Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 EYLÜL 2000 ÇARŞAMBA
â OLAYLAR VE GORUŞLER olay.gorus(g cumhuriyet.com.tr
Demokrasi ve Banşın Olmazsa Olmazlan
Gürbüz D. TUFEKÇI Sos} ai
K
endımızı ne kadar sı-
karsak sıkalım. de-
mokrasL banşdeym-
ce şoy le bır ge\ şenz
Ikı kavramı da çok
ıyı bıldığımızı sanı-
nz O>sa kavramın ıçenğıne eğılın-
ce. konunun oylesıne basıt olmadı-
ğınınayırdına\annz Zordur zor, de-
mokrasıden, banştan soz etmek De-
mokrası deyınce. ta bılmem hangi
vıllardakı tanhçesınden anlatmaya
başlanz O> le çok bılgı vennz kı dın-
lcyenler 'Ne çok bilhor' der Oysa
anlatılanlar çok eskı yıllann bılgıle-
ndır Gunumuzde bır kesımının pek
de geçerlılığı kalmamıştır
Zordur bavanlar. bavlar' Demok-
rasi oyle kolayına yenır yutulur nes-
ne değıldır Zordur derken. kavra-
mak. us duzeyınde, yaru bılımsel ola-
rak sındırebılmekten soz edıyorum.
"mide"de değı! (1) Oylesıne "oyçok-
luğu" falan demokrasi değıldrr Boy-
le çoğunluk sozcuklenyle bırbınmı-
zı aldatmayahm Hele demokratık
banş, daha da zordur Kım olursanız
olunuz. karşı ya da aynı safta. hangı
duşuncede olursanız olunuz "demok-
ratik-banş" çok daha zordur
Istersenız once sorulan koyalım
Kjme gore demokrasi9
Kıme go-
re banş° Çoğunluğa gore m\> Ee-
ee azınlığın demokrasısı ne olacak7
Işçıye gore rru demokrasi9
İşçı olma-
yan -son yıllann saptırmasıyla- emek-
çıye gore mı9
Emekçı olmayan ne
olacak7
Dıyelım kı herkes emekçı
Hadı canım sen de' Emek sarfetme-
den kazanan hem de çok kazanan
ne olacak' Yok. yok oyle şey Yanı
konuyu saptırmak yok Efendım,top-
lumun tumu emekçı olacakmış Bu
soze Ankara'da evımın karşısmdakı
Antropolog
bahçe sakınleri bıle guler (Lalegul,
SSK bloklannda 6turuyordum)
Ozellıkle gunumuzde turemeye
başlayan "özgüriükçü demokrasi"
şovalyelen benı çok etkılıyor Çok
sev erım bu gıbılen Kendılennın bı-
le tanışmadığı. bılmedığı onculen,
şeflen. yol gosterenlen, ımamlan,
reıslen, başkanlan, torelen vardır
Içtendırler, ınandıkJan konularda tum
\arhklanyla dırenerek uğraşı venr-
ler Paraya donuşebılecek arsarun/top-
rağın -ya da ardında olduklan gu-
cun- tutsağı. odun \ermez savaşım-
cısıdırlar Vatan, bayrak, banş ıçın
çahştıklannı soylerler Çoktur bu tur-
den ınsan toplumumuzda Kımı hâ-
kım. sa\cı, valıdır, muftu. vaızolan-
ları boldur, hele polıtıkayı meslek
edınmış oylelen vardır kı. -hıç ınan-
madıklan halde- bağlı olduklan sı-
yasal duşunce nedenıyle her saçma
gınşıme. yasaklamaya taraf olur, sa-
vunurlar Orneğın Bır vah, ıl sınır-
lan ıçınde ıçkı yasağı mı koyuyor, bır
okul muduru oğrencılen kızlık zan
ıçın hastaneye mı yolluyor ya da bır
beledıye başkanı tukureceğı yer avu-
cu olması gerekırken bır sanat esen-
nı mı >eğlıyor9
Bırbınnden uzakta da
olsalar eylemlennı desteklerler Da-
ha da otesı bır yaratık, Anıtkabır'de
'Kuran' gostensı mı yapıyor9
Sa-
pıktır (meczuptur) da oburlen ne tur-
dendır9
Sıyasal goruş ya da ınanç
nedenıyle bu sapkınlıklara alkış tu-
tanlar çok gorulmuştur
Hele başka orneğı bulunmayan bır
olay var kı. yuzune bıle tukurulse
"yagmur yağıyor" dıyeceğı ıçın adın-
dan soz etmeyeceğım Yalnız herke-
sın bıldığı bır sozcuğe yenı bır anlam
kattığı ıçın anacağım "Pezevenk"
(Farsça ve Arapçada "imam. yol gös-
teren, öncıi, önder" demekmış) Adı
geçmeyen bu yaratık. oncelen Rıze
halkjnı bu ozellığınden yararlandır-
mış. sonra dokunulmazlık zırhına bu-
runerek gorev alanını genışletmıştı
Şımdılerde aynı ışı yurtdışında sur-
durerek geçımını sağlıyor olmalı.
acaba. mesleğını yıtıreceğı korku-
suyla mı donmuyor Turkıye'ye9
Sevgılı arkadaşım Haşmet Ze>-
rek'ın "Evrensel Pezevenk: Para"
adıyla kaleme aldığı "seyirlik
oyun"unu ammsadım 1993.94 'ler-
deydı sanıyorum, Beyoğlu'nda bır
kabarede çok değerlı sanatçılarla ser-
gılemıştı ozgun yapıtını Çıkarcı pa-
ra tapımcılanna uygun bır betımle-
meydı Kısa sure sonra kaldınldı
oyun, neden(') bılemıyorum Yoksa
boylesıne duşunen onderler mı arttı
ne9
Oysa. Farsça ve Arapça tanım-
lanması yapılmış sozcuğe Turkçe \ e
guncel bır boyut getırmıştı Sayrn Zey-
rek
Turkıye Cumhunyetı'nın kurucu-
su Gazı Mustafa Kemal' ın sozlennın
etkısınden kendımı kurtaramıyorum
Bu turden çıkarcı para tapımcılann.
bırbırlennı aklayan manış ve sıyasal
anlayışına duyduğum nefretı ıse soy-
lememe gerek yok
Bu kısa yazıda amacım Mustafa
Kemal'ın bağımsız Turkıye Cumhu-
nyetı'yle, nasıl demokratık-banş yan-
lısı bır ulus-devlet beklentısı ıçınde
olduğuna değınmektır Daha oz bır
deyışle Gazı'nın bır buluşu olan Ke-
malıst sıstemın kısaca kokenındekı
gerçekJen vurgulamaktır Kemalizm:
asırlarca toplumlan yönetmek için
uygulanan "yöntemlerle", insanûğı
bir "zavallı" konumuna indirgeven
sistemlerin tümüne bir başkaldındır
(2).
Kemalızm.Mustafa Kemal Ata-
rurk'un kendıne ozgu bır buluşudur
Tıpkı. bırkaı, çarkı eşgudumle don-
durerek gunu 24 eşıt zamana bolebı-
len olçum aracının "keşfi" gıbı bır bu-
luştur Kemalizm Başlangıç noktası
bıreylenn doğal olan yaşamak hak-
lannı. ozgur \ e eşıt ınsanlar olarak kul-
lanabılmelennı gerçekJeştırecek. ulu-
salcı egemenlığe dayanan bır de\-
nmdır Bu devnmı ayakta tutarak
yeryuzundekı gerçekler dunyasına
bağlayan altı putrel \ardır Bunlara
Ataturk ılkelen denılır (dıkkat ılke-
lenn sayısı altıdır) Geleceğe yon-
lendınlmış 6 (altı) okla sımgeleştınl-
mıştır Aralanna. başına veya sonu-
na -sızce çok etkın ve çekıcı de olsa-
başka kavramlar katarak ok sayısını
arttırmak. Gazı'yı cehaletle suçla-
mak olur Daha fazla ılke, Kemalıst
sıstemın aslını bozar Bulucusuna da
ıhanettır 1935 yılındakı partı genel
kurulunda kendı ozel başhkh kâğı-
dına bu ılkelen Turkçeleştırerek şoy-
le sıralamıştır "Ulusaltçılık, Halkçı-
hk, C umhuriyetçiük. Dışdinsaltçılık
(laiklik), Devletçilik ve Devrimcüik.'"
Kemalıst sıstemın ne olup ne olma-
dığını Gazı Mustafa Kemal bıitun
Meclıs'ı açış konuşmalannda, Bu-
yuk Nutku'nda. yurt gezılenndekı
soyleşılerle yazdığı ve yazdırdığı ya-
pıtlarda Turkıye halkına (Turk Ulu-
su'na) anlatmıştır Burada konumu-
zu >akından ılgılendıren bağımsız ve
demokratık bır cumhunyetın kuruluş
aşamasındakı temel duşuncesınden kı-
sa bır ornek sunmakla yetıneceğım
Yıl 1921,TBMM"nınıkıncıtoplan-
ma yılını açarken yaptığı konuşma-
ya bır kulak venr mısmız, lutfen
Sonra da bu sozlerı yaşamınızda et-
kılı olacak bır yere koyunuz (bugun-
ku dılle) "Efendiler! Ulusumuzun
olağanüstü > etenekleri vardır. Bu >e-
teneklerin ortaya çıkması ve yararlı
olması. kuşkusuz parlak sonuçlara
varacaktır. Ancak. tarihin bazı kor-
kunç kavıtlannı eksiksiz olarak, bü-
yük bir dikkatle hatırlatmavı \arar-
h buluyorum. Arkadaşlar, bir ulusta,
özellikle bir ulusun başında bulunan
sorumlu v önericilerindc ihtiraslann-
dan kaynaklanan kişisel çıkar çekiş-
meleri ulusal ve \atani gore\ lerinin >e-
rine getirflmesinde gerekli olan vüce
duvgulara baskın çıkarak ustunluk
sağla\acak dereceje gelmiş bulunan
memleketlerin dağüıp eriverek vok
ohnaktan kaçınabilmesi olanaksız bir
sondur. Ulusumuzun gerçek temsilci-
leri olan bıitun arkadaşlann bu gibi
aşağılayıcı durumlardan dainva uzak
kalacaklaruıdan asla şuphe edile-
mez_."(3)
Konuşmanın devamı ıse şoyle "Yû-
ce kurulun birbirteriv le karşıhklı kar-
deşlikve davanışma du\ gulam la bağ-
lüığuım, temsilcisi olduğunuz bütün
ulusu da daiına a\ nı coşkuv la kapsa-
>ıp artarak vayılacağj tabiidir (do-
ğaldır)" (4)
Turkıye'de, bağımsız yurtta banşı
sağlayacak demokratık ve çağcı I yo-
netım ıçın gerekenler. Kemalıst sıs-
temın kurallanndavardır Yeterkıbu
sıstemı koruyan ve destekleyen dev-
nm yasalan odunsuz uvgulanmaya
konulsun Para tapımcılannın anla-
yacağı bır dılle şoyle dıveceğız Son
pişmanhk para etmez.
(1) Afetınan Prof Dr Medenı Bılgı-
lerxe M Kemal Ataturk unEl Yazılan
TTK Ya\ Ank 1969 s 31
(2) Ataturk un So\Ie\ ve Demeçlen
c2 2 Baskı Ank 1959 s 273
(3) Ataturk un So\lev ve Demeçlen
c 1 TBM Meclısı nde (1919-1938)
IstMaanJMat 1945, s 105
(4) Dahafazla bılgı ıçın bkz Afetınan
v a gv ss 26-34 Tufekçı Gurbuz D
Ataturk un Duşunce Yapısı 3 Basım
TurhanKıtabevı Ank 198^ ss r9 vd
ARADABİR
UFUK DERE HAMUROĞLU
ParafcHaftaSomıuseleri!
"Dershanelerde kurucu, kurucu temsilcisi, yo-
netıcı, oğretmen, oğrencı ve obur personel hak-
kında Mıllı Eğıtım Bakanlığı 'na bağlı okullarda go-
revlılerle oğrencılenn kılık kıyafetlenne ılışkın yo-
netmelık hukumlen uygulanacak"
"Her oğrencı ıçın oğrencı ışleme dosyası açı-
lacak, vefilere her ay oğrencılere ılışkın derslere
gore başan durumu, rehbehık, test sonuçlan, de-
vam-de'vams&lık ğıbı bılgılenn yer aldrğı öğrenci'
durum belgesı venlecek "
"Yuksek oğretıme oğrencı seçme sınavına ha-
zırlık programı, ılkoğretım okulundan sonra bır
ust okulun gırış sınavına hazırlık programı açıla-
bılecek "
"Dershanelerde dısıplın kurulu oluşturulacak
ve oğrencılere yaptınmlar uygulanacak "
Bunlar, Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nın dershaneler
ıçın aldığı yenı karariar
Bu arada yıne Mıllı Eğıtım Bakanlığı, ortaoğre-
tımdekı sınıf geçme barajının 2 puandan 2 5 pu-
ana çıkacağını, oğrencılenn lıse sonda unıversıte
sınavına hazırlanmak uzere, daha doğrusu ders-
hanelerdekı test sınavlarına yetışmek ıçın doktor
raporu alan oğrencılerın rapor dahıl tum devam-
sızlık surelerının kısıtlanacağını oğrencıler arasın-
da 5
!
ten şama 6'yı aşma anlayışının da değışece-
ğını açıkladı.
Sonuç Oğrencıler hafta sonu dershanelere ko-
şacaklar, hafta ıçı yıne derslennı ıhmal etmeyecek-
ler, 5'ten şaşacak 6'yı aşacaklar, dershanedekı
test puanlarını sureklı yukseltecekler, dershaneye
devamsızlık yapmayacaklar ve velıler dershane-
Ifcre sureklı para akıtacaklar Her şey yıne zengın-
den yana olacak, zengın aılenın çocuğu unıversı-
te sınavını kazanamazsa ozel bır unıversıteye ka-
yrt yaptıracak
"Okullarda velılerden kayıtparası alınmayacak"
dıyen Mıllı Eğıtım Bakanlığı bu dershane sıstemı-
nı acaba nasıl goz ardı edıyor''
Bu kadar değerlı eğıtımcılerın , eğıtbılımcılenn
(pedagoglann) bulunduğu ulkemızde bu sıstem nı-
çın masa başına yatınlıp tartışılmıyor? üselenn
yanında beraberce yapılan dershane eğıtımı, ol-
mazsa olmaz durumuna nasıl geldı9
Çıldırmış gı-
bı buyuyen bu sıstem kımlenn cebını dolduruyor'?
Tecımsel (tıcarı) eğıtım sıstemı oturdukça otu-
ftjyor Devlet butçeden en duşuk payı eğıtıme ayır-
manın yollannı anyor
Bu sıstem, 15-18 yaş arası çocuklann yaşam-
tanndakı en karabasanlı (kâbuslu), en kotu done-
mın yaşanmasına neden olmaktadır Bu maraton
ıçınde çocuklar ne kıtap okuyabılmekte, ne spor
yapabılmekte ne eğlenebılmekte ne de dınlene-
bılmektedır Herşeyesetçekılereknormal gelışım
suresınde olması gereken her şey rafa kaldırıl-
maktadır Ne olursa olsun da bır unıversıte olsun
anlayışıyla bır yere kapağı atıp mutsuz bır done-
me başlanmakta, hıçbır yere gıremeyen çocuk ıse
aılesıne mahcup, onlann her turlu kararına boyun
eğen kuskun bır duruma duşmektedır. Dar gelıriı
aılelerın çocuklannın bu zoru aşmaları, ancak der-
neklerden, partılerden yakın ve zengın aılelerden
gelebılecek yardımlarla olanaklıdır Lıse oğrenı-
mınde çocukların zevkle okullanna gıdıp geldık-
len, yaşlarının gerektırdığı her turlu toplumsal ya-
şamı yaşadıklan, aılelen ıle banş ıçınde Turkıye'de-
kı her turtu gelışıme katkıda bulunabıleceklen bır
ortam artık ulaşılmaz olmuştur.
Gençlenmız artık sıstemın kobayı olarak kulla-
nıldıklarıyaratıklardurumundan çıkanlmalıdır Za-
rarın neresınden donulse kârdır Dershaneler ar-
tık ortadan kaldınlmalıdır Ortaoğretım oyle bırsıs-
teme oturmalıdır kı ya unıversıte sınavları bu sıs-
teme gore yapılmalı ya da lıse oğretımı sınavlara
gore ayarlanmalıdır
Her goruşten ınsanın Ataturk u kalkan olarak
kullandığı bu ortamda Ataturk'un gençlere ema-
net ettığı gelecek olgusunu duşunmek, bır şeyler
yapmak zamanı gelmıştır, geçınlmemelı...
'Uç Yalan'dan Gerçeğe
Prof.Dr.OzerSOYSAL
B
ır 'köşe' yazanmrz Mıllıyet'te,
Harvard Unıversıtesı Ana
Kampusu'nda dıkılı "John
Harvard He>keli"nın (yontu-
sunun) oykusunu venrken yon-
tuda gozlemledığını belırttığı
'üç yalan'dan ılkını şoyle açıklıyordu "John
Harvard ismi. üniversitenin kurucusu olarak
geçij«r. O\sa değil. Kendisi a>dın bir din ada-
mL L niversite kurulurken kutüphanesini ba-
ğışlamış. O > üzden heykelin kaidesine kazın-
mış olan 'John Harvard-Kurucu' sözû gerçe-
ği yansıtmıyor."
Akla once şu soru gehyor John Harvard boy-
le bır nıtelemeyı hak etmek ıçın kuruphane-
sını bağışlamaktan daha anlamlı ne yapabı-
hrdı
9
Yalan olduğu belırtılen başka ıkı nokta, ko-
nu dışı Ancak yazann, kımlığını bılmedığı-
mız kaynakJardan aktardığı 'üç yalan'dan ust-
te ahntılanan bınncısı, gerçekte yalan değıl
Aynca, bırkaç yuzyıllık uygulamaya bakılır-
sa, John Harvard bağışı ıle Amenkan unıver-
sıte geleneğınde kıtaphk kurumunun yennı be-
lu-leyıcı bır 'ilke'nın esın kaynağı
John Harvard, kalıt yazısında (vasıyetınde)
kıtaplığıyla bırlıkîe yukluce parayı Nevv Tovv-
ne'da 1636'da açılmış bır okula bırakırken
onun ılende 'Ivy League'm oncü ve gozde
kolejı konumuna geleceğını duşledı mı, kes-
tınlemez Ama anılan okulun soz konusu ba-
ğışlayaşayabüdığını, Massachusetts Yasama
Meclısı karan ıle de 1639"da Harvard CoOe-
geadınıaldığınıbılıyoruz Oyleyse, yontuda-
kı 'kurucu' mtelemesının 'şaka' ya da 'ya-
lan'dan ote anlamı olsa gerek
Sıradan bır okulun koleje donuşumünü ha-
zıriayan bu "kitapak ve para bağışı" gelece-
ğe bır şeyler taşıdı, Harvard yonetımının go-
ruş ve değerlendırmelenne ışık tuttu mu
9
Yazının amacı, bır Amenkan unıversıtesı-
nın doğuş oykusunu yınelemek değıl. onun
'çağdaşüniversrte', ozellıkJe de •üniversiteki-
taplığı' anlayışına etkısını vurgulamak Çun-
ku Harvard'ın tanhı, gelışım evrelennde 'ki-
taplık kurumu'na da yenı bır ufiik çızıldığı,
unıversıtelenn yapılanıştakı konum ve ışlev-
lennın gıderek başka boyutlara taşındığını
yansıtan ornekler ıçenyor Sozgelımı, 187O'te
unıversıtenın Hukuk Fakultesı Dekanlığı'na
getınlen Christopher C. LangdelL goreve baş-
ladıktan bır sure sonra rektore,"birfakülte için
en gerekli varlığın kıtaphk olduğunu: her şe-
yin verine bir başkası konulabilecekya da bun-
dan vazgeçiiebilecekken kitaplık için seçenek
duşunulemejeceğini'" soyler Langdell'e gö-
re." kitaplıksız bir fakulte, özettik, dahası kim-
liğini yitinne'' gıbı bır tehlıke ıle karşı karşı-
yadır Harvard'ın 1869-1909 arasındarektor-
luğunu yapan Charies W. Ebot 'merkezi ki-
tapukolan' unıversıteyı savunurken onu ızle-
yen A. Lawrence LoweD'ın (1909-1933) de-
yışıyle, "insanhğın laboratuvan" olan kıtap-
hk. unıversıte ıçın "temel etkinlik alanı" ıdı
Unıversıte-kıtaplık butunleşmesını ozetleyen
en duşundurucu soylemı dıle getıren ıse (1903),
herhalde Chıcago Unıversıtesı'nın ılk rekto-
ru VVUHamR-Harperoldu Bırunıversıtenın,
"her şeyden çok, kitaphğa gereksinimi oklu-
ğu"nu belırten Rektor Harper, sonralan un-
lenen şu sozun sahıbıdır "Kitaplık, üniversi-
tenin kalbidir ya da övle ounaudır." Yerleşke
(kampus) npı Amenkan unıversıtesırun 'kitap-
hğı çekirdek kabul ederek' yapılanış nedenı.
kımısı seçkın eğıtım reformcusu olan kışıle-
re egemen, bu anlayıştı
Kışısel ya da kurumsal olsun, kımlık edın-
me açısından vazgeçılmezlığıne karşın bılgı-
yı bılınçle tuketmeyen, o nedenle ozgun bıl-
gı uretme gucu çok sınırlı bır toplumuz Bı-
lımsellık, oncelıkle unıversıtelenn bılgı/bılgı-
lenme ve bunlann odaklandığı merkezlen yo-
rumlarken çağın gereklen olçusunde gerek-
lenn ortaya çıkış nedenlenm de gozetmesını
zorunlu kılıyor Oysa 'bilgi toplumu' uzenne
bılgece konuşmalar yapsak da daha onu ya-
ratacak çağdaş eğıtımın temel kavramlannı al-
gılamakta yetersızız Unıv ersrte eoketlı kurum-
lanmız ıse 'gerçekders'ın "ögretmekdeğildû-
şündurnıck olduğu'nu yadsıyıp 'niteiUdiinsan
yetiştirmevi' bılgı ızleme/aktarma bağlamın-
da bır bılgısayarlaşma uygulamasına kılıtle-
yerek edınebıldıklen teknolojı ıle 'çağuuan-
lamak verine özenen birey'ın motoru oluyor-
lar Bılgısayar eksıgınden once bırevı 'bilgi-
ye saygı' noktasında surduregeldıgı aymaz-
lıktan kurtarma gereğı var Okuyarak oğren-
me otesınde duşunme ve kuşkusuz bilgıyı ye-
nıden uretme amacıyla tuketım kulturunden
yoksunluk, bılgılenme ıletışım dedığımız şe-
yı. 'kocakan çığırtkanuğı' ya da 'kokoreççi-
kestaneci şamatası'ndakı gıbı, hemen buvuk
bır pazaf gıirultusunun malzemesı duramuna
düşurmuyor mu
9
Kulture gelınce Geçenlerde, DTCF'de ya-
pılan 'YazmalanBilgisayarOrtamına \ktar-
ma Projesi'nı tanıtım toplantısında. Kultur
Bakam'nın "projenin surekliliğini sağlanıak
için Bakanlık bütçesi içinde sabit bir kavnak
aynlmasınaçauşacağı" sozu verdığı duyurul-
du
Turk kulturunu sımgeleyen başlıca kaynak-
lardan olan yazma urunlenn denetım altına alın-
ması ve bunlann tanıtımına yonelık en kap-
samlı projeyı 1978"de Kultur Bakanlığı baş-
lattı TurlayeYazmalanTopluKataloğu(TU-
YATOK) bugun Mıllı Kutuphane'ce hazırla-
myor
Ancak, taşıdığı ulusal kımlığe karşın Mıl-
lı Kutuphane, yıllardır gerekenın çok altında
bır butçe ve 1 3 oranına duşmuş mesleksel per-
sonel kadrosu ıle yetınmek zorunda bırakıl-
dığı. Kuruluş Yasası, ek yasa, kanun hukmun-
de kararnameler ve ımzaladığı uluslararası
anlaşmalann ongorduğu sorumlulukJan ven-
ne getırmede guçlukle karşılaştığı ıçın, TU-
YATOK Projesı de gıderek hızını vıtırdı
Bakanlık, uzun vadede Mıllı Kutuphane'nın
çağdaş olçutlerde yapılanmasını planlamak.
kısa vadede de hızmet uretımını gelıştırecek
odenek ve kadrolan sağlamak gıbı ıkı onem-
lı sorun karşısında Bu çerçevede. TUYA-
TOK'un, amaç ve nıtelığıne u>gun olarak \e-
nıden orgutlenmesı kaçınılmaz Kultur Ba-
kanlığı'nın ender rastlanabılecek bu zengın-
lığı değerlendırmede daha duyarlı ve atak ol-
ması gerekıyor
Lozan'ı Anlamayanlar...
Av. ErtuğrulKAZANa^DD Genel Sekreten
L
ozan Antlaşması, TBMM Başde-
legesı ve Dışışlen Bakanı İsmet
Paşa'nın attığı ımzayla "Küçük
As>a" çevTesındekı sıyasal han-
taya dayah paylaşımı durdurduğu
gıbı kapıtulasyonlarla başlayan ekonomık
saldınv ı da kesen bır kapsamdadır "Anado-
lu ihtilalcüerinin'' kuşkusuz en buyuk utkusu,
Osmanlılann yıtırdıklen saygınlığı. evTensel
bır çerçevede kazanmış olmalandır Bu yuk-
sek duzeyın zemını, tam bağımsızhğın ulus-
lararası çapta onaylatılması uzenne kurul-
muştur
tsvıçre'nın Lozan kentının "Uşi" şatosun-
da yapılan antlaşma. 77 yıldır ayaktadır "Ver-
sa> " Antlaşmasfrun uzantısı bulunan SevT'ın,
emperyahzmın somut varhğını yucelten hu-
kumlen Lozan'da paramparça edılmıştır Im-
zalandığı donemın koşullannda yapılabıle-
cek gerçekçı ve kahcı nıtelıklı tek antlaşma
bulunan Lozan, gunumuzdekı karşıtlan ıçın
olanca sındınmsızlığını korumaktadır Iç \e
dış bağdaşıklı Sevr'cılenn oteden ben aşa-
madıklan engel. Lozan Antlaşması hukum-
lendır
Lozan Asya-Afhka halklannın. somurge
yonetımlerıne karşı başanya ulaştıklan bır
amacın adıdır
Lozan savunma. adalet. malıye, eğıtım, ta-
nm ve sana>ıdekı tum kurum ve kuruluşlan
emperyalızmın emrıne sunan "Versa>" ve
"Sevr" antlaşmalannın reddıdır
Lozan dunyanın dort bır tarafındakı yılgın
halk kıtlelennın tutsaklığını kaldırarak onla-
ra şanlı bır dırencın orneğını sergıleyen kal-
kışmanın anıt-metnıdır
Lozan uluslararası sıyasal "fiitühat" done-
mıvle onun ardındakı global sermayenın ke-
sın bır hezımet belgesıdır
Lozan hanedanlara dayalı saltanat yone-
tımlennın yıkılarak tanhe kanşmalanna yol
açan cıddı bır başlangıçtvr Lozan, ulkelera-
rası sıyasal duzlemde "eşftfik" ılkesının bır dıp-
lomatık anlayış olarak verleşmesının etkın bır
adımıdır Lozan, yuzyıllarca "hurafe ve saf-
satalaıia" zıhınlen altust edılmış halklann
"bifim ve fenni" vol gostencı sayacaklan brr
devnmın adıdır
Mustafa Kemal. "Lozan'da bizünle gorülen
hesap, mazlum halklann tamamıvla gorül-
meve çahşüan hesapnr" der İsmet Paşa. Ga-
zı'nın boylesıne keskın hatlarla çızdığı ağır bır
sorumluluğun altından kalkabılmış hem "dü-
vel-i muazzamayı'" hızaya getırmış ve hem de
"Anadolu Kurruluş harekâümn" asken başa-
rılannı dıplomatık utkuyla taçlandırmıştır
"Padişahın nan-ı nimetiyle perverde olduğu-
nu" durmadan yınelevn TBMM Başbakanı Ra-
ufOrbay onderlığındekı bırtakım ad sahıbı *ze-
vaün" kostekleyıcı eylemlenrun yanı sıra. Lo-
zan 'dakı emperyalıst mınıarlann dıplomatık
manevTalarıyla uğraşan Gazı ve ismet Pa-
şa'lar her şeye karşın ışın ustesınden gelebıl-
mışlerdır
Lozan'dakı emperyalıst dıploması. uyan.
smdırme ve korkutma yontemlerıru etkısız
kılan kararlı \e "gözü pek" bır dırencı Ana-
dolu delegasyonunda açıkça gormuştur Ay-
nı zamanda "mazlum uluslann" temsilcisi
olarak da konferansta y er alan ismet Paşa. so-
murgecılere ozgu hıddetı. saygınhk dolu bır
takdıre de çevırebılmıştır Lozan Antlaşma-
sı'nın metın dışındakı ozel temmat mektup-
lan. gunumuzde bıle antlaşma hukumlenyle
eşdeğer şekılde geçerhhğıru surdurmektedır
Uluslararası hukuk açısından bovlesıne ayn-
calığı. İsmet Paşa nın "özünevesözünegüve-
niflr" kışılığı sağlayabılmıştır
Lozan Antlaşması'nın, Turkıye Cumhun-
yetfnın tapu senedı olduğu bılıru.tnden vola
çıkarak uluslararası değennı ve etkısını de
belırterek bu antlaşmayı çok sevdığı ulusuna
guçlukler ıçınde armağan eden ismet İno
nu'ye saygılar sunuyoruz İsmet Paşa,
Ataturk'un deyımıyle "Herbuyûkişinehlive
failidir!-"
PENCERE
Insana Yakışan
Küpeselleşme..
Gezegenımızde 800 mılyon ınsan açlığın pençe-
sınde kıvranıyor
Bırleşmış Mılletler Gıda ve Tanm Orgutu (FAO) çe-
telesını tutmuş, dunya olçeğınde her 7 kıştden 1 'ı aç-
lıkla boğuşuyor, 4 kışıden 1 'ı gunde 1 dolardan az
parayla geçınmeye çabalıyor
işın kotusu, açlığı ortadan kaldıracak yeteriı kay-
naklarolmasına karşın, dunyaya egemen guçler, bu
tragedyayı seyredıyorlar
Insan canavar mû .
Melek mı?
Hazreti Âdem'ın torunlan bır yandan ezmek ve
somurmek yolunda tohumlanmışlar, ote yandan ta-
nh boyunca haksızlığa başkaldın yolunda gudulen-
mışler
Prag'da IMF ve Dunya Bankası'nın toplantılan ya-
pılıyor, "Kuresel kapıtalızmm bu ıkı kalesı"ne karşı
yoğun protestolar beklenıyor; ama, bu gıbı dışavu-
rumlar yeterlı sayılabılır mı?..
"Kureselleşme çarpıcı" bır olgu!..
"Somurgecılık" ve "emperyalızm" de bırer tanh-
sel olgudur, olumlu ve olumsuz yanlanyla yaşanmış-
lardır, şımdı sıra "Küreselleşme"de...
•
Dunya Bankası'nın raporuna gore, Turkrye, kışı ba-
şına 2 900 dolariık gelınyle 206 ulke arasında 88'ın-
cı sırada yer alıyor
"Bınncı Dunya Savaşı "ndan sonra kurulan Turkı-
ye Cumhunyetı, o dönemın dunyasında bağımsız 50
ulkeden bınydı; yuzyılın sonunda, hıç olmazsa, 50'ncı
basamaktan yukarda yer almalıydı
Dunya baş donduaıcu bır hızla değışıyor:
Değıştmın motoru teknolojık devnm
Bız gen kalıyoruz
Koşanlann arasında yurumek, ıleriemek değıl, ge-
n kalmaktır
Kureselleşme'nın ongorduğu uzere, Turkrye, dev-
let kuruluşlarını satıp yatınmlanndan vazgeçerek
ozel sektorun lokomotrf olacağı bır duzene yöneldı.
Pekı, lokomotrf olması gereken özel sektör, bu ış-
levı ustlenecek guçte mı?
Sınırlan hıçe sayan bır ekonomık modelın yeryu-
zunde uygulanmasıdır Kureselleşme...
Turkıye buna hazır mp..
Tartışılması bıle guç!..
Çunku bır yanda Kureselleşme yandaşlan "Yenı
Dunya Duzenı"n\ bılınçlı bır eleştınyle değeriendır-
meye çalışanlara saldınyor; ote yanda Kureselleş-
me surecıne, soyutlamasına karşı çıkmak yurtsever-
lık adına yeterlı sayılıyor
Kureselleşme surecınde "azgın kapıtalızm'm elın-
de oylesıne baş dondurucu bır parasal guç oluştu kı
modelın uygulanmasındaTannlaşanlann dunyayı hal-
laç pamuğu gıbı atmalan kımseyı şaşırtmamalı!..
•
Her 7 kışıden 1 'ının açlıkla boğuştuğu, her 4 kışı-
den 1 'ının 1 dolardan az parayla geçınmeye çalıştı-
ğı bır dunyada yaşamak kımseye mutluluk sağlaya-
maz, ınsan olanda bunalım yaratır.
Insan ınsantığmı nasıl duyurnsar?,, ••-- -•• • •
hsana yakışan Kureselleşme, yalnız Tokyo; Lond-
ra, Nevv York borsaiarında soluk alıp verrnek değıl- •
dır, tum dunyanın yoksul coğrafyasında açlıkla pen-
çeleşıp yoksullukla boğuşanlan duyumsamak dernek-
tır
Kureselleşme ben buna denm.
INGILIZCENIZ
sorun yaratıyor ise...
veya
gelecekte, sevdlKlerınlzin
bu sorunları yaşamalarını ıstemıyorsanız
The English Centre Dil Okulu
size akılcı çözümler öneriyor!
genel ıngilızce programlan
çocuklara özel programlar
şırketler ve kuruluşlar
ıçın özel programlar
ış ıngilizcesi
TOEFL - IELT5 - KPOS
Ö55-YD5 kurslan
bıre-bır eğitırn
yaz kurslan
yabancılar için
türkçe kurslan
yurt dışı eğıtim
danışmanlığı
Detaylı Bilgi İçin
İSTANBUL
RumeJı Cad No 92 60220 Osmanbey
Tel (0212) 225 91 72 247 09 83
ANKARA
SelanıkCad No 8 K 5 06240 Kızılay
Tel (0312) 435 30 94 435 25 03
E-maıl englıshcentre@supeTOnlıne com
Intemet tıttp //www englıshcentre net
ENGLİSH CENTRE
MUSTAFA KEMAL DERNEĞİ'NDEN
GENEL KURUL ÇAĞRISI
Derneğımızın olağan Genel Kurul toplantısı (kongresı)
KESİN OLARAK 24 EYLUL PAZAR GUNU SAAT
13 OO'de Turkıye Gazetecıler Cemıyetı'nın Cağaloğ-
lu ndakı konferans salonunda yapılacaktır Turkıye'mızın
bugun ıçınde bulunduğu koşullarda, bu toplantıya katıl-
mak her Ataturkçu ıçın kaçınılmaz bır gorevdır Bunun bı-
lıncı ıçınde olduğuna yurekten ınandığımız ve Ataturk
Devrım ve llkelen'ne gonulden bağlı sız Sayın Uyemızın,
Kongremıze katılmanızı bekler, saygılar sunarım
Genel Başkan
Av. Kamran BARAN
GÜNDEM
1 - Açılış ve saygı duruşu
2 Başkanlık Dıvanı seçımı
3- Yonetım Muhasebe-Murakebe
Raporlan nın okunması
4- Tenkıtler
5- ıbra
6- Seçımler
7- Dılekler
8- Kapanış
t