Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 9 VVĞUSTOS 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA.
HABERLER
Özel sigorta şirketlerinin yatınmlarrnı arttırmalan Türkiye'nin göz dikilen pazar olduğunu gösteriyor
Sermaye daha fazla kâr peşinde
BAIVUSALMAN
ANKARA - Sosyal gûvenlikte re-
form adı altında serbest piyasa mode-
li öngören düzenlemelerin, "sermaye-
nin daha fazla kâr kısır döngüsünden"
kayrıaklandığı ortaya konuldu. Özel si-
gorta şırketleri, Avrupa Birliği'ndeki
(AB) yatınmlannı 1992-1998 döne-
minde yûzde 121 arttınrken Türkiye'de
yüzde 258 oranında arttırmalan da,
"Türkiye'nin göz dikilen pazar" oldu-
ğunu gösteriyor.
Liman-tş Sendikası Uzmanı Oğuz
Topak'ın, "SSK'nin Yeniden Yapdan-
dmtanası ve Sermaye Birikimi" başlık-
lı incelemesinde, hükümetın kanun
hükmûnde kararname olarak çıkarma-
ya çalıştığı 5 yasa tasansı irdelendi.
Raporda, hükürnetin, emeklilik yaşını
ve prim ödemelerini yükselten yasa-
nın ardından, hastanelerin özelleştiri-
lerek kâr amaçlı çalışan kurumlara dö-
nüştürülmesi, sisteme özel sigortacılı-
ğın şınnga edilmesi, iş ve işçi bulma
hizmetlerinin piyasa aracılığıyla yeri-
ne getirilmesi amacıyla harekete geçil-
diğine dikkat çekildi. Raporda, şu çar-
pıcı noktalar saptandı:
• Sermaye, üretimden kaçarak dev-
lete borç verme yöntemiyle kâr elde
etme yöntemine yönelmektedir. Bu da
doğal olarak Türkiye'de olduğu gıbi
belli bir süre sonra devletin bu borçla-
n ödemek için gerekli finansman kay-
naklannı tüketmesine yol açmaktadır.
Bu nedenle ilk olarak özelleştirme dev-
reye sokulmaktadır. Kamu varhklan-
nın satıiması yoluyla devlet tekrar borç
alabilmek için borç faizlerini ödemek-
tedir. Bu tûr kaynaklann etkin kulla-
nılamaması veya saulacak varlıklann
bitmesi ihtimali, gerek kamuyu gerek-
se sermayeyi bu döngüyü devam etti-
recek yeni bir kaynağa yönlendirmiş-
tir. Işte yeni kaynak, sosyal gûvenlik
fonlannın kullanılmasıdır. Devreye so-
kulacak özel sigorta şirketlerine de
uzun vadeli tahvil, bono ve hisse sene-
di alma zorunluluğu getirilmektedir.
• Düzenlemelerdeki ana amaç,
SSK'nin saglık ve sigortacılık hizmet-
lerinin birbirinden aynlarak saglık hiz-
metlerinin hizmet saun alma da dahil
olmak ûzere işletme manhğı etrafında
yeniden yapılandınlmasını sağlamak-
tır. Saglık hizmetlerinde taşeronlaştır-
ma ve işlerin pıyasaya devri söz konu-
su edilmektedir. Saglık hızmetlerini su-
nan hastaneler kâr amacı güden kuru-
luşlara dönüştürülmektedir. SSK Baş-
kanlığı'na bağlı işletmelerin kurulma-
sı öngörülmektedir. Hastaneler üzerin-
deki kamu kontrolûnün ortadan kalk-
URFÎÇETtNKAYA'NIN, OĞLUANISINA YAPTIRDIĞIİLKÖĞRETİMOKULUYENIÖĞRETİMYILINAHAZIR
Uyuşturucu parasıyla eğitim
BARIŞDOSTER
Kamuoyunda Örfi Çetinkava olarak
da tanınan ve DGM tarafından
tutuklanan ünlü uyuşturucu
kaçakçısı Urfi Çetinkaya'mn, ölen
oğlu Orfî Çetinkaya adına
yaptırdığı ilköğretim okulu
Esenler'de yeni öğretim yılını
bekliyor. Milli Eğitim Müdürlüğü
yetkilileri, okulun admın "Ö.
Çetinkaya tlköğretim Okulu"
olarak onaylandığını, egitim için
gereken her türlü donanımın da
Çetinkaya ailesi tarafindan
sağlandığını söylediler.
Ünlü uyuşturucu kaçakçısı Urfı
Çetinkaya'nın Esenler'de Turgut
Reis Mahallesi'nde yaptırdığı ve
ölen oğlu Örfi'nin adını verdiği
ilköğretim okuluna kayıtlar tüm
hızıyla sürüyor. Okulun önünde
inşaatla ilgıli bilgilerin yer aldığı
tabelada, "Bağışlavan: Urfı
Çetinkaya, Örfi Çetinkaya
Dköğretim Okulu" şeklınde
yazarken, Esenler Milli Eğitim
Müdürlûğü yetkilileri, okulun "Ö.
Çetinkaya tlköğretim Okulu"
olarak onaylanıp, kayıtlara
geçtiğini, fakat adının sadece
"Çetinkaya tlköğretim Okulu"
Hatay
İLKÖĞRETİM OKL
URFi ÇETİNKAYA
ÖRFİ ÇETİNKAYA İUÖCRETİM OKUIU
32 OERSÜK - 52 ÜNİTE
STiinua VAUUGt mw Eorrm HUOURÜHSU
STANBUL BAYIMOIfiUK İSKAN MUPÜm.Ü0lİ
15.O1.2OOO
3O.O7. 2000
MARiN İNS. San.veTic.Ltd SU
olarak değiştirilmesinin de
gündeme gelebileceğini
belirtiyorlar. Kontrolü Istanbul
Milli Eğitim Müdürlûğü ve Istanbul
Bayındırlık Iskân Müdürlügü'nce
birlikte yapılan, 32 derslikli, 52
üniteli okulun yapımının,
15.01.2000 tarihinde başladığı ve
30.07.2000 tarihinde bittigi
belirtiliyor. Mahalle sakinlerinin bir
bölümü, önemli olanın eğitim
hizmetinin karşılanması olduğunu
ve Urfı Çetinkaya ismini medyadan
duyduklanru ifade ederken, bir
bölümü ise "Çocuklanmız,
gidecekJeri oknhı ysptiran ldşmm
Ünlü
uyuşturucu
kaçakçısUrfi
Çetinkaya'nın
Esenler'de
Turgut Refe
Mahaflesfnde
vaptntkğıve
öknoğhı
örfi'nin adını
venüği
ilköğretim
okuluna
kayıtiartûm
hrâyla
JÜrüyor.
kim olduğunu, ne iş yapbğuu
sorduklan zaman, yanrt
veremiyoruz. Eğitim için elbette
gûcû yeten berkes, eUni cebine
atmah. Ama devlet de gereken
denetimi yapmah. Her parayi
verenin adı okula verfimemeii" diye
konuşuyorlar. . .. •_•- . v,:<
masıyla saglık hizmet fiyatlan artacak-
tır. Saglık alanındaki bu "gizö özdles-
tirme" SSK'yi ya daha pahalı ya da
kapsamı daha dar saglık sigortası sağ-
lamaya zorlayacaktır. Bu, düsük gelir-
li kesimlerin aleyhine derinleşecektir.
• SSK'nin daha hızlı ve verimli ça-
lışması için demokratik katılım ve öz-
erk yapısından kaynaklanan model ye-
rine başkanlık sisterru öngörülmekte.
Kurumun yönetim kurulu, idari açıdan
ikincil dûzeye inerken asıl sorumluluk
ve yetki tek elde toplanmakta. Bazı bı-
rimler doğrudan başkanlığa bağlan-
makta. Bütçesi 1998 yıh itibanyla 5.7
katrilyon lira olan kurumda yetki ve
sorumluluğun tek elde toplanması ku-
rumun gelir ve giderlerinin siyasi ola-
rak yönlendirilmesine neden olacaktır.
• Yasal mevzuatı yeknesaklaştırma-
dan sosyal gûvenlik kurumlannı bir
araya getirmek demek, sadece gelir-gi-
der ayarlaması yapma anlamuıa gelir.
• SSK Genel Kurulu'nda öğretim
ûyelerinin delege sayısı 5'ten 2'ye, iş-
çi sendikalannın delege sayısı da
50'den 15'e düşürülmektedir. Genel
kurulun demokratik ışlevı yok edile-
rek bir anlamda "damşına kuruhı"na
dönüştürülmektedir.
• SSK Yönetim Kurulu'nda emek-
lilerin temsiliyeti kaldınlmaktadır.
• SSK, kamu tasarruf genelgesi kap-
sarruna alınarak kurumun teknik ve alt-
yapısal yenıleme yapabilme ımkânla-
n kısıtlanmıştır.
• AB normlanna ters şekılde, SSK
Yönetim Kurulu'na seçimle gelen üye-
lere eğitim koşulu getirilmektedir. TB-
MM'nin de yasama alamnda uzman-
laşmış kişilerden oluşması gerekir.
• Yönetim kuruluna tanınan yeni
yetkilerle kamusal bir örgüt olan
SSK'yi bir işletme haline getırme ve
kâr amacıyla çalışan bir yapının oluş-
turulması hedeflenmektedır. Borsada
işlem görsün ya da görmesin, SSK'nin
fonlan, kamuya, uzun vadeli kredi ola-
rak hisse senetlerinin alınması yoluy-
la istediğı kamu açıklannı kapama fir-
san verecektir. Fedakâriık, işçi sınınnın
birikimlerinin kullanılması yoluyla iş-
çi sınıfma yaptınlmak istenmektedir.
• Kurum gelirlerinin değerlendiril-
mesi merkezi bürokrasinin ınisiyatifi-
ne bırakılmaktadır. tstikrar paketı ve
özelleştirme sûrecınde kurum mali açı-
dan bagnnlı konuma düşmektedir.
Çevreyi kirletenlere
karşı çıktı, işinden
uzaklaştınldı
MEHMETALtSOLAK
HATAY-Çevreyikirlet-
tikleri tespıt edilen fırma-
lann kayınldığına yönelik
belge toplayan ADD üye-
si Hatay Çevre Müdür
Yardımcısı Mustafa Çele-
bigörevden alındı. Çelebi,
FP'den mületvekili adayı
olan Çevre Mûdürü Mu-
hammed Sever'm valiliği
yanıltarak kendisinin ye-
rine usulsüz atama yapö-
ğını öne sürdü.
Mustafa Çelebi, ll Çev-
re Müdürü Muhammed
Sever'in, İskenderun'da
bulunan Atakaş, tlhanlar,
Yazıa gıbı haddehaneler-
de ölçümlerin normalin
çok ustünde olmasına
rağmen, cezai işlem uy-
gulamadığını, söz konusu
özel şirketleri bağış ala-
rak kayırdığını öne sürdü.
Bu kurumlarla ilgıli geç-
mişte yapılan ölçüm ra-
porlannın fotokopilerini
basuı mensuplanna gös-
teren Çelebi, ınsan sağlı-
ğı ve doğayı olumsuz
yönde etkileyen Iskende-
run'daki haddehanelerde
normalde 1700 mg/m2
olması gereken kükürtdi-
oksit miktannm yapılan
ölçümlerde 5000-7000
mg/m3 çıktığını, bu konu-
da da herhangi bir cezai
işlemin uygulanmadığını
söyledi. Çelebi şu bilgile-
ri verdi:
"2872 Sayıh Çevre Ka-
nunu'nun 8. maddesinin
l.fikrasmda; her türlü an-
ğm çevreye zarar verecek
şekflde, ilgüi yönetmelik-
İerde belirienen standart-
lara ve yöntemlere aykui
olarak doğrudan ve dolay-
h biçimde ahcı ortama
vermek, depolamak. taşı-
mak, uzaklaştınnak ve
benzeri faaüyetierde bu-
hmmak yasakür".
-'.'• .S -r—•.--
İskenderun Mimarlar Odası
Yeşili korumayanlar
görevden alındı
AKINBODUR
tSKENDERUN - Is-
kenderun'da, kamuya ait
yeşil alanlann konut, tica-
ri ve askeri alanlara dö-
nüşmesini sağlayan, bele-
diye meclisi kararlarmı
yargıya götürmeyen Mi-
marlar Odası iskenderun
Temsilciliği görevden
almdı. iskenderun Mi-
marlar Odası yönetimine
yedek listedeki 5 kişi
aundı.
Istanbul'da Genel Baş-
kan Oktay Ekinci başkan-
lı|jnda toplanan Mimar-
laı Odası Genel Merkez
ycnetimi 20 Ağustos
2CO0 tarih ve 9 sayılı ka-
ran ıle H. Nejat Erdoğuş
başkanlığındaki Iskende-
run temsilcilik yönetimi-
ni görevden aldı. Mimar-
lar Odası Genel Merkezi,
temsilcilik yönetimini gö-
revden almaya, oda yö-
netmeliğine aykm davra-
nılması ve bu durumun
üye ve oda örgütlülüğunü
yıpratmasını gerekçe gös-
terdi.
Yedek yönetim kurulu
üyeleri Ahmet Rayhano-
ğu, Necati Sert, Sema Yü-
dız, Ş. Büknt Numanoğlu
ve Cemal Kariptaş' ı tem-
silcilik yönetim kurulu
olarak görevlendiren Mi-
marlar Odası Genel Mer-
kezi, gerektiğinde Isken-
derun'daki yeşil alan tah-
ribanna genel merkez ola-
rak da dava açılmasına
oybirliği ile karar verdi.
1
ömni
Ryatı
, AmpuLmasnA
İ_O*&
Kutemm suresı
. Normai Ampul
' 1000 sat
İî00000x ISidet
HJOOMOOTL
1
100 W
'iSOOOsat
Betonk btnm % w 66000TL
Elekxr3c masraft
TopUm masraf
W000 000 TL
IOİO0OOOOT1.
Philips Ecotone
ISOOOaat
1
8 000 000 x 1 adcc |
I8.00ÛOOOU
1
|
^»W 1
15.000 Ü K '
44.000 TL ^
I98OOOO0TL
, 27800000TL
JUzancınız 74.200.«»TV_
* KDV dahıf A£ustos lyı orolanu tüketicı saai ftfvı.
1
t $ •;
% 80 Slfriftu + I 5 ÎS'un ömür^ 74.200.000TL
1 "İ4-M
r;
mwwtonw 15000 n«fi
ECOTONE 20W * AmpulOn flnvfl boyunct.
PHILIPS TUKETICI DANIŞMA: 0800 261 33 02 (pbx)
IrUtnao. ıan) n ımıı Mtubraa kıUıWa U ı ırnMh M(i i(i> Tlrtayt'tM
Etetctrik tUketiminm 150 kilovao a$an bölümüne % 50 zam
geldt. Ampullerinizi, normal ampulden 15 kata kadar daha
uzun ömürlü ve % 80 elektrik tasarruflu Philips Ecotone
iie defiştirin, elektrik feturanm görünce çarpılmayın.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
CHP ve Uderlik
Toplumsal bilimlerde; "lider tipi" denilen bir tip
vardır. Ağzı laf yapan, sentez yeteneği bulunan, ça-
buk karar alabilen vb. özellikleri taşıyan kışılere, "li-
der âzelliği olan kışıler", adı verilir. Bu türden insan-
lar, Türkiye'de ve dünyanın diğer ülkelerinde; genel-
likle, "sol" içinde yer alırlar. Ve bu nedenle dünya-
nın her yerinde ve Türkiye'de, "sol" çok kolay bö-
lünür ve parçalanır. Zira, kendinde de lider özellik-
leri olan kişilerin, bir lidere sadakatieri zayrf olur ve
en ufak bir olayda aralanndaki ipler kopabilir.
Sağ da lider özelliği taşıyan insanlann oranı, sol'a
oranla çok daha az olduğu için; sol'da gördüğümüz
parçalanma, sağ'da pek görülmez. Sağ'dakı parça-1
ianrnalann kökeninde, daha çok "rantpaylaşımı" ve'
bundan doğan çatışmalar vardır. '
Atalanmızın dediği gibi; horozu çok olan kümese, '
güneş geç dogar. Ve bu nedenle, Türkiye'de ve dün-
yanın pek çok ülkeande, sol'un bu iç çatışmalan,1
kendilerini zayrf düşürür. Bunun en tipik ömegi, gü-'
nümüzün CHP'sidir. Tabii CHP'nin son seçim başa- j
nstzlığınt, sadece buna bağlamak haksızlık olur. Tür-!
kiye'nin "egemen gücü", CHP'yi cezalandırmak ve!
belki de silmek karannı aldığı için CHP, bu işin attın-:
dan kalkamamıştır. Ancak CHP'siz bir TBMM'nin ne-
kadar eksik kaldığı görüldügüne göre; umanm bu!
karar kalkmtş olsun... r
•••
Günümüz CHP'sindeki lideriik mücadelesini an-'
layabilmek için, gözlerimizi 12 Eylül 1980 öncesine>
çevirmemiz gerekir. 12 Eylül öncesinin siyaset sah->
nesinde, dört önemli lider vardı. Bunlar, CHP Genel-
Başkanı Bütent Ecevit, AP Genel Başkanı Süley-.
man Demirel, MHP Genel Başkanı Alparslan Tür-
keş ve MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan,
iditer. ,
12 Eylül darbesi, bu liderierin her birini bir tarafa,
savurdu. Hakça söylemek gerekirse; en ağır fatura-,
yı da, Alparslan Türkeş ve Necmettin Erbakan öde-,
diler. İşin ilginç yanı, aralanndan bazılannın mahke-,
mede de dile getırdikleri gibı; MHP'nin düşüncele-
rinin önemli bir bölümü iktıdarda, yöneticileri hapis-
hanedeydi. Milli Selamet Partısi'nın yapmak için can
atacağı bütün düzenlemeler, Necmettin Erbakan ve
diğer parti yöneticileri hapisteyken yapıldı. "7967
Anayasası ile Türkiyeyönetilemez", düşüncesini her
yerde dile getiren Süteyman Demirel'in hertürlü bek-
lentileri, 1982 Anayasası'nda yer alırken Süleyman
Demirel siyaset yasağı artındaydı.
Ya birileri bizimle alay ettiler ya da büyük bir oyu-'
nun sahneye konuluşunu izledik. Garip bir ülke Tür-
kiye...
Fakat bugün, yaşı 35-40'ın altında olanlann hk; bi-
ri, bu acımasız oyunu anımsamıyor...
•••
12 Eylül sonrasında; 12 Eylül öncesi liderierinin
üçü çok zor koşullar altında o\salar bile, partilerine
ve örgütlerine sahip çıkmaya çalıştılar. Bunlar; De-
mirel, Erbakan ve Türkeş idi. Bunlara karşılık Bülent
Ecevit, partisi ile olan bağını koparttı. Harta o dö-
nemde ortaya çıkan bir dedikoduya göre parti içi "k-
//fr"lerden bıkan Ecevit, eğer 12 Eylül olmasaydı ye-
ni bir partinın arayışına girecekmiş. Ama bu sadece
bir dedikodu.
Ve doğrusu, ben bu dedikoduya inanrrayorum.
Fakat 12 Eylül sonrasında, evinin kapısını CHP yö-
neticilerine kapattığını kimse yadsıyamaz. Neden
sonra; yargılanma sürecinde, kendinin yalnız bıra-
kıkJığtndan şikâyet edecektir ama, asıl "ipleri kopar-
tan" kendisi olmuştur.
Ecevit'in bu yaklaşımı, CHP örgütünü başsız bı-
raktı. Ve bir kaosa ıttı. Oysa ki, toplumsal yaşam boş-
luk kaldırmaz. Nasıl biıieşik kaplarda boşalanın ye-
ri heia dolarsa; CHP'nin boşluğu da, bir biçimde dol-
du. Fakat hiçbir zaman, eski CHP'ye ulaşılamadı.
•••
1982 seçimleri öncesinde, CHP tabanına yönelik
iki parti görüyoruz. Bunlardan biri olan Halkçı Par-
ti, seçimlerde bekJenenin çok üzerinde başan sağ-
ladı. Bu parti üyeleri genellikle yeni ısimlerden oluş-
maktaydı. Eski CHP örgütünü ve tabanını temsil et-
tiğine kuşku duyulmaması gereken SODEP, 12 Ey-
lül yönetiminin çirkın planlan çerçevesinde, seçim-
lere sokulmadı.
Meclis'te güçlü bir grubu bulunan, fakat tabanı ol-
mayan HP ile; geniş birtabana dayanan, fakat Mec-
lis'te temsil edilmeyen SODEP birieşerek Sosyal
Demokrat Halkçı Parti'yi (SHP) kurdular. Bu birleş-
me çok sancilı olmamıştı. Fakat daha sonra,
CHP'nin mahkeme karan ile açılmasım izleyen dö-
nemde, SHP'nin CHP ile birieşmesi çok sancılı ol-
du. Bu sancı günümüzde de devam etmektedir.
Bu arada Bülent Ecevit, Demokratik Sol Parti'yi
kurmuş ve siyasal yaşamda güçlü karizmasına da-
yanarak bir yer edinmişti. CHP ile SHP'nin birleş-
mesinin örgüte yansıyan sancılan, hem CHP içinde
her düzeyden lider sorunu yaratırken hem de D-
SP'nin önünü açt.
Bugün CHP'de lideriiğe oynayan isimlerin hemen
hepsi, son derece nrtelikli isimler. Fakat ipi kimin ve
nasıl göğüsleyeceği belli değil. Umudum o ki; önü-
müzdeki ilk kurultaydan çıkan isim; hem CHP örgü-
tünü topariayabilir, hem de birieşt'rici olabilir.
Türkiye'nin CHP'ye gereksinimi var...
Yatta arama yapıldı
Tarihi eser kaçakçısı
2 Alman yakalandı
www.phitipt.com.tr
DOfTSlI «r«Min«a.
tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Yurtdışına
tarihi eser kaçırmaya çalı-
şan Alman uyruklu biri
kadın iki kişi yakalandı.
Bir ihban değerlendiren
Konak tlçe Emniyet Mü-
dûrlüğü görevlileri ile Ma-
li Şube ekipleri, Alman-
ya'dan emekli olduktan
sonra 1972'de Karabu-
run'a yerleşen Matematik
öğretmeni Joach FahM-
busch'a ait "Levante 2"
yannda arama yapö. Ara-
mada, Yunan, Roma ve
Bizans dönemine ait sik-
ke, mermer levha, toprak
sürahi ele geçti.
Gözalnna alınan Joach
Fahhlbusch'un Karabu-
nm'daki konutunda yapı-
lan aramada da Yunan,
Roma ve Bizans dönemi-
ne ait piyasa değen yakla-
şık 30 milyar lira olan 844
adet sikke, toprak yağdan-
lık, kurşun ağırhlc, kurşun
sapan taşı, bronz parçalar,
toprak sürahi, toprak gü-
veç, hayvan figürleri ile
üzerinde desenler bulunan
mermer sütun, toprak şişe,
kabartma metal kadın büs-
tü bulundu.
Uzun süredir Fahhl-
busch ile birlikte yaşayan
Abnanya'da psikoloji öğ-
retmenliğinden emekli
Barbara Sabine VV'edeme-
ger de gözaltına alındı. Ta-
rihi eserlerin tzmir Müze
Müdürlüğü'ne teslim edi-
leceğini belirten emniyet
yetkilileri, sorgulannınta-
mamlanmasından sonra,
tarihi eserkaçakçılığı yap-
tıklan savıyla Izmir Cum-
huriyet Savcılığı'na sevk
edileceklerini açıkladılar.