15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17 EYLÜL 2000 PAZAR 10 P A Z A R YAZELARI dishab(« cumhuriy«tcom.tr Geriye kalan tek şey dostluklar... 82 yaşında ikinci delikanlıhğının keyfıni çıkarmakta olan Ingmar Bergman, kamerayı bıraktı ama ne fîlm setinden aynhyor ne de Stockholm'deki "Babaevi" Dram Tiyatrosu'ndan. "Bu son!" diyerek Farö Adalan'ndaki evine çekilip gidiyor ama, bir bakıyorsunuz, yine devrede. Şimdi de hem bir piyesi sahneye koydu hem de şu sıralar gösterime giren "Inançsıziar" adlı fllmin senaryosunu yazdı. Senaryo, Bergman'ın bir yûzyıla yakındır hesaplaşamadığı yaşamının yeni bir bölümûnü yansıtıyor. Yönetmen Iiv UDmann. Hani siz "yaşı kemale enniş'' dostlann arumsayacağı Bergman fîlmlerinden "Persona" ve "FBdülar ve Çjğhklar"ın gözde oyuncusu. O sıralar, bu Norveçli sanatçı ile Öergman'ın set dışında da bir beraberliği oldu. Sonra özel ilişki bakımından yollan aynldı ama sanat yolunda hep beraber oldular. özel hiçbir kırgınlık bu dostluğu bozmadı. (Hoş, bu beraberlik gûnümüzdeki 'medyatik düzende' olsaydı belki de bu kez pek o kadar kolay olmazdı.) Düşünüyorum. «Feraona» 1966'da sinemalara ulaştı. Yani diyebiliriz ki, Bergman ile Ullmann'ın 40 yıl kadar bir dostluğu var; farklı şekillerde olsa da. örnek bir dostluk; saygının tükenmediği ve kimsenin kimseyi malı sanmadığı bir birliktelik. Şimdi, yeni binyılın ilk yılında, "lnançşzlar" fılmi hakkında Livtfflrrıann'ın sözlerini STOCKHOLM GÜRHAN UÇKAN y . Tek çocuğu, yazar Lm Uümann'ın babası Bergman konusunda nasıl içtenlik ve sevecenlikle konuşuyor. Oysa daha sonra bir başkasvyla evlendi, K>şandı ve halen 15 yıldır Irinci evlıliğıni sürdürüyor... ^sil bir sevecenlikle; muruna dûşkün, ama değer -erdiği insanı bir tûrlü »itmeyen iç hesaplaşmalar üzünden hor görmeye alışmayacak kadar olgunca. Jüyûk bir erdem bu. ten bunun, yani bu rdemin yalnızca belirli işilere özgûn olmadığını üşünüyorurn. Tanınmış işiler, yaratıcılığı kamuoyu dına sürekli izlenen insanlar gözle görülûr örnekler oluşturuyorlar, böyük çoğunluğu ise "skandal basuuna" konu. Yine de bakıyorum çevreme, dostlanma. O pek medyatik olmayan güzel insanlara. öylesine gûzel dostluklar fîlizlenmeyi tamamlayıp çiçek açmış ki... Ve bazı bir zamankı dostlar, kendi kendilerini tanıyamaz hale gelmişler, şu ya da bu nedenle yeni dünya düzenine uyduktan sonra. Zaman geçiyor ama, gerçek dostluklar kalıyor. Aslında gerçek dostlarûnızın sayısı fazla degıl. Zaman zaman bunu düşünmek gerek. Bir an için, bir gûnbatımında veya sabah çayından ilk yudumu alırken şöyle ruhsal olarak bir kenara çekilip düşünmek gerek. "Bftmeyen işkr vûzûnden" (Sevgili Necatigil) epeydir sesini duymadığımız bir dosru aramak, bir telefonluk da olsa, o anda bızım için tatlı bir görev olmalı. Zaman yoksa yaratılmalı ya da ilk zaman olduğu anı o dosta ayırmalı.. Hep ama, hep bir başka "fimta" ertelemeden. Dostlann önemli bir lasmı geçici ama, gerçek dostluklar kalıcı. Aradabir o çiçeğe biraz — ^ _ _ _ _ sevgisuyu vermck gerek. Insanoğlu, var olan her şeyi doğal kabul eder. Bir zaaftır bu. Olmayınca yoklugunu duyar ama, olunca... Buyanlış değerlendirmeye bırakmamalı dostluklan. Dostluk bitmeyebilir ama, yaşam sınırlı. Yaşam belki de geride bırakılanlan yeniden değerlendiremeden alap ,, ., geçen bir sel. Sevgili bir dostumun geçen yaz öncesı dediği gibi, "Birömürgeçti, hayretiik bir şey_" Kalıcı olan dostluklar. Gerçek dostluklar. lnsanbirşeye kaüidı mı yüreğini ortaya koymalı. Daha önce ne kadar örselenmiş olsa da. Küçük hesaplar, küçûk zamanlara aittir, geriye bir şey kalmaz onlardan. Sevgiyle bitebilir büyûk aşklar, ne kadar zor da olsa, geriye dostluk kalabilir. Hem bunlann hem de araya "aşk" girmeden yaşanan dostluklann değerini bilmeliyiz diyorum. Bir bakarsınız, her şey geçmiş, geriye o kalmışnr. Son anda bakacak haliniz olursa. Farklı kültürlerin kesiştiği kent"Kdin merheml oba kendi başına sûrer" sözümûzü yıllarca yalanladı Brüksel. Kendi tanınmında şimdiye kadar yetersiz kalan kent, başka şehir ve ûlkelerin kültûrel ve ticari zenginliklerini sergilemede oldukça başanlı oldu. 2000 yılında, tanıtım açısından şansı açılan Brüksel, "Avnıpa kamuoyunun, kenti ya da ülkeyi değişik boyudanyU tammag amaayia", AB kültür bakanlan tarafindan, 1985 yıhndan beri, her yıl bir kente verilen "Avrupa Kûltür Kenti" unvanına layık görûldü. Her yıl, sadece bir kentte tanınan bu unvan, yeni binyıla giriş nedeniyle 2000 yılında Brüksel dışında 8 kente daha (Avignon, Bergen, Bologna, Helsinki, Krakow, Prag, Reykjavik ve Santiago de Compostela) verildi. "Brüksd 2000" başlığı altında toplanan, Avnıpa Kültür Kenti programının, odak noktası, "kent" kavramı olarak seçildi. Brüksel'in özgün gerçekliğinden yola çıkılarak oluşturulan program, 2000 yılı boyunca düzenlenen kültûrel etkinliklerle Brüksel'in olağanüstü yaratıcı enerjisini, titreşimini, çokboyutluluğunu ve kültûrel karmaşıklığını gösterdi. ilk kez 1969'da Italya'nın kültûrel tanıtımıyla başlayan Europalia Festivali, Brüksel'in başka ülkeleri tanıtmadaki en önemli başansı. 1996'da Türkiye'ye ayrılması düşünülen ancak ülkemizdeki insan haklan ihlalleri öne sürülerek, alelacele düzenlenmiş Victor Horta sergisine adanan bu kültûrel mtm^w^mm^ etkinliğe Türk kamuoyu pek uzak sayılmaz. Geçen yıllardaki, başka kentleri ve ülkeleri tanıtma geleneğinin aksine, bu yıl Europalia 2000 tamamen Brüksel'e adandı. "Brüksel: Kültürierin Kesiştiii Yer" adlı sergi, "Brûksel 2000" ile de çakışması nedeniyle Europalia'nın BRÜKSEL dûzenledigi tek ama büyûk bir etkinlik. Resim, fotograf, poster vb. her tûrlü tarihi, edebi, mimari ve müzikle ilgili belgeden (örneğin Karl Man'ın oğlunun doğum kâğıdı gibi) oluşan 728 eserin yer aldığı sergi, Palais des Beaux-Arts'da (Gûzel Sanatlar Mûzesi) 8 Eylül'de açıldı. Tarihsel bir çerçeveye oturtulmuş bu sanatsal sergi, 1800-2000 yıllannı kapsıyor ve 21. yüzyıla geçişi simgeliyor. 1800 yılına kadar diğer kentlerden bir farkı olmayan Brüksel'in, bu tarihten sonra - _ _ _ ^ i « . Fransa'yla ilintili olmasına karşın bağtmsız bir kültûrel yaşamı oldu. NapoJyoa'un Water!oo'da yenilgisinden sonra Brûksel, Fransa'daki yeni rejimin tutuklama tehdidi altındaki yazarlann ve sanatçılann sığınağı ve farklı kültürlerin buluştugu bir kent haline geldi. Kronolojik olarak dört ayn bölfime aynlan ERDtNÇı UTKÜ Sabra ve Şatila 'da katledilenler anıldı Gazze Şeridi'nde binkrce Filistinü. Sabra ve Şatila kamplannda öklûriUen Fffistinlfler için önceki gûn ve dün anma törenleri yapü. Torende, ölenlerin amsma mumlar yakıkü. tsnfl'in, 1982'nin 16-17 Eylülünde Lübnan'ı işgıfi srasında, kendikrine destek veren Hıristiyan Falanjist müisier Sabra ve Şatila ağınmacı kamplanna baskın düzenkyip binden fazla FDisdıılrvi karJetmişti. (Fotoğraf: REUTERS) Cermenlere yıkanmayı kimler öğretti Yıkanmayı, temiz olmayı Cermenlere kim öğretmiş dersiniz? Romalılar tabii. tmparatorluğun sınırlanm kuzeye doğru genişletirlerken beraberlerinde yıkanma kûltürûnü de getirmişler. Hamamlar, banyolar, ıhcalar inşa etmişler. Orta Avrupa'nın Cermeni, temiz olmak için yıkan manın önemini ilk kez Romalı işgaüd'lerden öğrenmiş. Şu sıralar Stuttgart yakınlanndaki Bietigheim Mûzesi'nde gezilen bir sergide "Almanya'da vûcut temiziiği" ûzerine ilginç şeyler öğrenmek mümkûn. Roma Imparatorluğu'nun çökûşü ve antik çağın bitirruyle toplum yıkanmayı da unutuyor. Ta ki ortaçağda Haçlı Seferleri başlayana dek. "Kutsal topraklar" uğruna Doğu'nun yollanna düşen, Türklerle karşılaşan Avrupalı, oralarda yıkanmanın önemini yeniden öğreniyor. Örneğin o güne kadar bilmediği sabunla tanışıyor. Ta 18. yüzyıla dek Avrupa sabunu Şam'dan ithal ediyor. Ortaçağda Almanya'da da açılmaya başlayan büyük banyolarda insanlar sadece yıkanmıyor, bir j araya geliyor, müzik | eşliğinde sohbet — * — — ediyor, iş konuşmalan yapıyor. En çok cumartcsileri banyolara gidiliyor. Ertesi gün kilisede papazın karşısında tertemiz oturmak için. Ancak Katolik kilisesi dindarlardan paskalya öncesi tutulaıı oruç süresince ve STUTTCART AHMET ARPAD tüm dini bayramlarda yıkanmaktan kaçınmalannı istiyor. DOğünler, büyük eğlenceler öncesinde ise banyolara mutlaka gidiliyor. Asalet unvanı alanlara da törenden önce banyoda yıkanmış olmalan şart koşuluyor! Veba ve frengi gibi büyük salgınlar 15. ve 16. yûzyıllarda umumi banyolann sonunu getiriyor. Su ve sabun vûcut - ^ — — — temızliğindekı önemini<a 18. yüzyıla dek yitiriyor. insanlar vücutiannı alkollü, parfumlü, pudralı bezlerle temizlemeye uğraşıyor tam iki yüz yıl boyunca. Bit ve pirelerden, vûcudun belli yerlerinde taşıdıklan yapışkanlı bantlarla korunmaya çalışıyoriar. Vücut temizliğinin sağlıklı, suyun ve sabunun kaçuıılmaz olduğunu 18. yüzyılda yeniden öğreniyorlar. önce ılıcalara gidiyorlar. Sonra umumi banyolar da kapılarını açıyor. Sabunun artık Almanya'da yapılması, parfum ve kolonya çeşitlerinin artması, 20. yüzyılda da kanalizasyon sisteminin geliştirilmesi büyûk salgınlann sonunu getiriyor. Günümüz Almanyası'nda köylerde bile açık ve kapalı yüzme havuzlan var. Stuttgart, Budapeşte'den sonra şifalı yeraltı sulannın zenginliği ile Avrupa'da ikinci sırada geliyor. Kent çevresi ve Karaormanlar ılıca dolu. Çoluk çocuk, genç yaşlı, kış yaz sıcak sulan dolduruyor. Cermenler yıkanıyor. serginin, 1800-1880 kısmında, Napolyon'un yenilmesinden bir yıl sonra, 1816'da Paris'ten kaçıp Brüksel'e yerleşen ve ölûnceye kadar burada yaşayan ve zamanında Belçikah genç ressamları oldukça etkileyen ressam Jacques-Louis D«vid ile birlikte, Karl Marx, Friedrich Engeb, Victor Hugo ve Alesandre Dumas gibi sürgünler de yer alıyor. Bahsi geçen sanatçı ve yazarlar, bulduklan bu geçici cenneti beğendikleri halde, diğer ûnlü bir ziyaretçi, 1864'te Brüksel'e gelen Charles Bandelaire hiç de sevmedi Brüksel 'i. Yazdığı "Pauvre Belgique" adlı kltabında, başkentin polemiksel bir portresini çizdi ve Brüksel, Belçika ve Belçikalılara olan nefretiûi defalarca dile getirdi. 1880-1914 "fonde-sfcde" dönemini kapsayan ikinci bölûmde ise yenilikçiliğin "Les XX" diye anılan, en pariak döneminden James Ensor ve Fernand KhnopfTın da aralannda bulunduğu ressamlar yer alıyor. 1918-1980 dönemini kapsayan üçûncü bölümde, sürrealizm ustalan Rene Magritte, Max Ernst, Paul Eluard, Jean Arp ve Joan Miro gibi sanatçılar temsil ediliyor. Bu dönemin diğer önemli gelişmeleri, resim ve heykeldeki Cobra hareketi vel958'deBrükserde gerçekleştirilen dünya sergisi (Expol 1958). Brüksel'deki sanat iklimi 1980'den sonra büyûk ölçüde yabancı sanatçılann, sergi dûzenleyenlerin ve eleştirmenlerin etkisi altında kaldı. Bu nedenle olsa gerek, 1980-2000 yıllannı kapsayan son bölûmde, Alman Marin Kasimir ve lspanyol Angel Vergara gibi Brüksel'de yetişmiş sanatçılann yapıtlan sergileniyor. Sergide yer alan göçmen mahallelerinde AB ve NATO toplantılannda çekilen fotoğraflarla da Brüksel'in çokkültürlü yapısı vurgulanıyor. Brûksel artık kendini de tanıtmayı öğreniyor. Kentte yaşayanlara da Brüksel'i sevdirmeye yönelik etkinlikler düzenleniyor. Brüksel Bölgesi Kültür Organı "CocoP, "Retine de Plateau" sanat gnıbu ile birlikte "Metro Âşddan" adı altında, bir aşk mektuplan yanşması dûzenledi. 14 yaşmdan büyük herkesin, Ingilizce, Fransızca, Flamanca ve Italyanca olarak yazabileceği, içinde en az bir kez "Brüksel" veya "bir melro istasvonunun adnun" geçmesi ' v • koşulu aranan mektuplardan, Belçikah romancı Ameiie Nothomb başkanhğındaki jürinin belirleyeceği en iyi aşk mektubu, metro trenlerinde, tramvaylarda ve otobüslerde, yolculann okuyabileceği bir yere asılacak. Federal hükümet de kenrin simgesi haline gelen, ama artık teknik ömrünü tamamlamış bulunan Atomium anıtında yapılması gereken büyûk onanm için, 40 milyon Belçika Frankı ayırdı. Ancak maüyetin 1 milyar frankı bulacağı tahmin ediliyor. 1958 yılı dünya ruan için inşa edilen ve içinde bilim mûzesi bulunan anıt, aşuı derecede paslanmış cıvataları nedeniyle tehlikeli hale geldiği içın bir süre önce zıyarete kapatılmıştı. BILGISAYAR OGRENMEK ŞART!. AMA NASIL ?..i-2 p.ırmakln k'jH^^acnksmrz on'enmek qorı-Wr • .• ^ Bakar bakar yazarsımz ' OnparnidKİa * Bakmadan kui ( ;jnnıaya<:jk';,'ifn^ tvc oqfi'"neyın '.. Bıigısayart vgiVmstz de kullanabılırsmt/ Zamanınızın ve gozlennızin değen yoksa 5 riıkık,!' k ı.-.ı ;-r • - • • v ;jparsın ? BAKAR BAKAR YAZARSINIZ!. ' ' ; 11 Duııya Rekoru //// ?B Dunya S.impıyonlugu www. • kurslarl. Beyazıt : 517 9<^'5 Bakırkoy l'-ı < : i i^ Sışlı : ^ •: : • K.idıkoy: ' v ^ : 5179258 5/13131 234 30 •'. • •'16)338 08 4? ONPARMAKLA BİLGİSAYAR KULLANIMI İSLETMENLİK + MUHASEBE DAKTİLO + YABANCI DiL MERSİN 2. ASIİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN Esas No: 999/408 Davacı Mehmet Cem Karakoç ile davalı Maıia Terese arasındaki boşanma davasının ya- pılan yargılaması sonunda davalı Maria Terese'ye daha evvel dava dilekçesi ve duruşma günü ilanen tebliğ edilmiş olup bu kerre adı geçen davalıya mahkememizden verilen ka- rann tebliğ ile ilgili tebligatın da ilanen yapılmasına karar venlmiş olup karar gereğince Mahkememizden verilen 1.6.2000 tarih ve 1999/408- 2000/439 sayılı kararda davanın ka- bulü ile İçel-Merkez Nusratiye niahallesi 0020 cilt, 0337 kütük sıra numarasında nüfusa kayıtlı davacı Kemal ve Fatma oğlu 19.7.1969 d.lu Mehmet Cem Karakoç ile aynı hanede nüfusa kayıtlı Hılario Gunay ve Çandau Molına'dan olma 1968 d.lu Maria Tetesa V.Mon- tefrio Karakoç'un boşanmalanna, davacı tarafindan yapılan 13.900.000 lıra yargılama gi- deri ile davacı vekili için takdir olunan 20.250.000 lira maktu vekalet ücretının davahdan alınarak davacıya verilmesine, yasa yollan açık olmak üzere davacı ve vekilinin yüzûne karşı, davalının yoklugunda karar verilmiş olup adı geçen davalının ışbu karan 15 gün için- de temyiz etmesı, aksi takdirde karann kendisı yönünden kesinleşecegı hususu karann teb- liğı yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. Basm: 50688 MERHABA DOSTLAR... "OTELLERE ÖZEL, DUVARDAN DUVARA HALI" arkadcış Ltd. şti. 02122596611 RİZE-PAZAR SULH HUKUK (TEREKE) MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/102 Pazar Noterliği'nin 10.09.1991 tarih ve 4943 sayılı ya- zısı ile Cumhunyet Başsavcıhğf na sunulan Emine Kıbç'a ait vasiyetnamenın mahkememizde açılan davasında veri- len ara karan uyannca: Mirasçılar Rıze ıli, Pazar ilçesi, Cumhuriyet mahallesi nüfiısuna kayıtlı, A. Ziya oğlu, 1314 dğ.lu, Hayri Kıüç, A.Ziya kızı, 1314 dğ.lu, Ayşe Kı- üç, A.Ziya kızı, 1318 dğ lu, Hatçe Kılıç, Mehmet kızı, 1337 dğlu, Meyrem Kılıç, Mehmet kızı. 1929 dğ lu, Ma- like Kılıç, Mehmet kızı 1933 dğ lu, Melek Kılıç, Mehmet kızı, 1934 dğ.lu, Zekiye Kılıç, Muhammet kızı. 1933 dğ.lu, Ayşe Sifoğlu, Yus'uf Zeki oğlu. 1955 dğ.lu, Ziya Sı- foğlu, Yusuf Zekı oğlu, 1957 dğ lu. M Anf Sifoğlu, Yusuf Zeki oğlu, 1963 dğ.lu, A Değer Sifoğlu, Mehmet oğlu, 1930 dğ.lu, N. Cemal Sifoğlu, 1. Hakkı kızı, 1936 dğ.lu, Nurhayat Kılıç, Halil kızı, 1945 dğ lu. Türkan Kılıç. Halil oğlu, 1947 dğ.lu, Imdat Kılıç, Halil kızı. 1952 dğ.lu, Nec- la Küıç, Rize ili, Pazar ilçesi Dağdıbi köyü nüfusuna kayıt- h Cemal oğlu, 1971 dğ.lu Şafak Hatınıaz, Cemal oğlu, 1959 dğ.lu, Kemal Hatırnaz, Cemal kızı, 1976 dğ.lu. Nur- can Habrnaz, Cemal oğlu, 195 7 doğumlu, Sinan Hatırnaz, Cemal kızı, 1978 doğumlu, Havva Hatırnaz, Cemal oğlu, 1963 dğ.lu, Ö. Adnan Hatırnaz, Cemal kızı, 1974 dğ lu. Gültezer Hatımaz, Cemal oğlu, 1969 dğ.lu, Suat Hatırnaz, Burdur ili, Meıkez Üçdibek mahallesi nüftısuna kayıtıl Halil oğlu, 1936 dğ.lu, Ata Diker, Ata kızı, 1957 doğum- lu, Nilgün Diker, Ata kızı, 1960 doğumlu, Gülgün Diker, Ata oğlu, 1961 dğ.lu, Ergün Diker, Ata kızı, 1968 dğ.lu, Aygün Diker ve Ata oğlu, 1969 dğ.lu, Akgün Dıker'e tüm anunalara rağmen vasıyetname tebliğ edilemediğinden, vasiyetnamenin tebliğinin ilanen yapılmasına karar verile- rek, vasıyetname ıçeriğine göre vasiyetçı Emıne Kılıç'ın murisinden kendısine ıntikal eden him gayrımenkulleri ve adına kayıtlı tüm gayrimenkullerindeki hak ve hısselerini yeğenleri olan Özer Kılıç, Şener Kılıç ve Yener Kılıç'a eşit olarak vasiyet ettiğini beyan etmiş olmakla ışbu vasiyetna- menin ilanen tebliğinden sonra 15 günlük yasal süre zar- finda itirazlannızı yapmadığınızda vasiyetnamenın kesın- leşeceği hususu ilanen tebliğ yerine geçmek üzere ılan olu- nur. Basm 50404 BANU NEBİOĞLU Üe MUZAFFER ÇAKIROĞLU evlendiler. Bakırköy 16 Eylül 2000 İSTANBUL DEFTERDARUCl GAYRİMENKUL SAIIŞİLANI 1- Satış yapılacak gayrimenkul, Istanbul ili, Bahçeli- evler ilçesi, Yenibosna Mah., Sok..., No..., kat atbesin- dedir. 2- Gayrimenkul B.Evler 2 Tapu Sicil Müdürlü|ü'nde; 4 pafta, ...ada, 1290 parselde 1969 metrektre yüzölçüm- lü 8/40 hısseli arsa olarak kayıtlıdır. 3- Satışa çıkanlan gayrimenkuk 40.000.000.000 TL. rayiç değer biçilmiştir. 4- Arttırmaya iştirak edeceklerden gayrimenkulûn değerinin yüzde 7.5'i nispetinde teminat alınması ge- rekmektedir. Teminat olarak banka teminat mektubu, Hazine tahvil ve bonolan kabul edilecektır. 5- Gayrimenkulün birinci artnrması 03.10.2000 tari- hinde saat 11 OO'de açık arttınna suretı ile Bahçelievler Malmüdürlügû Sanş Komısyonu Başkanhgı'nda yapı- lacaktır. 6- llgilenenJer gayrimenkul ile ilgili satış şartnamesi- nı Istanbul Defterdarlıgı Yenibosna Vergi Dairesi Mü- dürlüğü'nden alabileceklerdir. 7- Gayrimenkul temınatı satış saati olan 11.00'den 1 saat evvel, saat 10.00'a kadar Bahçelievler Malmüdûr- lûğü'ne yatınlacak, karşıhğında aJınacak emanet mak- buzunu aynı saate kadar Malmüdürlügû Satış Komısyo- nu Başkanlığı'na ibraz edeceklerdir. Gayrimenkul malın satışında verilen bedel gayrimen- kule biçilen rayiç değerin yüzde 75'ini bulmadıgı veya arttınlan bedel amme alacagına rüçhanı olan alacaklann tutanndan fazlaya çıkmadığı ve yapılmış veya yapılacak masraflan karşılamadığı takdirde en çok arttıranın taah- hüdü baki kalmak şartı ile artünmın 7 gûn daha uzatıla- rak 7 gün sonra aynı mahalde 10.10.2000 gün ve saatte (11.00) tekrar 2. artttrana ihale edilecektir. Ancak ihale bedelinin rüçhanlı alacakla birlikte mas- raflan da aşması gerekmektedir. Aksi takdirde satış ya- pılmayacaktır Yukanda yazılı olan hususlann dışmda başkaca ma- lumat ısteyen 5770004074 sicil numarası ile tahsil da- iresıne müracaat edebilir. Basm: 50447 Baytar Mekteb-i Alisi müderrislerinden Cafer Fahri Dikmen ile Halide Dikmen'in kızlan, Tiraje Dikmen'in ablası Ressam ŞÜKRİYE DtKMEN vefat etmiştir. Naaşı 17 Eylül 2000 Pazar günü Teşvikiye Camii'nden öğle namazını müteakiben Büyükada mezarhğında toprağa verilecektir. AİLESt 7 Fyinı ?nnn depremin .günü Profesyonel hâlâ depremredelerln BAĞCILARASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN EsasNo: 1999/140 Davacı Muzaffer Tekin tarafindan davalı Gülizar Te- kin aleyhine açılan boşanma davasmın ara karan gere- ğince; Davalı Gülizar Tekin'in Kayaönü mah, 64. sk. No: 36 Gaziantep adresine tebligat çıkanlmış, tebligat bila ik- mal iade edilmiş, yapılan C. Bassavcılığının adres araş- tumasından ve Nüfus müd, belediye, Sivil savunma müd, tapu sicil müd'ne yazılan adres arasürmalanndan bir sonuç alınamamıştır. ilanen tebliğ yapılmasına karar venlmiştir. Duruşma günü 03.10.2000 günü saat 09.40'a bırakılnustır. Duruşma günü ve dava dilekçesi yerine kaim olunur.13.09.2000 Basm: 51071 Deprem projelerimize katkıda bulunan sorumluluk sahibt insanlanmıza taşekkür ecNyoruz. Prof.Dr. Mehmet Pala, Hayri Tokay, JacK Enright. Nermin Koçum, Ayhan Şentürk. Hamdiye Yıldırım. Ahmflt Seiim Kaynak. Doğan Sekmeç, DlleK Solen. Mehmet AN Alabora Clhan Kateli. IB21Z) 2*2 87 27 - 292 OS O1 <tf günl#n »aat 1O OO/17 OO arası)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle