16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 17EYLUL2000PAZAR HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Oümpiyat Oyunları Sevgili, 2000 Olimpiyat Oyunlan başladı. Biz dilersen şimdi oyun kavramı üzerinde du- ralım biraz. Ünlü Fransız fılozofu H. Bergson, "Gülmek" adlı yapıtında, "Insan, gülen hayvandır" diyor. Insanı öbür memelilerden ve diğer hayvanlar- dan ayıran birçok özellık vardır ve herkes ken- di ilgisine, meşrebine veya öne çıkardığı konu- ya göre bunlardan birine, ayıncı özellik olarak • ağıriık vermiştir. Ama insanın oyun oynaması, onu diğer hay- vanlardan, hiç degilse memelilerden ayıran bir özelhk değil. Hayvanlar da oyun oynuyor. Işin daha garibi, oyun dönemleri bu ikisinde de çocukluk çağlarında yoğunlaşıyor. Ama oynanan oyunun içeriği değişik; üstelik insanın yavrusu sonra oyunu spora çeviriyor. Aynca, hayvanın oyunu, gelişkin çağında yapa- ,cağı hareketlerin bir öncüsü, bir tür antrenma- nı iken insanın oyunu öyle değil, sporu da. ••• Oysa başiangıçta, sporun belirli bir amacı . vardı. Asker gücüne yönelik olan toplumlar. spora, en iyi savaşan askeri oluşturma amacı- nı yerleştirmişlerdi. p "Daha hızlı, daha yûksek ve daha güçlü " slo- ganına bir bak! Tarihin hangi döneminde, hangi ordu, aske- rinden bunu istememiştir; hangi ordu bu vasıf- lara sahip askerler yetiştirmeye çalışmamıştır ki? Teknolojinin gelişmesi belki pek yakında bu niteliği de değiştirecek; ağırlık, başka nitelikle- re sahip askerlere kayacak, savaşın yükünü, Körfez olayında gördüğümüz gibi, çok gelişti- rilmiş karmaşık aygıtlar ve silahlar taşıyacaktır. Ama henüz orada değiliz. Ne var ki spor, çağımızda artık başka bir ama- ca yöneldi. Kaynağındaki işlevinin dışına taştı; .şov dünyasının bir parçası, bir endüstri haline geldi. Şimdi çok haklı olarak, ayni gelişmenin baş- "Ka alanlarda da yaşandığını, "seks"\n de üre- me işlevini aşıp, hatta onu ikinci planda bırakıp bir haz aracı, hatta aynı zamanda bir endüstri- nin nedeni haline geldiğini söyleyebilirsin. Haklısın, ABD'nin ünlü dergisi "PlayBoy" bu yaşam felsefesini yansıtıyordu ve Hugh Heff- ner, "Ben bir dâhiyim" derken bu değişikliğin simgesi olmasını kastediyordu. ••• Yeni insan için, Sevgili, spor salt oyun güdü- sünün devamı, sağlıklı yaşamın kendini vücut- ça ve kas-beyin uyumu açtsından geliştirmenin aracı olmaktan çıktı, yukanda anlatmaya çalış- tğım boyuta ulaştı. Artk spor, endüstri ve bilimi de kullanan, bi- rincinin aynı zamanda aleti olan bir uzmanlık da- Uzman sporcular ki yalnız rekortmenler de- ğil, birincı kategori içinde yer alanların hepsi, kendi dallannda süpermenler haline geldiler, sı- radan insanlar için yanşan, dövüşen, onlar için daha hızlı, daha güçlü, daha yüksek ve etkili olan ilahlara dönüştüler. Çağımız insanı, Eski Yunanlılann mitologya ve tragedyada bulduğu katharsis, yani arınma duygusunu sporda anyorlar. Spor alanlan değil, ama statlar ve salonlar, katharsisin yaşandığı mabetler ve bu ayinler, te- levizyon ile daha da yaygınlaştırılıyor. Sydney Olimpiyatlan'nın açılışı, artık fevkala- de bir törenin ötesinde shovv-business dünya- sının egemenliğinin göstergesi olmadı mı? Burada da garip bir çelişki var. insan sporla hem daha fazla ilgileniyor hem de ona gittikçe daha yabancılaşıyor. öyle ya! Hep sporia ilgileniyoruz, ama bizler artık iyi-kötü spor yapan etkin bireyler değil, kendi adımıza başkalarının bir şeyler yapması- nı izleyen edilgin yaratıklanz. Ben 2000 Olimpiyatlarf nın daha açılış tören- lerini izlerken bunlan düşündüm. Sen olağanüstü açılış törenini izledin mi Sev- gili? Kaçak Gülay Aslıtürk îngiltere iade dosyasını inceleyecek LONDRA(AA)- Eskı Şişli Beledıye Başkanı Gülay Asbtûrk ile ilgıli olarak Türkıye tarafından yapılan iade istemini değerlendiren Îngiltere'deki Bow Street Sulh Mahkemesi, 18-20 Eylül tarihleri arasında yapacağı üç günlük oturuınlarda iade dosyasını incelemeye alacak. Îngiltere'nin başkenti Londra'da aralık ayında tutuklandıktan sonra kefaletle serbest bırakılan, ancak Londra'da yaşadığı evin yakınındaki Edmonton Green Polis Karakolu'nda her güıı irnza zorunluluğu getirilen Aslıtürk'ün yargılanmasına, bugünden iübaren devam edilecek. Bow Street Sulh Mahkemesi, üç gûn sürecek yoğun oturumlar sırasında Türkiye'den gönderilen yaklaşık 150 sayfalık iade dosyasını ele alırken dosyarun hem şekil hem de içerik açısından iadeye hukuki temel sağlayıp sağlamadığına bakacak. Mahkemenin karan, Gülay Aslıtürk'e atfedilen suçların Türkiye'ye iadesıni gerektirdiği yönünde çıkarsa, mahkeme dosyayı konuyla ilgili nihai karan verme yetkisini siyasi ırade adına elinde tutan Içişleri Bakanı Jack Strarev'a gönderecek. Ancak, Sişli Belediyesi'nin eskı Başkaru Gûlay Aslıtürk'ûn bu dunımda hem mahkemenin verdiği karar aşamasında, hem dc Içişleri Bakaru Jack Straw'un dosyayı incelcmesi aşamasında temyiz hakları bulunuyor. Soygunım adı hayah ihracat İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü'nün raporu, 'hayali'nin ulaştığı ürkütücü boyutu gözler önüne seriyor.1980 yılında 3-4 bin dolayında olan ihracatçı sayısının 1999 yılında 24 bini aşmasi dikkatleri çekiyot Dağüstü, 1999yılmda456trilyonli- sabıgirmez.Kasahesabıçahşmakta- ise şöyle anlatılıyor: :X ACELALYILMAZ İZMİR - Türkiye'de son iki aylık dönemde "Ahtapot,Örümcek,Para- şüt, Balina" gibi kod adlanyla gün- deme gelen ve devlet kaynaklannı hortumlayan organize çetelerin ama- ca ulaşmada kullandıklan en etkili araç olan hayali ihracat sorgulanıyor. Uzmanlar. hayali ihracatın önlerune- si için KDV oranınm düşürülmesini, vergi borçlannın iadelerden düşül- mesini, serbest bölgeler üzerindeki denetimin arttrnlmasını öneriyorlar. Hayali ihracatın, "hakazyereKDV iadesi almak, kayıt dışı ve kara para aklamak. teşvikli yatınmlarda ihra- cat koşulunun yerine getirilnıesi, da hili isleme belgesiyle getirilen mallan yurtiçinde satmak" gibi amaçlarla yapıldığı belirtilerek eylemi gerçek- leştiren çetelerin yargı engelinı aşa- bilmek için çok sayıdaki bürokrat, si- yasetçi ve kamu görevlisıni suça or- tak ettiklerine dikkat çekiliyor. Son yı1larda mantar gibi türeyen ihracat- çı sayısını çarpıcı biçimde ortaya ko- yan ve tstanbul Gümrük Muhafaza Baş- müdürlüğü'nce hazırianan raporda, hayali ihracatın ulaştığı ürkütücü bo- vut gözler önüne seriliyor. "Hayali İhracat Nedir, Ne Değfldir?" komılu rapor. 1980 yılmda 3-4 bin civannda olan ihracatçı sayısınm 1999 yılında 24 bini aştığı gerçeğini gözler önüne seriyor Maliye Bakanlığı Baş Hesap Uz- manı Mustafa Dağüstü, Vergi Dün- yası dergisınde hayali ihracata yöne- lik örgütlenmeyı ve işleyişi anlata- rak bu karanlık dünyaya ışık tutuyor. ra toplam KDV iadesi yapıldığını. bunun 21.3 trilyonluk bölümünün in- celcndiğini belirterek 8 trilyon lira- nın haksız biçimde hortumlandığını vurguluyor. Dağüstü, hayali ihracatı şöyle anlatıyor: "Hayali ihracatta önce bir organi- zatör ortaya çıkar. Çok sayıda para- van şirket kurar. Bu şirketler. çıkar karşüığı orgpnizasyon içinde yer alan kjşilere kurdurulur. Tescil ettirilir. vergi dairelerine kaydettirilir, bunlar adına matbaalarda farura ve benzeri belgeler basrırıür, kaşeler yaptınlır. Vergi dairelerine faaliyet varrmş gibi arada KDV beyanııaıneleri verilir. Görünürde her şey küıfına uvdurul- muştur. Daha sonra bu şirketler bir- birlerine mal satmış gibi farura dü zenkrler. Araya çek, senet, banka he- sabı girmez. Kasa hesabı çahsmakta- dır. Zincirin halkası uzundur ve son halka, paravanuı ihracat şirketidir. Hayali ihracat üç şekilde gerçekleşir. İlkinde ortada hiçbir mal yoktur. Fi- ili bir ihracatsöz konusu değüdir. An- cak gümrük beyannamesinde olma- yan bir mal. ihraç edilmiş gibi göste- rilmiştir. Diğer bir yöntem: gümrük beyannamesinde,ihraç edilen maL, ol- duğundan fazla gösterilir. Diğer yön- temde ise ihraç edilen mal, değerinin çok üzerinde ihraç edilmiş gibi işlem >apılır. Örneğin. mobiha ihraç edi- >orum drve odun talaşı gönderilebi- lir." Gümrüklerdeki örgütienme tstanbul Gümrük Muhafaza Baş- müdürlüğü'nün hazıriadığı raporda hayalicilerin gümrük örgütlenmesi ise şöyle anlatılıyor: "Gümrük beyannamesi ihracat ve gümrük mevzuao u yarınca doiduru- larak ilgili ihracatçı birliğine onaylat- hrüır ve ardından gümrük idaresine ibraz edilir. tdarenin onayıyla ihra- cat gerçekleşmiş olur. Bütün bu işfem- ler için ilgili gümriikte memur, şef, muayene memuru veya daha üst dü- zey personelin ayarlanması gerek- mektedir. Dış Ticaret Müsteşarhğı'nda da iş- leri kolayca yürütecek birilerinin bu- lunnıası gerekir. Bu arada hayali mal- lar için sevk irsaliyesi düzenleyjp ve- recekbirnakliyefirmasıdabuhınma- lıdır. Bu aşamadan sonra hayalici fir- nıalann (asdikini yapacak, KDV ia- de raporunu yazacak, alt firmalara ilişkin teyit verecek yeminli mali müşavirler a\ arlanır" ; • 1ĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN SfiYKAl'2000. Haksız kazanca seyirci laıhıuyor Telekomünikasyon Kurulu, Telekom 'un trilyonlarca lira kaybına neden olan ara bağlantı sözleşmelerine müdahale etmedi RANUSALMAN ANKARA - Telekomünikas- yon Kurulu, Türk Telekom'un Turkcell ve Telsim'le yapılan sözleşmedeki ara bağlantıdaki adaletsiz paylaşımın giderilme- si için yaptığı başvuruyu reddet- ti. Kurulun bu karan kamu yara- nnın gözetilmedıği değerlendiı- melerine neden oldu. Telekomünikasyon Kurul Başkanı Mehmet Fatih Yurdal. yasaya göre Telekom'un kendı- lerine başvurma hakkırun bulun- madığını, Turkcell ve Telsim'le Telekom arasında imzalanmış bir sözleşme bulunduğu için bu sözleşmeye dışandan müdahale etmelerinin mümkün olmadığı- nı ıleri sürdü. Yurdal, konunun abartıldığıru, dünyadaki uygula- malarda sabit işletmecilenn aleyhine bir gelir dağılunı yapı 1- dığını söyledi. Türk Telekom'un ayhk tril- yonlarca lira zaranna neden olan ara bağlantı sorunu çözümsüz kaldı. Sabit telefonlardan cep te- lefonlarına yapılan aramalarda Telekom 6 cent alıyor, Turkcell ve Telsım'e ise 27 cent veriyor. Cep telefonlanndan sabit tele- forüara yapılan aramalarda ise Telekom'a 1.5 cent veriüyor, ka- lanmı (28.5 cent) Turkcell ve Telsim kendileri ahyorlar. Dengesiz sözleşmeler Dağılımdaki bu dengesizliğin korunması, cep telefonu pazan- na girecek yeni GSM operatör- leri için de aym dengesiz sözleş- melerin yapılması sonucunu do- ğuracak. Böylece, Telekom'un kârdan zarar olarak adlandınlan kaybı daha da artacak. Mevcut uygulama nedeniyle Tele- kom'un aylık kaybının 20 mıl- yon dolar (13 trilyon lira) civa- nnda olduğu belirtiliyor Telekomünikasyon Kurul Başkanı Mehmet Fatih Yurdal. yasada, "Ara bağlantı rsteyen bir firmaıun basvurusundan iüba- ren 3 ay içinde konu çözülemez- se kurula ara bağlantı talep eden tarafin başvurabileceğinin'' ön- görüldüğünü, bu dunımda Tele- kom'un kendilerine başvurma hakkırun bulunmadığmı savun- du. Yurdal, ara bağlantı talep edenin başvurma hakkının, Tele- kom'un tekel olması nedeniyle diğer şirketler üzerinde baskıcı etkisi olmaması için öngörüldü- ğünü anlattı. Fatih Yurdal, ara bağlantıyla ilgili başvurunun reddedilmesi- nin ikinci gerekcesini şöyle açık- ladı: "Türk Telekom'Ia, Telsim ve Turkcell arasuıda imzalanmış bir akit var. Sözleşmenin şartla- nna her iki taraf da uymak zo- runda. O sözieşmede bir madde konmuş: 2 yılda bir gözden geçi- rilir diye. Ama başka bir şey söy- lenüyor. Taraflar uzlaşırsa baş- ka düzenleme ü/erinde anlaşa- büirler. Ancak ticari bir konuda taraflar anlaşmışken dışandan birisinin müdahil olması söz ko- nusu değil. Bu konu\la ilgili bir şey yapmamız söz konusu değiLr Yurdal, kamuo>unda 6'da 1 olarak bilinen dengesiz dağılı- mın bazı durumlarda 8'de ve 10'da 1 'e kadar çıktığım, ancak dünyadaki uygulamaların da böyle olduğunu savundu. Yur- dal, Îngiltere'de sabit telefondan mobil telefona 16 cent, mobil- den sabit telefona \arım cent alındığını, yani 32 katlık fark bu- lunduğunu söyledi. Adalet Bakanı Türk 'Fehriye Erdal'ı terörist olarak yargılatmalıyız' ULUDAĞ(AA)-Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Sabancı suikastı sa- nıklanndan Fehriye Er- dal'ın. Türkiye'ye iadesın- de ortaya çıkan sorunlara değinirken "Bizim, aslın- da Fehriye Erdal'ı Belçi- ka'da teröristolarakyargı- iarmamız gereldyor" dedi. Türk, hafta sonu tatilini geçirdiği Uludağ'da gaze- tecilerin sorulannı yanıt- ladı. Belçika Dışişleri Ba- kanı ve Türkiye Dışişleri Bakanı ile bu konuyu gö- rüştüğünü. her iki bakanın da iade için Erdal hakkın- da yeni bir dosya düzen- lenmesıni önerdiklenni söyleyen Türk, iade konu- sunda esas sıkıntının iki ülke hukuku arasındakı farktan kaynaklandığını anlattı. Erdal hakkında ye- ni bir dosya düzenlenmesi ve suç vasfının değiştiril- mesi gerektiğini, İstanbul DGM Başsavcüığı'nın Er- dal'ın TCK'nin 146. mad- desinden yargılannıasını istediğini belirten lürk, şöyle devam etti: "Ancak TCK'nin 146. maddesinin. Belçika huku- kunda karşıhğı wk. Suçlu- nun iadesinde geçerli olan ilke, aynı fiilin, iade isteyen ülke ile iadesi istenen ülke- deaynı şekildesuç sayıhna- sıdır. Belçika Adalet Baka- nı, bana Eğer adam öldür- mek suçundan iade isten- seydi, işımız biraz daha kolaylaşmış olurdu' de- mişti. Çünkü TCK'nin 146. maddesinin, Belçika hukuku anlamında siyasi suç sayüması, bu iadeyi mümkün kılmryor. Şimdi yeni bir dosya düzenlen- "mesi,i:rdalınbır¥er*f8r- gürü ile bağtannsınm dik- kate aunmasL, aynca Sa- bancı ailesinin davacı ol- ması, davanın devamı için biryokhır." Ölüm cezasının, suçlu- lann iadesinde Türki- ye'nin önünde bir engel haline geldiğini söyleyen Türk, hükümet içinde ölüm cezasına en fazla karşı çıktığı düşünülen MHPnın artık 'san ışık yaknğını' söyledi. Liselerde türban bunalımı îmam- hatiplere ilgi azalıyor SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR NECATt AYGCV tZMİR - Imam-hatıp li- selenne ılgı gıderek azalır- ken bu liselerde "türban krizi'" sürüyor. tki yıl önce 2 bin 400 öğrencısi olan, ancak bu > ıl öğrenci sayısı 360'a düşen Izmir Konak Kız Imam-Hatip Lise- si'nde Nlılli Eğıtım Bakan- üğının "kılık-kıj-afet*' ge- nelgesıne karşın •'türban'' çıkarmamakta dırenen Türçe öğretmeni Günsel Can, 5. kez açığa alındı. Aynı okulda başını açma- yan yaklaşık 50 öğrenci hakkında dısiplin soruştur- ması açılacağı bildirildi. Kesintisız zorunlu eğitimin 8 yıla çıkanlmasıyla birlik- te ımam-hatip liselerine il- gi azaldı. 1997 öğretim yılında or- ta ve Lıse olmak üzere Ko- nak Kız Imam-Hatip Lise- sı'nde öğrenci sayısının 2 bin 400 olduğu, bu eaka- mın 1998'de bin 2000'e, 1999aa600'e,buögretim yılmda ise 360'a duştüğü öğrenildi. , Konak Kız Îmam- Hatip Lısesi'nde, türbanlı öğret- men ve öğrencüerin büyük çoğunluğu başlannı açtı. Ancak türban çıkarma- makta direnen öğretmenler ile türban çıkarmayan öğ- renciler hakkında idari so- ruşturmalar başlatıldı. [email protected] Karmaşık duygular içindeyim. Is- tanbul-Hamburg uçağındayım. Günlük gazeteleri okudum. 12 Ey- lül günlerindeki suikast ve Türkeş'i kaçırma anılarına daldım. 12 Ey- lül'ün 4 yılını hapiste, 4 yılını da ka- çak olarak yaşadım. Türkeş'le hapishanede beraber- dim. Onunla içeride uzun sohbetler yaptım. Yaşamına ilişkin ilginç anı- lar dinledim. Bu dinlediklerimi günü gününe not ettim. Türkeş'le aynı ha- pishanede kalırken Bülent Ecevit de oraya geldi. Ecevit'le de yaşama, darbeye, si yasete ilişkin uzun konuşmalar yap- tım. Ecevit ve Türkeş'le hapishane havalandırmasında birlikte volta at- tım. Onlan da bir kenara günü gü nüne not ettim. Bu anılanmı kitap haliı >e dönüştü- rüp yayımladım. (Liderler Hapisha nesi, Çağdaş Yayınlar). Aradan 18 MHP'li Subaylar - Susurluk yıl geçti. Türkeş yaşamını yitirdi. MHR ikinci büyük parti olarak ko alisyondayer aldı. Bülent Ecevit ise şimdi Başbakan Kaldığımız yer, Ordu Dil ve Istih- barat Okulu'ydu. Biz orada yatar- ken alt katlara, sorgulamak üzere solcu subaylan ve askeri öğrencile- ri getirdiler. Işkence sesleri duyduk. Sorgulanan solcu subaylara ve as- keri öğrencilere işkence yapıyorlar dı. Komutanlığa dilekçe verdik. İş- kence sesleri duyduğumuzu söyle- dik. Yaşar Okuyan o zaman ceza- evinde MHP'lilerintemsilcisiydi. Bi- zim dilekçe verdığimizi, bölüm kı- demlisi tutuklu gazeteci ağabeyi- mizllhami Soysaldan duymuştü. Yaşar Okuyan, böyle bir dilekçe- ye karşı olduklannı söyledi, "Yeni- den bizi Mamak'a gönderebilırler" dedi. Siyasi parti yöneticilerinin kal dığı Ordu Dil ve istihbarat Okulu. Mamak'la karşılaştırıldığında çok rahattı. Biz, Yaşar Okuyan, Taha Akyol ve Namık Kemal Zeybek gibi MHP'lüerle Mamak'ta birlikte kalmıştık. Yaşar Okuyan haklı olarak endi şeliydi. Mamak, o dönemde bir ce- hennem gibiydi. Diyarbakır'ın daha korkunç olduğunu sonra öğrene cektik. "Işkenceyidurdurun" dilek- çesini verdik. Ordu Dil ve İstihbarat Okulu'ndaki işkence sesleri dindi. ••• İstanbul-Hambury uçağında 20 yıl ör>cesine yolculuk yapıyor gıbi- yim. Türkeş, gözümün önüne gelı- yor. "Beni kaçırın" demiş. Osubay- lann bir kısmının hâlâ görevde oldu- ğunu, Türkeş'i kaçırmayı planladık- larını söyleyen subaylar anlatıyor- lar. Hamburg'da siyasi mülteci arka- daşlanm var. Haklannda hiçbir öl- dürme ve yaralama iddiası olmadı- ğı halde Türkiye'ye dönemiyorlar. Türkeş'i kaçırmayı planlayan emekli subay Selim Kaptanoğlu zengin olmuş. Ooğan Öz'ü öldür- düğü mahkeme kararına geçen. Yargıtay karanyla beraat eden Ibra- him Çrftçi zengin, Oral Çelik zen- gin. MHP'liler zengin. Hiçbir MGK toplantısında acaba ordu içindeki MHP'liler gündeme geldi mi? ••• MHP artık bir iktidar partisi. Tür- kiye, Avrupa Birliği kapısında. 12 Eylül Anayasası yürürlükte. Terörle Mücadele Yasası solculan yargıla- maya devam ediyor. Eşber Yağ- murdereli 22 yıl daha yatacak. MHP'li subaylar, Evren'e çok kız- mışlar. Sonra bir kısmı albay olmuş Diğerleri nereye kadarterfi ettiler bi- lemiyorum. ••• MHP iktidarda. Ben hâlâ yürür- lükte olmayan TCK'nin 141 ve 142. maddelerinden aldığım mahkûmi- yetlenn hesabını veriyorum. Her pa- saport uzatmada, evraklanm emni- yetm şubelerini dolaşıyor. ••• MHP'li emekli subaylar, Korkut Eken adamımızdı diyorlar. özel Harp Dairesi Özel Birlikler Komuta- nı'ydı Ekeiı. MGK, Susurluk'un hesabını sor- mak istiyor mu? Merak ettim de...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle