25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA HABERLER CHP'de hareketlilik artarken eski genel başkaran birkaç gün sonra karannı vereceği belirtildi Baykal adayhğa hazırlamyor MUTLU SERELİ • Baykal'ın kurmaylanndan Ali Topuz, gruptan kopan eski genel sekreter Adnan Keskin ile Baykal arasında arabuluculuğa girişti. Yakın çevresi Baykal'ın karannı 2-3 gün içinde açıklayacağuu belirtiıken Baykal iddialan yalanlamadı ve "Böyle bir açıklamam yok. Henüz dinliyorum " yanıtını vermekle yetindi. başkan adayı otarnm, ya da hiçbir gö- rev takp etmem" derken, PM üyesi FOai Sağtar da "Benim bir tafebim yok" diye konuştu. CHP'de dün akşam saatlerinde ku- lislere yayılan bir haber partiyi kanş- tırdı. Kulislerde Baykal'ın adaylığının kesınleştiğı söylenüsi kulaktan kulaga yayılırken, bu bilgiyi dognılayan ya- kın çevresi, Baykal'ın karannı 2-3 gün içinde açıklayacağuu belırtti. Cumhu- riyet'in konuyla ilgili sorulannı yanıt- layan Deniz Baykal, "Bu aşamada böyle bir açridamaınyok. DinMyorum. Herkes kewH anlayqna göre bir tavır ANKARA - CHP'nin olağanüstû kurultayı için kulisler yoğunlaşırken, yakın çevresi eski Genel Başkan De- niz Baykal'ın adaylığını birkaç gün içinde kamuoyuna duyuracağun bil- dirdi. Baykal ise iddialan yalanlama- dı ve "Böyle bir açıklamam yok. He- nüz dinliyorum" yanıtını vermekle ye- tindi. Baykal'ın kurmaylanndan Ali Topuz. gruptan kopan eski genel sek- reter Adnan Keskin ile Baykal arasın- da arahııluculuğa girişti. PM üyesi Er- tuğrul Günay, "Kurultayda ya genel sergüiyor. Hepsini dinliyorum. Arka- daşjanmı, çevremi ve yurttaşlan dinli- yorum" diye konuştu. Baykal, "Böyle birkararverdiğim zaman herhaldedu- yarsnuz. Herhalde kamuoyuna bir açıklama yapıhr" dedi. Kulislerde, Baykal'ın aday olması durumunda Günay'ın genel başkanlık yanşına ka- tılmayacağı ileri sürülerek, yanşın Baykal, Hasan Fehmi Güneş ve Genel Başkan AKan Öymen arasında geçece- ği varsayunlan dile getirildi. Baykal ekibinden sızan, kendisiyle "genel sekreterBk'' pazarbğına girile- bileceğine yönelık değerlendirmeleri- ne tepki gösteren Günay ise kurultayı sadece zaman unsuru ve parti yaran açısmdan değerlendirdiğini, hiçbir ki- şisel pazarlık arayışı içinde bulunma- dığmı söyledi. Sağlar da kimsenin kar- şısmda ya da yanında olmadığmı, ah- laki ilke ve ideolojisi net olan kişiler- le birlikte yürüdüğünü söyledi. Kurul- taya doğru yoğunlaşan diyalog ve gö- rüşme trafiğine CHP'li anakent bele- diye başkanlan da katıldı. Ankara'ya önceki gün gelen Kocaeli Anakent Be- lediye Başkanı Sefa Sirmen ve Gazi- antep Anakent Belediye Başkanı Ce- lal Doğan, ayn ayn Öymen, eski Ge- nel Sekreter Tarhan Erdem. Baykal ve Keskin ile temaslarda bulundular. Ön- ceki gün Öymen ve Erdem ile genel merkezde görüşen Doğan, daha sonra Keskin'i de bürosunda ziyaret etti. Sir- men de dün öğle saatlerinde Oymen ile görüştükten sonra, öğleden sonra da Baykal'ı evinde ziyaret etti. Baykal'm kurmaylanndan Ali To- puz'un da Keskin ile irtibata geçtiği öğrenildi. Alınan bilgiye göre Topuz Keskin'i arayarak kurultaya yönelik değerlendirmelerde bulundu ve daha sonra da Baykal'ı arayarak bilgi verdi. Baykal' ın da "Benim zaten Sayın Kes- kin ile bir dargmbğun yok" dedığı öğ- renildi. Baykal'a yakrn isimlerin çoğunlu- ğu oluşturduğu yeni MYK, dün Öy- men başkanlığmda ilk toplantısuu ger- çekleştirdi. Toplantıda, Algan Haca- toğlu, Bülent Baratah, Sinan Yerükaya ve Ali Dinçer genel sekreter yardımcı- lıklanna getirildi. Yaklaşık 2 buçuk sa- at süren MYK'de kurultaya dönük ha- zırlıklar ele alındr. MYK'nin bugün ve yann da toplanacağı, Öymen'in de genel başkan yardımcılannı bugün açıklayacağı belirtildi. 30 Eylül kurultayının kendisinin bir taktiğı olarak yansıtıldığını belirten Öymen, "Taktik falan yapmadım.Asd, PM'deki ilk rur seçimkrde benim Bs- teme 30 oy verip, sonra Gste çıkanp be- nim çahşmamı imkânsız küan bir MYK oluşturmak taktikbr" dedi Baykalcılarla dayanışma yok Solkanatta işbuiiğisancısı SERDARKIZIK Genel başkanlık yanşıyla yeniden çalkann- lı bir sürece giren CHP'de, sol kanatta da önemli gelişmeler yaşanıyor. Sol kanat tabamnda son PM toplantısında iz- lenen rutum, Bayka! yanlılannın manevralan, genel başkan adaylığı gibi çeşitli konularda önemli tartışmalar yaşamyor. Sol kanatta yeralan eski Izmirtl Başkanı O»- man Ozgüven bu anlamda asıl suçlunun, Bay- kal olduğu görüşünde. Baykal ve arkadaşlan- nm uzun bir süredir Anadolu'yu dolaştıklan- nı ve kendilerine yakın 50'yi aşkm il yöneti- miyle hazırlık yaptıklannı söylüyor özgüven ve ekliyor: "Saym Baykal, Uşakta kendisindaı haber- siz toplanü düzenkdim diye, beni 2 yd ptrtidn ihraç etti. Şimdi kemfia kapı kapt dobşarak toplanolardüzenlryor. Acaba SaymÖymenMen izin akn nu? Beni 2iyü ihraç edenfcr bu dunun- da ebediboykotediimeti. Bütün buniardaııson- ra Baykal ve arkadaşlannm yeniden gendbaş- kanhğı ele geçirme çabalan anbnsndKT tşbirtigı tartişmalan Ege'de sol kanadın Baykal'a duyduğu sıkm- tmın dışında ayn bir sorunu daha var. Son PM toplantısında, Oymen'e karşı Baykal yanlıla- nyla "ittifak yapddT görüntüsü tabam etkile- di. Abdülkadir Ateş ile Esin Fatma Temd'in Baykal ekibinin listesinde PM'ye aday olma- lan ve seçimleri kazanmalan tepki çekti. Sol kanadın geçen pazar Ankara buluşma- sında konu değerlendırildi. O toplantıya kan- lan Temel bu durumda istifa edecegini beürt- ti. Güneş ise eleştirileri, "Baykafcuarbı ittifak yapmamız, dayanışma içinde otmannz söz ko- mısu bfle edikmez. Partiyi MYK'siz btrakms- mak için böyle bir tutum ahndT dedi. Bu toplantıda kurultay yanşına girilip giril- memesi konusu da tartışıldı. Hasan FehiniGö- neş, Ercan Karakaş ve Fikri SağUr'ın da bu- lunduğu toplantıda konu ele alındı. Sol kana- dın Izmir ve Balıkesir temsilcileri, bölge egi- iimlerinin genel başkanlık yanşına girilmeme- si, Öymen'in çevTesinde kadro sağlanması yö- nünde olduğunu belırttıler. Ancak toplanuda- ki genel egilim, bunun tersi yönde oldu. Dünkü haberler sol kanat adayı olarak Gü- neş'in belirlendiği yönündeydi. Ancak Güneş, bunun henüz kesınleşmedıginı ve bugün karar- laştınlacağını söyledi. Güneş, PM seçimlerin- de Baykal ekibiyle yakrnlaşmanın söz konusu olmadığının altını bir kez daha çizerken şun~ lan söyledi: "Böytebirdayanışnıadıınııııake- shnikk olamaz. Aynca bizsol kanatolarak bd- tigruplarvearicadaşhklarüstündendeğiLbtr ideoioji çevTesinde bir arada buhınan insanl»- nz. CHP'nin devrimci katanasmı, am oka bağ- h kaunasun istiyoruz." tĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN SODEV UYARDI 'Yeniden yapılanma kesintiye uğramasın' tstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfı (SO- DEV) Başkanvekili Aydm Cmgı, CHP olağanüstû kurul- tay sürecinin "CHP'nin yeni- den yapdanma" çalışmalannı kesintiye uğratmaması gerek- tiğini belirtti. Cmgı yaptığı yazıh açıkla- mada, CHP'nin 18 Nisan se- çimlerinden sonra, kendini gözden geçirme sürecine gi- rerek tüzüğünü tartışmaya aç- masmm, yapısmı ve işleyişi- ni belirleyecek kurallan bir kurultay bağlamında ele alma karan vermesinin çok isabet- li olduğunu ifade etti. Buna karşın yapılacak kurultayın bu tür bir tartışmaya platform oluşturmaktan çok, yine seçi- me sahne olacağmı gösterdi- ğini vurgulayan Cmgı, "CHP'nin demokratik, halk- la bürünleşebilen, dmamik ve üretken bir yapıya kavıışması Türkiye'nin geleceği açısm- dan da yaşamsaldır. Bu ne- denle toplanacak olağanüstû kurultay sürecinin 'yeniden yapılanma' çabşmalanm ke- sintiye uğratmaması gerekir" dedi. Yetkililerin kısa bir süre sonra önemli açıklamalar yapacaklan bildirildi BaliııaVla kilit adaııı yakalandı tZMtR(CumiıurryetEgeBüro- sn) - Izmir'de ortaya çıkanlan ve kamuoyunda "BaNna" olarak ad- landınlan hayali ihracat operasyo- nunun kilit ismi Hüseyin Beşjkçi yakalandı. îzmir Mali Şube Mü- dürlüğü'nde pazar gününden bu yana gözaltmda tutulduğu belirti- len Beşikçi'nin cumartesi günü DGM'ye sevk edileceği ifade edildi. 250 trilyon liralık hayali ih- racat ve 110 milyon dolarlık nay- lon fatura yolsuzluğunun yapıldı- ğı Yeşer Tekstü'in ortaklanndan Hüseyin Beşikçi'nin verdiği ifa- deler doğrultusunda yeni gözaltı- lann olacağı belirtildi. Beşikçi'nin sorgusunda Menmet Ağar ve Or- du Valısi Kemal YazKaoğhı'yla dostluğunu özel olarak vurguladı- ğı belirtilirken Balina operasyonu kapsammda kısa bir süre sonra ül- ke gündemini sarsacak önemli açıklamalar yapılacağı söylendi. Hayali ihracat yaparak haksız kazanç sağladiklan gerekçesiyle "çıkar amaçh organize suç örgütü kurma" suçlamasıyla ağustos ayından bu yana DGM'ye sevk edilen 64 kişiye yeni isimler ekle- neceği bildirildi. Operasyon kap- sammda gözalnna alınan kişiler- den 21 *i halen tutuklu bulunuyor. Izmir Mali Şube Müdürlüğü'nde gözaltmda bulunan Beşikçi'yle birlikte sevgilisi olduğu bildirilen Nîrgül Kızüduman'ın da DGM'ye sevk edilmesi bekleniyor. Marma- ris'te yakalandığı kaydedilen Hü- seyin Beşikçi'nin (54), Kaçakçdık ve Organize Suçlar Daire Başkan- lığı'yla sürdürülen koordineli bir operasyon sonrasında ele geçiril- diği belirtildi. Beşikçi'nin emniyet yetkilileri- ne verdiği ifadeler doğrultusunda Mehmet Niyazioğlu'nun bugüne kadar iddia ettiği "suçsuzum" söylemlerini çürüttüğü belirtildi. Izmir Mali Şube Müdürü Şerafet- tin Bural, Beşikçi'nin ifadelerin- de Niyazioğlu'nun yapılan hayali ihracat ve naylon fatura yolsuzlu- ğundaki işlevinin tümüyle ortaya çıktığını söyledi. Bural, mali şu- bede 3 gündür gözaltmda tutulan Beşikçi'nin sorgusunun 3 gün da- ha süreceğini kaydederek "Ope- rasyon Beşikçi'nin ifadeleri sonra- smda çok derinlere uzandı" dedi. Hayali ihracat yolsuzluğunun yapıldığı Yeşer Tekstil'in ortakla- nndan olan Hüseyin Beşikçi'nin aynı zamanda, Uluslararası Haber Ajansı Yönetim Kurulu Başkanh- ğı'nı yaptığı ve merkezi Istan- bul'da olan çok ünlü bir reklam ajansının da ortaklan arasında yer aldığı bildirildi. 1970-1980 yıllan arasmda Baymdırlık Ba- kanlığı'nın Izmir 3. Bölge Müdür- lüğü'nde görev yapan Beşik- çi'nin, Karadeniz Teknik Üniver- sitesi Mimarlık Bölümü'nden terk olduğu kaydedildi. 1986yıhndan iribaren kamu kurum ve kuruluş- lannın büyük ölçekteki ihaleleri- ni armayı başaran Beşikçi'nin bu süreçte önemli isimlerle dostluk- lar kurduğu belirtildi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com FRANKFURT - Basel trenindeyim. Yeşillikler ve düzen içindeki Alman- ya'dan Isviçre'ye yolculuk ediyorum. On koltukta genç bir kadın, elinde Mı- sıriı bir kadın yazann romanını okuyor. Yan koltukta sporcu olduğu anlaşılan bir genç ayağını koridora sarkıtmış uyuyor. Sanşın Alman kadın iki çocu- ğuyla eğlenceli oyunlar oynuyor. Tren Karlsruhe istasyonunda du- runca Alman kadın, bir tanıdıklannı görüyor. Pencereden işaretteryapma- sı yetmiyor, tanıdıklan kadın onlan fark etmiyor. Oğlunu kapıya yolluyor, ço- cuk kapıdan "Sabine" diye bağınyor. Heyecanlı bir pencere muhabbeti başlıyor. Doğrusu kavuşamıyorlar. Pencere açılmıyor, dışanya ses gitmi- yor. işaretle anlaşıyorlar. Yüzleri gülü- yor, neşeleri yerinde. Almanya'ya ilk geldiğimde 28 ya- şındaydım, 1974 affından yararlanıp çıkmıştım. O zaman da trenleri çok rahattı, dakikti ve düzenliydi. Maddi durumlan iyiydi. aradan tam 26 yıl geçti. O zaman Almanya ikiye bölün- müştü. Doğu Almanya'da komünist- Basel Trenindeki Alman Kadın leryonetimdeydt. Batı'da DKP (Alman Komönist Partisi) yasakJanmıçh. DKP yasakh, ama Batı Almanya'da komürHstter vardı, çeşitli adlar altında çok sayıda komönist partisi faaliyet- lerini sürdürüyordu. Ama kitteleri etki- lemek açtsından önemK bir güce sa- hip olduklan söylenemezdi. Gençlik içinde çok sayıda farklı görüşlerdeki komüntstter orgütienrrHşterdi. Bu 26 yıl içinde, Sovyetter Birliği ve ona baglı olarak Doğu Almanya'daki sistem de çöktü. Bölünmüş Almanya birleşti. Doğu Almanya'da iktidarda bulunan Honecker tutuklandı, sonra da kanserden öldü. Doğu Alman ko- münistieri özeteştiri yapıp Demokra- tik Sosyalizm Partisi'ni (PDS) kurdu- lar. Yüzde 2.5 civannda olan oyian gi- derek artb. Baa Doğu Alman kentJe- n'nde yerei yönet'mleri kazandılar. • • • Almanya'da 26 yıldır, bazen Htristi- yan Demokratlar, bazen Sosyal De- mokratlar iktidara geldiler. Iktidar ge- nellikle koalisyonlardan oluştu. Şimdi de Sosyal Demokrat - Yeşiîler ortak- lığı Almanya'da yönetimde. Ufak te- fek küçük dramatik siyasi skandalla- ra rağmen Alman sistemi hiç bozul- madı. Trenleri zamanında kalktı, yurt- taşlan zenginliğin her türiü olanağın- dan yararlandılar. Asıl olarak ciddi bir toplumsal sorun yaşamadılar. Kimse Almanya'da darbe yapmaya kalkışmadı, siyasilerin beceriksizliği gerekçe gösterilerek "askerler daha iyi" diye yorum yapan bir yazar çıkma- dı. Kimsenin aklına, siyasi krizlerin as- ker müdahalesiyle çözüleceği, çözü- lebileceği getmedi. Almanya'da ırkçı partiler hiçbir za- man devlet içinden desteklenmedi. Irkçı partiler, solculann, sosyalistlerin, sosyal demokratlann üzerine sürül- medi. Irkçı militanlann eline devlet ta- rafından silah verilmedi. Irkçı ideolo- jiyi savunanlar devletin güvenlik güç- leri içinde kayınlıp terfi ettirilmedi. ••• Almanlar tren yollanna yatınm yap- maya devam ediyorlar. Alman kadın, yaklaşan durakta inmek için kırmızı yük çantasını omzuna astı. Oğlu da mavi çantayı aldı, küçük kızın elinden tutup kapıya yaklaştılar. Dosyamda cezaevlerinden gelmiş mektuplar duruyor. Cemal Çakmak, 1992 yılında girdiğı cezaevınde çek- tiklerini anlatıyor. Yakalandığında iş- kencede bir gözünü yitirmiş. 1993-1994 ve 1995 yılında toplam 100 gün açlık grevi yapmış. 1996 yılında ölüm orucunda süre- siz 69 gün direnmiş. Bu nedenle vü- cutdengesi bozulmuş. Sürekli başağ- nsı, yürüme güçlüğü gibi kalıcı araz- lar kalmış. 26 Eylül 1999'da Ankara Ulucan- lar'da 10 mahkûmun katledildiği sal- dında, ağzından kan gelene kadar dö- vülmüş, kurşun yaraları içinde öldü sanılarak bırakılmış. Sonra yaralı ve bakımsız halde çıplak şekilde Yoz- gat'a gönderilmiş. Sonra Burdur"da kol kopanlan ün- lü saldınnın da mağduru olmuş. Son- ra Bursa Cezaevi, bakımsızlık, ilgisiz- lik ve yavaş yavaş ölüme terk ediliş. Cemal Çakmak kaç yaşında bilmi- yoaım. Sanınm 30 civannda. Annesi- ni, babasını, kız kardeşini tanıdım. ••• Adana Kürkçüler Cezaevi'nde tu- tuklu Ergin Santaş, sağlam girdiği cezaevinde bağırsak kanserinden öl- mek üzere. Eşi Filiz Santaş, Cumhur- başkanı'na eşinin raporlannı da ekle- yerek serbest bırakılması için dilekçe yazmış. Ergün hâlâ hayatta mı, ser- best bırakıldı mı, bilmiyorum. ••• Tren, Freiburg'da durdu. Alman ka- dın ve iki çocuğu indi. Neşe içinde, başka anneler, başka çocuklar bindi- ler. Tren, isviçre'ye doğru yol alıyor. Türkiye ile Avrupa arasında gidip geliyorum. GLOBAIJH)LİTtKÜLTÜR ERGİN YILDIZOĞLU Petrol Eylemleri Kamyonculaıia çiftçilerin akaryakıt vergüerinin indi- rilmesine yönelik eylemleri, Avrupa'yı ekonomik ve siyasi olarak sarstı. Eylemler, Iskandinav ülkelerine sıçrama eğilimi gösterse de genelde hükümetlerdoğ- rudan ya da dolaylı olarak taviz verdikçe yavaş yavaş sona eriyor. Avrupa ülkelerinde eyleme geçen kesim heryerde hep aynı toplumsal katmanlardan oluşuyor. Bir veya daha çok kamyon, tanker ve TIR sahibi ta- şımacılık işletmeterinin sahipleri ve yoğun ticari tanm yapan, mülk sahibi, hali vakti yerinde çiflçiler. Yollan kapatan, ekonomileri durma noktasına getiren bu ey- lemcileri, otomobil sürücüleri de destekledi. Peki, akaryakıt vergileri neden bu kadar yüksek ve bu ke- simterin taleplen ne kadar yerinde? Akaryakıt vergilerinin bu kadar yüksek olmasının ar- kastnda esas olarak iki neden var. Üstelik bunlardan biri, tek tek ülkelerin ötesinde, insanlığın uzun dö- nemli çıkartanyla da yakından ilişkili. Bundan başlar- sak, akaryakrt ürünleri üzerine konan yüksek vergiler, tüketimi caydırmayı, başta petrol rafinerilerini. diğer üreticileri olmak üzere, toplumu, petrolü daha verim- li tüketmeye zortamayı amaçlıyor. Böylece bir taraf- tan atmosferi kirleterek insanlığı zehirleyen, karbon gazlan çıkışı yoluyla gezegenin ısınmasına yol açarak tüm yaşamı tehdit eden bir süreç dizginlenmeye ça- lışılıyor. Diğer taraftan, bildiğiniz gibi, petrol bir gün mutlaka bitecek olan birenerji kaynağı. Bu yüzden al- tematrf enerji kaynaklannı teşvık etmek, hatta bu kay- naklann gelişmesine destek verebilmek, petrol kulla- nımını ekonomik olarak cazip olmaktan çıkamiak için bu vergiler gerekli. Diğer taraftan, petrolün tüketiciye ulaşım fıyatı vergiler yoluyla yüksek tutuldukça, OPEC, enflasyonu körüklememek ve petrol kullanı- mına karşı birtepki yaratmamak içinfiyatarttırma açı- sından daha dikkatli davranmaya zorlanıyor. Akaryakıt vergilerinin yüksek olmasının iki nedeni daha var. Bunlar da neoliberal uygulamalarla ilgrti. Bi- rincisi, neoliberal uygulamalar, sermaye ve şirket ver- gilerini sürekli azaltarak hükümetienn gelirini küçült- tü. Bu yüzden, bugün hükümetler bu "yeşil vergileri" düşürmeye başlayınca, eğer farklı şirketlere ve ser- mayeye ödetemezlerse bundan sosyal hizmetler za- rariı çıkacak. Ikincısı, planlama gözden düşüp de eko- nominin ve toplumun genel çıkarlannın düzenlenme- si serbest piyasaya bırakıldıkça, hükümetlerin elinde, petrote pıyasa/fiyat düzeyinde müdahale etmekten başka bir araç kalmadı. Bu arada sürekli yeni otoyol- laryapıldı, trenyolu vetoplu taşımacılık geriledi, böy- lece petrol önemini korumaya devam etti. Kısacası, eylemcilerin taleplerini toplumun genel ve uzun dö- nemli çıkarian açısmdan haklı görmek kolay değil. Diğer taraftan, eylemlerin yapıldığı ortamı biraz da- ha incelersek, başka şeyler de söyleyebiliriz. Bu in- celeme için dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olan Ingittere'yi, başladığının üçüncü gününde felç eden eylemleri ömek olarak alabiliriz: Söz konusu eylem- ler asla kitlesel bir nitelik kazanmadı, katılan aktif ey- temci sayısı nereden baksanız 2 bin 500 kişiyi geç- medi (The Observer, 17.9.2000). Eylemciler işveren- lerdenve hali vakti yerinde çiftçilerden oluşuyordu Bu yüzden olacak, Muhafazakâr Parti Başkanı W. Hague, eylemcileri "saygı değer vatandaşlar" olarak niteledi ve destekledi. Bu sırada iki hafta önce Fransa'dakı ba- lıkçılann benzer eylemlerine ilişkin söylemediğini bı- rakmayan ("bizde olsa çoktan hapısteydiler... vb.") sağcı basın, Ingittere'deki eylemcileri Işçi Partisi hü- kümetine karşı kışkırttı. 1999'da yıllık yüzde 3'lük bir enflasyon ortamında genel müdürierine yüzde 65'e varan maaş artışlan (ömeğin ELF Genel Müdürü'nün yıllık maaşı 415 bin steriinden 640 bine yükseldi) ve- ren Shell, BP, Total, ELF gibi şirketler, eylemleri, tan- ker sürücülerini, hiçbir tehdit olmamasına karşın ya- krt taşımaya zoriamayarak dolaylı olarak destekledi- ler. Bu şirketterin gelirieri ve kârtan, petrol fıyatları yük- selin\en yaklaşık yüzde 50 artmıştı (Texaco yüzde 51, Exxon Mobil yüzde 50, TOTALFINAELF yüzde 90) vergiler düşerse daha da artacaktı. Oto sürücüleri de eylemcileri büyük ölçüde destekledi. Bunun siyasi anlamı şuydu: Geçen seçimlerde Muhafazakâr Par- ti'yi terk ederek Işçi Partisi'ne gelen seçmen, Blair'in karşısına geçmişti. Kamuoyu yoklamalannda, Işçi Partisi'yle Muhafazakâr Parti arasındaki fark kapan- dı. Buna karşıltk, Blair'in ciddiye almadığı, hatta ne- redeyse engel olarak gördüğü sendikal hareket Bla- ir"i destekledi, yakrt vergilerinin ardındaki mantığı hal- ka anlatmaya çalıştı. Böylece şu gerçek bir kez daha ortaya çıktı: Ister dev şirketler, isterse orta sınrflar olsun, kâr dürtüsüyle ha- reket edenler, ne toplumun geri kalanının kısa dönem- li çıkarlannı ne de gezegenin, dolayısıyia gelecek ku- şaklann uzun dönemli çıkarlannı göz önüne alıyoriar. Diğer taraftan eylemler. yeni iletişim tekniklerinin, ser- mayenin kâr sürecini güçlendırmek için kullanılması- nın ekonomide yarattığı zaaflan da gözler önüne ser- di: Hiç stok tutmadan, Just-ın-Tıme yöntemiyle üre- tim yapmak, en ufak bir aksamada, tüm ekonominin felç olmasına, insan yaşamının, ömeğin hastanelerde, tehlikeye girmesine yol açıyordu. Sonuç olarak bu eylemlerin kaba bir bilançosunu yaparsak, hükümetlerin çevre dostu politikalannın, refah devletinin elde kalan son kınntılannın, yeşillede birlikte kurulan sosyal demokrat hükümetlerin, öme- ğin Fransa'da olduğu gibi, iç uyumsuzluklan arttığı için zararlı çıktıklannı görürüz. Buna karşılık, OPEC'in dev petrol şirketlerinin, otomobil şjrketlerinin, yukan orta stnrftan taşımacılık şirketleriyle tüccar çiftçilerin, muhafazakâr partilerin kâriı çıktığı söylenebilir. Belediyeler Birliği toplantısı İşçisine ödemeyapamoyan belediye başkanı ağladı Istanbul Haber Servi- lediyelerin maddi açı- si - Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Âytaç Dorak, 2001 bütçesın- de belediyelerin payı- nm yüzde 5.8'den yüz- de 8'e çıkanlmasını sağlayacak kanun hük- münde karamamenin (KHK) en geç 2 hafta içinde çıkacağını belirt- ti. Birlik yönetim kuru- lu üyeleri, kararname- nin 1 Ekim tarihine ka- dar çıkmaması duru- munda 1 günlük iş b\idt- kacaklan mesajuıı ve- rirken 400 işçisine 15 aydır maaş veremediği- ni belirten Mardin Be- lediye Başkam DYP'li Abdülkadir Tutaşı ise gözyaşlannı tutamadı. Topkapı Eresin Ote- li'ndeki toplantıda, be- dan çöktüğünü belirten Adana Büyükşehir Be- lediye Başkanı ANÂP'lı Aytaç Durak, belediyenin SSK'ye olan prim borcu nede- niyle bazı belediye baş- kanlannm evine haciz gelmesini "utanılacak bir olay" olarak değer- lendirdi. Konuşmasma "Dep- rem felaketi yaşandı. Bizde 15 vıldır Hizbul- lah, AbduUah felaketi var. Bunu neden günde- me getirmhorlar'' diye başlayan Mardin Bele- diye Başkam DYP'li Abdülkadir Tutaşı. so- runlannı dile getirdik- çe cezalandınlarak pay- lanndan kesinti yapıl- dığını söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle