesiz, filmin sonundaki
kurşuna diziliş sahnesi! I. Dünya Savaşı'nda,
Almanlar hesabına casusluk eden, kabare dan-
sözü Mata-Hari'nin akıbeti bu! Mata-Hari'yi,
Hollyvvood'ın 'ürettiği' en büyük 'd;Va'lardan bi-
risi, Greta Garbo oynamıştı. Ne yalan söyleme-
li, o tarihte filmin, gerçek bir casusluk olayından
esinlenerek çekildiğini bilmiyordum, öyleymiş:
Kayzer'in Istihbarat Servisi, Fransız subaylann
'beşeri zaaflan'ndan 'yararfanarak'; stratejik ve
taktik bilgileri 'sızdırmak' için, Mata-Hari'yi 'kul-
lanıyor'.
II. Dünya Savaşı, -en çok da 'Soğuk Savaş'-
Istihbarat örgütlerinin, bilgi 'stzdırma' araç ve oîa-
naklarını, bir hayli geliştirip çeşitlendirmiştir; dö-
nemin gerilim edebiyatı ve sineması da, biri son
derece 'sanal' bir elektronik şariatanı (007 Ja-
mes Bond); ötekisi, sinsi ve bürokrat, üstelik da-
ha gerçege yakın 'Soğuktan Gelen Casus', iki
kahraman yarattıysa da, 'temel kural' degişme-
di: hasmın (düşmanın) tesbrt ettiği hedefe ulaş-
mak amacıyta 'kullandığı' imkân ve çabalan
'kaydırmak'; ya da 'devre dışı bırakmak'; bu-
nun için de, 'beşeri zaaflanndan' istrfade et-
mek! Gestapo da, CIA de, KGB de, Intelligen-
ce Service (M2) de, diğeıieri de; rakibi Çıçki, ku-
mar, seks vb) beşeri zaaflarını 'kullanarak'; bazen
'zararsız hâle getirir', bazen 'devre dışı bırakırlar';
zira zaaflarına teslim olan rakip, artık amacına
ulaşmaya değil, basbayağı 'başka şey'e çalışır; eh,
düşmanın istediği de zaten budur.
'Soğuk Savaş'ın, birbirinden ilginç, gelişme
aşamalannda, hedef grttikçe büyütülerek; bu
'zaaflan yaraıianma' ya da 'amaçtan kopar-
ma' operasyonlan; hasmın yalnız şu ya da bu
'adamına' ya da 'özel örgütüne' değil; ülkede-
ki 'tehlikeli' ya da 'gelişmesi zararlı' sivil, si-
yasal örgütiere; dahası, toplumsal/siyasal ide-
olojik kuruluşlara da uygulanmaya başladı.
Operasyon, düşünce düzeyinde yeni savlar
geliştirilip yaygınlaştınlarak başlatılryor; 'ha-
sım' örgüt ya da kuruluşlann 'beyin takımı'
sinsice 'kazanılarak'; amacın ve hedefin sap-
tnlması sağlanıyor! En önemli örnek, hiç kuş-
kusuz; düzeni değiştirmek' gibi devrimci (si-
yasal) bir amaca 'kilitlenmiş', işçi örgütJerini;
ya yolsuzluk mafia'lanna ya da sosyal yardım
kuruluşlanna indirgeyip, proletarya'yı 'boşa
işletmek' çabasıdır. ABD'de bilinmez hangi
servislerin geliştirip ortaya attklan, 'Feminist-
lik', 'Çevrecilik' (Yeşiller), 'Cinsel Devrim' te-
malannın; Avrupa'daki Komünist, Sosyalist,
Sosyal Oemokrat partileri; asıl amaçlan olan
'düzen değişikliğinden', nasıl 'cinsel fantezi-
lere', 'tabiat çöplüğü'ne ya da 'kadın magan-
dalığı'na saptırdığı; artık yaşanmış, acı ve cid-
di bir tecrübe! 'Sistem' böytece, toplumsal di-
yalektiği körleştirip; 'yükselen gücü', doğasal
dryalektiğe yönlendiriyor, neticede, 'boşa' ça-
lıştınyor.
'Dönek hasadı' ne zaman bol olur?..
"-...bu memlekette, işçi sınıfıyla irtibat kurup,
Sosyalizm'ionunla özdeşteştirmek isteyen, her 'Ha-
reket'; kendisinin daha solunda ansızın peydah-
lanan, bir küçük burjuva entelektüel 'provokas-
yonu' ile karşı karşıya kalmıştır: bunlar Hareket'i
ya 'bireysel terorizm'e sürükler, ya da çeşitli frak-
siyonlara bölüp, dağılmasına çalışırlar..."
Sonucun kimlere yaradığını, hiç tartışmayalım.
60 sonrasında Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Dev-
rimci İşçi Sendikalan'nın (DİSK) yaşadığı 'se-
rencam', bunun tipik ömeğidir sosyalist üretici (iş-
çi) ve intelligentsila birikimini birleştirip, ülkede
halkın kabul ettiği, ilk ve tek sosyalist partiyi ge-
rçekleştiren TİP; daha başlarken, 'şiddete merak-
//', işin tuhafı çoğu öğrenci -yâni 'tüketici'- genç-
lik kuruluşlan tarafından, hırpalanmıştı. Bunlar, o
çok klâsik 'önce bilinç, sonra örgüt' kuralını
tersyüz edip, 'önce örgüt, sonra bilinç' yap-
mışlardı: örgütün gösterişli eylemleri, kalaba-
lığı Sosyalizm'e getirecekti; sonuçta, dağıl-
maya ve bölünmeye, taraftann bir kısmını da,
'Sistem'in çok arzuladığı 'etnik bölücülüğe'
götürdü. O dönemde Andre Malraux nun dav-
ranışı hayli şaşırtıcı ve öğreticidir. 68 Hareke-
ti'nde, Fransa'da de Gaulle'cüler iktidarda; Mal-
raux bakan; o Doğu Bloku'nu, Maozedun, Gu-
evara, Hoşiminh 'eylemciliği'nden yana eleşti-
ren ögrencilere karşı, Fransız Komünist Parti-
si'yle (ve tabii, CGT ile) işbirfiği yapıyordu; eski 'ko-
mitacı', en az FKP kadar, asıl amacın ne olduğu-
nu görmüştü.
Hangl peynir gemisl?
u
sözleri, geçmiş yıllarda, o kadar çok 'eski tû-
^ ) ' t e n duymuşumdur ki, şimdi tam olarak
söyleyenlerkimlerdi, çıkaramıyorum: 'San' Mus-
tafa (Börklüce) mı, 'Mussolini' Ahmet (Kava-
la) mı, Reşat (Menteş) bey mi, Sadık Alboran
mı, yoksa Esat Âdil Müstecâbî mi?
Fransız Komünist Partisi ki, 40-50'li yıllar-
da ülkenin en kalabalık siyasal ve sosyal mu-
halefetini -Marksist düzeyde- oluşturuyor; Millet
Meclisi'nde en büyük 'gnıp' olmakla kalmayıp, da-
yanışma içinde bulunduğu CGT ile, hemen hemen,
bütün endüstriyel üretimi kontrol ediyordu. Aca-
ba bu çok kalabalık sosyalist hareketten kaç dö-
nek çıkmıştır? Üç mü, beş mi, on mu? O da, Mos-
kova'nın vahim yanlışlığı; üstüne üstlük, ceber-
rutluğu, iyice anlaşıldıktan sonra. 'Döneklik', bir
'Hareket'in kalabalıklığıyla doğru orantılı bir
'sendrom' değil; bilincinin, yeterince bilimsel,
yâni metodlu ve gerçekçi olmasıyla, ters oran-
tılı bir 'sendrom'; ancak bilinçsizlik düzeyi yük-
sek hareketlerden, bol 'dönek' hasadı elde
ediliyor.
Bu da, 'Türkiye'deki en bereketli 'dönek' 'ha-
sad/'nı, 68 Kuşağı'nın yaptığı ithamına; 'o kadar
kalabalıktı ki, 'döneği' de kalabalık oldu' savun-
masıyla karşı çıkanlara, bir cevap! Gerçek şu ki,
68 olaylan öncesinde ve hemen sonrasında, Tür-
kiye İşçi Partisi ve DİSK, Mütâreke yıllarında 'Iş-
tirakçi' Hüseyin Hilmi Bey'in ve Türkiye Sos-
yalist Fırkası'nın olduğu yerdeydiler; 68 Kuşa-
ğı'nın pervasız delikanlılan ise, 'peynir gemi-
si'ni, lâfla değil, silâhla' yürütmeye kalkışmış-
lardı; üstelik onları ölüme taşıyan, işçi sınıfıy-
la sosyalistleri birbirinden uzaklaştıran, son-
raki yıllann 'gençliğini' post/modernist bir
başıboşluğa ya da ürkekliğe sürükleyen bir
gemiydi bu!
Acaba günümüzde 'keyfiyet' nedir?
hrtp^/www.prizma.nettr/AILHAN
http^/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan
Faks/0-212/26019 88
akadabra|
C*L * 1 * 1 / ' —
oıhırlı Kampanya