Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA
HABERLERİN DEVAMI
Karadeniz parçalı
bulutlu, diğer yer-
ler az bulutlu ve
açıkgeçecek. Ha-
va sıcaklığı biraz
daha artacak.
Rüzgâr kuzey ve
batıyönlerdenha-
fif ara sıra orta
kuvvette esecek.
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bnüksel
Paris
Bonn
PB
PB
PB
Y
Y
Y
Y
Y
13
17
18
20
17
20
20
24
Beriin
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
Y
Y
PB
Y
PB
PB
Y
B
20
25
22
23
27
27
26
31
Münih Y 22 Zürih Y 22 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Trflis
Kahire
Y
A
PB
Y
PB
Y
PB
A
1b
30
17
26
25
25
25
32
A 37
Anklra ( J T a
?k e n t
•Tahran
k
Çok bulutlu • Yağmuriıj
aJJA^-t
Kariı i Gök güruRülü
w *
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
na girecek... rüşvetin, yolsuzluğun, hırsızlığın her
çeşidinin önü kesilecek...
Velhasıl dostlar; 312. maddenin 2. fıkrası Erba-
kan ı kurtaracak kıvama geldi mi, Türkiyemizin ne
sorunu kalacak ne de olası sorunları gündeme gi-
recek!
Acayip bir hava. TV'lerden yazılı basına değin
baştan sona bütiin medya Erbakan'la 312. mad-
deyi tartışıyor. Haber yapıyor.
Iç ve dış bütün sorunlanmız bir yana atıldı. Var-
sayoksa312!
Erbakan'ı nasıl kurtaracağımız baş tacı.
Kuşkusuz konu tartışılmalı. Ama sorunlanmızı
unutturacak kadar kendimizden geçiren bu gay-
retkeşlik neden? TBMM'nin açılmasına daha gün-
ler var, üstelik 312 için partiler arasında henüz "bir
mutabakat"olmadığını Başbakan Ecevrtsöylüyor.
Insanın gelişmelere, medyadaki telaşa ve siya-
setteki 312 isterisine bakarak sorası geliyor Bu
denli çaba Erbakan'a değer mi?
Hidiv Kasrı'nda Erbakan'la saatler boyu görüşüp
konuşan gazetecilerin yazdıklan, "Erbakan'da hiç-
bir değişiklik olmadığını" kanıtlıyor.
Partiler bu adamı kurtarmak için adeta yanş ha-
linde.
Ecevit, "partilerin312'nin değiştirilmesinesıcak
baktıklannı, ne ki değişikliğin içeriğinde rivayetin
muhtelif olduğunu" söylüyor, ama MHR madde-
nin kaldınlmasına da değiştirilmesine deyanaşma-
yacağını kesin dille ifade ediyor.
Doğrusu merak ediyor insan; İster312'nin Erba-
kan'ı içeri atan 2. fıkrasını değiştirerek ya da ister
Af Yasası'na anayasaya ters düşmeyecek bir hü-
küm koyarak Erbakan'ı beraat ettirsek dün yaşa-
dıklanmız yann toplumun yadsımayacağı yeni bir
biçim mi alacak?
Evet diyenler beri gelsin!
Erbakan kafası dün neyse bugün de yann da ay-
nı kafa.
Bu adam, bu kafa değişmez!
Amaçlan neymiş, neymiş?
312'yi sindirtebilmek için Fazilet'in hem toplu-
ma hem de siyasi partilere sunduğu mönü, doğ-
rusu yenilir yutulur gibi değil.
Onlann derdi Erbakan'ı kurtarmak değilmiş. ör-
neğin hapishanelerde yatan kimi aydınlan kurtar-
mak, H. C. Güzel'in tekrar hapishaneye girmesi-
ni engellemekmiş!
Işit de inanma!
Ne var ki; sayageldikleri insan manzaralan ara-
sında 4 ay sonra hapishaneye teşrifi olası Erbakan
bulunmuyor. Ecevit'in çağrısına uyarak 312'yi Er-
bakan pazariığıyla değiştirmiş gönjnmeyi istemn
yorlar.
lyi ama; amaç Türkiye'yi bir ayıptan kurtarmak-
sa, Fazilet, TBMM'deki 312'nin içinde bulunduğu
TCK'yi büyük ölçüde değiştiren tasannın müzake-
resini neden beklemiyor?
Erbakan'ın 4 ayı var, tabii acelesi var Fazilet'in.
4 ay içinde Hocasını kurtaracak.
Aydınlan, yazarlan, çizerleri koruyor görünmek,
Erbakan'ı kurtarmaya yarayan bir örtü!
Fazilet gerekçesinin bir başka bölümünde; Re-
cai Kutan, 312/2'nin "açık" olmadığı için değişti-
rilmesini istiyor. Açık, yani anlaşılır olmayan ifade-
li 2. fıkraya göre, bugüne değin hâkimler onca ka-
ran nasıl verdiler acaba?
Yoksa 312 kargaşasına çözümü medya ya da si-
yasetçiler mi körüklüyor? Yanıt, Mesut Yıl-
maz'dan geldi.
(Basına) "Siz de (312'yi) kurcalamayın. Işimizi
zoriaştırmayın" dedi.
Hani okullar olmasa Milli Eğitim'i bal gibi yöne-
teceğini söyleyen eski Maarif Nazın gibi...
Medya olmasa, galiba Mesut Yılmaz'la hükü-
meti her derde -kanser dahil- çare bulacak!
Mektuplardaki
fikra gibi adresler
KONYA (AA) - Kon-
ya'da PTT'nin "Bilin-
meyen Adresler" gözü-
ne atılan mektuplar ara-
sında, ilginç olduğu ka-
dar güldürürken düşün-
düren "fikra" gibi ad-
reslerle mezarlığa gön-
derilen mektuplar çıktı.
Bazı mektuplardaki ad-
reslerde, şahsın lakabın-
dan aracm plaka numa-
rasına, evin önünde ya-
nan sokak lambasından
önündeki ağaca varana
kadar akla gelebilecek
heryol denenerekposta-
cıya adeta rehberlik
edilmek isteniyor.
Sayın H. K. ile başla-
yan ve devamında "As-
fah şantiyeyi geç, ilk so-
kaktan sağa gir. doğru
gh, 200 metre sonra sola
dön, 50 metre geç, Saray
Apt Kat: 3 Selçuk-
lu/Konya" diye aynntılı
adres verilen mektup,
tzmit'in Gebze ilçesin-
den postaya atılmış.
Isparta'dan postaya
verilen mektubun adres
kısmına ise "Sn. N. N.
minibüs şoförü Yeni Me-
ram Pancar Fabrikası
yohı" denildikten sonra
"kendi eline verilmesi ri-
ca olunur" notu eklen-
miş. Sadece şirketin ismi
ve aracın plaka numara-
sının verildiği bir başka
mektubun adres köşesi-
ne düşülen, "G. Ltd. Şti.
42.SA765Konya"Kısa
bir notla yetinilmiş. Bili-
nen holdinglerden biri
tarafından borçluya gön-
derilen mektuptaki adres
ise şöyle: "Borçlu adı-
soyadr. D. G. Borchı ad-
resi: Evin önünde dut
ağacıvar, 2 kat, gecelam-
balan yanar, en geç pa-
zartesL''
Resmi kurum tarafm-
dan postaya verilen
mektupta da aücının
hayli uzun olan ad ve so-
yadına (H. B. Z.) uyan
adres şöyle: TıpFakül-
tesi yolu, Şeker Fabrika-
sı karşBinda bulunan ve
cami önünden geçen
cadde üzerindeki sol ta-
rafta bulunan 4. sokağa
dönünce, boş arsa geri-
sinde, bahçe kaptsı mavi
olan evde ikamet eder ve
o civarda Cihanbeylili
olarak tanınır."
PTT'nin "Bflmmeyen
Adreskr" gözûnde alı-
cısına verilemediği için
komisyon karanyla im-
ha edileceği günü bek-
leyen mektuplardan biri
de ölüye postalanmış.
Mezarlık ismi verilerek
ölüye gönderilen mek-
tubun üzerinde, "Hacı
Mehmet Efendi'nin
kabri Hacrfettan Mezar-
hğı-Konya" adresi ya-
zılı.
Hükümet, enerji sıkıntısının giderilmesi için çare ararken Ersümer tasarruf paketini tamamladı
Elektrikte Rusya'ya yöneKşANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Barajlardan kaynaklanan enerji sıkın-
tısıyla karşı karşıya kalan Türkiye,
Rusya Federasyonu'ndan elektrik al-
mayı öngörüyor. Rusya Başbakanı
IVGbaflKasvanov'un 23-25 Ekimgün-
lerinde yapacağı ziyaret sırasuıda
elektrik satışı konusunda bir protokol
imzalanması bekleniyor. Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersü-
mer, mesai saatlerinin 08.00-17.00
veya 08.00-16.00 olması durumunda,
ayda 20-30 milyon kilovatsaat tasar-
ruf yapılabileceğini bildirdi.
Enerji Bakanlığı Mûsteşan Yurda-
kul Yiğitgüden, Tûrkiye'nin 20 yılda
ortaya çıkacak enerji gereksinimini
karşılayabilmek için mevcut üretim
kapasitesini 4 kat arttırmak zorunda
olduğunu bildirdi.
Enerji politikalanndaki plansızlık
nedeniyle son yıllann özellikle kış ay-
lannda büyûk sıkıntılar yaşayan Tür-
kiye; Keban, Karakaya ve Atatürk ba-
rajlanndaki seviyenin çok azalmasın-
dan kaynaklanan sorunla karşı karşı-
ya.
Türkiye, 2000 yıhnın sonlanna
doğru artması beklenen sıkıntısını
karşılamak için elektrik ve doğalgaz
alımına yöneliyor.
1999'da îran, Gürcistan ve Bulga-
ristan'dan toplam 2.3 milyar kilovat-
saat elektrik alan Türkiye, bu rakamı
ilk planda 5 milyar kilovatsaate çıkar-
mayı planlıyor. Tûrkiye'nin artan
elektrik gereksiniminin karşılanma-
sında Rusya da pay almak amacında.
Rusya Başbakanı Kasyanov'un 23-
25 Ekim günlerinde Ankara'ya yapa-
cağı ziyaret sırasuıda Gürcistan üze-
rinden Rus elektriğinin alınması ko-
nusunda bir protokol imzalanması
bekleniyor.
Son 20 yılın en düşük darboğazınrn
yaşandığını belirten Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Ersümer, hazırla-
dıklan tasarruf paketini açıkladı. Er-
sümer, önceki gün BOTAŞ'ta yaptık-
lan toplanhda, enerji açığı ve alınacak
önlemleri ele aldıklannı söyledi. Er-
sümer, bu toplantıda alınan kararlan
yann yapılacak Bakanlar Kurulu top-
lantısında gündeme getireceklerini
bildirdi.
Ersümer, enerji tasamıfu tedbirleri
arasında, mesai saatlerinin değişimi,
sokak aydınlatmasının kısıtlanması,
reklam panolannın ışıklandınlmama-
sı gibi bir dizi önlemler yer aldığını
açıkladı. Başbakan Bûknt Ecevit'in
de bir tasarruf genelgesi yayımladığı-
nı anımsatan Ersümer, BOTAŞ'taki
toplantıda, bu genelge doğrultusunda
oluşacak sonuçlan da hesapladıklan
kaydetti. Yeni projelerin devreye so-
kulması için Devlet Planlama Teşki-
latı (DPT) ile mutabık kalınan proje-
ler konusunda da değerlendirme yap-
tıklannı anlatan Bakan Ersümer, ener-
ji kısıtlamasına gidilmemesi konu-
sunda, plan ve programlannı sürdür-
düklerini ifade etti.
Bakan Ersümer, ticaret ve sanayi
odalarının kendileri ile örtak hareket
etmesi durumunda ayda 50 milyon ki-
lovatsaat kayıp ve kaçaklann kontrol
altına alınması ve halojenli floresan
kullanılması ile de günde 10-15 mil-
yon kilovatsaat tasarruf sağlanabile-
ceğini belirtti.
Bunlann dışında, BOTAŞ'ın gaz sı-
krntısı çekmemesi için Rusya Büyü-
kelçisi ile görüşmelerde bulunuldu-
ğunu belirten Bakan Ersümer, "Bize
45 müyon metreküplük gaz arbş taab-
hürJeri var. Bunu, ekim başma çeker-
sek bir gaz kesintisine ghmeden, daha
doğrusu kesintili gaz verdiğimiz müş-
terilerimize, gaz verme imkânı vermiş
olacağız" diye konuştu.
Mobıl santrallardan alım işlemini
sürdürdüklerini, 85 megavatlık bir
ihalenin yapıldığını ve oradan elekt-
rik almaya devam edildiğini anımsa-
tan Bakan Ersümer, 430 megavatlık
bir ihale daha yaphklannı, teklifleri
almaya başlayacaklannı belirtti. Önü-
müzdeki hafta Rusya'ya bir heyet gi-
deceğini ve Gürcistan ile de temasla-
nn yapüacağını kaydeden Cumhur
Ersümer, bu ülkelerin yanı sua, Bul-
garistan'dan da elektrik alımının art-
tınlması çalışmalannı sürdürdükleri-
ni söyledi.
Küreselleşme ABD'ye yaradı• Baştarafı 1. Sayfada
nin ABD olduğu ortaya kondu.
UNCTAD raporunda, küresel
ekonominin ana motoru olan
ABD ekonomisinde görülen
yüksek büyüme oranının "yumo-
şak mı yoksa sert mi" düşüşe ge-
çeceğinin belirsiz olduğuna dik-
kat çekilirken hızlı bir düşüşün
faiz hadlerinde hızlı bir yüksel-
meye yol açacağı, bunun da dün-
ya ekonomisinde krize neden
olabıleceği uyansnıda bulunul-
du. UNCTAD'ın 2000 yüı rapo-
runda ana başlıklan ile şu sapta-
malara yer verildi:
ABDfk AB arasmcfargergnüOc:
ABD ve AB arasında kurlann
seyrinden kaynaklanan bir ger-
ginlik yaşanmakta. ABD'de mev-
cut faiz hadleri ve ekonomik ge-
lişme nedeniyle Avrupa'dan
ABD'ye sermaye kaçıyor. Avru-
pa kısa vadede bundan fayda sağ-
lıyor, ancak uzun vadede büyü-
mesine engel teşkil edecek.
Kûresei ekonominin kısırddD-
gusû: Küresel ekonominin zorla-
dığı fınansal serbesüik, özellikle
gelişmekte olan ülkeleri çevrim
krizi ile karşı karşıya bmıkıyor.
Bu krizlerin ortak özelliği, so-
nuçta geür dağılımındaki eşitsiz-
liğin artması. Bu çevrim krizi
emeğin milli gelirdeki payını dü-
şüren mekanizma olarak da de-
ğerlendirilebilir. Bu çevrim krizi
şöyle özetlenebilir: Yabancı ser-
mayenin ülkeye girmesi ile eko-
nomide canlılık yaşamyor. Ser-
maye girişi beraberinde çelişkiler
yaratıyor. Kriz oluşuyor. Ekono-
mi dibe vuruyor. Yeniden yapı-
lanmanın ardından yeniden can-
lanma yaşamyor. Son 20 yılda
Latin Amerika, Güneydoğu As-
ya, Rusya ve Türkiye'de yaşanan
krizler çevrim krizinin tipik özel-
liklerini oluşturuyor.
Asya krizinin öğrettikleri:
UNCTAD'ın Asya krizini incele-
mesi, tum gelişmekte olan ülke-
ler için 4 önemli sonucu ortaya
koyuyor:
- Çöküş ve yeniden yapılanma-
da yapılan hatalar, altematifleri-
nin bulunmasına karşın 1MF des-
tekli programlann uygulanma-
sındandır.
- Yapısal zayıflıklar faizlerin
artbnlması ile ağırlaşmıştır. Ye-
niden yapılanma hâlâ kınlgan ni-
teliktedir.
- Krizin toplumsal yükü ağır
olmuştur. Gelecek on yılda bu-
nun çözümü için somut adımlara
ihtiyaç vardır.
- Bölgenin uzun dönemli kal-
kınması, küresel fmans şirketle-
rinin ve piyasalann hükümranlı-
ğına bırakılmamalıdır.
IMF başansız oldu: Asya kri-
zinin ardından IMF politikalan-
nı uygulamayan Malezya, diğer
ülkelere göre daha iyi
performans göstermesine karşuı
yüzde 0'lık bir büyüme oranında
kaldı. Asya krizi yerel piyasala-
nn yabancı sermayeye ve dış pi-
yasalara aşuı bağımlılığı olgusu-
nu ortaya koydu. Sermaye hare-
ketleri üzerinde denetim uygula-
yan Malezya ekonomisi, IMF
destekli program uygulayan Tay-
land ekonomisine göre daha ba-
şanlı oldu.
Sonın, özd sektör açıklan: Kü-
resel ekonomideki dengesizlik-
ler, son 20 yıl içinde "günah ke-
çisi'' olarak kabul edilen kamu
açıklan ile değil, özel sektör açık-
lan bağlantılıdır.
Kamu açıklan sorun olmaktan
çıkıyor. UNCTAD 2000 yılından
itibaren yıllık raporlannı, eylül
yerine nisan ayrnda çıkarmayı ka-
rarlaştu-dığı için dün açıklanan
rapor 2001 Nisanı'nda yayım-
lanacak raporun yalnızca ilk kıs-
mım oluşturuyor.
Eısu Barajı'na iptal gündemde
• Baştarafı 1. Sayfada
ması 1200 megavat gücünde elektrik üretme-
si planlanan Ilısu Hidroelektrik Barajı, bir ka-
rarname ile Refah Partisi iktidannca îsviçre-
li Sulzer Hydro başkanlığındaki bir uluslara-
rası konsorsiyuma verilmişti.
Ingiltere'den Balfour Beatty, îtalya'dan
Impregilo, lsveç 'ten Skanska'nın yanı sua je-
neratörler için Isviçre'den ABB Povver Gene-
rator şirketlerinin yanı sıra Türkiye'den Nu-
rol, Kiska, Tekfen şirketlerinin kaölunı ile
oluşan konsorsiyum, barajı yap-işlet-devret
yöntemi ile yapacaktı.
Başlangıçta 2 milyar dolar öngörülen ya-
pım maliyetini konsorsiyum 1.6 milyar dola-
ra indirme önerisinde bıîlunmuş, Türkiye ise
bu işin 1.4 milyar dolara yapılabileceğini ta-
raflara bildirmiş, orta yol olan 1.5 milyar do-
lann altında bir rakamda buluşulması söz ko-
nusu olmuştu.
Isviçreli iki ortak 470 milyon îsviçre Fran-
gı'nı (yaklaşık 260 milyon dolar), konsorsi-
yumun öne çıkan grubu olan tngiüz şirketi ise
200 milyon îngiliz Sterlini'ni {yaklaşık 280
milyon dolar) ülkelerinin resmi ihracat kredi
güvencesinden sağlayacaklardı.
tsviçre'nin "Union Bank of Svritzeıiand
(UBS)" adh ünlü bankası-
nın çeşitlı finans olanakla-
nnm yanı sıra, aynca Al-
manya, Amerika, Avustur-
ya, İsveç, Italya, Japonya,
Portekiz kredi kurumlan
da devreye girecekti.
Ancak, tngiltere'deki
Kürt lobisi, baraj yapunı
sonrasında birkaç milyon
Kürt'ün başka yörelere gö-
çe zorlanacağı, çevresel
sorunlann yaşanacağı ko-
nusunda geçen yıl kam-
panya başlattı. Buna ek
olarak Arap lobisi de, Dic-
le sulanndan Irak ve Suri-
ye'ye akan su miktannnı
azalacağını ve sınır aşan su
sorunlanrun yaşanacağını
öne süren girişimlerde bu-
lundu.
tngiltere'deki Kürt ve
Arap lobilerinin Işçi Parti-
si'nin sol kanadı üzerinde
yapnklan baskıdan etkile-
nen Başbakan Torry Bbür,
Îngiliz firmasına bu yaz
basına doğru ihracat kredi
güvencesini vermeyince grubun öncü gücü
Balfour Beatty şirketi konsorsiyumdan çekil-
mek zorunda kaldı.
Bu gelişme, konsorsiyumun mali gücünü
sarsınca Isviçre Ekonomik Işler Mûsteşan
David Syz başkanlığında resmi ve özel ku-
rum temsilcilerinden oluşan 40 kişilik bir he-
yetle soluğu Ankara'da aldı. Heyet, bir yan-
dan Türkiye ile ticaret ve ekonomik ilişkıleri
geliştirmeyi hedefleyen ilişkiler kurarken, he-
yet başkanı Syz da Enerji Bakanlığı Mûste-
şan Doç. Dr. Yurdakul Yiğitgüden ile "Utsu
Barajı sorunu"nu görüştü.
Konuk müsteşar, Ingilizlerin çekilmesin-
den sonra yalnızca finans açısından değil, ay-
nca çevresel sorunlar, yöre halkının yeni yer-
lere yerleştirihnesi, aralannda HasankeyİF'in
de bulunduğu yöredeki tarihsel mirasın ko-
runması, su ekonomisi ile bağlantılı konular-
da çeşitli lobilerin siyasal baskılan altında
kaldıklannı öne sürdü.
Bu tür uygulamalan izlemek üzere "yaban-
a bağımsız gözkmcüik kurulması" gibi bir
öneride bulundu.
Türk müsteşar ise hükümetinin dışandan
kabul ettirilecek "herhangi bir siyasal baskı-
ya boyun eğmeyeceği ve gerekirse kendikrine
verilen yetki kararnamesinin iptal edflebilece-
ği" yanıtını verdi.
Yiğitgüden, sulama barajı olmadığı için
hidroelektrik amaçlı Ilısu Barajı'ndan akacak
suyun suıır ötesine geçeceğini, çevre raporu-
nun düzenlenmekte olduğunu, aynca halkın
başka yerlere yerleştirilmesi planının hazırlık-
lannın DSİ ile birlikte Dünya Bankasfnuı ba-
zı uzmanlannca sürdürüldüğünü, yöredeki ta-
rihsel miras konusunda ODTÜ'de kurulan bir
örgütün şemsiyesi altında yürütüldüğünü
Syz'ya anlattı.
" Siyasal koşul" konulmasınm Türkiye'de
öngörülen öteki yabancı yatınmlara da kötü
örnek olacağı ve Tûrkiye'nin bağımsızlığı ile
bağdaşmayacağı önemli bir gerçeği oluşturu-
yor. îsviçre'den bu kapsamda Türkiye'ye ilk
kez gelen heyet, Ankara'daki çalışmalannı ta-
mamladıktan sonra dün istanbuFda da iş çev-
releri ile görûşmelerde bulundu. Son yıllarda
1.5 milyar Isviçre Frangı'ndan 1 milyar do-
lara dûşen bu ülkenin Türkiye'ye mal ve hiz-
met satışuıa karşılık Türkiye'nin dış satımı da
yaklaşık iki kat azalarak 689 milyon franga
inmişti. Bu gerilemeyi tersine çevirmek ama-
cıyla Türkiye'ye gelen heyet, bugün Türki-
ye'den aynhyor.
Bölgede yer degismelerin artacağı öne sürüldü
Projeye itiraz bitmiyor
FRANKFÜRT (Cumhuriyet Büro-
SB) -Tûrkiye'nin güneydoğusundaki
enerji açığını önemh ölçüde giderme-
si beklenen Ilısu Barajı ile ilgılı tartış-
malarda, iskân sorunu artan oranda di-
le getiriliyor. İhracat kredileri için ga-
ranti veren 9 kredi kuruluşunun hazır-
latoğı bir raporda, barajın kurulmasıy-
la birükte bölgede yer degiştirmelerin
artacağı, bu alanda ciddi eksikUklerin
bulunduğu ileri sûrüldü.
Raporda, dev projenin finansman
risklerini, bu kuruluşlann üstlenmesi
gerektığine de dikkat çekildi. Demok-
ratik Sosyalizm Partisi (PDS) tarafın-
dan bir süre önce Federal Meclis'e ge-
tirilen bir önergede, ihracat garantisi
verilmemesi istendi. Ancak öneri iki
meclis komisyonunda da çoğunluğa
ulaşamadı.
Federal hükümet, arahk ayrnda Dic-
le kıyısuıda 8 bin kişinin yaşadığı ev-
leri terk etmesini bekliyordu. Eski Dün-
ya Bankası uzmanlanndan Ayşe Ku-
dat'ın hazırladıgı raporda, baraj nede-
niyle 55 bin ile 78 bin kişi arasında de-
ğişen bir grubun evlerini değiştinnek
zorunda kalacağı ileri sûrüldü. Rapor,
Türk makamlannın garantörlerin bas-
kısı sonucu hazuiadığı bir iskân rapo-
runun ise uluslararası standartlan yan-
sıtmadığını belirtti.
Baraj bölgesindeki ailelerin gelir ya-
pılanyla ilgili kesin verilerin bulunma-
dığına da işaret edilen rapora göre, ka-
dın teşvik programlan da iskân bölge-
süün değiştiriunesine yönelik herhan-
gi bir bûtcede bulunmuyor.
Şehitler ye
Gazîler Günü
İstanbul Haber Servisi -
Şehitler ve Gaziler Günü
ve Haftası dolayısıyla
istanbul Valiliği
tarafindan Taksim
Cumhuriyet Anıh'nda
tören düzenlendi. Törende
Türkiye Muharip Gaziler
Derneği istanbul Şube
Başkanı Mehmet Dayı,
çok sorunlan
bulunduğunu belirterek
55 milyon lira aylık
maaşla geçinmeye
çalıştıklanru vurguladı.
Dayı, gaziliğin ne anlama
geldiğini bilen yurttaş
sayısuun ise ne yazık ki
çok az olduğunu
belirterek "Maddryati bir
yana bıraknk, hürmete de
layık görûlmüyonız" dedi.
UNCTAD Başkanı Ricupero
'PetmlfîyaÛarı
beüısi'Mkgetirdi*
EMtNE KARAKtTAPOĞLU
CENEVRE - Son günlerde, petrol fiyatlann-
daki artışla yeni bir belirsizliğin içine sürüklenen
dünya ekonomisinin geleceğinin, ABD ekonomi-
si ile duzensiz seyreden Japonya ve AB'nin eko-
nomik gidişatına bağh olduğu bildirildi. Birleş-
miş Milletler Ticaret ve Kalkmma Konferansı
(UNCTAD), yaşanmakta olan küresel ekonomik
sürecin kazananının ABD olduğunu belirtirken,
bunun gehşmekte olan ülkelerin büyümelerini
olumsuz etkilediğini, makroekonomik sorunla-
nn çözülmesinde ise gelişmekte olan ülkelerin çı-
karlannıri gözetilmesi gerektiğini bildirdi.
UNCTAD'ın başkanı Rubens Ricupero, 2000
yılı Ticaret ve Kalkmma Raporu'nu dün Cenev-
re'de düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı.
Ricupero, dünya ekonomisinin sürekli bir behr-
sizliğin içerisinde olduğuna dikkat çekerek, eko-
nomistlerin, beklediklerinden ve tahmin edebi-
leceklerinden de daha kötü krizlerin yaşanma
olasılığınuı her zaman olduğunu belirtti ve "Teb-
Kkenin neredeo geleceğini bflemrvoruz" dedi. Pet-
rol fıyatlanndaki artışın gelişmiş ülkelerden çok,
gelişmekte olan ülkeri etkilediğini belirten Ricu-
pero, petrolde daha fazla faruralar ödemek zorun-
da kalan gelişmekte olan ve azgelişmiş ülkelerin
bu durumdan çok kötü etkilenmelerinden endi-
şe edildiğini söyledi. Petrole bagımlı bir yaşamın
her geçen gün arttığıru belirten UNCTAD Baş-
kanı, "Bana göre son kriz, ucuzenerji olgusunun
sona erdiği anlamma geüyor" değerlendirmesin-
de bulundu.
Prof. Dr. Korkut Boratav
'Kalkmma için ulusal
kaynaklarayönelmelV
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - SBF öğre-
tim Üyesi Prof. Dr. Korkut Boratav, gelişmekte
olan ülkelerin dünya ekonomisiyle **içli dı^ı'' en-
tegrasyon aramak yerine, "stratejikbir entegras-
yon" sürecini tercih etmesi gerektiğmi söyledi.
Boratav, kalkınma için dış kaynaklara bağımlılık
derecesi azaltılırken yeniden ulusal kaynaklara
yönelinmesi gerektiğini vurguladı. Tûrkiye'nin
ekonomisinin gelişmesi için dış kaynağa başvur-
duğunu kaydeden Boratav, dış kaynağa bağımlı
büyümenin yabancı sermayenin ülkeden aynl-
ması ile ters sonuçlar doğurabileceği uyansrnda
bulundu. Boratav; BM temsilciliğinde düzenle-
diği basrn toplantısında, UNCTAD'ın 2000 yıh
raporu konusunda değertendirmelerde bulundu.
Dünyanınfinansalalanda bir çevrim krizi ile kar-
şı karşıyabulunduğunu anlatan Boratav, Asya ve
Latin Amerika'da yaşanan finansal krizle Türki-
ye'de 1994 yüında yaşanan mali krizin karşdaş-
tırmasım yaptı. Türkiye'nin yabancı fmansman
kullanma konusunda Latin Amerika ülkeleri ile
benzerlik gösterdiğini anlatan Boratav, Güneydo-
ğu Asya ülkelerinin yüksek tasarruf oranlannın
daha da ötesinde yatınm oranına ulaşmak için ya-
bancı sermaye kullandığını, Latin Amerika ve
Türkiye'nin ise finansal serbesüik yoluyla sağ-
lanan bu kaynağı özel veya kamusal tûketimi art-
tırmak için kullandığını anlattı.
Türkiye, Asya ve Latin Amerika ülkelerinde
yaşanan krizlerin yeniden yapılanmanın ardından
canlanma ile sonuçlandığûıı anlatan Boratav,
Türkiye'de 1994 yıünda yaşanan mali krizin tû-
ketimi artnrması, yatınmlann artmasma neden
olduğu Asya yerine, Latin Amerika'da yaşanan-
lara daha çok benzediğini belirtti. Boratav, 1998-
1999'da yaşanan ekonomik gerilemenin bir fi-
nansman krizi olmadığını vurguladı. Gazetecile-
rin sorulannı da yanıtlayan Boratav, IMF'nin
Türkiye'ye uyguladığı model ile Asya krizinden
çıkmak isteyen ülkelere uyguladığı modelin fark-
h olduğunu söyledi. Boratav IMF'nin Türkiye'ye
yönelik döviz politikası için "Gevşeme olmazsa
başanholur" yorumunu yaptı.